[]
İstanbul sizce gerçek mi? Size huzurlu hissettiriyor mu bu şehir?-acil ödev
merhaba,
bir ödevim için sizden fikir almak isterim, söylediklerinizden gözlem yapacağım.
ciddi şekilde kentleşmeye maruz kalıyoruz. kalabalık bir şehir, sıkışmış insanlar, yorgunluk, kir, öfke. bir yandan da huzur ve deniz de varken, siz kendinizi nasıl hissediyorsunuz İstanbul'da? Gerçek bir yer gibi mi? Evinizde gibi mi? Kaçıp kurtulmak ister gibi mi?
Teşekkürler şimdiden.
açıklayıcı fikirleriniz hayat kurtaracak.
bir ödevim için sizden fikir almak isterim, söylediklerinizden gözlem yapacağım.
ciddi şekilde kentleşmeye maruz kalıyoruz. kalabalık bir şehir, sıkışmış insanlar, yorgunluk, kir, öfke. bir yandan da huzur ve deniz de varken, siz kendinizi nasıl hissediyorsunuz İstanbul'da? Gerçek bir yer gibi mi? Evinizde gibi mi? Kaçıp kurtulmak ister gibi mi?
Teşekkürler şimdiden.
açıklayıcı fikirleriniz hayat kurtaracak.
Kendi adima çok boğuk buluyorum burayi. Beni buraya bağlayan sebepler olmasa asla duracağım bir sehir degil, ama onun dışında bu kadar sosyal bir şehir olması da cok cezbedici.
- turuncu tonlarda (31.05.16 03:12:21)
istanbulda iyi bir evde kalıyorum. şehrin ortasındayım ve evin arka tarafı büyük bir bahçe avluya açılıyor. şöyle diyim full perdeler açık, bahcenin karşı ucu çok uzak ve apartmanlarla birbirimizi görmüyoruz.
o sayede evde iken iyi hissediyorum. odam bahçeye bakıyor ve pencerelerim sonuna kadar açık. kargalar kuş cıvıltıları. iyiyim burda.
ama otobuste tramvayda, bir metropolde olduğumu hissediyorum. eminönünde denize bakmak huzur vermiyor sadece gürültü karman çorman ve pislik uyandırıyor bende.
etkinlikleri olmasa, festivalidir, kültürel atölyeleridir, çekilecek şehir değil aslında. ama insanları var bazen samimi bazen güzel bazen rahat kafalarda. o sevdiriyor.
umarım ödevine biraz cevap olabilir.
ekleme:: burdaki festivaldir atölyedir etkinliktir tiyatrodur 3 te 1 i izmirde olsa yarın atlar giderim. arkama bile bakmam onu da belirteyim.
o sayede evde iken iyi hissediyorum. odam bahçeye bakıyor ve pencerelerim sonuna kadar açık. kargalar kuş cıvıltıları. iyiyim burda.
ama otobuste tramvayda, bir metropolde olduğumu hissediyorum. eminönünde denize bakmak huzur vermiyor sadece gürültü karman çorman ve pislik uyandırıyor bende.
etkinlikleri olmasa, festivalidir, kültürel atölyeleridir, çekilecek şehir değil aslında. ama insanları var bazen samimi bazen güzel bazen rahat kafalarda. o sevdiriyor.
umarım ödevine biraz cevap olabilir.
ekleme:: burdaki festivaldir atölyedir etkinliktir tiyatrodur 3 te 1 i izmirde olsa yarın atlar giderim. arkama bile bakmam onu da belirteyim.
- mobydick (31.05.16 03:24:16 ~ 03:54:49)
ben istanbulda doğdum büyüdüm, ailemler hala aynı dairedeler, en üst kat, güzel bir muhitte. deniz filan görmüyor.
şu anda yurt dışında yaşıyorum, neredeyse son 10 senedir böyle, 3-4 farklı ülkede yaşadım, son 6 senenin 5inde toplam 20 gün ziyaret etmiştim sadece. geçen sene ilk defa uzun süreli ziyaret etme fırsatım oldu, lisede kaldığım odada kaldım, orada uyudum, uyandım, direk güneş gözüme girerek uyandırıyordu, onu hissettim.
çocukluğumun geçtiği sokaklarda dolaştım, her sokağa adım atışımda güzel duygular hissettim.
