[]

Kaliteli ve erdemli yaşamak için din şart mıdır?

bugün feysbuk'ta bir yazı paylaştım, kendime ait bir üst yorum ile birlikte. aşağıda o yorumla birlikte yazıyı göreceksiniz. sonra değişik yorumlar aldım vs. ilginç geldi ve burada da paylaşmak istedim. gelen yorumları da yoruma ekleyeceğim. duyuru formatı gereği de sorum işte başlıktaki sorudur, bu muhabbetin ışığında;

---
Arkadaşlar, erdemli bir insan olmak ve doğaya/doğanıza uygun yaşayabilmek için herhangi bir dine ihtiyacınız yoktur. Zaten içinde birazcık da olsa erdem taşıyan, bunu hisseden insan "bunları yapmam için bir dinin emir vermesine ihtiyaç duyuyorum" diyebildiği için başta kendisine üzülmesi gerekir. Bunlar zaten doğası gereği olması gereken şeylerdir. Bir din size söylüyor diye değil. İradeden ve vicdandan yoksunsanız, aciz bir varlıksınızdır ve din sizi dizginlemiş olacaktır. Şu an birilerine tecavüz etmiyor oluşunuzu dine (ve dinin "korkutması" gereği cennet-cehennem sistemine vs) bağlıyorsunuz, sizin için üzülürüm sadece...


