[]
Ben Nasıl Büyük Adam Olucam - 2
Soru gibi de değil gibi de, yer yer sıkıcı...
///\\\DİKKAT UZUN YAZI///\\\
///\\\DİKKAT UZUN YAZI///\\\
///\\\DİKKAT UZUN YAZI///\\\
www.eksiduyuru.com
Bunun üzerinden 9 ay kadar geçmiş. Ancak halen maddi anlamda olduğum yerdeysem de mental olarak daha ne kadar sürdürebilirim bu durumu bilmiyorum.
İnternet işlerinin önemli bir kısmını arkadaşıma geri teslim ettim. Ardından biraz da evde tek başına bilgisayar başında oturarak can vermektense it ain't much but it's honest work deyip gıda toptancısı diyebileceğimiz bir yerde işe girdim. İşte, arabayla dolaş sipariş al, iade al falan iş. Daha sigorta yok, maaş yok üçüncü haftada patron kayıplara karıştı. Karışmış daha doğrusu biz de işe gelince kapıdaki öfkeli kalabalıktan öğrendik durumu.
Bu maceradan kısa bir süre kobimsi bir akrabanın yanında iş buldum. 2 ay kadar dayanabildim. Akraba Zorlu, Sabancı falan değilse bir köşede ölmeyi beklemek akraba yanında çalışmaktan çok daha iyi bir tercih, bunu anladım.
Bunları yaparken tahmin edebileceğiniz üzere KPSS, İngilizce falan yalan oldu. Kpss zaten istemiyordum, halen de istemiyorum. Ancak sınava o kadar para veriyorsun, kitapları ayrı para, harcadığın vakti, emeği söylemeye gerek yok ama sonuca gelince ortada bir şey yok. Başka biri yapsa dolandırıcılık diyebileceğimiz bu eylem devlet yapınca farklı oluyor. Vallahi artık işini, kadrosunu geçtim enayi yerine konuluyor olmak derdim. Profesyonel işsizim, alıştım buna ama işte…
Düzensiz şekilde paketçilik, taksicilik maceraları devam etti. Bunlar daha çok yedek eleman gibi olduğum işler. O gün birisi yoksa onun yerine gidiyorum.
Doğru düzgün ilan çıkmıyor ya da ben malım bulamıyorum o çıkan ilanları. Ama nasıl oluyorsa –kamu/özel önemli değil – ilan yok, kadro yok. Gidip soruyorsun, soruşturuyorsun her kapıyı zorlamaya çalışıyorsun elinden geldiğince. Tamam şu an yok ama yakında olur mu diye bakıyorsun, yok. Çok değil üç beş gün sonra o olmayan ilana, kadroya birilerini almışlar.
Böyle böyle ömrümü harcamaya devam ederken bari yüksek lisans yapayım dedim. En azından öğrenci indirimlerinden faydalanırım hiçbir şey olmasa bile. Belki belki bir iki insan görürüm, bir şeyler öğrenirim, evin duvarlarına konuşmaktan farklı bir şey yaparım dedim. Zaten mevcut durumumdan daha ne kadar dibe gidebilirim diye düşünüyordum. Bu büyük şuursuzlukla başvurularımı yaptım. Olursa ne güzel olur lan dediğim her yerden red yedim. İlana çıkar diye umutlandığım bir iki yerde ilana çıkmadı. Derken kendimi muhtemelen bulunduğu şehirde bile pek kimsenin haberi olmayan bir üniversitede işletme yüksek lisansına kaydımı yaptırırken buldum. Başvururken ne düşündüm, kayıt yaptırırken ne düşündüm halen bilmiyorum ama şu an hukuk lisansının yanına bir de işletme yüksek lisansı kaydı eklendi.
