[]
Trafik/araba sürme korkusu?
Merhaba.
Bundan tam 5 sene önce ehliyet aldım. O zamanlar çok hevesliydim ve birkaç kısa mesafe tecrübem oldu. Sonra babamın çok müdahale etmesi özgüvenimi kırıp, beni rest çekmeye zorlayınca gerek de olmadığından araba falan sürmedim.
Ta ki bu seneye kadar...
Şu an iş arama sürecindeyim ve araba kullanmak işe alınmam için avantaj sağlayacak, işe girince de her gün en az 2 saat araba sürmem gerekecek. Bunca zaman aradan sonra 2 özel ders aldım, bir anda trafiğe çıkacak güvenim olmadığı için.
Hatta trafik korkum vardı, öyle böyle değil baya korkuyordum. Birara otobüse ters binip diğer araçlarla otobüsün saçma yakınlaşmalarından fenalık geçirecek hale geliyordum. Neyse.
Yavaş yavaş alıştım şu an araba sürmekten veya trafikten korkmuyorum. Hatta araba sürmeyi çok zevkli buluyorum.
Fakat şimdi de şöyle bir sıkıntımı keşfettim: araba süreceğimi düşündükçe geriliyorum, midem ağrıyor. Bir an önce direksiyonun başına oturmak, gideceğim yolu gitmek istiyorum. Gideceğim yerdeki parkları, yolları hesaplıyorum.
Kafamdan gitmiyor hatta.
Direksiyon başına geçince sakinim allahtan ama o öncesi beni aşırı yoruyor, yıpratıyor.
Kullandığım araç düz ve ailemin.
Arabayı alıp bir yere gidince emanet duygusu, bir an önce işimi halledip döneyim duygusu, nereye nasıl park ederim düşüncesi... Vites arttır, düşür, kalkabilecek miyim? Arabayı bana mı kullandıracaklar düşüncesi vs...
Kullandıkça bu hisler gidecek biliyorum ama bu şekilde yaşayamıyorum özetle.
Bu duyguları yaşamış, yaşamamış herkesin bu konudaki yorumlarına ihtiyacım var.
"Abartıyorsun ne var ki" yorumuna kadar.
Yani bir şekilde aşmam lazım.
Mayıs ayında "allahım galiba hiç araba kullanamicam" diye bunalıma girerken, Haziran'da bir anda 'verin sürcem' moduna geçmiştim. Sağım solum belli olmuyor yarım edin bana :/
Bundan tam 5 sene önce ehliyet aldım. O zamanlar çok hevesliydim ve birkaç kısa mesafe tecrübem oldu. Sonra babamın çok müdahale etmesi özgüvenimi kırıp, beni rest çekmeye zorlayınca gerek de olmadığından araba falan sürmedim.
Ta ki bu seneye kadar...
Şu an iş arama sürecindeyim ve araba kullanmak işe alınmam için avantaj sağlayacak, işe girince de her gün en az 2 saat araba sürmem gerekecek. Bunca zaman aradan sonra 2 özel ders aldım, bir anda trafiğe çıkacak güvenim olmadığı için.
Hatta trafik korkum vardı, öyle böyle değil baya korkuyordum. Birara otobüse ters binip diğer araçlarla otobüsün saçma yakınlaşmalarından fenalık geçirecek hale geliyordum. Neyse.
Yavaş yavaş alıştım şu an araba sürmekten veya trafikten korkmuyorum. Hatta araba sürmeyi çok zevkli buluyorum.
Fakat şimdi de şöyle bir sıkıntımı keşfettim: araba süreceğimi düşündükçe geriliyorum, midem ağrıyor. Bir an önce direksiyonun başına oturmak, gideceğim yolu gitmek istiyorum. Gideceğim yerdeki parkları, yolları hesaplıyorum.
Kafamdan gitmiyor hatta.
Direksiyon başına geçince sakinim allahtan ama o öncesi beni aşırı yoruyor, yıpratıyor.
