[]
Bu gece ne rüya gördünüz?
Sizin rüyalarınızı dinleyerek kendiminkini unutmak niyetindeyim. Rüyamda ben yobaz bir adamın at bakıcısıydım. Çok güzel at yetiştiriyordum,böyle bembeyaz üzerine de çikolata sosu ile desen yapılmış bir at filan yetiştirdim. Adam da ben çok başarılı olduğum için işi bırakırsam beni öldüreceğini söyledi. İnanmadım, inanmayınca da yanıma bir dev gönderdi, onunla gözdağı verdi.
rüya görmedim ben ya, çoğu zaman da görmüyorum. bilinç altım yok galiba benim.
- lordoz (09.08.16 11:03:29)
uzun zamandır rüya görmüyoruz en son gördüğüm rüyada halı saha maçını kaçırıyordum.
- gozu acik sevisen yahudi (09.08.16 11:06:46)
Öncelikle asla dalga geçmiyorum, tamamen gerçektir.
İki gün önce bir adet it arkadaş çağırıp bilgisayarımın değişimini rica ettim. O da hayhay dedi ve yepisyeni, boktanların şekilbazı bi laptop getirdi bana. Her şey o kadar güzeldi ki. Mutluydum. İçtiğim çaylar bana kırlardan kokular, mutluluk sesleri, çığırtkan ağlayan çocukların nadir kahkahalarını, deniz suyunun 20 metre ötede geğiren adamın kokusunu taşıdığı gibi taşıyordu.
Maalesef kısa süre sonra fark ettim ki bu yeni dünya sandığım kadar kusursuz değildi. Bir sorun vardı, büyük bir sorun. INTERNET EXPLORER illeti vardı bu bilgisayarda yalnızca. Browser niyetine başka da bir bok yoktu afedersin. Bu durum canımı sıkıyordu ama direneceğim dedim. Başaracağım. Alışacağım. Netinece en iyi uyum sağlayan hayatta kalmaz mıydı? İçimden içimden küfrederek iki günü geçirdim. Ekşi sözlüğü açıyorum, butonların hiçbiri çalışmıyor. Youtube açıyorum "tarayıcı desteklenmiyo olum hayırdır lan" diye soruyor bana. Herkes beni ayrı ayrı yerin dibine sokuyor, herkes beni aşağılıyordu.
Bu durum içimde bir çığ gibi büyüdü ve dün rüyalarımda kendini gösterdi. O kara gecede...
Rüyamda sıradan bir gün yaşanıyordu. Servise sığır gibi binip "mmmkhs günaydın" diyor, yayılıyordum koltuğa. Önümde oturan dingilin salak arkadaşlarına whatsapp gruplarında konuşup, onlara kıkırdayarak sağ elinin işaret parmağıyla yazdığı mesajları yollayışını seyrediyordum. Güneşi selamlamak için en güzel yoldu bu. Varınca bilgisayarımı açıyordum ve bir güç beni o iticiler iticisi internet explorer yerine sol aşağıdaki başlat tuşuna basmaya itiyordu. İttirsindi. Tam ortasından bir tane tıklayıverdim başlata BİR DE NE GÖREYİM. Evet, beklenen olmuş idi. Kuşlar tekrar uçuyor, denizdeki dayı yine geğiriyor idi. Hayat tekrar güzel idi. Çünkü başlata tıkladığımda karşıma çıkan, "yeni yüklendi bu haa çakal seni" diyen, "abi simit yeni çıktı. vereyim mi?" müjdesini ileten fırıncı asaletiyle parlayan turuncu renk içerisinde bir adet FIREFOX İDİ.
Bak gerçekten dalga geçmiyorum, gülümseyerek uyandım.
Bu dram değil de nedir. Bu insan ırkının geldiği en aşağı noktadır arkadaşlar. Bundan ibret alın. Benim suratıma tükürün ve google chromelarınıza, şekilbaz eklentilerinize dönün. Arada durup düşünün ama. Ne acılarla sınananlar var ulan dışarıda deyin. Hepinizi öpüyorum.
