[]
-de leri ayırmaktan artık hep ayrı yazıyorum mi'lerde sorun yok
Öğle bir toplum baskısı oluştu ki artık de eklerinin hepsini ayrı yazıyorum.
Mi lerde problem yok ama.
Nasıl toplucaz de'leri?
Mi lerde problem yok ama.
Nasıl toplucaz de'leri?
Ek olduğunu biliyorsan birleştir. Ek olan de'ler kelimeye "bulunma" anlamı verir. "O iş bende" gibi "bakmıyor ki nerede olduğunu bilsin" gibi " kucakta gezmeyi çok seviyor" gibi...
Bağlaç olan de'ler kelimeye değil cümleye anlam katarlar, kattıkları anlam ise "+1" anlamıdır. "Sen de gel" gibi "o işi ben de yaparım ebem de yapar" gibi, "ola da bilir" çok yanlış bir kullanımdır, onun yerine sertab'dan geliyor "olabilir de" gibi...
Bağlaç olan de'ler kelimeye değil cümleye anlam katarlar, kattıkları anlam ise "+1" anlamıdır. "Sen de gel" gibi "o işi ben de yaparım ebem de yapar" gibi, "ola da bilir" çok yanlış bir kullanımdır, onun yerine sertab'dan geliyor "olabilir de" gibi...
- yaren (14.01.18 22:46:10)
türkçe öğrenerek.
- elorelia (14.01.18 22:51:51)
bazen ben de aynı sorunu yaşıyorum. ilgi eki ki ile bağlaç ki içeren cümleleri ayırırken dalgınlık ediyorum daha çok.
toplum baskısı gibi gelmiyor bana. yani sizi bilmiyorum ancak ben bazen, özellikle böyle yerlerde, öyle düzensiz, özensiz ve hatalı yazıyorum ki behsettiğiniz sorun arada kayboluyor.
özen göstermeye kalkarsam, o arada aklıma bir şeyler daha geliyor ve yazıyı uzatıyorum falan (zaten uzun yazarken daha da uzatmaktan bahsediyorum). yazıp gönderiyor, sonra beni çok rahatsız eden hataları -o da fark etmişsem- edit ediyorum.
bence bu hataları tersine takmamaktan yapıyoruz. bana öyle geliyor. özensizliğe gittikçe alışmak, sonra buna alıştığımı fark edip rahatsız olmak gibi bir döngüm var şahsen. yabancı sözcükleri araya sokuşturup geldiği gibi yazmak, argonun suyunu çıkarmak vs... hepsi benim için aynı özensizliğin farklı tezahürleri. argoyu 12 yaşımdan beri ama az ama çok kullandım, fakat hep kullandım, hatta küfür de ettim. ancak yabancı sözcük kullanmamaya dikkat etmek benim için önemliydi. düzgün cümleler kurmak ise hem önemliydi, hem de zaten otomatikleşmişti. endişelenmeme gerek kalmıyordu.
belki o zaman bunları önemseme nedenlerim arasında tek başına olmasa da insanların dil ile ilgili beklentileri de vardı. şimdi ise aksine rahatsız eden bir rahatlık var ve işin kötüsü, hakikaten bazı yazdıklarıma dönüp baktığımda "nasılsa bağlamdan anlaşılıyor" rahatlığının hata olduğunu, anlam karmaşasının kolaylıkla oluşabileceği kimi yerler olduğunu görüyorum.
ben o yüzden paramı özensizliğe, alışmaya yatırıyorum. arada sanırım "e herkes böyle yaparsa ben de yaparım" gibi işime gelen bahaneler buluyorum kendime. kendini kandırmak bu. gittikçe bozuyorsun aslında dilini.
toplum baskısı gibi gelmiyor bana. yani sizi bilmiyorum ancak ben bazen, özellikle böyle yerlerde, öyle düzensiz, özensiz ve hatalı yazıyorum ki behsettiğiniz sorun arada kayboluyor.