Kullandığım araç düz ve ailemin.
Arabayı alıp bir yere gidince emanet duygusu, bir an önce işimi halledip döneyim duygusu, nereye nasıl park ederim düşüncesi... Vites arttır, düşür, kalkabilecek miyim? Arabayı bana mı kullandıracaklar düşüncesi vs...
Kullandıkça bu hisler gidecek biliyorum ama bu şekilde yaşayamıyorum özetle.
Bu duyguları yaşamış, yaşamamış herkesin bu konudaki yorumlarına ihtiyacım var.
"Abartıyorsun ne var ki" yorumuna kadar.
Yani bir şekilde aşmam lazım.
Mayıs ayında "allahım galiba hiç araba kullanamicam" diye bunalıma girerken, Haziran'da bir anda 'verin sürcem' moduna geçmiştim. Sağım solum belli olmuyor yarım edin bana :/
Trafiğe çıkmadan önce korkudan ağlayıp 15 gün sonra makasa giren insanlar tanıyorum, gelip geçici bir korku o pratik yaptıkça geçecek.
- angelus (13.08.17 00:02:56)
olagan seyler yasadiklarin, bir sure sonra farkina bile varmadan gececek bu dusuncelerin.
- brkylmz (13.08.17 00:19:13)
Şimdi bak, araca bindin temel şeylerden biri nedir? Aşırı hız yapmamak. İşte önceden zihnen olumsuz fikirler üretmede aşırı hız yaparsan ya zihnen kaza yaparsın ya da yorgun düşersin. Böylelikle kendine güvenin de azalır. Olumsuz düşünme hızını azalt. hepsini tek tek sıraya koy. Ama birini yaparken hemen arkadan sırası gelen işi düşünmemeye çalış. İşi yapma anı geldiğinde gerektiği şekilde davranırsın.
İnsanın fıtratında acelecilik var ama yavaşlayabilirsin (değil mi?)
İnsanın fıtratında acelecilik var ama yavaşlayabilirsin (değil mi?)
- 1adam (13.08.17 00:44:58)
zor kısmı geçmişsin artık. araç kullanabiliyorsun, trafikte rahatsın.
bazen bir şeyi yaparken, o şeyi yaptığını düşünmek insana hata yaptırabiliyor. "aa araba kullanıyorum been" dediğin anda yalpalayabiliyorsun bir anda.
öz güvenin az olması da çok olması da sorun. genelde kazaları bu iki grup yapar.
olayı bitirmişsin neredeyse, rahat ol.
bazen bir şeyi yaparken, o şeyi yaptığını düşünmek insana hata yaptırabiliyor. "aa araba kullanıyorum been" dediğin anda yalpalayabiliyorsun bir anda.
öz güvenin az olması da çok olması da sorun. genelde kazaları bu iki grup yapar.
olayı bitirmişsin neredeyse, rahat ol.
- runagain (13.08.17 01:02:46)
rahat ol yakında o kadar ustalasacaksin ki bu günleri hatırlamayacaksin bile.
İlk araç kullanmaya başladığımda arabada kimsenin konuşmamasıni isterdim. radyoyu bile dikkatim dağıldığı için açamazdim. yola çıkmadan önce inşallah deli gibi trafik vardır da yavaş yavaş giderim derdim. arabanın hiç bir yere sigmayacagini düşünürdüm.
insan vücudu o kadar enteresan ki her şeye adapte oluyor. artık aracı bir organin gibi algılıyor. hiç düşünmeden sigacagina emin olarak daracık yerlere girebiliyorsun. dikkatin daha az dağılmaya başlıyor. tüm araçların birkaç saniye sonra hangi hamleyi yapacağını önceden anlamaya başlıyorsun. ona göre onlemini alıyorsun. gaza debriyaja basmak tamamen refleks haline geliyor. hiç korkma alışacaksın.
