[]
Kahreden durumlarla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Merhaba, ben Haziran'da 30 yaşına gireceğim. Epey zamandır işsizim, kötü bir çocukluk geçirdim. Gençliğim de matah değildi, hep pesimist biriydim. Çirkindim, okulda da başarılı değildim, boyum kısaydı büyüme hormonu falan kullanmak zorunda kaldım. Babam biraz geç evlenmiş ve ben son çocuğum çocukken hep onun öleceğini falan düşünüp korkulara teslim oluyordum. Şimdi 30'uma geliyorum elimde avucumda bir şey yok, işssizim epey zamandır. Özgüvenim asla yok. 5 yıl önce bir akrabamız bizi dolandırdı elimizde olan tek şey olan evimizi ipotek ettirdi sözüm ona iki aylığına ve bunca zamandır vermedi evimizi. Şimdi arıyorum açmıyor açsa da yeni bahaneler. Şimdi buna o kadar kahroluyorum ki yemek zor yiyorum, uykuya zor dalıyorum, gece boyu yatakta senaryolar dönüp dolaşıyor kafamda. Ne yapayım?
Yeni eğitim, kurs, spor, hobi ve sosyalleşme ile acılarınızı azaltabilirsiniz.
- Tochinoshin (20.03.21 23:14:55)
benzer durumlardayız dostum. doktora gidip sorunlarını anlatmanı tavsiye ederim. en iyi gelecek şey bu kötü döneminde.
- iyi olmayan gececi (21.03.21 01:07:49)
Yaşadığınız durumlar gerçekten çok zor, böyle buhran zamanlarında insan sağlıklı düşünemiyor. Ben en çok sosyalleşmeden verim alıyorum. Birileriyle iletişimde olduğumda daha rahatlamış hissediyorum. Bunun dışında, hangi şehirde yaşadığınızı bilmiyorum ama büyük şehirlerde psikolojik destek alabileceğiniz devlete bağlı psikoterapi merkezleri, yine bu pandemi döneminde aktif olan destek hatları var. Bunlardan da yararlanabilirsiniz.
- evanesco (21.03.21 01:11:11)
Kesinlikle bir şekilde psikolojik destek almaya çalışmalısınız gibi görünüyor her şeyden önce. Bununla birlikte ben kendimi kötü hissettiğimde benzer şeyleri yaşayan başka insanların da olduğunu düşünüp, internette benzer deneyimlere sahip insanların yazılarını okumak iyi geliyor (ekşi, forumlar, reddit, vb).
Önceki duyurunuzu okudum, aile olarak yaşadığınız şey çok üzücü ama her şeyden önemlisi sağlık, sağlık olduktan sonra gerisi geliyor yavaş yavaş. Kendinizi iyi hissettirecek şeyler yapmaya çalışın, her gün biraz yürüyün mesela, meditasyon yapın. Sonra kendinize ufak tefek uğraşlar bulun, bu evin bir eksiğini gidermek-düzeltmek bile olabilir. Ya da kafanızı bir şeye takın, onu araştırın,ufak tefek bir şeyler üretin, yemek yapmaya merak salın, vs. Bunu gerçekten kendiniz bulmalısınız.
Ardından yavaş yavaş hayatınızı yoluna koyacak şeyi bulmaya çalışın. Evet, gelişmiş bir ülkede olsaydık çok büyük bir kısmımız iş bulabiliyor olacaktık ama 2021 Türkiye'sinde gerçekler başka şekilde işliyor maalesef. O zaman belki de kendi işimizi yaratmalıyız? Mesela kendinize bir uğraş yaratmaya çalışırken yemek yapmaya merak saldınız mesela, açın bir Youtube kanalı, telefonunuzla çektiğiniz videolar ile yemek yapma üzerine edindiğiniz bilgileri kendi deneyimlerinizle birlikte paylaşın insanlarla. Yemek yapmanın terapi etkisi üzerine bir kanal olsun.
Tamamen sallıyorum tabii, bambaşka bir yol çizebilirsiniz kendinize. Ama o yol önünüzde, sadece yolu açmanız gerekiyor. Bunun içinde psikolojik yardım almalı, harekete geçmeli, kendinizi tanımalısınız. Buraya yazarak bile en önemli ilk adımı attınız, gerisi gelecek.
