[]

Hayvan hakları savunucularının bir kısmı fazla densiz değil mi ?

Sözlükte başlığa denk gelince farkettim, bu hayvan hakları savunucuları radikal bir densizlik içinde dolaşıyorlar. sanki tek hayvansever kendileri geri kalanlarımız hayvanların ırzına geçmek için fırsat kolluyormuşuz gibi.

Adam ortadaki gerçeği idraktan bi'haber, böyle bir mahirliği yok ama, bomboş sallamaya devam ediyor, aşağılarcasına.

Özellikle köpeklerde böyle birşeyle karşılaşılıyor, köpekler çok güzel varlıklar yüreği olan hiçkimse onlar katledilsin istemez fakat bu aklı evvel kişiler herhangi bir önleyici fikre bu zırvalığı attırarak koşturuyorlar.

en son oturduğumuz yerde köpek besleyen abi/ablalara da anlatmıştım, bu hayvanları evlerin çok yakınında beslediklerinden geceleri toplu halde kapının önünde duruyorlar ve insan nüfusu azalığ köpek çetelerinin(var böyle birşey) arttığı saatlerde saldırgan bir tutum sergileyebiliyorlar diye ama anlatamadım. daha doğrusu çirkefleşerek dinlememe refleksi veriyor. illa istiyorki milletin ortasında ağzını burnunu kırayım.

bu konular çok fazla etki alanı olan şeyler, hayvanlara eziyet edenler ettikleri eziyetin arttırılmış şekliyle cezalandırılmalılar. evet hayvanların da bizler kadar hatta daha fazla(bizler kendimizi koruyabiliyoruz onlarda bu durumda söz konusu olamayabiliyor) yaşama hakları var. ama bu şovenist ''canlarım onlar benim aşklarım'' durumunun da bir hastalık olduğunu düşünüyorum ki tüm bunlarla birlikte, avın her türlüsüne karşıyım. aslanın ceylanı avlaması da buna dahil, insanın herhangi bir hayvanı avlaması da.


lakin bu arkadaşlarla asla ortak bir noktada buluşamıyoruz, hemen ağız dolusu saçmalamaya başlıyorlar.



bu arada, bu durumla ilgili de en aklı başında entry'i de bana göre şu;

çetrefilli bir konu.

büyük bir kampüsü olan bir üniversitede çalışıyorum. hem fauna hem de florası, özellikle de bulunduğu coğrafyayla kıyaslanınca, çok zengin bir yer. çok sayıda köpeğe de ev sahipliği yapan bir kampüs.

iflah olmaz bir hayvanseverim. kendi boğazımdan kısıp kedi ve köpeklere mama aldığım, yapılacak bir ton işim varken saatlerce kampüsü turlayıp o mamaları dağıttığım çok oldu, hala da aynı şekilde devam ediyor.

hayatım boyunca edindiğim deneyimler bana her kedi ve köpeğin tıpkı insanlar gibi kendine has bir karakteri olduğunu öğretti. kimi korkak, kimi utangaç, kimi saldırgan, kimi neşeli, kimiyse melankolik oluyor bu hayvanların.

ancak son dönemlerde köpek sürülerinden illallah dedim. hayır, insanlara karşı gösterdikleri şiddetten dolayı değil, kendi türleri de dahil olmak üzere diğer hayvanlara gösterdikleri şiddetten dolayı.

bu köpek sürüleri yüzünden kampüste eskiden bol miktarda bulunan tilki ve yabani tavşan nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya!

bu köpek sürüleri yüzünden her hafta benim okşamaya kıyamadığım, kendisi gelip kucağıma oturduğunda hava ne kadar soğuk olursa olsun o kalkıp da kendisi gidene kadar yerimden kıpırdayamadığım başka bir kedinin ölüsünü buluyorum!

bu köpek sürüleri yüzünden defalarca önlerine koyduğum sudan içebilmek için önce kedilerin içmesini sakince bekleyen uysal köpeklerin yemek bulabilecekleri yerlerden ısırılarak kovulmalarına ya da parçalanmalarına şahit oluyorum! 

(birkaç kez gözümün önünde bu tip saldırı oldu, kendi başıma gelebilecekleri bile umursamayıp araya girmeye çalıştım ama engel olamadım malesef. siz de şahit olduysanız bilirsiniz, böyle bir durumda sürü öylesine vahşi davranıyor ki durdurabilmek mümkün olmuyor. zaten bizden çok daha hızlı ve çevikler, siz bir iki tanesini kovalayayım derken diğerleri yalnız köpeğin üzerine çullanıveriyorlar).

dediğim gibi öğrendiğim önemli bir şey her kedi ve köpeğin ayrı bir karakteri olduğu. ama köpekler bir sürü haline geldiklerinde bu karakter tek-tipleşiyor. güçlerinin yeteceğine inandıkları, gözlerine kestirdikleri her tür canlıya (yalnız bir köpek, kedi, tilki, tavşan, kimi zaman da insan) vahşice saldırıyorlar.

peki ne yapmamalı?

