[]
the wailing - spoiler
Selamlar, ************************** *****************Bu filmde beyazlı kadın ve şaman iyi mi kötü mü şimdi? Japon'un ghost olmadığını, yanıldığını söylüyordu şaman, sonra işler karıştı.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
ooooh.
şöyle söyleyim bu filmin kore-japon tarihine göndermeleri var. izleyeli yaklaşık bir sene oldu, o nedenle unuttuğum şeyler var ama film üzerine biraz okuma yapmıştım, izledikten sonra. okuduğum kaynakları doğrulayacak zamanım tabii ki olmadı ancak bunlardan hatırladıklarım ve kendi anladığımı birleştirdiğim zaman:
*kadın iyi. kore'deki inanışa göre kadın aslında köy koruyucusu olan bir ruh.
* kore geleneksel inanışlarına şamanizm biraz bulaşmış durumda ve şamanlar iyiyle de kötüyle de işbirliği yapma kapasitesi olduğu düşünülen kişiler.
* ancak genelde şamanların kore'deki inançlarda yer alan ve kötülük timsali "şeytan", "canavar" türünden varlıklara tekabül eden tiplemelerle işbirliği yapmaları bekleniyor.
* filmde başta kendisi de şaman olarak gösterilen japon doktor aslında bir şeytan tiplemesi olup kötü ruhu kovmaya gelen şaman da onunla işbirliği içinde gösteriliyor.
filmde bunlar çok açık verilmiş aslında. ormandaki kovalamaca sahnesinde kadın aslında baştan beri japon karakteri kovalıyor. derdi onu bölgeden kovmak.
bunun için yaptığı büyüleri (ör. fıçıdaki ölü kuş), sözümona köye yardıma gelen şaman şeytan çıkarmak için yapıyormuş gibi göründüğü ayinlerle bozuyor. kontra-büyü diyeyim :)
Film aslında inanılmaz güzel bir film. Belki okuduklarım yanlış, belki doğru. Doğruysa belki Kore tarihi çarpıtıyor veya hiç çarpıtmıyor.
Ama o kadar anlamlı ki...
Çünkü Japonlar emperyal dönemde Kore'ye düzenledikleri saldırılarda -ki sonra da devam ettiğini yazanlar olmuş- Kore'nin kadınlarını köle olarak kaçırıp kullanıyor. Hatta korkunç da bir genel isimle anılıyorlardı. Hediye gibi bir şeydi.
Koruyucu ruhun kadın olması muhtemelen bununla ilişkili. Bir de uzakdoğunun çekik gözlüler kısmında kadınların kölelik durumu ve aşağı statüsü, bugüne dek sürebilen yansımalarıyla yaygın bir durumdu. Tabii emperyal dönemde. Ve o nedenle intikamını alamadan musallat olduğu yeri terk edemeyen bu hayaletlerin genelde ya kadın, ya çocuk olarak resmedildiğini okumuştum bir yerden. Bu filmden önceki bir okumamdı yalnız. (hani japon korku filmlerinin o hayalet kadınları yok mu- işte onlar yaşarken aslında büyük azap çekmiş olduğu için ilgili erkeklerin hayaletlerinden korktukları karakterler)
Japon saldırıları, köle yapılan kadınlar ve çocuklar sonrasında Kore'de kendi kültürünü unutma gibi bir şeyin baş gösterdiğini de okumuştum. Yani saldırıya uğrayan köylerin koruyucu ruhları galip gelememiş, kültürüyle birlikte Japon şeytan galip gelmiş gibisinden bir algıya tekabül ediyor filmde. Ancak doğrudan bir sebep-sonuç ilişkisi mi vardı, yoksa Kore'nin o dönem içinde bulunduğu durumun buna da müsait oluşu mu söz konusuydu, hatırlayamıyorum.
Ancak sonuç olarak film, Kore'nin kaybolmuş bir kimliği, geleneği olduğunu (köyün koruyucusunun bu eski geleneğin bozulmamışlığını da anlatması), bunların dışarıdan gelen yabancı faktörlerle (sinemadaki olmazsa olmaz alien-onlar teması) dejenere edildiğini veya silindiğini (enfeksiyonun tüm köyde yayılması) , insanların içlerinin boşalarak vahşi bir kültüre teslim olduklarını simgesel bir yolla anlatarak özeleştiri yapıyor.
Sinematografisinden diğer çekim unsurlarına ve derin içerikli simgesel anlatımına, seçilen tempoya kadar, her şeyiyle janrını da aşan harika bir filmdi bence bu.
Klasik uzakdoğu korku sineması beklerken inanılmaz bir şeyle karşılaşmış olmanın hazzını hatırladım şu an.
Şu intruder-yabancı/öteki temasını gördüğünüz zaman, hele ki bir korku filminde, bunun tarihe bir göndermesi olduğundan muhakkak kıllanmanızı ve o gözle seyretmenizi naçizane öneririm.
