[]

dökün içinizi

hadi buyrun.
kızgınlık, trol demeler, of ne salaksın demeler.

bugün iyi bir şey yapmak istiyorum. bir grup insanın stres atmalarını sağlayabilirsem ne mutlu bana.

 
ya tam annenle ilgili duyuruna uzun uzun cevap yazdım, silmişsin. gıcık mısın arkadaşım?


  • babilbaligi  (19.08.16 14:31:44) 
nickin dick gibi


  • niceguy  (19.08.16 14:32:16) 
kardeş kusura bakma ama sen biraz nevrotiksin galiba, hangi hastaneye atanıyosun söyle biz gelmeyelim. beni korkutmayı başardın.


  • evde liyakat kalmamis  (19.08.16 14:33:30) 
AAA ne güzel oldu bu duyuru. Ben de bir duyuru için cevap yazmıştım. Duyuruyu açan kişi duyuruyu sildi. Silinmeden kopyalamış bulundum. Buraya yazayım cevabı.. Madem içimizde kalmıyor bugün...

---------------------------------------------
Sorudan çıkardıklarım:
- Evde bir şey tamir edilecek diye çocuğunu arayan anne.
- Beceremeyeceğinden endişe eden bir çocuk.
- Yemek yapan ve yiyen bir anne. Çocuğunu da benzer şekilde besleme çalışan ve disiplinli çocuğu 49 kilo kalmayı başarmış bir anne.
- Kavga ederek "YEME BE KADIN" diyen, aksi halde anlatamadığını düşünen bir çocuk.
- doktor bir ebeveyn...

Bonus: Para pul bir şey değil, çok mutsuzum

Dostum burdan benim anladığım: para pul var, anne biraz aceleci ve üste düşen bir anne. Sen de bi zahmet "anne işim var sakın bulaşma, söz ben onu yarın halledicem" demek yerine, ağlamayı tercih ediyorsun.

Annesi babası olmayan insanlar olabilir,
Ailesinde 5 kuruş para olmadığı için ailesine bakmak zorunda kalan
Ailesi yatalak felç olan ya da ciddi hastalığı olan insanlar olabilir.


Benim annem hayatının son 20 senesini bizimle bile ilgilenemeden anne babasına bakarak geçirdi böyle sızlandığını görmedim. Ki alzheimer olan annesini yeni kaybettik ve son aşamasında tuvaletini bile annem yaptırıyor altını temizliyordu. Yani neler yaşanıyor..

Ama evet yine de istediğin cevabı vereyim yoksa "insan" olarak tanınmamış oluyoruz. "olmaz olsun böyle aile"

-------------------------------
  • lcha  (19.08.16 14:39:39) 
git biraz kafanı dinle, toparlan gel. sen stresini bizim üzerimizden atıyormuşsun gibi geldi.


  • zgrydn  (19.08.16 14:40:01) 
Burayı biraz fazla mı ciddiye alıyorsun sanki?


  • petekpare  (19.08.16 15:38:10) 
Biraz sınırın bozulmuş. Cidden.


  • yuvarlanantencereninkapagi  (19.08.16 16:20:11) 
Saat 4'ü geçtiğine göre arayabildiğin kadar yeri aramış, sinirin de yatışmıştır sanırım.

annenle ilgili duyuruna cevap yazmıştım, iki beğenmediğin cevap gelince silmişsin. neyse bu soruna cevap veriyorum. tıp okumuşsun anlayacağın dilden olsun:

frontal lobun 3/2 lik kısmının oluşmuş olması gereken yaştasın değil mi?
geç adolesan yaşını geçmişsin yani senden ortalama olarak;
Uygulanabilir gerçekçi meslek seçimleri,
uzlaşmada artış,
sınırlarını belirleme kişilik özellikleri beklenmeli değil mi?
annen vaya baban hekim olarak bunları biliyor ve ona göre davranıyorlar olabilir mi? yüksek zihinsel faaliyetlerinin olgunlaşma sürecine katkıda bulunmak istiyor olabilirler mi?
Bence kendine sorman gereken bir soru var:
Çocuklukta anne ve babanın yapmak durumunda olduğu frontal lob görevini senin 15-16 yaşlarına gelince yani frontal lobun oluşmaya başlayınca aceleci davranıp almak istemen gerekirken, onlar da "du bakalım daha erken" demeleri gerekirken ( biliyorsun ergenlik çatışmasının özü budur) sen 25 yaşında bir genç olarak, "vermeyin bu işi bana, siz de yanımda olun " şeklinde çırpınmanın nedeni ne?
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (19.08.16 16:57:29 ~ 17:14:54) 
Burda hala senin doktor olduguna inananlar var


  • la noix  (19.08.16 17:23:12) 
@hayat aklini konusacak bir filozof uret, insan hayatı boyunca istemeden neye erken atılırsa ilerde acısı çıkıyor sanırım. insanın ellisinde değişip yırtık kot giymeye başlaması gibi, fırlıyor biryerlerden o istek. patlıyor insan bir gün.
ben o frontal lob işlevini olsa olsa en kötü 13 yaşımda devir aldım. yazdan yaza tatillerde eve gelirdim. işte ben de 25 imde yeter artık ulan hiç yanımda olmadınız demeye başladım. hayat işte garip akıyor kimi zaman kimilerine.

