[]
fethullah neden sevilmiyor?
pamuk gibi adam lan? şaka şaka.
mesela tayyip için yüzlerce sebep sayabilirim ama fethullah'ı yeterince bilmiyorum, daha doğrusu siyasi gündemle ilgilenmeye geç başladığım için oraları kaçırdım, sözlükte de o kadar detaylı araştırma yapacak vaktim yok.
neden bu kadar nefret ediliyor somut örnekler verebilir misiniz? mesela kpss skandalı gibi. gerçi onu da hayal meyal hatırlıyorum, soruları sadece cemaat mi çalmıştı yoksa akp ile birlikte miydi o zamanlar?
mesela tayyip için yüzlerce sebep sayabilirim ama fethullah'ı yeterince bilmiyorum, daha doğrusu siyasi gündemle ilgilenmeye geç başladığım için oraları kaçırdım, sözlükte de o kadar detaylı araştırma yapacak vaktim yok.
neden bu kadar nefret ediliyor somut örnekler verebilir misiniz? mesela kpss skandalı gibi. gerçi onu da hayal meyal hatırlıyorum, soruları sadece cemaat mi çalmıştı yoksa akp ile birlikte miydi o zamanlar?
her işlerini beraber yapıyorlardı, kopya skandalında cemaatin arkasını akp kurtarmıştı, burada aktroll arkadaşlar bilmez, "ben tatmin oldum" diyen bizzat erdoğan'dı.
pastayı paylaşamadılar, feto çok güçlendim sandı, erdoğan tayfası ile hesaplaşıp tasfiye etmek istedi, erdoğan da örgütünden gelen gücünü kullandı ve fetoyu tasfiye etti.
zamanında akp'nin kuruluşundan ihale çarklarının kurulmasına kadar fetocuların çok emeği geçti. ama sonra paylaşamadılar sanıyorum pastayı, birbirlerini yemeye başladılar.
yoksa zamanında aralarından su sızmazdı; bizzat feto'ya erdoğan'ın "emirleri var mı sorun" demişliği var 2013 yılında.
pastayı paylaşamadılar, feto çok güçlendim sandı, erdoğan tayfası ile hesaplaşıp tasfiye etmek istedi, erdoğan da örgütünden gelen gücünü kullandı ve fetoyu tasfiye etti.
zamanında akp'nin kuruluşundan ihale çarklarının kurulmasına kadar fetocuların çok emeği geçti. ama sonra paylaşamadılar sanıyorum pastayı, birbirlerini yemeye başladılar.
yoksa zamanında aralarından su sızmazdı; bizzat feto'ya erdoğan'ın "emirleri var mı sorun" demişliği var 2013 yılında.
- babilbaligi (19.07.16 15:26:16)
Elele verip Tayyip'le beraber yıllarca yapmadıkları hukuksuzluk kalmadı. Ordusundan Milli Eğitimi'ne hak edenler değil bunların adamları yerleşti. Gezi'de bunları polisleriydi bize saldıran. Sonra bir şekilde çıkarlar çatıştı, ayrıldılar. Bugün güçlü kalan Feto tarafı olsaydı muhtemelen aynı soruyu Tayyip için soruyor olabilirdin.
Rus arkadaslarımla konuşuyordum. Feto'yu dinlemişler son olaylardan sonra. Bir tanesi "pek masum bir adam, bunun üzerine mi yıkmaya çalışıyorlar?" dedi. Diğeri "biraz deli sanırım, akli dengesi yerinde mi?" dedi asdfdsa. "İçi seni, dışı beni yakar"ı İngilizce'ye çeviremedim :)
Rus arkadaslarımla konuşuyordum. Feto'yu dinlemişler son olaylardan sonra. Bir tanesi "pek masum bir adam, bunun üzerine mi yıkmaya çalışıyorlar?" dedi. Diğeri "biraz deli sanırım, akli dengesi yerinde mi?" dedi asdfdsa. "İçi seni, dışı beni yakar"ı İngilizce'ye çeviremedim :)
- evrim halkasi (19.07.16 15:27:32)
Dinle insanları manipüle ediyorlar. Bunlara bağlı yurtlarda, okullarda zorla videoları seyrettiriliyor sonra dua ediliyor. Acayip din sömürüsü yapan bir abi konuşmaya geliyor. İşte kızı ölmüş trafik kazasında, cenazesine Peygamber gelmiş. Şimdi anlatırken de ortamı gül kokusu sarmış bilmem ne. Sizin de cenazenize gelsin istemez misiniz? Bize katılın temalı şeyler. Hiç sevmem böyle insanları.
