[]
Nasıl ateist oldunuz?
ateist/deist/agnostik/gnostik/deistik agnostisizm diye ayırıp oyları bölmeyin, hepimiz ateistiz işte. böyle yapa yapa ülkenin %99.9'u müslüman sanıyorlar.
ama yine de belirtin bari hangi grup içinde olduğunuzu.
90'lı yıllarda doğmuş bir insan olduğum için 2000'lerde yaşım küçüktü sorgulama diye bir şey yoktu tabi. namaz falan kılardım bebeyken, cumalara giderdim oruç tutardım arada. ailem çok dindar değildi ama yine dine bağlılardı, annem hiç başörtüsü falan takmamıştır mesela.
2011-2012 gibi facebookta karikateist sayfasına rastladım ve sorguladıkça olaylar gelişti. ilk postlarını "tövbe allam affet" diye okuyordum sonra sonra ar namus kalmadı tabi. richard dawkins denen abimizin varlığından haberdar oldum daha sonra, yazılarını kitaplarını okudukça daha da koyu bir ateist oldum.
dinler kesin olarak yalandır ama yine de tanrı kesin olarak yoktur demiyorum, tanrı neredeyse kesin olarak yoktur bence.
sizin hikayeniz?
ama yine de belirtin bari hangi grup içinde olduğunuzu.
90'lı yıllarda doğmuş bir insan olduğum için 2000'lerde yaşım küçüktü sorgulama diye bir şey yoktu tabi. namaz falan kılardım bebeyken, cumalara giderdim oruç tutardım arada. ailem çok dindar değildi ama yine dine bağlılardı, annem hiç başörtüsü falan takmamıştır mesela.
2011-2012 gibi facebookta karikateist sayfasına rastladım ve sorguladıkça olaylar gelişti. ilk postlarını "tövbe allam affet" diye okuyordum sonra sonra ar namus kalmadı tabi. richard dawkins denen abimizin varlığından haberdar oldum daha sonra, yazılarını kitaplarını okudukça daha da koyu bir ateist oldum.
dinler kesin olarak yalandır ama yine de tanrı kesin olarak yoktur demiyorum, tanrı neredeyse kesin olarak yoktur bence.
sizin hikayeniz?
Bir hikayem yok aslında.
Genel olarak seküler bir yaşam tarzıyla yetiştirildim aileden zaten. Çocukluğumdan beri, ortaokul civarlarından beri bu tarz dini şeylere hiç anlam veremedim. O zorunlu din dersinden nerdeyse kalıyordum..Çok net hatırlıyorum son anda hoca 2 vermişti. Beni çekemedi içine ne biliyim.. Hep kuşkulu sorgulayan bir yapıdaydım zaten ama adını koymadan dine bulaşmadan çocukluk geçti.
Oturduğum yerdeki çevremdeki çekirdek arkadaş grubunun da benim gibi olamasının büyük, çok büyük bir etkisi vardır yalnız. Çocukluk arkadaşlarım..Şu an o grupta herkes ateist. Hatta nerdeyse aktif olarak iletişim olarak kurduğum tüm çevrem bu şekilde.
Sonra biraz daha büyüyünce kendimi daha da tanımaya, bilmeye başlayınca özellikle felsefe dersleri almaya başlayınca, üzerine tarih, sosyoloji, psikoloji, dersleri almaya ve bu tarz alakalı kitaplar okumaya başlayınca her şey daha da netleşti.
Sonra daha da sistematik bir hal almaya başladı tabii..
Genel olarak seküler bir yaşam tarzıyla yetiştirildim aileden zaten. Çocukluğumdan beri, ortaokul civarlarından beri bu tarz dini şeylere hiç anlam veremedim. O zorunlu din dersinden nerdeyse kalıyordum..Çok net hatırlıyorum son anda hoca 2 vermişti. Beni çekemedi içine ne biliyim.. Hep kuşkulu sorgulayan bir yapıdaydım zaten ama adını koymadan dine bulaşmadan çocukluk geçti.
Oturduğum yerdeki çevremdeki çekirdek arkadaş grubunun da benim gibi olamasının büyük, çok büyük bir etkisi vardır yalnız. Çocukluk arkadaşlarım..Şu an o grupta herkes ateist. Hatta nerdeyse aktif olarak iletişim olarak kurduğum tüm çevrem bu şekilde.
Sonra biraz daha büyüyünce kendimi daha da tanımaya, bilmeye başlayınca özellikle felsefe dersleri almaya başlayınca, üzerine tarih, sosyoloji, psikoloji, dersleri almaya ve bu tarz alakalı kitaplar okumaya başlayınca her şey daha da netleşti.
Sonra daha da sistematik bir hal almaya başladı tabii..
