[]

Ateist anne/babalar

Ateist anne/babanız ya da siz ateist olarak anne/baba iseniz çocuğunuza nasıl açıklama yapıyorsunuz, size ne söylendi. Şimdi düşünüyorum, benim çocuğum olursa ilkokula ya da kreşe giderken, belki öğretmenleri, belki arkadaşları allahtan bahsedecekler, tahminen benim çocuğum da bunlardan habersiz olacak. Eve gelip soracak allah ne? Bizi o yaratmış, öğretmenim öyle dedi, arkadaşım dua edersem istediğim şeylere sahip olabileceğimi söyledi yanacakmışız falan falan. Ne denir ki? İnanmadığım şeyi çocuğa varmış gibi anlatamam, boşver biz inanmıyoruz desem çocuk okulunda problem yaşayabilir sanki?




 
İki teoriyi de basitçe açıklamak ve bazıları buna inanıyor bazıları öbürüne demek en uygunu olur sanırım. Çocuk da büyüdükçe kafasına yatkın olanı seçer. Bir ilkokul çocuğuna tanrıya inanmayı empoze etmek kadar inanmamayı empoze etmek de yanlış bence.

Not: Ateist değilim tanrının varlığına inanıyorum. Anne baba değilim, annem babam ateist değil. Alelade bir insanım. Sadece yapılabilecek sağduyulu hareketin yukarıda yazdığım gibi olacağını düşünüyorum.
  • buff  (05.10.16 19:58:17 ~ 20:00:10) 
açılın ben ateist baba inanan anne çocuğuyum, annem her zaman mantıklı bir çerçevede kendi görüşünü ve babamın görüşünü anlattı, babam ise ''yaaav sktiret bu meseleleri daha adam akıllı şeylere gafa yor'' modundaydı.. yani demem o ki annemin yaklaşımı her zaman daha ılımlı idi fakat sonuç noldu? ben de inanmıyorum. yani nasıl anlatıldığının bir önemi çok fazla yok bana sorarsan, su yolunu bulur derler ya, öyle..


  • shotgunwoman  (05.10.16 20:04:02) 
En kökten çözüm müslümanların çoğunlukta olduğu Türkiye gibi bir ülkede çocuk sahibi olmamak olurdu sanırım. En mantıklısı bu görünüyor şimdilik. İleride zaten çocuk yolunu kendi çizer ama arkadaşları ve öğretmenleri çocuğu kafir olarak etiketler ve dalga geçerler. Onu dışlarlar. Çocuk ikiye bölünür. Okullardaki akran baskısını ve aşağılamanın boyutunu tahmin bile edemezsiniz. Gerçekten berbat bir durum.

Şahsen ben çocuğumu çoğunluğun ateist olduğu bir ülkede büyütebilme imkanı yakalayamazsam çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum. Gerçi benim çocuk sahibi olmayı istemememin başka nedenleri de var, salt bu değil.

Edit: Ateist olmasalar da ılımlı bir ailenin çocuğuyum. Dindar insanlar değil bizimkiler.

Edit 2: Yukarıda söylemeyi unuttum, çocuk ilkokul döneminde bayağı zorluk çeker. İleride zaten nabza göre şerbet vermeyi öğrenir.
  • köstebek kurabiye  (05.10.16 20:04:12 ~ 20:09:00) 
Ben baba tarafıyım.

Bir kere bebeyi tanrı kavramından bahsedecek yerlere götürmüyorum. Kreşye falan bastan soruyorum bu konudaki tavır nedir diye.

Onun dışında çocuk bizim ailede olmayan şeyleri (çarşaf vb) kesinlikle gormüyor bilmiyor. Nadiren ezan okuduğunu duyup anlam vermeye çalışıyor 'amca camide şarkı soyluyor' diyor geçiyorum

Çocuğa belli bir yaştan sonra dini meseleleri açıkça anlatmak gibi bir niyetim var ama dünyanın bir bölümünün bu kadar vahşi olduğunu nasıl anlatırım bilmiyorum.

Dua meselesinde bir iki kere deneme yanılma oldu. Sonra bıraktı o işleri. Benden once kuzen büyüttü çocuk, onlar da dua ile değil çalışarak birşeyler elde edebileceklerini gayet deneme yanılma yoluyla öğrendiler.

Senin görüşlerin berraksa netse çocuğa olduğu gibi anlatmaktan çekinme. Dogru zamanda ogrettiginde anlıyor.
  • babilbaligi  (05.10.16 20:14:57) 
Ben de dindar olmayan ama müslüman bir anne ve baba tarafından yetiştirildim. Babam biraz inançsız sayılırdı hatta, peygambere sübyancı derdi, saydırırdı arada, babannem cehennemden bahsedince de, gidip de dönen mi var anne, nerden biliyon ahahsadaf der gülerdi:) Evde dini öğretilerle yetiştirilmedim dolayısıyla. Sonuç ateistim.

