[]
araştırma görevlisi olanlar nasıl oluyor?
baştan sona bu süreci merak ediyorum.
yüksek lisans başlangıcından hedefleyip kesin olacağım diyip sadece yüksek lisansa mı odaklanıyorlar? çalışırken hem yüksek lisans yapıp sonra mı araştırma görevlisi oluyorlar?
başka üniversitede yüksek lisans okuyup veya okurken sınava girip mi oluyorlar? yoksa başka üniversiteden almazlar mı?
hocalarla nasıl aralarını iyi tutuyorlar? hem derslere çok çalışıp hem hocaların her dediğini yapıyorlar mı?
tamamen tesadüf mü yoksa olucam ben deyip olabilirler mi?
ben de araştırma görevlisi olmak istiyorum ama çok soru var kafamda. süreci özetleyebilir misiniz siz veya tanıdığınız için?
yüksek lisans başlangıcından hedefleyip kesin olacağım diyip sadece yüksek lisansa mı odaklanıyorlar? çalışırken hem yüksek lisans yapıp sonra mı araştırma görevlisi oluyorlar?
başka üniversitede yüksek lisans okuyup veya okurken sınava girip mi oluyorlar? yoksa başka üniversiteden almazlar mı?
hocalarla nasıl aralarını iyi tutuyorlar? hem derslere çok çalışıp hem hocaların her dediğini yapıyorlar mı?
tamamen tesadüf mü yoksa olucam ben deyip olabilirler mi?
ben de araştırma görevlisi olmak istiyorum ama çok soru var kafamda. süreci özetleyebilir misiniz siz veya tanıdığınız için?
Bahsettiğin durumlar oluyor. Ama her üniversite her fakülte her bölüm kendi iç dinamiklerine sahip. Şuna vaktim yok. Uzun uzun yazarım. Mesajla da ulaşabilirsin. Bu işin iki ayağı var akademik ve idari kısım( referans torpil artık ne demek istersen)
- intihar etsem de kendime gelsem (08.08.19 19:46:38)
üniversiteler kadro duyurusunda bulunuyor. Sen de o kadrolara basvuruyorsun. Duyurularda gerekli nitelikler yaziyor. Yüksek lisans yapıyor olmak, işte hangi alansa su şu alan mezunu olmak gibi. Ales ve dil puanı önemli. Bunun yanında tanıdık hoca olur ve sağlam referansin varsa daha olumlu oluyor. Girmek gerçekten zor. Alesler 94-95 dil puanları 95-100 civarında geziyor çünkü. Ama referansı olan kazanıyor. Bazen de yüksek lisans öğrencisine özel açılıyor. Diyor ki şu şu konuda araştırma yapmış olmak ya da bunu demese bile kadroyu senin için açmayı düşünüyoruz haberin olsun hazırlan gel kardeşim Diyorlar.
- westblack (08.08.19 19:47:53)
yüksek lisansa başlarken asistan olma niyetim yoktu. derse sürekli katılıyordum, hocalarla aram iyiydi ama bu amaca yönelik yapmıyordum, derse çalışıp az çok mantıklı konuşunca sınıfta öne çıkılıyor zaten. sonra mesleğimle ilgili 2-3 ay staj yaptım, dedim ben bu işi yapmayacağım akademisyen olacağım.
bizim okulda asistan olmam imkansızdı zaten kadro vermiyorlar biliyorum, 3-4 tane başka devlet üniversitesi denedim olmadı. torpil vs yoktu zaten öyle işlere girmem ama puanlarım çok iyiydi ales-dil ikisi de 95 üstüydü o yüzden biraz umudum vardı. dedim puanla çalışmayla olmuyor sanırım bu işler. sonra özel bir üniversite sınav açtı, umutsuz umutsuz girdim ama yine de çalıştım sınava, bir baktım kazandım. çok da mutluyum açıkçası.
devlette, iyi bir şehirde, yl-doktora yapılan okul dışında torpilsiz asistan olmak gerçekten zor. o yüzden puanları yüksek tutup özeller denenebilir.
