[]
insan kaynakları pozisiyonu kadar saçma bi pozisyon var mı ya?
selam ulu romalılar,
tanıdığım biri var özel bi firmada ik'da çalışıyor ve tabi ki bayan. iş gereği de farklı illerde mülakat yapıyor atıyorum izmir, adana, urfa, ankara, manisa gibi gibi yerlerde ve konaklamasından tut yiyeceğine içeceğine kadar şirket karşılıyor. bu ablamız hala instagramdan falan pff mülakat :/ şeklinde triplerde.
bu sadece benim gördüğüm bi örnek de arkadaş insan kaynakları tamamen ama tamamen bana uydurulmuş bi pozisyon geliyor. nerede minnoş işsiz hatun varsa ya da işte biraz concon tipli eleman varsa bakıyorum ik'cı. cv'lerine bakıyorum ik ile alakasız okullar atıyorum biri sanat tarihi okumuş biri halkla ilişkiler okumuş(halkla ilişkiler evet ik ile alakasız geliyor bana uzmanlık alanı dışında kalan bi bölüm), ne bileyim biri sayısal bi bölüm okumuş falan bunlar biz ik'cıyız diye dolaşıyor ve sağlam paralar alıyorlar.
cv'lere bakıyorum ya vakıf üniversitesinde tezsiz yüksek yapmışlar ya da hadi devlet üniversitesinde yapsın problem değil en en en en über donanımı ingilizce biliyor ee ingilizceyi konuşmak akıcı konuşmak max 6 ayını alır bi insanın zor bi değil mağarada yaşamıyorsan eğer.
hayır sgk giriş çıkışı yapmak, bordro basmak ne bileyim işte mülakat ayarlamak vs. bunları ben şu iibf mezunu halimle yapıyorum zaten yaptım da. gel gelelim bu işi bu pozisyonu öyle abaryıtorlar ki ''şekerim bugün 10 mülakata girdim bittim yhaa'' tarzında. yani ulan 1 er saat mülakat ki ben hayatımda hiç 1 saat mülakata girmedim fazla fazla veriyorum 10 saat yapar ki tamamen oturup konuşuyorsun kafa yormuyorsun neyin tribinde bu ikcılar?
hayır hep bakıyorum aynı kişilikte minnoş kızlar concon elemanlar. bunlara Allah muhafaza ciddi anlamda iş kitlesen geberip gidecekler masa başında. yanlış mıyım??
saygılar sevgiler.
tanıdığım biri var özel bi firmada ik'da çalışıyor ve tabi ki bayan. iş gereği de farklı illerde mülakat yapıyor atıyorum izmir, adana, urfa, ankara, manisa gibi gibi yerlerde ve konaklamasından tut yiyeceğine içeceğine kadar şirket karşılıyor. bu ablamız hala instagramdan falan pff mülakat :/ şeklinde triplerde.
bu sadece benim gördüğüm bi örnek de arkadaş insan kaynakları tamamen ama tamamen bana uydurulmuş bi pozisyon geliyor. nerede minnoş işsiz hatun varsa ya da işte biraz concon tipli eleman varsa bakıyorum ik'cı. cv'lerine bakıyorum ik ile alakasız okullar atıyorum biri sanat tarihi okumuş biri halkla ilişkiler okumuş(halkla ilişkiler evet ik ile alakasız geliyor bana uzmanlık alanı dışında kalan bi bölüm), ne bileyim biri sayısal bi bölüm okumuş falan bunlar biz ik'cıyız diye dolaşıyor ve sağlam paralar alıyorlar.
cv'lere bakıyorum ya vakıf üniversitesinde tezsiz yüksek yapmışlar ya da hadi devlet üniversitesinde yapsın problem değil en en en en über donanımı ingilizce biliyor ee ingilizceyi konuşmak akıcı konuşmak max 6 ayını alır bi insanın zor bi değil mağarada yaşamıyorsan eğer.
hayır sgk giriş çıkışı yapmak, bordro basmak ne bileyim işte mülakat ayarlamak vs. bunları ben şu iibf mezunu halimle yapıyorum zaten yaptım da. gel gelelim bu işi bu pozisyonu öyle abaryıtorlar ki ''şekerim bugün 10 mülakata girdim bittim yhaa'' tarzında. yani ulan 1 er saat mülakat ki ben hayatımda hiç 1 saat mülakata girmedim fazla fazla veriyorum 10 saat yapar ki tamamen oturup konuşuyorsun kafa yormuyorsun neyin tribinde bu ikcılar?
hayır hep bakıyorum aynı kişilikte minnoş kızlar concon elemanlar. bunlara Allah muhafaza ciddi anlamda iş kitlesen geberip gidecekler masa başında. yanlış mıyım??
saygılar sevgiler.
işini düzgün bir şekilde yağpan arkadaşları tenzih etmekle beraber %90'ının kolpa olduğu konusunda hem fikirim.
bu %90'nın %80'i de mulakat yapmayı bile beceremiyorlar.
bu %90'nın %80'i de mulakat yapmayı bile beceremiyorlar.