İki gün önce bir adet it arkadaş çağırıp bilgisayarımın değişimini rica ettim. O da hayhay dedi ve yepisyeni, boktanların şekilbazı bi laptop getirdi bana. Her şey o kadar güzeldi ki. Mutluydum. İçtiğim çaylar bana kırlardan kokular, mutluluk sesleri, çığırtkan ağlayan çocukların nadir kahkahalarını, deniz suyunun 20 metre ötede geğiren adamın kokusunu taşıdığı gibi taşıyordu.
Maalesef kısa süre sonra fark ettim ki bu yeni dünya sandığım kadar kusursuz değildi. Bir sorun vardı, büyük bir sorun. INTERNET EXPLORER illeti vardı bu bilgisayarda yalnızca. Browser niyetine başka da bir bok yoktu afedersin. Bu durum canımı sıkıyordu ama direneceğim dedim. Başaracağım. Alışacağım. Netinece en iyi uyum sağlayan hayatta kalmaz mıydı? İçimden içimden küfrederek iki günü geçirdim. Ekşi sözlüğü açıyorum, butonların hiçbiri çalışmıyor. Youtube açıyorum "tarayıcı desteklenmiyo olum hayırdır lan" diye soruyor bana. Herkes beni ayrı ayrı yerin dibine sokuyor, herkes beni aşağılıyordu.
Bu durum içimde bir çığ gibi büyüdü ve dün rüyalarımda kendini gösterdi. O kara gecede...
Rüyamda sıradan bir gün yaşanıyordu. Servise sığır gibi binip "mmmkhs günaydın" diyor, yayılıyordum koltuğa. Önümde oturan dingilin salak arkadaşlarına whatsapp gruplarında konuşup, onlara kıkırdayarak sağ elinin işaret parmağıyla yazdığı mesajları yollayışını seyrediyordum. Güneşi selamlamak için en güzel yoldu bu. Varınca bilgisayarımı açıyordum ve bir güç beni o iticiler iticisi internet explorer yerine sol aşağıdaki başlat tuşuna basmaya itiyordu. İttirsindi. Tam ortasından bir tane tıklayıverdim başlata BİR DE NE GÖREYİM. Evet, beklenen olmuş idi. Kuşlar tekrar uçuyor, denizdeki dayı yine geğiriyor idi. Hayat tekrar güzel idi. Çünkü başlata tıkladığımda karşıma çıkan, "yeni yüklendi bu haa çakal seni" diyen, "abi simit yeni çıktı. vereyim mi?" müjdesini ileten fırıncı asaletiyle parlayan turuncu renk içerisinde bir adet FIREFOX İDİ.
Bak gerçekten dalga geçmiyorum, gülümseyerek uyandım.
Bu dram değil de nedir. Bu insan ırkının geldiği en aşağı noktadır arkadaşlar. Bundan ibret alın. Benim suratıma tükürün ve google chromelarınıza, şekilbaz eklentilerinize dönün. Arada durup düşünün ama. Ne acılarla sınananlar var ulan dışarıda deyin. Hepinizi öpüyorum.
- naberabi (09.08.16 11:11:43)
ya ben bugün değişik rüyalar gördüm. ilkinde işyerinde hiç namazla alakası olmayan biri beni sabah namazına kaldırıyordu ve gözlerimi açtığımda da sabah ezanı okunuyordu. neyse namazı kıldım yattım bu sefer de bi okulun bahçesinden arkamda genç insanlarla çıkıyordum ve askerlerin sokakta olduğunu gördüm birisi araçtan gökyüzüne ateş ediyordu diğer de ne olduğunu sorunca bana dönerek sert bir şekilde darbe olduğunu ve eve gitmemi söyledi herhalde son zamanlarda olanlar bilinçaltıma işlemiş....
