[]
Eve kedi alıp, sabah doğurduğuna tanık olma dumuru ve 1-2 soru...
hikaye biraz dumur ama zaten en keyifli tarafı da bu.
rastlantılar, işaretler derken işyeri çevresinde bir kedi buldum. 10 gün kadar gözledim. sahipsiz olduğunu da 1-2 yere sorun kesinleştirince "ben buna bakmalıyım" hissine de kapılınca dün akşam attık arabaya getirdik eve. (ki bu kısmın hikayesi de süper ama şimdi gereksiz kafa şişirmesin istedim. bi ara gerekirse eklerim) hamile olduğunu biliyorduk gerçi (arabasından yararlandığım arkadaş da kedi bakan biri hani..) ama bu bizi geri çeviremedi hevesimizden.
ben bu 10 gün süresinde kedinin bir vidyosunu da çekmiştim hatta. şöyle izleyebilirsiniz:
vimeo.com
eve getirdik bilgisayar odasına bir köşeye yere battaniye yaydık gelişi güzel. kedi taşıma kutusunun de üstünü açıp içine havlu koyup koyduk battaniyenin yanına. bir kaba su koyduk. (ne su içti hayvan be..) marketten kedi maması aldık ayrı bir kap içinde doyurduk. kristalimsi kedi kumu da alıp ayrı bir leğen içinde bu yerleşim alanından az biraz uzağa yerleştirdik. (odanın çöp kutusu yanına koyduk da diyebilirim). neyse gece oldu ve bilgisayarla işim bitince kediyi okşayıp, iyi geceler dileyip, kapıyı kapatıp çıktım, uyuma odasına geçtim.
sabah uyandım. sevinçle gideyim de günaydın diyeyim kediye dedim. odayı da havalandırır, perdeyi açarım ayağına. ilk girdiğimde karanlıktı oda. kedi yerindeydi ama. içimden seviniyorum "ne güzel ya yerinden ayrılmamış kedi" şeklinde. perdeyi açıp sağa sola bakıyorum. sadece bi köşedeki poster rulosunu devirmiş o kadar. (o kadar da olsun hani.) sonra bakıyorum yerler temiz. iyi be zıçmamış hayvan diyorum. kumuna bakıyorum debelenme olmuş. ona da seviniyorum ama içinde poh göremedim hiç. en fazla işemiş heralde ve kristalize kum da onu emmiştir diye geçiştiriyorum.
neyse sonra kediye bi bakıyorumki altında minicik siyahımsı bişeyler oynaşıyor. önce patileri sandım :) sonra dumur tabi. "ohaaaaa doğumuş bileeee" tadında. sonra farkediyorum ki 3 yavru doğmuş ve bembeyaz olan ölü. ona da ayrı içim sızlıyor.
neyse arkadaşlar sorum şu:
hani kedi beslemek bi yana da; hamile, yani yeni doğurmuş kedi ve yavrulardan çok anlamam. şimdi ben bu ölü yavruyu ne yapmalıyım? anne kedi ile aram iyi. zaten bağ hissetmesem beslemeye kalkmazdım. böyle yavrular altındayken bile anneyi sevebiliyorum her türlü. o ölüyü almalı mıyım bilemedim işte.. hani var mıdır bi psikolojik süre vs. yani onu da yalıyor bu anne arada.. dramatik gerçi ama az da komik :) onun ölü olduğunu anlayıp kendi iteler mi? yoksa hep dürtüp durur mu böyle? işte onu alırsam mı (en azından belli bir günden önce) zararlı, almazsam mı?
