[]
camilere giriş izni verilmesi hk.
merhaba
bugün caminin önünden geçerken aklıma geldi. deneysel bir sorudur.
diyelimki bir ülkede yaşayan insanların tamamı camilere gidip vakit namazlarını kılmak istiyor. ama yeterince cami yok. olan camilerin kapasiteleri yetmiyor. ve insanlar arasında vakitlere göre paylaşım yapılması lazım.
giriş çıkışlar nasıl düzenlenir. hangi vakitler hangi yaş grubuna verilir.
ek cami yapmak için yer yok. cami sayısı sabit.
hayal gücümüzle yanıtlayabileceğimiz bir soru.
camiyi bilinen tüm ibadethanelerle değiştirebilirsiniz.
teşekkürler
bugün caminin önünden geçerken aklıma geldi. deneysel bir sorudur.
diyelimki bir ülkede yaşayan insanların tamamı camilere gidip vakit namazlarını kılmak istiyor. ama yeterince cami yok. olan camilerin kapasiteleri yetmiyor. ve insanlar arasında vakitlere göre paylaşım yapılması lazım.
giriş çıkışlar nasıl düzenlenir. hangi vakitler hangi yaş grubuna verilir.
ek cami yapmak için yer yok. cami sayısı sabit.
hayal gücümüzle yanıtlayabileceğimiz bir soru.
camiyi bilinen tüm ibadethanelerle değiştirebilirsiniz.
teşekkürler
Sabah50+
Yatsı 30-
Gibi bir cevap mı mesela?
Yatsı 30-
Gibi bir cevap mı mesela?
- karamaleksey (06.12.17 03:06:38)
İbadet özelinde bakacaksak illa camiye/ibadethaneye özel olmadığından dolayı yani temiz olan her yerde ibadet edilebildiğinden dolayı zaten böyle bir problem oluşmaz.
Geçersiz soru.
Ha sorun sabit sayıdaki binaya herkesin girmesi gerektiği problemiyse sorunu ayrıca o şekilde açabilirsin. Soru o şekilde geldiğinde tartışırız.
Geçersiz soru.
Ha sorun sabit sayıdaki binaya herkesin girmesi gerektiği problemiyse sorunu ayrıca o şekilde açabilirsin. Soru o şekilde geldiğinde tartışırız.
- kendi kendine yasayan yavrucak (06.12.17 03:09:04)
birinden hiç "abi cami çok kalabalıktı geri döndüm" gibi bişey duymadım ^^
yeryüzü allahın mescididir der işin içinden çıkardım ben ^^
yeryüzü allahın mescididir der işin içinden çıkardım ben ^^
- dafaisss (06.12.17 03:14:52)
insanlar illaki minaresi olan yerde kılmak istiyor. temiz de olsa pak da olsa başka yerde kılmayacağız diyor. camiler bizimdir diyor. camileri nasıl paylaştıracağız. bina girişiyle ilgili değil sorum.
- karlmarx (06.12.17 03:17:11)
bir binaya en fazla sayida insani nasil sokariz gibi bir deneysel soru olmus. birbirlerini yerler, yapacak bir sey yok baska, illa gireceklerse.
- baldur2 (06.12.17 04:21:20)
yeryüzü mescid zaten. camiye, minbere, mihraba, minareye gerek de yok. öyle cafcaflı süslemelere, ahşap/çelik işlemeli kapılara, mermerden falan filanlara...
dediğin gibi bir durum tarih boyunca olmadı, olacağını da sanmıyorum. bayram ve cuma namazları haricinde ve kandil akşamları haricinde genelde boş zaten camiler. o kadar halı, ısıtma tertibatı, klima...
memlekette, mahallemizdeki caminin bir sürü borcu varken (oraya taşındğımızda daha temeli bile yoktu, inşaatına yardım da ettik, çalıştık da), üç beş kişi oturup doğalgaza geçme kararı alıyor ve "hadi cemaat para...". bir de cemaat hep şikayetçi ısınamamaktan. 60 bin civarı gibi bir rakama mal olmuştu. filanın dediği gibi, "bana mı sordunuz doğalgaza geçerken?"
geceleri ışıklarının yanması, her yıl bir yerlerinin yıkılıp yeniden yapılması...
en son rakam bildiğim kadarıyla 81 bin. türkiye'de Allah'ın 81 bin evi olup da, sokakta bir (1) tane evsiz olması benim kanıma dokunuyor, vicdanımı rahatsız ediyor.
iki yıldır falan ne bayram ne cuma namazına gitmiyordum. bir on-on beş kez sabah namazına gitmişimdir. o vakti seviyorum. berkinime laf edince cemaat; camiden de, cemaatten de... soğudum. bir buçuk ay kadar önce bir cuma namazına gittim sadece, abdestim duruyorken sabahtan.
din de sadece din değil maalesef. bak cahil cuhela yakıp yıkar demiyor, "black friday"e özel hutbe yazıyor diyanet. o kadar zulüm varken memlekette; rüşvet, yolsuzluk, rant falan filan... işleri güçleri köylü kafasıyla ayar vermekte.
