Ekşi Duyuru

bir gün zahiri babayı bir genç adam ziyaret eder. zahiri baba dışarıdan görünüşte meczuplari andırır kıyafeti üzerinde ilginç takıları ile garip bir türkü söyler durur. genç yanına gelir. kısa bir selamlaşmadan sonra ikisi de birbirinin farklı olduğunu hisseder. zahiri baba evine davet eder genci. ona ney çalar. sade kahve içerler. o sırada genç uykuya dalar. rüyasında ilginç bir menzile doğru yol almaktadırlar. yanındaki refiki gence şimdi seni bir şehire götüreceğiz. eğer izin olursa saraydan içeri gireceğiz. sarayda seni bir menzile alacağız der. menzilde eğer kısmetin var ise sana bir şey ikram edilecek. onları yiyebilirsin. şu karşıki dağı görüyor musun. işte onun başındaki duman tüten kaleye gidiyoruz. iyice acıktıgi için genç saraya gitmeyi sabırsızlıkla beklemekteydi. yol göründü. neden sonra saraydan içeri hoş geldiniz denilerek alındılar. kervan elli atlidan oluşuyordu. sarayın içine karınca gibi girdiler. en önde genç ve refiki bir menzile alındılar. sofra boştu. bir süre sonra içeriye yedi tane on altı on yedi yaşlarında yüzleri peçeli yalnızca gözleri görünen genç kız girdi. ellerinde bugüne kadar görülmemiş yiyecekler vardı. teker teker sofraya koydular. refik, önüne bak dedi. genç, kızların güzelliğinden kendisini alamıyordu. özellikle en öndeki mavi gözlü için oracıkta nara atmaya hazırdı. kızlar yemekleri koyup diz çöküp karşıdaki sedire oturdular. gencin iştahı kapanmıştı. bir şey yiyemedi. yalnızca çevredeki otlardan yapılan ve alan otu denilen börek kete benzeri şeyden bir parçacık alıverdi ve oracıkta uykuya daldı. rüyasında büyük bir kralın oğlu olduğunu gördü. yalnız babası onu ne kadar evlendirmek istediyse de bugüne dek kendisinin beğendiği bir kız çıkmamıştı. günlerden bir gün uzak bir ülkede bir prensesin kendi sorularına cevap verecek bir genç çıktığında evleneceğini duydu. böyle bir talep olduğuna göre prenses güzel olmalıydı. lakin bugüne kadar yüzlerce kişi bu yolda heba olmuştu. sorularına cevap alamadıgi gibi yanlış cevap verenler de öldürülüyordu. prens, adamları ile yola koyuldu. bir sene süren yolculuk sonrası saklı ülkeye vardı. görenler ne için geldiklerini az çok anlıyor gibiydi ve sarayın yolunu gösterdiler. prens, saraya girdi ve prenses ile görüşmek istediğini söyledi. prenses ile prens bir salonda ortalarında bir hasirdan duvar olan bir odada konuştular. prenses, sorunun bilinmemesi halinde babasının öldüreceğini söyledi. prens bunu kabul etti..

Prensesin Sorusu neydi??