@lcha, sana cevap vermek isterim ancak yüzyüze konuşmak isterim. ben hikaye yarıştırmam, hele burdan.

@la noix, ben aslında tıp okumuyorum. tıpı kazanamadım da, burda okuyormuşcasına davranıyorum sadece, öyle güzel ki anlatamam.

umarım iyi stres atmışsınızdır. kötü duyguları içinde tutmak kötüdür enerjide.
  • mobydick  (20.08.16 01:07:21 ~ 01:11:16) 
dur ben de dökeyim içimi,
şurda 5 dk üzgünlüğünü paylaşan bir insanı kaldıramadınız (belki çok saçma, basit bir sebepten ama o an ona patlama noktasını da yaşatmış bir olay), boşver daha kötü şeylere de üzülebilirdin, takma diyemediniz ya, daha da bu sözlükte yazmışım yazmamışım, zıkkım umrumda değil.

ben sanki bilmiyorum o an çocukca davrandığımı. sadece bir anlık bir morale ihtiyacım vardı be. bravo buraya.
  • mobydick  (20.08.16 01:17:16 ~ 01:20:25) 
anlattığın haliyle mevzu bize şımarıkça gözüktü. gösterilen tepkinin sebebi o. ha yaşadığın başka ciddi olaylar vardır, bahsettiklerinle uç uca binince dertlenirsin. ama biz bunları bilmiyoruz? bu ciddi olaylardan bahsetmeden minör sadece dertlerden dem vurmuşsun en başta. eksik anlatmışsın, yani kendini ifade edememişsin. bu ilk sıkıntı.