KALİTELİ VE ERDEMLİ YAŞAMAK İÇİN…
(Yalın ve Doğru Felsefe İle)
ATLIHAN KAPANİ

Yaşamda;
İyilik yapmakla övünme!
Aslında hiç övünme!
Yalnızca iyi biri ol!
Onuru ciddiye al! Onurundan ödün vermeden yaşa!
Ama kibirli olma, gösterişçi olma!
Alçakgönüllü de olma! Kendinle gurur duyduğunu göster!
Önce kendini sev, kendine saygı göster ki, dışarıdan da göresin!
Narsizmle karıştırma bunu!
Özsevgisi, özsaygısı, özgüveni olmayanın, diger sahip oldukları sanaldır, geçicidir.
Zekan yetersiz kaldığı yerde, aklını (mantığını) kullan! Seni çıkaracaktır.
Yemek yemeye, eğlenmeye, sevmeye, cinselliğe yer verdiğin kadar zaman ayır öğrenmeye ve okumaya!
Bunlardan birinden yetersiz beslediğinde, dengenin bozulduğunu göreceksin.
Sen gör(e)mesen bile, sana yansıyacaktır sonuçları.
Bozulan denge, bozulan akıl ve beden sağlığı demektir.
Bir yapı ise varlık; huzur temeli, sağlık karkası, akıl donanımı, sevgi bahçesi, cinsellik oyun salonu, para enerjisidir.
Huzur kaçarsa, sağlık bozulur.
Para biterse, elektrik-su kesilir; binada yaşam felç olur.. Sağlık bozulur ve onarımı güç olur.. Bahçenin çiçekleri kuruyabilir, bina çatlar, oyun salonu cazibesini yitirebilir…
Paraya boşverme.. ama gereğinden fazla da değer biçme!
Öncelikle huzurunu kaçırandan kaç!
Saldırganı, nankörü, ikiyüzlüyü, iğneleyiciyi, kinayeciyi, yaralayıcıyı, iyiliğini ister gibi görünüp, felaket haberciliği yapanı, umudunu kıranı, arkandan konuşanı, yüzüne de hoş konuşmayanı, sinirliyi, öfkeliyi ve kıskancı, haseti, fesatı, sinsiyi, içten pazarlıklıyı, sahteyi upuzak tut!
Acaba başka iyi yönleri de var mı diye düşünme, -bir kez hata yaptıysan- yanına ikinci kere yaklaştırma!
Hem beden hem akıl sağlığını en birinci önceliğin yap, huzur ile birlikte.
Gerek vücudunu gerekse aklını, dirençli kılacak biçimde geliştir!
Dışarıdan yardım alamasan da, felaketlerden öz gücünle-iradenle kurtulmasını bil!
Bir felsefen, dünya görüşün olsun.
Düşüncelerin olsun, önemli ya da günlük konularda.
Ancak sorulmadan düşünceni aktarma!
Biçemin-stilin başkalarına garip ve ters gelebilir.
Bozuklar, kendileri gibi olmayan-davranmayan-yaşamayanı küçümsemeye kalkarlar.
Buna aldırma! Doğru bildiklerini söylemeyi-yapmayı sürdür!
Kendi yaşamında, aklının içerisinde denge kuramayan, senin de dengeni bozmak ister..
Dengesizle aynı yere basma!
Kompleksten ve kompleksliden çekin! Kötülük oradan gelir.
Laf taşıyana, sözünü inkar edene, başkasına ihanet edip, sana yaranmaya çalışana da yüz verme!.. Aynısını sana da yapacaktır.
Sonradan görmeyi, görgüsüzü, maddeciyi, yalakayı, dalkavuğu da uzak tut!
Zaten geçicicidir o cins, köpek balığının asalak balıkları gibi…
Bunlarla merhabayı kısa tut!
Evlerine gitme!
Sır verme!
Akıl alma!
İçten davranma!
Sevgi paylaşma!
Toplumun çoğu çürükler ve bozukluklar ile kirlenmiştir… Azınlıkta olduğunu bilmek korkutmasın.
Doğrularınla yaşamaya, kendini daha iyiye geliştirmeyi sürdür!
Herkesi evine alma!
Herkesle sır paylaşma!
Yalan söyleme ancak herkese de, her zaman, her yerde, her şeyi söyleme!
Dürüst ol.. öncelikle kendine karşı!
Zarif ol, nazik ol! En iyi imajdır…
Görgü kurallarını incelikle öğren! Kaba-sabanın (ne kadar güçlü olursa olsun) hep üzerinde olur, ondan (ne kadar varsıl olursa olsun) daha çok değer görürsün.
Çalma! Hakkın olmayana da göz dikme!
Pislik atma!
Kandırma!
İftira atma!
Dedikodu yapma!
Ama değer verdiklerin hakkında olumlu ve yapıcı eleştiriyi; sorunlarını çözebilmeyi içten istediklerini düşündüklerinle paylaş!
Bir insana güvenmek iyidir ama güvenmemek daha iyidir de..
Ya güvenemeyeceklerinle ilişkiye girme ya da sevdiklerine güvenerek güven duymayı-vermeyi; sevgiyi pekiştirmeyi öğren!
Güvenemediğin birine nasıl inanabilir; sözüne inanmadığın birini nasıl sevebilirsin ki?
Hep iyilik yap! Hep elini uzat!
Zavallıyı görmezden gelme! Yardım için yapabileceğini yap ama herkesin acılarını kendinin görme; ömür dörpüsüdür.