şöyle söyleyim bu filmin kore-japon tarihine göndermeleri var. izleyeli yaklaşık bir sene oldu, o nedenle unuttuğum şeyler var ama film üzerine biraz okuma yapmıştım, izledikten sonra. okuduğum kaynakları doğrulayacak zamanım tabii ki olmadı ancak bunlardan hatırladıklarım ve kendi anladığımı birleştirdiğim zaman:
*kadın iyi. kore'deki inanışa göre kadın aslında köy koruyucusu olan bir ruh.
* kore geleneksel inanışlarına şamanizm biraz bulaşmış durumda ve şamanlar iyiyle de kötüyle de işbirliği yapma kapasitesi olduğu düşünülen kişiler.
* ancak genelde şamanların kore'deki inançlarda yer alan ve kötülük timsali "şeytan", "canavar" türünden varlıklara tekabül eden tiplemelerle işbirliği yapmaları bekleniyor.
* filmde başta kendisi de şaman olarak gösterilen japon doktor aslında bir şeytan tiplemesi olup kötü ruhu kovmaya gelen şaman da onunla işbirliği içinde gösteriliyor.
filmde bunlar çok açık verilmiş aslında. ormandaki kovalamaca sahnesinde kadın aslında baştan beri japon karakteri kovalıyor. derdi onu bölgeden kovmak.
bunun için yaptığı büyüleri (ör. fıçıdaki ölü kuş), sözümona köye yardıma gelen şaman şeytan çıkarmak için yapıyormuş gibi göründüğü ayinlerle bozuyor. kontra-büyü diyeyim :)
Film aslında inanılmaz güzel bir film. Belki okuduklarım yanlış, belki doğru. Doğruysa belki Kore tarihi çarpıtıyor veya hiç çarpıtmıyor.
Ama o kadar anlamlı ki...
Çünkü Japonlar emperyal dönemde Kore'ye düzenledikleri saldırılarda -ki sonra da devam ettiğini yazanlar olmuş- Kore'nin kadınlarını köle olarak kaçırıp kullanıyor. Hatta korkunç da bir genel isimle anılıyorlardı. Hediye gibi bir şeydi.
Koruyucu ruhun kadın olması muhtemelen bununla ilişkili. Bir de uzakdoğunun çekik gözlüler kısmında kadınların kölelik durumu ve aşağı statüsü, bugüne dek sürebilen yansımalarıyla yaygın bir durumdu. Tabii emperyal dönemde. Ve o nedenle intikamını alamadan musallat olduğu yeri terk edemeyen bu hayaletlerin genelde ya kadın, ya çocuk olarak resmedildiğini okumuştum bir yerden. Bu filmden önceki bir okumamdı yalnız. (hani japon korku filmlerinin o hayalet kadınları yok mu- işte onlar yaşarken aslında büyük azap çekmiş olduğu için ilgili erkeklerin hayaletlerinden korktukları karakterler)
Japon saldırıları, köle yapılan kadınlar ve çocuklar sonrasında Kore'de kendi kültürünü unutma gibi bir şeyin baş gösterdiğini de okumuştum. Yani saldırıya uğrayan köylerin koruyucu ruhları galip gelememiş, kültürüyle birlikte Japon şeytan galip gelmiş gibisinden bir algıya tekabül ediyor filmde. Ancak doğrudan bir sebep-sonuç ilişkisi mi vardı, yoksa Kore'nin o dönem içinde bulunduğu durumun buna da müsait oluşu mu söz konusuydu, hatırlayamıyorum.
Ancak sonuç olarak film, Kore'nin kaybolmuş bir kimliği, geleneği olduğunu (köyün koruyucusunun bu eski geleneğin bozulmamışlığını da anlatması), bunların dışarıdan gelen yabancı faktörlerle (sinemadaki olmazsa olmaz alien-onlar teması) dejenere edildiğini veya silindiğini (enfeksiyonun tüm köyde yayılması) , insanların içlerinin boşalarak vahşi bir kültüre teslim olduklarını simgesel bir yolla anlatarak özeleştiri yapıyor.
Sinematografisinden diğer çekim unsurlarına ve derin içerikli simgesel anlatımına, seçilen tempoya kadar, her şeyiyle janrını da aşan harika bir filmdi bence bu.
Klasik uzakdoğu korku sineması beklerken inanılmaz bir şeyle karşılaşmış olmanın hazzını hatırladım şu an.
Şu intruder-yabancı/öteki temasını gördüğünüz zaman, hele ki bir korku filminde, bunun tarihe bir göndermesi olduğundan muhakkak kıllanmanızı ve o gözle seyretmenizi naçizane öneririm.
- godoşu beklerken (27.11.17 11:46:17 ~ 12:10:40)
1