[]
anketimsi soru - ölümden döneniniz var mı?
ölümcül hastalık olur, kaza olur? nasıl kurtuldunuz?
anketimi Allah korusun diyerek kapatıyorum
anketimi Allah korusun diyerek kapatıyorum
Iyi yuzme bilmeyen sevgilimle biraz denizde uzaklastik ama boyumuzu aşmıyordu. Nasıl oldu anlamadım birden kendimizi derinde bulduk. Sevgilim panikleyip batmaya başladı. onu kurtaracam diye uğraşırken beni de batırıp çıkarmaya başladı. Can havliyle iki tokat attım kucaklayip üç sefer kıyıya doğru fırlattım. Kısacık bir mesafe aslında ama sakin kalmasam ikimiz de ölebilirdik.
- burty (13.02.16 23:57:03 ~ 23:57:43)
yüzme kursuna katılmıştım, boktan bir otelin bodrum katındaki havuzda çoluk çocukla beraber kapalı bir mekanda boğulayazdım. çok ama çok su yuttum, hocaya kendimi duyurabilmek için elimi su yüzeyinde çırptım, öyle kurtuldum.
dışarı çıkınca uzun bir süre nefes alamadım.
dışarı çıkınca uzun bir süre nefes alamadım.
- feel the blanks (13.02.16 23:57:48)
çocukken zatüreden öleyazmışım. bütün vucudum morarmış ve sabaha ölür demişler. sabah bir mucize gerçekleşmiş ve hayata tutunmuşum. hala ciğerim tam iyi değil ama olsun :)
- nekolaytezla (14.02.16 00:01:33)
okurken bile içim darlandı gençler, 2 tane bogulma vakası. geçmiş olsun
- galandar kostumu (14.02.16 00:01:46)
Ölümden dönmek değil de sıyırmak diyebiliriz :D Baya da komik aslında her aklıma geldiğimde gülüyorum. Bundan bir 15 sene öncesi tarladaki bahçe evine yeni tuvalet yaptırılmıştı ama öyle dandik bir şeydi ki zaten örümcektir karafatmadır derken korka korka girerdim. Altından da ırmak geçerdi yılan falan çok olurdu. Birgün yine girdim tam o sırada kocaman bir örümcek gördüm işimi alelacele bitirip kaçmaya başladım ben kendimi dışarı attıktan 2-3 dakika sonra tuvalet tamamen aşağıya çöktü ırmağa. Artık nasıl bıraktıysam :B
- Atimi (14.02.16 00:05:12)
supraventriküler taşikardi -ama bu en kötü olanı
şehrin en kalabalık zamanı, yaz ortası, panayır var, ana cadde ve ona çıkan tüm yollar trafiğe kapalı ve zibil gibi insan dolu, olay yurtdışında
ben sadece kalbimin (o ara 150 atıyormuş) korkunç attığını, tüm kanımın çekildiğini, yerin ayaklarımın altından kaydığını hatırlıyorum (ve hayır yeşilaycı bir bünyeyim bişey içmemiştim, sadece çok ama çok yorgunum, okul, iş, deli gibi çalışıyorum, stres bin beş yüz ve zayıflıktan da kırılıyorum ve henüz esas hastalığıma teşhis koyulabilmiş değil)
küt diye bayılmışım beni bir arkadaş tutmuş da kafamı yere çarpmamışım ne nefes alabiliyorum ne nabız düşüyor, sağlık ekibi çağırmışlar buralarda bilincim biraz biraz yerinde
ekip gelince bir şeyler yaptılar hatırlamıyorum ama nabzım normale döndü tabi ki, beni sedyeye koyup 1-2 sokak aşağıdaki iftaiye binasına taşıdılar sedyeyle tıngır mıngır sedye üzerinde gittik o çok komikti
orada tekrar müdahale ettiler ben bu noktadan sonra tüm gücümü tüketmiştim ve yolu hatırlamıyorum
oradan ambulansla tıp fakültesine gitmişiz, gözümü nöroloji acilinde açtım sonra da saatlerce uyudum.