Prensiplerin olsun.. Ama bunlardan sevgi ve huzur için ödün vermen gerektiğinde ver!
Ancak onurundan-benliğinden ödün verirsen -hangi değer için olursa olsun- giden onurun, bozulan sen, o güzellikleri de zamanla birlikte kesinlikle götürecektir.
Toplumu çok da dinleme!
Trafik kurallarının, (d)evrim kanunlarının hepsine uy; toplum kurallarınınsa, ahlakına, aklına, dünya görüşüne, yaşam biçemine, uygarlığa uymayanlarını ciddiye alma!
Yaşamda bir ya da birkaç amacın olsun.. ya da olmasın.
Hayat bir hedef tahtası da değildir; sürekli dart sallayıp durma!
Asıl erek, kendine ve çevrene iyilikle; kendinden ve yaptıklarından doyumlu bir biçimde yaşamak olmalı.
Huzurlu olanı, hoş olanı, sana güzel ve eğlenceli geleni, seni iyi duyumsattıranı, yaşama sevinci vereni bulmak açık emelin olsun.
Seni iyi hissettirmeyenden, yararlı-hoş-eğlenceli-güzel-sevimli olmayandan derhal kurtul!
Doğayı ve barındırdıklarını sev; ona saygı duy ve bunu kanıtla!
Türünün ona verdiği zararları affettirmek, bir parça da olsa giderebilmek için bireysel çaba göster!
Bir dine-öğretiye-disipline ait ol ya da olma; inançlı ya da inançsız ol.. istersen koyu dindar, açmazsa dinsiz, hatta ateist ol.. veya yalnızca deist (tanrıtanır)… Ya da Budist, Hindu, Yehovacı, Zerdüşt.. Şaman ol dilersen, kökümdür deyip!
Ama “Kim olursan ol, gel” diyen Rumi’ci ol kesinlikle!
Asıl imanın, inancın İYİLİK olsun; ERDEMLİ OLMAK en öncelikli dinin olsun!
Erdemli ol!
İyilik yap, yardım eli uzat.
Bunu, o canlının gereksinim duyduğu için yap; ruhsal ya da dünyasal bir ödül beklentisinde olduğun veya bir cezalandırmadan korktuğun için değil.
Cennet- cehennem; günah-sevap (büyük olasılık) yok.
Bu kadar çok din olduğuna göre de, aslında din de yok.
Tanrı’nın varlığına inanmak ise sana kalmış.. Her gece birine teşekkür ederek uyumak sağlıklı.
Ancak boşuna dua edip, bir şeyler dilenmekle zaman yitirme!
Aklını kullan; sence Tanrı –varsa eger- sürekli kendinden bir şey isteyeni mi, yoksa ona iş bırakmayıp, doğru yolda, kendi ayakları üzerinde ilerleyeni, kendi işini göreni mi sever?..
Kendi damını kendin onar!
Sevdiklerine değer ver ve bunu göster.. sevdiğini her gün söyleyebilirsin!
Ama sana değer verildiğini de gör!
Sevdiğini söyleyip, seni değersiz hissettiren ya yalancıdır ya da nevrotik.
İyileşmesi için yardımcı ol! Elinin tersiyle iterse -kendi sağlığın için- aklı başına gelene dek uzaklaş!
Sevmek ve sevilmek için uğraş.. ya da uğraşma!
Sevgi aranacak kayıp eşya değildir. İçinde varsa, doğru olanı çekecektir.
Ne var ki, mıknatısın doğru ucunu tuttuğundan emin olman gerekir.
Ayrıca illa ki bir sevgili gerekmez sevgiyi akıtmak için (ama olursa ne ala). Sevginin başka onca türü vardır.
Seni düşman belleyene vurması için yanağını (hele daha önce de vurmuşsa, digerini), ısırması için elini, küçümsemesi için aklını, tükürmesi için felsefeni uzatmak için çabalama!
Kendini ve sevdiklerini korumak için her şeyi, her an yapmaya hazır olduğunu hep göster!
Tutkulu ol ama hırslı olma!
Hiçbir madde/kimse, en değerli hazine olan zamanın kaybına; harcadığın yaşam enerjisine, yitirdiğin umuda değmez!
Neyin/kimin değip, neyin/kimin değmeyeceğini sezme yetisine sahip olduğundan emin ol!
Gereksinim duyduklarından fazlası için onurundan, yaşamından, sevdiklerinden ödün verme!
Unutma, başkaları da insan.. kimsenin yaşam anını, enerjisini, duygusunu, değerini çalma!
Hiçbir şey için skor tutma! Bu kimsenin umurunda değil.
Önemli olan dolu dolu yaşamak, yaşayabildiklerini.
Yaptıklarını, başkaları için değil ama kendin istediğin için, yapman gerektiğini düşündüğün için yap!
Ama yeni yerler gör; gördüğün yerlerin çetelesini tut!
Yeni kültürler kat dağarcığına ve onları özenle istifle, özümse güzellikleri benliğinde!
Yeni insanlarla tanış; değişik insan koleksiyonu yap fakat!
Ne olursa olsun;
Pişmanlık duyma!