Eşim deist. Çocuklarımızı bu konuda serbest bıraktık, soru sordukları zaman İslama göre böyle böyle, bilimsel açıdan da şöyle şöyle diye anlatmaya çalışıyoruz anlayabilecekleri şekilde. Neye inanıp inanmayacaklarını ya da kendi dinlerini seçmekte özgürler diyelim. Yarın öbür gün biz budist olduk diye gelirlerse şaşırmayız yani.

Okuldaki duruma gelince, müslüman bir ülkede yaşadığımızı ve dini konularda serbestçe her düşünüklerini her ortamda konuşamayacakları bilincini verdik. Bu konunuda farkındalıkları var.
  • old possum  (05.10.16 20:21:36) 
Daha önce şöyle yazmıştım, onu geri getireyim.

Baba tarafım komple ateist (dedeler medeler, vb.), anne tarafım daha bir deist gibi ama bir felsefeye oturtmuş değiller. Çok da varmış yokmuş, umurlarında değil; "Allah varsa, iyi yani. Olabilir, olmayabilir; ne yapalım" ayarındalar. Bir de dede ve nineleri çok az gördüm. Anneannem ve annemin babası ben doğmadan ölmüşlerdi; baba tarafından dedem de ben çok küçükken öldü. Bir tek ağzı bozuk babaannemi birkaç kere gördüm ki, onun da inancı var mıydı, yok muydu bilmiyorum. Kapalı değildi ama başına yarım yamalak bir örtü takardı.

Büyürken garip şeyler yaşadım. Hiç evde din konuşulmadı. Kimse inanıyoruz, inanmıyoruz demedi; Allah'ın lafı açılmadı. Dünya tarihinde böyle bir şey yokmuş gibi büyüdüm. Sonrası travma oldu diyemem ama çok şaşırdığım dönemler oldu. Hiç din öğretmenim de olmadı mesela. İlkokul öğretmenim ateistti; ortaokulda din öğretmeni yoktu. Onun yerine Sosyal Bilimler ve Türkçe öğretmenleri girerdi. Onlarda da çoğunlukla Aziz Nesin, Muzaffer İzgü, vb. hikayeleri okutulurdu, sonra onları tartışırdık. Sadece ilk bir iki hafta dinle ilgili konuşulurdu. Lisede yine din öğretmeni yoktu son sınıfa kadar. Müzik öğretmenimiz din dersine girerdi ve klasik müzik eğitimi verirdi. Hafta sonu konçertolar olurdu. Dönem içinde iki haftada bir konçertolar olurdu. O konçertolara gittipimizde yoklama alınırdı. Kaç konçertoya gidersek o kadar yüksek not alırdık. Okul puanı ÖSS'de önemli olduğu için her konçertoya giderdik. Bir de bu hocaların hepsi sendikalılardı. Genelde müzik derslerinde okulun dertleri, toplum sorunları, vb. konuşulurdu. Son sınıfa doğru da test çözerdik. Bir tek lisede son sınıfta din öğretmenim oldu. O da "Bunlar ÖSS'ye girecek, test çözsünler" diye bırakmıştı bizi. Din derslerinde test çözerdik. Tabii şu an daha yoğun bir din eğitimi var, çocukların bu eğitimle karşılaşmaması imkansız.

9 yaşına kadar dinle ilgili hiçbir şey duymadım. Karşı komşumuz kursa gittiğini söyledi. Biz de ne öğrendin diye sorunca "İmanın Şartları" yazılı bir kağıt çıkardı, onları okudum. Az çok orucu biliyordum sadece. Onu da pide ayı olarak biliyordum. Bir de bizim evde çok net Türkçe konuşulur; Arapça-Farsça kelimeler düzeltilir, babam kızar. O yüzden o kızın okuduğundan bir şey anlamamıştım. Başta iman ne demek onu bilmiyordum zaten. Hani, yarı İngilizce yarı Türkçe bir şey okusa anlardım ama anlamadım. Eve gelince anneme söyledim, o da "Kuran kursuna gitmiştir" dedi. Bir yandan da bulaşık yıkıyordu. Ben de baktım anlamadığım kelime sayısı artıyor, konu da eğlenceli değil, "İyi, peki" deyip konuyu kapattım.