çocukken babamın yanına giderdim, yine gittim, uğradığım dükkanlara uğradım. hepsi hoş anılar oldu.
huzurlu hissettim ben, ama ev kavramım yok artık, ev değil, huzurlu bir yer eski evim.
birde ben küçükken her yere yürüyerek giderdim, o yollarda yürüdüm, az oturdum baktım, çevreye baktım, evlere baktım. güzeldi.
şu anda yurt dışında yaşıyorum, neredeyse son 10 senedir böyle, 3-4 farklı ülkede yaşadım, son 6 senenin 5inde toplam 20 gün ziyaret etmiştim sadece. geçen sene ilk defa uzun süreli ziyaret etme fırsatım oldu, lisede kaldığım odada kaldım, orada uyudum, uyandım, direk güneş gözüme girerek uyandırıyordu, onu hissettim.
çocukluğumun geçtiği sokaklarda dolaştım, her sokağa adım atışımda güzel duygular hissettim.
çocukken babamın yanına giderdim, yine gittim, uğradığım dükkanlara uğradım. hepsi hoş anılar oldu.
huzurlu hissettim ben, ama ev kavramım yok artık, ev değil, huzurlu bir yer eski evim.
birde ben küçükken her yere yürüyerek giderdim, o yollarda yürüdüm, az oturdum baktım, çevreye baktım, evlere baktım. güzeldi.
- kurnaz (31.05.16 03:36:18)
İstanbulun sayılı yerinde kendimi iyi, kadıköyde de evimde hissediyorum. Çocukluğumdaki bikaç yıl hariç hayatımın hepsi burada geçti. Sıradan bir muhabbette çok seviyorum istanbulu derim ama aslında büyük bir çoğunluğunu sevmiyorum.
Haddinden fazla kalabalık bence istanbul. Tamam büyük şehir elbette kalabalık olacak ama boş bir insan kalabalığı var sokakta sanki ya. Sadece bana mı öyle geliyor? Lüzumsuz lüzumsuz keko tipler dolu her köşe başında.
Her şey abartı bir de. Anadolu yakasında yaşayanlar bilir mesela minibüs yolu diye bir şey var burada. Yola bi bakıyosun ciddi ciddi baştan aşağı minibüs. Arka arkaya 5-6 tane. Hem boş bir trafik yaratıyor, hem de zaten minibüscüler leş tipler. Hadi onu da boşver, bütün sokaklarda kaldırımların üzerine park edilmiş arabalar dolu falan.
Özetle aslında biraz daha az insan olsa çok güzel olur diye düşünüyorum ben hep. Bu haliyle sadece iki üç semtinde yaşanır, geri kalanı bana göre cidden fazla boğucu istanbulun.
edit: ama şöyle de bir şey var, istanbuldan bugün taşınacak olsam şuraya giderim de diyemiyorum. Buradan daha çekici gelen bir şehir de yok yani.
Haddinden fazla kalabalık bence istanbul. Tamam büyük şehir elbette kalabalık olacak ama boş bir insan kalabalığı var sokakta sanki ya. Sadece bana mı öyle geliyor? Lüzumsuz lüzumsuz keko tipler dolu her köşe başında.
Her şey abartı bir de. Anadolu yakasında yaşayanlar bilir mesela minibüs yolu diye bir şey var burada. Yola bi bakıyosun ciddi ciddi baştan aşağı minibüs. Arka arkaya 5-6 tane. Hem boş bir trafik yaratıyor, hem de zaten minibüscüler leş tipler. Hadi onu da boşver, bütün sokaklarda kaldırımların üzerine park edilmiş arabalar dolu falan.
Özetle aslında biraz daha az insan olsa çok güzel olur diye düşünüyorum ben hep. Bu haliyle sadece iki üç semtinde yaşanır, geri kalanı bana göre cidden fazla boğucu istanbulun.
edit: ama şöyle de bir şey var, istanbuldan bugün taşınacak olsam şuraya giderim de diyemiyorum. Buradan daha çekici gelen bir şehir de yok yani.
- naberabi (31.05.16 03:38:25 ~ 03:47:31)
Beşiktaş kadikoyde yasamiyorsan cekilmez
- sen nasıl bir insansın (31.05.16 04:00:03)
Su istanbulu sevmeyenler gitse de rahatlasak, kime sorsam mecburiyetten burda... "cok kentlesme var" diyenler dededen kalan sultanbeylideki arsayi nasil yapsak da kat karsiligi verebilsek diye dusunuyorlar, sonra kentlesme var... Tabi olur.