Ah keşke deme!
Geçmişte yaşama!
İyi ki de!
Umut besle.. ya da besleme!
Ama olumsuz ve bardağın boş tarafını gören olma!
Boş yere umut dağıt, yapabilecek başka bir şey yoksa eger! Bu insanları iyi hissettirir; kötü olana dek yaşam verir. Tersine umudu yitirmek, felaket gelene kadar geçen zamanın da yitirilmesine neden olur ki, bu, korkunç olay kadar kötüdür.
Yaşamda her an değerlidir.
Yarını düşünerek yaşa!
Ancak çingenelerin en mutlu insanlar olduklarını da unutma!
Sigara, uyuşturucu-uyarıcı kullanma!
Ama biranın beyne, şarabın yüreğe iyi geldiğini bil!
Ayrıca biraz viski zihni, biraz rakı sohbeti açar..
Kararında ateş suyu alevlendirir, cesaretlendirir..
Renk katar.. zevke kapıyı aralar, yaşamı keyiflendirir.
Şarlatan olma ama hep gül ve güldür.. espri anlayışın olsun!
Neşeli ol, güleç ol! Karizmayla ilgisi yok, korkma!
Şaka kaldırmayıp, kendisi eşek şakacısı olan densizle şakalaşma!
Temiz ol ve temiz görün!
Tadı güzel yemek yemekten..
Güzelle sevişmekten..
Hoş veya egzotik yerler görmekten..
Sindire sindire haz al; zevk aldığını göster.. çabukça tüketmek için acele etme!
Ama hiçbir zevkin kölesi olma; hiçbir şeyde aşırıya kaçma!
Unutma, fazladan alınan-yapılan her şey “ağırlık” yapar.
Kaliteyi ve kaliteliyi ayırt et!
Ne insanın ne malın ne de yaşam biçeminin kalitesizi uzun süre –bozulmadan, yokolmadan- dayanır.
Kendinin kaliteli olduğunu bil ve göster!
Beklentilerinin ona göre olduğunun da kavranmasını sağla!
Başkasına benzemeye çalışmak, başkalaşım gerektirir.
Olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol!
Özün-sözün bir ve temelinin sağlam olduğu belli olsun.
Araba tamirinden, tarottan, astrolojiden anlamak zorunda değilsin..
Ama tarih, andropoloji, psikoloji, toprak, zooloji, biyoloji, hakkında yeterince bilgiye sahip ol!
Ne var ki, bir şeyleri ya da kendini kanıtlamak için didinme!
Senin bildiğini bilmen en doyurucudur.
Ukalalık değil ama kültür göster hep!
Öğretebildiğin kadar çocuğa-gence-yetişkine (öğrenmeye açık olana); bilgini-bilincini, edindiğin yararlı birikimi, doğruları aktar!
Ancak doğru bildiğini; mantıksız-dengesiz, tepkisel kıskanç olana, gerçekleri saptırmaya uğraşana anlatmaya çabalama!
Ne ki doğruların için her an savaşım ver!
Yemek yapmayı öğren.. ya da öğrenme!
Yine de gurmeden anla!
İşkemben için değil, sağlığın ve damağın için sofra kur!
Bir enstrüman çal.. ya da çalma!
Ama müzikten anla!
En az bir yabancı dil öğren!
Yanı sıra, özdilini çok iyi konuş; etkileyici sözlü-yazılı anlatabil derdini, kendini!
Sana yapılan ne iyiliği ne de kötülüğü unut!
Her ikisi için de –olanağın varsa- altta kalma!
İlla ki kahraman olmak zorunda değilsin.
Ama ilkyardımın nasıl yapıldığını bil.. gerektiğinde orada ol!
Özür dilemen gerektiğinde, gecikme!
Ödün vermek değildir, hatada özür dilemek.. küçültmez, aksine büyütür.
Yufka yürekli ol, bağışlayıcı ol, uzlaşıcı ol!
Ne ki hata tekrarlama alışkanlığı olanları ve artniyetlileri kendi kendilerine bırak!
Çıkarlarını koru!
Ancak onlar için sevdiklerini ve seni sevenleri değişme!
Monogam ol ya da poligam.. ya da seri monogam (sürelerle farklı biriyle) ol!
Ancak paylaşımsız hiç kimseyle birlikte olma!
Çocuk sahibi, hayvan sahibi ol.. ya da olma!
Her durumda içindeki çocuk sevgisini ve ilgiyi en yakınındaki çocuklara, hayvanlara her an, her köşede ver, göster!
Her olanakta bir çocuğa, en azından ruhen dokun; aklen kaybolmakta olanlara yol göster!
Hep bir hayvana yiyecek-su ver, konuş, okşa!
Ölümden korkma ama ölmemek için uğraş!
Yaşamı, seni bir gün terk edecek bir sevgili gibi sev!
Ne var ki bu yüzden ona kırgın olma, ona küskün ölme!
Birlikteyken en iyisini yap!
Çok bir şeyler yapmak için de yırtınma, bununla boşuna da an yitirme!
Yolculuğunda, ne hoşuna gidiyorsa, seni iyi duyumsattırıyorsa onu yap!
Bir şeyi unutma:
İşleyen sayaç; yiten zaman tek gerçekliktir.
Atlıhan KAPANİ
03.VIII.’09

