[]
Cinselliğin önemi hakkında
okuduğum bir kitapta şöyle yazıyor:
"çünkü cinsellik öyle dominant bir alandı ki, cinsel açıdan yetersizlikler/sapmalar/yoksunluklar bireyi nevrotik bir evreye götürerek özünü parçalıyor ve toplumsal açıdan ciddi problemlere neden oluyordu."
cinselliğin yokluğunun -özellikle cinselliği tecrübe etmiş birinde- bireysel olarak nevroza sebep olması, toplumsal bakımdan da günümüz türkiyesine sebep olması bir gerçek. var mı beyan etmek istedikleriniz bu konuda?
"çünkü cinsellik öyle dominant bir alandı ki, cinsel açıdan yetersizlikler/sapmalar/yoksunluklar bireyi nevrotik bir evreye götürerek özünü parçalıyor ve toplumsal açıdan ciddi problemlere neden oluyordu."
cinselliğin yokluğunun -özellikle cinselliği tecrübe etmiş birinde- bireysel olarak nevroza sebep olması, toplumsal bakımdan da günümüz türkiyesine sebep olması bir gerçek. var mı beyan etmek istedikleriniz bu konuda?
valla ben insanlarin yasadigi konsantrasyon, yorgjnluk, mutsuzluk, uyuzluk vs,. gibi seylerin hepsini bozuk cinsel hayata bagliyorum. anamiz, babamiz da dahil. insanlar istedigi kadar segse ocu gibi baksin. bence gercek bu.
- mayeskuel (31.08.17 23:38:13)
Cinsellik hiç hafife alınacak bir konu değil. Bi sibel üresin değilim ve olmak da istemem ama gerçekten evliliklerin en önemli konusunun cinsellik olduğuna inanırım. Cinsellik duygusuzluk değildir ve olmamalıdır. Öyle hassas bir konudur ki bana göre, her insan sadece eşinden yatak odasında gereken verimi alabilmek için bile olsa ona güzel davranmalı, yani eşler arasındaki huzuru bağlılığı ve ve sevgiyi sağlayıp devam ettiren bir şey bu. Hani önemli olan boyu değil işlevi cümlesindeki gizli anlam "kullanmayı bilecen"dir ya, cinselliği de kullanmayı bilmek gerek. Ne kadar büyük de olsa cinsellik de bir araç ve evet kullanmayı bilmek gerek. Bence çok önemli çok hassas çok incelikli. Ama yine de araç.
- yaren (31.08.17 23:43:23)
Şu yönde katılmıyorum bu açıklamaya. Türkiye'de cinselliğin yokluğundan değil de, aşırı bir cinsellikten kaynaklı bir toplumsal problem var. Her bakış cinsel (özellikle siyasal islamcılar cinsel lens kullanımında başı çekiyor). Kılık kıyafet, namus, eğitim, alkol, ulaşım vb. aklına gelebilecek siyasi, sosyal ve günlük her olay cinsellik üstünden yorumlanıyor. Aslında Michel Foucault'nun Viktoryen Britanya üstüne yorumu bizim için de geçerli: Muhafazakar gözüken toplumumuz cinsellik üstüne o kadar fazla konuşuyor ki, aslında olan şey cinsel yasaklama ve tabu değil; sürekli ve aralıksız bir cinsellik düzenlemesi. İşte Türkiye'deki cinsellik kaynaklı nevrozların sebebini aşırı-cinsellik üstüne kurulu sosyal kodlarımızda buluyorum.
- protector (31.08.17 23:44:35 ~ 23:49:39)
Ben katılmıyorum buna. Tam tersi sağlam cinselligi sağlam bedenler ve sağlam kafalar yaşayabilir. Kimse mutlu cinsel hayatım yok diye de hasta olmaz, bunalıma girmez. Cinsellik hayatin bir oyunu. Hickimse de bu oyundan mahrum kaldiğı icin kafayi bozmaz. Sanmam. Kaynak yok tabi ama cok mutlu cinsel hayatlari olan insanlarin suruyle cocuklari oluyor adam onlara bakamiyor örneğin hepsini katlediyor kendini de öldürüyor. Öyle olsa böyle olur mu.
- for day to break (31.08.17 23:48:03)
@Protector Her şeyin cinsellik üzerinden yorumlanması, aşırı cinsellikten değil de cinselliğin yokluğundan kaynaklanabilir mi? Dolayısıyla aşırı cinsellik de (her şeyin yorumlanması bazında) cinselliğin yokluğundan kaynaklanabilir mi?
- elitist (31.08.17 23:53:19)
Nasıl yemeğe açlık hissediyorsak, cinsellik de öyle bence.