- Lim5 (19.07.16 15:32:32)
bir sürü sebebi var aslında. tayyip kadar, hatta belki ondan daha çok.
bi kere her şeyden önce tayyip her ne olursa olsun göz önünde, daha doğrusu gözümüzün önünde. öyle ya da böyle seçimle alaşağı edebiliriz. ki bir gün edeceğiz de, hiçbir iktidar sonsuza dek sürmez. sandıkla geldi sandıkla gidebilir/gidecek. ama bu böyle değil. yetiştirdiği militanları akp ile ittifak halinde olduğu dönemde devletin her kademesine yerleştirme imkanı buldu. zaten ufak ufak yapıyordu ama bu denli önleri hiçbi zaman açılmamıştı. ve bu adamlar kamufle. ışid'in uyuyan hücreleri gibi, dışarıdan baktığında cemaatten olduğunu bilmiyorsun, bilemezsin de zira alnında yazmıyor. işte yeni gördük, tayyip'in cumbaba olduktan sonra kendi seçtiği yaveri bile darbeci çıktı diye haberler var. diğer bi örnek, normal şartlarda geçen yıl emekli olması gereken hava kuvvetleri komutanı akp'nin isteğiyle görevine devam etmiş, yani akp kalsın diye direttiği adam tarafından darbeye uğruyordu (bu darbe bir tiyatrodur ya da hayır değildir tartışmasından bağımsız konuşuyorum).
özetle; tayyip'in izlerini devletten silmek bir seçime bakar, ama cemaatin izlerini silmek için devleti komple formatlamak ve sıfır kurulum yapmak gerekecek. bu da bir devlet için hiç kolay bir şey değil.
halk tarafından neden sevilmiyor sorusuna cevaben de, "dokunan yanar" diyorum. neredeyse toplumun her kesimine sahte deliller üreterek operasyonlar düzenledi ve özel yetkili mahkemelerde süründürdüler o "süper yetkili savcı"ları ile. bu savcılara bu özel yetkileri veren akp idi tabii. bu davalardan bazıları:
- kemalist kesime ergenekon, balyoz, askeri casusluk gibi davalarla,
- kemalist olmadığı halde sırf muhalif olduğundan sevmedikleri bazı kesimler yine ergenekon davasıyla,
- orduyu seven, devletçi, belki biraz milliyetçi kişileri de rahatsız ettiği oldu, ülkenin genelkurmay başkanı ergenekon kapsamında terör örgütü lideri olarak suçlandığında ve hapse girdiğinde,
- kürtlere kck davasıyla,
- fenerbahçe ve beşiktaş'a şike davasıyla.
hatrıma şu an gelmeyen başka bir sürü böyle paket dava vardır.
yukarıda saydığım davaların hiçbiri temiz değil. yalnız bunu söylerken, bu davalarda suçlanan ve cezalandırılanların hepsi pür-i pak insanlardır, hiç suç işlememişlerdir falan demiyorum. hukuk işletilmedi diyorum. sahte delil üretilmiştir diyorum. misal, balyoz davasında darbeci askerlerin bir word dosyası ile darbe planı yaptıkları açıklandı, delil olarak bu kabul edildi. fakat o word dosyasına bakıldığında, yazılar şu an ismini hatırlamadığım bir font ile yazılmış (diyelim ki Arial fontu olsun), fakat o font darbe planının hazırlandığı iddia edilen tarihte (2003-2004 diye hatırlıyorum) henüz üretilmemiş. microsoft office'in 2006-2007 falan o tarihlerde yayınladığı office'de varmış. dolayısıyla o dosyanın 2003'te darbeciler tarafından hazırlanmış olması imkansız. ama bu özel yetkili mahkemeler bilirkişi raporlarına rağmen bu delili kabul etti.
