[]
Hereditary izlenir mi?
Korku filmi izlemeye niyeti olmayan biri için korku öğeleri izlenebilecek düzeyde midir? Imdb ve metascore'da filmin puanı yüksek olunca merak ettim. Sevdiğim korku düzeyi olarak Marrowbone'u örnek verebilirim.
Hereditary daha çok korku öğeleri içeriyor. Daha vahşi diyebiliriz. İzle bence
- elorelia (29.06.20 13:27:32)
Marrowbone'u bilmiyorum. Hereditary'i yakin zamanda izledim ve begendim. Korku ogeleri yerindeydi, atmosfer karanlik ve guzeldi. Sonradan uzerine dusununce ve film hakkinda yazilar okuyunca guzel de bir senaryosu ve kurgusu oldugunu dusunmustum. Ben izlenir diyorum.
- voyager 1 (29.06.20 13:28:14)
guzel bir film. bence begenilir.
- baldur2 (29.06.20 13:30:05)
marrowbone gibi twist'li bir şey bekleme, dümdüz hikaye. marrowbone gibi psikolojik gerilim unsuru da az. ilk yarısını sevmiştim ama ikinci yarısı fazla fantastikti ve bana fazla gelmişti. yine de fena film değil.
- sir gawain (29.06.20 13:46:46)
ben korkusever biri olarak beğenmemiştim. vasat yani, hatta sona doğru vasatın altına düşüyor. bu yönetmenin diğer filmi midsommar'ı da ilgimi çeken bir konusu olmasına rağmen beğenmemiştim. yönetmenin tarzı bana gitmiyor herhalde. marrowbone'u izlemedim.
- tepedeki psychedelic adam (29.06.20 14:12:42)
hereditary sıradan bir korku filmi değil, tür olarak da yönetmenin kendi bakış açısına sahip, pek fazla benzeri olmayan bir film. puanının yüksek olmasının sebebi de bu biraz, klişe korku film ögelerinden sıyrılmış, psikolojik drama olacakken işin içine biraz okültizm biraz da gore girmiş, sonuç olarak bakınca da korku gerilim dram haline gelmiş bir film.
herhangi bir kitaba dayanmayan senaryosunu ari aster aslında ilmek ilmek işlemiş bu filmin. kesilen sahnelerle beraber 3 saate yaklaşan, ondan da öte her karakterin filmde asla kullanılmayacak background hikayelerinin yazıldığı bir senaryo. titizlikle hazırlanmış ve çekilmiş bir film bu. örnek verecek olursam; filmde kardeşler arasında bir iletişim kopukluğu var, bunu oyuncular hissetsin diye çekimlerden önce oyuncular bir gün baş başa vakit geçirmişler, oyunculardan biri hiç konuşmamış, öbürü de onu konuşturmaya çalışmış.
marrowbone gibi kendini twiste hazırlayan bir film değil ama neyin neden olduğunu, çok dikkatli izlemezsen son 10 dakikaya kadar anlamıyorsun; anladığında da sanki twist varmış gibi duruyor ama yok. bir şeyler oluyor ama neden? bazı sahnelerde o kadar ince detaylar var ki, film bittikten sonra geriye bakıp inceleyince "haaa demek oymuuuş" diyorsun.
spoiler olmasın diye söylemiycem ama neyin neden olduğunu, bir nevi "büyük resmi" hazırlayışı çok iyi. ama öyle sadece sonundan ibaret bir film de değil, o yüzden aslında neyin neden olduğunun çok önemi yok bence. özünde gerçekçi bir aile dramı ama ne ağlaklık var, ne de zorlama bir "keder". her şey çok kendi halinde gelişip trajediye dönüyor, bakınca bu trajedinin sebebi filmin sonunda açıklanan olaymış gibi görünüyor ama aslında öyle olmak zorunda da değil. yani filmden korku ögelerini çıkarıp sonuna doğaüstü olmayan bir nokta koysan yine başarılı bir dram olur.
korku filmi izleme niyetin yoksa da izle bence o yüzden. öyle jump scare'le dolu, gerilimi sürekli havada bir film de değil zaten. bittiğinde beğenmeyebilirsin ama doğru düzgün korku filmleri pek yok piyasada, şanslıysak yılda 1 tane denk geliyor; bu da onlardan biri ve izlemiş olmak önemli diye düşünüyorum. böyle giderse, bu filmin yönetmeni kendine has üslubuyla türe farklı bir pencere açmış yönetmenlerden sayılacak ileride.
yok ben daha marrowbone'a benzeyen bir şey izlemek istiyorum diyorsan the wind(2018), it comes at night, babadook gibi gizemi yüksek jump scare'i düşük gerilim filmlerine bakabilirsin.
herhangi bir kitaba dayanmayan senaryosunu ari aster aslında ilmek ilmek işlemiş bu filmin. kesilen sahnelerle beraber 3 saate yaklaşan, ondan da öte her karakterin filmde asla kullanılmayacak background hikayelerinin yazıldığı bir senaryo. titizlikle hazırlanmış ve çekilmiş bir film bu. örnek verecek olursam; filmde kardeşler arasında bir iletişim kopukluğu var, bunu oyuncular hissetsin diye çekimlerden önce oyuncular bir gün baş başa vakit geçirmişler, oyunculardan biri hiç konuşmamış, öbürü de onu konuşturmaya çalışmış.
marrowbone gibi kendini twiste hazırlayan bir film değil ama neyin neden olduğunu, çok dikkatli izlemezsen son 10 dakikaya kadar anlamıyorsun; anladığında da sanki twist varmış gibi duruyor ama yok. bir şeyler oluyor ama neden? bazı sahnelerde o kadar ince detaylar var ki, film bittikten sonra geriye bakıp inceleyince "haaa demek oymuuuş" diyorsun.
spoiler olmasın diye söylemiycem ama neyin neden olduğunu, bir nevi "büyük resmi" hazırlayışı çok iyi. ama öyle sadece sonundan ibaret bir film de değil, o yüzden aslında neyin neden olduğunun çok önemi yok bence. özünde gerçekçi bir aile dramı ama ne ağlaklık var, ne de zorlama bir "keder". her şey çok kendi halinde gelişip trajediye dönüyor, bakınca bu trajedinin sebebi filmin sonunda açıklanan olaymış gibi görünüyor ama aslında öyle olmak zorunda da değil. yani filmden korku ögelerini çıkarıp sonuna doğaüstü olmayan bir nokta koysan yine başarılı bir dram olur.
korku filmi izleme niyetin yoksa da izle bence o yüzden. öyle jump scare'le dolu, gerilimi sürekli havada bir film de değil zaten. bittiğinde beğenmeyebilirsin ama doğru düzgün korku filmleri pek yok piyasada, şanslıysak yılda 1 tane denk geliyor; bu da onlardan biri ve izlemiş olmak önemli diye düşünüyorum. böyle giderse, bu filmin yönetmeni kendine has üslubuyla türe farklı bir pencere açmış yönetmenlerden sayılacak ileride.
yok ben daha marrowbone'a benzeyen bir şey izlemek istiyorum diyorsan the wind(2018), it comes at night, babadook gibi gizemi yüksek jump scare'i düşük gerilim filmlerine bakabilirsin.
- Bruce (29.06.20 16:03:43 ~ 16:06:21)
1