[]
Çocuk sahibi olmak, ilişkinizi ve özel hayatınızı etkiledi mi?
Burada son derece dürüst cevaplara ihtiyacımız var duyuru halkı. Dilerseniz mesajla da yazabilirsiniz cevaplarınızı. Merak ettiğimiz, çocuk sahibi olunca, çiftler anne baba rolüne bürünüp, birbirleriyle olan cinsel çekimleri, aşkları, özel hayatları sekteye uğruyor mu? Yoksa her şey tamamen eskisi gibi kalıyor mu? Konudan sapmazsak çok sevinirim, çocuğun sevgisi her şeye bedeldir eminim. Ama sorduğum şey bu değil. Aranızdaki ilişkiyi değiştirdi mi çocuk. Bunu merak ediyorum.
Bonus soru: bu daha da cesaret gerektiren bir soru. Çocuk sahibi olmadan önce daha mutlu bir hayatım vardı diyen var mı?
Cevaplara çok ihtiyacımız var.
Bonus soru: bu daha da cesaret gerektiren bir soru. Çocuk sahibi olmadan önce daha mutlu bir hayatım vardı diyen var mı?
Cevaplara çok ihtiyacımız var.
forum.mutlubebekleriz.com
forum.mutlubebekleriz.com
Bebeğimin takibi için kullandığım uygulamanın forumu burası. Sekteye uğramayan nadir görünüyor.
forum.mutlubebekleriz.com
Bebeğimin takibi için kullandığım uygulamanın forumu burası. Sekteye uğramayan nadir görünüyor.
- cilekli pasta (28.11.19 19:01:18)
turkiye'de bu soruya kadinlardan dogru cevap alman imkansiz, reddit gibi sitelerde sormak daha mantikli. cinsellige hastalikli bir bakis acisi ile yetismis bir toplumuz, kadin erkek iliskilerimiz gercekten cok sagliksiz bakis acisi uzerine kurulu, herkes degersizlik hissinden muzdarip. kadinlar koca ve bebek sahibi olunca kendini gerceklestirdigine, degerli olduguna inaniyor. bu kadinin zaten eskiden daha guzeldi diye sorgulama yetisi yok.
erkekler bir tik daha acik, cunku hayatin icinde zaten daha cok varlar kucuklukten itibaren.
cok cok yakin arkadaslarimdan duydugum cinselligin kesinlikle eskisi gibi olmadigi, iki cocuklu olanlar iptal zaten. erkekler daha cok kadinin cocugu hayatinin merkezine koyarak yasamasindan muzdarip, bunun nedeni de 'adi olmayan' kadin nihayet kendine bir kimlik buluyor. ancak yine de genelleme yapmak yanlis bence, iliski emek istiyor.
erkekler bir tik daha acik, cunku hayatin icinde zaten daha cok varlar kucuklukten itibaren.
cok cok yakin arkadaslarimdan duydugum cinselligin kesinlikle eskisi gibi olmadigi, iki cocuklu olanlar iptal zaten. erkekler daha cok kadinin cocugu hayatinin merkezine koyarak yasamasindan muzdarip, bunun nedeni de 'adi olmayan' kadin nihayet kendine bir kimlik buluyor. ancak yine de genelleme yapmak yanlis bence, iliski emek istiyor.
- songforsomeone (28.11.19 22:25:39)
cok etkiledi
- kucukharfler (28.11.19 22:47:18)
Başlığa cevabım evet. Nasılını da anlatayım.
Ben kadın tarafıyım. Anneyim yani.Eşimle ilişkimiz de gayet dengeliydi, iş bölümü filan çok daha hakkaniyetli idi bebek öncesi. Sonra bebek geldi. Tamamen bağımlı bir yaratık. Ki başlarda bunda bile nisbeten yükü paylaşıyorduk. İlk çocuğumuzda hele ilk 6 ay ben çocuk uyutmadım. Gün içinde ben emzirdikten sonra annem uyuturdu. Eşim işten gelince annem kendi evine gider bize çekirdek aile olarak bebeğin keyfini çıkarmak kalırdı. Akşam uykusuna da eşim yatırırdı kızımızı. Sonra benim de süt iznim bitti, mesaimin başlamasıyla hayatım kaydı diyebilirim.
