[]

Hassas konuları dile getirmek ama nasıl?

Herkese merhaba,

Soracağım soruyu tam olarak nasıl soracağımı bilemiyorum, zira çok farazi bir içeriği var ama netleştirebilirim umarım.

Sizin için önemli olan bir insanın, kendisi için önemli bir konuyu sizinle konuşmak istediği bir durum olduğunu farz edelim. Örneğin, sevgiliniz ilişkinize dair bir sorun dile getiriyor. Aileniz, sizinle ilgili yanlış buldukları, endişelendikleri bir konuyu dile getirecek. En yakın arkadaşınızın hayatınızla ilgili kafasını kurcalayan bir konu var. Bu konunun hassas içerikli, sizi kırabilecek veya sinirlendirebilecek bir şey olması önemli.

Bu konu size nasıl taşınsın isterdiniz? Yüz yüze konuşarak mı, veya e-maille mesela? Geçenlerde bir kitap okudum ve kitabın tamamı hassas konuları konuşamadığımız zamanlarda karşımızdakine mektup yazabileceğimiz ile ilgiliydi ve mektup örnekleri vardı misal. Bu gerçekten işe yarar mı?

İkinci soru da, böyle önemli bir konunun size söylendiği ve "ya iyi ki söylemiş, çok daha iyi oldu" dediğiniz bir durum oldu mu? Ya da "ne gereği vardı, şu güzel ortamı bozuyorsun" mu dediniz mesela.

Benim için, insanlarla tartışmak, herhangi bir fikri savunmak zor değil hiçbir zaman, ama konu ilişkilerde (her türlü ilişki) değişiklik yaratabilecek meselelere gelince çok zorlanıyorum, yani "sen X yaptığında ben çok kırılıyorum" veya "keşke daha çok Y yapsan" gibi şeyleri dile getirmem, çok ciddiyim, yıllar sürebiliyor, belki hiç söyleyemiyorum. Bu özelliğimi yenmeye çalışıyorum. Zamanında görüştüğüm terapistin söylediğine göre sinirli insanlarla büyüyen kişilerde sık görülen bir özellikmiş bu.

Bu konudaki fikriniz nedir acaba? Zor, hassas konular nasıl konuşulur? Konuşulması gerekir mi? Sanırım çok genel bir soru oldu ama beyin fırtınanızı paylaşırsanız sevinirim. Konu hakkında bir okuma listesi de yaptım, işin akademik yanını da inceleyeceğim yani.

Teşekkürler!

 
cdn-static.denofgeek.com

kendinizi güzel ifade edebileceğini düşünüyorsa hassas konuları dile getirecek kişi, yüzyüze konuşulabilir tabi. ama yazarak anlatmak da etkili. hatta bu işin psikolojik bir adı da vardı da tam hatırlamıyorum.
yazarak ifade etmenin şöyle bir yanı da var, konu ile ilgili konuşulacak kişi böyle durumlarda direnç gösterebilir, savunmaya geçebilir, aksini iddia edebilir. herkes eleştiri kaldıramayabilir fakat aynı şeyler yazı ile ifade edilirse yazan kişinin de okuyan kişinin de düşünme payı olacaktır.
yine ters de tepebilir, hepimiz yaşamışızdır biriyle yazışırken karşı tarafı yanlış anladığımız olmuştur. mimikler ses tonları da önemli çünkü.
velhasıl sanırım kişiden kişiye çok değişken bir konu gibi. ama anlatıcı etkili olup olamayacağı konusunda güvensiz ise yazmalı bence.
  • veritaslibertas  (01.02.18 10:10:40) 
Yüzyüze. Kaba olmadan ama net olarak.

Ben mecbur kalmadıkça (arada çok uzaklık olması gibi) yazı ile iletmenin korkaklık olduğunu düşünüyorum. Gelecek tepkiden kaçınılıyor bence.

Her şeye direnç gösteren birine söylüyorsanız, ya da sizi her şeyde haksız çıkaran yani sizi manipüle eden birine o zaman yazı ile iletilebilir. Ama şahsen ben böyle biriyle iletişimi kesmeyi tercih ederim.

Kısacası hassas bir konuyu iletme hakkınız olduğu kadar karşı tarafın da sağlıklı ölçüde buna tepki verme hakkı var. Ve bunlar sıcağı sıcağına daha kolay çözülüyor.

İmkan yoksa mektup iyi bir alternatif tabii. Ne de olsa geçmişte hep o şekildeymiş.
  • kendi kendine yasayan yavrucak  (01.02.18 10:19:04) 
durumun açıklanacağı kişiye göre değişir neye ihtiyacınız olduğu. kişi anlayış seviyesi yüksek, sağduyu sahibi, çabuk parlamayan ya da fevri olmayan biriyse yüz yüze söylemek en iyisi. aslında yüz yüze söylemek her zaman en iyisi ancak benzer sorunları yaşayan biri olarak "o kadar da kolay" olmadığını anlayabiliyorum; o yüzden duruma göre daha kolay hale getirilebilecek yöntemler izlemek en mantıklısı. neticede söylenmesi gerek -anladığım kadarıyla- ve hiç söylememekten iyidir alternatif yollar.


