[]
Depresyona karşı Psikoterapi, Hipnoterapi, EMDR ve ilaç kullanımı hakkında
Selam Arkadaşlar,
Bana depresyon teşhisi kondu ve öncelikle uyku hapı ardından antidepresan kullanmam istendi. Bunlara ek olarak ise psikoterapi seanslarına katılıyorum. Ne var ki uyku ilacı beni sersemleştiriyor ve gündelik işlerimi yapmamı engelliyor. Psikoterapi deseniz hem pahalı hem de ikinci seanstan sonra yarar getirmemeye başladı. Psikolog zaten bildiğim şeyleri söylüyor gibi geliyor. Antidepresanların ise zararı malumunuz ve alışmak istemiyorum, bırakacağıma da inanmıyorum.
Buna mukabil sarı kantaron yağı ile birkaç rahatlatıcı bitkisel ilaç aldım ve önceden yaşadığım uyku sorunumu ve ağır depresyonu bir nebze olsun yendim. Yine de gün içinde hafif derecede depresif hissedebiliyorum (yorgun olsam da günde 6 saat uyuyabiliyorum maksimum, ardından kalp çarpıntısı ve negatif düşünceler ile uyanıyorum)
Depresif olma nedenlerim bir hayli fazla: Özgüven eksikliği, geçmişe takıntılı olmak, anksiyete, sorumluluktan kaçmak, sosyal fobi, yetişkin olmama rağmen aileye fazla bağlılık, dikkat eksikliği, motivasyon eksikliği, zayıf hafıza problemi. Bu kadar probleme intihar et deseler yeridir aslında, zira bu yaştan sonra düzeleceğime de inanmıyorum
Size sorum şu, acaba psikologu bıraksam, yerine EMDR veya hipnoterapiye başlasam, daha mı etkili olur? EMDR ve hipnoterapiden hangisi daha uygundur bana? Kendini hipnoz etme diye bir şey de duydum, ama çok başarılı olacağına inanmıyorum. Ya da en iyisi bütün bu yöntemleri bırakıp kendi kendimi terapi etmeye çalışmak mı? Aynı zamanda uyku ilacından ve kimyasal antidepresanlardan uzak durayım mı?
Teşekkürler
Bana depresyon teşhisi kondu ve öncelikle uyku hapı ardından antidepresan kullanmam istendi. Bunlara ek olarak ise psikoterapi seanslarına katılıyorum. Ne var ki uyku ilacı beni sersemleştiriyor ve gündelik işlerimi yapmamı engelliyor. Psikoterapi deseniz hem pahalı hem de ikinci seanstan sonra yarar getirmemeye başladı. Psikolog zaten bildiğim şeyleri söylüyor gibi geliyor. Antidepresanların ise zararı malumunuz ve alışmak istemiyorum, bırakacağıma da inanmıyorum.
Buna mukabil sarı kantaron yağı ile birkaç rahatlatıcı bitkisel ilaç aldım ve önceden yaşadığım uyku sorunumu ve ağır depresyonu bir nebze olsun yendim. Yine de gün içinde hafif derecede depresif hissedebiliyorum (yorgun olsam da günde 6 saat uyuyabiliyorum maksimum, ardından kalp çarpıntısı ve negatif düşünceler ile uyanıyorum)
Depresif olma nedenlerim bir hayli fazla: Özgüven eksikliği, geçmişe takıntılı olmak, anksiyete, sorumluluktan kaçmak, sosyal fobi, yetişkin olmama rağmen aileye fazla bağlılık, dikkat eksikliği, motivasyon eksikliği, zayıf hafıza problemi. Bu kadar probleme intihar et deseler yeridir aslında, zira bu yaştan sonra düzeleceğime de inanmıyorum
Size sorum şu, acaba psikologu bıraksam, yerine EMDR veya hipnoterapiye başlasam, daha mı etkili olur? EMDR ve hipnoterapiden hangisi daha uygundur bana? Kendini hipnoz etme diye bir şey de duydum, ama çok başarılı olacağına inanmıyorum. Ya da en iyisi bütün bu yöntemleri bırakıp kendi kendimi terapi etmeye çalışmak mı? Aynı zamanda uyku ilacından ve kimyasal antidepresanlardan uzak durayım mı?