- tociess (09.08.16 11:14:10)
Bu geceye özel bir durum var galiba :D
Rüyamda organik gıdalarla ilgili olduğu lanse edilen bir seminere gidiyormuşum. son derece bilimsel bilgilerin konuşulacağını düşünürken dinleyici kitlesinin ablalar'dan oluştuğunu fark ediyorum. bize bir marketler zincirinin fetö'ülere ait olduğunu ve mallarının kalitesiz oluşunu anlatmaya başlıyorlar. neredeyse her ürünü tek tek slaytlarda gösterip kötüledikten sonra sıra sıvıyağ'a gelince gür sesli bir amcamız "bakın bize yıllarca bu yağları yedirdiler. bunlaaar işte bunlar terör örgütü'dür" deyince kendimi tutamıyorum. (bkz: pis laik) "Kalitesiz yağ satmak ne zamandan beri terör kapsamına girdi. ne alakası var! adamlar cezalandılsın madem halka kaliteden yoksun hizmet vermekten" deyince bütün herkes duruyor ve tiksinç bakışlarla benim ülke bu haldeyken ne yapmaya çalıştığımı anlayamadıklarını, kendilerinin benim gibi bir vatan haini'yle aynı yerde bulunmak istemediklerini söylüyorlar. efendi efendi kendimi savunurken bir yerden sonra "yapacağınız işi skeyim ben gidiyorum." deyip çıkıyorum.
Aferin delirtin bizi, yavaş yavaş delirtin. Gece gece sinir oldum. 4:30'dan sonra uyuyamadım.
O değil de rüyamda niye seminere gidiyorum onu zaten hiç anlamadım. :D
Bizim Üretim'deki işçilerden biri de (Tayyip'i zerre sevmez) rüyasında malum kişiye memleketini gezdiriyomuş. Tayyar bak burada define var, deyince gidiyolar. Define var dediği yerin Atatürk'ün çiftliği olduğunu öğrenince Cumhur'un başı "Durmayalım burada, hadi çıkalım hemen." demiş. :D
Rüyamda organik gıdalarla ilgili olduğu lanse edilen bir seminere gidiyormuşum. son derece bilimsel bilgilerin konuşulacağını düşünürken dinleyici kitlesinin ablalar'dan oluştuğunu fark ediyorum. bize bir marketler zincirinin fetö'ülere ait olduğunu ve mallarının kalitesiz oluşunu anlatmaya başlıyorlar. neredeyse her ürünü tek tek slaytlarda gösterip kötüledikten sonra sıra sıvıyağ'a gelince gür sesli bir amcamız "bakın bize yıllarca bu yağları yedirdiler. bunlaaar işte bunlar terör örgütü'dür" deyince kendimi tutamıyorum. (bkz: pis laik) "Kalitesiz yağ satmak ne zamandan beri terör kapsamına girdi. ne alakası var! adamlar cezalandılsın madem halka kaliteden yoksun hizmet vermekten" deyince bütün herkes duruyor ve tiksinç bakışlarla benim ülke bu haldeyken ne yapmaya çalıştığımı anlayamadıklarını, kendilerinin benim gibi bir vatan haini'yle aynı yerde bulunmak istemediklerini söylüyorlar. efendi efendi kendimi savunurken bir yerden sonra "yapacağınız işi skeyim ben gidiyorum." deyip çıkıyorum.
Aferin delirtin bizi, yavaş yavaş delirtin. Gece gece sinir oldum. 4:30'dan sonra uyuyamadım.
O değil de rüyamda niye seminere gidiyorum onu zaten hiç anlamadım. :D
Bizim Üretim'deki işçilerden biri de (Tayyip'i zerre sevmez) rüyasında malum kişiye memleketini gezdiriyomuş. Tayyar bak burada define var, deyince gidiyolar. Define var dediği yerin Atatürk'ün çiftliği olduğunu öğrenince Cumhur'un başı "Durmayalım burada, hadi çıkalım hemen." demiş. :D
- chitosan (09.08.16 11:21:00)
yemekten sonra yatağın üzerinde sızmışım o ara gördüğüm rüyadır, gece bile olmamıştı.
adamın biri ben ve küçük bir çocuk aynı otel odasındayız ama süit desek daha doğru olur.