şehrin en kalabalık zamanı, yaz ortası, panayır var, ana cadde ve ona çıkan tüm yollar trafiğe kapalı ve zibil gibi insan dolu, olay yurtdışında
ben sadece kalbimin (o ara 150 atıyormuş) korkunç attığını, tüm kanımın çekildiğini, yerin ayaklarımın altından kaydığını hatırlıyorum (ve hayır yeşilaycı bir bünyeyim bişey içmemiştim, sadece çok ama çok yorgunum, okul, iş, deli gibi çalışıyorum, stres bin beş yüz ve zayıflıktan da kırılıyorum ve henüz esas hastalığıma teşhis koyulabilmiş değil)
küt diye bayılmışım beni bir arkadaş tutmuş da kafamı yere çarpmamışım ne nefes alabiliyorum ne nabız düşüyor, sağlık ekibi çağırmışlar buralarda bilincim biraz biraz yerinde
ekip gelince bir şeyler yaptılar hatırlamıyorum ama nabzım normale döndü tabi ki, beni sedyeye koyup 1-2 sokak aşağıdaki iftaiye binasına taşıdılar sedyeyle tıngır mıngır sedye üzerinde gittik o çok komikti
orada tekrar müdahale ettiler ben bu noktadan sonra tüm gücümü tüketmiştim ve yolu hatırlamıyorum
oradan ambulansla tıp fakültesine gitmişiz, gözümü nöroloji acilinde açtım sonra da saatlerce uyudum.
- niye ama (14.02.16 00:07:11)
6 yaşlarında falan oç bi çocuk beni havuza itmişti. babam farketmese boğulurdum.
- gliderpilot (14.02.16 00:13:32)
Büyükada'ya gittik manitayla, gezdik dolaştık, sevişicek yer arıyoruz. Aya yorgi'ye çıkmadan hemen önceki alanın sağ tarafından giden yoldan girdik, biraz ileride güzel manzaralı önü açık bi tepe var, oradan girdik çalıların içine. İyice sote olsun diye fizibilite çalışması yaparken bastığım toprak kaydı ve ben uçurumun kenarına yuvarlandım. Yüz üstü yatıyorum sürtünme artsın da kaymıyım diye, ama hareket ettikçe üst tabaka yumuşak toprak kayıyor. Sağ ayağımı birazcık sağ tarafımda kalan ufak bi taş Kaya parçasına dayadım çıkar yol arıyorum, manita sinir krizine girdi gülüyor yardım edemiyor. Ben de bozuntuya vermiyorum sakinleşsin diye ama resmen ölecem galiba modundayım, en ufak harekete kayıyorum çünkü. Sonra biraz sakinleştik, bu dallara tutunarak bana biraz yaklaştı, çantasını uzattı ona tutundum çekti biraz ben dallara yetişene kadar, tuttum dalı kurtuldum. Sonra ayak izlerime baktım, 1 metre falan kalmış uçmama, aşağısı direkt uçurum. Hayatımda en çok korktuğum an sanırım, aynı zamanda en eğlencelisi.
1 saat falan nefeslenip sonra yine seviştik tabii ^_^
1 saat falan nefeslenip sonra yine seviştik tabii ^_^
- baba jo (14.02.16 00:30:00)
6 yaşındayken sokakta KEDİİİİİİİİİİ diye koşarken araba çarptı. yanımda bir topluluk oluşmuş, biraz yerde yattım herhalde. belki de bilincim gitti, bilmiyorum. adamın biri "öldü mü acaba, dürtsene" gibi bir şeyler diyordu, korkarak ayağa kalktım. adamın yüzündeki dehşeti görünce daha çok korkmuştum. ölen benim lan, sen niye benden daha çok korkuyon? iki üstte de aynısı olmuş, birilerinin "öldü mü lan o" demesi insanı dehşete düşürüyor gerçekten. hani birileri bu soruyu sorduğuna göre demek ki ya öldüm ya ölmek üzereyim herhalde diye düşünüyor insan :)
bir önceki sene de bedava domates diye ağacın birindeki kırmızı şeyleri yemiştik, apartmandaki bir elemanla hastanelik olmuştuk.