Teşekkürler
durumumuz ayni yasim 28. 8 aydir evden cikmiyorum. siraladigin tum tedavi yöntemlerini denedim. emdr suresin ce gerileme yasadim. en iyisi bilissel davranisci terapu dedikleri.
- ateyist_ (06.04.16 20:27:09)
geçmiş olsun sana da. karamsar olacağım ama ben de bu yaştan sonra bu problemlerden kurtulabileceğime inanmiyorum açıkçası, azaltsam iyidir. işin ilginci geçirdiğim ağır bir viral enfeksiyonun bu problemleri ortaya çıkartması. sözde ehliyet aldım ama ne arabayı kullanacak cesaretim var ne de yol biliyorum veya ezberleyebiliyorum.
- s0phiesw0rld (06.04.16 20:40:08)
hipnoterapi dünyada tartışmalı bir konu, tr'de yapanlar da düzenbaz. emdr ise hem dğnyada hem tr'de iyi çalışılan bir konu. yalnız emdr tek başına gitmez. terapinin bir parçasıdır. dolayısıyla emdr bilen bir terapiste başlamanız ve onun uygun gördüğü zaman emdr uygulaması başlar. sarı kantaron vs ise ilaçla beraber kullanılması çok tehlikelidir. tavsiyem; ilaç ve emdr beraber götürmek.
- only the strong survive (06.04.16 22:10:32)
teşekkürler. peki tavsiye edebileceğiniz bir psikolog var mı EMDR için? sarı kantaronu antidepresanla beraber almıyorum. uyku ilacını bile almamaya çalışıyorum.
- s0phiesw0rld (06.04.16 22:24:45)
beraberden kastım aynanda değil, ilaç kullandığınız bir dönemde bitkisel bir ilaç kesinlikle kullanmamak gerekiyor. emdr için tanıdığım bir isim yok ancak emdr eğitimi tr'de çok iyi, dolayısıyla emdr eğitimi olan herhangi bir terapist size iyi gelecektir.
- only the strong survive (06.04.16 22:54:04)
Öncelikle kullandığınız bitkisel ilaçlar ve özellikle sarı kantaron yan etkisi olmasa bile doktorunuzun verdiği ilaçların etkisini azaltabilmekte. Ancak burada konunun uzmanı olmayabilecek insanlara danışmanızdan anlıyorum ki siz antidepresanlarla ilgili kararınızı çoktan vermişsiniz.
Araştırmalar gösteriyor ki depresyon iyileşme oranı %85-90larda. Esasında en iyi tedavi edilebilen psikolojik hastalıklardan biri. Ve tedavide en iyi sonucun ilaç+psikoterapi ile alındığı da yine araştırmalarla saptanmış.
Emdr ve hipnoz psikoterapinizi götüren klinik psikoloğun tedaviye yardımcı olmak adına uyguladığı tekniklerdendir. Ancak uzman kişi yapabilir ve hastanın tedaviye yatkınlığı son derece önemlidir. Hele ki hipnozda. Depresyon tedavisi için bu iki yöntem de şart değildir.
Şuna karar verebilirsiniz, önceliğiniz saydığınız semptomları yok etmek mi yoksa semptomları kendi haline bırakıp derinlemesine kendinize dair psikoterapik bir müdahale mi? Buna göre bilişsel ya da psikanalitik ekolle çalışan birini seçmek bir öncelik olabilir.
Toparlayacak olursak, kendinize yapacağınız en büyük kötülük konunun uzmanı olmayan biriyle bu olup bitenle başa çıkmaya çalışmanız olur, buna kendiniz de dahilsiniz (klinik psikolog ya da psikiyatrist olmadığınızı varsayıyorum)
Araştırmalar gösteriyor ki depresyon iyileşme oranı %85-90larda. Esasında en iyi tedavi edilebilen psikolojik hastalıklardan biri. Ve tedavide en iyi sonucun ilaç+psikoterapi ile alındığı da yine araştırmalarla saptanmış.
Emdr ve hipnoz psikoterapinizi götüren klinik psikoloğun tedaviye yardımcı olmak adına uyguladığı tekniklerdendir. Ancak uzman kişi yapabilir ve hastanın tedaviye yatkınlığı son derece önemlidir. Hele ki hipnozda. Depresyon tedavisi için bu iki yöntem de şart değildir.
