[]

neden devamlı acelemiz var

yolda hızlı yürüyoruz
metrodan hemen inmeye çalışıyoruz
uçak yere iner inmez çıkmaya çalışıyoruz
5 dakika fazla beklemeye müsamahamız yok
yürüyüşe çıktığımızda bile hızlı hızlı yürüyoruz

tahmini olarak ne zaman sakin bir hayata kavuşur, acelesi olmadığı halde hemen gitmekten vazgeçeriz. hayatın bize yaşattığı gerginlikler ile ilgili mi?

 
Şehirler ile ilgili. Anlattıklarınız zaman sömürücü ayrıntılar.


  • ykyt  (28.06.20 12:24:07) 
Valla TR özelinde bu İstanbul'a özgü bir sorun sanırım, Ankara'da ve İzmir'de pek böyle şeyler yok.

Bi keresinde İstanbul'a gittim, Sabiha Gökçen'de uçaktan indim, çantamı alıp otobüse binicem, yürüyorum. Bi anda herkes koşmaya başladı. Tam da bu bombalamaların falan olduğu dönem, bir yerde patlama oldu ya da IŞİD insanlara ateş etmeye başladı falan sandım. Meğerse İstanbul'un normaliymiş. İnsanlar yürümüyo, koşuyo.

Aynı muhabbeti ekşi'de "yürüyen merdivende duran insanlar" başlığında da görüyorum. Adam yürüyen merdivende bile koşmak istiyor ama normal merdiven kullanamaz, çünkü hızı 1 km/saat olan yürüyen merdiven kim bilir neler katacak ona. Nereye yetişecekse artık. Altı üstü fakirlik sınırının biraz üzerinde maaş alan beyaz yakalıların bu tripleri beni öldürüyor.

Burada insanlara laf etmek de çok anlamlı değil, şehir/kültür onları bu hale getiriyor. Ama insan dediğin çok akılsız bir varlık da değil, arada durup "ben napıyorum hayatımla, gerçekten yürüyen merdivende bile koşmak zorunda mıyım" diye düşünmeli.
  • garry  (28.06.20 12:37:23) 
buyuk sehirlerde bu acelecilik daha fazla

bizz bir de biraz uyanik gecinen bir milletiz " sabah gittim kuyrukta bin kisi vardi aradan siyrildim isimi hemen bes dk. da hallettim" diyen kisiye isini biliyhor uyanik deriz, hak yedin demeyiz biz.
  • exlibris  (28.06.20 12:38:42) 
tamamen kaba yerimden sallama, bilimden aşırı uzak bir teori ortaya atmak istiyorum. beynimin şalterini kapatıp yorumuma başlıyorum :)

büyük şehirlerdeki yaşam oldukça stresli. bu da insanlardaki anksiyeteyi arttırıyor. içten içe hep alarm durumunda insanların bir kısmı. minicik bir şeyde irkiliyor. bu sürekli koşma, acele etme işi de o yüzden oluyor. insanlar çok gergin, yay gibiler. o yüzden de sürekli haldur huldur koşturuyorlar (koşturuyoruz).


şalteri bir müddet kapalı tutayım ya. beyin şalteri kapalıyken daha rahat hayat.
  • levpontryagin  (28.06.20 12:41:45) 
Çok basit. Yürüyen merdivende duran bir şahıs yüzünden 5 dk sonra kalkacak vapuru ya da Havataş otobüsünü kaçırmanız size en az yarım saatlik gecikmeye sebep olacaktır. Yarım saat küçük şehirlerde geçmek bilmezken Istanbul gibi ulaşım prosedürleri komplike olan bir büyük şehir için kaybetmesi çok kolay bir zamandır.


  • pass  (28.06.20 12:54:32) 
In Time diye bi film vardı justin timberleykin oynadığı. İnsanların ömrü sahip oldukları paraya göre uzun veya kısaydı. Haliyle fakirler hep koştur koştur yaşıyorlardı. Ben her zaman buna benzetiyorum bugünkü toplumu.


  • IncredibleMau  (28.06.20 14:10:42) 
fakirlikle ilgili.
Büyükşehir tamam biraz etkili ama en acelesi olan ülkelere bak, en çok korna çalan, en hızlı yetişmesi gereken, en başkasının sırasına atlayan... hangi ülkeler?

İngiltere'de otobüs yolda duruyordu, şoför değişimi oluyordu devreden fiş kesip kasayı sayıp-alıp çıkıyor, diğeri gelip eşyalarını yerleştiriyordu. Mesela yol ortası bir durakta 5dk bu değişimle uğraştıklarını düşün. Türkiye'de keserler onları. Hiç acelemiz yoktu ama orada. Bu aklıma gelen ilk örnek. Bunu her yere yayabiliriz.
  • nhk ni youkosu  (28.06.20 14:28:14) 
2 sene once Sinop'a gitmistim ve cok sasirmistim, taksiler, minibusler neden yavas gidiyor diye, insanlara gelene kadar ki kendim de İstanbul'daki bu aceleye hic katlanamam, sakin hareket eden bir kisiyimdir. Bunu arkadasima anlattigimda, yillar once İstanbul'dan ayrilip Bodrum'a ilk yerlestiginde benzer saskinliklar yasadigini soylemisti, sanirim buyuk sehir karmasasi ile ilgili bu acele.


  •   (28.06.20 16:20:58) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.