Aç kalınca davranışlar değişiyor , cinsel açlıkta da öyle.
Aç kalınca davranışlar değişiyor , cinsel açlıkta da öyle.
- kleider (31.08.17 23:59:20)
@elitist. Aslında her şeyin cinsellik üstünden yorumlanması şuna işaret eder: Cinsellik problematikleştirilmiştir. Problematik kılmak sosyolojik bir kavram. Bir toplumun belli zamanda, spesifik problemler üstüne dönen tartışmanın toplumu kurması demektir. Türkiye'de mevcut cinsellik üstüne yorumlamaların sebebi, cinselliğin problematik kılınması.
Peki cinsellik neden problematik kılınmıştır? Bunun cevabını emprik bir çalışma yapmadan vermeye çalışmam kafadan atmak olur. O sebeple bunun cevabını vermem imkansız. Mesela Foucault'nun Viktoryen dönem incelemesinde bunun cevabı nüfus kavramının ortaya çıkması, biyopolitika ve burjuva tipi ailenin yönetimi idi. Yani cinsel eksikliğin dışında aramak gerekiyor, çünkü cinsel eksiklik/açlık da cinselliğin problematik kılınmasının ardından ortaya çıkıyor.
İşte bu sebeple aşırı-cinsellik, De Sade'ın eserlerindeki gibi sürekli bir cinsellik ve keşiş eğitim kitaplarındaki gibi cinsel perhiz ikiliğinin ötesine geçer. Mesele ne kadar cinsel ilişkiye girildiğinden önce, cinselliğin problemtikleştirilmesi.
Peki cinsellik neden problematik kılınmıştır? Bunun cevabını emprik bir çalışma yapmadan vermeye çalışmam kafadan atmak olur. O sebeple bunun cevabını vermem imkansız. Mesela Foucault'nun Viktoryen dönem incelemesinde bunun cevabı nüfus kavramının ortaya çıkması, biyopolitika ve burjuva tipi ailenin yönetimi idi. Yani cinsel eksikliğin dışında aramak gerekiyor, çünkü cinsel eksiklik/açlık da cinselliğin problematik kılınmasının ardından ortaya çıkıyor.
İşte bu sebeple aşırı-cinsellik, De Sade'ın eserlerindeki gibi sürekli bir cinsellik ve keşiş eğitim kitaplarındaki gibi cinsel perhiz ikiliğinin ötesine geçer. Mesele ne kadar cinsel ilişkiye girildiğinden önce, cinselliğin problemtikleştirilmesi.
- protector (01.09.17 00:01:21)
duyuru sahibinin paylaştığı yazı, + 1
@protector, + 1
bizde bitmez bir açlık var. cinsellik konusunda da, yemek konusunda da; para biriktirme, ev sahibi olma konusunda. doymak bilmez aç, köylü bir toplum. 4 kadınla evli olan da böyle, 30 dairesi olan da, milyon lira parası olan da.
bastırılmış cinsel güdüler evet birçok sosyal/siyasal sorunun kaynağı. ama kuduruk bir cinsellik temelli bakış da bu toplumda yaygın yer bulan bir davranış @protector'un dediği gibi. bu, ikiyüzlü bir toplum olmamızdan kaynaklanıyor.
akşama kadar "garı da garı" muhabbeti yapan, gelen geçenin orasına burasına dalıp çıkan ayı; özgürlükten, eşitlikten, adaletten, haktan, hukuktan bahsedince bir anda bilmemkim hocaefendi oluyor ve hooop dinden çıkarıveriyor seni. çomar kesiminin durumu bu.
bu bastırılmış, ikiyüzlülük cinsellik ve alkolde kendini gösteriyor daha çok. bu yüzden içenlerin çoğu ağzıyla içmeyi bilmez, çünkü yasak olan bir şeyi yapıyor. bir anda dönüp, allah kitap diye hoop dinden çıkarabilir sizi.
ibrahim tatlıses özelinde bir kadın yazar yazmıştı bunu yıllar önce. "arzuladığı kadınlar farklı, evinde olmasını istediği kadın farklı" gibi bir tespiti vardı. "evlenilecek/eğlenilecek kızlar" gibi.