bizim okulda asistan olmam imkansızdı zaten kadro vermiyorlar biliyorum, 3-4 tane başka devlet üniversitesi denedim olmadı. torpil vs yoktu zaten öyle işlere girmem ama puanlarım çok iyiydi ales-dil ikisi de 95 üstüydü o yüzden biraz umudum vardı. dedim puanla çalışmayla olmuyor sanırım bu işler. sonra özel bir üniversite sınav açtı, umutsuz umutsuz girdim ama yine de çalıştım sınava, bir baktım kazandım. çok da mutluyum açıkçası.
devlette, iyi bir şehirde, yl-doktora yapılan okul dışında torpilsiz asistan olmak gerçekten zor. o yüzden puanları yüksek tutup özeller denenebilir.
- signore (08.08.19 19:56:52)
araştırma görevlisi olmak artık çok zor ve çok güvensiz bir kariyer.
neden zor? işsizlik ayyuka çıtığı için artık herkes bari akademisyen olayım derdine düştü. akademisye olmanın ilk basamağı da araştırma görevlisi olmak. doğal olrak rekabet büyük. torpil bulmak kısmını zaten saymıyorum.
neden güvencesiz? araştırma görevliliği için kanunda 2 şekil var. birincisi 50/d denilen, eskiden enstitü asitanlığı olarak tabir edilen tür, diğeri 33/a denilen daimi kadro. 50/d şu demek seni yüksek ya da doktora yapan bir öürenci olarak, öğrencisi olduğun fakülte veya enstitü işe alır. öürenciliğin devam ettiği sürece normal araştırma görevlileri gibi açlışırsın, aynı işi yapar, aynı haklardan yararlanır, aynı maaşı alırsın. ama öğrenciliğin bittiği anda, yani tezini bittiğin anda asistanlığın sona erer, kapının önüne konursun. ondan sonra sil baştan kendine öğretim üyesi olarak kadro aramaya başlarsın. 33/a ise öğrencilikten bağımsızdır. hala hiç öğrenci olmasan da, ya da tezini hiç bitiremesen de asistanlığın devam eder. istersen asisyan olarak emekli olursun. üniversitelerin çoğu artık 50/d asistan alıyor. böylece her hangi bir öğretim üyeliği vaat etmeden asistanları kullanıp kullanıp atıyor. o zavallılar da 30 yaşına gelmiş, hiç reel sektörde iş tecrübesi olmadan piyasada iş ya da üniversitelerde kadro aramaya başlıyorlar. dolayısıyla eğer bulabiliyorsanız 33/a için açılan kadrolara başvuru yapın.
bir de artık araştırma görevlisi için ilanlarda yüksek lisans öğrencisi olmak gibi şartlar konuluyor. yani bi taraftan yls'ye başlamak işinizi kolaylaştırır.
ar gör olmak çok detaylı, çok farklı prosedürleri var. kafanızdaki soruları net şekilde sorun özelden cevaplayayım.
neden zor? işsizlik ayyuka çıtığı için artık herkes bari akademisyen olayım derdine düştü. akademisye olmanın ilk basamağı da araştırma görevlisi olmak. doğal olrak rekabet büyük. torpil bulmak kısmını zaten saymıyorum.
neden güvencesiz? araştırma görevliliği için kanunda 2 şekil var. birincisi 50/d denilen, eskiden enstitü asitanlığı olarak tabir edilen tür, diğeri 33/a denilen daimi kadro. 50/d şu demek seni yüksek ya da doktora yapan bir öürenci olarak, öğrencisi olduğun fakülte veya enstitü işe alır. öürenciliğin devam ettiği sürece normal araştırma görevlileri gibi açlışırsın, aynı işi yapar, aynı haklardan yararlanır, aynı maaşı alırsın. ama öğrenciliğin bittiği anda, yani tezini bittiğin anda asistanlığın sona erer, kapının önüne konursun. ondan sonra sil baştan kendine öğretim üyesi olarak kadro aramaya başlarsın. 33/a ise öğrencilikten bağımsızdır. hala hiç öğrenci olmasan da, ya da tezini hiç bitiremesen de asistanlığın devam eder. istersen asisyan olarak emekli olursun. üniversitelerin çoğu artık 50/d asistan alıyor. böylece her hangi bir öğretim üyeliği vaat etmeden asistanları kullanıp kullanıp atıyor. o zavallılar da 30 yaşına gelmiş, hiç reel sektörde iş tecrübesi olmadan piyasada iş ya da üniversitelerde kadro aramaya başlıyorlar. dolayısıyla eğer bulabiliyorsanız 33/a için açılan kadrolara başvuru yapın.
