[]

rölantide çalışan arbanın akibeti
arabayı sabah çalıştırıp geceye kadar hiç kapatmasak (12 saat diyelim) ve hiç hareket ettirmezsek sonucu ne olur?
arabanın çalınma ihtimalini gözardı edersek?:)
arabanın çalınma ihtimalini gözardı edersek?:)

hic hava girmediginden cok isinabilir mesela.
- sourlemonade
(16.09.07 15:23:01)

Formula 1 aracı olmadığı sürece hava girmemesi sorun olmaz çünkü binek arabalarda motor sıcaklığına göre devreye giren fan bulunmakta. F1 araçlarında bu fan olmadığından kısa süre hareketsiz kalmaları durumunda motor yanıyor, dikkat ettiyseniz yarış başlamadan önce son mekanik ayarlar yapılırken hava girişlerine fan takılıyor motor yanmasın diye :)
Akü de motorun çalışması ile şarj olduğundan akü de boşalmaz sanırım, yani bir sorun olmaması lazım 12 saatte bence...
Akü de motorun çalışması ile şarj olduğundan akü de boşalmaz sanırım, yani bir sorun olmaması lazım 12 saatte bence...
- crown
(16.09.07 15:43:12)

24 saat rölantide duran araba da gördüm. benzin harcaması dışında bir sorun olmuyor. soru mu ki bu şimdi? dünyanın çok soğuk bölgeleri de olduğunu ve arabayı bir stop ederseniz bir daha çalıştıramayacağınızı düşünün anlayacaksınız. yaşadım bile ben öyle bir yerde.(bkz: astana)
- ozdek
(16.09.07 16:27:20)