Detaylara girmeyeceğim ama ilişkimiz evrim geçirdi seneler içinde. Hala daha birbirinden çok zevk alan bir çiftiz, sadece daha organize olmak, hesap yapmak gereken bir yapıya dönüşüyor evlilik. Yan odada çocuk varken salonda sinema seyrederken olayın romantizmine kapılıp uçamıyoruz artık. Ya da "bugün çok yorgunum, yemek/içmek herkes kendi başının çaresine baksın" da bir opsiyon değil. Daha mutlu değil ama daha az sorumluluk gerektiren bir hayatım vardı.
Ben kadın tarafıyım. Anneyim yani.Eşimle ilişkimiz de gayet dengeliydi, iş bölümü filan çok daha hakkaniyetli idi bebek öncesi. Sonra bebek geldi. Tamamen bağımlı bir yaratık. Ki başlarda bunda bile nisbeten yükü paylaşıyorduk. İlk çocuğumuzda hele ilk 6 ay ben çocuk uyutmadım. Gün içinde ben emzirdikten sonra annem uyuturdu. Eşim işten gelince annem kendi evine gider bize çekirdek aile olarak bebeğin keyfini çıkarmak kalırdı. Akşam uykusuna da eşim yatırırdı kızımızı. Sonra benim de süt iznim bitti, mesaimin başlamasıyla hayatım kaydı diyebilirim.
Detaylara girmeyeceğim ama ilişkimiz evrim geçirdi seneler içinde. Hala daha birbirinden çok zevk alan bir çiftiz, sadece daha organize olmak, hesap yapmak gereken bir yapıya dönüşüyor evlilik. Yan odada çocuk varken salonda sinema seyrederken olayın romantizmine kapılıp uçamıyoruz artık. Ya da "bugün çok yorgunum, yemek/içmek herkes kendi başının çaresine baksın" da bir opsiyon değil. Daha mutlu değil ama daha az sorumluluk gerektiren bir hayatım vardı.
- SiyamkedisiZorro (29.11.19 09:57:28)
ilk başta alışma sürecinde çok fazla yalpaladık biz çünkü kızım ailemizin 23 sene sonraki ilk bebeğiydi. bir bebek nasıl büyür, nasıl uyutulur, nasıl oyalanır hiç bilmiyorduk. biraz da sorunlu süreçlerdi bizim için. 6 haftalık hamileyken işyerinde merdivenlerden yuvarlandığım için hamileliğim hep düşük riskiyle geçti. sonrasında 9.5 ay süren kolik sancıları ve buna bağlı olarak günde en az 20 saat süren ağlamalar günlük ortalama yarım saatlik uykular vs derken aşırı rahat bir hayattan cehennem azabına geçiş yaşadık resmen. bebeğe kızamadığımız için de birbirimize kızdık. ben ona ben hiç istemezken ısrarla çocuk isteyip bizi bu duruma düşürdüğü için düşman oldum, o ise bütün anneler çocuklarını sakinleştirip susturabilirken benim bunu beceremeyişime bilenip beni kötü anne olarak etiketledi. ama buna rağmen öyle kavgalı gürültülü bir evliliğe dönüşmedi bu süreç. yalnızca uzaklaştık mesafe girdi aramıza duygusal olarak.
cinsellik açısından bir şey değişmedi. öncesinde de fazlasıyla tatmin ediciydi, sonrasında da son derece keyifli devam etti. hamileliğimin son ayı ve doğum sonrası ilk 40 gün dışında ayrı kalmadık. uyumayan bebeğe rağmen fırsat yaratmayı bildik. bebek sevmeye gelen biri kapıdan girince sessizce arka odaya süzülüp hasret giderdik artık ayıpsa ayıp dedik buna da ihtiyacımız var. neyse ki her gün en kötü ihtimalle annem geliyordu ve zorluk çekmedik bu konuda.
yalnızca son istanbul depreminde kızım gündüz bakıcısıyla yakalandı ve kadın inanılmaz panik yaptığı için kızımda travmaya dönüştü bu durum. o depremden beri yalnız uyuyamıyor. şimdi daha çok zor bizim için sevişmeye zaman ayırmak çünkü zaten uykudan nefret eden bir çocuk. günde toplam uyuduğu uyku saati 6 7 saati geçmiyor. gündüz uykusu zaten yok. anne baba saatlerimiz zaten azken bir de uyurken birimizi esir almaya başlaması işleri hepten zora soktu bizim adımıza.
