[]

neden olabilir ki?

insan bir işe girip çoluk çocuğa karışıp, yaşayıp gitmek yerine neden daha büyük hedefler koyar ki? herkes gibi yaşayıp gitmek yerine neden büyük şeyler yapıp iz bırakıp gitmek ister ki? niye ki?




 
öyle olmasaydı maymundan ne farkımız kalırdı ?


  • the end of dreams  (25.02.10 19:04:58) 
oyle oldugu icin maymundan farkimiz yok.


  • nawres  (25.02.10 19:51:26) 
insan bencildir.


  • deadstar  (25.02.10 19:52:25) 
bir rivayete göre, insanın hayatta en büyük korkusu ölmektir. bu korkuyu yenmek için en basit yol, çocuk yapmak. böylece sen olmasan bile soyadın olmadı genlerin kalıyor.

bunu yapamayan veya bununla yetinmeyenlerin seçtiği yoldur senin bahsettiğin.
  • kabablanka  (25.02.10 20:10:13) 
@nawres aynen katılıyorum. insan sanıyor ki büyük hedef koyunca hayvansal tarafımızdan uzaklaşıyoruz. aksine hayvansal güdülerimizi kullanıyoruz daha çok. 100 kadınla birlikte olma hedefi koymuş adam. war bunu yapan cidden. al sana tipik alfa erkekliği. sonra iş dünyası bildiğin vahşi hayat. kim kimden kaynak gizliyor, kim kimin ayağaını kaydırmaya uğraşıyor. keza siyaset, akademi ortamı.

kogan'ın dedikleri:
1) belki akademi dünyasında vardır ama diğer dünyalarda böyle bişi yok.
2) kendine hedef koyan ilk insansan sıradanlık rahatsız eder. ama senin yapmaya uğraştıklarını millet yıllardır yüzyıllardır yapıyor.
3) çocuk sevmiyorsa yapmaz. eşi ile yaşar gider.
4) tek başına yaşar gider.
5) şu dünyadan milyonlarca sanatçı, işadamı, politikacı vardı. hepsi bir iz bıraktı. %99 silindi. politika marx, sanat van gogh ekonomi keynes falan filan. bir avuç adam iz bıraktı şu ana kadar. ileride onların da devam edeceği şaibeli.
6) hangimiz yaşayıp gitmiyoruz. ben kafam rahat yaşarken sen saçma hedefler peşinde koşuyorsun bence. benim basiretim kapalı ise senin de algın kapalı.
7) tipik ilkel insan hareketi bu. kibir. sen zaten soyunu devam ettirme.
8) yedinin aynısı.
9) 3ve 4'ün cevabı.
10) işte buna gülerim. inandığı gerçeği tüm dünyaya yaymak artık mümkün bişi değil. bilim bile bugün çatır çutur yıkılıp kendini yeniliyor. dün doğru denilene bugün ya yanlışmış diyorlar. mutlak doğrunun olmadığı bu yerde hangi gerçekten bahsediyoruz.

kendi fikrim ise insanın hedefleri olmalı. ama gerçekçi basit hedefler. ancak o zaman mutlu olur. hedefsizlik amaçsızlık olur hayattan zevk alamazsın. büyük hedef ise o hedefin peşinde koşup ne zaman biteceği belli olmayan hayatını büyük hedefe odaklanıp yok etmek olur. niye iz bırakmak. babam olsa ahirete inanmayan insan böyle yapar yok olup gideceğini düşünür ondan derdi. bense kafasına sokulan iz bırakma zorunluluğundan kaynaklanıyor derim. iz bırakabilirsin ama o iz 10 yıllık da olabilir, 100 yıllık da 1000 yıllık da. eninde sonunda yok olacak o iz. yok olacak birşey içinse ömrünü heba etmek saçma. ben yok olacaksam, izim yok olacaksa neden uğraşayım. günümü yaşarım.

@kogan yazını izin almadan baz aldım kusura bakma. tartışma çıkarmak gibi bir amacım da yok.
  • ayiadam  (25.02.10 20:16:34) 
yani ben de öyle yaşayıp gitmek yerine başka şeyler yapmak istiyorum ama bu herhangi bir iz bırakmak değil kesinlikle. ama yalnızca yaşayıp gitmek istemem doğrusu, her an, her şeyin doğasını, akışını hissederek, dibine kadar her nefesimle yaşamak isterim canlılar aleminde. yoksa zaten sonsuzum ben. bir iz bırakmama lüzum yok, hep buradaydım, hep burada olacağım.

