[]

aranızda ateist/deist/agnostik yetişen var mı?

insanların gelişme çağında dinsizlikle tanıştığında nasıl tepkiler verdiğini merak ediyorum. mesela bir çocuğa 4 yaşından beri allah yok din yalan desek, ana-babası inançsız olsa nasıl bi çocukluk geçirir; bunu tatbik etmiş aile var mıdır çevrenizde? teşekkürler...




 
normalde aileler dine inanmasa bile çocuklarını bu şekilde yetiştirmez. özellikle de çocuğun üstünde travmatik bir etki bırakmamak için.


  • tendra van case  (21.06.16 15:05:18) 
@mimikikili, hah mesela o da önemli bir konu, onu da merak ediyorum. o çocuğun psikolojisini etkiler mi bu durum eğer 4 yaşında da söylenirse? mesela 4 yaşındaki çocuğa dini açıdan yoğun bilgi yüklemesi yapılınca sağlıksız deriz ya bu duruma, aynısı tam tersi için de geçerli midir? çocuğun dinin baskıcı kurallarından tamamen bağımsız yetişmesini sağlar mı bu erken eğitim, hayata bakışını değiştirecek kadar katkısı olur mu?


  • baba jo  (21.06.16 15:05:36 ~ 15:06:24) 
anne tarafım (dede) namaz - oruç gibi yükümlülüklerini yerine getiren insanlardı
baba tarafım toptan deist/ateist
ama çocukken bana ne inan ne inanma dediler
sonra ben büyüdükçe "bu ne lan" diyip inanmamayı seçtim tabiki aklı çalışan herkes gibi.

yani 3 yaşındaki kızının başını kapatan bağnaz sapıklar gibi, inançsız insanlar da çocuklarına "hadi al domuz ye, hadi allaha şırk koş" falan diye baskı yapmıyor, şoko parti gerçek değil sakin ol
  • Corc  (21.06.16 15:10:38) 
@Corc, sakin olucak bir durum yok ki, öyle yaparlarsa ne olur, yapmış olan var mı diyorum.


  • baba jo  (21.06.16 15:12:34) 
"akli calisan herkes gibi inanmamayi secmek"

yani su cumleyi kuran insan inansa ne olur, inanmasa ne olur. once iyi insan olmaktir amac. ister inan ister inanma.
  • fayfim  (21.06.16 15:14:54) 
genelde dindar aileler baskıcı oluyor ve ters tepebiliyor.
atayizler pek karışmıyor ve dindar olan çocuklar olabiliyor.
bizimkiler hiç bir konuda bana müdahaleci olmadılar.
atayiz olduk ama bi boku açıklayamıyoruz.
  • seyduna6687  (21.06.16 15:16:04) 
@seyduna6687, heh mesela güzel bişey dedin. inançsız aileler çocuklarını bu konuda serbest bıraktıkları için mi o çocukların inançsız büyüyünce daha "özgürlükçü" olduğunu düşünüyoruz? bir çocuğa yetişme çağında "özgürlükçü olacaksın bak at gözlüğü falan takmak yok bağnaz olmak yok" desek bunun serbest bırakmaktan daha etkili olma şansı var mı? bu kavramlar bu şekilde öğretilebilir şeyler midir?

bu arada cevaplar geldikçe kaynak sorular soruyorum ama tamamen beyin fırtınası şeklinde, aklıma geleni ortaya yöneltiyorum; nick belirttim diye cevap vermek zorunda hissetmeyin ya da başkaları da üzerine alınabilir.
  • baba jo  (21.06.16 15:18:38 ~ 15:22:52) 
benim de aile durumum corc'un anlattığı gibiydi.
çocukken bana da kimse diretmedi inan ya da inanma diye.
sonra ben büyüdükçe 'doğru olan bu' diyerek inanmayı seçtim. inanırken de diğer insanları yaftalamadım aklı çalışıyor, çalışmıyor diye.

