[]
Ülkeler
Kafama takılan birşey var, biraz saçma da olabilir bilemiyorum. Dünyada bir sürü ülke var ve batıya doğru gittikçe gelişmişlik artıyor bunun sebebini merak ediyorum ama asıl merak ettiğim ortadoğudaki ülkeler gelişememeye mahkum mu? Birileri mi istemiyor bu ülkelerin gelişmesini? Yani dünyada illaki gelişememiş ülke olmak zorunda mı?
bu sorunun cevabını burda herhangi bir kişiden alabileceğini düşünüyorsanız yanılıyorsun :). bütün sosyal bilimlerin yıllardır ana konularından bu. ekonomistler için bütün ülkeler günün sonunda elbet gelişmeliyken, bazı diğer bilimler içinse coğrafya kader oluyor :). çok yüzeysel bir cevap bu tabii ki. yardımcı olabilecek bir kişi çıkacağını sanmıyorum, benim önerim merak ediyorsanız sosyal bilimlerle ilgili kitaplar okumanız.
- bartolomeo vanzetti (19.04.19 00:31:16 ~ 00:31:26)
Aslında tüm ülkelerin gelişmesi psikolojik ve ekonomik olarak bir kriz mi doğurur?
- guzellige inancimi sarsan simgeler var (19.04.19 00:54:16)
bunun en temel nedeni kontrolsüz nüfus artışı ve eğitimsizlik. bu ikisinden birinin veya ikisinin aynı anda var olduğu bir ortamda - coğrafyası fark etmeksizin- gelişimin durması kaçınılmazdır.
- makarnavodka (19.04.19 06:14:21)
dünyanın, ülkelerin şu an bu halde olmalarının tek sebebi başka türlü olamayacağı içindir. bu nedemek? şu anki şartların sebebi tarihsel süreç.
kabaca, orta doğu her zaman gelişmemiş değildi. orta çağda batıda dogmatik bir ortam varken orta doğu kültürel açıdan daha zengindi, bugünün batı dünyasıydı. antik yunandan kalan eserleri yorumladılar, çin, keşifler öncesinde ipek ve baharat yolları doğunun kontrolünde olduğu için uzak doğudan kültür ithal ettiler, zenginliği ellerinde tuttular. tarihteki bütün haçlı seferlerinin ana sebebi aslında ekonomiktir. doğunun zenginliklerini ele geçirmektir. coğrafi keşiflerin sebebi de budur. ticaret yollarına, hindistana, uzak doğuya kestirme yollar ararken amerika kıtası keşfedildi. buralarda kurulan koloniler vasıtasıyla topraklar sömürülürken batı da zengnleşmeye başladı, bu esnada ticaret yollarının önemini yitirmesiyle doğuda ekonomik açıdan durağanlığa girdi. bu arada istanbulun fethi sonrası batıya göçen hristiyan bilginlerin o rönesans a etkisini de unutmayın. keşifler vs olurken rönesans ile ufaktan toplumsal değişimlerin baş gösterdiğini, katolik kilisesine karşı protestan tavırların ortaya çıktığını ve yayıldığını da hatırlayın.
ana bilgi, üretim ve tüketim ilişkilerindeki köklü değişimler aynı zamanda büyük toplumsal değişimlere sebep olur. misal tarım devrimi ile yerleşikliğin artmasıyla önce şehirler kuruldu, feodal yapı ortaya çıktı, ardından krallıklar, sonra imparatorluklar vs. sanayi devriminin ardından üretim fabrika ve atölyelere iyice kaydı, osmanlının el işi ve zanaat üzerine kurulu ekonomisi bu hızlı ve düşük maliyetli ürünlerle baş edemedi. misal bir araştırmada 16 yy da 40 cm lik iznik işi bir çini tabağın 2007 yılında üretilen 40 adet geniş ekran plazma tv ye eşit bedelde olduğunu okumuştum. -kaynak veremiyorum 10 sene önceydi rakam 40 olmasa bile o civarda bir şeydi.- haliyle venedikli ustalar atölyelerinde hızlı ve maliyetsiz cam tabaklar üretmeye başlayınca fiyatı çok yüksek olan iznik işi çini tabaklar satılamıyor. düşünün bir de buhar teknolojisinin üretimde yaygınlaşmasının osmanlı ekonomisine bvurduğu darbeyi... osmanlıda daha fabrika yokken batı ülkeleri uçak, top, gemi üretebilecek ağır sanayiye sahipti. nasıl oldu bu? amerikanın keşfi, afrikadan elde edilen ucuz iş gücü köleler, hindistan ve uzak doğuya deniz yoluyla ulaşım, yeni pazarlar vs vs.