Şuna karar verebilirsiniz, önceliğiniz saydığınız semptomları yok etmek mi yoksa semptomları kendi haline bırakıp derinlemesine kendinize dair psikoterapik bir müdahale mi? Buna göre bilişsel ya da psikanalitik ekolle çalışan birini seçmek bir öncelik olabilir.
Toparlayacak olursak, kendinize yapacağınız en büyük kötülük konunun uzmanı olmayan biriyle bu olup bitenle başa çıkmaya çalışmanız olur, buna kendiniz de dahilsiniz (klinik psikolog ya da psikiyatrist olmadığınızı varsayıyorum)
- buraya yalniz uyanmak icin geldim (06.04.16 23:23:57)
hay uzman kisiniz batsin kim olm bu uzman kisi. tamam emdr iyu o iyi bu iyi de kim yapacak kardesim bunu? hastayiz anasini satiym pesine dusemiyoruz bu uzman kisinin. bir taraflari zorlarken daha berbat durumda kaliyoruz cogu zaman. lanet gelsin ya! isin icindeki insanlar bile nasil yaklasilacagini nasil yardim edilebilecegini bilmiyor kaldi ki o karmakarisik dusuncelerden sen de durumu izahat edemiyorsun cogu zaman.
yuksek muhendisim, fakat son 1 aydir yevmiyeli elektrik ustasi olarak akrabamin yaninda ise basladim. cok iyi geldi turlu mesuliyetleri azaltmak acisindan. fakat tek bir darbe daha mahvedecek beni, surekli birseylerden kacmak istemiyorum artik.
yuksek muhendisim, fakat son 1 aydir yevmiyeli elektrik ustasi olarak akrabamin yaninda ise basladim. cok iyi geldi turlu mesuliyetleri azaltmak acisindan. fakat tek bir darbe daha mahvedecek beni, surekli birseylerden kacmak istemiyorum artik.
- ateyist_ (07.04.16 03:22:17)
- bir varmis bir yokmus (07.04.16 05:13:58)
Sağolun cevaplar için. Sorun şu ki gittiğim psikoterapist, hipnoterapi ve EMDR'yi safsata olarak görüyor. acaba kibarca mail atıp kendime yeni yer mi arasam?
şu an uyku ilacını kestim, onun yerine sarı kantaronu kullanıyorum aslında. günde 5-6 saat uyuyabiliyorum. uyku ilacı (diasem) aldığım kadar kötü de hissetmiyorum gün içerisinde.
önceliğim semptomları yok etmek ancak otuz yaşına merdiven dayadığım için yok olacağına da inanmıyorum. bilinç altıma inilmeli gibi hissediyorum.
psikolog için diğer bir sorun da maddiyat ve katkısı. her seansta yüzlerce lira alacak ne yapıyor bu adam diye içimden eleştiriyorum. ikinci seansın hiç bir katkısı olmadı. psikolog zaten bildiğim ama yapamadığım şeyleri tekrarlıyor, ki kendisi aslında iyi bir psikolog.
@bir varmis bir yokmus
teşekkürler ama linkteki doktorlar güvenilir mi acaba? doktortakvimi.com'da (eski eniyihekim.com) araştırma yaparken sitenin negatif yorumları kabul etmediğini anladım. bu devirde güven olmuyor maalesef.
şu an uyku ilacını kestim, onun yerine sarı kantaronu kullanıyorum aslında. günde 5-6 saat uyuyabiliyorum. uyku ilacı (diasem) aldığım kadar kötü de hissetmiyorum gün içerisinde.
önceliğim semptomları yok etmek ancak otuz yaşına merdiven dayadığım için yok olacağına da inanmıyorum. bilinç altıma inilmeli gibi hissediyorum.
psikolog için diğer bir sorun da maddiyat ve katkısı. her seansta yüzlerce lira alacak ne yapıyor bu adam diye içimden eleştiriyorum. ikinci seansın hiç bir katkısı olmadı. psikolog zaten bildiğim ama yapamadığım şeyleri tekrarlıyor, ki kendisi aslında iyi bir psikolog.
@bir varmis bir yokmus
teşekkürler ama linkteki doktorlar güvenilir mi acaba? doktortakvimi.com'da (eski eniyihekim.com) araştırma yaparken sitenin negatif yorumları kabul etmediğini anladım. bu devirde güven olmuyor maalesef.