kısa vadede, motor ve motora yardımcı aksamların önceden mevcut bir sorunu olmadığı varsayımı ile, pek bir sorun olmaz.
ancak, bu bütün gün rölantide çalıştırma işi bir alışkanlık haline getirilirse, ciddi sorunlara yol açabilir.
örneğin,
- rölantide düşük(ve ısındıkça basınç seviyesi düşen)yağ basıncı ile çalışan metal yüzeyler daha fazla ve daha süratli aşınır.
- rolantide soğutucu (coolant - anti freeze) sirkülasyonu da daha yavaştır, olası tortular olmadık yerlere çöker, tıkanma yaratabilir.
- bu kadar yavaş çalışan pistonlar, ister inanın ister inanmayın, gerekli momentuma erişemediklerinden silindir içinde ancak belli bir noktaya erişerek, bu ulaştıkları en tepe noktada (tdc) çepeçevre kurum bırakırlar. bu da sonra yüksek devirlerde bela olur.
- özellikle emme sübabının üzerinde, yine yavaş ve çalışma sıcaklığına erişememiş olmaktan dolayı kurum oluşur. bu kurum, hem sübabı ağırlaştırıp ileride bir hantallik etkisi yaratır, hem de üzerine püsküren yakıtı emip damlalar halinde silindirin içine akmasına yol açarak yanma olayının ırzına geçer, ki motor öksüre tıksıra çalışmaya başlayabilir.
-en fenası da, pistonların etrafındaki sekmanlar (oil control rings) kurum yüzünden sıkışıp kalırlar. bu da, her zaman yağdan daha ince olan yakıtın, kompresyon aşamasında buradan acele aşağıdaki yağa karışması demektir. yağ kapkara olur, niteliği bozulur ve incecik olur. al sana bir aşınma sebebi daha.
- sürekli rölantide çalışan bir motorun elektrik sistemi ise, "cepten yer". alternatörler genellikle 1500-1700 devirden sonra verimli bir şekilde elektrik üretmeye başlarlar. motor uzun süre rölantide çalışıyor iken yardımcı/ilave sistemler de elektrik kullanıyor ise, alternatörün ürettiği güç bu talebi karşılayamaz ve akü sınırlı kapasitesi ile devreye girer.
ilk aklıma gelenler bunlar..
Evet, çok soğuk iklimlerde araçların 24 saat çalıştırıldığı olur, ancak bunlar genellikle dizel araçlardır, ve hepsi de, istisnasız, şirket araçlarıdır. insan evladının parasını kendi ödediği bir aracı sittin sene rölantide çalıştırdığını görmedim daha.
ancak, bu bütün gün rölantide çalıştırma işi bir alışkanlık haline getirilirse, ciddi sorunlara yol açabilir.
örneğin,
- rölantide düşük(ve ısındıkça basınç seviyesi düşen)yağ basıncı ile çalışan metal yüzeyler daha fazla ve daha süratli aşınır.
- rolantide soğutucu (coolant - anti freeze) sirkülasyonu da daha yavaştır, olası tortular olmadık yerlere çöker, tıkanma yaratabilir.
- bu kadar yavaş çalışan pistonlar, ister inanın ister inanmayın, gerekli momentuma erişemediklerinden silindir içinde ancak belli bir noktaya erişerek, bu ulaştıkları en tepe noktada (tdc) çepeçevre kurum bırakırlar. bu da sonra yüksek devirlerde bela olur.
- özellikle emme sübabının üzerinde, yine yavaş ve çalışma sıcaklığına erişememiş olmaktan dolayı kurum oluşur. bu kurum, hem sübabı ağırlaştırıp ileride bir hantallik etkisi yaratır, hem de üzerine püsküren yakıtı emip damlalar halinde silindirin içine akmasına yol açarak yanma olayının ırzına geçer, ki motor öksüre tıksıra çalışmaya başlayabilir.
-en fenası da, pistonların etrafındaki sekmanlar (oil control rings) kurum yüzünden sıkışıp kalırlar. bu da, her zaman yağdan daha ince olan yakıtın, kompresyon aşamasında buradan acele aşağıdaki yağa karışması demektir. yağ kapkara olur, niteliği bozulur ve incecik olur. al sana bir aşınma sebebi daha.
- sürekli rölantide çalışan bir motorun elektrik sistemi ise, "cepten yer". alternatörler genellikle 1500-1700 devirden sonra verimli bir şekilde elektrik üretmeye başlarlar. motor uzun süre rölantide çalışıyor iken yardımcı/ilave sistemler de elektrik kullanıyor ise, alternatörün ürettiği güç bu talebi karşılayamaz ve akü sınırlı kapasitesi ile devreye girer.
ilk aklıma gelenler bunlar..
Evet, çok soğuk iklimlerde araçların 24 saat çalıştırıldığı olur, ancak bunlar genellikle dizel araçlardır, ve hepsi de, istisnasız, şirket araçlarıdır. insan evladının parasını kendi ödediği bir aracı sittin sene rölantide çalıştırdığını görmedim daha.
- godless commie
(16.09.07 18:01:57)

@godless commie
dizel araçları bilakis pek kısa süre değilse çalıştırmazlar daha sonra ateşle ısıtırlar(kamaz tipi araçlar istisnasız böyle çalıştırılır kamyon ve kamyonetler yani). benzinlilerde ise ısıtmak pek işe yaramıyor eğer adam keyfine düşkünse ve benzin bedavaysa çalıştırabiliyor(ısıtan da gördüm sonra marşa basıp gitti ama ben yapamam ne bileyim riskli). ilginçtir yeni araçlar -40 da bile çalışabiliyorlar ama eskilerde çalışmama riski var. işine gelirse durumu var sabahları arabasıyla uğraşan tonla adam gördüm. bazı araba sahiplerinin kapalı garajı falan var sırf bu yüzden garaj dediğim de konteynır işte :) hem arabayada zarar gelmiyor akıllıca bence.
kış boyunca böyle yapılmaz tabi ama şirket araçları içlerinde de şöförleriyle 24 saat rölantide gün içinde 4-5 saat de sağa sola giderler. benzinin litresi 50 cent bile değilken problem de olmuyor tabi. hele türkmenistanda falan 1 depo benzin 2-3 dolar deseniz bütün yıl da çalıştırabilirler ;)
dizel araçları bilakis pek kısa süre değilse çalıştırmazlar daha sonra ateşle ısıtırlar(kamaz tipi araçlar istisnasız böyle çalıştırılır kamyon ve kamyonetler yani). benzinlilerde ise ısıtmak pek işe yaramıyor eğer adam keyfine düşkünse ve benzin bedavaysa çalıştırabiliyor(ısıtan da gördüm sonra marşa basıp gitti ama ben yapamam ne bileyim riskli). ilginçtir yeni araçlar -40 da bile çalışabiliyorlar ama eskilerde çalışmama riski var. işine gelirse durumu var sabahları arabasıyla uğraşan tonla adam gördüm. bazı araba sahiplerinin kapalı garajı falan var sırf bu yüzden garaj dediğim de konteynır işte :) hem arabayada zarar gelmiyor akıllıca bence.
kış boyunca böyle yapılmaz tabi ama şirket araçları içlerinde de şöförleriyle 24 saat rölantide gün içinde 4-5 saat de sağa sola giderler. benzinin litresi 50 cent bile değilken problem de olmuyor tabi. hele türkmenistanda falan 1 depo benzin 2-3 dolar deseniz bütün yıl da çalıştırabilirler ;)
- ozdek
(16.09.07 19:31:35)