fransız ihitlali ile yayılan uluşçu düşünceler üzerine sanayi devrimi ile ikinci bir köklü ekonomik değişim yaşanınca yine bir toplumsaldeğişim gerçekleşiyor, işçi sınıfı önem kazanıyor, krallıklar yavaş yavaş yıkılarak, seçimle iş başına gelen yöneticiler geliyor yerlerine yada krallıklar bu yeni yönetim anlayışına uyuyorlar, neticesinde o zamana kadar ki en modern toplumsal yapı ortaya çıkıyor batıda, demokrasi. doğuda ise önem kazananan işçi sınıfını odak noktasına koyan bir demokrasi şekli doğuyor, sosyalizm.
hikayenin sonrasını biliyorsun.
sonuç, en başta dediğim gibi şu an dünya bu haldeyse başka bir şekilde olamayacağı için. genel olarak tarihte bir ülkenin gelişmişliği başka ülkenin zenginliklerinin sömürülmesine bağlıdır. zira devletler canlı varlıklardır, canlı varlıklar gibi varoluşlarını devam ettirmek için her şeyi yaparlar. ve aynı canlılar gibi devletler de eşit şartlarda varolmaz. tr gibi ülkeler tarım açısından şanslı iken, moğolistan gibi bir ülkenin hiç bir avantajı olmaya bilir. yada venezuela gibi petrol açısından zengin iken boktan yönetim sonucu dünyanın en fakir ülkesi haline gelip, diğer sömürgenlere kendinii yem edebilir.
ortadoğudaki ülkeler gelişememeye mahkum değil. yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi, ekonomi, toplumsal yapı, yönetim biçimleri hepsi birbirine bağlı. her hangi bir orta doğu ülkesinde modern batı demokrasisine uygun bir yönetim başa geçip sadece eğitime bile önem verse 20 sene içinde bambaşka bir ülkeye dönüşebilir. önümüzde finlandiya örneği var. bu ortadoğulu ama demokratik ve eğitime önem veren ülke, ülkesi için belirli bir ekonomik kimlik hedeflerse -misal bilişim, misal turizm, misal modern tarım vs vs- orta doğuda gerçekten güç sahibi olabilir. tabi bunları gerçekleştirene kadar dış desteklibir darbe ile devrilmezse.
hasılı kelam bu kadar satırı şunun için yazdım aslında dünyada devlet mantığı olduğu sürece daima çıkar çatışmaları ve sömürüler olacak, bu sömürüler sonucu kimi ülkeler zenginleşirken kimi ülkeler de geri kalacak.
sabahın köründe bu kadar oluyor, elbet eksikler vardır, insanım bende burada bu kadar geniş bir konuyu anca bu kadar anlatabiliyorum. yazım ve anlatım yanlışları için kusura bakma.