- s0phiesw0rld (07.04.16 12:59:50)
Uzman kişi(bknz.TDK)Belli bir bilim dalında lisansüstü öğrenim derecesine sahip kimse. İşin içindeki insanların kim olduğuna bakmak lazım önce nasıl yaklaşılacağını bilip bilmemelerini değerlendirmek için ki, bu da size bakılacak bir şey daha çıkartır. Bakmayalım.
Konu ruhsal hastalıklar olunca her şeyin soyut kalması olağan bu yüzden başka bir örnek üzerinden anlatmaya çalışacağım.
Diyelim 150 kilosunuz. Şişmanlık sizin semptomunuz. Semptomdan kurtulmak için öncelikle yapmanız gereken şey bir endokrinoloğa gidip biyolojik bir probleminiz olup olmadığına baktırmak olmalı. Bunun karşılığı ruhsal hastalıklarda psikiyatristtir. Sonra, bu endokrinolog kanınıza şekerinize bakar gerekirse ilaç verir ve sizi bir diyetisyene yönlendirir, bu da psikoloğa denk gelir. Burada ilgi çekilmesi gereken nokta şu. 150 kiloysanız bunu yaparsınız. 5 kilo fazlanız varsa direkt diyetisyene gidersiniz. Uygun programla yine de zayıflayamıyorsanız o sizi bir endokrinoloğa yönlendirir. Psikiyatrist ve psikolog ilişkisi de böyledir. Biyolojik alt yapıdan şüphelenildiğinde psikiyatrist devreye sokulur.
Diyelim endokrinolağa gittiniz, diyetisyene gittiniz hatta spora başladınız ve kilo veriyorsunuz ancak işin tabiatıyla yavaş yavaş. Baktınız ki diyet listeniz zaten sizin bildikleriniz 3 beyazdan uzak dur diyor. boşuna hem zaman hem para veriyorsunuz gibi hissettiniz. Püf nokta, bunları bilirken 150 kiloya çıkmış olmanız -konuşmayı sağlayan bölgenin serebellumda değil beyinde olması yalnızca konuşulduğunda beyinde yaşanan sinaptik hareketlenme terapi odasındaki konuşmaların yaşattığı fark için önemli bir destektir bence. Ama "diyetisyen zaten bildiğiniz şeyleri söylüyor", o sırada bir reklama denk geldiniz "bilmemne lazer yöntemiyle 1 haftada 6 kilo, liposuctionla 20 kilo verin..." Bu yöntemler gerçektir. ancak size uygun mudur? vaatleri gerçek midir? Bunu ancak bir uzman bilir (uzman için bknz. yukarısı) tıpkı EMDR ve hipnoz gibi.
Bunun yanında birde otlar çaylar vardır 1 ayda 50 kilo verdirir bunun da karşılığı ilişki uzmanları, yaşam koçları vs..(sözüm ruhsal bozukluklar üzerine çalışanlara)
Bu ülkede psikologların bağlı olduğu kurum Türk Psikologlar Derneğidir ve kağıt üzerinde Kanarya Severler Derneğinden farkı yoktur. Meslek odası yoktur. Derneğe üye olup olmamak psikoloğun keyfindedir. Bu sebeple doğru ruh hekimini bulmak hastanın sorumluluğundadır. Hasta, bu sorumluluğu yerine getirmek için öncelikle çalıştığı psikoterapistin klinik psikolog olmasına önem göstermelidir. Klinik psikolog, en az yüksek lisansı süresince süpervizyon almış kişidir. süpervizyon; kısaca danışanın izniyle kaydedilen seansların bir hoca eşliğinde dinlenilmesi ve cümle cümle psikoloğun eleştirildiği eğitimdir. Klinik psikologlar her cümleyi nasıl doğru kuracaklarını, nerede hangi cümleyi kuracaklarını öğrenirler. Çalıştıkları ekolü özümserler. Süpervizyonu almamış olanlar öğrenmezler. Süpervizyon vermeyen klinik psikoloji yüzsek lisans programları olduğunu duyuyorum şimdilerde. Bu sebeple direkt sorun. Süpervizyon almış mı, kimden almış?
Eğitimlerinden emin olduğunuz bir klinik psikolog ekolüne bakılmaksızın size fayda sağlar, ne yapıyorsa bilerek yapsın kafi. Ancak aradığınız bir sihirli değnek ise lütfen bunu bulamadığınız için öfkelenmeyin çünkü bulunmuş ve sizden saklanılıyor gibi bir durum yok.
