[]
Osmanlıca metinde okuyamadığım iki kelime var, bilenler bakabilir mi?
Ekte resimler var.
2. resim: "Talkan? idüp" diyor. Talkan gibi olan kelimeyi bulamadım. Doğru okudum mu bilmiyorum. Ana metindeki "sevîk" yani kavut kelimesine dipnot olarak verilmiş resimdeki yazı. Kavut; buğday, arpa gibi tahılların kavurulduktan sonra ezilip şerbet katılarak yapıldığı bir yiyecek.
1. resim: En alt satırda "ısıtma ekl olmakdur" diyor. "Isıtma" dediği sıtma oluyor. "Ekl olmak" ise yenmek demek. "Sıtma yemek" gibi bir deyim olabilir mi? Yani belki o hastalığa yakalanmak anlamında. Yoksa yanlış mı okuyorum.
3. Bir de "şiryan" kelimesiyle ilgili bir şüphem var. Sonunda "ye" ve "nun" da var. Onu aşağıdaki metinde şiryânîn mi, şiryânenyn mi okumalıyım?
"Göz ķararmaķ şiryânât ŧarafından olur, şiryân ol tamardur ki müteharrikdür, yürege ulaşur, yürek tamarı derler, ol tarafdan başı dönerse iki ķulagınun ardında şiryâneyn/şiryanîn tamarlarından ķan alursa devvārı giderür."
2. resim: "Talkan? idüp" diyor. Talkan gibi olan kelimeyi bulamadım. Doğru okudum mu bilmiyorum. Ana metindeki "sevîk" yani kavut kelimesine dipnot olarak verilmiş resimdeki yazı. Kavut; buğday, arpa gibi tahılların kavurulduktan sonra ezilip şerbet katılarak yapıldığı bir yiyecek.
1. resim: En alt satırda "ısıtma ekl olmakdur" diyor. "Isıtma" dediği sıtma oluyor. "Ekl olmak" ise yenmek demek. "Sıtma yemek" gibi bir deyim olabilir mi? Yani belki o hastalığa yakalanmak anlamında. Yoksa yanlış mı okuyorum.
3. Bir de "şiryan" kelimesiyle ilgili bir şüphem var. Sonunda "ye" ve "nun" da var. Onu aşağıdaki metinde şiryânîn mi, şiryânenyn mi okumalıyım?
"Göz ķararmaķ şiryânât ŧarafından olur, şiryân ol tamardur ki müteharrikdür, yürege ulaşur, yürek tamarı derler, ol tarafdan başı dönerse iki ķulagınun ardında şiryâneyn/şiryanîn tamarlarından ķan alursa devvārı giderür."
1