kabaca, orta doğu her zaman gelişmemiş değildi. orta çağda batıda dogmatik bir ortam varken orta doğu kültürel açıdan daha zengindi, bugünün batı dünyasıydı. antik yunandan kalan eserleri yorumladılar, çin, keşifler öncesinde ipek ve baharat yolları doğunun kontrolünde olduğu için uzak doğudan kültür ithal ettiler, zenginliği ellerinde tuttular. tarihteki bütün haçlı seferlerinin ana sebebi aslında ekonomiktir. doğunun zenginliklerini ele geçirmektir. coğrafi keşiflerin sebebi de budur. ticaret yollarına, hindistana, uzak doğuya kestirme yollar ararken amerika kıtası keşfedildi. buralarda kurulan koloniler vasıtasıyla topraklar sömürülürken batı da zengnleşmeye başladı, bu esnada ticaret yollarının önemini yitirmesiyle doğuda ekonomik açıdan durağanlığa girdi. bu arada istanbulun fethi sonrası batıya göçen hristiyan bilginlerin o rönesans a etkisini de unutmayın. keşifler vs olurken rönesans ile ufaktan toplumsal değişimlerin baş gösterdiğini, katolik kilisesine karşı protestan tavırların ortaya çıktığını ve yayıldığını da hatırlayın.
ana bilgi, üretim ve tüketim ilişkilerindeki köklü değişimler aynı zamanda büyük toplumsal değişimlere sebep olur. misal tarım devrimi ile yerleşikliğin artmasıyla önce şehirler kuruldu, feodal yapı ortaya çıktı, ardından krallıklar, sonra imparatorluklar vs. sanayi devriminin ardından üretim fabrika ve atölyelere iyice kaydı, osmanlının el işi ve zanaat üzerine kurulu ekonomisi bu hızlı ve düşük maliyetli ürünlerle baş edemedi. misal bir araştırmada 16 yy da 40 cm lik iznik işi bir çini tabağın 2007 yılında üretilen 40 adet geniş ekran plazma tv ye eşit bedelde olduğunu okumuştum. -kaynak veremiyorum 10 sene önceydi rakam 40 olmasa bile o civarda bir şeydi.- haliyle venedikli ustalar atölyelerinde hızlı ve maliyetsiz cam tabaklar üretmeye başlayınca fiyatı çok yüksek olan iznik işi çini tabaklar satılamıyor. düşünün bir de buhar teknolojisinin üretimde yaygınlaşmasının osmanlı ekonomisine bvurduğu darbeyi... osmanlıda daha fabrika yokken batı ülkeleri uçak, top, gemi üretebilecek ağır sanayiye sahipti. nasıl oldu bu? amerikanın keşfi, afrikadan elde edilen ucuz iş gücü köleler, hindistan ve uzak doğuya deniz yoluyla ulaşım, yeni pazarlar vs vs.
fransız ihitlali ile yayılan uluşçu düşünceler üzerine sanayi devrimi ile ikinci bir köklü ekonomik değişim yaşanınca yine bir toplumsaldeğişim gerçekleşiyor, işçi sınıfı önem kazanıyor, krallıklar yavaş yavaş yıkılarak, seçimle iş başına gelen yöneticiler geliyor yerlerine yada krallıklar bu yeni yönetim anlayışına uyuyorlar, neticesinde o zamana kadar ki en modern toplumsal yapı ortaya çıkıyor batıda, demokrasi. doğuda ise önem kazananan işçi sınıfını odak noktasına koyan bir demokrasi şekli doğuyor, sosyalizm.
hikayenin sonrasını biliyorsun.
sonuç, en başta dediğim gibi şu an dünya bu haldeyse başka bir şekilde olamayacağı için. genel olarak tarihte bir ülkenin gelişmişliği başka ülkenin zenginliklerinin sömürülmesine bağlıdır. zira devletler canlı varlıklardır, canlı varlıklar gibi varoluşlarını devam ettirmek için her şeyi yaparlar. ve aynı canlılar gibi devletler de eşit şartlarda varolmaz. tr gibi ülkeler tarım açısından şanslı iken, moğolistan gibi bir ülkenin hiç bir avantajı olmaya bilir. yada venezuela gibi petrol açısından zengin iken boktan yönetim sonucu dünyanın en fakir ülkesi haline gelip, diğer sömürgenlere kendinii yem edebilir.