 
işte bu yazıdan sonra birisiyle şöyle bir sohbetimiz oldu;

O:

Merhaba. Simdi burada yazan seylerin cok buyuk kismi zaten dinin bizden olmamizi istedigi seyler ve tum bunlar zaten dogarken "ruh" formatinda bir yazilim olarak yuklenio bizlere. Ruh= temel vahiy bilgisi.
Fakat dinin iddiasi genel olarak şu ki ellerine dogdugumuz insanlar, icine dogdugumuz toplumun bilgisi (ata dini vs) hakikat uzere olmadigindan (cogunluk zanna uydugundan) ve buna ek olarak durtulerimize uyarak pesinden gittigimiz bazi secimlerimiz vs olabildiginden, bir sure sonra yaratilista özumuze kodlanmis olan bu temel vahiyden uzaklasiyor, potansiyelimize yabancilasiyoruz. Yani aslinda "potansiyel" olarak olabilecegimiz seyden alikoyuluyoruz. O sebeple Zikir (Kuran) bir "hatirlaticidir" ozbenligine zulmedenler icin diyor Allah.

Burda bence sormamiz gereken sey su: eger 80 sene surada yasayip sonra ölup yok olacaksak neden bizi en tatmin edecek sekilde yasamayalim da her hal ve sartta ahlakli davranalim. Mesela hesap verecegim bi merci yoksa nicin sokakta buldugum 200 tllik banknotla gidip kendime luks bi yerde yemek ismarlamaktansa, fakir birisini bulup ona bu parayi vereyim? Sahsen ben kendi adima vermem musluman olmasam o parayi. Gecen de 100 tl buldum gercekten yolda ve iki 50lik yapip fakire verdim;) ama eskiden olsa vermezdim gercekten de...neden vereyim ki? Kendime bi guzellik yaparim... yani din bencilligi dogru hedefe kanalize edio. Bu yuzden varligi cok onemli.