Ben seviyorum istanbulu her haliyle, sabahin 5inde, 9unda, ogle arasinda, aksam, gece hepsinde ayri guzel. Su ana kadar iki sefer 5-6 ay kadar yurt disinda kaldim, cok guzel gunler gecirdim oralarda ama Istanbula donup bogazi ilk gordugumde burnumun diregi sizladi, gozumden yas dokuldu.
Kendimi evimde hissediyorum istanbuldayken, yuvamda hissediyorum.
Ben seviyorum istanbulu her haliyle, sabahin 5inde, 9unda, ogle arasinda, aksam, gece hepsinde ayri guzel. Su ana kadar iki sefer 5-6 ay kadar yurt disinda kaldim, cok guzel gunler gecirdim oralarda ama Istanbula donup bogazi ilk gordugumde burnumun diregi sizladi, gozumden yas dokuldu.
Kendimi evimde hissediyorum istanbuldayken, yuvamda hissediyorum.
- fakyoras (31.05.16 07:49:31)
Bana göre de çok boğuk ve kaotik. Boğukluğun büyük kısmı kalabalıktan ve onun da bir parçası benim. O yüzden "Ayh, çok kalabalık" diye bir şikayet hakkım yok. "Madem kalabalık, sen neden buradasın" demezler mi?
encrypted-tbn1.gstatic.com
İstanbul'u ikiye ayırıyorum ben: Beni boğan kısım ve aşık olduğum kısım diye. Beni boğan kısım metropol kısmı; Kartal-Bakırköy arası, sadece günübirlik turist olarak gezmeyi sevdiğim ama yaşamak istemediğim alan. Aşık olduğum kısım ise Büyükçekmece, Kumburgaz, vb. şehir dışı yerler. 16 yıldır buradayım, şehiriçi-metropol kısmında hiç ev hissi yaşamadım, huzur duymadım ama şehir dışında yaşamayı çok seviyorum, oraya çok rahat bir şekilde evim diyebiliyorum vr oralarda yaşamaktan zevk alabiliyorum.
Büyük olasılıkla gideceğim; gitme zamanı yaklaştıkça İstanbul'la ilgili her şey çok romantikleşiyor gözümde. Sürekli kaçmak istediğim bu yer evim mi diye düşünüyorum ama genelde gidince de özlemiyorum. Zamanımı şehirdışı dediğimiz yerlerde geçiriyorum; çünkü en çok oraları özlüyorum. Bir başka özlediğim de hatırası olan yerler ve o hatıralar olmasa oraları da özlemem. Yoksa, uzaktayken İstanbul'un kendisini ve yaşamayı özlemiyorum ama zaman yaklaştıkça "Şurası göz göze geldiğimiz yer", "Beraber yürüdük bir bu yollarda" tarzı 16 yılın romantikleştirmesini yapıyorum ve üzülüyorum. Normalde bir yere gitmişsem ayaklarım geri geri gider İstanbul'a gelirken. Bayramda kaçan ve "Dönmeseler ya" denilen, içinden de "Dönmesem ya" denen güruhtayım; buraya ait hissetmiyorum. Giderken İstanbul için üzülmediğimi, sadece hayatımın tüm yatırımını yaptığım (arkadaşlarım, hatıralarım, işim, vb.) bu yeri terk edeceğim için üzüldüğümü ve bir yuva terki hissi yaşadığımı bilyorum. Aynı şeyleri Şebinkarahisar'da yaşasaydım, oradan ayrıldığım için üzülecektim.
Bana çekici gelen, yurtiçi 3-4 yurtdışı ile birlikte 8-10 şehir var. Birkaç aylığına veya daha uzun süre gidip "İşte, burası ev. Ev diye ömrüm boyunca aradığım yer burasıymış", "Bu şehirle sevişmeye doyamıyorum" dediğim yerler de. Kendimi ait hissettiğim ve hayalini kurduğum şehri tanıyorum. Keşke oraya gidebilsem ama artık rüyamda bile görebileceğimi sanmıyorum. Zaten o zamandan beri İstanbul batıyor, hatta birçok yer batıyor. İstanbul çevresindeki yerler oranın küçük bir versiyonuna benzediği için daha evimde hissediyorum. Şehirden beklentim şu: Parası olan-olmayan herkesin dışarıda rahat vakit geçirebilmesi ve aktivite bulabilmesi, insanının rahat, kibar ve gevşek olması, havasının güzel olması. İstanbul bunları kısmen sağlıyor. Daha iyi sağlayan yerlerde aklım.