dediğim gibi, kişinin huyuna suyuna göre farklı şeyler denenebilir; kişinin özelliklerini bilemediğimiz için "bence şunu yapmalısınız" diyemiyorum. benim babam mesela, modu ne kadar iyi olursa olsun söylenecek "aksi" herhangi bir şeye olumsuz tepki verir. rakı masasında içirirken de, aile yemeğinde de, morali bozukken de; durumu iyi hale getirmenin imkanı yoktur. öte yandan kuzenime ne zaman söylediğinin çok önemi vardır, keyfi yerindeyken söylemeyi tercih ederim.

burada sanıyorum karşı tarafın söylenecek konu hakkında ne düşündüğüne dair ipucu sahibi olmak önem kazanıyor. karşı taraf bu konuya dair kendi içinde bir değerlendirme yaptıysa söylenen şeye çok tepki vermeyebilir. ancak benzer şekilde, başkalarından çok sefer duyduysa abartılı tepki verebilir de. belki söylenecek şey hakkında ne bildiği-düşündüğü konusunda bir fizibilite çalışması yapmak yarar sağlar. inception misali, önceden söylenecek şey hakkında ufak ufak aşılama yapmak kişinin o fikre alışmasını sağlayabilir.

ben normal şartlarda huzurunun bozulmasını sevmeyen bir insanım ancak cidden önemli bir şeyse söylenmesini tercih ederim, kabullenmemiz ya da bilmemiz gereken şeyler biz istemesek de var. bazen "iyi ki söylemiş" dediğim şeyler oluyor, bazen "ben bilmiyodum sanki bunu" diyorum ancak hiçbir zaman "ne gereği vardı" demedim.

konuşulması gerekir mi sorusu tamamen ayrı bir soru, ben genelde konuşmuyorum çooook önemsediğim bir insanı cidden etkileyen bir konu değilse. ama konuşulmasını öneririm naçizane, çok önemsiz bir şey olsa bu konuda sıkıntı yaşayan biri olarak kendinizi bu kadar zorlamayı tercih etmezdiniz diye düşünüyorum. yola baş koymuşsunuz, devamı gelsin o yüzden.
  • Bruce  (01.02.18 11:17:03) 
Ben çok fazla alınganlık gösteriyorum elestirildigimde. Dolayısıyla beni eleştiren kişinin kelimeleri dikkatli seçmesini, İyi niyetini hissettiesini, saldırgan ya da manipulatif olmamasını beklerim. Aksi takdirde ya çok fazla kırılıp iletişimi sinirliyorum ya da fevri bir tepki veriyorum. Ben birine bir eksiğini ya da yanlışını söylemek zorunda kalırsam kılıfına uydurmaya çalışırım (eger sakinsem, sagduyum çalışıyorsa), kelimeleri özenli seçerim, önce ilk tane güzel söz söylerim, sonra eleştiriyi araya sıkıştıririm. Böylece karşıdan gelecek tepkiyi yumusatirim. Ama canıma tak etmişse öfkeme yenik düşer ve kırıcı olurum, açıkçası benim canım yandigindan can yakmak isterim. Gözüm döner. Kısa sürede pişman olur ve özür dilerim ama bu fevri, asabi davranislarimdan ötürü çok insan kaybettim. Bu benim bug im gibi bi şey. Kimseye onermiyorum.

Derdimi yazılı olarak da ifade edebilirim eger karsimdakiyle yuzlesmekten çekiniyor ya da korkuyorsam. Yazıda da yukarıda saydığım davranışları sergiliyorum az çok ama başım daha az ağrıyor.
  • femme vitale  (01.02.18 12:16:12) 
Hiçbir şeyden kaçmamak gerekir bu hayatta ve her şeye de verecek bir cevabın olması gerekir.

Korkmamalısın konuşacaksın diye. Ne olursa olsun. Yüz yüze konuş.

Gardını al tabiki, kendini güzel ifade et. Doğru bildiğin şeyi sonuna kadar savun. Ama karşındakinin eleştirilerini de düşün. Anlamaya çalış.

Saçmalıyorsa ilgilenme, beğenmediysen karşındakinin düşüncesini, takma. Ama dinle. Ama konuş. Ama korkak olma. Özgüvenli ol.
  • MaNOfTheYear  (28.03.18 14:39:03) 
Anladığım kadarıyla böyle konularda kendini ifade etmekte zorlanıyorsun.

Bu durumda ben kesinlikle mektup yazardım. Yüz yüze konuşurken istemeden pot kırma, yanlış kelime seçme, karşıdan gelecek anlık tepkiler karşısında ne yapacağını bilememe veya sorulara cevap verememe gibi şeyler yaşanabiliyor ve en sonunda kendini ifade edememiş ve iki tarafta da kafa karışıklığına neden olmuş oluyorsun.

Mektubumu en net ve basit şekilde yazıp, söylemek istediklerimi açıkça ifade edebildiğimden emin olduktan sonra, altına "yüz yüze konuşmak istersen ben her zaman müsaitim" gibisinden bir şeyler eklerdim.
  • peggy  (28.03.18 15:14:06) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.