yine aynı yıl yeni dökülmüş betonun içine düşmüştüm ama belime kadar geliyordu. 24 yaşına geldim, hayatımda en çok korktuğum anlardan biridir. ileri gitsen gidemiyon geri gitsen gidemiyon. babam çekip almıştı ama nerden baksan iki üç dakika durmuşumdur orada :D
bir önceki sene de bedava domates diye ağacın birindeki kırmızı şeyleri yemiştik, apartmandaki bir elemanla hastanelik olmuştuk.
yine aynı yıl yeni dökülmüş betonun içine düşmüştüm ama belime kadar geliyordu. 24 yaşına geldim, hayatımda en çok korktuğum anlardan biridir. ileri gitsen gidemiyon geri gitsen gidemiyon. babam çekip almıştı ama nerden baksan iki üç dakika durmuşumdur orada :D
- hayirsiz (14.02.16 00:42:37 ~ 00:47:08)
1 kg doğmuşum :)
- kitap arasında kalmış silgi tozu (14.02.16 01:32:41 ~ 01:35:45)
1- 5 yasinda taklalar attigimiz bir trafik kazasindan kurtuldum. buyuk sans ki kimseye ciddi bir sey olmadi.
2- 6 yasinda boguluyordum. tanimadigim bir adam cirpinislarimi gorunce kurtarmaya geldi.
2- 6 yasinda boguluyordum. tanimadigim bir adam cirpinislarimi gorunce kurtarmaya geldi.
- bohr atom modeli (14.02.16 02:09:18)
Bazıları sayılmayabilir bazılarını da artık anonim olmadığım için yazamıyorum.
*anne tarafından bir akraba bebek arabasının mandallarını indirmemiş. Annemlerin ordaki evde de böyle bir yükseklik var bir insan boyu kadar maksimum altında inşaat demirleri. Araba kayınca bebeği çıkardım ama tutamadım bir yeri sırt üstü düştüm aşağı bebek kucağımdayken. Kafamı iki yerden kesti o demirlerin ucu. Dikiş falan işte. Bebek ağlamadı bile ben de o günden sonra hiç üç numara yapamadım saçlarımı.
*lisedeydim hatırlamadığım bir sebepten kavga etmiştim işte ben gittiler sandım sigara yakmaya çalışırken taşla vurmuş kafama 8 dikiş de ordan.
*bir kere çok içmiştim tekli koltukta ters yatıyodum niyeyse. Kafam göt yerinde yani. Kusmaya başladım işte çok salak bişeydi iyi ki öyle ölmedim.
*sahilde ters çevrilmiş sandalların içinde takılıyoduk. Küreklere dayamışlar böyle. Arkadaş kolumdan tutup çekti hiçbir şey yokken kızdım tekrar giriyodum tam düştü kayık. Ölmezdim ama onda muhtemelen.
Onun dışında boğulmalar, ağır hastalıklar falan standart zaten. Her çocuk yaşamıştır herhalde.
*anne tarafından bir akraba bebek arabasının mandallarını indirmemiş. Annemlerin ordaki evde de böyle bir yükseklik var bir insan boyu kadar maksimum altında inşaat demirleri. Araba kayınca bebeği çıkardım ama tutamadım bir yeri sırt üstü düştüm aşağı bebek kucağımdayken. Kafamı iki yerden kesti o demirlerin ucu. Dikiş falan işte. Bebek ağlamadı bile ben de o günden sonra hiç üç numara yapamadım saçlarımı.
*lisedeydim hatırlamadığım bir sebepten kavga etmiştim işte ben gittiler sandım sigara yakmaya çalışırken taşla vurmuş kafama 8 dikiş de ordan.
*bir kere çok içmiştim tekli koltukta ters yatıyodum niyeyse. Kafam göt yerinde yani. Kusmaya başladım işte çok salak bişeydi iyi ki öyle ölmedim.
*sahilde ters çevrilmiş sandalların içinde takılıyoduk. Küreklere dayamışlar böyle. Arkadaş kolumdan tutup çekti hiçbir şey yokken kızdım tekrar giriyodum tam düştü kayık. Ölmezdim ama onda muhtemelen.