- qazaqwsx (30.07.17 22:55:06 ~ 23:10:57)
agnostizm
küçükken kuran kursuna, camiye aile teşviğiyle gitmiş biriyim. insanın kafasına vura vura ibadet etmeyi öğrettikleri için ilk önce soğudum. sonra lise zamanımda izlediğim belgeseller, okuduğum kitaplar ve çevremdeki insanların görüşlerini de dikkate alarak, bu kutsal kitaplarda tasvir edilen yaratıcının gerçek olabileceğine dair şüphelerim arttı. tabi ilk zamanlarda şüpheyle başlar, ya varsa dersin. inkar etmeye çekinirsin falan.
zamanla daha da ileri gidip bir yaratıcıyı reddettim. her inanmayanın bir isyankar dönemi olur. artık o kadar isyankar değilim. bu fikirlerin oluşması için insanın düşünsel olarak olgunlaşması gerekli tabi. tanrıyı reddetiğimin 7. yılında kafamda olgunlaşan bir düşünce var o da " yaratıcı illa bir tanrı formunda olup insanlara çeşitli testler uygulayıp sonunda onlara mükafatlandıracak/cezalandıracak bir kavram olmak zorunda değil. hatta yaratıcı, yaratıcı olduğunun bile farkında olmayabilir. "
küçükken kuran kursuna, camiye aile teşviğiyle gitmiş biriyim. insanın kafasına vura vura ibadet etmeyi öğrettikleri için ilk önce soğudum. sonra lise zamanımda izlediğim belgeseller, okuduğum kitaplar ve çevremdeki insanların görüşlerini de dikkate alarak, bu kutsal kitaplarda tasvir edilen yaratıcının gerçek olabileceğine dair şüphelerim arttı. tabi ilk zamanlarda şüpheyle başlar, ya varsa dersin. inkar etmeye çekinirsin falan.
zamanla daha da ileri gidip bir yaratıcıyı reddettim. her inanmayanın bir isyankar dönemi olur. artık o kadar isyankar değilim. bu fikirlerin oluşması için insanın düşünsel olarak olgunlaşması gerekli tabi. tanrıyı reddetiğimin 7. yılında kafamda olgunlaşan bir düşünce var o da " yaratıcı illa bir tanrı formunda olup insanlara çeşitli testler uygulayıp sonunda onlara mükafatlandıracak/cezalandıracak bir kavram olmak zorunda değil. hatta yaratıcı, yaratıcı olduğunun bile farkında olmayabilir. "
- bir sevgi faresi jamal (30.07.17 22:58:44 ~ 23:03:59)
kızlara hava atmak için farklı olmaya çalışırken herkese atayistim deyince geri dönemedim bi daha...
- proletarier aller lander vereinigt euch (30.07.17 23:05:43)
Agnostik ateistim. İlkokulda sokaktaki bütün arkadaşlarım gidiyor diye kıskanıp ben de kuran kursuna gittim, lisede müdür yardımcısı kafamız çalışmadığı için oruç tutmamızı istemeyince inatlaşıp kadınla kavga edip azimle oruç tuttum. Ama bütün bu zaman boyunca Jules Verne'le başlayıp bilim kurgu okudum, ansiklopediler, Bilim Çocuk dergileri derken bilime hurafeden daha çok güvenmeye başladım. Sonra gerisi geldi zaten.
- kobuzchu kiz (30.07.17 23:43:27)
kuran okudum. yeterli oldu.
- eriksatie (30.07.17 23:44:07)
annem babam müslüman ama pek ibadetlerle ilgisi olmayan chp zihniyetinde insanlardı. (şimdi namaza falan başladılar o ayrı). babam yazları cumaya gider, bir de ramazanlarda oruç tutarlardı falan. pek dindar olmayan rahat bi çevrede büyüdüm. bir dönem kendi kendime 5 vakit namaz kılmak bir de yaz kuran kursları haricinde zaten dinle pek ilgim yoktu. üniversiteye başlayınca da doğal süreç sonucu ateist oldum işte.
hani böyle kırılma noktası ararsak ilkokul'da okula kuran getirdiğimiz 1-2 ders olmuştu dkab dersinde. o gün rastgele açtığım "kadınlar sizin tarlanızdır, istediğiniz gibi sürün" ayeti beni gerçekten dehşete düşürmüştü o yaşta. onu söyleyebilirim belki.
hani böyle kırılma noktası ararsak ilkokul'da okula kuran getirdiğimiz 1-2 ders olmuştu dkab dersinde. o gün rastgele açtığım "kadınlar sizin tarlanızdır, istediğiniz gibi sürün" ayeti beni gerçekten dehşete düşürmüştü o yaşta. onu söyleyebilirim belki.
- doxanikee (30.07.17 23:48:18)
Ateistim. Çok uzun sürdü benim süreç. Çünkü son derece dindar bir ailede büyüdüm. Lise çağlarına kadar 5 vakit namaz kılar ağzıma içki sürmezdim. İlk oruç tutmayan insanları ben lisede gördüm mesela, şok olmuştum görünce.