bir de artık araştırma görevlisi için ilanlarda yüksek lisans öğrencisi olmak gibi şartlar konuluyor. yani bi taraftan yls'ye başlamak işinizi kolaylaştırır.
ar gör olmak çok detaylı, çok farklı prosedürleri var. kafanızdaki soruları net şekilde sorun özelden cevaplayayım.
- halanne (08.08.19 20:08:05)
Aras gor kadrolari 50d. Yani doktora bitince okulun seni istihdam etme zorunlulugu yok. Ogretim gorevliligi 33a acisindan avantajli.
Yukarida yazilara ek olarak bir sey soylemek istiyorum.
hocalarla nasıl aralarını iyi tutuyorlar? hem derslere çok çalışıp hem hocaların her dediğini yapıyorlar mı?
Hoca ile arayi iyi tutmak demek hocanin her dedigini yapmak demek olmamali. Insanin kendi prensipleri, meslek etigi ve kendi dusunceleri olmali. Gerektiginde hocadan farkli bir soz soyleme "cesaretini" gosterebilmeli.
Bunu neden soyledim? Cunku maalesef hocalarin kolesi olmus bir aras gor ile ayni ortami paylasmaktayim. Boyle yaparak okulda guzel yerlere gelebilecegini/tercih edilebilirligini artirmaya calisiyor ama disardan bakildiginda ne yazik ki birey olamamis insan profili ciziyor. Cok uzucu...
Yukarida yazilara ek olarak bir sey soylemek istiyorum.
hocalarla nasıl aralarını iyi tutuyorlar? hem derslere çok çalışıp hem hocaların her dediğini yapıyorlar mı?
Hoca ile arayi iyi tutmak demek hocanin her dedigini yapmak demek olmamali. Insanin kendi prensipleri, meslek etigi ve kendi dusunceleri olmali. Gerektiginde hocadan farkli bir soz soyleme "cesaretini" gosterebilmeli.
Bunu neden soyledim? Cunku maalesef hocalarin kolesi olmus bir aras gor ile ayni ortami paylasmaktayim. Boyle yaparak okulda guzel yerlere gelebilecegini/tercih edilebilirligini artirmaya calisiyor ama disardan bakildiginda ne yazik ki birey olamamis insan profili ciziyor. Cok uzucu...
- nax (08.08.19 20:19:14)
50d'li ve yukarıda yazılan tabirle "zavallı" bir araştırma görevlisiyim. Torpil, referans vesaire olmadan hakkımla kazanarak girdim.
Bahsedildiği gibi 50d nin iş güvencesi yok, 33a nin var. Fakat artık 33a kapsamında araştırma görevlisi alımı olmuyor. Herkes 50d li olmanın bilinci ile başlayacak bundan sonra. Olmak istiyorsanız kesinlikle olmaya çalışın. Doktora sonrası ilişiğinizin kesilmesi sorun olmaz. Neden? Çünkü siz doktora sonrası ayrılacağıniz bilinci ile hareket edecek, kendinize ona göre yatırım yapacaksınız.
Ilan.gov.tr den tüm üniversitelerin akademik kadro ilanlarını takip edebilirsiniz.
Artık hemen hemen her üniversite lisansüstü eğitim yapıyor şartı koyuyor ilanlara. Zira 50d li alacaklari icin ogrenci olmaniz geremiyor.