Belki biraz daha zengin olsaydım, metrobüs kullanmak zorunda olmasaydım, çilesinden çok balını, kaymağını yiyebilseydim evim diyebilirdim İstanbul'a. Ne bileyim, Bağdat Caddesi'nde geniş ve balkonlu bir evde yaşasaydım ve işim de o civarlarda ferah bir yerde olsaydı, kısacası şık bir fanustan ibaret bir hayatım olsaydı; hayatımda Fatih'ten geçmemiş olsaydım, birisi Kayışdağı, Sancaktepe, Bayrampaşa, Esenyurt dediğinde "Yaniii, oraları tam bilmiyorum. Ne tarafta kalıyor" diyebilen ve haftasonu Kilyos'ta at çiftliklerine giden ya da "küçük bir kaçamak" deyip işi gücü bırakıp Ağva'da tatil yapabilen biri olsaydım, "Oh İstanbul'da olmak ne güzel. Cennet gibi" diyebilirdim ama şu haliyle turistlere bile "Metrobüse binmeyen İstanbul'a gelmiş sayılmaz, çok yanlış yapıyorsunuz" diyesim geliyor. Belki de İstanbul'un rahat yüzünü görmediğimden, dolmuş-otobüs-metrobüse mahkum somurtkan insanlarından olduğumdan evde gibi hissedememişimdir.
encrypted-tbn1.gstatic.com
İstanbul'u ikiye ayırıyorum ben: Beni boğan kısım ve aşık olduğum kısım diye. Beni boğan kısım metropol kısmı; Kartal-Bakırköy arası, sadece günübirlik turist olarak gezmeyi sevdiğim ama yaşamak istemediğim alan. Aşık olduğum kısım ise Büyükçekmece, Kumburgaz, vb. şehir dışı yerler. 16 yıldır buradayım, şehiriçi-metropol kısmında hiç ev hissi yaşamadım, huzur duymadım ama şehir dışında yaşamayı çok seviyorum, oraya çok rahat bir şekilde evim diyebiliyorum vr oralarda yaşamaktan zevk alabiliyorum.
Büyük olasılıkla gideceğim; gitme zamanı yaklaştıkça İstanbul'la ilgili her şey çok romantikleşiyor gözümde. Sürekli kaçmak istediğim bu yer evim mi diye düşünüyorum ama genelde gidince de özlemiyorum. Zamanımı şehirdışı dediğimiz yerlerde geçiriyorum; çünkü en çok oraları özlüyorum. Bir başka özlediğim de hatırası olan yerler ve o hatıralar olmasa oraları da özlemem. Yoksa, uzaktayken İstanbul'un kendisini ve yaşamayı özlemiyorum ama zaman yaklaştıkça "Şurası göz göze geldiğimiz yer", "Beraber yürüdük bir bu yollarda" tarzı 16 yılın romantikleştirmesini yapıyorum ve üzülüyorum. Normalde bir yere gitmişsem ayaklarım geri geri gider İstanbul'a gelirken. Bayramda kaçan ve "Dönmeseler ya" denilen, içinden de "Dönmesem ya" denen güruhtayım; buraya ait hissetmiyorum. Giderken İstanbul için üzülmediğimi, sadece hayatımın tüm yatırımını yaptığım (arkadaşlarım, hatıralarım, işim, vb.) bu yeri terk edeceğim için üzüldüğümü ve bir yuva terki hissi yaşadığımı bilyorum. Aynı şeyleri Şebinkarahisar'da yaşasaydım, oradan ayrıldığım için üzülecektim.
Bana çekici gelen, yurtiçi 3-4 yurtdışı ile birlikte 8-10 şehir var. Birkaç aylığına veya daha uzun süre gidip "İşte, burası ev. Ev diye ömrüm boyunca aradığım yer burasıymış", "Bu şehirle sevişmeye doyamıyorum" dediğim yerler de. Kendimi ait hissettiğim ve hayalini kurduğum şehri tanıyorum. Keşke oraya gidebilsem ama artık rüyamda bile görebileceğimi sanmıyorum. Zaten o zamandan beri İstanbul batıyor, hatta birçok yer batıyor. İstanbul çevresindeki yerler oranın küçük bir versiyonuna benzediği için daha evimde hissediyorum. Şehirden beklentim şu: Parası olan-olmayan herkesin dışarıda rahat vakit geçirebilmesi ve aktivite bulabilmesi, insanının rahat, kibar ve gevşek olması, havasının güzel olması. İstanbul bunları kısmen sağlıyor. Daha iyi sağlayan yerlerde aklım.