İlkokul 4'te din dersinde Kelime-i Şahadet'ten not almıştık. Öğretmen sınıfta üç kez okuduktan sonra herkesten ezbere söylemesini isteyip not vermeye başladı. İlk başta ağladım, iki yanımda oturanlar biliyordu ama bir o kadar da bilmeyen vardı. Bana başlık bile bir şey ifade etmiyordu. Sıra bana gelene kadar ezberledim. Neyi ezberlediğimi 10 yıl sonra anladım.

Ortaokul'da Tarih-Coğrafya hocasının girdiği derste de arada yarım saat ders kitabından bir şeyler okunuyordu. Orada "Hz. Muhammed son peygamberdir" diyordu. Bir arkadaş parmağını kaldırıp "Allah fikrini değiştirmiş olabilir mi?" diye sordu. Hoca "Allah fikrini değiştirmez" dedi. Arkadaş da "Fikrini değiştirdiyse nereden bileceğiz?" diye sordu. Girdiğimiz en dini muhabbet buydu. Orta 1'de gelen hoca ile hikayelerin arasında "Temiz olalım. Kimseyle dalga geçmeyelim. Yalan söylemeyelim." gibi daha çok ahlaka yönelik anlatımlar yapardı. Bir hafta temizlik konusuydu mesela. Temizlik nasıl yapılır, sabah kalkınca ne yapmalıyız, vb. vardı. Sonraki haftalarda "Kötü durumdaki insanlarla neden dalga geçmememiz gerek" gibi konuları işledik.

Bir de ben kitaplara meraklı olduğum için ders kitabından namaz diye bir şey öğrenmiştim. Bir iki kere elimi kolumu kaldıra kaldıra, toplam üç dua ile namaz kıldım. Evde kendi kendime namaz kılıyordum uyduruktan. Annem gördü, "Ne yapıyorsun" dedi, "Namaz kılıyorum" dedim. Bıyık altından gülerek mutfağa geçti. Birkaç kere kendi kendime namaz kıldım o şekilde. Sonra yaz geldi zaten, top oynamaya çıkmak daha çekici geldi. Hiç kimse inanmamız ya da inanmamamız gerektiğini söylemedi; öylece kendi halime bıraktılar.

Arkadaşlarımla yaptığım en dini muhabbet şuydu: 11-12 yaşındayken mahalledeki 7-8 çocuk oyun oynuyorduk. Konu bir şekilde Allah'a geldi. Bir arkadaşım "Bana Allah'a inanmayacaksın ama Matematik'ten geçeceksin deseler, bana uyar" demişti. Bir kişi "Matematiğe gerek de yok aslında" dedi. Bir iki kişi "Bana da uyar" dedi, bir iki kişi "Bana asla uymaz" dedi; ondan sonra da ne oynuyorsak ona devam ettik. 5 dakikayı geçmedi muhabbet.

Neyin ne olduğunu öğrenmem liseye dayanır. Belki arada küçük şoklar vardır ama hiç travmatik bir şey yaşamadım. Belki şu an unuttuğum bir şey vardır ama bulamadım. Şu an hatırladığım, 8-9 yaşında bir arkadaşımın Allah'ın her şeyi bildiğini ve gördüğünü, her yerde olduğunu söylediğini ve benim de onun üzerine bir süre banyoda üstümü çıkarırken çok çekindiğimi, Allah'a çok ayıp olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum. Baktım, banyolar kompleks bir hal alıyor, 'Amaaan, görürse görsün. Bakmasın' diye düşündüğümü hatırlıyorum. İzmir'de büyüdüm. Çarşaflı hiç görmedim, apartmanda türbanlı bir kişi vardı ama hiç onunla ilgili konuşulduğunu ya da başka biri hakkında dinle ilgili bir konuşma olduğunu duymadım.

'Boşver, inanmıyoruz'dan ziyade 'İster inan, ister inanma. Takıl kafana göre' daha uygun. Eğer dışarıda olan bir şey evde yasaklanırsa daha fazla merak uyandırabilir ve çekebilir. Bazen oturup 'Bazı insanlar inanır, bazıları inanmaz. Buna büyüyünce karar verebilirsin. İstediğinde kararını değiştirebilirsin' demek daha uygun olacaktır. Burada 'Sizin dininiz size, benim dinim banadır' kısmı kitaplarda çok vardı eskiden, hala var mı bilmiyorum.
  • aychovsky  (05.10.16 20:31:02) 
annem babam ateist. ilkokula başladığımda allah kavramını biliyordum, okulda öğrenmedim. annemler sadece kendi inandıklarının bu olduğunu söylediler, bana inanmam için baskıda bulunmadılar. gerçi bir istisna hatırlıyorum: kedim öldüğünde allah'a sığınmak istemişim, o zaman babam kesin bir dille cennet falan yok demişti. onun dışında annemin okulda allah'a inanmadığımı belli etmememi sıkı sıkı tembihlediğini hatırlıyorum. yine de kendimi tutamadım, o zaman yakın olduğum bir arkadaşıma söyledim, o da bana kızdığı bir anda diğerlerine söyledi. o arkadaşım tarafından dışlandım, diğerleri de en azından garipsedi (ortamı yumuşatmak için "o da insan" demişti biri hatta). neyse bunun dışında bir olay yaşamadım. din derslerinde sinir oldum. arkadaşlarıma hep söyledim dinsiz olduğumu, normalleşsin diye.