şimdi hani, o cihadistlerin "din yalnızca Allah'ın oluncaya kadar, onlarla savaş" ayetini kan dökme olarak algıladığı gibi; ben de bu gerici, yobaz zihniyetle mücadele olarak algılasam, çok doğru yapmış olurum ama kanla, kılıçla değil. lafla, sözle... sözün de hükmü yok bu devirde. Allah'a değil adamına tapıyor; paraya, güce tapıyor insanlar.
hangi birini diyelim ki... herkesin gördüğü bildiği gibi, maşallah(!)... pek bir geniş mideler, vicdan sıfırın altında.
artık susuyorum daha çok. deli gibi sağa sola yazar çizer, her yerde konuşurdum. bir halt ettiğimi sanırdım, meğer boşa çaba... kendimi yorduğumla kaldım.
dediğinle ilgili de bir şeyler demiş olayım. caminin cemaati kaldırmamasından değil de, sözde güvenlik sebebiyle israil yapıyor bunu. mescidi aksa'ya -sanırım- 60 yaşın üstündekiler alınıyor sadece.
güldü, konuştu, oyun oynadı diye bir çocuğun; elini farklı/yanlış bağladı vs kalbi kırılacaksa, dinle/camiyle arasına mesafe girecekse o cami de, o cemaat de olmasın zaten. o namaz da namaz değil.
hep şekil, hep şekil... eski camilerde bir huzur var, yenileri beton ve süslü yapılar sadece. çoğunda o manevi huzur hissedilmiyor.
gittim mi, gittim diye de camiye gidilmez ki...
beraber oturup içtiğin adam bile; kendi çapında hırsızından, büyük götürene kadar din polisi oluyor birden, bu meseleleri konuştuğunda. hemen aforoz, hemen "atayist, komonist" bilmem ne yaftaları...
çok sevmiyorum bu din/cami muhabbetlerini. iki yüzümüz de sırıtıyor görebilene, kabak gibi.
dediğin gibi bir durum tarih boyunca olmadı, olacağını da sanmıyorum. bayram ve cuma namazları haricinde ve kandil akşamları haricinde genelde boş zaten camiler. o kadar halı, ısıtma tertibatı, klima...
memlekette, mahallemizdeki caminin bir sürü borcu varken (oraya taşındğımızda daha temeli bile yoktu, inşaatına yardım da ettik, çalıştık da), üç beş kişi oturup doğalgaza geçme kararı alıyor ve "hadi cemaat para...". bir de cemaat hep şikayetçi ısınamamaktan. 60 bin civarı gibi bir rakama mal olmuştu. filanın dediği gibi, "bana mı sordunuz doğalgaza geçerken?"
geceleri ışıklarının yanması, her yıl bir yerlerinin yıkılıp yeniden yapılması...
en son rakam bildiğim kadarıyla 81 bin. türkiye'de Allah'ın 81 bin evi olup da, sokakta bir (1) tane evsiz olması benim kanıma dokunuyor, vicdanımı rahatsız ediyor.
iki yıldır falan ne bayram ne cuma namazına gitmiyordum. bir on-on beş kez sabah namazına gitmişimdir. o vakti seviyorum. berkinime laf edince cemaat; camiden de, cemaatten de... soğudum. bir buçuk ay kadar önce bir cuma namazına gittim sadece, abdestim duruyorken sabahtan.
din de sadece din değil maalesef. bak cahil cuhela yakıp yıkar demiyor, "black friday"e özel hutbe yazıyor diyanet. o kadar zulüm varken memlekette; rüşvet, yolsuzluk, rant falan filan... işleri güçleri köylü kafasıyla ayar vermekte.