kızım artık 2 buçuk yaşında ama ben hala haftada en az 2 gece kafamı yastığa bile değdiremeden işe gidiyorum mesela. 4 saat deliksiz uyusam 3 gün uykusuz geçirebilecek kadar uykuyu sevmeyen biriyim ama kızım o kadar uyumuyor ki ne sabrım, ne tahammülüm kalıyor onunla ilgilenmek için. çalışan anne olmanın dramı mıdır bu, yoksa bana çocuğun böylesi mi denk geldi bilmiyorum ama hamileliğin sonuyla birlikte yaklaşık 3 senedir uykuya hasretim. deliksiz uyuduğum gecelerin sayısı 1! uyudu dediğim gecelerde en az 4 5 sefer uyanıp yanına çağırıyor odadan odaya mobilize halde geçiyor gecelerim.
çocuktan öncesi sonrası diye bakarsak öncesinde de çok dolu dolu hayatı olan biri değildim ev kuşuydum. eşimle güzel yemekler yapıp film maratonları yapalım, sabahlara kadar pes oynayalım falan tarzı aktivitelerimiz vardı. ilk 3 sene ekrandan olabildiğince uzak tutmaya çalıştığımız için hala öyle film dizi izleyemiyoruz, oyun oynayamıyoruz ama kızımızla oynamanın verdiği haz da onun eksiklerini fazlasıyla kapatıyor. dünyaya bir çocuk getirip onu iyi insan olarak yetiştirmeye çalışmanın mutluluğu bana yetiyor. eskiden başka şeylerden mutlu olurdum, şimdi başka şeylerden.
haa ama çok zor gerçekten bana kimse bunu böyle anlatmadı. eşim de ailem de çocuk yapmaya ikna etmek için hep toz pembe taraflarını anlattılar. sonrasında kendimi hep iyiye hazırladığım için aylarca lohusa depresyonundan çıkamadım kendimi öldürmemek için verdiğim mücadeleyi ben bilirim! çok şükür atlattım o günleri. ama 2.bir çocuk benim için hala kabus gibi. asla düşünemiyorum, rüyamda hamile kaldığımı görüp ağlaya ağlaya uyanan dakikalarca sakinleşemeyen biri haline geldim, gerçekten kazara falan hamile kalsam kafayı yerim sanırım. bu süreci bir daha yaşamaya gücüm kalmadı çünkü. ne kolik sancıları, ne diş çıkarma sıkıntıları, ne sendromlar, ne yalnız kalma ihtiyacını anlayamayan ve 5 dakika soluklanmak istesem "ama bebek seni istiyor annesi" diyen insanlar, sıkıntılarını anlatınca şımarıklık olarak görenler...
iyi ki yapmışım asla yeri doldurulamayacak şeye sahibim, hayatım zenginleşti duygusal anlamda. ama asla bile isteye bir daha yapmam...
cinsellik açısından bir şey değişmedi. öncesinde de fazlasıyla tatmin ediciydi, sonrasında da son derece keyifli devam etti. hamileliğimin son ayı ve doğum sonrası ilk 40 gün dışında ayrı kalmadık. uyumayan bebeğe rağmen fırsat yaratmayı bildik. bebek sevmeye gelen biri kapıdan girince sessizce arka odaya süzülüp hasret giderdik artık ayıpsa ayıp dedik buna da ihtiyacımız var. neyse ki her gün en kötü ihtimalle annem geliyordu ve zorluk çekmedik bu konuda.
yalnızca son istanbul depreminde kızım gündüz bakıcısıyla yakalandı ve kadın inanılmaz panik yaptığı için kızımda travmaya dönüştü bu durum. o depremden beri yalnız uyuyamıyor. şimdi daha çok zor bizim için sevişmeye zaman ayırmak çünkü zaten uykudan nefret eden bir çocuk. günde toplam uyuduğu uyku saati 6 7 saati geçmiyor. gündüz uykusu zaten yok. anne baba saatlerimiz zaten azken bir de uyurken birimizi esir almaya başlaması işleri hepten zora soktu bizim adımıza.