Daha sonra ales, yabancı dil, lisans not ortalaması ve yazılı sınav ile değerlendirme yapılıp alımlar gerçekleşiyor.
Başarılar dilerim.
Bahsedildiği gibi 50d nin iş güvencesi yok, 33a nin var. Fakat artık 33a kapsamında araştırma görevlisi alımı olmuyor. Herkes 50d li olmanın bilinci ile başlayacak bundan sonra. Olmak istiyorsanız kesinlikle olmaya çalışın. Doktora sonrası ilişiğinizin kesilmesi sorun olmaz. Neden? Çünkü siz doktora sonrası ayrılacağıniz bilinci ile hareket edecek, kendinize ona göre yatırım yapacaksınız.
Ilan.gov.tr den tüm üniversitelerin akademik kadro ilanlarını takip edebilirsiniz.
Artık hemen hemen her üniversite lisansüstü eğitim yapıyor şartı koyuyor ilanlara. Zira 50d li alacaklari icin ogrenci olmaniz geremiyor.
Daha sonra ales, yabancı dil, lisans not ortalaması ve yazılı sınav ile değerlendirme yapılıp alımlar gerçekleşiyor.
Başarılar dilerim.
- emcekare olmadi einstein olsun bari (08.08.19 22:50:06)
Bölüme göre değişiyor olabilir ama genelde her araştırma görevlisi olan yüksek lisans aşamasında, hatta başlarında olur. Zaten başvuru şartlarında da bu belirtilir. Anabilim dalına çalışacak insan alacaklar; o yüzden 1-2 sene içinde doktorasını bitirip kendisi hoca olacak kişiyi pek istemezler. Körpe asistan alıp yetiştirmek isterler.
Üniversitelere kadroları YÖK veriyor, o yüzden haydi ben şurada asistan olayım deyip olamıyorsunuz. Hatta hocalar kürsüye bir asistan mı alsak dediğinde bile YÖK kadro vermeyince olmuyor. Vakıf üniversitelerinde işe alım süreçleri biraz daha farklı sanırım, onlar daha rahat ilan verebiliyor. Ayrıca bir kürsüde halihazırda asistanlar varsa onlar doktoralarını bitirmeden de asistan alınmayabiliyor. Bu dış faktörler yüzünden beklemeyi gerektiren bir süreç. Dolayısıyla araştırma görevlisi olana kadar özel sektörde çalışılıyor. Bu "tesadüf" ile ilgili sorunuza da cevap olabilir.
50/d'denin ifade tarzından hareketle araştırma görevlilerinin çalıştıkları üniversitede lisansüstü eğitim alıyor olmaları şartı koşuldu bir ara, YÖK'ten yazılar falan geldi ama bana çok güvenmeyin bu konuda. Farklı üniversitede yüksek lisans/doktora yapan asistan arkadaşlarım oldu ama bir kısmı kaydını naklettirdi, son durumu bilmiyorum. Zaten her üniversitede lisans üstü eğitim de verilmiyor ve başka yerde eğitim görmek bir mecburiyet haline geliyor. Ancak hocaların kendi öğrencileri olan ve tanıdıkları lisansüstü öğrencilerine daha sempatiyle bakacakları da neredeyse kesin.
