[]
Uzmanlaşma / Akademisyenlik
Bana görünen o ki konularda uzmanlaşan akademisyenler bir süre sonra kendi alanları içinden dünyayı yorumlamaya başlıyorlar. Tabii ki kişisel olarak değişiklik gösterebilir bu fakat sizin gözleminize göre bu deformasyondan en az şekilde etkilenen ve alanı gereği olayları/gelişmeleri daha geniş bir çerçeveden değerlendirebilen insanlar daha çok hangi alanlarda çalışanlardan çıkıyor?
Bence sosyal bilimlerden daha cok cikiyor -fen bilimciyim. Ama az-cok entellektuel okumalar yapan fen bilimcilerin de bu tongaya dusmedigi bir gercek ve bircok ornegi de mevcut.
- evrim halkasi (22.08.17 00:30:25)
Ben sanmıyorum ki örneğin makine mühendisliği okumuş spesifik bir alanıda uzmanlaşmış birinin çıkıpta ordaki formülasyonlarla sizin "dünyayı yorumlamak" dediğiniz şeyi yapsın. Dünyayı yorumlamak derken neyi kastediyorsunuz ayrıca? Yorum dediğiniz için doğa bilimlerinden az çok ayrılıyoruz zaten bu noktada.
Soru biraz afaki gözüküyor bana. Birine bilim insanı diyebilmemiz için en azından az çok epistemoloji, bilim metodolojisi vs. görmüş okumuş etmiş olması gerekiyor.
Ayrıca dünyayı yorumlama denen olay öncelikle gayet sübjektif bir durum. Onun haricinde humanities, sosyal bilimler gibi alanların bizzat akademik olarak ilgilendikleri alanlar.
Yani bir doğa bilimcisinin sizin dünyayı yorumlama dediğiniz olayı yapabilmesi için yukardaki arkadaşların belki de "entelektüel okuma" diye bahsettikleri olay olarak bizzat felsefe, tarih, sosyoloji, ekonomi vs. bu tarz humanities sosyal bilimler alanlarındda kendini geliştirmesi gerekiyor. O zaman da kendi uzmanlaşmasından dünyaya bakmamış oluyor zaten.
Sosyal bilimler içerisinde ise kendi içinde ideological bias durumu olup olmaması ayrı bir metodolojik tartışma konusu eğer sorunuz bu ise.
Soru biraz afaki gözüküyor bana. Birine bilim insanı diyebilmemiz için en azından az çok epistemoloji, bilim metodolojisi vs. görmüş okumuş etmiş olması gerekiyor.
Ayrıca dünyayı yorumlama denen olay öncelikle gayet sübjektif bir durum. Onun haricinde humanities, sosyal bilimler gibi alanların bizzat akademik olarak ilgilendikleri alanlar.
Yani bir doğa bilimcisinin sizin dünyayı yorumlama dediğiniz olayı yapabilmesi için yukardaki arkadaşların belki de "entelektüel okuma" diye bahsettikleri olay olarak bizzat felsefe, tarih, sosyoloji, ekonomi vs. bu tarz humanities sosyal bilimler alanlarındda kendini geliştirmesi gerekiyor. O zaman da kendi uzmanlaşmasından dünyaya bakmamış oluyor zaten.
Sosyal bilimler içerisinde ise kendi içinde ideological bias durumu olup olmaması ayrı bir metodolojik tartışma konusu eğer sorunuz bu ise.
- AlsterWasser (22.08.17 01:06:04 ~ 01:52:48)
humanitiesci geldi. ilk cümlenize katılmıyorum, ne alakası var demek istiyorum. kendi alanı içinden dünyayı yorumlamak nedir? hangi deformasyon? mesela bir tarihçi hep tarihsel açıdan mı yorumlar ve bağlantılar kurar demek istiyorsunuz? hiçbir akademisyenin bu kadar sığ düşüneceğini sanmam.
akademisyenliğin doğası gereği zaten kendi alanınızın sınırlarını aşabiliyor olmanız lazım, örneğin bir edebiyatçı sabah akşam roman okumaz; felsefe, sosyoloji, tarih, dilbilimi, ekonomi.....derken dünya kadar değişik alandan okuma yapmak zorunda. öte yandan bir akademisyenin kendi politik görüşü olabilir ve bu elbette yaptığı yayınlara yansıyacaktır, konu seçiminden tutun konuyu işleyiş tarzına kadar. hele beşeri ve sosyal bilimlerde bu kaçınılmaz bir şey. yaptığı işi bilimsel literatürde doğru konumlandırabildiği sürece, yani farklı akımların ve görüşlerin farkında olup kendi pozisyonunu gerekçelendirebiliyorsa, bu bir deformasyon veya kısıtlama değildir.
akademisyenliğin doğası gereği zaten kendi alanınızın sınırlarını aşabiliyor olmanız lazım, örneğin bir edebiyatçı sabah akşam roman okumaz; felsefe, sosyoloji, tarih, dilbilimi, ekonomi.....derken dünya kadar değişik alandan okuma yapmak zorunda. öte yandan bir akademisyenin kendi politik görüşü olabilir ve bu elbette yaptığı yayınlara yansıyacaktır, konu seçiminden tutun konuyu işleyiş tarzına kadar. hele beşeri ve sosyal bilimlerde bu kaçınılmaz bir şey. yaptığı işi bilimsel literatürde doğru konumlandırabildiği sürece, yani farklı akımların ve görüşlerin farkında olup kendi pozisyonunu gerekçelendirebiliyorsa, bu bir deformasyon veya kısıtlama değildir.
- lily briscoe (22.08.17 02:05:12)
1