özen göstermeye kalkarsam, o arada aklıma bir şeyler daha geliyor ve yazıyı uzatıyorum falan (zaten uzun yazarken daha da uzatmaktan bahsediyorum). yazıp gönderiyor, sonra beni çok rahatsız eden hataları -o da fark etmişsem- edit ediyorum.
bence bu hataları tersine takmamaktan yapıyoruz. bana öyle geliyor. özensizliğe gittikçe alışmak, sonra buna alıştığımı fark edip rahatsız olmak gibi bir döngüm var şahsen. yabancı sözcükleri araya sokuşturup geldiği gibi yazmak, argonun suyunu çıkarmak vs... hepsi benim için aynı özensizliğin farklı tezahürleri. argoyu 12 yaşımdan beri ama az ama çok kullandım, fakat hep kullandım, hatta küfür de ettim. ancak yabancı sözcük kullanmamaya dikkat etmek benim için önemliydi. düzgün cümleler kurmak ise hem önemliydi, hem de zaten otomatikleşmişti. endişelenmeme gerek kalmıyordu.
belki o zaman bunları önemseme nedenlerim arasında tek başına olmasa da insanların dil ile ilgili beklentileri de vardı. şimdi ise aksine rahatsız eden bir rahatlık var ve işin kötüsü, hakikaten bazı yazdıklarıma dönüp baktığımda "nasılsa bağlamdan anlaşılıyor" rahatlığının hata olduğunu, anlam karmaşasının kolaylıkla oluşabileceği kimi yerler olduğunu görüyorum.
ben o yüzden paramı özensizliğe, alışmaya yatırıyorum. arada sanırım "e herkes böyle yaparsa ben de yaparım" gibi işime gelen bahaneler buluyorum kendime. kendini kandırmak bu. gittikçe bozuyorsun aslında dilini.
- godoşu beklerken (14.01.18 23:06:27)
tek yolu de'yi cümleden çıkarıp cümleyi bir de öyle okumak. anlamda bozulma varsa ektir ayrı yazamayız; anlam bozulmuyor ama daralıyorsa bağlaçtır:
"sokaklarda kimsecikler yok."
(anlam bozuluyor, ek)
"sokaklar da çok sakin."
(anlam sadece daralıyor, bağlaç)
örneklerindeki gibi.
bağlaç olan de/da her zaman +1 anlamı vermez:
" bakıyorum da çok mutlusun." gibi.
düzeltmeniz gereken bir şey daha var: "öğle" yerine "öyle" yazmalısınız.
"sokaklarda kimsecikler yok."
(anlam bozuluyor, ek)
"sokaklar da çok sakin."
(anlam sadece daralıyor, bağlaç)
örneklerindeki gibi.
bağlaç olan de/da her zaman +1 anlamı vermez:
" bakıyorum da çok mutlusun." gibi.
düzeltmeniz gereken bir şey daha var: "öğle" yerine "öyle" yazmalısınız.
- unlem (14.01.18 23:29:04)
@dieis
olayı kavrayamayana "bulunma anlamı taşıyanlar bitişik, diğerleri ayrı yazılır" diyerek kestirip atamayız.
de'yi cümleden çıkarıp anlam durumuna bakmaları gerektiğini söylemek lazım.
çünkü grameri zayıf insanlar zarf fiil ekini (-dığında) bağlaç zannedip ayrı yazabiliyorlar:
"sinirlendiğim de çekilmez olurum."
bu cümlede bulunma anlamı yok ayrı yazmak lazım, diye düşünüyorlar.
olayı kavrayamayana "bulunma anlamı taşıyanlar bitişik, diğerleri ayrı yazılır" diyerek kestirip atamayız.
de'yi cümleden çıkarıp anlam durumuna bakmaları gerektiğini söylemek lazım.
çünkü grameri zayıf insanlar zarf fiil ekini (-dığında) bağlaç zannedip ayrı yazabiliyorlar:
"sinirlendiğim de çekilmez olurum."
bu cümlede bulunma anlamı yok ayrı yazmak lazım, diye düşünüyorlar.
- unlem (15.01.18 00:52:37)
"Öğle"?
troll sorusu, degil mi?
troll sorusu, degil mi?
- e haliyle (15.01.18 01:18:31)
1