Üniversite yıllarında yavaş yavaş sorgulamaya başladım, ama soğuk denize girer gibi oldu bu süreç, önce ayak parmağımı soktum, geri çektim, bi daha soktum. Önce ufak şüpheler, içimden töğbestağfrullah demeler falan. Sonra kuranın mealini okudum, diğer dini kitapları okudum. Evrim teorisini okudum. Dinlere karşı olan görüşleri okudum falan derken yavaş yavaş kopmaya başladım. O sorgulama korkusundan sıyrıldıkça iyice saçma gelmeye başladı. Böylece dinden çıkmış oldum. Tabii ki bu anlattığım süreç 18 yaşımdan 22-23 yaşıma kadar süren, oldukça uzun bir süreç oldu. Burda yazarken bi anda olmuş gibi gelse de o çocuk yaşlarda derinlere yerleştirilen şeyleri sarsmak oldukça zorluydu.
Üniversite yıllarında yavaş yavaş sorgulamaya başladım, ama soğuk denize girer gibi oldu bu süreç, önce ayak parmağımı soktum, geri çektim, bi daha soktum. Önce ufak şüpheler, içimden töğbestağfrullah demeler falan. Sonra kuranın mealini okudum, diğer dini kitapları okudum. Evrim teorisini okudum. Dinlere karşı olan görüşleri okudum falan derken yavaş yavaş kopmaya başladım. O sorgulama korkusundan sıyrıldıkça iyice saçma gelmeye başladı. Böylece dinden çıkmış oldum. Tabii ki bu anlattığım süreç 18 yaşımdan 22-23 yaşıma kadar süren, oldukça uzun bir süreç oldu. Burda yazarken bi anda olmuş gibi gelse de o çocuk yaşlarda derinlere yerleştirilen şeyleri sarsmak oldukça zorluydu.
- bugunku antremanda goz dolduran futbolcu (30.07.17 23:48:28)
18-19 yaşlarında, (bkz: an american crime) diye bir film izleyip sonra dünyanın her yerinde bu tür olayların olduğunu idrak edince birşeylerin bize anlatıldığı gibi olmadığını anladım.
- perloneth (31.07.17 00:22:07)
İlkokul 5. sınıftayken insanların putlara, güneşe, aya vs taptığını öğrendikten sonra oldu. Bir gün bahçedeki tahta sedirde oturmuş ağaçlara kuşlara bakarken güneş batmaya başladı.
"Güeş her zaman bizimle değil, ay desen keza aynı, demek insanların daha kalıcı bişeye ihtiyacı olmuş, elleriyle putlar yapıp ona tapmışşlar, bi şekilde onların da yandığını yıkıldığını görmüşler ve ulaşılamaz, yanmaz yıkılmaz batmaz bişey bulmuşlar adına da tanrı demişler. Bir düzene kurallara ihtiyaçları vardı çünkü kalabalklaştılar, düzeni bu şekilde sağlamışlar işte..." dedim.
17 yaşarımdayken diğer dinlere ait kitapların bazılarını, islamın çeşitli çevirilerini okudum. 30'lu yaşlarımda antropolojiye, felsefeye baktım,insan davranışlarının kökenleri konusunda inclemelerim oldu, ekonomiyle marksizmden gelen bi yakınlığımız oluştu vs. sonrasında edindiğim her bilgi bana din konusunda ilk düşüncemin doğruluğunu gösterdi. sadece toplumsal düzen gerekliliğine başka olgular ekledim.
"Güeş her zaman bizimle değil, ay desen keza aynı, demek insanların daha kalıcı bişeye ihtiyacı olmuş, elleriyle putlar yapıp ona tapmışşlar, bi şekilde onların da yandığını yıkıldığını görmüşler ve ulaşılamaz, yanmaz yıkılmaz batmaz bişey bulmuşlar adına da tanrı demişler. Bir düzene kurallara ihtiyaçları vardı çünkü kalabalklaştılar, düzeni bu şekilde sağlamışlar işte..." dedim.
17 yaşarımdayken diğer dinlere ait kitapların bazılarını, islamın çeşitli çevirilerini okudum. 30'lu yaşlarımda antropolojiye, felsefeye baktım,insan davranışlarının kökenleri konusunda inclemelerim oldu, ekonomiyle marksizmden gelen bi yakınlığımız oluştu vs. sonrasında edindiğim her bilgi bana din konusunda ilk düşüncemin doğruluğunu gösterdi. sadece toplumsal düzen gerekliliğine başka olgular ekledim.