tabi bu benim ailede aldığım terbiye ile de alakalı olabilir.
  • mermize  (21.06.16 15:19:03) 
bizim kan bağı olan eş dost akraba müslüman oldukları iddiasında olsalar da bana bir yönlendirmede bulunmadılar. okuldan, mahalleden yönlendirenler, kendince korku salmaya çalışanlar da de köylü çapulcu cahil fakir tiplerdi, ciddiye almıyordum.

bir kere babama ya bizim mezhebimiz ne diye sordum, "sünni? sünni galiba?" demişti...

zaten otu boku sorgulayan biri olarak çelişkileri, gariplikleri, özgürlük sınırlayıcı sıkıntılı durumları bayağı erkenden fark etmem zor olmadı. iman denen şeyin ne olduğunu da çok geç öğrendim. zaten din de iman da bana göre değilmiş. sağlık olsun.

ama her zaman böyle olmaz. kimisi de atayiz propagandadan bıkıp müslümanlığa yönelebiliyor. en doğrusu rahat bırakmak bence. çocuğa tabula rasa gözüyle bakmamak lazım belki de. ne seviyorsa onu yapsın.
  • i ve been mistreated  (21.06.16 15:21:28) 
ailem bana bunu bir kere bile yapmadı. babaannem fısır fısır dua sayıklayıp bize daha ufacıkken dua etmemizi söylerdi, "babaanne allah her şeyi yaratmış ya e peki allah'ı kim yaratmış?" dediğimde "tövbe de" bilmemne tarzı cevap içermeyen yadırgamalardan beri gittikçe kendinden emin şekilde ateist oldum. ilkokul bittiğinde artık evrenin yaralı bir egosu olamayacağını da düşünür haldeydim.

ailemin eleştirdiğim pek çok şeyi olmuştur. ama sorularım hiçbir zaman geçiştirilmediği gibi nasıl düşünmem gerektiği asla söylenmedi. "neden şöyle? çünkü bilmem ne. neden böyle? sen neden olduğunu düşünüyorsun? neden öyle? neden değil? neden öyle? bilmiyorum." bu şekildeydi bizde.

bu tür kısıtlamalar bireysel hayatımda yapıldı daha ziyade. duygularımı değiştirmeye kalktıkları oldu ama düşüncelerime dokunmadılar.

çocuğuna bunu erkenden vermeye çalışan anne babalar vardır muhakkak. çocuk düşünmediği sürece onayladığı her şeyde bir yobaza dönüşür bana kalırsa.

not: 9 yaşımda "bence allah yok" dediğimde sınıf mümessili beni hocaya şikayet etti herkes içinde. o da "olur mu öyle şey, ney ayıp" diye beni azarladı. annem ve babamın da inanmadıklarını tam o zaman öğrendim sanıyorum, eve gidip onlara hocayı şikayet ettiğimde. beni şikayet eden arkadaş benimkine yakın olan evine benimle beraber dönerken sonraki bir sene boyunca başka bir arkadaşıyla beni inanmaya ikna etmeye çalıştı. bildiğin argümantasyon gerçekleşiyordu aramızda. dediklerimi mantıklı buluyor, ertesi gün yeni noktalarla geliyordu. "ama kuran böyle diyor" "e kuran zaten bunu söyleyen tek şey" bunu anlamıyordu mesela. "ama peynire bakarken de içindeki sütü görmezsin" ama yapan bensem görüyorumdur" anlamıyordu bunları. bu çocuk çok zeki bir çocuktu. ben programlanmanın diğer takımda çok beter olduğunu söylemek istiyorum. çocuğun anne-baba imajını da zorlamış olduğumu yıllar sonra algıladım.
  • godoşu beklerken  (21.06.16 15:40:41 ~ 16:07:10) 
Baba tarafım komple ateist (dedeler medeler, vb.), anne tarafım daha bir deist gibi ama bir felsefeye oturtmuş değiller. Çok da varmış yokmuş, umurlarında değil; "Allah varsa, iyi yani. Olabilir, olmayabilir; ne yapalım" ayarındalar. Bir de dede ve nineleri çok az gördüm. Anneannem ve annemin babası ben doğmadan ölmüşlerdi; baba tarafından dedem de ben çok küçükken öldü. Bir tek ağzı bozuk babaannemi birkaç kere gördüm ki, o da inançsızdı. Kapalı değildi ama başına yarım yamalak bir örtü takardı.