kızım artık 2 buçuk yaşında ama ben hala haftada en az 2 gece kafamı yastığa bile değdiremeden işe gidiyorum mesela. 4 saat deliksiz uyusam 3 gün uykusuz geçirebilecek kadar uykuyu sevmeyen biriyim ama kızım o kadar uyumuyor ki ne sabrım, ne tahammülüm kalıyor onunla ilgilenmek için. çalışan anne olmanın dramı mıdır bu, yoksa bana çocuğun böylesi mi denk geldi bilmiyorum ama hamileliğin sonuyla birlikte yaklaşık 3 senedir uykuya hasretim. deliksiz uyuduğum gecelerin sayısı 1! uyudu dediğim gecelerde en az 4 5 sefer uyanıp yanına çağırıyor odadan odaya mobilize halde geçiyor gecelerim.
çocuktan öncesi sonrası diye bakarsak öncesinde de çok dolu dolu hayatı olan biri değildim ev kuşuydum. eşimle güzel yemekler yapıp film maratonları yapalım, sabahlara kadar pes oynayalım falan tarzı aktivitelerimiz vardı. ilk 3 sene ekrandan olabildiğince uzak tutmaya çalıştığımız için hala öyle film dizi izleyemiyoruz, oyun oynayamıyoruz ama kızımızla oynamanın verdiği haz da onun eksiklerini fazlasıyla kapatıyor. dünyaya bir çocuk getirip onu iyi insan olarak yetiştirmeye çalışmanın mutluluğu bana yetiyor. eskiden başka şeylerden mutlu olurdum, şimdi başka şeylerden.
haa ama çok zor gerçekten bana kimse bunu böyle anlatmadı. eşim de ailem de çocuk yapmaya ikna etmek için hep toz pembe taraflarını anlattılar. sonrasında kendimi hep iyiye hazırladığım için aylarca lohusa depresyonundan çıkamadım kendimi öldürmemek için verdiğim mücadeleyi ben bilirim! çok şükür atlattım o günleri. ama 2.bir çocuk benim için hala kabus gibi. asla düşünemiyorum, rüyamda hamile kaldığımı görüp ağlaya ağlaya uyanan dakikalarca sakinleşemeyen biri haline geldim, gerçekten kazara falan hamile kalsam kafayı yerim sanırım. bu süreci bir daha yaşamaya gücüm kalmadı çünkü. ne kolik sancıları, ne diş çıkarma sıkıntıları, ne sendromlar, ne yalnız kalma ihtiyacını anlayamayan ve 5 dakika soluklanmak istesem "ama bebek seni istiyor annesi" diyen insanlar, sıkıntılarını anlatınca şımarıklık olarak görenler...
iyi ki yapmışım asla yeri doldurulamayacak şeye sahibim, hayatım zenginleşti duygusal anlamda. ama asla bile isteye bir daha yapmam...
- kakamelsokoban (29.11.19 10:50:14 ~ 10:52:47)
Açık yürekle cevap veren herkese çok ama çok teşekkür ediyoruz. Umarım sıkıntılarınız en kısa zamanda son bulur, hayatınız normal düzenine bir an önce kavuşur.
- miv (29.11.19 15:20:12)
Cocugun hayatinizi en çok aksatacagi rutinleri bozacağı zaman ilk birkaç yıl sonrasi daha kolay. Eğer aşkınızın ilişkinizin iletisiminizin bu birkaç yılı geri donulmez hasar almayacak şekilde atlatabilecek kadar güçlü olduğuna inaniyorsanız ( ki böyle olmayan zaten hiç evlenmemeli bence çocuk olmasa da bir yerde zortlar o iliski) düşünmenize bile gerek yok bence.
- nick dedigin (29.11.19 15:40:27 ~ 15:43:29)
elbette degisecek, cunku 7/24 size bagli olan birisi olacak hayatinizda. eski hayatiniz kalmayacak... bunun da bir suru artisi var, eksisi var; her seyde oldugu gibi... cocuk evet dunyanin en guzel seyi ama ayni zamanda dunyanin en zor seyi de.
birakin iliskinizi, cinselligi; tum hayatiniz degisecek...
birakin iliskinizi, cinselligi; tum hayatiniz degisecek...
- sweetoffice (29.11.19 15:44:33)
1