[]
yapmadan ölseniz üzüleceğiniz şeyler?
Var mı sizin de yani kesin vardır ama ben çok büyük şeylerden bahsetmiyorum.
Mesela ben Dexter'ın 9.sezonunu izlemeden ölürsem ya da GTA VI'yı oynayamadan ölürsem, ölürken kesin aklıma gelir ve çok üzülürüm hatta vaktim varsa bi de bunlar için ağlarım ve kocama falan vasiyet ederim benim yerime izle ve oyna falan diye. Yazarken bile duygulandım. Sizin böyle düşününce küçük ama yapmadan ölseniz üzüleceğiniz şeyler var mı? Hem belki listelerimize de ekleriz daha çok üzülürüz :D
Mesela ben Dexter'ın 9.sezonunu izlemeden ölürsem ya da GTA VI'yı oynayamadan ölürsem, ölürken kesin aklıma gelir ve çok üzülürüm hatta vaktim varsa bi de bunlar için ağlarım ve kocama falan vasiyet ederim benim yerime izle ve oyna falan diye. Yazarken bile duygulandım. Sizin böyle düşününce küçük ama yapmadan ölseniz üzüleceğiniz şeyler var mı? Hem belki listelerimize de ekleriz daha çok üzülürüz :D
- turkce konusan uzayli (05.03.21 13:43:01)
Büyük ırk kedilerden birini kucağıma alıp sevip öpmeden ölürsem mezarımda ters dönerim vallahi. Bir kaplan yavrusunu sevsem ne olur ki:(
- suicides underground (05.03.21 13:50:38)
Yazmak için giriş yaptım; Belçika' da bi' maraton var 3 bira markasının düzenlediği. Bi' bira fabrikası içinde başlayıp diğerinde bitiyor. Önümüzdeki yıllarda katılmayı planlıyorum, hayal değil hedef diyeyim. Yapamadan ölürsem cidden üzülürüm.
- kumandanim (05.03.21 14:18:03)
kuzey ışıklarını canlı görmek
- amugochi (05.03.21 14:31:35)
@Mor bembombom
Kemer - Adrasan civarları denizden gün doğumu izleyebilirsin
Kemer - Adrasan civarları denizden gün doğumu izleyebilirsin
- freebird5406_2 (05.03.21 14:44:29 ~ 14:46:16)
yurtdışında yaşamak. çocukluğumdan beri almanya ve rusya'nın bende yeri hep ayrı olmuştur ama "burada yaşamak isterdim" diyebileceğim ülke sayısı hayli fazla. çok fark etmez.
benim için bu durum sadece "türkiye'de yaşanmaz" ile açıklanabilecek bir şey değil. küçük yaştan beri isterim. daha 9-10 yaşındayken artık ne gördüysem, ne olmuşsa norveç diye tuttururdum mesela. yağmur yağınca çok hoşuma giderdi, "norveç'te çok yağıyomuş, demek ki burası şimdi norveç'e benzedi" diye düşünüp mutlu olurdum. konu yaşam standartlarıyla, ülkenin geldiği noktayla alakasız. 15 yaşındayken ne bilecektim siyaset falan? yine de avrupa'da yaşamak istiyordum.
işin komik yanı iyi düzeyde ingilizcem var, rus dili ve edebiyatı öğrencisi olarak birkaç yıl içinde rusçam da hayli düzgün olacaktır diye tahmin ediyorum. almanca oturup çalışmadım ama temelim var. peki buna rağmen elde ne var? sıfır. ne yapıyorum? hiçbi şey. iş güç, tecrübe? yok. çimenlere uzanıp puşkin şiiri okumuştum bi kere okulda arkadaşlara, video ve fotoğraf çekmişlerdi, gülmüştük. yeteneklerim bununla sınırlı. türkçeyi doğru konuşamayan fırıncı gidip isveç'te pizzacı açıyor, biz ankara'da ezik ezik dolaşıyoruz. bazen diyorum keşke çocukluğum daha çetin koşullarda ve aile ortamında geçseymiş, keşke "az buçuk kültürlü, yabancı dili olan ama başka bir şey beceremeyen beyaz yaka adayı vasat üstü anadolu lisesi öğrencisi"nin yurtdışına çıkma şansı EN DÜŞÜK tip olduğunu zamanında öğretselermiş bana.
bunun acısını ve bir nevi ezikliğini çok hissediyorum. yurtdışında yaşayacağıma da inanmıyorum açıkçası ama inancımı kaybedersem hayatımı çok negatif etkiler, bir sürü şeyden keyif almamaya başlarım. o yüzden aklımın bir köşesinde "belki olursa" diye düşünmeye devam ediyorum.
bu arada yanlış anlaşılmasın, "gidince hayatım kurtulacak" veya "burası bok, orası süper" şeklinde bir yaklaşımım yok. kısa süreli seyahatlerimde türkiye'yi özlediğim, yurtdışında olduğum için çok zorlandığımı hissettiğim, beynim yabancı dilde iletişim kurmaktan pelteye döndüğü için farkında olmadan aralara türkçe kelimeler serpiştirdiğim, gece 2'de hatay dürüm videosu izleyip ağladığım oldu hahaha. doyçland'da market fiyatları ucuz diye hayatın güllük gülistanlık olduğu şeklinde bir yanılgıda değilim.