Büyürken garip şeyler yaşadım. Hiç evde din konuşulmadı. Kimse inanıyoruz, inanmıyoruz demedi; Allah'ın lafı açılmadı. Dünya tarihinde böyle bir şey yokmuş gibi büyüdüm. Sonrası travma oldu diyemem ama çok şaşırdığım dönemler oldu. Hiç din öğretmenim de olmadı mesela. İlkokul öğretmenim ateistti; ortaokulda din öğretmeni yoktu. Onun yerine Sosyal Bilimler ve Türkçe öğretmenleri girerdi. Onlarda da çoğunlukla Aziz Nesin, Muzaffer İzgü, vb. hikayeleri okutulurdu, sonra onları tartışırdık. Sadece ilk bir iki hafta dinle ilgili konuşulurdu. Lisede yine din öğretmeni yoktu son sınıfa kadar. Müzik öğretmenimiz din dersine girerdi ve klasik müzik eğitimi verirdi. Hafta sonu konçertolar olurdu. Dönem içinde iki haftada bir konçertolar olurdu. O konçertolara gittipimizde yoklama alınırdı. Kaç konçertoya gidersek o kadar yüksek not alırdık. Okul puanı ÖSS'de önemli olduğu için her konçertoya giderdik. Bir de bu hocaların hepsi sendikalılardı. Genelde müzik derslerinde okulun dertleri, toplum sorunları, vb. konuşulurdu. Son sınıfa doğru da test çözerdik. Bir tek lisede son sınıfta din öğretmenim oldu. O da "Bunlar ÖSS'ye girecek, test çözsünler" diye bırakmıştı bizi. Din derslerinde test çözerdik.

9 yaşına kadar dinle ilgili hiçbir şey duymadım. Karşı komşumuz kursa gittiğini söyledi. Biz de ne öğrendin diye sorunca "İmanın Şartları" yazılı bir kağıt çıkardı, onları okudum. Az çok orucu biliyordum sadece. Onu da pide ayı olarak biliyordum. Bir de bizim evde çok net Türkçe konuşulur; Arapça-Farsça kelimeler düzeltilir, babam kızar. O yüzden o kızın okuduğundan bir şey anlamamıştım. Başta iman ne demek onu bilmiyordum zaten. Hani, yarı İngilizce yarı Türkçe bir şey okusa anlardım ama anlamadım. Eve gelince anneme söyledim, o da "Kuran kursuna gitmiştir" dedi. Bir yandan da bulaşık yıkıyordu. Ben de baktım anlamadığım kelime sayısı artıyor, "İyi, peki" deyip konuyu kapattım.

İlkokul 4'te din dersinde Kelime-i Şahadet'ten not almıştık. Öğretmen sınıfta üç kez okuduktan sonra herkesten ezbere söylemesini isteyip not vermeye başladı. İlk başta ağladım, iki yanımda oturanlar biliyordu ama bir o kadar da bilmeyen vardı. Bana başlık bile bir şey ifade etmiyordu. Sıra bana gelene kadar ezberledim.

Ortaokul'da Tarih-Coğrafya hocasının girdiği derste de arada yarım saat ders kitabından bir şeyler okunuyordu. Orada "Hz. Muhammed son peygamberdir" diyordu. Bir arkadaş parmağını kaldırıp "Allah fikrini değiştirmiş olabilir mi?" diye sordu. Hoca "Allah fikrini değiştirmez" dedi. Arkadaş da "Fikrini değiştirdiyse nereden bileceğiz?" diye sordu. Girdiğimiz en dini muhabbet buydu. Orta 1'de gelen hoca ile hikayelerin arasında "Temiz olalım. Kimseyle dalga geçmeyelim. Yalan söylemeyelim." gibi daha çok ahlaka yönelik anlatımlar yapardı. Bir hafta temizlik konusuydu mesela. Temizlik nasıl yapılır, sabah kalkınca ne yapmalıyız, vb. vardı. Sonraki haftalarda "Kötü durumdaki insanlarla neden dalga geçmememiz gerek" gibi konuları işledik.

