[]
Desem ki...
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Cahit Sıtkı Tarancı'nın bu şiirinin güzel bi çevirisi vardı ingilizceye şurda bir yerlerde. Bulan getirsi:)
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Cahit Sıtkı Tarancı'nın bu şiirinin güzel bi çevirisi vardı ingilizceye şurda bir yerlerde. Bulan getirsi:)
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
lan edebiyat hırsızı yok yok cahili diyeyim bu şiir viktor amcamın la viktor hugo nun
adama mezarında parande attıracan la. yukarıda ki kısmı bilemem ama bu şiiri viktor hugonun kitabında okudum eminim bu şiir onun şimdi sen kalkıp dersen ki viktor hugo cahitten çarpmış bende sana çarparım o vakit. eğer fransızcasını istersen sana yollayayım ama ngilizcede ısrar edersen o kadar soylu değiliz kardeş.
allah yardımcın olsun
allah edebiyatı korusun
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
lan edebiyat hırsızı yok yok cahili diyeyim bu şiir viktor amcamın la viktor hugo nun
adama mezarında parande attıracan la. yukarıda ki kısmı bilemem ama bu şiiri viktor hugonun kitabında okudum eminim bu şiir onun şimdi sen kalkıp dersen ki viktor hugo cahitten çarpmış bende sana çarparım o vakit. eğer fransızcasını istersen sana yollayayım ama ngilizcede ısrar edersen o kadar soylu değiliz kardeş.
allah yardımcın olsun
allah edebiyatı korusun
- seyduna6687 (05.02.10 02:48:35)
Cahit Sıtkı'nın şiiri "Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum" kısmına biter. Ardından gelen Victor Hugo'nun.
- sui (05.02.10 06:44:40)
Pardon kopyalarken alt alta gelmiş viktor hugonun şiiri. Terbiyesizliğin lüzumu yoktu "lan" seyduna6687. Teşekkürler nerde o eski bayramlar.
- beastangel (05.02.10 16:13:28)
laa
var var sana var
var var sana var
- seyduna6687 (05.02.10 16:47:18 ~ 16:47:44)
Sanırım duyuruyu internet kullanıcılarına açarak hata etmişim.
- beastangel (05.02.10 22:15:36)
yok dostum ya şaka yaptık sen hemen aksi reaksiyon verdin ya. bak ben sana yardımcı olmaya da çalıştım ( hatırla fr istersen bulayım dedim).
eğer kırdıysam özür dilerim.
eğer kırdıysam özür dilerim.
- seyduna6687 (05.02.10 22:40:38)
1