Ekşi Duyuru

Yazın çok fena nezle/grip bi şey olmuş biri düşünün. Bir gün bir dükkana girerken yer ayağının altından kayıyor gibi oluyor, başı dönüyor, oturuyor. Bir iki ay sonra bir gün kahvaltı yaparken başına tuhaf bir şey oluyor ve o anlamadığı şeyden korkup yakındaki arkadaşına gidiyor. (Not: Bir önceki gün ıslak saçla sokağa çıkılmış) Orada o korkuyla ve bir gün önce aldığı alkolün yarattığı dehidrasyonla hayatında ilk kez panik atak geçiriyor. Sonraki günlerde baş dönmesi, yerin kayması gibi şeyler sık tekrarlanıyor. Bir iki gün sonra hızlı hızlı admlarla bakkala gidiyor aynı kişi ve o bakkaldan dönemiyor baş dönmesi yüzünden. E yine korku oluyor tabii. Acile gidiliyor, kalp çarpıntısı dışında ciddi bir durum yok.

Berbat ve korku dolu birkaç aydan sonra bu durumlar olunca doğrudan psikiyatrist yolu tutuluyor, anksiyete bozukluğu teşhisi koyuluyor. İlaçlar milaçlar derken o baş dönmesi hiç geçmiyor beş ay boyunca. Birçok günlük faaliyeti de iptal ediyor bu durum. Kişi sonradan fark ediyor ki aslında her şeyin başlangıcı fizyolojik ve gerçekten olan o baş dönmesi. John Nash misali aydınlanıyor bir anda, hiç değişmiyor çünkü durumu.

Diyor ki;

Durum sadece fizyolojikti aslında ama çok korktuğu için psikolojiye de yansıdı ve anksiyeteyi tetikledi. Yazın geçirdiği o dehşetengiz hastalıktan sonra muhtemelen iç kulakta ya da herhangi bir kulak bölümünde neyse artık, bir sorun oldu ve baş dönmelerine o sebep oluyor. Tahmin edilip tedavi edilmediği için de devam ediyor baş dönmeleri. Kulakta bitmek tükenmek bilmeyen çınlama ve basınç da var çünkü. Muhtemelen sinüzit de var kişide.

Elimizdeki veriler bunlar, bu kişinin dediği senaryo mantıklı mı?

(Dipnot: Bu hikayedeki mal benim)

Ek: Şu linki de vereyim durumun daha iyi anlaşılması açısından;

www.eksiduyuru.com