adamı ve çocuğu tanımıyorum ama bir çekince de var içimde.
neyse ben dışarı çıkacağımı söylüyorum, kapıya yöneliyorum ki kapı kilitli, adam boşuna dışarı çıkma ilaç birazdan etkisini gösterecek demesiyle bende bir görüntü gel giti oluyor. bir şey de yemedim içmedim ki bu neden oldu lan diyorum, can havliyle camdan atlıyorum hooop bi bakıyom bizim mahalle, noluyoz mınagoyyim layn diye koşmaya devam ediyorum. arabasından yeni inen bir adama beni hastane bırakması için ricada bulunuyorum. tamam lan atla diyor atraksiyon bekleyen bebeler gibi. neyse ben ön koltuğa yöneliyorum bakıyorum bu da benim yanıma geliyor bunun yüzüne bakıp abi arabayı ben mi kullanacağım diyorum. yok kapı bozuk ondan bu taraftan binecem diyor. arabayı çalıştırıp gidiyoruz. uyandığımdan kerbela konseptli odamda kan ter içinde kalmışım ve susuzluktan yanıyorum. skertim böyle rüyayı dedim.
bundan önce gördüğüm bir rüya vardı o güzeldi ilginçti ama güzeldi.
adamın biri ben ve küçük bir çocuk aynı otel odasındayız ama süit desek daha doğru olur.
adamı ve çocuğu tanımıyorum ama bir çekince de var içimde.
neyse ben dışarı çıkacağımı söylüyorum, kapıya yöneliyorum ki kapı kilitli, adam boşuna dışarı çıkma ilaç birazdan etkisini gösterecek demesiyle bende bir görüntü gel giti oluyor. bir şey de yemedim içmedim ki bu neden oldu lan diyorum, can havliyle camdan atlıyorum hooop bi bakıyom bizim mahalle, noluyoz mınagoyyim layn diye koşmaya devam ediyorum. arabasından yeni inen bir adama beni hastane bırakması için ricada bulunuyorum. tamam lan atla diyor atraksiyon bekleyen bebeler gibi. neyse ben ön koltuğa yöneliyorum bakıyorum bu da benim yanıma geliyor bunun yüzüne bakıp abi arabayı ben mi kullanacağım diyorum. yok kapı bozuk ondan bu taraftan binecem diyor. arabayı çalıştırıp gidiyoruz. uyandığımdan kerbela konseptli odamda kan ter içinde kalmışım ve susuzluktan yanıyorum. skertim böyle rüyayı dedim.
bundan önce gördüğüm bir rüya vardı o güzeldi ilginçti ama güzeldi.
- seyduna6687 (09.08.16 11:38:25)
metallica karşımda rehearse yapıyor free speech for the dumb çalıyor. yalan yok ben ve rüyalarım:
eksisozluk.com
eksisozluk.com
- e a p (09.08.16 12:09:31)
Ben de tam birine ruyami anlatsam diyordum ya. Asiri sacmaydi. Basliyorum.
Abimle almanyaya gitmisiz. Bi yeri geziyoruz. Ama bunlamisiz yani biraz oradan. Asansorle ikiye cikiyoruz. Tv cekimleri var studyo gibi. Sasiriyoruz. Bi adam gelip ingilizce bir sey mi ariyorsunuz diyor, ben de icimden bu niye ingilizce konusuyor ya almanca konussa diye dusunuyorum. Sonra diyorum, sadece tv izlemek istiyoruz (?&:') adam da ne alaka der gibi suratimiza bakiyor, o sirada asansor geliyor, biniyoruz.
4'e cikiyoruz. Burada leblebi fabrikasi varmis falan, birkac leblebi yiyip asansorle bese cikiyoruz. Beste metro varmis. Metroya biiyoruz. Ama havalimani metrosu gibi arada yer ustunden giden bi metro. Neyse metro son duraga geliyor iniyoruz. Orada iki bisiklet var, ona biniyoruz. Bisiklete binerken Turk mahallesine denk geliyoruz.