İlk araç kullanmaya başladığımda arabada kimsenin konuşmamasıni isterdim. radyoyu bile dikkatim dağıldığı için açamazdim. yola çıkmadan önce inşallah deli gibi trafik vardır da yavaş yavaş giderim derdim. arabanın hiç bir yere sigmayacagini düşünürdüm.
insan vücudu o kadar enteresan ki her şeye adapte oluyor. artık aracı bir organin gibi algılıyor. hiç düşünmeden sigacagina emin olarak daracık yerlere girebiliyorsun. dikkatin daha az dağılmaya başlıyor. tüm araçların birkaç saniye sonra hangi hamleyi yapacağını önceden anlamaya başlıyorsun. ona göre onlemini alıyorsun. gaza debriyaja basmak tamamen refleks haline geliyor. hiç korkma alışacaksın.
- betsy (13.08.17 01:11:22)
Geçecek efendim tabii ki de abarttığınız yok. bunlar bu ülkede aklı başında insanların hissetmesi gereken korkulardır çünkü insanlar saygısız ve tahammülsüz. Önemmi olan korkunuzu kontrol altında tutmak.
5 senelik bir sürücü olarak naçizane: Laf atanları korna çalanları sakın ola takmayın. Kadınsanız daha da çelikleştirin sinirlerinizi, üstünüze daha çok gelinecektir. sinyallerinizi yakmayı, takip mesafenizi korumayı ve hız sınırını aşmamayı unutmayınız. Diyelim ki yokuştasınız ve kaldıramadınız, biri yanınıza gelirse şanzıman dağıldı galiba kalkmıyor deyin stres yapmayın. Yine de boş bir yokuşta aracı kavramaya getirmeye alışın. Dik yokuşlarda (diklik derecesi görecelidir) yanınızda peşinden senelerce koşup ancak 5 dakika önce elde edebildiğiniz kadın veya adam olsa bile çekin el frenini öyle kalkın. Sözlükteki erkekliği araç kullanımına indirgeyenlere itibar etmeyin. Park etmek SADECE tecrübeyle olan bir iştir. Birinden elbette yardım alın ancak bir anda olmaz, hevesiniz kırılmasın. Dar yerlere park edebilmem için aylar geçmişti (ben de bunun için duyuru açmıştım :) ). Tekrar, tekrar söylüyorum sakin olun. Korna çalacaklar, el kol yapacaklar, küfür bile edecekler. En büyük kahraman evine tek parça dönendir. Sevdiklerini ve kendisini tehlikeye atmadan.
Çok konuştum :P Yolunuz açık olsun
5 senelik bir sürücü olarak naçizane: Laf atanları korna çalanları sakın ola takmayın. Kadınsanız daha da çelikleştirin sinirlerinizi, üstünüze daha çok gelinecektir. sinyallerinizi yakmayı, takip mesafenizi korumayı ve hız sınırını aşmamayı unutmayınız. Diyelim ki yokuştasınız ve kaldıramadınız, biri yanınıza gelirse şanzıman dağıldı galiba kalkmıyor deyin stres yapmayın. Yine de boş bir yokuşta aracı kavramaya getirmeye alışın. Dik yokuşlarda (diklik derecesi görecelidir) yanınızda peşinden senelerce koşup ancak 5 dakika önce elde edebildiğiniz kadın veya adam olsa bile çekin el frenini öyle kalkın. Sözlükteki erkekliği araç kullanımına indirgeyenlere itibar etmeyin. Park etmek SADECE tecrübeyle olan bir iştir. Birinden elbette yardım alın ancak bir anda olmaz, hevesiniz kırılmasın. Dar yerlere park edebilmem için aylar geçmişti (ben de bunun için duyuru açmıştım :) ). Tekrar, tekrar söylüyorum sakin olun. Korna çalacaklar, el kol yapacaklar, küfür bile edecekler. En büyük kahraman evine tek parça dönendir. Sevdiklerini ve kendisini tehlikeye atmadan.
Çok konuştum :P Yolunuz açık olsun
- farabi (13.08.17 14:18:59)
1