- teritori (17.11.16 12:58:56)
aslinda is alim sürecleri cok daha detaylidir da insan kaynaklari calisani olarak kalifiye olmayan insanlari aldiklari icin is alim sürecini sadce CV degerlendirme olarak görüyorlar. Örnegin almanyada büyük insan kaynaklari sirketleri var ve bircok sirket onlara devretmis durumda bu isleri. bu sirketler türkiyedeki calisan emsallerine göre farkli ne yapiyor? caliasanlarinin hepsi uzmanlasmis, mesela programlama alaninda bir program yazmayi bilmese de bir sirketin ne gibi programciya, hangi programlama dillerine hakim olan, iletisim becerisi gerekli mi gereksizmi, gibi en ince ayrintilari inceliyorlar. kisi ye de sorduklari sorular "kendini 5 yil sonra nerede görüyorsun" dan öte cok daha teknik ve bilgi gerektiren, kisini yalanini ortaya cikartan sorular oluyor. daha sonra da calisirken de kisinin arkasinda duruyorlar. örnegin belli araliklarla calisani arayip "isinden memnunmusun?" "calistigin kisiler baski yapiyor mu?" "mobbing var mi?" "patrona dogrudan söyleyemedigin ama bizim senin adini vermeden söyelememizi istedigin birsey var mi" "memnun degilsen sana baska bir is yeri bakalim mi" "eger ciddi bir problem var ise is kanununda uzman avukat ile cözelim mi?" gibi sorular ve destekler veriyorlar. Is yerlerini de bir taraftan destekliyorlar mesela patronlar "bak bu adamlar teknik is yapiyorlar, zaman konusunda baski yapma, ya kacarlar ya kötü is yaparlar", "bak bu tarz kisilere ekstra birseyler verreceksin, mesala yurt disi seyahatlerinde first class ucacak ki motive olacak" "ya da bu tarz calisanlari kendi haline birak, daha iyi calisir" "bu kisileri hizli calistirmak istiyorsan su cümleleri kullanarak baski yapacaksin ki kalpleri kirilmasin" gibi psikolojik, sosyolojik ve teknik altyapilari olan danismanlik veriyorlar. yani aslinda zor bir alan ama bunu türkiyede yapanlarda is yok.
türkiye de kanunlar da islemedigi icin cok da ihtiyac olmuyor. patron is kanunu bilmeyebilir, diye bilir ki "su adamlari atacam", calisan da "at da seni bir mahkemeye vereyim, saglam tazminat alayim". iste o alanda HR patrona diyor ki "hop dur bakalim, o adami atarsan kicindaki donu bile alir" diyerek kanuni danismanli yapar normalde. patron bilmez her kanunun inceligini, avukatlik bir durumda olmadan anlamaz ne yapacagini.
patron genelde insan iliskilerinden de anlamaz "calsan cocugum hasta izin verin der" patron "is cok der", iste burada isi bilen HR araya girmesi lazim "dur bi, adamin cocugu hasta, bu adama böyle yaklasirsan bu adam bundan sonra tüm isleri salar, ne sana ne sirkete saygi duyar, yap babaligini, seni daha cok sevsin saygi duysun" demesi lazim. bir sürü is arabuluculuk yapacak da, koyuyorlar beceriksiz insanlari, is görüsmesinde masanin öbür tarafinda kasilip basvurani kücük görüyorlar. isi bilmiyorlar.
türkiye de kanunlar da islemedigi icin cok da ihtiyac olmuyor. patron is kanunu bilmeyebilir, diye bilir ki "su adamlari atacam", calisan da "at da seni bir mahkemeye vereyim, saglam tazminat alayim". iste o alanda HR patrona diyor ki "hop dur bakalim, o adami atarsan kicindaki donu bile alir" diyerek kanuni danismanli yapar normalde. patron bilmez her kanunun inceligini, avukatlik bir durumda olmadan anlamaz ne yapacagini.
patron genelde insan iliskilerinden de anlamaz "calsan cocugum hasta izin verin der" patron "is cok der", iste burada isi bilen HR araya girmesi lazim "dur bi, adamin cocugu hasta, bu adama böyle yaklasirsan bu adam bundan sonra tüm isleri salar, ne sana ne sirkete saygi duyar, yap babaligini, seni daha cok sevsin saygi duysun" demesi lazim. bir sürü is arabuluculuk yapacak da, koyuyorlar beceriksiz insanlari, is görüsmesinde masanin öbür tarafinda kasilip basvurani kücük görüyorlar. isi bilmiyorlar.