ikinci sıkıntı ise moral düzeltme konusunda olması gerekenden fazla şey beklemen. tamam burası bir yardımlaşma platformu ama hiçbirimiz senin arkadaşın değiliz. gerçek arkadaşlar bu tip durumlarda daha etkilidir. çünkü seni tanıyorlar.
  • zgrydn  (20.08.16 09:50:21 ~ 09:51:55) 
sevgili mobidik,
ben liseyi parasız yatılı öğretmen okulunda okudum yani ben de 15 yaşımda ailemden ayrıldım, sömestir ve yaz tatillerinde ailemi görebildim. benim gibi olan, hala görüştüğüm onlarca arkadaşım var. benden üç yıl önce yani ilkokul sonrası ailesinden ayrılıp yatılı okulda okuyan onlarca arkadaşım da var. birimiz bile o zamana kızgın değiliz, ailemizi ya da başka bir olguyu suçlamıyoruz. neden biliyor musun, çünkü olduğu gibi kabul etmeyi öğrendik. değiştiremeyeceğimiz şeylerin olduğunu daha o yaşlarda farkettik.
biz okulda 300 kişiydik. ben 90 kişilik yatakhanede kalıyordum. 300 ayrı kişilik, 300 farklı hayat/aile/hikaye... biz bayram tatillerinde sömestirde bi heyecanla biletlerimizi alıp eve gitme hazırlıkları yaparken ailesi olmayan arkadaşlarımız bize yardım ederdi. ailesi olduğu halde gitmeyenler, gidemeyenler vardı. babası yaşadığı ilçenin en zengini olan bir arkadaşımızın yol parasını minnakçık diyebileceğim harçlıklarımızdan denkleştirir, annesini görmebilmesine yardımcı olurduk. ayakkabı alamayan terlikle gezen, okuyabilmek için böbreğinin birini satmayı düşünen arkadaşlarımız.. onun yanı sıra her hafta arabasıyla kızını ziyarete gelen sepet sepet yiyecek getiren arkadaşlarımız da vardı.
yetiştirme yurdunda kalan üniversite sınavını kazanamazsa devletin elini çekeceği yani sokakta kalacak olan arkadaşlarımızın sınavı kazanmaları için nasıl çabaladığımızı, biri kazanamayınca evlerimizi açıp nasıl iş aramak için seferber olduğumuzu görmeliydin. biz çok mu iyiyiz, hayır değiliz. mesela benim babam memur, benden küçük üç kardeşim daha var, annem ev hanımı. Okuldan siyasi bir kararla öğretmen olarak çıkamadık, üniversite hem maddi yönden hem ortalık karışık diye hayal. Çalışmam lazım. Diğerleri de üç aşağı beş yukarı ben gibi. Biz arkadaşımıza iş aramak için seferber oluduk. Bulduk da. Çalışırken biriyle tanıştı, evlendi sonra. Biliyor musun bu arkadaşımızın ailesi vardı. Başka kardeşleri vardı. Aile bakamayacağı için yurda vermiş. Kardeşlerinden birini de başka bir yurda vermiş. Ve unutmuş. Bu aile kötü bir aile mi, yanlarında kalan çocuklar için büyük olasılık değil. Benim için de büyük olasılık değil. Cahil ve çaresiz kalmış (aslında bırakılmış) ailelerden biri yalnızca. Yetiştirme yurdunda isimler yeter, dursun, songül.. gider. Allah'a mesaj yolluyor "başka verme bakamıycam" . Çünkü doğum kontrolünü bilmiyor, günah vs.
Bir keresinde okulda halıya basmayı özledim ama öyle böyle değil çok özledim. Tatil oldu eve geldim ayakkabılarımla birlikte çoraplarımı da çıkarıp halının üzerinde bulutun üstündeymiş gibi tad alarak anneme sarılıp başımı göğsüne gömdüm. Nasıl mutluyum anlatamam. Bir anda o arkadaşlarımın daha hiç halıya basmadıklarını, hiç analarının göğsüne başlarını gömmediklerini düşündüm. Onlar bunu özleyemezlerdi çünkü hiç yaşamamışlardı. O an benim hayata karşı tutumun ne olması gerektiğini belirleyeceğim kritik anmış, o zaman farkında değildim tabii, sonradan anladım. Ya onlar için üzülüp kendimi bu taddan mahrum bırakacaktım ya da benim kaftanım bu deyip tadını çıkaracaktım. İkinciyi yaptım. O kısacık anda vicdan ve aklın dengesini deneyimlemiştim. Kendi kaftanımı çıkarıp onun kaftanını giyseydim ben kendime karşı haksızlık yapmış olacaktım. O deneyimden tam 10 yıl sonra annemi kaybettim. İyi ki sarılmaya devam etmişim demi?
Aynı şekilde benim de mahrum olduğum şeyler çoktu. Ben bunu asla yaşayamayacağım dediğim şeyler vardı. Bütüne bakınca hepsini görebiliyorsun ve hayatlar çeşit çeşit malum.
Hepimiz çocukluğumuzda kendi seçimimiz olmayan kaftanlar giyiyoruz. Ama yetişkinlik öyle değil. Kendi istediğimiz kaftanı dikebiliriz, hatta dikmeliyiz. 15-30/40 yaşlar kendi kaftanımızı diktiğimiz yaşlar oluyor. Vaktinde yapmayıp/yapamayıp daha geç yaşlarda yapanlar da oluyor. Bence sakıncası yok, geç de olsa yapmak önemli.