Hocalarla ilişki konusu tamamen hocaya ve hocanın çapına bağlı. Asistanına çanta taşıtıp faturalarını ödetmek için bankaya yollayan hoca modeli olduğu gibi asistanıyla doktrinde zıt görüşleri savunan, ona eşiti gibi davranan hocalar da var. İlk model hocanın kokusunu alırsanız kaçın derim. Zaten sözlükte de sık sık eleştirilen "torpil" olayı bu ilk model hocalarda oluyor; akademik anlamda çok başarılı olsanız da kendi yeğenini işe alır o. Torpilci hocaların dışında normal hocalar genelde lisansta veya lisansüstü eğitim sırasında derslerdeki performansını beğendikleri öğrencileri asistan olarak seçer. Böyle bir tanışıklık yoksa da gerçekten önceki akademik başarıları ve bilim sınavına bakıyorlar. Hatta aynı kadroya başvuran birden fazla beğendikleri öğrenci de olabilir, burada da söz konusu ölçütlere göre karar verirler. Tabii not ortalaması en düşük adayın, sırf hocalar onunla çalışmak istediği istediği için işe alındığı da oluyor; yine dönüp dolaşıp "torpil"e geliyoruz. (Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, benzer bir vakada tüm puanları aşırı yüksek bir adayın cümle kurmaktan aciz bir tip olduğunu gördüm; böyle tiplerin alınmamasını da yadırgamıyorum açıkçası. Sürekli test çözüp dersleri ezberleyerek üniversite bitirerek yüksek not ortalaması yapmış ama pratik zekası sıfır tipler var cidden. Bu yüzden alt sırada olup da işe girenlerin de hepsi torpil olmayabilir, ya da belki ben çok safım.)
Siz de araştırma görevlisi olursanız birlikte çalışacağınız hocaları tanımalısınız; kesinlikle anlaşamayacağınız biri ile doktorayı bitirene kadar birlikte çalışmak size de işkence gibi gelebilir. Hocanın her dediğini yapma psikolojisiyle bu işe girmeyin. Zaten makul biri hoca sizden yapmamanız gereken bir şeyi yapmanızı da istememelidir.
Ayrıca başta söylediğime geri döneyim: Bilgisayar mühendisliği ile hukukta araştırma görevlisi olmak farklıdır; niyetiniz ciddileştikçe kendi alanınızdan asistanlarla konuşun.
Üniversitelere kadroları YÖK veriyor, o yüzden haydi ben şurada asistan olayım deyip olamıyorsunuz. Hatta hocalar kürsüye bir asistan mı alsak dediğinde bile YÖK kadro vermeyince olmuyor. Vakıf üniversitelerinde işe alım süreçleri biraz daha farklı sanırım, onlar daha rahat ilan verebiliyor. Ayrıca bir kürsüde halihazırda asistanlar varsa onlar doktoralarını bitirmeden de asistan alınmayabiliyor. Bu dış faktörler yüzünden beklemeyi gerektiren bir süreç. Dolayısıyla araştırma görevlisi olana kadar özel sektörde çalışılıyor. Bu "tesadüf" ile ilgili sorunuza da cevap olabilir.
50/d'denin ifade tarzından hareketle araştırma görevlilerinin çalıştıkları üniversitede lisansüstü eğitim alıyor olmaları şartı koşuldu bir ara, YÖK'ten yazılar falan geldi ama bana çok güvenmeyin bu konuda. Farklı üniversitede yüksek lisans/doktora yapan asistan arkadaşlarım oldu ama bir kısmı kaydını naklettirdi, son durumu bilmiyorum. Zaten her üniversitede lisans üstü eğitim de verilmiyor ve başka yerde eğitim görmek bir mecburiyet haline geliyor. Ancak hocaların kendi öğrencileri olan ve tanıdıkları lisansüstü öğrencilerine daha sempatiyle bakacakları da neredeyse kesin.
