[]
toplumcu gerçekçilik
yeni bir nazım hikmet, yaşar kemal çıkmaz biliyorum ama..
bu akımın güncelleri var mı?
taklitçi olmayan, kendine özgü, taş gibi sanat?
saçma sapan günümüz kitaplarından bahsetmiyorum.
gerçek bir şiir veya romandan söz ediyorum.
teşekkürler
bu akımın güncelleri var mı?
taklitçi olmayan, kendine özgü, taş gibi sanat?
saçma sapan günümüz kitaplarından bahsetmiyorum.
gerçek bir şiir veya romandan söz ediyorum.
teşekkürler
bence bu işi en iyi yapan isim attila ilhan'dır
- Apocalypse (01.10.17 01:34:05)
attila ilhan da klasiktir.
güncel veri lazım.
güncel veri lazım.
- kosun lan mevzu var (01.10.17 01:35:55)
haddime ise eğer, sorunu çok beğendim :) gerçek bir kitap diyorsun da, öte yandan zamanın da kendi gerçekliği var. bu yüzden gerçek, gerçekten zor. ama dediğin şey eleştirisellik. bu da zamanın yorduğu insanlar, ayak uydurumayanlar yazacak. bunu yapabilmek için de zamana esir olmamak lazım. ben çok güzel işlerin çıkacağına hatta belki bir akımın çıkacağına inanıyorum. çünkü mevcut dönem zihinsel olarak en yıkıcı dönem. bugünün eleştiriciliği de var ama eleştirdiği şeyin dilinden yazdığı için onun bi parçası oluyor.
- devcileyin, (01.10.17 01:47:11 ~ 01:48:57)
ben Pınar Öğünç'ün Aksi Gibi kitabını okuyunca toplumdan hikayeler olması nedeniyle bunları düşünmüştüm.
- kaset (01.10.17 02:01:31)
Bunu ben de düşünürüm hep ve sanki yok gibi. Belki de uzun vadede göreceğiz.
- rusyalı kozmonot (01.10.17 03:49:55)
Perihan Magden ve Orhan Pamuk birgun begenilecek. Ali ile Ramazan kitabinin Turkiye'de yayimlanmis olmasi ya da Orhan Pamuk'un dusunce ozgurlugunun olmadigi bir yerde bu kadar asagilanmasi bize Sabahattin Ali'nin oldurulmesini animsatacak. Halkin demokrasiyi benimseyemedigi bu yuzyillari gelecekte korkuyla okuyacagiz.
- Traveller (01.10.17 10:15:36)
guzel bir soru.
soyleme bicimleri (siir, oyku, elestiri, roman, hatta turku filan) ayni kalmaz. insan donusur, soz donusur, cevre donusur, bilinc donusur, falan filan.
maupassant'dan bu yana dunyada, tr'de gercekcilik, toplumcu gercekcilik'e evrilerek ilerlemisti. sabahattin ali'lerle filan ana-yol'una girdi sayabilirim (nesnel baglayiciligi yoktur).
70'lerde, 80'lerde yilmaz guney yapitlarini de toplumcu gerceklik ana-yolu uzerinde sayabiliriz.
80 bir kirilmadir. darbeler, katliamlar, iskenceler, cozulemeler, bozusanlar falan. sonra duvarin yikilmasi, sovyetler'in dagilmasi ile surecin, "gercekligin" iyice degismesi filan.
bu donemde dildeki, sanattaki ani degisimi yalcin kucuk "kufur romanlari" diye irdelemeisti misal, yine sansasyon yaratip sagi solu suclayarak.
bu yillarda aziz nesin, rifat ilgaz, asim bezirci, ilhami soysal, erdal oz, mina urgan, abdulkadir pirhasan (vedat turkali) gibi ustalar yaziyordu.
ahmet telli, sukru erbas, arif damar, yilmaz odabasi, nihat behram, sukran kurdakul, nihat ziyalan, nevzat celik, adnan yucel siir soyluyordu.
90'lar tr icin cok kanli, cok sancili yillar oldugu gibi, sivas katliami ile bir buyuk kirilmanin daha yasandigi zamandi. kimileri, buyuk beyaz kugunun da orada son nefesini verdigini soyler.
simdi grup yorum soyluyor. ken loach film cekiyor. joan castejon heykel yapiyor, falan filan.
ama elbette zaman degisti. toplumcular odul jurilerindeki, radyodaki, televizondaki agirliklarini yitirdi. bazi baska seyler de yasandi.
simdi gizemle tika basa dolmus, karakterlerin ne tam iyi ne tam kotu olmamak icin yandan carkli gibi gittigi yapitlar okuyoruz. yahut daha ziyade filmini, dizisini izliyoruz.
siir pek okunmuyor zaten, varsa sarkisini filan dinliyoruz.
bi de tivit'ler, feysbuk duvar yazilari falan var :P
soyleme bicimleri (siir, oyku, elestiri, roman, hatta turku filan) ayni kalmaz. insan donusur, soz donusur, cevre donusur, bilinc donusur, falan filan.
maupassant'dan bu yana dunyada, tr'de gercekcilik, toplumcu gercekcilik'e evrilerek ilerlemisti. sabahattin ali'lerle filan ana-yol'una girdi sayabilirim (nesnel baglayiciligi yoktur).
70'lerde, 80'lerde yilmaz guney yapitlarini de toplumcu gerceklik ana-yolu uzerinde sayabiliriz.
80 bir kirilmadir. darbeler, katliamlar, iskenceler, cozulemeler, bozusanlar falan. sonra duvarin yikilmasi, sovyetler'in dagilmasi ile surecin, "gercekligin" iyice degismesi filan.
bu donemde dildeki, sanattaki ani degisimi yalcin kucuk "kufur romanlari" diye irdelemeisti misal, yine sansasyon yaratip sagi solu suclayarak.
bu yillarda aziz nesin, rifat ilgaz, asim bezirci, ilhami soysal, erdal oz, mina urgan, abdulkadir pirhasan (vedat turkali) gibi ustalar yaziyordu.
ahmet telli, sukru erbas, arif damar, yilmaz odabasi, nihat behram, sukran kurdakul, nihat ziyalan, nevzat celik, adnan yucel siir soyluyordu.
90'lar tr icin cok kanli, cok sancili yillar oldugu gibi, sivas katliami ile bir buyuk kirilmanin daha yasandigi zamandi. kimileri, buyuk beyaz kugunun da orada son nefesini verdigini soyler.
simdi grup yorum soyluyor. ken loach film cekiyor. joan castejon heykel yapiyor, falan filan.
ama elbette zaman degisti. toplumcular odul jurilerindeki, radyodaki, televizondaki agirliklarini yitirdi. bazi baska seyler de yasandi.
simdi gizemle tika basa dolmus, karakterlerin ne tam iyi ne tam kotu olmamak icin yandan carkli gibi gittigi yapitlar okuyoruz. yahut daha ziyade filmini, dizisini izliyoruz.
siir pek okunmuyor zaten, varsa sarkisini filan dinliyoruz.
bi de tivit'ler, feysbuk duvar yazilari falan var :P
- viva paulista (01.10.17 10:36:35 ~ 10:38:46)
1