şu hedef koymak işine bir anlam veremiyorum ben. her an hedefimi yaşıyorum zaten. hedef nedir? hedef belirleyip insan öylece oturur mu, sanki bir gün varılacak bir durakmış gibi, ya da o kadar yaşacağım ne malum? böyle hedefler için çalışmaktansa, yaşadığımın farkına varmak istiyorum. mutluluğum daim olsun diye, neden koşullara bağlı olsun benim mutluluğum? bir iş görüşmesinde hedefimi sordular. "ölmeden önce huzurlu hissetmek istiyorum, dolayısıyla öyle bir yaşam sürmek isterim" dedim, tabi işe almadılar. benim hedefim o şirketin sahibi olmak olsa işe alırlardı. ama hedef nasıl bu olabilir? de ki oldun şirket sahibi eee sonra, yeni hedef bul şimdi işin yoksa. öyle hayat bana çekilmez geliyor. insanımsı'nın cevabına da aynen katılıyorum.
  • kediebesi  (25.02.10 21:29:24 ~ 21:37:47) 
insanın kişiliğinin bir kısmı daha doğmadan, bir kısmı da doğduktan sonra oluşur. doğmadan önce oluşan karakter yapısı itibariyle (genetik karakter diyelim) bazı insanlar daha atılgan, daha kabına sığmaz, daha geniş olur. doğduktan sonra oluşan karakter ise 30 yaşlara kadar gelişimini sürdürür ve bu süre içerisinde yaşadığı olaylar, çevresinden aldığı tepkiler vs. ile diğer insanlardan ayrı bir beyin ve ego yapısına sahip olur.

aslında sorunu görünce şaşırdım. ben kendime sürekli tam aksi soruyu yöneltiyorum. insanlar nasıl bir rutine girip yaşayabiliyorlar? adamlar tanıyorum 25-30 yıl bir iş yerinde aynı statüde çalışıyorlar. macera yok, değişiklik yok, ruh yok (olsa bile derinlerde)... bence asıl bunu araştırmak lazım.

hem bunun iz bırakmayla, ego tatminiyle, şununla bununla da bir alakası yok. bu tam olarak dünyayı nasıl görmek istediğinle alakalı. eğer her gün televizyonda, yolda, belde sana açık şekilde yanlış gelen şeyler görüp umursamadan yoluna devam edebiliyorsan, ''dünyayı ben mi değiştireceğim?'' diyorsan asıl sen normal değilsin. dünyayı değiştiren insandır. maceraya atılan, risk alan, idealleri olan insan.
  • insanimsi  (25.02.10 21:30:27) 
benim gibi ilerde dünya starı olmak istiyorsan bunların hiçbiri aklının ucundan bile geçmez, en azından çok uzun süre dahilinde. ayrıca her insanın idealleri, görüşleri farklıdır.


  • guzellige inancimi sarsan simgeler var  (26.02.10 00:27:32) 
egoistlik/eziklik/aç gözlülük bence tamamen.
ayrıca aile kurup da yükselen insanlar da var. aile kurmamakla alakası yok bence olayın.

  • aithra  (26.02.10 10:41:44) 
kabablanka'ın ifade ettikleri bir rivayet değil neredeyse varoluşçu psikoterapinin temelidir
insan hayatını yaşamak üzerine değil nerdeyse ölmemek üzerine kurar( dı demek belki artık daha doğru zira, modern dünya koşulları
yaşamı kutsallaştırırken ölüme de iyice yabancılaştırıyor insanı mevzu derin dalmayacağım) ama bilir öleceğini, etrafına, bedenine her baktığında bunu anlar
ve bu nedenlerle de bi dolu şey yapar
onlardan biri de ölümsüzlük çabalarıdır, neredeyse her alanda rastlanır buna sanat, bilim, siyaset, spor, günlük hayat
ama ölümsüz adledilen herkes ölmüştür bu geride kalanaların bence biraz da avuntusudur
yoksa bir insan her biri 3 ila 5 dakika arasında süren şarkılardan 1000 tanesini hep yanında istesin, taşısın
  • gdduman  (26.02.10 14:45:35) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.