Konu ruhsal hastalıklar olunca her şeyin soyut kalması olağan bu yüzden başka bir örnek üzerinden anlatmaya çalışacağım.
Diyelim 150 kilosunuz. Şişmanlık sizin semptomunuz. Semptomdan kurtulmak için öncelikle yapmanız gereken şey bir endokrinoloğa gidip biyolojik bir probleminiz olup olmadığına baktırmak olmalı. Bunun karşılığı ruhsal hastalıklarda psikiyatristtir. Sonra, bu endokrinolog kanınıza şekerinize bakar gerekirse ilaç verir ve sizi bir diyetisyene yönlendirir, bu da psikoloğa denk gelir. Burada ilgi çekilmesi gereken nokta şu. 150 kiloysanız bunu yaparsınız. 5 kilo fazlanız varsa direkt diyetisyene gidersiniz. Uygun programla yine de zayıflayamıyorsanız o sizi bir endokrinoloğa yönlendirir. Psikiyatrist ve psikolog ilişkisi de böyledir. Biyolojik alt yapıdan şüphelenildiğinde psikiyatrist devreye sokulur.
Diyelim endokrinolağa gittiniz, diyetisyene gittiniz hatta spora başladınız ve kilo veriyorsunuz ancak işin tabiatıyla yavaş yavaş. Baktınız ki diyet listeniz zaten sizin bildikleriniz 3 beyazdan uzak dur diyor. boşuna hem zaman hem para veriyorsunuz gibi hissettiniz. Püf nokta, bunları bilirken 150 kiloya çıkmış olmanız -konuşmayı sağlayan bölgenin serebellumda değil beyinde olması yalnızca konuşulduğunda beyinde yaşanan sinaptik hareketlenme terapi odasındaki konuşmaların yaşattığı fark için önemli bir destektir bence. Ama "diyetisyen zaten bildiğiniz şeyleri söylüyor", o sırada bir reklama denk geldiniz "bilmemne lazer yöntemiyle 1 haftada 6 kilo, liposuctionla 20 kilo verin..." Bu yöntemler gerçektir. ancak size uygun mudur? vaatleri gerçek midir? Bunu ancak bir uzman bilir (uzman için bknz. yukarısı) tıpkı EMDR ve hipnoz gibi.
Bunun yanında birde otlar çaylar vardır 1 ayda 50 kilo verdirir bunun da karşılığı ilişki uzmanları, yaşam koçları vs..(sözüm ruhsal bozukluklar üzerine çalışanlara)
Bu ülkede psikologların bağlı olduğu kurum Türk Psikologlar Derneğidir ve kağıt üzerinde Kanarya Severler Derneğinden farkı yoktur. Meslek odası yoktur. Derneğe üye olup olmamak psikoloğun keyfindedir. Bu sebeple doğru ruh hekimini bulmak hastanın sorumluluğundadır. Hasta, bu sorumluluğu yerine getirmek için öncelikle çalıştığı psikoterapistin klinik psikolog olmasına önem göstermelidir. Klinik psikolog, en az yüksek lisansı süresince süpervizyon almış kişidir. süpervizyon; kısaca danışanın izniyle kaydedilen seansların bir hoca eşliğinde dinlenilmesi ve cümle cümle psikoloğun eleştirildiği eğitimdir. Klinik psikologlar her cümleyi nasıl doğru kuracaklarını, nerede hangi cümleyi kuracaklarını öğrenirler. Çalıştıkları ekolü özümserler. Süpervizyonu almamış olanlar öğrenmezler. Süpervizyon vermeyen klinik psikoloji yüzsek lisans programları olduğunu duyuyorum şimdilerde. Bu sebeple direkt sorun. Süpervizyon almış mı, kimden almış?
Eğitimlerinden emin olduğunuz bir klinik psikolog ekolüne bakılmaksızın size fayda sağlar, ne yapıyorsa bilerek yapsın kafi. Ancak aradığınız bir sihirli değnek ise lütfen bunu bulamadığınız için öfkelenmeyin çünkü bulunmuş ve sizden saklanılıyor gibi bir durum yok.
- buraya yalniz uyanmak icin geldim (07.04.16 21:34:06)
1