Onun dışında boğulmalar, ağır hastalıklar falan standart zaten. Her çocuk yaşamıştır herhalde.
- Giovanni Pipitto (14.02.16 03:37:29)
Düşününce aklıma pek gelmedi ama gün içinde bile olabiliyor anlık şeyler. Six feet under tipi ölüm şekillerinden çok korkuyorum :)
Lisedeydim, 2. Sınıftaydım sanırım akşam okuldan döndüm minibüsten indim otobüs durağında. Karşıya geçicem tramvay yolu var. Geçtim karşıya tam tramvay yoluna adımımı atıcam arkamdan bi kadın bağırdı böyle feryat eder gibi. Anaa dedim nooldu biri kadını mı dövüyo olay mı var diye baktım arkama. Otobüs durağından kadın bana sesleniyormuş dur diye. Şoka girdim resmen önüme baktım ilk vagon geçmiş bile önümden. O adımı atsam cidden kalacakmışım tramvay altında. Hiç uyarı sesi verdiğini ray sesi geldiğini hatırlamıyorum kulağımda kulaklık da yoktu etrafıma da baktım sanıyodum. İnsanın açıklayamadığı anlar olur öyle bir şeydi sanırım.
3 sene önceki kışın bir gece abimle gece film izleyelim dedik. O günlerde annem konfeksiyondan cuvalla elyaf almıştı yer yatağı yapmıştı evde. Pofuduk bişey olmuştu ben de bayılırım yerde yatmaya. Gece serdim onu ben yerde yatıcam dedim. Odamızda da kömür sobası vardı çok soğuk olursa yakıyoduk. Yatağın ucu sobaya değiyodu oda dardı yani. Biz abimle sobayı yakmadan uyuduk. Sabah annem 6 gibi girmiş odaya biz derin uykuda duymuyoruz tabii yakmış sobayı çocuklar üiümesin diye, gitmiş odadan. Öğlen uyandık odada yanık kokusu var allah allah diyoruz bacadan herhalde. Kalktım yer yatağını toplıycam şoka girdim yatağın ucu 1 karış kadar bi alanı yanmış sobaya yapışmış kendi kendine sönmüş. bi çığlık attım bu ne diye annem geldi ben sobayı yakmıştım dedi abimle ben mal olduk oha anne ölecektik ruhunuz duymayacaktı diye. Anam anam ucuz atlattık. Ondan sonra evde bir daha kömür sobası yakılmadı tabii :)
Lisedeydim, 2. Sınıftaydım sanırım akşam okuldan döndüm minibüsten indim otobüs durağında. Karşıya geçicem tramvay yolu var. Geçtim karşıya tam tramvay yoluna adımımı atıcam arkamdan bi kadın bağırdı böyle feryat eder gibi. Anaa dedim nooldu biri kadını mı dövüyo olay mı var diye baktım arkama. Otobüs durağından kadın bana sesleniyormuş dur diye. Şoka girdim resmen önüme baktım ilk vagon geçmiş bile önümden. O adımı atsam cidden kalacakmışım tramvay altında. Hiç uyarı sesi verdiğini ray sesi geldiğini hatırlamıyorum kulağımda kulaklık da yoktu etrafıma da baktım sanıyodum. İnsanın açıklayamadığı anlar olur öyle bir şeydi sanırım.