  • slow like honey  (05.10.16 21:04:14) 
ben ateist anneyim.
bizimkilerin anane babane vs kanalıyla müslümanlık hakkında bilgileri oldu. ananem namaz kıldırmış örtü hediye etmiş filan ben işteyken. ben karşı çıkmadım hiç birine. tam tersine öğrensinler istedim. ana sııfında italyan ana okuluna gittiler. o vesileyle hristiyan arkadaşları oldu. aynı çocuklarla kilisenin yaz kamplarına katılıyorlardı. pazar derslerine müslüman çocukları almıyorlardı ben katılmak isterlerse benim çocuklar katılabilirler dedim, yasakmış alamazlarmış. yine de başka inancın kültüre, ailelere, insanlara etkilerini gözlemleme olanağı bulduklarını düşünüyorum.

benim tutumum mümkün olduğunca değişik yaşamlarla tanıştırmak, araştırmaya yöneltmek yönünde oldu. onlar gözlemlediklerini kafalarında kendilerince harmanladılar sonuçlar çıkardılar. ben hemen hemen hiç müdahale etmedim.
müdahalem de mesela okulda ezberletilen duaların meallerini okumalarına yöneltmek gibi şeyler oluyordu.

soruları oluyordu ara ara. cin merak edilen yaşlarda cinleri sordular mesela. ruh çağırma seansları yaptılar ruh gelmedi tabii. işte böyle böyle büyüdüler.

annemin vafatında zorlandım çünkü çok sevdikleri ananelerini kaybetmişlerdi. o bizi görüyormuş demi gibi sorular sordular. gördüğüne inanmak istediler. 7 ve 8 yaşlarındaydılar.

boşver biz inanmıyoruz yerine " bazı insanlar öyle olduğuna inanıyor" şeklinde ifade etmek daha uygun. bırak sorgulasın, debelensin.. işi ne :)
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (05.10.16 22:36:50) 
Annem ateist babam deist.
Ablam müslüman ben ateistim.

Hayatım boyunca evde ne bir dua edildiğini duydum,ne namaz, ne ramazan, bir mevlut ne de başka bir şey gördüm.
Kurbanı vekalet vermişler bir kaç kere, duydum.

Bana kimse bir baskı yapmadı hatta bir kac yaz kur-an kursuna gitmemi teşvik ettiler; ben istemedim ve hic gitmedim. sanırım 5-6 yaşlarından beri (yas oldu 35; kendimi bildim bileli) inanmıyorum. Öğrenim hayatımda aldığım derslerde sure de okudum namaz da kıldım gerekliyse. Hic itiraz etmedim. Ailem bu konuda sorulama aciklamalar yaparken "inanmıyoruz" demedi hic. Sanırım okullarda dışlamayayım diye. Incili kuranı ve zeburu okudum. Hep okumami teşvik ettiler. Aklım başına gelince de evde kimin neye ne kadar inandığını çözmüştüm zaten.

Eşim müslüman. Namazını da kılar.
Ben ona ve oruç tutan dostlarıma iftar sofrası kurarım.evlenmeden önce de yapardım. Eşime sahurda bir şeyler hazırlamaya çalışırım arasira. Icimden gelir. Bayramlara da önem veririm. Benim için dini bir gelenek değil ancak ailenin ve dostların toplanması için vesile olmuş güzel bir zaman dilimidir.

Ateist olduğumu eşim bilir. Inanc konusu aramizda konuşulmaz. Tabu degildir,gerek gormuyoruz.Herkes kendi içinde yaşar.

@hayat aklını...ve @buffy +1

Oğlumuz da her ikisini bilecek. Temel dini bilgileri alabilir ancak detaylara girilmesine izin vermem. (Or:cennet-iyilik, cehennem-kötülük ilişkisini bilmesi yeterli. Yasina agir gelecek olan Cayır cayır yananlar ya da huriler gibi detayları ileride ilgilenirse öğrenir. )

Ben de okumasını teşvik edeceğim. Sonra diledigi şekilde yaşayabilir.
  • balik kraker  (06.10.16 00:05:28) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.