[]
Çok tuhaf hayatlar var
Bi' kabustan uyandım, ne derler bilirsiniz, kabustan uyanan hemen uyuyamaz diye. Öyle oldu, bu rüyaların etkisinden nasıl çıkıp da hemen çat diye uyuyabiliyorsunuz ? Ben uyuyamıyorum tekrardan.
Uyandım ve birkaç arkadaşımızla telefon görüşmesi yaptık onlarla konuşurken 2. kez aklıma geldi(daha önce de bunu değerlendirdiğimi farkettim); bence insanın aslı, o kabustan uyandığında hissettiklerinden ibaret; tedirgin,ürkek ve güvensiz. serçe gibi mesela, ormandaki ceylan gibi.
Ama bu Dünya Hayatı içinde, artık kendi kurduğu(!) güvenli alanlardan mıdır yoksa efsunlu bi' aksiyondan mıdır- nedir bilmiyorum fakat insanı uyuşturan gerçeklikten koparan bir ''Peri tozu'' olduğunu düşünüyorum.(neredeyse eminim)
Işık, karanlık ya da hayat insanı uyuşturuyor. Yaşamın sürekliliği dahilindeki kaos - kazanımlar ve bu kazanımların sonucunda mahirliklerin getirisi olan refleksi hamleler ve bu hamlelerin doğurduğu beklentiler. Bu süreç insanı sahip olmadığı bir güç illüzyonuna sokuyor.
Bilmiyorum belki insan yaşamadan hissedemiyordur gerçeği, yani gözünde ya küçümsüyor ya da büyütüyordur tam betimleyemediğinden ama hayatın içinde normalde tahammül edilemeyecek olaylar sıra arkadaşımızın ya da bi' tanıdığımızın tanıdığının başına gelebiliyor, ve kimse hiçbirşey yapmıyor.
Hani gelişmeli video oyunlarında olsa, karakteri silip yeniden yeni karakterle başlayacağınız türden şeyler.
insan sanırım, yaşamını hiçbir anlamıyla tamamen silemediği için, intibak gücü de içinden geliyor. Aslında güç kelimesi yanlış oldu, zaruret.
Mesela o otel lobisinde bıçakla öldürülen kadın geldi aklıma, ya da 2 kızı babaları tarafından öldürülen annenin delirme(benzetme yapıyorum) anı veya da zorla senet imzalatılmış ve hayatını bu çıkmazda sürdürmeye çalışan insanlar-başkalarının borçlarına kefil olup hayatları mahvolmuş kişiler-dolandırılanlar.
Ne tuhaf, devlet bunlar için herhangi bir hamle yapmıyor, insanlar en fazla hikaye malzemesi haline getirip 'norm'alleştiryorlar. ''vah vah-tüh tüh'' ile ''haketmiştir p.z.v.n.k'' arasında gidip gelen bir diyagramdan kendilerine en yakınını işaretleyip refleks belirtiyorlar. inandığı refleks neyse ona dair hamle yapan yok. Korkaklık.
Sanırım, yani bence bu en büyük korkaklık, sorsan ''gardaş sen delikanlı mısın'' diye bunu hakaret sayacak adam bu tür olaylar karşısında ki yaklaşımını ''normal''(kalın a ile-normal)leştirmiş peyda oluyor. Toplum onu, toplum diye birşey var tuhaflıkların kaynağı. Neyse,
başına kötü bir olay gelmiş tonla insan var bunların dertleri var, gayrimenkul ailelere sahip insanlar var e bunların da dertleri var, dünyaya taş taşımaya gelmiş insanlar var- allah sizi inandırsın bunların da dertleri var. Ece Erken'in derdi var mesela biriniz de çıkıp ona bi' yardımcı olmuyorsunuz. Ece hanım mazur görsün lütfen misal olsun diye ismini kullandım, herkesin tanıdığı ünlü kişisi diye.
Allah derdinizi unutturacak başka bir dert vermesin.
Duyuruyu ana sayfada yer kaplamasın diye gönül işlerinde açıyorum, karı-kız mevzusu değil, gerçi şimdi bu uyarıyı sona yazmamız da hiç olmadı, başa yazmalıydık esasında. Neyse.
Sizin insanlara yardım etmeyişinizin bahanesi nedir, ben bu hayatta en çok bunu merak ediyorum her sohbetimde.