Bu arada elbette ilan kovalamaya devam ediyordum. Memleketin en büyük 100 şirketinden birisinde bir ilanı gözüme kestirip başvurdum. Genel yetenek testleri var bunların online biliyorsunuzdur. Skor kendilerinin beklediğinden/ortalamadan fazla çıkmış. Bir de gelip orada girmemi istediler sınava. En azından yol parasını karşılamalarını istedim. Öyle bir uygulamaları yokmuş. Ya lan ben bu süreçte ÖSYM sınavlarının piçi olmuşum. Her gün yüzlerce sorunun sorulduğu, cevaplandığı Facebook gruplarını, sayfalarını yönetmişim sizin genel yetenek sınavınız nedir ki mk diyemedim. Borç harç gittim sınava girdim. Bu sefer online versiyonda da yüksek yaptım skoru ama sonuç itibariyle daha öteye gidemedim. Olan bana giren masraflar oldu.
Sınava geldim hazır şehirdeyim her ne kadar derslerine girmesem de en azından öğrencisiyim belki stajdır, part time iştir bir şey vardır diye fakülteye gittim. Oradan da bir sonuç alamadım, hatta tatsız bir iki diyalog yaşadım. O sinirle kaydımı sildirmeye kalktım. Doldurdum dilekçeyi şunu bunu işte neyse. Artık iyilik olarak mı düşündü nedir bilmiyorum memur dilekçeyi al bunu biraz düşün öyle gel diye geri verip yolladı.
Bu arada sağlık problemleri de çıktı. Bir ay kadardır backpacker misali şehir şehir dolaşıyorum. Olabilecek en boktan backpacking herhalde. Mülakata gitmiyorsam hastaneye gidiyorum. Bütün bunların maddi olarak beni iyice tüketmesine girmiyorum zaten.
Şu an ne iş arayacak, ne okuyacak, ne de başka bir şey yapmaya çalışacak gücüm kalmadı. Arasam, okusam ne olacak? Aradım, okudum da ne oldu? Bir kenarda bir mucize olsa da ölsem diye beklemek çok daha mantıklı geliyor.
Profesyonel destek al demeyin. İlk olarak param yok. Net, sonuç/çözüm odaklı olmayan bir süreç. Duvarlar o işi bedavaya yapıyor.
Bir yandan bakıyorum insanlar iş buluyor, iş, şehir, ülke değiştiriyor. Yetmiyor evleniyor. Ben halen öğrencilik ile bekar hayatının rezil bir formatını sürdürmeye çalışıyorum. Kıskanmak, millet ne hayatlar yaşıyor tarzı bir şey değil dediğim. Onlar benim yapmadığım atladığım yanlış yaptığım neyi doğru yaptı diye bakıyorum. Ancak cidden anlamıyorum, gücüm aklım yetmiyor çözmeye.
///\\\DİKKAT UZUN YAZI///\\\
///\\\DİKKAT UZUN YAZI///\\\
///\\\DİKKAT UZUN YAZI///\\\
www.eksiduyuru.com
Bunun üzerinden 9 ay kadar geçmiş. Ancak halen maddi anlamda olduğum yerdeysem de mental olarak daha ne kadar sürdürebilirim bu durumu bilmiyorum.
İnternet işlerinin önemli bir kısmını arkadaşıma geri teslim ettim. Ardından biraz da evde tek başına bilgisayar başında oturarak can vermektense it ain't much but it's honest work deyip gıda toptancısı diyebileceğimiz bir yerde işe girdim. İşte, arabayla dolaş sipariş al, iade al falan iş. Daha sigorta yok, maaş yok üçüncü haftada patron kayıplara karıştı. Karışmış daha doğrusu biz de işe gelince kapıdaki öfkeli kalabalıktan öğrendik durumu.
Bu maceradan kısa bir süre kobimsi bir akrabanın yanında iş buldum. 2 ay kadar dayanabildim. Akraba Zorlu, Sabancı falan değilse bir köşede ölmeyi beklemek akraba yanında çalışmaktan çok daha iyi bir tercih, bunu anladım.