şimdiden teşekkürler. bunun altına birkaç ayrı soru da sorabilirim zamanla...
rastlantılar, işaretler derken işyeri çevresinde bir kedi buldum. 10 gün kadar gözledim. sahipsiz olduğunu da 1-2 yere sorun kesinleştirince "ben buna bakmalıyım" hissine de kapılınca dün akşam attık arabaya getirdik eve. (ki bu kısmın hikayesi de süper ama şimdi gereksiz kafa şişirmesin istedim. bi ara gerekirse eklerim) hamile olduğunu biliyorduk gerçi (arabasından yararlandığım arkadaş da kedi bakan biri hani..) ama bu bizi geri çeviremedi hevesimizden.
ben bu 10 gün süresinde kedinin bir vidyosunu da çekmiştim hatta. şöyle izleyebilirsiniz:
vimeo.com
eve getirdik bilgisayar odasına bir köşeye yere battaniye yaydık gelişi güzel. kedi taşıma kutusunun de üstünü açıp içine havlu koyup koyduk battaniyenin yanına. bir kaba su koyduk. (ne su içti hayvan be..) marketten kedi maması aldık ayrı bir kap içinde doyurduk. kristalimsi kedi kumu da alıp ayrı bir leğen içinde bu yerleşim alanından az biraz uzağa yerleştirdik. (odanın çöp kutusu yanına koyduk da diyebilirim). neyse gece oldu ve bilgisayarla işim bitince kediyi okşayıp, iyi geceler dileyip, kapıyı kapatıp çıktım, uyuma odasına geçtim.
sabah uyandım. sevinçle gideyim de günaydın diyeyim kediye dedim. odayı da havalandırır, perdeyi açarım ayağına. ilk girdiğimde karanlıktı oda. kedi yerindeydi ama. içimden seviniyorum "ne güzel ya yerinden ayrılmamış kedi" şeklinde. perdeyi açıp sağa sola bakıyorum. sadece bi köşedeki poster rulosunu devirmiş o kadar. (o kadar da olsun hani.) sonra bakıyorum yerler temiz. iyi be zıçmamış hayvan diyorum. kumuna bakıyorum debelenme olmuş. ona da seviniyorum ama içinde poh göremedim hiç. en fazla işemiş heralde ve kristalize kum da onu emmiştir diye geçiştiriyorum.
neyse sonra kediye bi bakıyorumki altında minicik siyahımsı bişeyler oynaşıyor. önce patileri sandım :) sonra dumur tabi. "ohaaaaa doğumuş bileeee" tadında. sonra farkediyorum ki 3 yavru doğmuş ve bembeyaz olan ölü. ona da ayrı içim sızlıyor.
neyse arkadaşlar sorum şu:
hani kedi beslemek bi yana da; hamile, yani yeni doğurmuş kedi ve yavrulardan çok anlamam. şimdi ben bu ölü yavruyu ne yapmalıyım? anne kedi ile aram iyi. zaten bağ hissetmesem beslemeye kalkmazdım. böyle yavrular altındayken bile anneyi sevebiliyorum her türlü. o ölüyü almalı mıyım bilemedim işte.. hani var mıdır bi psikolojik süre vs. yani onu da yalıyor bu anne arada.. dramatik gerçi ama az da komik :) onun ölü olduğunu anlayıp kendi iteler mi? yoksa hep dürtüp durur mu böyle? işte onu alırsam mı (en azından belli bir günden önce) zararlı, almazsam mı?
şimdiden teşekkürler. bunun altına birkaç ayrı soru da sorabilirim zamanla...
ölüyü tabi ki almalısın. umursayacağını sanmıyorum.
kendi haline bırak, o besler büyütür. sen anneye iyi bak yeter. kumlarını yakınlara koyarsan anaları onu da öğretir zamanı gelince. :) analı babalı büyütsün işalla
ben boşuna ebe diilim, acil soruların filan olursa özel olarak mesaj da atabilirsin.
kendi haline bırak, o besler büyütür. sen anneye iyi bak yeter. kumlarını yakınlara koyarsan anaları onu da öğretir zamanı gelince. :) analı babalı büyütsün işalla
ben boşuna ebe diilim, acil soruların filan olursa özel olarak mesaj da atabilirsin.
- kediebesi (05.04.10 18:20:02)
1