3 sene önceki kışın bir gece abimle gece film izleyelim dedik. O günlerde annem konfeksiyondan cuvalla elyaf almıştı yer yatağı yapmıştı evde. Pofuduk bişey olmuştu ben de bayılırım yerde yatmaya. Gece serdim onu ben yerde yatıcam dedim. Odamızda da kömür sobası vardı çok soğuk olursa yakıyoduk. Yatağın ucu sobaya değiyodu oda dardı yani. Biz abimle sobayı yakmadan uyuduk. Sabah annem 6 gibi girmiş odaya biz derin uykuda duymuyoruz tabii yakmış sobayı çocuklar üiümesin diye, gitmiş odadan. Öğlen uyandık odada yanık kokusu var allah allah diyoruz bacadan herhalde. Kalktım yer yatağını toplıycam şoka girdim yatağın ucu 1 karış kadar bi alanı yanmış sobaya yapışmış kendi kendine sönmüş. bi çığlık attım bu ne diye annem geldi ben sobayı yakmıştım dedi abimle ben mal olduk oha anne ölecektik ruhunuz duymayacaktı diye. Anam anam ucuz atlattık. Ondan sonra evde bir daha kömür sobası yakılmadı tabii :)
- apartman teyze (14.02.16 04:44:43)
4 yaşımdayken soluk boruma kocaman bir şeker kaçtı. baya çırpındığımı hatırlıyorum. morarmışım falan. ailem yanımda değildi hemlich manevrası bilmiyo tabi kurtarmaya çalışanlar da. ayaklarımdan yakalayıp baş aşağı çevirip sallıyolar sırtıma geçiriyolar falan. ben ise ulan ölürken bile huzur vermediniz diye sövüyorum 4 yaşımdaki halimle. lol. neyse zaten bi süre sonra nefessizlikten bayılmışım. ayıldığımda evde yataktaydım. göğsümün ortasında da sağlam bi ağrı vardı.
- shotgunwoman (14.02.16 05:30:26)
Hatırlamıyorum ama doğarkenmiş.
Annem beni erken doğurmuş, kimse beklemiyormuş. Çok stresli, gürültülü, üzüntülü bir hamilelik dönemi geçirmiş. O sırada annem-babam köyde öğretmenler, sancıları tuttuğu için hastaneye getirmişler. Yalan sancı sanmışlar, annemi ilçe hastanesinde yatak kalmadığı için bu jinekolojik muayene yapılan sandalyeye yatırmışlar, orada bırakmışlar geceyi geçirsin diye. Babamlara da "Eve dönün, yarın gelirsiniz" demişler. Saat 09.00 gibi annemin yanında hiç kimse yokmuş ve doğmaya başlamışım. Mesai 09:30'da başlıyormuş, kimse de doğum beklemediği ve orada yatak olmadığı için kimse yokmuş. Annem "Doğurunca aşağıda bir kova var, onun içine çakılacaktın. Doğmaman için uğraştım" diyor. Bir yandan da avazının çıktığı kadar bağırmış. O sırada bir hemşire işe erken gelmiş, elini yıkıyormuş. O annemi duymuş, eli yarı sabunlu bir şekilde gelip, beni doğurup öylece annemin kucağına bırakmış. Sonra ellerini yıkamış, gelip beni temizlemiş ve bir şeylere sarmış. Doktor geldiğinde beni annemin kucağında doğmuş bir şekilde bulunca şaşırmış. Ancak, fazla küçük doğmuşum. Doktor "ilk 40 günü atlatırsa yaşar, yoksa yaşamaz" demiş ama küvez, vb. de olmamış. Eve göndermişler. 40 günü atlatmışım bir şekilde.
Bir sonraki ise birkaç ay önce. İşe gidiyordum, servisi kaçırdığım için metrobüse doğru ilerliyordum. Üstte bir üstgeçit var, üstgeçiti de içinde görünmeyecek şekilde levhalarla kapamışlar. Üstgeçitte de işçiler çömelmiş bir şekilde çalışıyormuş. Üstgeçitin kendisi ile levhaları arasında 5 cm'lik falan bir boşluk var. Ben de üstgeçitin altında, metrobüse ilerlerken, tam üstgeçitin bittiği yere gelmişken ayağımın uç kısmına bir inşaat aleti düştü. 2.5 İngiliz anahtarı büyüklüğünde ve ağırlığında diyelim. Tırnağım morardı ama düşmedi. Pansuman yapıldı. Ancak, belki bir saniye farkla o şeyin 3-4 metreden kafama inmesinden kurtuldum. O ağırlığı kafama yeseydim şu an olmazdım, çok ağırdı.