diyorum ya merak işte, böyle büyüdüm ben, bunu yapamazsam eksik hissedeceğim. "bir an önce çıkıp gideyim" diye hiçbir şeyde istikrar sağlayamadım, iş verseler "yeaaa ben buraya alışırsam konfora alışırım, bi daha gitmek istemem" deyip reddedecek oldum hajdfdjdk tam bir gerizekalıyım. artık 75 yaşında, boş cüzdanla, elimde bir kağıt parçası ve sadece yabancı dil bilgimle avrupa'da iş ararım jdfjdk. dili bilsem nolcak başka bi numaram olmadıktan sonra, almanya'da herkes biliyo onu sonuçta.
kusura bakma lütfen yine bütün negatifliğimi ve pisliğimi duyuruya saçmış oldum, beni çok rahatsız eden ve üzen bir konu olduğu için yazdıkça yazasım geldi djfdkd
benim için bu durum sadece "türkiye'de yaşanmaz" ile açıklanabilecek bir şey değil. küçük yaştan beri isterim. daha 9-10 yaşındayken artık ne gördüysem, ne olmuşsa norveç diye tuttururdum mesela. yağmur yağınca çok hoşuma giderdi, "norveç'te çok yağıyomuş, demek ki burası şimdi norveç'e benzedi" diye düşünüp mutlu olurdum. konu yaşam standartlarıyla, ülkenin geldiği noktayla alakasız. 15 yaşındayken ne bilecektim siyaset falan? yine de avrupa'da yaşamak istiyordum.
işin komik yanı iyi düzeyde ingilizcem var, rus dili ve edebiyatı öğrencisi olarak birkaç yıl içinde rusçam da hayli düzgün olacaktır diye tahmin ediyorum. almanca oturup çalışmadım ama temelim var. peki buna rağmen elde ne var? sıfır. ne yapıyorum? hiçbi şey. iş güç, tecrübe? yok. çimenlere uzanıp puşkin şiiri okumuştum bi kere okulda arkadaşlara, video ve fotoğraf çekmişlerdi, gülmüştük. yeteneklerim bununla sınırlı. türkçeyi doğru konuşamayan fırıncı gidip isveç'te pizzacı açıyor, biz ankara'da ezik ezik dolaşıyoruz. bazen diyorum keşke çocukluğum daha çetin koşullarda ve aile ortamında geçseymiş, keşke "az buçuk kültürlü, yabancı dili olan ama başka bir şey beceremeyen beyaz yaka adayı vasat üstü anadolu lisesi öğrencisi"nin yurtdışına çıkma şansı EN DÜŞÜK tip olduğunu zamanında öğretselermiş bana.
bunun acısını ve bir nevi ezikliğini çok hissediyorum. yurtdışında yaşayacağıma da inanmıyorum açıkçası ama inancımı kaybedersem hayatımı çok negatif etkiler, bir sürü şeyden keyif almamaya başlarım. o yüzden aklımın bir köşesinde "belki olursa" diye düşünmeye devam ediyorum.
bu arada yanlış anlaşılmasın, "gidince hayatım kurtulacak" veya "burası bok, orası süper" şeklinde bir yaklaşımım yok. kısa süreli seyahatlerimde türkiye'yi özlediğim, yurtdışında olduğum için çok zorlandığımı hissettiğim, beynim yabancı dilde iletişim kurmaktan pelteye döndüğü için farkında olmadan aralara türkçe kelimeler serpiştirdiğim, gece 2'de hatay dürüm videosu izleyip ağladığım oldu hahaha. doyçland'da market fiyatları ucuz diye hayatın güllük gülistanlık olduğu şeklinde bir yanılgıda değilim.
diyorum ya merak işte, böyle büyüdüm ben, bunu yapamazsam eksik hissedeceğim. "bir an önce çıkıp gideyim" diye hiçbir şeyde istikrar sağlayamadım, iş verseler "yeaaa ben buraya alışırsam konfora alışırım, bi daha gitmek istemem" deyip reddedecek oldum hajdfdjdk tam bir gerizekalıyım. artık 75 yaşında, boş cüzdanla, elimde bir kağıt parçası ve sadece yabancı dil bilgimle avrupa'da iş ararım jdfjdk. dili bilsem nolcak başka bi numaram olmadıktan sonra, almanya'da herkes biliyo onu sonuçta.
kusura bakma lütfen yine bütün negatifliğimi ve pisliğimi duyuruya saçmış oldum, beni çok rahatsız eden ve üzen bir konu olduğu için yazdıkça yazasım geldi djfdkd
- der meister (05.03.21 14:52:41)
kısa süreliğine de olsa fil bakıcılığı yapmak.
evet.
evet.
- rewlack (05.03.21 14:59:08)
İyi derecede bağlama çalmayı öğrenmeden ölürsem çok üzülüceğim valla.
- etna (05.03.21 15:43:23)
aydan dünyaya bakmak. muhtemelen mümkün değil ama olsaydı süper olurdu.
- das ende der welt (05.03.21 22:36:36)
Sigarayi birakmadan olursem cok uzulurum. Hatta sirf bu üzüntüden olebilirim.
- Kirmizibavul (05.03.21 22:47:01)
bu başlığı gördüğümde
beni seven, sevdiğim biri ile çoluklu çocuklu dertsiz tasasız rahat bir yuva kurmadan üzülürüm demek istedim.
deyip, gidiyorum.
beni seven, sevdiğim biri ile çoluklu çocuklu dertsiz tasasız rahat bir yuva kurmadan üzülürüm demek istedim.
deyip, gidiyorum.
- rain when i die (05.03.21 22:49:02)
- neverletyougodown (05.03.21 23:37:23)
1