- emrahday (17.11.16 13:14:00 ~ 13:24:17)
Pozisyon değil de pozisyonu dolduran kişilerin ortalaması saçma.
- harvey (17.11.16 13:20:03)
oo yine kalbi kırılan minnoş adaylar gelmiş laga luga yapmış. şimdi şöyle ki, ik bu değil.
biri yukarıda demiş, sgk giriş vs. personel yapar, memur yapar o konunun ik ile çok alakası yok.
sen mülakatı soru sormak sanıyorsan zaten çok yanlış yere bakıyorsun. evet gerekli soruları sen de sorarsın. şirketin iç yapısını öğrenip adayın beklentileri / gelecek planları/ şirketin adaydan beklentiler uyuyor mu, ölçüp biçebilecek misin?
bütçe yapmayı biliyor musun? ister 100 kişi olsun ister 1000, o bini departmanla ayırıp, iş analizini yapıp, görev tanımlarını hazırlayıp, adamların görevleri dışında başka bir şey yapmamalarını sağlayabiliyor musun? kariyer yolu çizebiliyor musun? performans sistemi kurup insanları ölçme değerlendirmeye tuttun mu?
o pozisyonu öyle abartmıyolar, doğru adamlarla mülakat yapamadığında, doğru adaya ulaşamadığında, ya da aday senin xyz firmana görüşmeye gelmediğinde departman yöneticisi tepesine biniyor " benim eksik kaynağım var çalışamıyorum" diye.
daha bin tane şey yazarım da, malum mülakat var şekerim, diyeceğim o ki, o işler sandığınız gibi değil.
biri yukarıda demiş, sgk giriş vs. personel yapar, memur yapar o konunun ik ile çok alakası yok.
sen mülakatı soru sormak sanıyorsan zaten çok yanlış yere bakıyorsun. evet gerekli soruları sen de sorarsın. şirketin iç yapısını öğrenip adayın beklentileri / gelecek planları/ şirketin adaydan beklentiler uyuyor mu, ölçüp biçebilecek misin?
bütçe yapmayı biliyor musun? ister 100 kişi olsun ister 1000, o bini departmanla ayırıp, iş analizini yapıp, görev tanımlarını hazırlayıp, adamların görevleri dışında başka bir şey yapmamalarını sağlayabiliyor musun? kariyer yolu çizebiliyor musun? performans sistemi kurup insanları ölçme değerlendirmeye tuttun mu?
o pozisyonu öyle abartmıyolar, doğru adamlarla mülakat yapamadığında, doğru adaya ulaşamadığında, ya da aday senin xyz firmana görüşmeye gelmediğinde departman yöneticisi tepesine biniyor " benim eksik kaynağım var çalışamıyorum" diye.
daha bin tane şey yazarım da, malum mülakat var şekerim, diyeceğim o ki, o işler sandığınız gibi değil.
- benaslinda (17.11.16 18:36:26)
@benaslinda
dediğin işleyişi uygulayan türkiye'de 100 tane firma yoktur kalıbımı basarım buna. tüm kurumsallar buna dahil. ''o işler öyle değil işte şekerim yha'' diyorsun da nasıl işler bizim göremediğimiz??? bütçe yapmak demişsin bütçeyi bütçe ve raporlama hazırlar satışından tut muhasebesine ik'sına hepsi bütçeyi kontrol eder kendi departmanını ilgilendiren eksik bi şey var mı diye varsa onu da bütçeye iletir bütçe uygun görürse eklenir ki bunu da ik gmy'si(genel müdür yardımcısı) ya da ik müdürü yapar normal uzmanın işi değil bu.
şirketin iç yapısını öğrenmek kuantum fiziği değil. senden istenen eleman özellikleri bellidir sana gelen elemanın cv'sine bakarsın elemana bakarsın kendini ifade ediş tarzı gelecekle ilgili ne düşünüyor ne bekliyor ne istiyor bir iki mesleki soruyla teknik bilgisini ölçersin kafana uyarsa olurunu verirsin yani amerika'yı yeniden keşfetmiyorsun.
görev tanımını geç. yine iddia ediyorum tr'de bu görev tanımı kapsamını uygulayan 100 firma yoktur. hatta bu görev tanımı zımbırtısı yüzünden herkes olası doğacak ek bi işi birbirine çakmaya yer arar 'benim işim değil abi yaeee' diye. doğruya doğru. performans değerleme işi yine bölüm müdürlerinin senelik ya da 6 aylık yaptıkları bi değerleme. ik'ya sadece raporu gelir bu adam az çalışıyor bu adam çok çalışıyor 1-10 arası bi puanı vardır ona göre ik da o elemana ya yol verir ya prim ya da maaş artışı ya da başka şekilde bi ödül verir. bunu da geçtik.
