[]
Vakti verimli geçirme temalı
Sorum bu virüs sürecinde çalışmak zorunda kalanlardan ziyade öğrencilere, işsizlere ve remote ya da home office çalışanlar gibi evlerinize kapananlara. Evde geçirdiğiniz bu süreci 'verimli' olarak nitelendiriyor musunuz? Kendinize hedefler belirlediniz mi ve bu hedeflerin ne kadarını hayata geçirebiliyorsunuz? Kısacası neler yapıyorsunuz ve motivasyonunuz ne oluyor? Ben pek verimli geçirebildiğimi düşünmüyorum ne yazık ki :(
Ben bir türlü baslayamadigim çok kalın kitaplara başladım. 2 haftadır izole durumdayım; 2 kitabı bitirdim bile. Yine uzun süren ama izlemek isteyip ertelediğimiz filmlerden seçme yapıp onları izliyoruz. Denemek istediğim ya da ugrastiriyor diye uzun yapmadığım tarifleri yeniden yapıyorum.
Bir de yoga yapıyorum günlük. Şimdilik sıkılmadım ve az buçuk verimli vakit geçiriyorum diye düşünüyorum.
Bir de yoga yapıyorum günlük. Şimdilik sıkılmadım ve az buçuk verimli vakit geçiriyorum diye düşünüyorum.
- fraise (24.03.20 23:09:54)
Toplumun motive etmesi yani grup psikolojisi olmadan kendi başıma çalışmayı, daha minimal imkanlarla hayatta mutlu olmayı, kendimden ziyade başkaları için özgürlüğümden fedakarlık yapabilmeyi öğreniyorum, ve biraz daha kendimi tanıyorum, sınırlarımı, onların ne kadar esneyebileceğini...
- karabasun (24.03.20 23:24:03)
sabah 9-6 evden çalışıyorum zaten. büyük bir kriz hali olduğu için zibilyon tane maliyet hesaplaması, ücretsiz izinler, tasarruf önlemleri derken derken zırt diye geçiyor zaman. o yüzden akşamları ertesi günün öğle yemeğini akşamdan pişirip hazırlıyorum. böylece sağlıklı da beslenmiş oluyorum tam da uzmanların söylediği gibi.
bir gün videodan spor, bir gün çok erken veya geç saatte evin yanındaki parkurda spor yapıyorum. bu süreçte her hafta 1 kilo verme hedefi koydum kendime. hem spor sağlam psikoloji için çok önemli.
neyse ki eskilerden bir kutu puzzle vardı, onu açtım.
bol film, bol kitap, bol dergi.
online birkaç eğitime kayıt yaptırdım.
çekmeceler, dolaplar, düzenlemeler filan.
uzun zamandır görüşemediğim uzaktaki arkadaşlarımla görüntülü görüşmeler.
motivasyonum bu süreci zihinsel, fiziksel ve iş hayatı olarak doğru yönetmek ve sağlam kalabilmek. ara ara bunalıyorum ama o zamanda odak noktamı değiştirmeye çalışıyorum. dün mesela bunaldığım için arabadan hiç inmeden foçaya mı gidip gelsem diye hazırlık yaparken yakaladım kendimi :). sonra puzzle'a vurdum kendimi :).
bir gün videodan spor, bir gün çok erken veya geç saatte evin yanındaki parkurda spor yapıyorum. bu süreçte her hafta 1 kilo verme hedefi koydum kendime. hem spor sağlam psikoloji için çok önemli.
neyse ki eskilerden bir kutu puzzle vardı, onu açtım.
bol film, bol kitap, bol dergi.
online birkaç eğitime kayıt yaptırdım.
çekmeceler, dolaplar, düzenlemeler filan.
uzun zamandır görüşemediğim uzaktaki arkadaşlarımla görüntülü görüşmeler.
motivasyonum bu süreci zihinsel, fiziksel ve iş hayatı olarak doğru yönetmek ve sağlam kalabilmek. ara ara bunalıyorum ama o zamanda odak noktamı değiştirmeye çalışıyorum. dün mesela bunaldığım için arabadan hiç inmeden foçaya mı gidip gelsem diye hazırlık yaparken yakaladım kendimi :). sonra puzzle'a vurdum kendimi :).
- Phoebe (24.03.20 23:37:15 ~ 23:42:44)
bomboş geçiyor günlerim. öğlene kadar yatıyorum. sonra telefon, kitap, tv, yemek ile geceyi getiriyorum. :D
- elorelia (24.03.20 23:39:46)
evde kalmaktan keyif alan biri olmama rağmen iş zorunluluk haline gelince ilk günlerde bocaladım. normalde de home office çalıştığım için çalışma konusunda herhangi bir motivasyonsuzluk yaşamadım. daha önce olduğu gibi çalışmam gerektiğinde çalışabiliyorum.
kalan zamanlarımda ise deneme yanılma yolu ile mental açıdan sıkıntı yaşamayacağım şeyleri ya da düzeni bulmaya çalışıyorum. örneğin uzun süreli bir şey yapmak mesela 4-5 saat kitap okumak bir süre sonra ondan tamamen soğumamı sağlıyor, bunu farkettim. bunun yerine kısa sürelerle birden fazla şey yapmaya çalışıyorum.