Bir cocuk bizi goruyor (16-17 yaslarinda) ben de goruyorum oyle geciyor. Sonra bisiklet binerken abim biraz arkada kalmis, bir bakiyorum tam arkasinda bos bira sisesiyle cocuk abime vurmaya hazirlaniyor, tam abime sesleniyorum ama cocuk vuruyor. Sonra bu bir kez daha oluyor. Yine engelleyemiyorum. Sonra ucuncu kez gelisinde, tam vuracakken kendine vurdurtuyorum zorla siseyi. Elimde de zincir var cok ince kolye. Yuzune vuruyorum sertce. Iz kaliyor. Cocuk bayagi kizgin, bisikletle o kadar hizli gidiyoruz ki abimle kacmak icin. Gidiyoruuz gidiyoruuz gidiyoruuz, metroyu bulamiyoruz bir turlu. En sonunda buluyoruz.
Metro istasyonu da uc katli ama merdivenleri yangin merdiveni gibi. Tam ucuncu katla ikinin ortasindaki merdivenlerdeyken cocugu goruyoruz asagida, kafasinin ustune yazi yazmis, beni tarif eden. Sonra ben de herhalde artik kurtulayacagim deyip kendimi merdivenlerden bosluga birakiyordum. :(
Sonra uyandim, cok da yorgunum. Cidden oradan dusmus ve o kadar pedal cevirmis gibi hissediyorum ahah. Bir de cok anlamsizdi, kendi kendime yorumlamaya calisiyorum bilincaltimi.
Abimle almanyaya gitmisiz. Bi yeri geziyoruz. Ama bunlamisiz yani biraz oradan. Asansorle ikiye cikiyoruz. Tv cekimleri var studyo gibi. Sasiriyoruz. Bi adam gelip ingilizce bir sey mi ariyorsunuz diyor, ben de icimden bu niye ingilizce konusuyor ya almanca konussa diye dusunuyorum. Sonra diyorum, sadece tv izlemek istiyoruz (?&:') adam da ne alaka der gibi suratimiza bakiyor, o sirada asansor geliyor, biniyoruz.
4'e cikiyoruz. Burada leblebi fabrikasi varmis falan, birkac leblebi yiyip asansorle bese cikiyoruz. Beste metro varmis. Metroya biiyoruz. Ama havalimani metrosu gibi arada yer ustunden giden bi metro. Neyse metro son duraga geliyor iniyoruz. Orada iki bisiklet var, ona biniyoruz. Bisiklete binerken Turk mahallesine denk geliyoruz.
Bir cocuk bizi goruyor (16-17 yaslarinda) ben de goruyorum oyle geciyor. Sonra bisiklet binerken abim biraz arkada kalmis, bir bakiyorum tam arkasinda bos bira sisesiyle cocuk abime vurmaya hazirlaniyor, tam abime sesleniyorum ama cocuk vuruyor. Sonra bu bir kez daha oluyor. Yine engelleyemiyorum. Sonra ucuncu kez gelisinde, tam vuracakken kendine vurdurtuyorum zorla siseyi. Elimde de zincir var cok ince kolye. Yuzune vuruyorum sertce. Iz kaliyor. Cocuk bayagi kizgin, bisikletle o kadar hizli gidiyoruz ki abimle kacmak icin. Gidiyoruuz gidiyoruuz gidiyoruuz, metroyu bulamiyoruz bir turlu. En sonunda buluyoruz.
Metro istasyonu da uc katli ama merdivenleri yangin merdiveni gibi. Tam ucuncu katla ikinin ortasindaki merdivenlerdeyken cocugu goruyoruz asagida, kafasinin ustune yazi yazmis, beni tarif eden. Sonra ben de herhalde artik kurtulayacagim deyip kendimi merdivenlerden bosluga birakiyordum. :(
Sonra uyandim, cok da yorgunum. Cidden oradan dusmus ve o kadar pedal cevirmis gibi hissediyorum ahah. Bir de cok anlamsizdi, kendi kendime yorumlamaya calisiyorum bilincaltimi.
- yuzır (09.08.16 12:18:01)
1