Önceki duyurunuzu okudum, aile olarak yaşadığınız şey çok üzücü ama her şeyden önemlisi sağlık, sağlık olduktan sonra gerisi geliyor yavaş yavaş. Kendinizi iyi hissettirecek şeyler yapmaya çalışın, her gün biraz yürüyün mesela, meditasyon yapın. Sonra kendinize ufak tefek uğraşlar bulun, bu evin bir eksiğini gidermek-düzeltmek bile olabilir. Ya da kafanızı bir şeye takın, onu araştırın,ufak tefek bir şeyler üretin, yemek yapmaya merak salın, vs. Bunu gerçekten kendiniz bulmalısınız.
Ardından yavaş yavaş hayatınızı yoluna koyacak şeyi bulmaya çalışın. Evet, gelişmiş bir ülkede olsaydık çok büyük bir kısmımız iş bulabiliyor olacaktık ama 2021 Türkiye'sinde gerçekler başka şekilde işliyor maalesef. O zaman belki de kendi işimizi yaratmalıyız? Mesela kendinize bir uğraş yaratmaya çalışırken yemek yapmaya merak saldınız mesela, açın bir Youtube kanalı, telefonunuzla çektiğiniz videolar ile yemek yapma üzerine edindiğiniz bilgileri kendi deneyimlerinizle birlikte paylaşın insanlarla. Yemek yapmanın terapi etkisi üzerine bir kanal olsun.
Tamamen sallıyorum tabii, bambaşka bir yol çizebilirsiniz kendinize. Ama o yol önünüzde, sadece yolu açmanız gerekiyor. Bunun içinde psikolojik yardım almalı, harekete geçmeli, kendinizi tanımalısınız. Buraya yazarak bile en önemli ilk adımı attınız, gerisi gelecek.
- gmzo (21.03.21 08:30:16)
Teşekkür ederim hepinize.
- spartamed (21.03.21 17:54:31)
Bir uzmandan yardım alın.
- rojhat (21.03.21 21:15:57)
Aslında sorularınızın birçoğunun cevabı yine kendi yazınızda saklı.
Hep pesimist biriydim demişsiniz. Bunu kabul ediyorsanız, bunu düzeltebilirsiniz. Önceki duyurularınıza biraz göz gezdirerek yazıyorum:
- Örneğin, okulda başarılı değildim demişsiniz; siyaset bilimi bitirmişsiniz, odtü'de fizik sınavına girmişsiniz.
- Boyum kısaydı demişsiniz, şu an anladığım kadarıyla boyunuz 187cm
- Çocukken hep babamın öleceğini düşünüp korkulara teslim oluyordum demişsiniz, siz 25 yaşındayken babanız tapuyu akrabanızın üzerine yapacak kadar sağ salim hayattaymış :))
Söylemek istediğimi anlatabildim mi? :) Tüm hayatınızı, bu pesimistliğiniz sebebiyle durduk yere kaygılarla geçirmişsiniz. Bu elbetteki bir uzman yardımıyla çözülebilecek bir şey. Ama şu an ona ayıracak bir bütçeniz yoksa bile, araştırarak, okuyarak ve kendinizi telkin ederek ilerleme kaydedebileceğinize inanıyorum aslında.
Yani demek istediğim, en basitinden, kısa boylu kalacağım diye üzülüp, dünya averajını fazlasıyla geçmişsiniz. Babam ölecek diye kendinizi perişan etmişsiniz ama babanız maşallah ölmemiş. Bu durumda, tüm bu gelişmeler üzerinde bunca olumsuz düşünceniz, vaktiniz boşa gitmiş, kendinizi heba ettiğinizle kalmışsınız. Hem de siz "babam ölecek" diye ağlarken kim bilir ne mutlu çocukların ne sağlıklı gözüken babaları öldü gencecik yaşlarında... Öyleyse hayatınızın bundan sonraki günleri için kendinize bir söz verin ve ne olacağının kontrolü sizde olmayan şeyler için kendinizi yıpratmamaya çalışın.