şimdi hani, o cihadistlerin "din yalnızca Allah'ın oluncaya kadar, onlarla savaş" ayetini kan dökme olarak algıladığı gibi; ben de bu gerici, yobaz zihniyetle mücadele olarak algılasam, çok doğru yapmış olurum ama kanla, kılıçla değil. lafla, sözle... sözün de hükmü yok bu devirde. Allah'a değil adamına tapıyor; paraya, güce tapıyor insanlar.
hangi birini diyelim ki... herkesin gördüğü bildiği gibi, maşallah(!)... pek bir geniş mideler, vicdan sıfırın altında.
artık susuyorum daha çok. deli gibi sağa sola yazar çizer, her yerde konuşurdum. bir halt ettiğimi sanırdım, meğer boşa çaba... kendimi yorduğumla kaldım.
dediğinle ilgili de bir şeyler demiş olayım. caminin cemaati kaldırmamasından değil de, sözde güvenlik sebebiyle israil yapıyor bunu. mescidi aksa'ya -sanırım- 60 yaşın üstündekiler alınıyor sadece.
güldü, konuştu, oyun oynadı diye bir çocuğun; elini farklı/yanlış bağladı vs kalbi kırılacaksa, dinle/camiyle arasına mesafe girecekse o cami de, o cemaat de olmasın zaten. o namaz da namaz değil.
hep şekil, hep şekil... eski camilerde bir huzur var, yenileri beton ve süslü yapılar sadece. çoğunda o manevi huzur hissedilmiyor.
gittim mi, gittim diye de camiye gidilmez ki...
beraber oturup içtiğin adam bile; kendi çapında hırsızından, büyük götürene kadar din polisi oluyor birden, bu meseleleri konuştuğunda. hemen aforoz, hemen "atayist, komonist" bilmem ne yaftaları...
çok sevmiyorum bu din/cami muhabbetlerini. iki yüzümüz de sırıtıyor görebilene, kabak gibi.
- runagain (06.12.17 06:44:35)
first in first out sistemi uygulanır. camiiye giren her zaman mümkün olan en ön safta namaz kılmak zorunda olur. arka kapıdan girilip önlere geçilerek, namaz bitince ön kapıdan çıkılır. böylelikle 2 vakit arasında günün her dakikası, giriş kapısında yığılma olmadan bir sirkülasyon sağlanır.
- onemoremile (06.12.17 08:59:21)
Ben yaş grubuna değil sadakate göre bir ayarlama yapardım. Ezandan sonraki ilk 20 dakika sadakati en yüksek gruba (camiye en sık gidenler), sonraki 20 dakika sadakati daha az gruba.
Ama Cuma ve bayram namazlarında tıkanırsın her türlü, yaş mevzuu da kurtarmaz.
Ama Cuma ve bayram namazlarında tıkanırsın her türlü, yaş mevzuu da kurtarmaz.
- SiyamkedisiZorro (06.12.17 10:16:01)
Zaten her vakit arası en az 2 saat olduğunu düşünürsek, 20 dk'da yeni bir cemaat ile namaz kılınabilir.Bu hesaba göre kafadan 6 seans da bir vakit kılınabilir.O bile yetmiyorsa müsait olan her yerde kılınabilir. (spor salonu -stadyum - okul - yol - kahvehane ....)
- josefen (06.12.17 10:24:32)
Kıl geç 5 dk! Kapıya birini koyarsın kılan çıkar arka kapıdan.
- insomnia (06.12.17 10:31:14)
'' yani temiz olan her yerde ibadet edilebildiğinden dolayı zaten böyle bir problem oluşmaz. ''
yav camilerin kendisi pis değil mi zaten :/ , ayak kokusu, ayakkabılıkların ordan gelen koku, insanların kokusu
yav camilerin kendisi pis değil mi zaten :/ , ayak kokusu, ayakkabılıkların ordan gelen koku, insanların kokusu
- kleider (06.12.17 11:07:02)
Caminin kapasitesinin yetmemesi cemaatle namaz kılmaya engel değildir. Kaldı ki cemaatle namaz kılmak tek başına namaz kılmaya göre 27 kat daha faziletlidir. Bunu bilen bir müslüman zaten vakti de geçirmemek adına her zaman cemaatle namaz kılmaya önem verir. O nedenle cemaatin yer darlığı nedeniyle bölünmesinin söz konusu olacağını sanmıyorum.
(Eshab-ı kiram zamanında o kadar sık saf tutulurdu ki elbiselerinin omuz kısımları estirdi.)
(Eshab-ı kiram zamanında o kadar sık saf tutulurdu ki elbiselerinin omuz kısımları estirdi.)
- 1adam (06.12.17 13:19:40)
1