Bunları yaparken tahmin edebileceğiniz üzere KPSS, İngilizce falan yalan oldu. Kpss zaten istemiyordum, halen de istemiyorum. Ancak sınava o kadar para veriyorsun, kitapları ayrı para, harcadığın vakti, emeği söylemeye gerek yok ama sonuca gelince ortada bir şey yok. Başka biri yapsa dolandırıcılık diyebileceğimiz bu eylem devlet yapınca farklı oluyor. Vallahi artık işini, kadrosunu geçtim enayi yerine konuluyor olmak derdim. Profesyonel işsizim, alıştım buna ama işte…
Düzensiz şekilde paketçilik, taksicilik maceraları devam etti. Bunlar daha çok yedek eleman gibi olduğum işler. O gün birisi yoksa onun yerine gidiyorum.
Doğru düzgün ilan çıkmıyor ya da ben malım bulamıyorum o çıkan ilanları. Ama nasıl oluyorsa –kamu/özel önemli değil – ilan yok, kadro yok. Gidip soruyorsun, soruşturuyorsun her kapıyı zorlamaya çalışıyorsun elinden geldiğince. Tamam şu an yok ama yakında olur mu diye bakıyorsun, yok. Çok değil üç beş gün sonra o olmayan ilana, kadroya birilerini almışlar.
Böyle böyle ömrümü harcamaya devam ederken bari yüksek lisans yapayım dedim. En azından öğrenci indirimlerinden faydalanırım hiçbir şey olmasa bile. Belki belki bir iki insan görürüm, bir şeyler öğrenirim, evin duvarlarına konuşmaktan farklı bir şey yaparım dedim. Zaten mevcut durumumdan daha ne kadar dibe gidebilirim diye düşünüyordum. Bu büyük şuursuzlukla başvurularımı yaptım. Olursa ne güzel olur lan dediğim her yerden red yedim. İlana çıkar diye umutlandığım bir iki yerde ilana çıkmadı. Derken kendimi muhtemelen bulunduğu şehirde bile pek kimsenin haberi olmayan bir üniversitede işletme yüksek lisansına kaydımı yaptırırken buldum. Başvururken ne düşündüm, kayıt yaptırırken ne düşündüm halen bilmiyorum ama şu an hukuk lisansının yanına bir de işletme yüksek lisansı kaydı eklendi.
Bu arada elbette ilan kovalamaya devam ediyordum. Memleketin en büyük 100 şirketinden birisinde bir ilanı gözüme kestirip başvurdum. Genel yetenek testleri var bunların online biliyorsunuzdur. Skor kendilerinin beklediğinden/ortalamadan fazla çıkmış. Bir de gelip orada girmemi istediler sınava. En azından yol parasını karşılamalarını istedim. Öyle bir uygulamaları yokmuş. Ya lan ben bu süreçte ÖSYM sınavlarının piçi olmuşum. Her gün yüzlerce sorunun sorulduğu, cevaplandığı Facebook gruplarını, sayfalarını yönetmişim sizin genel yetenek sınavınız nedir ki mk diyemedim. Borç harç gittim sınava girdim. Bu sefer online versiyonda da yüksek yaptım skoru ama sonuç itibariyle daha öteye gidemedim. Olan bana giren masraflar oldu.
Sınava geldim hazır şehirdeyim her ne kadar derslerine girmesem de en azından öğrencisiyim belki stajdır, part time iştir bir şey vardır diye fakülteye gittim. Oradan da bir sonuç alamadım, hatta tatsız bir iki diyalog yaşadım. O sinirle kaydımı sildirmeye kalktım. Doldurdum dilekçeyi şunu bunu işte neyse. Artık iyilik olarak mı düşündü nedir bilmiyorum memur dilekçeyi al bunu biraz düşün öyle gel diye geri verip yolladı.
Bu arada sağlık problemleri de çıktı. Bir ay kadardır backpacker misali şehir şehir dolaşıyorum. Olabilecek en boktan backpacking herhalde. Mülakata gitmiyorsam hastaneye gidiyorum. Bütün bunların maddi olarak beni iyice tüketmesine girmiyorum zaten.
Şu an ne iş arayacak, ne okuyacak, ne de başka bir şey yapmaya çalışacak gücüm kalmadı. Arasam, okusam ne olacak? Aradım, okudum da ne oldu? Bir kenarda bir mucize olsa da ölsem diye beklemek çok daha mantıklı geliyor.
