[]

"Allah" kelimesinin filolojik kökeni?

Merhaba.

Evvela sorumun inanç ve dinle ilgili bir yönü bulunmadığını ve gereksiz polemiklerden uzak olduğunu belirtmek istiyorum.

"Allah" kelimesinin kökeni, tarihi ve menşei nedir? Bununla ilgili bilginiz var mı? Neden Allah? O'nun adının Allah olduğuna kim karar verdi? Tanrı, Yaradan, Rab, Lillah gibi başka isimleri de var ama 2 tane A, 2 tane L ve 1 tane H harfinin kombinasyonu nerden geliyor?

Hz.Adem de Allahımız'a Allah mı diyordu? Eğer öyle diyordu ise neden?

İkinci sorum da şu: Arap Alfabesi'nin kökeni nedir? Mesela Elif'in bir düz çizgi olmasına kim, ne zaman ve nasıl karar vermiştir?

Teşekkür ederim.

 
Şu sıralar dinleri araştıran çok fazla belgesel vs. izledim. Hangi kaynağa dayanarak söylendiğini hatırlamıyorum ama, İslam öncesi devirde en büyük putun adının El-İlah olduğunu duymuştum. İLAH kelimesi yaratan anlamına geliyor olması lazım arapçada.

Dediğim bunları kesinkle doğru bilgi olarak alma, araştırmana yol göstermesi amacı ile yazdım.
  • jadle  (09.11.09 00:53:24) 
"Allah" kelimesi "El-Ilah"tan geliyor. "el" ingilizcedeki "the" gibi. o yuzden ilah cins isimken "Allah" ozel isim oluyor. Ayrica Islam dininden once de kullaniliyordu bu kelime, ondan onceki hanif dinlerden geliyormus. Aramice ve Ibranice'de de ayni kelime var.

Arap alfabesi de Nabatça alfabesinden geliyor kaynaklara gore.

ayrica su entry guzel aciklamis:
(bkz: #7660874)
  • ermanen  (09.11.09 01:02:24 ~ 01:17:51) 
kabede islamiyet öncesindeki en büyük putun ismi lat. al da arapça'nın "the"sı.

buzdolabının ismini bir düşünün-niye buz-dolabı? çünkü önceden tel dolap vardı, yeni çıkana da buzdolabı dediler.

yani insanlara bildikleri konseptle gittiler.
  • cedilla  (09.11.09 01:03:40) 
Hz. Âdem’in en büyük mucizesi de Cenab-ı Hakkın ona bütün lügat ve dilleri öğretip, bütün eşyanın ismini bildirmesidir. Peygamberlerin hepsine verilen mucizelerde olduğu gibi, Hz. Âdem’in bu mucizesi de Kur’ân-ı Kerimde anlatılmaktadır. Buna herşeyin ismini, mahiyetini, dillerin ve lügatlerin öğretilmesi mânâsında “taallüm-ü esma, tâlim-i esmâ” denmektedir.

Bakara Sûresinin “ve alleme Âdeme’l-esmâe” ile başlayan 31-33. âyet-i kerimelerinde bu husus genişçe anlatılır. Cenab-ı Hak Hz. Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretince, daha sonra meleklere hitaben: “Haydi dâvânızda doğru iseniz bana şunları isimleriyle haber verin” buyurdu. Melekler âcizlik ve bilgisizliklerini arz edince, Hz. Âdem’e, “Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver” emri üzerine, Hz. Âdem Allah’ın kendisine öğrettiği bütün isimleri meleklere teker teker saydı.

Tefsirlerimizde Hz. Âdem’e öğretilen bu isimlerden maksadın hem diller, hem de varlıkların mahiyet ve sıfatları olduğu bildirilmektedir. Meselâ zamanımız müfessirlerinden Elmalılı M. Hamdi, bütün ilimler gibi dillerin farklı oluşunun da Hz. Âdem’in bu mucizesine dayandığına dikkat çekmekte ve şöyle demektedir:
“Lisan hususunda bütün benî Âdem’in (insanoğlunun) zamanımıza kadar tenevvü (farklı, çeşitli olmasının) ve terekkiyatının cümlesi, esas itibariyle Hz. Âdem’in fıtraten mazhar buyurulduğu bu talim-i esmâ hâdisesine medyundur (borçludur).”1
Fahri Râzi ise et-Tefsîrü’l-Kebîr isimli tefsirinde bu hususa bir açıklık getiriyor ve özetle şöyle diyor:

Cenab-ı Hak, Hz. Âdem’e, yaratmış olduğu bütün varlıkların isimlerini âdemoğlunun konuştuğu çeşitli dillere göre öğretti. Âdem de (a.s.) bunları evlatlarına öğretti. O vefat ettikten sonra çocukları yeryüzünün çeşitli bölgelerine dağıldılar. Her biri belli bir dille konuşmaya başladı. Ve artık onda ve orada o dil hâkim oldu. O bölgede diğer diller unutuldu. İşte Hz. Âdem’in çeşitli dillerle konuşmasının sebebi budur.

bu yazıya bakarak diyebiliriz ki Allah adı Hz Adem'den beri vardır.


arap alfabesinin kökeni hakkında bir şey diyemeceğim ancak arapçadaki noktalamaların Peygamber Efendimiz (s.a.v) in vefatından sonra bir şuranın kararıyla konduğunu biliyorum. gerekçesi ise arapçada o noktalamalar olmadan zamanla Kur'an'ın bozulması tehlikesi vardı, Allah kitabını korudu ve kullarının aklına bu fikri verdi, neticede bugünki noktalamalar konuldu. Efendimiz (s.a.v) zamanında o noktalamalar olmadığı için Kur'an ayetleri sadece yazılmıyor aynı zamanda ezberleniyordu da...
  • BloodGroove  (09.11.09 02:15:52) 
BloodGroove un açıklması kabul görüyor olabilir ama ohaaa yani filolojik kökenini soruyorsunuz, BloodGrooven açıklaması ile filoloji komple çöpe gidiyor.


  • ilkdefa  (09.11.09 08:56:58) 
ben allah kelimesi muhammed'in icadı diye biliyordum. daha önce bilinmezmiş, ona malum olmuş diyorlar.


  • kediebesi  (09.11.09 10:33:31) 
Allah mekkelilerin mitolojisinde yok, hanif dininde var. bildiğiniz gibi Peygamber Efendimiz (s.a.v) zamanında mekkede sadece müşrikler yok; hıristiyanlar, yahudiler ve hanifler de var. nitekim Efendimiz (s.a.v) de hanif dinindendi. hanif dini İbrahim a.s ın dinidir, oğlu İsmail in ve İshak ın dinidir (İsmailoğulları araplar, İshakoğulları yahudilerdir). müşrik arapların lat ya da allat dedikleri put da en büyük putlarıdır müşriklerin denildiği gibi ancak buna da şaşırmamak gerekir. Kur'an'da geçen Hz Musa'dan kendilerine heykel yapmasını isteyen israiloğullarına bakarsanız gafletteki insanların önce Rabbini hatırlamak için put yaptığını sonra onu ilah edindiğini ve zamanla ondan başka ilahlar da edindiğini görürsünüz. dolayısıyla (al)lat dedikleri put da buradan türetilmiştir yani İbrahim a.s'dan gelen Allah inancının müşrik araplarca çarpıtılıp şirke düşülmesinden. benzer süreci bugün hıristiyanlıkta da görmek mümkün. evvela Hz İsa peygamber dediler sonra azıtıp haşa Allah'ın oğlu dediler, sonra daha da ileri gidip heykellerini yapıp onun önünde eğilir onla konuşur oldular, yetmedi Allah'ın da resimlerini çizdiler... dolayısıyla araplarda lat vardı ona allat derlerdi sonra Hz Muhammed Allah dedi ya da yahudilerden aldı vs doğru değildir. ilk önce ve hep Allah vardı, sonra insanlar şirke düştü ve zamanla Allah'ı unutup (al)lat dedikleri puta tapmaya başka putları ilah edinmeye başladılar (o dönemde bile hanifler hala yalnızca Allah'a iman ediyordu) sonra herşey tekrar tevhide döndü.


  • BloodGroove  (09.11.09 19:09:11 ~ 19:27:47) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.