- hayat aklini konusacak bir filozof uret (31.07.17 01:12:04 ~ 15:37:23)
ya cokta kasmaya gerek yok,
biraz aklin , fikrin, beynin varsa, dogustan gelen malligi egitim sayesinde ustunden attiysan ve artik bir gerizekali degilsen , bir tanri olmadigini ve olamayacagini coooookk rahat anliyorsun ve dogal bir ateist haline ister istemez geliyorsun, hepsi tastamam bu iste..
biraz aklin , fikrin, beynin varsa, dogustan gelen malligi egitim sayesinde ustunden attiysan ve artik bir gerizekali degilsen , bir tanri olmadigini ve olamayacagini coooookk rahat anliyorsun ve dogal bir ateist haline ister istemez geliyorsun, hepsi tastamam bu iste..
- alttaraf (31.07.17 01:16:33)
inançsız olarak yetiştirildim. babam dinlerle dalga geçerdi, dedem bayramlarda falan akrabalarla din tartışmaları yapardı. bana da sirayet etti bu durum. ben de okulda arkadaşlarımla dalga geçerdim. din dersi sınavlarında komikli cevaplar verirdim falan. büyüyünce de dinler inanmadığım, tanrı kavramı da ilgilenmediğim bir şey olarak kaldı.
- misterturist (31.07.17 01:58:19)
Doğuştan engelli insanlar beni bu sorgulayışa itti. Ha aileden de aman aman din aşılaması görmedim ama bu tür eşitsizlikleri sorgulamam, ilahi adalet denilen şeyin bir tür kılıfmışçasına şükürcülüğe hizmet ettiğini düşünmem beni bu muğlaklığa itti.
- lüzumsuz adam (31.07.17 09:07:51 ~ 12:00:41)
Müslüman ve dini bütün? bir ailede yetiştim. yazları camiye gönderildim, ergenliğimde yazları kuran okumayı öğrettiler. ama kimse meali konusunda bir şey söylemiyordu.
2008'de merak edip elmalılı hamdi yazır'ın tefsirini okudum, benim müslümanlık hikayem orada bitti. Allah inancımı kaybetmedim, illa adı konulacaksa deist oldum.
2008'de merak edip elmalılı hamdi yazır'ın tefsirini okudum, benim müslümanlık hikayem orada bitti. Allah inancımı kaybetmedim, illa adı konulacaksa deist oldum.
- kimlanbu (31.07.17 10:58:31)
Küçükken çok dindardım, anneme kapanması için baskı yapıyordum. Bu tabii ilkokul, en fazla ortaokul zamanı. Ailemde anneannem dışında dindar yoktur. Yazları anneanneme gidiyordum kalmaya, beni kuran kursuna gönderiyordu. Mahallede bir abla vardı, o ara ara çocuklarını çevresine topluyor, din temalı korkunçlu hikayeler anlatıyordu, cehennemde nasıl yanacağımızı falan. Sanırım bunların etkisiyle dindar oldum. Dindar demeyeyim de aslında, korkmaya başladım. O yüzden anneme falan baskı yapıyordum kapanması için:P
Sonra büyüyüp kendi düşüncelerim oluşmaya başlayınca, bu da lise son ve üni ilk yılı oluyor, dinle ilgili her şey saçma gelmeye başladı. Sanki birden aydınlanmaya başladım. Kuranı okudum (türkçe- diyanet vakfı çevirisi), tüm evreni yaratan ilahi güç böyle bir kitap yazmış olamaz dedim. Etkilendiğim biri veya bir olay olmadı. Kendi kendime dinsiz oldum yani. Dünya üzerindeki büyük-küçük hiçbir dine inanmıyorum. Ama bir yaratıcının olup olmadığını bilmiyorum. O yüzden sanırım agnostik düşünceye daha yatkınım. Ateizm de bir inanç şekli bana göre.
Sonra büyüyüp kendi düşüncelerim oluşmaya başlayınca, bu da lise son ve üni ilk yılı oluyor, dinle ilgili her şey saçma gelmeye başladı. Sanki birden aydınlanmaya başladım. Kuranı okudum (türkçe- diyanet vakfı çevirisi), tüm evreni yaratan ilahi güç böyle bir kitap yazmış olamaz dedim. Etkilendiğim biri veya bir olay olmadı. Kendi kendime dinsiz oldum yani. Dünya üzerindeki büyük-küçük hiçbir dine inanmıyorum. Ama bir yaratıcının olup olmadığını bilmiyorum. O yüzden sanırım agnostik düşünceye daha yatkınım. Ateizm de bir inanç şekli bana göre.