BEN;

> Sahsen ben kendi adima vermem musluman olmasam o parayi.

bu cümleyi kurmayı nasıl yakıştırabiliyorsunuz kendinize cidden şaşkınım... başkası adına utanmayı hissettim ben şu anda.

bencilliğinizin doğru hedefe kanalize edilebilmesini sağlayan şey din ise bu, dinin gerekliliğini değil sizin acizliğinizi (hakaret olarak kullanmıyorum. durum bildiriyorum.) ispatlıyor. ahlaklı yaşamı "en tatmin edici şekilde yaşayamamak" olarak görmek de tatmin skalanızla alakalı bir durum.

doğarken temel vahiy bilgisi yükleniyor mu bilmem ama din denilen şey de bizden önce var olan bir şey değil, bizden sonra bize yüklenen (genelde aile bazlı toplum tarafından) bir başka şeydir. "din/ler olmasaydı dünya daha boktan bir yer olurdu" savunması bana hep ucuz gelmiştir. bunu "bilemeyiz." olasılıklar üzerinden mutlak bir yargıya varamayız. din/ler olmadan da şu yazıda sayılan şeyleri yerine getirebiliyorsa (ki din/ler sayesinde bunu yerine getirdiklerini de söylemeyin. gülerim. öyle bir dünya yok. her gün ülkemizde din tabanlı nice içten-pazarlıklı örnekler görüyoruz ve git gide de artıyor bunların saçmalıkları kümülatif olarak) insanlar, zaten erdemli olacaklardır ve otomatikman zaten bir dine ihtiyaç duymayacaklardır. ille de bir çobana ihtiyacımız var algısında koyunsal bir sürü olarak görüyorsanız kendinizi, yukarıda da dediğim gibi bu sizin acizliğiniz ve "insan" denilen şeyi nasıl tanımladığınızla (toplamda yanlış) alakalı...

O;

Haha yahu gidip 200 tl ile kiralik katil tutacam da demedim ki hani bu kadar hor goruldum:))

Sonucta 80 sene yasayacak ve sonra da tamamen yok olacaksam, bir sosyopat gibi yasamak zorunda olmasam da, en fazla nasil zevk alacaksam o sekilde yasarim. 200 tl yi fakire vermektense kendime gidip zumada antrikot ismarlamayi tercih etmek de hakkim:) bana ne ben buldum sokakta onu! Doga benim karsima cikardi:)

Ha bu arada ben kendimi koyun olarak gormedigimden muslumanim. Yani benligimin/ duygularimin iplerini binlerce kulun güdümüne vermektense (ya da yine kullar tarafindan olusturulmus ben'in eline vermektense) beni yaratanin eline vermeyi sectim. Koyun degilim, kul oldugumu bilen bir kulum. Bu sebeple de kimseden ne ustun ne de asagida olmadigimi iyi biliorum;)

BEN;

200 tl'yi bir fakire vermek yerine kendinize yemek ziyafeti tercih etmeniz, bunu gerçekleştirmiyor olsanız dahi (sebebi ne olursa olsun) size ait bir şeydir. (ben şu anda birine tecavüz etmiyorsam ama edebilecek durumdaysam (niyet, istek bla bla) sırf tecavüz etmiyorum diye bu beni ahlaklı, erdemli, iyi bir insan mı yapıyor? gibi) siz sadece size ait olan bir şeyi "din korkusu/güdüsü/vs" ile sadece "yapmıyorsunuz." Allah olsaydım bu duruma "işte benim kulum budur" diye mutlu olmak yerine, tam tersi daha çok üzülürdüm. sahip çıktığınız dinin, sizi kontrol etmesi değil, sizin içinizdekini size göstermesi gerekir. o zaman işlevsel olabilecektir. bir köpeği de iple bağlayabiliriz (ve ip de onun dini olsun) ve bu sebeple birilerine saldırmıyor diye bunu ahlaklı, güzel bir şey olarak yorumlarsak hata yapmış oluruz. bağlı olduğunuz ipten dolayı "iyi ki bağlıyım" demek kadar absürt bir tablo çiziyorsunuz şu anda. işte benim size (ve sizin gibilere) yakıştıramadığım bu. daha da dumur eden bunu sizin kendinize nasıl yakıştırıyor olduğunuz oluyor malesef.