Hocalarla ilişki konusu tamamen hocaya ve hocanın çapına bağlı. Asistanına çanta taşıtıp faturalarını ödetmek için bankaya yollayan hoca modeli olduğu gibi asistanıyla doktrinde zıt görüşleri savunan, ona eşiti gibi davranan hocalar da var. İlk model hocanın kokusunu alırsanız kaçın derim. Zaten sözlükte de sık sık eleştirilen "torpil" olayı bu ilk model hocalarda oluyor; akademik anlamda çok başarılı olsanız da kendi yeğenini işe alır o. Torpilci hocaların dışında normal hocalar genelde lisansta veya lisansüstü eğitim sırasında derslerdeki performansını beğendikleri öğrencileri asistan olarak seçer. Böyle bir tanışıklık yoksa da gerçekten önceki akademik başarıları ve bilim sınavına bakıyorlar. Hatta aynı kadroya başvuran birden fazla beğendikleri öğrenci de olabilir, burada da söz konusu ölçütlere göre karar verirler. Tabii not ortalaması en düşük adayın, sırf hocalar onunla çalışmak istediği istediği için işe alındığı da oluyor; yine dönüp dolaşıp "torpil"e geliyoruz. (Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim, benzer bir vakada tüm puanları aşırı yüksek bir adayın cümle kurmaktan aciz bir tip olduğunu gördüm; böyle tiplerin alınmamasını da yadırgamıyorum açıkçası. Sürekli test çözüp dersleri ezberleyerek üniversite bitirerek yüksek not ortalaması yapmış ama pratik zekası sıfır tipler var cidden. Bu yüzden alt sırada olup da işe girenlerin de hepsi torpil olmayabilir, ya da belki ben çok safım.)
Siz de araştırma görevlisi olursanız birlikte çalışacağınız hocaları tanımalısınız; kesinlikle anlaşamayacağınız biri ile doktorayı bitirene kadar birlikte çalışmak size de işkence gibi gelebilir. Hocanın her dediğini yapma psikolojisiyle bu işe girmeyin. Zaten makul biri hoca sizden yapmamanız gereken bir şeyi yapmanızı da istememelidir.
Ayrıca başta söylediğime geri döneyim: Bilgisayar mühendisliği ile hukukta araştırma görevlisi olmak farklıdır; niyetiniz ciddileştikçe kendi alanınızdan asistanlarla konuşun.
- wish i could find a way to disappear (08.08.19 23:39:13)
zaten süreç ve koşullar güzelce açıklanmış şimdiye kadar. ben kısa birşey eklemek istiyorum. tüm o sınav puanlarının yanında bir de hocaların insiyatiflerini kullandıkları mülakat notu oluyor, o epeyce belirleyici... yani hocaların seni istemesi gerekiyor. bunun için çalışkanlık ve alana karşı ilgili olduğunu göstermek olmazsa olmaz şart. bir de bölüme iş arkadaşı olarak gireceğin için arıza çıkarmayacak, "easy-going" kişilikleri daha fazla tercih ediyorlar.
ayrıca benim şahit olduğum kadarıyla asistan olmak isteyenler niyetlerini lisansta belli ediyorlardı, hocalara önceden söylüyorlardı. yani kariyer planını akademisyenlik üzerine kuruyorlardı ta en baştan.
ayrıca benim şahit olduğum kadarıyla asistan olmak isteyenler niyetlerini lisansta belli ediyorlardı, hocalara önceden söylüyorlardı. yani kariyer planını akademisyenlik üzerine kuruyorlardı ta en baştan.
- evanka (09.08.19 01:45:42)
Boş işler onlar açıkça söyleyeyim. Zamanını boşa heba etme. Parayı hiç söylemiyorum çünkü o kazanılır da en güzel zamanların ciğeri beş para etmez adamların egosunu gazlamakla geçer. Meslek lisesi öğretmeni 8bin TL alıyor. Harcadığı efor malum.
Nasıl girerim e gelince adamın varsa girersin yoksa hiç umutlanma. Özel üniversite belki olur ama belediye çöpçüsünün bile senden daha çok hakkı olur. Anlattıklarım sert gelebilir ama gerçekler bunlar.
Nasıl girerim e gelince adamın varsa girersin yoksa hiç umutlanma. Özel üniversite belki olur ama belediye çöpçüsünün bile senden daha çok hakkı olur. Anlattıklarım sert gelebilir ama gerçekler bunlar.
- 50promil (09.08.19 01:46:03)
Lisansta dersleri iyi tutup, bir hocanin gozune girmek ve hoca sozunden cikmamak ilk asama.
Lisans son sinifta ALES ve YDS'den min. 85'er veya ustu puan alacak seviyeye gelmis olup, son sinifta bu puanlari almak (sureci hizlandirmak icin o sene. Yoksa istediginiz zaman yl ve bu sinavlara giris serbest).