- peggy (31.07.17 11:32:08 ~ 11:33:12)
1-14 yaş arası almanya'da büyüyüp, sonrasında kız çocuklarının inanılmaz kısıtlandığı ve hor görüldüğü bir ortama döndük. almanya'da da kuran kursuna yollardı ailem bizi. ama türkiye'ye o küçük iç anadolu kentine döndükten sonra, kız çocuğu onu yapmaz günah, öyle oturmaz günah, abisine sarılmaz günah, okula gitmez günah diye diye çıldırttılar beni. lise 1 gibi falan oruç tutmayı, eve mahallede ki şeyh gelince başımı kapatmayı, sohbet toplantılarına gitmek için zorlanmayı falan reddetmeye başladım. mahalle muhtarının evinde sabahlara kadar zikir çekildiği bir ortamdan bahsediyorum, senelerde 90 ların başı, refah partisi ev toplantıları falan almış başını gidiyor. kendi öz ablamda bir tarikata girmiş, onunda yöneldirmesiyle, okulumun kapısına falan çarşaflı kadınlar geliyor beni ikna edip doğru yola sokmak için. çok kuvvetli çatışmalar yaşadım ve hatta şiddet gördüm, evden kaçtım üni okuyabilmek için. kişisel gelişimimde önce feminist oldum ben, sonra deist. benim çıkış noktam din ve kadın ilişkisi idi, sadece islamiyetten bahsetmiyorum bu arada.
birden fazla meal okudum, inceledim, notlar aldım, araştırdım derken üniversite hazırlık sınıfının ortalarında din kavramına hiç bir şekilde inanmadığımdan emindim. hala ara ara bu konularda ki yayınları, araştırmaları, belgeselleri falan takip ederim.
şu anda din konusunda inananlara karşı bir saygısızlık etmiyorum, bana saygısızlık edildiğini hissettiğimde tepkimi koyup restimi çekiyorum o kadar. ama bir fikir tartışması olduğunda, karşımdakiler neden inandıklarını, benim neden inanmadığımı anlatabildiğim kadar sağlam bir argümanla anlatamıyorlar ve sohbet mutlak bir sessizlikle bitiyor.
tarikatta olan ablam 80 yaşındaki annemle hiç bir şekilde ilgilenmiyor, telefonlarını açmıyor, yıllardır görüşmüyor. ama ben, hacı annemin orospu olacağından emin olduğu dinsiz kadın, 17 yıldır anneme bakıyorum, her türlü sorunu ile ilgileniyorum, maddi manevi elimden geleni yapıyorum. vicdan sahibi olmak, iyi bir insan olma gayretiyle yaşamak, bütünsel alandan bakabilmek, hümanist olmak gibi yaklaşımların din ile hiç bir ilgisi yok. din eşittir erdemli insan düşüncesine kesinlikle katılmıyorum.
birden fazla meal okudum, inceledim, notlar aldım, araştırdım derken üniversite hazırlık sınıfının ortalarında din kavramına hiç bir şekilde inanmadığımdan emindim. hala ara ara bu konularda ki yayınları, araştırmaları, belgeselleri falan takip ederim.
şu anda din konusunda inananlara karşı bir saygısızlık etmiyorum, bana saygısızlık edildiğini hissettiğimde tepkimi koyup restimi çekiyorum o kadar. ama bir fikir tartışması olduğunda, karşımdakiler neden inandıklarını, benim neden inanmadığımı anlatabildiğim kadar sağlam bir argümanla anlatamıyorlar ve sohbet mutlak bir sessizlikle bitiyor.
tarikatta olan ablam 80 yaşındaki annemle hiç bir şekilde ilgilenmiyor, telefonlarını açmıyor, yıllardır görüşmüyor. ama ben, hacı annemin orospu olacağından emin olduğu dinsiz kadın, 17 yıldır anneme bakıyorum, her türlü sorunu ile ilgileniyorum, maddi manevi elimden geleni yapıyorum. vicdan sahibi olmak, iyi bir insan olma gayretiyle yaşamak, bütünsel alandan bakabilmek, hümanist olmak gibi yaklaşımların din ile hiç bir ilgisi yok. din eşittir erdemli insan düşüncesine kesinlikle katılmıyorum.
- Phoebe (31.07.17 12:46:21 ~ 18:50:01)
internetin büyük etkisi oldu. belki üyeleri vardır burada, eskiden ütopyam diye bir forum vardı, hala duruyor mu bilmiyorum. ben o zamanlar 12-13 yaşındayım. atatürk'ün deccal olduğunu söyleyen, el kaide militanından hallice efsanevi bir elemanım. o forumda beni ciddiye alıp da benimle iletişim kuran insanlara cidden çok şey borçluyum. oradan tanıştığım kişiler olmasa belki şu an ışid'e katılmış olurdum jsfhsjk.
benim ailem dindar ama laf olsun diye söylemiyorum gerçekten çok ılımlı insanlar, özellikle annem. bizim evimizde atatürk de dahil kimseye karşı öyle nefret dolu bir konuşma ya da fikir gelişmedi. ben tamamen kendi ergenliğim ve manyaklığım yüzünden aşırıya kaçmıştım.