toplum tarafından "evet lan böyle işler dönüyordu hakkaten, iyi oldu" denen bir case bulundu; misal derin devlet, alakalı/alakasız suçlu/suçsuz herkes bu şekilde paketlenip torbalara dolduruldu ve suçlandı, insani olmayan şartlarda savunma haklarını düzgün kullanamayarak yargılandılar. davalar bittiğinde cezalandırılanların çoğu gerçekten suçsuz gibi görünen insanlardı. fakat toplumun ekseriyeti nezdinde bu suçların işlendiği hissiyatı olduğu için, adamlar suçsuz olsa da kendilerine inanan bulamadılar. sadece canı yananlar isyan ettiler, ettikleriyle kaldılar.
bu davalar görülürken, cemaatin yayın organları da bu insanları sürekli yalan haberlerle itibarsızlaştırdı. daha mahkeme kararını mahkeme salonunda zanlılara okumadan, samanyolu tv son dakika haberi geçiyordu, tutuklanmasına karar verildi falan diye. yarım saat sonra da mahkeme açıkladı. ama bu kişiler tutuklandıklarını hakimden öğrenmediler komik bir şekilde. yani dolayısıyla top-yekün bir saldırıya uğradı cemaatin hedefindekiler; hükümetiyle medyasıyla mahkemeleriyle.
uf ne uzun yazmışım ya. özetle, bu yukarıda saydığım davaların hepsinde akp ile cemaat ortak çalıştı. hatta tayyip ergenekon davası için "ben bu davanın savcısıyım" diye açıklama yaptı. bülent arınç çıkıp "ülke bağırsaklarını temizliyor" gibi şeyler söyledi, bu insanları bağırsaktaki pislik olarak niteleyerek. 17-25 aralık tarihlerine kadar akp tayfası dışında cemaati herkes düşman bellemişti zaten. ne zaman ki akp'ye de dokundu bu davalar, "vay sen benim tayyip'ime nasıl dokunursun" deyip o tayfa da düşman oldu. ittifaklarının bozulduğu tarih de bu oldu, 17 aralık 2013. o tarihten sonra zaten bu özel yetkili savcılar ya da adalet bakanlığı bünyesindeki cemaatçi olduğu tahmin edilenlerin çoğu görevden alındı, bazıları yurtdışına kaçtı falan, dolayısıyla cemaat başka bir operasyon düzenleyemedi. zaten o tarihten sonra da başka böyle büyük bir operasyon olmadı.
böyleyken böyle.
bi kere her şeyden önce tayyip her ne olursa olsun göz önünde, daha doğrusu gözümüzün önünde. öyle ya da böyle seçimle alaşağı edebiliriz. ki bir gün edeceğiz de, hiçbir iktidar sonsuza dek sürmez. sandıkla geldi sandıkla gidebilir/gidecek. ama bu böyle değil. yetiştirdiği militanları akp ile ittifak halinde olduğu dönemde devletin her kademesine yerleştirme imkanı buldu. zaten ufak ufak yapıyordu ama bu denli önleri hiçbi zaman açılmamıştı. ve bu adamlar kamufle. ışid'in uyuyan hücreleri gibi, dışarıdan baktığında cemaatten olduğunu bilmiyorsun, bilemezsin de zira alnında yazmıyor. işte yeni gördük, tayyip'in cumbaba olduktan sonra kendi seçtiği yaveri bile darbeci çıktı diye haberler var. diğer bi örnek, normal şartlarda geçen yıl emekli olması gereken hava kuvvetleri komutanı akp'nin isteğiyle görevine devam etmiş, yani akp kalsın diye direttiği adam tarafından darbeye uğruyordu (bu darbe bir tiyatrodur ya da hayır değildir tartışmasından bağımsız konuşuyorum).