Profesyonel destek al demeyin. İlk olarak param yok. Net, sonuç/çözüm odaklı olmayan bir süreç. Duvarlar o işi bedavaya yapıyor.
Bir yandan bakıyorum insanlar iş buluyor, iş, şehir, ülke değiştiriyor. Yetmiyor evleniyor. Ben halen öğrencilik ile bekar hayatının rezil bir formatını sürdürmeye çalışıyorum. Kıskanmak, millet ne hayatlar yaşıyor tarzı bir şey değil dediğim. Onlar benim yapmadığım atladığım yanlış yaptığım neyi doğru yaptı diye bakıyorum. Ancak cidden anlamıyorum, gücüm aklım yetmiyor çözmeye.
beni en çok çevrende 'baban büyükelçi değilse niye uluslararası ilişkiler yazdın' diyecek bir insan evladının olmaması üzdü.
- KARA BOĞA (11.07.19 23:13:11)
hala hukuk okumaya devam ediyor musunuz? eğer ediyorsanız kaçıncı sınıftasınız? bence dişinizi sıkıp hukuku bitirin, diğer bahsettiklerinize göre iyi kötü her zaman iş bulabileceğiniz bir alan çünkü.
- candide (11.07.19 23:48:49)
Çok çok uzun bir süre sizin gibiydim. IR mezunuyum ve aynı alanda yüksek lisans yapıyorum. Bir yandan akademisyen olmak için uğraşırken diğer taraftan öğrenciye uygun işlerde (Broşür dağıtımı, kurye, bar, cafe, pazarlama) çalıştım yıllarca. Şimdi yüksek lisans bitmek üzere yaklaşık 1 yıldır E-Ticaret sektöründe çalışıyorum. Tanıdığım bütün IR mezunları tamamen farklı alanlarda işlere girdiler (Asker, bankacı, vize ofisi vb.) veya akademiye girmek için uğraşıyorlar hala. IR'da ciddi bir birikme var akademiye girmesi ciddi anlamda çok çok yüksek puanlar ve tanıdığınız yoksa çok zor.
Bu konuda @candide katılıyorum. Hukuk bir şekilde bitirmeye bakın. Belki düşük maaşlı belki yüksek ama her zaman iş bulabileceğiniz bir alan gerçekten
Bu konuda @candide katılıyorum. Hukuk bir şekilde bitirmeye bakın. Belki düşük maaşlı belki yüksek ama her zaman iş bulabileceğiniz bir alan gerçekten
- Deathcomenearme (12.07.19 07:55:37)
Bu konularda tavsiye verebilecek son insan bile değilim gerçi, annen baban gibi bi kafaya sahibim. Önceki mesajını da okudum, onda da farkettiğim bir şey var. Çok düşünüyorsun, çok ihtimal araştırıyorsun. Galiba biraz da -yaşadıklarından dolayıdır- özgüven eksikliğin var bu yüzden hep en kötü ihtimalleri düşünüp baştan vazgeçiyor gibisin. Haksızsın demiyorum artık iş bulmak için ya çevre ya da 70 milyon içinde ilk 20 de falan olman lazım gerçekçi bakarsan. Ama hayat böyle ilerlemiyor. Gençsin, önündeki seçeneklerden birini seçip ötesini çok da düşünmeden gözünü kapatıp ona odaklanman gerek. Ailene bakma seçimini onaylamasalar da kabul ederler. Ayrıca maddi manevi destek de olurlar zamanla sendeki çabayı görünce. Bu desteği de gurur yapıp geri çevirme. İlerde çocuklarına aynısını yapacaksın. Naçizane görüşüm biraz cahil cesareti gerekli, hukuk, yüksek lisans, yurt dışı, internet birini seç ona odaklan, boş durarak vakit kaybedeceğine en kötü o şekilde vakit kaybedersin ama boş durduğunda ne yapacağım diye düşündüğünde kazanma şansın yok.
- ozzzz (12.07.19 09:48:45)
1