Yuksek lisansi vakit kaybi yasamadan bitirmek. Ales ve yds'yi guncel tutmak.
Sonrasinda kadrolara basvurmak ya da hocanizin sizin icin rektorunuzden kadro talep etmesi.
Bu is tabiatiyla boyle. Bunun adi torpil degil. Siz bu surece lisansran beri hazirlanmis olacaksiniz. Arkadaslariniz batak atıp haftasonlari icerken siz calisiyor olacaksiniz.
Bu surecte gecim nasil saglanacak? Bu sartlari saglayacak potansiyeli olan kisi kesinlikle burs buluyor. Emin olun.
Siz iyiyseniz, egitim sistemimiz ve imkanlar o kadar da kotu degil. Aglaklari dinlemeyin yeter.
Ve bu isi gercekten seviyorsanız hedefleyin. Yoksa oto galeri acip esnaf olan arkadasinizin gunluk gelirinin sizin aylik geliri oldugunu bilmeniz sizi cok uzer.
Lisans son sinifta ALES ve YDS'den min. 85'er veya ustu puan alacak seviyeye gelmis olup, son sinifta bu puanlari almak (sureci hizlandirmak icin o sene. Yoksa istediginiz zaman yl ve bu sinavlara giris serbest).
Yuksek lisansi vakit kaybi yasamadan bitirmek. Ales ve yds'yi guncel tutmak.
Sonrasinda kadrolara basvurmak ya da hocanizin sizin icin rektorunuzden kadro talep etmesi.
Bu is tabiatiyla boyle. Bunun adi torpil degil. Siz bu surece lisansran beri hazirlanmis olacaksiniz. Arkadaslariniz batak atıp haftasonlari icerken siz calisiyor olacaksiniz.
Bu surecte gecim nasil saglanacak? Bu sartlari saglayacak potansiyeli olan kisi kesinlikle burs buluyor. Emin olun.
Siz iyiyseniz, egitim sistemimiz ve imkanlar o kadar da kotu degil. Aglaklari dinlemeyin yeter.
Ve bu isi gercekten seviyorsanız hedefleyin. Yoksa oto galeri acip esnaf olan arkadasinizin gunluk gelirinin sizin aylik geliri oldugunu bilmeniz sizi cok uzer.
- alfist (09.08.19 14:01:43)
vakıf üniversitesinde olursun ama ne işler yaparsın bilinmez. Maaş olarak devlet çok iyi tabii, ama ben hiç bakmadım bile (çünkü ilan da çok nadir çıkıyor, çıktığında da kimin alınacağı belli diye düşünüyorum çoğu zaman)
iş garantisi kadro falan demişler ama doktorayı bitirdikten sonra zaten buluruz bence ya. Ben kendi alanımda dr.öğretim üyesi ilanı görüyorum sağda solda, ha yine devlet değil çoğu tabii.
Ben öğretim görevlisiyim, bir arkadaşım araştırma görevlisi, o zamanlar yök'ün sayfasından bakıyorduk şimdi ilan.gov.tr var sanırım, baya ilan bulduk başvurduk kazandık. (yani okuduğumuz yerler değil, bambaşka yerlerde bulduk) Ama devlete girebilen bizim iki katımız maaş alıyor o ayrı :D
iş garantisi kadro falan demişler ama doktorayı bitirdikten sonra zaten buluruz bence ya. Ben kendi alanımda dr.öğretim üyesi ilanı görüyorum sağda solda, ha yine devlet değil çoğu tabii.
Ben öğretim görevlisiyim, bir arkadaşım araştırma görevlisi, o zamanlar yök'ün sayfasından bakıyorduk şimdi ilan.gov.tr var sanırım, baya ilan bulduk başvurduk kazandık. (yani okuduğumuz yerler değil, bambaşka yerlerde bulduk) Ama devlete girebilen bizim iki katımız maaş alıyor o ayrı :D
- nhk ni youkosu (09.08.19 14:42:53 ~ 14:43:59)
1