[]

bilime inanmanın mutsuz etmesi

sürekli dua ediyordum, namaz kılıyordum, aşırı derecede padişahlara özeniyordum. hiç unutmuyorum sınavda takıldığım yerde durup bir sürü sure okumuştum. derece yaptım o sayede.

şimdi biliyorum. her şey boş. her mutsuzlukta sığınacak bir şey yok.

benim gibi inanmıyanlar zor anlarında sırtını neye dayıyor?

kaldıramıyorum ben artık.

 
Kendime, aileme dayiyorum.


  • la noix  (16.05.16 23:10:59) 
aynı şekildeyim. zaman zaman korkunç bir boşluk hissediyorum, sonrasında ölüm düşüncesi bütün hisleri kaplayıp örtüyor.


  • zenithgeist  (16.05.16 23:14:05) 
Hayatın anlamsızlığının da kendine göre bir rahatlığı, güzelliği var. Onu bulmak lazım, diye fularlı bir açıklama yapayım kendi adıma.


  • inawen  (16.05.16 23:15:07) 
öncelikle bilime inanılmaz onu düzeltelim. ben açıkcası bir şeye dayamıyorum sırtımı. hani her şeyin üst üste geldiği, sürekli bir pürüzün olduğu, koşturmaktan yorulduğun anlar olur ya, bunalırsın, sinirden ağlarsın falan. işte ben o anlarda gül gibi yaşayıp gittiğim, derdimin tasamın olmadığı, güldüğüm anları düşünüyorum ve nasıl mutlu anlarım olduysa mutsuz anlarım da olacak ama sürüp gitmeyecek nasılsa diyorum. ki sürmüyor da. er ya da geç her şey rayına giriyor. hayat işte.

edit: ölüm ve hayatın anlamsızlığı denmiş ama ben zor anlar diyince bunu yazmış bulundum^^
  • ruhen hastayim ben  (16.05.16 23:16:45 ~ 23:17:50) 
Bilimin bulgularına inansan da inanmasan da gerçekler onlar. Bilimin güzel tarafı ise bulduğu sorunlara çözüm de üretmesi hiçbir şeyi karanlıkta bırakmaması. Bilinemezlik beni daha çok korkutur. Hastalığını bilmemenin yarattığı korku bilmekten fazladır. Yapılan hesaba güvenmek hesabı hiç yapmayıp şansına güvenmekten daha kolaydır.

Galileo Galilei engiziyonda dediği gibi "ben demesem de dünya dönüyor."

İşin özeti tamamen bu:

www.youtube.com
  • ThomasJefferson  (16.05.16 23:19:26 ~ 23:20:24) 
nasılsa her şey anlamsız, ölüp gidicez diyince otomatik bi rahatlama bi boşvermişlik, bi vurdumduymazlık, bi banadokunmayanyılanbinyaşasıncılık geliyor insanın üstüne. neye kasıyorum ki bundan 40 yıl sonra hiçbir anlamı yok diyorum geçiyor.


  • in vino veritas  (16.05.16 23:19:57) 
sırtımı uzun süredir bir yere dayama ihtiyacı hissetmiyorum. yalnızca kendimden medet umma fikri bana çok güven veriyor. kendimden sorumlu tek insan benim. güç bende! :p eğer çok ama çok mutsuzsam müziğe sığınıyorum sadece. gerçi mutluyken de durum değişmiyor, müzik hep yanımda.

edit: bir de diğerlerinin dediği gibi birilerinden yardım bekleme alışkanlığını kaybedince insanın üstüne sonsuz bir rahatlama çöküyor. sallıyorsun her şeyi. sanırım sen daha yolun çok başındasın. zamanla her şey rayına oturacaktır, bu kadar karartma içini.
  • köstebek kurabiye  (16.05.16 23:21:22 ~ 23:23:46) 
ben de şu hayata 40 yıl ıcın geldım. otekı taraf da yok.

sakat olana yazık.
kısa olana yazık.
cırkın olana yazık.
hasta olana yazık.
fakır olana yazık.

ornegın ben 178 lık erkek olarak bu sanslızlıgıma kzııyorum.
ya da mıllet ogrencııken bmw525 lere bınerken 4 gun aksam 5 gece 3 calısmaktan bıktım. kızıyorum sansıma.