Bir de ben kitaplara meraklı olduğum için ders kitabından namaz diye bir şey öğrenmiştim. Bir iki kere elimi kolumu kaldıra kaldıra, toplam üç dua ile namaz kıldı. Evde kendi kendime namaz kılıyordum uyduruktan. Annem gördü, "Ne yapıyorsun" dedi, "Namaz kılıyorum" dedim. Sırıtarak mutfağa geçti. Birkaç kere kendi kendime namaz kıldım o şekilde. Sonra yaz geldi zaten, top oynamaya çıkmak daha çekici geldi. Hiç kimse inanmamız ya da inanmamamız gerektiğini söylemedi; öylece kendi halime bıraktılar.

Arkadaşlarımla yaptığım en dini muhabbet şuydu: 11-12 yaşındayken mahalledeki 7-8 çocuk oyun oynuyorduk. Konu bir şekilde Allah'a geldi. Bir arkadaşım "Bana Allah'a inanmayacaksın ama Matematik'ten geçeceksin deseler, bana uyar" demişti. Bir kişi "Matematiğe gerek de yok aslında" dedi. Bir iki kişi "Bana da uyar" dedi, bir iki kişi "Bana asla uymaz" dedi; ondan sonra da ne oynuyorsak ona devam ettik. 5 dakikayı geçmedi muhabbet.

Neyin ne olduğunu öğrenmem liseye dayanır. Belki arada küçük şoklar vardır ama hiç travmatik bir şey yaşamadım. Belki şu an unuttuğum bir şey vardır ama bulamadım. Şu an hatırladığım, 8-9 yaşında bir arkadaşımın Allah'ın her şeyi bildiğini ve gördüğünü, her yerde olduğunu söylediğini ve benim de onun üzerine bir süre banyoda üstümü çıkarırken çok çekindiğimi, Allah'a çok ayıp olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum.
  • aychovsky  (21.06.16 15:40:57 ~ 16:06:13) 
"allah yok, din yalan" gibi bir eğitim verilmedi bana, ama bizim evde din eleştirilen, dalga geçilen bir şeydi. o kadar eskiyi hatırlamıyorum da 8-9 yaşlarımdayken babamın-dedemin haberleri, açık oturumları izlerken yaptığı eleştirileri, kendi kendilerine katılımcılara saydırmalarını, dindar akraba filan geldiğinde yaptıkları tartışmaları vs. hatırlıyorum. muhakkak etkilenmişimdir bunlardan. özellikle dedeme saygı duyduğumu hatırlıyorum çünkü. ortaokulda dalga geçerdim arkadaşlarla. lisede de din sınavlarında abuk-subuk, komikli cevaplar verirdim. neticede de bir dine inanmayan ve yaratıcı mevzuu ilgi alanına girmeyen biri oldum. şimdi tabii "keşke hacı dedem olaydı" diyorum, belki mutlu olma ihtimali daha yüksek biri olarak yetişirdim.


  • misterturist  (21.06.16 15:52:16 ~ 16:11:34) 
böyle allah yok diye yetiştirmeye gerek yok, dinden bahsedilmemesi gayet yeterli. dindar olması için mantığı gelişmeden önce yani yaklaşık 8 yaşından önce çocuğa dini empoze etmek gerekiyor, bu yapılmazsa zaten ateist ya da diyalektik materyalist olur. istisnalar vardır elbet ama hiçbir insan mantık dahilinde dini ya da ilahi bir güce inanmaz; istese de inanamaz. çocukluktan bilmemesi yeterli yani.
şahsi tecrübe ve görüşlerim bu şekilde.