Annem beni erken doğurmuş, kimse beklemiyormuş. Çok stresli, gürültülü, üzüntülü bir hamilelik dönemi geçirmiş. O sırada annem-babam köyde öğretmenler, sancıları tuttuğu için hastaneye getirmişler. Yalan sancı sanmışlar, annemi ilçe hastanesinde yatak kalmadığı için bu jinekolojik muayene yapılan sandalyeye yatırmışlar, orada bırakmışlar geceyi geçirsin diye. Babamlara da "Eve dönün, yarın gelirsiniz" demişler. Saat 09.00 gibi annemin yanında hiç kimse yokmuş ve doğmaya başlamışım. Mesai 09:30'da başlıyormuş, kimse de doğum beklemediği ve orada yatak olmadığı için kimse yokmuş. Annem "Doğurunca aşağıda bir kova var, onun içine çakılacaktın. Doğmaman için uğraştım" diyor. Bir yandan da avazının çıktığı kadar bağırmış. O sırada bir hemşire işe erken gelmiş, elini yıkıyormuş. O annemi duymuş, eli yarı sabunlu bir şekilde gelip, beni doğurup öylece annemin kucağına bırakmış. Sonra ellerini yıkamış, gelip beni temizlemiş ve bir şeylere sarmış. Doktor geldiğinde beni annemin kucağında doğmuş bir şekilde bulunca şaşırmış. Ancak, fazla küçük doğmuşum. Doktor "ilk 40 günü atlatırsa yaşar, yoksa yaşamaz" demiş ama küvez, vb. de olmamış. Eve göndermişler. 40 günü atlatmışım bir şekilde.
Bir sonraki ise birkaç ay önce. İşe gidiyordum, servisi kaçırdığım için metrobüse doğru ilerliyordum. Üstte bir üstgeçit var, üstgeçiti de içinde görünmeyecek şekilde levhalarla kapamışlar. Üstgeçitte de işçiler çömelmiş bir şekilde çalışıyormuş. Üstgeçitin kendisi ile levhaları arasında 5 cm'lik falan bir boşluk var. Ben de üstgeçitin altında, metrobüse ilerlerken, tam üstgeçitin bittiği yere gelmişken ayağımın uç kısmına bir inşaat aleti düştü. 2.5 İngiliz anahtarı büyüklüğünde ve ağırlığında diyelim. Tırnağım morardı ama düşmedi. Pansuman yapıldı. Ancak, belki bir saniye farkla o şeyin 3-4 metreden kafama inmesinden kurtuldum. O ağırlığı kafama yeseydim şu an olmazdım, çok ağırdı.
- aychovsky (14.02.16 10:38:22 ~ 10:44:48)
otobüs çarptı.
kampüs içi körüklü otobüs bildiğin eziyordu. tekeriyle dans ettik. son danstı bi cm daha yakın olsaydım.
menisküs ameliyatından sonra okula 3.kez gitmişim sırtımda çanta son durakta indim yavaş inerim yürüyemem dizi hareket ettiremem nolur nolmaz diye.
tam indim çantaya bi çarptı körükten sonraki kapıdan inmiştim ön tarafı çevirince kıç tarafı dönüyor ya. hah öyle bişey oldu sanırım. bi baktım çanta kaldırımda ve düzgün bi biçimde ben yerdeyim ters dönmüş kaplumbağa gibi.
bi kaşe kaban ve bi güzel hırkaya maal oldu.
kampüs içi körüklü otobüs bildiğin eziyordu. tekeriyle dans ettik. son danstı bi cm daha yakın olsaydım.
menisküs ameliyatından sonra okula 3.kez gitmişim sırtımda çanta son durakta indim yavaş inerim yürüyemem dizi hareket ettiremem nolur nolmaz diye.
tam indim çantaya bi çarptı körükten sonraki kapıdan inmiştim ön tarafı çevirince kıç tarafı dönüyor ya. hah öyle bişey oldu sanırım. bi baktım çanta kaldırımda ve düzgün bi biçimde ben yerdeyim ters dönmüş kaplumbağa gibi.
bi kaşe kaban ve bi güzel hırkaya maal oldu.
- indescribable (14.02.16 10:42:51)
ayrıntıları açıklayamayacağım bir yerde bir saniyelik dusunceyle ya sakat kalacaktım ya da ölecektim.
Allah korudu.
Allah korudu.
- anonymice (14.02.16 11:13:53)
1