sonra beni bir aile büyüğümüzün isteği ve desteğiyle "kamp"a gönderdiler üst üste üç sene boyunca. abiler ortamı işte ama fetöcülerin değil, nurcuların. ortam şahaneydı, öyle apartmanda falan değil koskocaman havuzlu, futbol sahalı tesiste takılıyorduk. iki hafta sürüyordu bi kamp. bizim paramız yoktu, aile büyüğü göndermek isteyince ben hiç istemediğim halde (çekingendim ondan istemiyodum, yoksa din iman konusunda dünya markasıydım) ona diş geçiremeyecekleri için mecbur "git oğlum" dediler, gittim.
orada her şey güzeldi. bize iyi davranıyolardı, çokça eğleniyoduk falan, o açıdan hiçbi sıkıntı yok. yani tacizdir, itliktir serseriliktir ben kendim hiç öyle bi şeyle karşılaşmadım. gelgelelim, ilk defa o kadar kalabalık ve "dinli" bir ortama girmiştim ve zamanla soğudum. anlattıkları şeyler olsun, dikte ettikleri yaşam tarzı olsun, din-iman-milliyet üçgeninde anlattıkları olsun pek hoşuma gitmedi. bi keresinde babam aramıştı. "ben burda biraz daha kalırsam ateist olcam baba" dediğimde çıldırmıştı, bağırıp çağırıp küfürler etmişti. daha önce hiç öyle görmemiş, duymamıştım. o olaydan sonra kayış iyice koptu. kendimi yalnız hissettim, "ben bu işlerin adamı değilim, benim yaşayacağım insanlar bu insanlar değil" düşüncesi oluşmaya başladı.
bu kamp mevzuu 12-14 yaş aralığında gerçekleşti diye hatırlıyorum, üç yaz. internette sürtmeye başlamam da yanlış hatırlamıyorsam 12 yaşıma tekabül ediyor. ütopyam'da militanlık yaptığım dönemler. orada bir sürü kuul, atayiz gençle tanışmıştım. başta birbirimizden nefret ediyoduk ama forumda göre göre, iletişim kura kura zamanla aradaki buzlar eridi ve oradan iyi arkadaşlar edindim. ben 12 yaşındaydım ama düzenli olarak benimle konuşan, bana arkadaşı gibi davranan 20-22 yaşında insanlar vardı. o zaman anlamıyosun tabii bunun ne kadar kıymetli olduğunu. ben şimdi 12 yaşında bi çocukla çok samimi olamam, düzenli olarak konuşamam sanırım, hele ki bu arkadaş islamcı militan ayarında biriyse. "amk çocuğu" deyip basarım engeli. onlar öyle yapmadı, babam bile tükmüklü tükmüklü küfrederken her türlü saçmalığımı dinleyip yanımda oldular, yardımcı oldular.
öyle öyle "dış dünya"yla iletişim kurmaya başladım işte. 14 yaşına geldiğimde dinle alakam kalmamıştı, öyle ergen ergen takılıyordum ama ateist falan da değildim. annemle babamın arası o ara pek iyi değildi, kendileri bana gerekli din eğitimini de verdikleri kanısındaydılar, haliyle üzerimdeki baskı azalmıştı - gerçi allah var (pun intended), hiçbir zaman baskıcı sayılmazdı ailem, hiçbir şeye zorlamadılar. ben onlardan görüp istiyodum.
bu arada kamptaki ikinci ve üçüncü senemde satanist olduğunu söyleyen birkaç çocukla tanışmıştım. nurcu kampında allahsız terör örgütü oluşturmuştuk bi nevi, boş vakitlerimizde birlikte takılıp din falan konuşuyoduk artist artist. ergenliğin zirvesindeydik ama gerçekten güzel muhabbetimiz vardı, kendimizce neyi yanlış bulduğumuzu anlatıyoduk birbirimize. o yaşta, öyle bi ortamda, öyle ailelerde büyümüş çocuklar olarak cidden çok büyük cesaretmiş harbiden. ya casus olsalardı? eheh.
neyse işte böyle gelişti mevzu, "öfkeli militan"dan "yontulmuş ayı"ya döndüm. 14-16 yaş aralığında sanırım dinle ilgili hiçbi şey düşünmedim. sonra tekrar bi boşluğa düştüm, dedim ulan allah'ı tamamen unuttuk, böyle yaşanmaz, benim hayata tutunabilmem için bi şey lazım. o dönemde hatırlıyorum, irem diye bi arkadaş vardı. hatta facebook'umda ekli hala haha. ateist olduğunu biliyodum. gittim ona dedim, irem nasıl dayanıyosun amk, ben allah'ın olmadığını düşündükçe delirecek gibi oluyorum. ölünce toprak olmak istemiyorum, cruise seyahatine falan çıkabilmek istiyorum. o da sağolsun aşırı kuul davranıp "deal with it" demişti sadece. o anları hiç unutmuyorum. kendimi o kadar çaresiz ve ezik hissettiğim an sayısı azdır. karşımda ateist ve gayet rahat bi insan var, bense "allah bence yok ama allah'ın olmamasını kabullenemiyorum, bana yardım et" diyen, kafası karışık bi elemanım. kendimi ona kıyasla çok küçük ve güçsüz hissetmiştim.