uyanıyorum kahve keyfim, kendime gelme sürecim ve ne olmuş ne bitmiş haberler sosyal medya, bu zaten bir saat sürüyor. ardından örneğin youtube da bişeyler izliyorum, ya da netflix te bir bölüm dizi. yapmam gereken iş var ise bir kaç saat iş yapıyorum. ardından mutfağa giriyorum uzun süren tarifler denemeye çalışıyorum, bu da çok oyalayıcı ve eğlenceli aslında. böylece yemek sorununu da ortadan kaldırmış oluyorum. arada tv kanallarında geziyorum. bir taraftan sürekli sosyal medya, ekşi sözlük vs. takip ediyorum. sonra güzel bir müzik açıp bir iki saat puzzle yapıyorum, spor yapmaya başladım arada ona vakit ayırıyorum. akşam uzun zamandır izlemek istediğim ama bir türlü izlemediğim filmlerden seçiyorum izliyorum, film izlemezsem kitap okuyorum, yine ardından internet, videolar, sosyal medya, bazen temizlik yapıyorum. yalnız yaşadığım ve eve giren çıkan olmadığı için sürekli temizlik halinde değilim.
bütün bunların arasında iletişimin en önemli şey olduğunu fark ettim. normalde annemle haftada bir konuşurken her gün aramaya çalışıyorum, ya da normalde bir iki kısa mesaj ile iletişim kurduğum arkadaşlarımı aramaya konuşmaya çalışıyorum. sanırım böylece yalnız olmadığımı hissedip rahatlıyorum. uzun zamandır konuşmadığım arkadaşlarımla iletişime geçiyorum. herkes aynı durumda, kimseye garip gelmiyor. son olarak da bu ne kadar sürecek, ne yapacağız, nasıl olacak gibi şeyleri düşünmemeye çalışıyorum. düşünmeye başladığımda kaygı, panik, endişe halinden sağlıklı davranamayacağımı düşünüyorum. günlük yaşamaya çalışıyorum yani bugün kendimi mutlu etmek için ne yapabilirim diye. ayrıca sürekli depresif olan, şikayet eden, mutsuz olan insanlarla iletişimi en az seviyeye indirdim. 20 gündür kendini karantinaya almış ve acil ihtiyaçlar dışında toplam 2-3 saatini ancak dışarda geçirmiş tamamen yalnız biri olarak yazdım bunları. hayat hala keyifli panik yapmayıp tedbirli olup kendimize odaklandığımız zaman.
kalan zamanlarımda ise deneme yanılma yolu ile mental açıdan sıkıntı yaşamayacağım şeyleri ya da düzeni bulmaya çalışıyorum. örneğin uzun süreli bir şey yapmak mesela 4-5 saat kitap okumak bir süre sonra ondan tamamen soğumamı sağlıyor, bunu farkettim. bunun yerine kısa sürelerle birden fazla şey yapmaya çalışıyorum.
uyanıyorum kahve keyfim, kendime gelme sürecim ve ne olmuş ne bitmiş haberler sosyal medya, bu zaten bir saat sürüyor. ardından örneğin youtube da bişeyler izliyorum, ya da netflix te bir bölüm dizi. yapmam gereken iş var ise bir kaç saat iş yapıyorum. ardından mutfağa giriyorum uzun süren tarifler denemeye çalışıyorum, bu da çok oyalayıcı ve eğlenceli aslında. böylece yemek sorununu da ortadan kaldırmış oluyorum. arada tv kanallarında geziyorum. bir taraftan sürekli sosyal medya, ekşi sözlük vs. takip ediyorum. sonra güzel bir müzik açıp bir iki saat puzzle yapıyorum, spor yapmaya başladım arada ona vakit ayırıyorum. akşam uzun zamandır izlemek istediğim ama bir türlü izlemediğim filmlerden seçiyorum izliyorum, film izlemezsem kitap okuyorum, yine ardından internet, videolar, sosyal medya, bazen temizlik yapıyorum. yalnız yaşadığım ve eve giren çıkan olmadığı için sürekli temizlik halinde değilim.
bütün bunların arasında iletişimin en önemli şey olduğunu fark ettim. normalde annemle haftada bir konuşurken her gün aramaya çalışıyorum, ya da normalde bir iki kısa mesaj ile iletişim kurduğum arkadaşlarımı aramaya konuşmaya çalışıyorum. sanırım böylece yalnız olmadığımı hissedip rahatlıyorum. uzun zamandır konuşmadığım arkadaşlarımla iletişime geçiyorum. herkes aynı durumda, kimseye garip gelmiyor. son olarak da bu ne kadar sürecek, ne yapacağız, nasıl olacak gibi şeyleri düşünmemeye çalışıyorum. düşünmeye başladığımda kaygı, panik, endişe halinden sağlıklı davranamayacağımı düşünüyorum. günlük yaşamaya çalışıyorum yani bugün kendimi mutlu etmek için ne yapabilirim diye. ayrıca sürekli depresif olan, şikayet eden, mutsuz olan insanlarla iletişimi en az seviyeye indirdim. 20 gündür kendini karantinaya almış ve acil ihtiyaçlar dışında toplam 2-3 saatini ancak dışarda geçirmiş tamamen yalnız biri olarak yazdım bunları. hayat hala keyifli panik yapmayıp tedbirli olup kendimize odaklandığımız zaman.
- hypathia (25.03.20 00:08:45)
1