sinirlneiyorum.
  • standart  (16.05.16 23:25:20) 
yahu bilime inanmak ne allah aşkına. bence siz de o bir görüş güzel gelip direkt onu benimseyen, sonra bir başkasını beğenip ben aslında buyum diyen tuğçe kazazgillerden biri gibisiniz.

huzur bilimdedir.
  • bohr atom modeli  (16.05.16 23:31:03 ~ 23:31:29) 
Öncelikle bilim bir inanç değildir, adı üzerinde "bilmek"ten geliyor. Ha tabi bilimin de yanıldığı noktalar var. Zaten mottoları "Herşeyi bilemeyiz, bu yüzden araştırıp öğrenmeliyiz" oluyor. Dolayısıyla gerçeği, olayların sebeplerini aramaları da bundan. Bazı dinler gibi gerçeküstü kurguları kabullenmek yerine hayatı,varoluşu sorgulayan insanlar işin sonunun yaşam ve ölüm arasında süren zamandan ibaret olduğunu farkediyor. Tümüyle bundan ibaret, ne eksik ne fazla.

İşte sizin gibi bu varoluşu sorgulayıp "Ee bu hayat böyle miymiş yani şimdi..." idrakı ile ortada kalan insanlar da doğal olarak "Yahu benim gibi düşünenler ne için yaşıyor acaba..." diyorlar :)

Bu herkese göre değişir, kimisi arkadaşları, eşi, dostu ile bu anlamsızlığı güzel kılmaya çalışıyor. Kimisinin motivasyonu çalıştığı, emek verdiği alanda duvara bir tuğla daha koymak oluyor(özellikle de bilim insanları). Bir başkası madem hayat bu zevkin sefanın dibine vurayım istiyor, ötekisi elinden geldiğince insanlara yardım etmeye çalışıyor falan filan işte.

Kendi adıma konuşursam "yaşamı ciddiye alıyorum, işte bu yüzden umursamıyorum" mottosuyla hareket etmeye çalışıyorum ama galiba bu doğrultuda pek de başarılı olamıyorum... Yaşama bir defa geldiğimizi farkındayım, maddi varlıklarımı mümkün mertebe geride bırakıp olabildiğince en az şeye sahip olmaya çalışıyorum, ihtiyacımdan fazlasını geride bırakmaya çabalıyorum. İnsanların yaşamları da en az benimki kadar zor, iyi kötü başkalarının yaşamlarını olumlu yönde değiştirebilmek bence "anlamlı" bir uğraş. Zekamı ve aklımı birşeyler ortaya koymak için yoruyorum. Bunun nasıl ne ve şekilde olduğunun önemi yok. Hayat boş diye olduğum gibi durmak istemiyorum. Son olarak da ruhumu doyurmak istiyorum. Müzik bana teselli veriyor, koskocaman bir dünya var ve imkanım dahilinde gezip görmek istiyorum. Başka insanların yaşamlarını tanımak istiyorum.

İşte böyle :)
  • burka  (16.05.16 23:38:12) 
secim sana kalmis, bu mu:

www.goodreads.com
richarddawkins.net

yoksa bu mu:

www.youtube.com
  • scars dont fade  (17.05.16 01:03:06) 
kendinize sığının. gücünüzü farkedin. sizin sizden başka kimseniz olmadığına, her şeyin size bağlı olduğuna inanın.


  • for the record  (17.05.16 09:59:52) 
"bilime inanmak" ne demek? Orada denmek isteneni anlamadım.

Kendime, arkadaşlarıma ve aileme dayanıyorum yorulunca, zor gelmeye başlayınca vs. ama en çok kendim tabii.

Dua sayesinde hiçbir şeyin hallolduğunu ya da çözüleceğini sanmıyorum. Dua edince içinde bulunduğun, inanma ile gelen motivasyon ve ruh hali dersen başka. Hayatındaki bütün başarılarını (örn: derece yapman) başkalarının başarısı olarak yorumlarsan kendinden güç alamaz, tek başına ayakta duramaz sın tabii ki.
  • nawar  (17.05.16 11:09:17) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.