öncelikle gerçekleri kabul etmek ve buna uygun analiz yapmak zorundasınız.

"köpekten hiçbir zarar gelmez, onlar masum yavrucaklar" şeklindeki gerçekle örtüşmeyen romantik tavırlar hiçbir işe yaramaz. evet köpek sürüleri çevreleri için ciddi tehlikeler oluşturabilir, çevrelerine (bir sürüye ait olmayan köpekler, kediler, tilkiler, yabani tavşanlar ve kimi zaman insanlar -bunlar sadece benim gözlemediklerim) ciddi zararlar verebilir. bu gerçeği hoşunuza gitse de gitmese de hepimiz kabul etmek zorundayız.

sen, ben, o hayvanları ne kadar sevsek de bu ülkede azınlıktayız, muhatap olunan kesim çoğunlukta. ve de hayvanlardan hoşlanmayan kesim hiç de homojen bir yapıya sahip değil, içlerinde köpekten korkan da var, sadece sevmeyen de var, zarar veren de var, canice işkence etmekten hoşlanan da var. kimileri sokakta köpekleri istemiyor, ama zarar görsünler de istemiyor, kimileri direkt gebertelim gitsin diyor vs. ama böyle insanlar var ve toplamını aldığımızda çoğunluktalar.

senin salak ergenler gibi "o zaman sen çıkma sokağa böne ne be!" diye höykürmen sadece bu insanları daha da bileyler ve sonuçta bu öfkenin acısı da senden değil sokaktaki hayvanlardan çıkar. o yüzden rica ediyorum biraz aklını başına al karşındakine küfürler savurmadan önce. zorla bu insanlara bir şey kabul ettiremeyeceğin ortada.

can alıcı soru ise ne yapmalı?

valla işte ben burada tıkanıyorum. teoride işe yarar görünen yöntemler anlatılmış hatta avrupa'da işe yaradığına dair kanıtları da sunulmuş ama burası türkiye işte.

mensubu bulunduğum üniversite türkiye'nin en önde gelen üniversitelerinden biri olmakla övünen bir yer. çağdaşlık, modernlik dendi mi mangalda kül bırakmazlar. ama benim şahsi olarak iç hizmetler müdürlüğüne ve rektörlüğe yaptığım başvuruların hiçbirinden bir şey çıkmadı. adamların umurlarında değil. okuldaki köpeklerin sayısı geometrik olarak artmakta, zira neredeyse hiçbir köpeğin kulağında küpe yok (olanların sayısı o kadar az ki inanamazsınız). yönetimin umurunda mı? tabii ki hayır.

bakın siyasi parti, belediye falan demiyorum, ülkenin önde gelen üniversitelerinden birinde durum içler acısı, hiç ama hiçbir şey yapılmıyor!

belediyeler desen içler acısı halde. (hangi partiden olduğuna bakılmaksızın) işin içinde rant olmadan düzgün işler yapan bir belediye ben bilmiyorum, paraları cukkalayamayacakları bir alan olan kedi-köpek barınağı işine doğru dürüst giren bir belediye siz biliyor musunuz?

çözüm? valla aklıma gelen tek şey doğru dürüst bir vakıf ya da sivil toplum kuruluşunun olaya el atması gibi görünüyor. barınak işi belediyelere bırakıldığında ne olduğu ortada, ama düzgün bir stk ya da vakıf belki bir şeyler başarabilir. 

barınakların yönetilmesi gerçek bir hayvansever organizasyona bırakılsa belki bir şeyler olur. hayvanseverlerin önemli bir kısmı böyle bir işte aktif olarak rol alamayacak, zaman ya da enerji harcayamayacaktır. bu anlaşılabilir bir durum. ancak eğer elini taşın altına sokan ve düzgün bir şekilde bu işi götüren bir organizasyon ortaya çıkarsa ben eminim ki hayvanseverlerin çoğu ama az ama çok maddi destekte bulunacaktır (hatta düşük bir ihtmal ama belki devlet bile bu işe maddi destek verir).

bu işin çözümünü devletten ya da belediyeden beklersek daha çooooook bekleriz, burada da birbirimizi yemeye devam ederiz.

#43743741 25.06.2014 15:56bakkaldan eti uc harfli isteyen sakirt···

 
O insanlar gerizekali diye tum hayvan haklari savunucusu gerizekalidir diyemeyiz.


  • Traveller  (07.09.17 00:13:48) 
bunu görünce @cursed chico: encrypted-tbn0.gstatic.com


  • der meister  (07.09.17 00:18:04) 
Ben de gecen gün sosyal medyada tecavüze uğramış bir kedicagızın fotografını grdüm aman tanrım.
Normal bir insanın öyle görselleri görmemesi gerek. Beyinsiz insanlar paylaşarak ne yaptıklarının farkında değiller.

  • fasulyek  (07.09.17 00:28:32) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.