Belki biraz daha zengin olsaydım, metrobüs kullanmak zorunda olmasaydım, çilesinden çok balını, kaymağını yiyebilseydim evim diyebilirdim İstanbul'a. Ne bileyim, Bağdat Caddesi'nde geniş ve balkonlu bir evde yaşasaydım ve işim de o civarlarda ferah bir yerde olsaydı, kısacası şık bir fanustan ibaret bir hayatım olsaydı; hayatımda Fatih'ten geçmemiş olsaydım, birisi Kayışdağı, Sancaktepe, Bayrampaşa, Esenyurt dediğinde "Yaniii, oraları tam bilmiyorum. Ne tarafta kalıyor" diyebilen ve haftasonu Kilyos'ta at çiftliklerine giden ya da "küçük bir kaçamak" deyip işi gücü bırakıp Ağva'da tatil yapabilen biri olsaydım, "Oh İstanbul'da olmak ne güzel. Cennet gibi" diyebilirdim ama şu haliyle turistlere bile "Metrobüse binmeyen İstanbul'a gelmiş sayılmaz, çok yanlış yapıyorsunuz" diyesim geliyor. Belki de İstanbul'un rahat yüzünü görmediğimden, dolmuş-otobüs-metrobüse mahkum somurtkan insanlarından olduğumdan evde gibi hissedememişimdir.
- aychovsky (31.05.16 08:13:52 ~ 10:12:26)
sadece burada doğup büyüyene güzel gelen bir şehirdir İstanbul, dışarıdan geleni boğar.
- hakim oynayin dedi (31.05.16 10:02:28)
günlük hayat içinde huzurlu hissettirmiyor tabii, onu söylemek güç. ama tümden boğuk, yorucu bir yer de değil benim için. çok güzel parklar, korular, huzurlu yerler var. üstelik hepsi bedava; insanların "paran varsa İstanbul güzel" gibi laflarını saçma buluyorum.
özellikle vapurdan Kadıköy'e ayak bastığımda tam anlamıyla evde hissediyorum.
özellikle vapurdan Kadıköy'e ayak bastığımda tam anlamıyla evde hissediyorum.
- nathanieltroy (31.05.16 10:03:37)
Sarıyer-Teşvikiye-Beşiktaş'ın bazı bölgeleri yaşam alanlarım, alıştığım yerler. Başka bir semte gitmek beni strese sokuyor. Bir işim çıkıyor, Mecidiyeköy'e gitmek durumunda kalıyorum, iş çıkışı kaldırımda yürümek bile bir işkence. Önümde bekleyenler, çarpıp geçenler, bağıra bağıra konuşanlar, araba kornaları vs beni deli ediyor, klostrofobi yaşıyorum, çığlık atasım geliyor.
Ancak alıştığım yerler dediğim semtler de iğrençleşmeye başladı. Pazar günü hava alayım diye Beşiktaş sahile gittim, Bahçeşehir üni. önü hınca hınç insan dolu, bira içenler, yerlerde oturanlar, istinasız her bankın altı çekirdek kabuğu dağı olmuştu, yerlerde boş bira şişleri, onları görünce yine delirdim. Her yer çöp ve pislik bu şehirde.
Sonuç olarak, istanbul'un sevdiğim birkaç bölgesi var, oraların da gittikçe bozulduğuna şahit oluyorum. Umarım bir gün gidebilirim bu şehirden.
Ancak alıştığım yerler dediğim semtler de iğrençleşmeye başladı. Pazar günü hava alayım diye Beşiktaş sahile gittim, Bahçeşehir üni. önü hınca hınç insan dolu, bira içenler, yerlerde oturanlar, istinasız her bankın altı çekirdek kabuğu dağı olmuştu, yerlerde boş bira şişleri, onları görünce yine delirdim. Her yer çöp ve pislik bu şehirde.
Sonuç olarak, istanbul'un sevdiğim birkaç bölgesi var, oraların da gittikçe bozulduğuna şahit oluyorum. Umarım bir gün gidebilirim bu şehirden.
- peggy (31.05.16 10:08:09 ~ 10:08:59)
Istanbul cok bozdu, artik daha da bozmaz dedik iyice bozdu.
ben ve ailem Istanbul dogma büyümeyiz, iyi muhitlerden birinde. Babamin cocuklugundan, benim cocukluguma ve su anki ana kadar olan degisimi fark ettikce icim boguluyor ve bu güzel sehir nasil bu hale geldi diye sinirlerim tepeme cikiyor.