Uyandım ve birkaç arkadaşımızla telefon görüşmesi yaptık onlarla konuşurken 2. kez aklıma geldi(daha önce de bunu değerlendirdiğimi farkettim); bence insanın aslı, o kabustan uyandığında hissettiklerinden ibaret; tedirgin,ürkek ve güvensiz. serçe gibi mesela, ormandaki ceylan gibi.
Ama bu Dünya Hayatı içinde, artık kendi kurduğu(!) güvenli alanlardan mıdır yoksa efsunlu bi' aksiyondan mıdır- nedir bilmiyorum fakat insanı uyuşturan gerçeklikten koparan bir ''Peri tozu'' olduğunu düşünüyorum.(neredeyse eminim)
Işık, karanlık ya da hayat insanı uyuşturuyor. Yaşamın sürekliliği dahilindeki kaos - kazanımlar ve bu kazanımların sonucunda mahirliklerin getirisi olan refleksi hamleler ve bu hamlelerin doğurduğu beklentiler. Bu süreç insanı sahip olmadığı bir güç illüzyonuna sokuyor.
Bilmiyorum belki insan yaşamadan hissedemiyordur gerçeği, yani gözünde ya küçümsüyor ya da büyütüyordur tam betimleyemediğinden ama hayatın içinde normalde tahammül edilemeyecek olaylar sıra arkadaşımızın ya da bi' tanıdığımızın tanıdığının başına gelebiliyor, ve kimse hiçbirşey yapmıyor.
Hani gelişmeli video oyunlarında olsa, karakteri silip yeniden yeni karakterle başlayacağınız türden şeyler.
insan sanırım, yaşamını hiçbir anlamıyla tamamen silemediği için, intibak gücü de içinden geliyor. Aslında güç kelimesi yanlış oldu, zaruret.
Mesela o otel lobisinde bıçakla öldürülen kadın geldi aklıma, ya da 2 kızı babaları tarafından öldürülen annenin delirme(benzetme yapıyorum) anı veya da zorla senet imzalatılmış ve hayatını bu çıkmazda sürdürmeye çalışan insanlar-başkalarının borçlarına kefil olup hayatları mahvolmuş kişiler-dolandırılanlar.
Ne tuhaf, devlet bunlar için herhangi bir hamle yapmıyor, insanlar en fazla hikaye malzemesi haline getirip 'norm'alleştiryorlar. ''vah vah-tüh tüh'' ile ''haketmiştir p.z.v.n.k'' arasında gidip gelen bir diyagramdan kendilerine en yakınını işaretleyip refleks belirtiyorlar. inandığı refleks neyse ona dair hamle yapan yok. Korkaklık.
Sanırım, yani bence bu en büyük korkaklık, sorsan ''gardaş sen delikanlı mısın'' diye bunu hakaret sayacak adam bu tür olaylar karşısında ki yaklaşımını ''normal''(kalın a ile-normal)leştirmiş peyda oluyor. Toplum onu, toplum diye birşey var tuhaflıkların kaynağı. Neyse,
başına kötü bir olay gelmiş tonla insan var bunların dertleri var, gayrimenkul ailelere sahip insanlar var e bunların da dertleri var, dünyaya taş taşımaya gelmiş insanlar var- allah sizi inandırsın bunların da dertleri var. Ece Erken'in derdi var mesela biriniz de çıkıp ona bi' yardımcı olmuyorsunuz. Ece hanım mazur görsün lütfen misal olsun diye ismini kullandım, herkesin tanıdığı ünlü kişisi diye.
Allah derdinizi unutturacak başka bir dert vermesin.
Duyuruyu ana sayfada yer kaplamasın diye gönül işlerinde açıyorum, karı-kız mevzusu değil, gerçi şimdi bu uyarıyı sona yazmamız da hiç olmadı, başa yazmalıydık esasında. Neyse.
Sizin insanlara yardım etmeyişinizin bahanesi nedir, ben bu hayatta en çok bunu merak ediyorum her sohbetimde.
Benim insanlsa yardm etmeyisimin mazereti 'iyilik yapma vazifen olur' ve ' iyilikten maraz doğar'
Ayrıca ölümden ote köy yok diye düşünmek lazım diğer yazdıkların için.
Ayrıca ölümden ote köy yok diye düşünmek lazım diğer yazdıkların için.
- Fusha (12.01.18 03:21:00)
Valla sadece son paragrafi okuyup cevap veriyorum, insan sevmiyorum. Kendim dahil hicbir insana guvenmiyorum. Cok les yaratiklariz. Bu yuzden yardim etmiyorum. Hayvanlar icin varimi yogumu veririm ama.
- piremses (12.01.18 22:47:14)
1