@ozdek
Ben de kendim bizzat yirmi yıl alaska'da yaşadım şahsen.
içten yanmalı motorlar ve soğuk ilişkisi üzerine kitap yazabilirim.
yeni araçların soğukta daha kolay çalışabilmesinin bir çok sebebi var. Geliştirilmiş yakıt enjeksiyon sistemleri ve bu sistemlerin işleyiş mantığı bunlardan biri mesela.
Motoru sıcak tutmak konusunda (kapalı ve ısıtılmış bir garaj dışında) en güzel çözüm, motorun içine yerleştirilen ve anti freeze'i sıcak tutup dolaştıran elektrikli ısıtıcılar. Bunların yağın içine konulanı ve akünün etrafına monte edilenleri de mevcut. aracını parkettiğinde fişe takıyorsun, sabah mis gibi çalışıyor, hemen de ısınıyor.
benim şahsi çözümüm ise, bulabildiğim en dehşetengiz kapasiteli aküyü (interstate 1100 amperlik bir model yapıyor, bir de efsanevi "optima" var) monte edip, yaz kış demeden en iyi sentetik yağı kullanmak ve uzaktan kumandalı bir çalıştırma sistemi edinmek idi. Böylece sabah kahvemi koyarken oturduğum yerden düğmeye basıp çalıştırabiliyordum arabamı. ben evden çıkıp içine girene kadar da, hem içi sıcacık oluyordu, hem de camlardaki buzlanma ile uğraşmak zorunda kalmıyordum.
Ben de kendim bizzat yirmi yıl alaska'da yaşadım şahsen.
içten yanmalı motorlar ve soğuk ilişkisi üzerine kitap yazabilirim.
yeni araçların soğukta daha kolay çalışabilmesinin bir çok sebebi var. Geliştirilmiş yakıt enjeksiyon sistemleri ve bu sistemlerin işleyiş mantığı bunlardan biri mesela.
Motoru sıcak tutmak konusunda (kapalı ve ısıtılmış bir garaj dışında) en güzel çözüm, motorun içine yerleştirilen ve anti freeze'i sıcak tutup dolaştıran elektrikli ısıtıcılar. Bunların yağın içine konulanı ve akünün etrafına monte edilenleri de mevcut. aracını parkettiğinde fişe takıyorsun, sabah mis gibi çalışıyor, hemen de ısınıyor.
benim şahsi çözümüm ise, bulabildiğim en dehşetengiz kapasiteli aküyü (interstate 1100 amperlik bir model yapıyor, bir de efsanevi "optima" var) monte edip, yaz kış demeden en iyi sentetik yağı kullanmak ve uzaktan kumandalı bir çalıştırma sistemi edinmek idi. Böylece sabah kahvemi koyarken oturduğum yerden düğmeye basıp çalıştırabiliyordum arabamı. ben evden çıkıp içine girene kadar da, hem içi sıcacık oluyordu, hem de camlardaki buzlanma ile uğraşmak zorunda kalmıyordum.
- godless commie
(16.09.07 20:30:00)

özellikle eskice belediye otobüslerini rölantide birakiyorlardi son durakta, sordugumda tekrar calistirip motoru isitmak cok daha mesakkatli demislerdi.
- atmacaged
(17.09.07 01:46:54)
1