sonra bi sene falan cidden bayağı kafa patlatmıştım, hatta bi ara delireceğimi düşünüp ekstra üzülmeye başlamıştım. malum, "dinli" çevrelerde böyle hikayeler çok sevilir. allah'ı sorgulamaya başladıktan sonra aklını kaybeden bir sürü insan vardır. öyle olurum, herkesin efendi-zeki bildiği, sevdiği bi çocukken allah'ı sorgulamaya cüret ettiği için kafayı yiyen biri olurum diye korkuyodum.
sanırım lise 2'den itibaren tamamen geçti o mesele de. alıştım ölünce toprak olma, yeryüzünde başıboş olma fikrine. öyle yani. o günden beri de atayiz militan olup çıktım. insan manyak olunca müslümanmış dinsizmiş fark etmiyo, ruh hastası her yerde ruh hastası :((
velhasıl kelam benim hikayem potansiyel ışid militanının yontulup sosyal hayata ve dünyaya kazandırılması şeklinde gerçekleşti. verilmiş sadakam varmış. internet üzerinden türlü türlü "bullying"e maruz kalıp daha da yalnızlaşıp radikalleşebilirdim mesela, haberlerde "çok sakin bi çocuktu, kimseye zararı yoktu, 75 kişiyi niye öldürdü anlamadık :((" diye görebilirdiniz. ama anamın babamın göstermediği anlayışı elin atayizi gösterdi işte, "bak kardeşim böyle bi hayat da var" dediler, sonra kuran'ı falan da okuyunca dedim bence allah yok. öyle yani. şu an 23 yaşında ateistim, bekarım, çocuğum yok. ha "umarım tanrı vardır" diyorum içten içe çünkü sonsuza kadar değilse bile bi 500-600 sene yaşamak istiyorum açıkçası. yaratıcı olsa güzel olurdu.
benim ailem dindar ama laf olsun diye söylemiyorum gerçekten çok ılımlı insanlar, özellikle annem. bizim evimizde atatürk de dahil kimseye karşı öyle nefret dolu bir konuşma ya da fikir gelişmedi. ben tamamen kendi ergenliğim ve manyaklığım yüzünden aşırıya kaçmıştım.
sonra beni bir aile büyüğümüzün isteği ve desteğiyle "kamp"a gönderdiler üst üste üç sene boyunca. abiler ortamı işte ama fetöcülerin değil, nurcuların. ortam şahaneydı, öyle apartmanda falan değil koskocaman havuzlu, futbol sahalı tesiste takılıyorduk. iki hafta sürüyordu bi kamp. bizim paramız yoktu, aile büyüğü göndermek isteyince ben hiç istemediğim halde (çekingendim ondan istemiyodum, yoksa din iman konusunda dünya markasıydım) ona diş geçiremeyecekleri için mecbur "git oğlum" dediler, gittim.
orada her şey güzeldi. bize iyi davranıyolardı, çokça eğleniyoduk falan, o açıdan hiçbi sıkıntı yok. yani tacizdir, itliktir serseriliktir ben kendim hiç öyle bi şeyle karşılaşmadım. gelgelelim, ilk defa o kadar kalabalık ve "dinli" bir ortama girmiştim ve zamanla soğudum. anlattıkları şeyler olsun, dikte ettikleri yaşam tarzı olsun, din-iman-milliyet üçgeninde anlattıkları olsun pek hoşuma gitmedi. bi keresinde babam aramıştı. "ben burda biraz daha kalırsam ateist olcam baba" dediğimde çıldırmıştı, bağırıp çağırıp küfürler etmişti. daha önce hiç öyle görmemiş, duymamıştım. o olaydan sonra kayış iyice koptu. kendimi yalnız hissettim, "ben bu işlerin adamı değilim, benim yaşayacağım insanlar bu insanlar değil" düşüncesi oluşmaya başladı.
bu kamp mevzuu 12-14 yaş aralığında gerçekleşti diye hatırlıyorum, üç yaz. internette sürtmeye başlamam da yanlış hatırlamıyorsam 12 yaşıma tekabül ediyor. ütopyam'da militanlık yaptığım dönemler. orada bir sürü kuul, atayiz gençle tanışmıştım. başta birbirimizden nefret ediyoduk ama forumda göre göre, iletişim kura kura zamanla aradaki buzlar eridi ve oradan iyi arkadaşlar edindim. ben 12 yaşındaydım ama düzenli olarak benimle konuşan, bana arkadaşı gibi davranan 20-22 yaşında insanlar vardı. o zaman anlamıyosun tabii bunun ne kadar kıymetli olduğunu. ben şimdi 12 yaşında bi çocukla çok samimi olamam, düzenli olarak konuşamam sanırım, hele ki bu arkadaş islamcı militan ayarında biriyse. "amk çocuğu" deyip basarım engeli. onlar öyle yapmadı, babam bile tükmüklü tükmüklü küfrederken her türlü saçmalığımı dinleyip yanımda oldular, yardımcı oldular.