(bkz: eskiden buralar hep dutluktu)
babamlar Kayisdagi'na avlanmaya ve su doldurmaya gidermis örnegin, simdi sirf beton)
Son 3 senedir yurtdisinda yasiyorum ve ilk zamanlar Istanbula gittigimde vapurla karsiya gecmek Eminönü-Taksim taraflarina bir gün ayirarak kardesimle falan gezmek beni iyi hissettirirdi ne kadar özlemisim diye düsünürdüm. Ama su son 1 senedir gittigimde Kadiköy`den ileri gitmiyorum. Ailem de cidden zorunlu olmadikca arabayla bir yere cikmayi biraktilar. Ne trafigi kacilacak yer, ne "kentsel dönüsüm" harfiyat alanlari insanda nefes alacak temiz hava birakiyor. Bir sokakta 3 apartman yikilip yapilir mi saka misiniz ya?!
evet nüfus arrti ama kalitesi azaldi, bos pis bir kalabalik var. kimseyi kücük görmek degil amacim ama oradan buradan kalkip eskiyalik yapanlar, huzur bozanlar... Suadiye civari bile eskisi gibi degil artik.
Okul-üni hayatim hep tek vasita ve max 45 dk uzakliga gitmekle gecti o yüzden asiri sikayetci olmadim su ana kadar. Yakinda ise baslamam gerekecek ve ev degistiremeyip, odama dönecegim ve is muhtemelen karsida olacagindan, trafik ve insanlar hayat kalitesini düsürdügü icin sanirim dönmeyi düsünmüyorum Istanbul'a.. Ailemi ve arkadaslarimi ayda bir ziyaret etsem yeter, zaten ayni sehirde yasayip kimse birbirini görmüyor yogunluk ve tükenmislikten.
Kisa ziyaretler, firsatlar, etkinlikler, alisveris, gezmelik-yemelik-icmelik, gece hayati, turistik-tarihi alanlar icin süper ama yasamalik nope.
ben ve ailem Istanbul dogma büyümeyiz, iyi muhitlerden birinde. Babamin cocuklugundan, benim cocukluguma ve su anki ana kadar olan degisimi fark ettikce icim boguluyor ve bu güzel sehir nasil bu hale geldi diye sinirlerim tepeme cikiyor.
(bkz: eskiden buralar hep dutluktu)
babamlar Kayisdagi'na avlanmaya ve su doldurmaya gidermis örnegin, simdi sirf beton)
Son 3 senedir yurtdisinda yasiyorum ve ilk zamanlar Istanbula gittigimde vapurla karsiya gecmek Eminönü-Taksim taraflarina bir gün ayirarak kardesimle falan gezmek beni iyi hissettirirdi ne kadar özlemisim diye düsünürdüm. Ama su son 1 senedir gittigimde Kadiköy`den ileri gitmiyorum. Ailem de cidden zorunlu olmadikca arabayla bir yere cikmayi biraktilar. Ne trafigi kacilacak yer, ne "kentsel dönüsüm" harfiyat alanlari insanda nefes alacak temiz hava birakiyor. Bir sokakta 3 apartman yikilip yapilir mi saka misiniz ya?!
evet nüfus arrti ama kalitesi azaldi, bos pis bir kalabalik var. kimseyi kücük görmek degil amacim ama oradan buradan kalkip eskiyalik yapanlar, huzur bozanlar... Suadiye civari bile eskisi gibi degil artik.
Okul-üni hayatim hep tek vasita ve max 45 dk uzakliga gitmekle gecti o yüzden asiri sikayetci olmadim su ana kadar. Yakinda ise baslamam gerekecek ve ev degistiremeyip, odama dönecegim ve is muhtemelen karsida olacagindan, trafik ve insanlar hayat kalitesini düsürdügü icin sanirim dönmeyi düsünmüyorum Istanbul'a.. Ailemi ve arkadaslarimi ayda bir ziyaret etsem yeter, zaten ayni sehirde yasayip kimse birbirini görmüyor yogunluk ve tükenmislikten.
Kisa ziyaretler, firsatlar, etkinlikler, alisveris, gezmelik-yemelik-icmelik, gece hayati, turistik-tarihi alanlar icin süper ama yasamalik nope.
- lemuria (31.05.16 10:27:26)
1