özetle; tayyip'in izlerini devletten silmek bir seçime bakar, ama cemaatin izlerini silmek için devleti komple formatlamak ve sıfır kurulum yapmak gerekecek. bu da bir devlet için hiç kolay bir şey değil.
halk tarafından neden sevilmiyor sorusuna cevaben de, "dokunan yanar" diyorum. neredeyse toplumun her kesimine sahte deliller üreterek operasyonlar düzenledi ve özel yetkili mahkemelerde süründürdüler o "süper yetkili savcı"ları ile. bu savcılara bu özel yetkileri veren akp idi tabii. bu davalardan bazıları:
- kemalist kesime ergenekon, balyoz, askeri casusluk gibi davalarla,
- kemalist olmadığı halde sırf muhalif olduğundan sevmedikleri bazı kesimler yine ergenekon davasıyla,
- orduyu seven, devletçi, belki biraz milliyetçi kişileri de rahatsız ettiği oldu, ülkenin genelkurmay başkanı ergenekon kapsamında terör örgütü lideri olarak suçlandığında ve hapse girdiğinde,
- kürtlere kck davasıyla,
- fenerbahçe ve beşiktaş'a şike davasıyla.
hatrıma şu an gelmeyen başka bir sürü böyle paket dava vardır.
yukarıda saydığım davaların hiçbiri temiz değil. yalnız bunu söylerken, bu davalarda suçlanan ve cezalandırılanların hepsi pür-i pak insanlardır, hiç suç işlememişlerdir falan demiyorum. hukuk işletilmedi diyorum. sahte delil üretilmiştir diyorum. misal, balyoz davasında darbeci askerlerin bir word dosyası ile darbe planı yaptıkları açıklandı, delil olarak bu kabul edildi. fakat o word dosyasına bakıldığında, yazılar şu an ismini hatırlamadığım bir font ile yazılmış (diyelim ki Arial fontu olsun), fakat o font darbe planının hazırlandığı iddia edilen tarihte (2003-2004 diye hatırlıyorum) henüz üretilmemiş. microsoft office'in 2006-2007 falan o tarihlerde yayınladığı office'de varmış. dolayısıyla o dosyanın 2003'te darbeciler tarafından hazırlanmış olması imkansız. ama bu özel yetkili mahkemeler bilirkişi raporlarına rağmen bu delili kabul etti.
toplum tarafından "evet lan böyle işler dönüyordu hakkaten, iyi oldu" denen bir case bulundu; misal derin devlet, alakalı/alakasız suçlu/suçsuz herkes bu şekilde paketlenip torbalara dolduruldu ve suçlandı, insani olmayan şartlarda savunma haklarını düzgün kullanamayarak yargılandılar. davalar bittiğinde cezalandırılanların çoğu gerçekten suçsuz gibi görünen insanlardı. fakat toplumun ekseriyeti nezdinde bu suçların işlendiği hissiyatı olduğu için, adamlar suçsuz olsa da kendilerine inanan bulamadılar. sadece canı yananlar isyan ettiler, ettikleriyle kaldılar.
bu davalar görülürken, cemaatin yayın organları da bu insanları sürekli yalan haberlerle itibarsızlaştırdı. daha mahkeme kararını mahkeme salonunda zanlılara okumadan, samanyolu tv son dakika haberi geçiyordu, tutuklanmasına karar verildi falan diye. yarım saat sonra da mahkeme açıkladı. ama bu kişiler tutuklandıklarını hakimden öğrenmediler komik bir şekilde. yani dolayısıyla top-yekün bir saldırıya uğradı cemaatin hedefindekiler; hükümetiyle medyasıyla mahkemeleriyle.
uf ne uzun yazmışım ya. özetle, bu yukarıda saydığım davaların hepsinde akp ile cemaat ortak çalıştı. hatta tayyip ergenekon davası için "ben bu davanın savcısıyım" diye açıklama yaptı. bülent arınç çıkıp "ülke bağırsaklarını temizliyor" gibi şeyler söyledi, bu insanları bağırsaktaki pislik olarak niteleyerek. 17-25 aralık tarihlerine kadar akp tayfası dışında cemaati herkes düşman bellemişti zaten. ne zaman ki akp'ye de dokundu bu davalar, "vay sen benim tayyip'ime nasıl dokunursun" deyip o tayfa da düşman oldu. ittifaklarının bozulduğu tarih de bu oldu, 17 aralık 2013. o tarihten sonra zaten bu özel yetkili savcılar ya da adalet bakanlığı bünyesindeki cemaatçi olduğu tahmin edilenlerin çoğu görevden alındı, bazıları yurtdışına kaçtı falan, dolayısıyla cemaat başka bir operasyon düzenleyemedi. zaten o tarihten sonra da başka böyle büyük bir operasyon olmadı.
böyleyken böyle.
- cevap botu (19.07.16 15:36:26)
1