öyle öyle "dış dünya"yla iletişim kurmaya başladım işte. 14 yaşına geldiğimde dinle alakam kalmamıştı, öyle ergen ergen takılıyordum ama ateist falan da değildim. annemle babamın arası o ara pek iyi değildi, kendileri bana gerekli din eğitimini de verdikleri kanısındaydılar, haliyle üzerimdeki baskı azalmıştı - gerçi allah var (pun intended), hiçbir zaman baskıcı sayılmazdı ailem, hiçbir şeye zorlamadılar. ben onlardan görüp istiyodum.
bu arada kamptaki ikinci ve üçüncü senemde satanist olduğunu söyleyen birkaç çocukla tanışmıştım. nurcu kampında allahsız terör örgütü oluşturmuştuk bi nevi, boş vakitlerimizde birlikte takılıp din falan konuşuyoduk artist artist. ergenliğin zirvesindeydik ama gerçekten güzel muhabbetimiz vardı, kendimizce neyi yanlış bulduğumuzu anlatıyoduk birbirimize. o yaşta, öyle bi ortamda, öyle ailelerde büyümüş çocuklar olarak cidden çok büyük cesaretmiş harbiden. ya casus olsalardı? eheh.
neyse işte böyle gelişti mevzu, "öfkeli militan"dan "yontulmuş ayı"ya döndüm. 14-16 yaş aralığında sanırım dinle ilgili hiçbi şey düşünmedim. sonra tekrar bi boşluğa düştüm, dedim ulan allah'ı tamamen unuttuk, böyle yaşanmaz, benim hayata tutunabilmem için bi şey lazım. o dönemde hatırlıyorum, irem diye bi arkadaş vardı. hatta facebook'umda ekli hala haha. ateist olduğunu biliyodum. gittim ona dedim, irem nasıl dayanıyosun amk, ben allah'ın olmadığını düşündükçe delirecek gibi oluyorum. ölünce toprak olmak istemiyorum, cruise seyahatine falan çıkabilmek istiyorum. o da sağolsun aşırı kuul davranıp "deal with it" demişti sadece. o anları hiç unutmuyorum. kendimi o kadar çaresiz ve ezik hissettiğim an sayısı azdır. karşımda ateist ve gayet rahat bi insan var, bense "allah bence yok ama allah'ın olmamasını kabullenemiyorum, bana yardım et" diyen, kafası karışık bi elemanım. kendimi ona kıyasla çok küçük ve güçsüz hissetmiştim.
sonra bi sene falan cidden bayağı kafa patlatmıştım, hatta bi ara delireceğimi düşünüp ekstra üzülmeye başlamıştım. malum, "dinli" çevrelerde böyle hikayeler çok sevilir. allah'ı sorgulamaya başladıktan sonra aklını kaybeden bir sürü insan vardır. öyle olurum, herkesin efendi-zeki bildiği, sevdiği bi çocukken allah'ı sorgulamaya cüret ettiği için kafayı yiyen biri olurum diye korkuyodum.
sanırım lise 2'den itibaren tamamen geçti o mesele de. alıştım ölünce toprak olma, yeryüzünde başıboş olma fikrine. öyle yani. o günden beri de atayiz militan olup çıktım. insan manyak olunca müslümanmış dinsizmiş fark etmiyo, ruh hastası her yerde ruh hastası :((
velhasıl kelam benim hikayem potansiyel ışid militanının yontulup sosyal hayata ve dünyaya kazandırılması şeklinde gerçekleşti. verilmiş sadakam varmış. internet üzerinden türlü türlü "bullying"e maruz kalıp daha da yalnızlaşıp radikalleşebilirdim mesela, haberlerde "çok sakin bi çocuktu, kimseye zararı yoktu, 75 kişiyi niye öldürdü anlamadık :((" diye görebilirdiniz. ama anamın babamın göstermediği anlayışı elin atayizi gösterdi işte, "bak kardeşim böyle bi hayat da var" dediler, sonra kuran'ı falan da okuyunca dedim bence allah yok. öyle yani. şu an 23 yaşında ateistim, bekarım, çocuğum yok. ha "umarım tanrı vardır" diyorum içten içe çünkü sonsuza kadar değilse bile bi 500-600 sene yaşamak istiyorum açıkçası. yaratıcı olsa güzel olurdu.
- der meister (31.07.17 13:18:35 ~ 13:28:01)
1