ortadoğudaki ülkeler gelişememeye mahkum değil. yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi, ekonomi, toplumsal yapı, yönetim biçimleri hepsi birbirine bağlı. her hangi bir orta doğu ülkesinde modern batı demokrasisine uygun bir yönetim başa geçip sadece eğitime bile önem verse 20 sene içinde bambaşka bir ülkeye dönüşebilir. önümüzde finlandiya örneği var. bu ortadoğulu ama demokratik ve eğitime önem veren ülke, ülkesi için belirli bir ekonomik kimlik hedeflerse -misal bilişim, misal turizm, misal modern tarım vs vs- orta doğuda gerçekten güç sahibi olabilir. tabi bunları gerçekleştirene kadar dış desteklibir darbe ile devrilmezse.
hasılı kelam bu kadar satırı şunun için yazdım aslında dünyada devlet mantığı olduğu sürece daima çıkar çatışmaları ve sömürüler olacak, bu sömürüler sonucu kimi ülkeler zenginleşirken kimi ülkeler de geri kalacak.
sabahın köründe bu kadar oluyor, elbet eksikler vardır, insanım bende burada bu kadar geniş bir konuyu anca bu kadar anlatabiliyorum. yazım ve anlatım yanlışları için kusura bakma.
- issiz karga (19.04.19 06:25:50)
@issiz karga gibi uzun uzun anlatamasak da. medeniyet tamamen kuzey avrupadan dönmeye başlayınca. yani roma kültürünün etkisi medeniyet hep avrupa da kalmış kanımca. tabi ki istedikleri oranda ülkelere etki edebiliyorlar. gelişmemiş ülke demek sömürü demek her anlamda sömürüyorlar. birileri üretecek birileri de satın alacak bu kafadan böyle. tabi ki bunda toplum kültürleri de etkili. asya da afrika da ülkelerin gelişmemesinin sebebi geçmişlerine dayanıyor.
gelişmemiş ülke olmak zorunda değil, kapitalizm sistemi uygulanıyorsa normal ha başka sistem uygulanırsa gelişmemiş ülke kalmaz belki.
gelişmemiş ülke olmak zorunda değil, kapitalizm sistemi uygulanıyorsa normal ha başka sistem uygulanırsa gelişmemiş ülke kalmaz belki.
- mikahakkinen (19.04.19 08:54:49)
Batiya dogru gidince gelismislik seviyesi artmiyor. Sirbistan vs gelismis ulkeler degil.
Singapur, japonya doguda ama cok gelismis. Guney amerika batida ama gelismis degil... bati derken bati ve kuzey avrupadan bahsediyorsaniz sadece orasi baska.
Singapur, japonya doguda ama cok gelismis. Guney amerika batida ama gelismis degil... bati derken bati ve kuzey avrupadan bahsediyorsaniz sadece orasi baska.
- kuehles blondes (19.04.19 09:52:42)
Avrupa tarihini okumaniz gerekli. Batakliktan cikip nasil Finlandiya oldular, acliktan sefaletten cikip nasil Irlanda oldular, kendi ulkelerinde kole muamelesi gorurken nasil Fransa oldular...
- Traveler (19.04.19 11:46:54)
sanayi devrimi ve coğrafi keşifler ile zenginleşen toplumlar batı dediğiniz toplumlar. doğudaysa daha çok geleneksel toplumlar var, çeşitli devrimleri yakalayamamış, din vs gibi sebeplerle bilimin gerisinde kalmış.
tüm bunları alt alta yazıp toplayınca sorunuzun cevabı çıkıyor.
tüm bunları alt alta yazıp toplayınca sorunuzun cevabı çıkıyor.
- emfuzi (19.04.19 11:56:27)
daron acemoglu'nun uluslarin dususu bu konu uzerine. okumani oneririm
- jedilance (19.04.19 21:03:46)
1