@protector, + 1
bizde bitmez bir açlık var. cinsellik konusunda da, yemek konusunda da; para biriktirme, ev sahibi olma konusunda. doymak bilmez aç, köylü bir toplum. 4 kadınla evli olan da böyle, 30 dairesi olan da, milyon lira parası olan da.
bastırılmış cinsel güdüler evet birçok sosyal/siyasal sorunun kaynağı. ama kuduruk bir cinsellik temelli bakış da bu toplumda yaygın yer bulan bir davranış @protector'un dediği gibi. bu, ikiyüzlü bir toplum olmamızdan kaynaklanıyor.
akşama kadar "garı da garı" muhabbeti yapan, gelen geçenin orasına burasına dalıp çıkan ayı; özgürlükten, eşitlikten, adaletten, haktan, hukuktan bahsedince bir anda bilmemkim hocaefendi oluyor ve hooop dinden çıkarıveriyor seni. çomar kesiminin durumu bu.
bu bastırılmış, ikiyüzlülük cinsellik ve alkolde kendini gösteriyor daha çok. bu yüzden içenlerin çoğu ağzıyla içmeyi bilmez, çünkü yasak olan bir şeyi yapıyor. bir anda dönüp, allah kitap diye hoop dinden çıkarabilir sizi.
ibrahim tatlıses özelinde bir kadın yazar yazmıştı bunu yıllar önce. "arzuladığı kadınlar farklı, evinde olmasını istediği kadın farklı" gibi bir tespiti vardı. "evlenilecek/eğlenilecek kızlar" gibi.
- runagain (01.09.17 00:04:32)
Ben cinselliğin yokluğunun hususi olarak tecrübe etmemiş insanlarda çok daha büyük ve olumsuz etkileri olduğunu düşünüyorum.
Cinsellik dominant bir alan, evet. Bizi yönetiyor hatta. Ama varlığından ziyade yokluğuyla. Doymuş olan çok da sallamıyor. Doymamış olanlar tehlike saçıyor.
Cinsellik dominant bir alan, evet. Bizi yönetiyor hatta. Ama varlığından ziyade yokluğuyla. Doymuş olan çok da sallamıyor. Doymamış olanlar tehlike saçıyor.
- yirmisantim (01.09.17 00:06:11)
Cinsellik yoksunluğu önemli etkileri olan bir durum ama aynı önemde hatta daha çok önemde olan başka gereksinimlerimiz var. Karnını doyurmak, doyuruyor olacağına güvenmek mesela. Nevrozun varlığında dominant etki olarak cinselliği işaret etmek hata olur.
Öncelikle diğer bütün temel ihtiyaçları karşılanmış bir bireyde cinsellik yoksunluğunun nevroza etkilri ve cinselliği yeterli doyumda yaşayan bir bireyin diğer temel ihtiyaçlarından birinin eksikliğinin nevroza etkileri araştırılmalı.
Bunlar bilinmeden "cinsellik dominant bir alandır yoksunluğu bireyin özününün parçalanmasına ve toplumsal ciddi problemlere neden olur" demek hata olur, hedef saptırmak olabilir, yanlış çözümlere itebilir.
Üzerinde ağır baskı olan bir alan cinsellik. Baskının çok boyutlu nedenleri var. Soy sop takipi etken, din bir etken, nüfus artışı konusu etken... Baskı olan alanda sapmaların, yetersizliklerin, yoksunlukların, taşkınlıkların, yanlışların, travmaların olması gayet normal. Bir nesnenin üzerine ağırlık koyunca ne oluyorsa bunda da aynı oluyor. kimi yer eziliyor kimi yer yanlardan taşıyor, fışkırıyor etrafı pisletiyor vs. Hangi fizyolojik ihtiyacı aynı baskıya maruz bırakırsan aynı sonuçların olacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle belirleyici kelime dominant değil baskı olmalı bana göre.
Öncelikle diğer bütün temel ihtiyaçları karşılanmış bir bireyde cinsellik yoksunluğunun nevroza etkilri ve cinselliği yeterli doyumda yaşayan bir bireyin diğer temel ihtiyaçlarından birinin eksikliğinin nevroza etkileri araştırılmalı.
Bunlar bilinmeden "cinsellik dominant bir alandır yoksunluğu bireyin özününün parçalanmasına ve toplumsal ciddi problemlere neden olur" demek hata olur, hedef saptırmak olabilir, yanlış çözümlere itebilir.
Üzerinde ağır baskı olan bir alan cinsellik. Baskının çok boyutlu nedenleri var. Soy sop takipi etken, din bir etken, nüfus artışı konusu etken... Baskı olan alanda sapmaların, yetersizliklerin, yoksunlukların, taşkınlıkların, yanlışların, travmaların olması gayet normal. Bir nesnenin üzerine ağırlık koyunca ne oluyorsa bunda da aynı oluyor. kimi yer eziliyor kimi yer yanlardan taşıyor, fışkırıyor etrafı pisletiyor vs. Hangi fizyolojik ihtiyacı aynı baskıya maruz bırakırsan aynı sonuçların olacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle belirleyici kelime dominant değil baskı olmalı bana göre.
- hayat aklini konusacak bir filozof uret (01.09.17 10:50:14 ~ 19:39:50)
1