bu sebeple 200 tl'yi nasıl değerlendireceğiniz konusunda "içinizde" taşımadığınız şeyleri, din ile öğreniyorsanız, bu hissedilen, sezilen bir şey olmuyor malesef. sadece "öğrenilmiş ahlak" oluyor. öğrenilmiş romantizmden bir farkı yok. (kaldı ki 200 tl'nin bir fakire verilmesi konusu da öyle çok matah bir şey değildir. "iyilik yaptım" algısında dolaşmak dinsel bir point kazandırmaz o noktada. tam tersi "iyilik yapan kim? BEEEEN" dedirten farklı bir ego yaptırır. ego denilen meret size şah damarınızdan daha da yakındır. :) "kendime ziyafet çektirmedim, demek ki bencil değilmişim" diye mutlu mutlu dolaşırken aslında ego'nun farklı bir kulu olarak kucağına düşmüş oluyorsunuz esasında.) "iyilik;" yapılması gereken ve bundan övünülecek bir şey değildir. sadece "olması gereken" bir doğal eğilimdir. din gibi dışsal bir etkiyle güdülenmeden, kendi kendine gelişmesi gereken bir şeydir.
  • matrix  (11.12.16 18:41:52 ~ 18:45:58) 
din uyuşturucudur bunun için methiyyeler dökmeye gerek yok.


  • masa penisi  (11.12.16 18:52:20 ~ 18:52:36) 
Tam bir facebook yazısı. Hayatta okumam. Ayrıca adın atlıhan mı. 90'larda mı doğdun :)
Acemi haklı. Dinlerin çıkış sebebi belli, fakat yönetimine, yönlendirmesine sömürü katmak oldukça basit. Başlığına göre vicdanlı ve empati sahibi olmak yeterli. Din insana bunları kazandırır mı? Dinini kendi kendine yaşayabilirsen neden olmasın. Kömür yiyen koyunlar için bu mümkün değil ama malesef.

  • hasmetizm 2046  (11.12.16 18:55:09) 
öncelikle (bkz. okuyamadık kardeş durumumuz yoktu)

kaliteli ve erdemli yaşamak için dine bulaşmamak şarttır bana göre. din asırlar boyu belirli zümrelerin kontrolünde bulunmuş ve bu zümrelerce de manipüle edilmiş. dine inanan insan da ister istemez bu zümrelerin kendisine buyurduklarını benimsemiş.
  • knight of cydonia  (11.12.16 22:08:55) 
"okuyamadım" tarzı yorumlar yapanlar bi ölün abi. yeter yani. komik falan da olmuyorsunuz yani. okumaktan acizseniz bunun için ben bir şey yapamam. gidin kitapların cep tipi özet modelleri çıkıyor. onlardan alıp okuyun. bir yazının uzunluğundan ötürü "okuyamadım yeaaa, bunu insan okuyacak yeeaaa" tarzı tepkiyi çok ergence buluyorum. methiye dökülmüştür ya da dökülmemiştir. bunun bir önemi yok. vaktim vardı ve bu sohbeti seve seve gerçekleştirdim. pişman değilim. yine olsa yine yaparım.

@hasmetizm 2046:

>Tam bir facebook yazısı. Hayatta okumam.

napim okumazsan? ayrıca facebook yazısı diye bir kategori mi var? facebook'a siz ne eklerseniz facebook yazısı o olur.

>Ayrıca adın atlıhan mı. 90'larda mı doğdun :)

hayır. 90'larda doğmadım. daha büyüğüm. atlıhan'da sorun ne? "okuyamadığın" için göremedin elbette ama okuyup da şu yazıda anlatılan şeyleri yanlış bulacak adamın aklından şüphe ederim. yazıda "din" ile ilgili tek bir şey yok. o benim yazıdan sonra yaptığım bir çıkarım idi sadece.

her neyse. buraya gelip 50 tane dert yanıyor insanlar ama çoğu şeyi kendilerine yaptıklarının farkında değiller. çoğu kişinin sorunu asla uyanmak istemedikleri bir uykuda horul horul uyuyarak takılmalarıdır.
  • matrix  (12.12.16 01:42:33) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.