Her anın tadını çıkarmak o kadar mühim ki. Harekete geçmedikçe köreliyoruz. Ne iş olursa bir ucundan tutup başlayın, üzerinizdeki ölü toprağını atın. Yorgunluktan hiçbir şey düşünemeyip sızıncaya kadar çalışın. Bir yandan da bu konu üzerine eğilin, kendinizi eğitin.
Ben şahsen 1 tane hayatım olduğunu, bu hayatta elimden geleni ardıma koymayacağımı, insanların ne dertlerle uğraştığını, benim bu dertlerle ağlayıp zırlama lüksüm olmadığını (ki kendime göre oldukça ağır dertlerle boğuştuğumu söyleyebilirim), nasılsa bir gün ister istemez öleceğimizi, o gün hiçbir şeyin anlamı kalmayacağını, öyleyse dolu dolu yaşamam gerektiğini telkin ederek kendimi ayakta tutuyorum.
Bir işe başlar başlamaz da her ay maaşınızın 4'te 1'ini bir uzmana ayıracağınıza dair kendinize söz verin! :)
Hep pesimist biriydim demişsiniz. Bunu kabul ediyorsanız, bunu düzeltebilirsiniz. Önceki duyurularınıza biraz göz gezdirerek yazıyorum:
- Örneğin, okulda başarılı değildim demişsiniz; siyaset bilimi bitirmişsiniz, odtü'de fizik sınavına girmişsiniz.
- Boyum kısaydı demişsiniz, şu an anladığım kadarıyla boyunuz 187cm
- Çocukken hep babamın öleceğini düşünüp korkulara teslim oluyordum demişsiniz, siz 25 yaşındayken babanız tapuyu akrabanızın üzerine yapacak kadar sağ salim hayattaymış :))
Söylemek istediğimi anlatabildim mi? :) Tüm hayatınızı, bu pesimistliğiniz sebebiyle durduk yere kaygılarla geçirmişsiniz. Bu elbetteki bir uzman yardımıyla çözülebilecek bir şey. Ama şu an ona ayıracak bir bütçeniz yoksa bile, araştırarak, okuyarak ve kendinizi telkin ederek ilerleme kaydedebileceğinize inanıyorum aslında.
Yani demek istediğim, en basitinden, kısa boylu kalacağım diye üzülüp, dünya averajını fazlasıyla geçmişsiniz. Babam ölecek diye kendinizi perişan etmişsiniz ama babanız maşallah ölmemiş. Bu durumda, tüm bu gelişmeler üzerinde bunca olumsuz düşünceniz, vaktiniz boşa gitmiş, kendinizi heba ettiğinizle kalmışsınız. Hem de siz "babam ölecek" diye ağlarken kim bilir ne mutlu çocukların ne sağlıklı gözüken babaları öldü gencecik yaşlarında... Öyleyse hayatınızın bundan sonraki günleri için kendinize bir söz verin ve ne olacağının kontrolü sizde olmayan şeyler için kendinizi yıpratmamaya çalışın.
Her anın tadını çıkarmak o kadar mühim ki. Harekete geçmedikçe köreliyoruz. Ne iş olursa bir ucundan tutup başlayın, üzerinizdeki ölü toprağını atın. Yorgunluktan hiçbir şey düşünemeyip sızıncaya kadar çalışın. Bir yandan da bu konu üzerine eğilin, kendinizi eğitin.
Ben şahsen 1 tane hayatım olduğunu, bu hayatta elimden geleni ardıma koymayacağımı, insanların ne dertlerle uğraştığını, benim bu dertlerle ağlayıp zırlama lüksüm olmadığını (ki kendime göre oldukça ağır dertlerle boğuştuğumu söyleyebilirim), nasılsa bir gün ister istemez öleceğimizi, o gün hiçbir şeyin anlamı kalmayacağını, öyleyse dolu dolu yaşamam gerektiğini telkin ederek kendimi ayakta tutuyorum.
Bir işe başlar başlamaz da her ay maaşınızın 4'te 1'ini bir uzmana ayıracağınıza dair kendinize söz verin! :)
- pandispanya (21.03.21 21:34:16)
1