siz bunları iş olarak görüyorsanız şu ana kadar saydıklarım siz hiç çalışmamışsınız bugüne kadar kusura bakmayın. sabah 9 dan 12'ye kadar 3 mülakat yapıp akşam saat 16.59 dedi mi servise kaçıp ''bugün mülakatlar çok yordu beni yhaa'' diye sızlanıyorsanız bence işinizin kıymetini bilin.
ayrıca yukarıda bi arkadaş yazmış %100 katılıyorum. ik departmanlarında tek bi erkek vardır hadi 2 olsun diğer tüm çalışanlar ciciş takımından sevgilisi çiçek mi göndermiş evlilik yıldönümünü kutlamış mı trendyol'da ne indirime girmiş, elif şafak'ın son kitabı nasılmış tüm gün bunların kritiğini yapan kadınlar yani.
bence de o işler öyle olmuyor şekerim bin tane daha şey yazarım böyle.
dediğin işleyişi uygulayan türkiye'de 100 tane firma yoktur kalıbımı basarım buna. tüm kurumsallar buna dahil. ''o işler öyle değil işte şekerim yha'' diyorsun da nasıl işler bizim göremediğimiz??? bütçe yapmak demişsin bütçeyi bütçe ve raporlama hazırlar satışından tut muhasebesine ik'sına hepsi bütçeyi kontrol eder kendi departmanını ilgilendiren eksik bi şey var mı diye varsa onu da bütçeye iletir bütçe uygun görürse eklenir ki bunu da ik gmy'si(genel müdür yardımcısı) ya da ik müdürü yapar normal uzmanın işi değil bu.
şirketin iç yapısını öğrenmek kuantum fiziği değil. senden istenen eleman özellikleri bellidir sana gelen elemanın cv'sine bakarsın elemana bakarsın kendini ifade ediş tarzı gelecekle ilgili ne düşünüyor ne bekliyor ne istiyor bir iki mesleki soruyla teknik bilgisini ölçersin kafana uyarsa olurunu verirsin yani amerika'yı yeniden keşfetmiyorsun.
görev tanımını geç. yine iddia ediyorum tr'de bu görev tanımı kapsamını uygulayan 100 firma yoktur. hatta bu görev tanımı zımbırtısı yüzünden herkes olası doğacak ek bi işi birbirine çakmaya yer arar 'benim işim değil abi yaeee' diye. doğruya doğru. performans değerleme işi yine bölüm müdürlerinin senelik ya da 6 aylık yaptıkları bi değerleme. ik'ya sadece raporu gelir bu adam az çalışıyor bu adam çok çalışıyor 1-10 arası bi puanı vardır ona göre ik da o elemana ya yol verir ya prim ya da maaş artışı ya da başka şekilde bi ödül verir. bunu da geçtik.
siz bunları iş olarak görüyorsanız şu ana kadar saydıklarım siz hiç çalışmamışsınız bugüne kadar kusura bakmayın. sabah 9 dan 12'ye kadar 3 mülakat yapıp akşam saat 16.59 dedi mi servise kaçıp ''bugün mülakatlar çok yordu beni yhaa'' diye sızlanıyorsanız bence işinizin kıymetini bilin.
ayrıca yukarıda bi arkadaş yazmış %100 katılıyorum. ik departmanlarında tek bi erkek vardır hadi 2 olsun diğer tüm çalışanlar ciciş takımından sevgilisi çiçek mi göndermiş evlilik yıldönümünü kutlamış mı trendyol'da ne indirime girmiş, elif şafak'ın son kitabı nasılmış tüm gün bunların kritiğini yapan kadınlar yani.
bence de o işler öyle olmuyor şekerim bin tane daha şey yazarım böyle.
- pomaks (17.11.16 20:09:20)
ev arkadaşıma gayet kurumsal bir şirkette ik'cı "hımm mimar sinan mezunusun, neden odtü değil?" diye sorduğundan beri ben de öyle düşünüyorum. şirket otomotiv şirketi, şirketin inşaat departmanına mimar arıyorlardı. böyle bir soru soran insanın, mimarın pozisyona uygunluğunu ölçebileceğini de düşünmüyorum zaten.
not: ev arkadaşım işi aldı, kuyruk acımız yok.
not: ev arkadaşım işi aldı, kuyruk acımız yok.
- gmzo (17.11.16 20:28:53)
gereksiz olduğuna ben de inanıyorum
- limoncello (17.11.16 20:35:28)
1