[]
cahilcene bir soru
www.youtube.com
videonun 20. saniyesinde koşmaya başlıyor ve aynı zamanda gitar çalıyor ya, gitarı matthew abimiz çalıyor değil mi? koşarken çalmak nasıl bir iş, kolay bir şey mi aslında?
videonun 20. saniyesinde koşmaya başlıyor ve aynı zamanda gitar çalıyor ya, gitarı matthew abimiz çalıyor değil mi? koşarken çalmak nasıl bir iş, kolay bir şey mi aslında?
Evet o çalıyor yedi milyar defa çaldığı bir melodi olduğu için fevkalade imkansız bi durum yok. Ama zor bi iştir tabi hiç denemedim koşarak enstruman çalmayı. Zaten geri dönüşte asıl partiden daha farklı bi yere gidiyo demek ki matthew için de fevkalade basit bişey değil.
Ama microcuts çalarken söylemesi daha büyük olay bence ona da şaşıralım mı biraz :D
Ama microcuts çalarken söylemesi daha büyük olay bence ona da şaşıralım mı biraz :D
- hedep (22.12.20 23:36:36 ~ 23:37:10)
matthew abimiz boşu boşuna yaşayan en iyi gitaristlerden biri olarak görülmüyor(müzik dergileri vs. tarafından). özellikle ülkemizde ergen tayfa dışında pek seveni olmasa da bence harika bi adam.
- westblack (22.12.20 23:51:14)
gitarla bu derece haşır neşir olan birisi için hiç zor bir şey değil.
- candide (23.12.20 00:19:02)
bazı büyük konserlerde backing track adı verilen altyapı track'i kullanılır.
bunun haricinde seyircilerin duyduğu ses kanalları (buna PA deniyor) yerine sadece sahne üstü müzisyenlerin daha sağlıklı müzik yapabilmeleri için çok farklı ve her müzisyene özel balans/mix ayarları ile ayrı ses kanallarına gönderilen, "click track" dediğimiz parçanın her ölçüsünün metronom yazılmış track'i yollanır. backing track, bu tip büyük konserlerde riskli enstruman sololarının hatasız çalınması açısından önemlidir. hatasız çalınmışı, backing trackten gelir, o esnada enstrumancının kanalı "mute" edilir ve müzisyen ister zıplayarak ister koşarak isterse istediği şeyi yaparak o soloyu çalıyor gibi görünür.yani o riskli kısımda playback yapar, zaten sonunda kendi sesini kendi kısıyor, açıyor gibi potansla haşır neşir olduğunu da görüyorsunuz.
o kısım geçince, sahnedeki show bitip daha sakin icra etme kısmına gelince, enstrumancı zaten çalıyor olduğu şeyi yine çalmaya devam edecektir...
koşma eylemi, ayakların yere vurması ve bu hareketin devinimi, yerden alınan yere verilen darbeler, dikey devinim, pena ile gitar teli arasındaki devinimden farklı tempoda, farklı paralelliktedir. artı buna koşma eylemi esnasındaki sağ el ayasının aynı tel karşısında gitarın gövdesinde o santimetrekarede sabit durma zorunluluğu, koşarken daha da imkansız olduğundan, artı tüm bu hareket ve devinimlere sol elin de melodiyi parmakla çalması gerekeceğinden, tüm bu prosessi milyon dolarlık konserde show esnasında riske atmamak için %99 playback yaparlar.
ayrıca ne kadar iyi olursa olsun, enstruman çalmak, bırakın koşmayı, sabit durup konuşmayı bile engelleyebilecek kadar RAM'den yiyen bir performanstır. (yürümek başka bir şey onu yaparız rahatça, kendi kendimize tempo tutar gibi olur güzel de olur). şimdi şarkı söyleyenler nasıl söylüyor diye aklınıza geleniniz vardır. o ayrı mevzu hacı. dikey düşünmek diye bir şey var. ağzınızla hangi vokali hangi heceyi söylerken, elinizle hangi notayı basacağınıza kadar, belirli melodi esnasında belirli kelimeleri söylüyorsunuz. spontan değil. çalışılmış. ve beyin ona göre ikiye üçe beşe bölünmüş, o şekilde çalıştırılmış... falan filan..
bunun haricinde seyircilerin duyduğu ses kanalları (buna PA deniyor) yerine sadece sahne üstü müzisyenlerin daha sağlıklı müzik yapabilmeleri için çok farklı ve her müzisyene özel balans/mix ayarları ile ayrı ses kanallarına gönderilen, "click track" dediğimiz parçanın her ölçüsünün metronom yazılmış track'i yollanır. backing track, bu tip büyük konserlerde riskli enstruman sololarının hatasız çalınması açısından önemlidir. hatasız çalınmışı, backing trackten gelir, o esnada enstrumancının kanalı "mute" edilir ve müzisyen ister zıplayarak ister koşarak isterse istediği şeyi yaparak o soloyu çalıyor gibi görünür.yani o riskli kısımda playback yapar, zaten sonunda kendi sesini kendi kısıyor, açıyor gibi potansla haşır neşir olduğunu da görüyorsunuz.
o kısım geçince, sahnedeki show bitip daha sakin icra etme kısmına gelince, enstrumancı zaten çalıyor olduğu şeyi yine çalmaya devam edecektir...
koşma eylemi, ayakların yere vurması ve bu hareketin devinimi, yerden alınan yere verilen darbeler, dikey devinim, pena ile gitar teli arasındaki devinimden farklı tempoda, farklı paralelliktedir. artı buna koşma eylemi esnasındaki sağ el ayasının aynı tel karşısında gitarın gövdesinde o santimetrekarede sabit durma zorunluluğu, koşarken daha da imkansız olduğundan, artı tüm bu hareket ve devinimlere sol elin de melodiyi parmakla çalması gerekeceğinden, tüm bu prosessi milyon dolarlık konserde show esnasında riske atmamak için %99 playback yaparlar.
ayrıca ne kadar iyi olursa olsun, enstruman çalmak, bırakın koşmayı, sabit durup konuşmayı bile engelleyebilecek kadar RAM'den yiyen bir performanstır. (yürümek başka bir şey onu yaparız rahatça, kendi kendimize tempo tutar gibi olur güzel de olur). şimdi şarkı söyleyenler nasıl söylüyor diye aklınıza geleniniz vardır. o ayrı mevzu hacı. dikey düşünmek diye bir şey var. ağzınızla hangi vokali hangi heceyi söylerken, elinizle hangi notayı basacağınıza kadar, belirli melodi esnasında belirli kelimeleri söylüyorsunuz. spontan değil. çalışılmış. ve beyin ona göre ikiye üçe beşe bölünmüş, o şekilde çalıştırılmış... falan filan..
- jeanluc (23.12.20 00:36:08)
1