Bunları şundan anlattım; dünkü yazında stres yaşadığın, panik olduğun belliydi. Geçti gitti, ama hala arkasında duruyor gibisin. Buradan öyle görülüyor en azından. Hepimiz ara ara panik oluruz, hepimiz stres yaşıyoruz bu çok doğal. Yönetmeyi öğrenmemiz lazım.. Arkasında durmak hatalı, o zaman bir dahaki benzer durumda yine aynı şeyleri yaşarsın.
Annene neden kızdığını biliyorum. Sevmediğin, önemsemediğin, değer vermediğin için değil, tam aksine ona değer verdiğin, kendine yakın hissettiğin için kızdın. En çok sevdiğine kızar insan ve taş bu nedenle uzaktan gelmez. Benim çocuklar da bana kızarlar zaman zaman. İyiki kızıyorlar. Çünkü gelişme varsa acısı da olacak, bunun kaçarı yok. Yetişkin olanlarla iki taraflı oluyor, artık onlar da benim hatalarımda gereken tavrı gösteriyorlar. Böyle olması çok hoşum gidiyor açıkası. Demek doğru gitmiş, her şey yolunda diyorum. Benim de en basitinden yaşım gereği bilmediğim değişimler oluyor veya o an düşünemiyorum, aklımda başka şeyler oluyor , eskisi kadar hızlı değilim, eskisi kadar hızlı düşünemiyorum vs.
Senin dün yaşadığın olay bizde olsaydı kızlarımın tepkileri büyük olasılık şöyle olurdu:
18 yaşında olan büyük olasılıkla senin yaptığın gibi panik olur bana değil ama kankisine "annem şöle şöle yaptı, canım çok sıkkın kanka akşam üzeri çıkalım bi, yada sen bize gel en iyisi, arayacağım yerler var sen yanımda ol bari" derdi.
30'u nun üzerinde olan diğer kızlarım da şöyle derdi ; "bu gün saat dörde kadar aramam gereken yerler var anne, bekleyebilecek gibiyse dörtten sonra tamir işini birlikte yapabiliriz. Bu arada sen de bana aramam gereken yerler konusunda destek olabilirsen çok iyi olur"
Tekne kazıntıma haksızlık olmasın şimdi, o da artık daha tutarlı tutumlar geliştirmeye başladı. Sakin kalıp durumunu izah ediyor, kendini tanımaya başladığını anladığım kararlar veriyor, gerekçelerini çok güzel anlatıyor. Zamanla daha da iyi olacak.
Son olarak; ilk soruna cevap vermeden önce hakkında biraz da olsa fikir sahibi olmak için önceki duyurularına bakmıştım. Okulun 9 yıl sürmesi vnedeniyle çevrenin olumsuz bakışlarından rahatsız olmamak için yollar aradığını gördüm. Yapma güzel kardeşim.
Kendini olduğun gibi kabul et ve öyle sev.Neysen o'sun. Ne bir eksik ne bir fazla. İyileştirmen gereken yönlerini bil, onları düzeltmek için çabala. Yarışın, hesabın kendinle olsun.
Kendinle barışık olduğunda yolun daha kolay, daha aydınlık daha pürüzsüz olacak inan buna.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (20.08.16 10:47:45 ~ 10:57:51) 
@hayat aklini konusacak bir filozof uret, uzun cevabın çok teşekkür ederim, sağol.

şöyle de bir şey var senin 30 yaşındaki kızın "bu gün saat dörde kadar aramam gereken yerler var anne, bekleyebilecek gibiyse dörtten sonra tamir işini birlikte yapabiliriz. Bu arada sen de bana aramam gereken yerler konusunda destek olabilirsen çok iyi olur" dedikten sonra eminim ki annesinden olgun bir tepki görecektir.

ama ben "bu gün saat dörde kadar aramam gereken yerler var, bekle beraber yapalım, şuan ilgilenemem" dedikten sonra hala bana bari fotoğrafını çekiver diyor. yaparken yanında olacam fotoğraf çekecem. vakit ayıramayacağımı söyledim, o an ne derece öenmli bir iş yaptığımı biliyor, kendi fotoğraf çekmesini gayet iyi biliyor, ama ona rağmen halen ona vakit ayırmamı bekliyor. anlatabiliyor muyum? sorun bu zaten. sorun benim olgunca ona cümleler kurmamam değil, onun olgun olmayan halleri karşısında benim bazen patlama noktasına gelmem.

ki kendisi en iyi küsünce anlıyor bir sorun olduğunu. elimize alalım türk kahvelerimizi; salonda düzgünce oturup konuşayım bak bizim şöyle şöyle sorunlarımız var vs vs. yaptım çok yaptım. bir kulağından girip diğerinden çıkıyor. çok yaptım.

ama aynı sorundan ne zaman kavga ediyoruz, tartışıyoruz, bir müddet soğuk oluyor aramız. hah işte ozmn çok iyi anlıyor sorunları.

açıkcası pek öyle olgunlukla çözülecek bir durum değil. şimdiye çoktan çözülürdü öyle olsa. ne zaman ben artık patlıyorum kavge ediyoruz ozmn süper anlıyor ama ben de bir insanım yani. çatlıyor bir yerde.
  • mobydick  (20.08.16 18:38:07 ~ 18:44:01) 
Bu kötü işte. Senin için kötü. Kavgayla iletişim kurmaya alışma riskin var. Evliliğinde, çocuk yetiştirirken iyi sonuçlara varmayacak bir risk.
Annen artık belli bir yaşa gelmiş. Mutlaka o da böyle davranmasına neden olacak şeyler yaşamıştır. Değişmesi kendi isteğine bağlı ve biraz zor ama senin çok katkın olabilir. O toplara girme, sakin kalmaya devam et. Zorlancaksın, bazı konular çözülmeyecek... olsun varsıın. Sen sakin kalmakta kararlı olursan er veya geç o da o yöne yönelecek. Çünkü kararlılık girdap oluşturuyor ve insan çevresindeki 5 kişinin ortalamasıdır deniyor. (bilimsel bi çalışma mı bilmiyorum ama doğru olduğunu gözlemliyorum.) Üzüm üzüme baka baka kararır sözümüz de var ve boşa söylenmemiş bence.

  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (20.08.16 19:44:33 ~ 19:45:42) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.