  • tiny penny  (21.06.16 17:01:06) 
bir arkadaşımın babası koyu ateistmiş, öyle yetişmiş ama kendi ne-nasıl emin değilim.

ya aileler dinden hiç bahsetmeden yetiştirse bile arkadaşlar, çevre falan da çok etkili. Hele anadoluda bir şehirde yetişen çocuk hele bir de şimdiki elli tane din dersine bakınca... aile karışmazsa o çocuk lise civarında koyu müslüman olur, benim görüşüm bu.(en koyu dinciler, milliyetçiler vs. hep o yaştaki ergenlerdir bence) Bizde tek din dersi varken arkadaşlarımın bir kısmı dindardı ben pek takmıyordum ama arada cuma namazlarına gittiğim, cenabet olunca kendimi kötü hissettiğim falan oluyordu. Hep din eğitimi ve çevrenin etkisi işte. Üniversitede aştım bunları. Dediğim gibi şimdi çok daha fazla din dersi ve toplum baskısı var o zamana göre, şimdi çok daha fazla etkilenirler.

yumuşatarak din nedir ne değildir anlatmak lazım bence çocuğa.
  • rodriguez2  (21.06.16 17:16:21 ~ 17:17:56) 
bizim aile.

annem dinli bir insan.
babam pek sallamaz.
ben ve erkek kardeşim, babamın fikri basit geldiği için onu seçtik.
dolayısıyla, allah'a inanan fakat özünde iyi insan olduktan sonra ibadeti sallamayan bir babayı seçen iki çocuk olarak dinsiz olduk.

bizden 15 yaş küçük kardeşimiz haliyle anne ve baba yerine abla ve abisini örnek aldı.
sonuç itibarıyla;

-aşırı derecede hayvan haklarını savunan,
-lgbt bireylere laf ettirmeyen,
-bilime ilgili,
-kitap okumayı seven,
-ezberci eğitim ile ilgili öğretmenleriyle tartışan,
-hakkını yedirmeyen,
-sorgulayan,
-her soyut şeye karşı mantıklı ve elle tutulur argumanlar arayan,
-insanlara saygılı

çok tatlı bir insan oldu.
bu insan 13 yaşında.

bilmiyorum, ben onunla gurur duyuyorum.


erkek kardeşim ile ben ise din eksikliği hissetmedik.
aksine iyi ki bu şekilde yetişmişiz diyebiliyorum.
  • makarnacanavari  (21.06.16 17:18:19) 
Hep Ata ve Allah diye duyardım, 2sini 1 sanırdım.
Sorduğumda bizimkilere Allah diye değil de genel bir varlığı düşünmenin bizde yarattığı rahatlıktan vs bahsedip, kitapları inceden yerdiler.
Evde de kuran vardı kütüphanede, cinler minler diye minik beynimi yemişti arkadaşımın biri, ben de merak ederek cevabını o kitapda bulacağımı umuyordum.
Süslü otantik bir kapağı vardı, o yaşdaki çocuk için gizemler çok çekici.
Kitabı okurken babam elimden alıp 'yaşın bunun için erken ' dedi

Hiçbir dine inanca yakın hissetmedim, hiç takım tutmadım.
Ama inançlı olan insanlara özendim hep, onların birşeyleri vardı ve ben anlamıyordum.
Büyüdükçe ve yaşadıkça fikirlerim biraz değişse de herkesin hane aradığına inanıyorum, birileri, biryerler bir iş,
Dünyevi ve başka hayatlarda aidiyetlik bir çeşit.
Ve bunu bedelleriyle kabullenip senin için' iyi' olduğu inancını beslemek.
Bundan yok işte bende çok,
Karamsar değilim, gerçekçi değilim, kaderciyim de diyemem.
Benim kabullenişim insanlar üzerinden ve bu hane ve biriciklik hissetmek ihtiyaçları üzerinden de her din mantıklı geliyor.
Ve bana mantıklı gelen her olguyu kutsal kitaplarda da bulabilirim.
Haneyi korumak için yazılan, yol gösterici ve değerli bilgiler.
Eğer ailem dindar olsaydı, ben de olurdum.
Uyum sağlamak iyi hissettirir hep ( Kendi zamanının içinde )
Sıkıldığım halde herkes izliyor diye g.o.t izleyen bir insanım ben.
  • sadegazoz  (28.06.16 06:56:31) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.