[]
sanırım dibe doğru sürükleniyorum, önerisi olan?
ara ara canımı oldukça sıkan varoluş problemleri, son bir ayımda çeşitli sorunlarımın fitilini ateşleyen bir noktaya geldi.
kendimden kısaca bahsedecek olursam; bir ilişki yüzünden istemediğim bir şehirde 5 sene geçirdim ve sınava yeniden girip, ailemin yanında üniversite eğitimine yeniden başladım. okul aslında fena gitmiyordu ve alışmıştım ancak son bir ayda işler fena karışmaya başladı.
1 ay sonra 27 yaşına giriyorum ve okulum 2 sene sonra bitecek, bittiğinde 29 yaşımda olacağım ayrıca bölümüm iş konusunda sıkıntılı ancak seviyorum.
yaş ve iş konusunda kendimi geç kalmış hatta yenik hissediyorum; iş konusunda ufak tefek şeyler dışında tecrübem yok ve iş hayatından oldukça ürkmeme rağmen çalışmak istiyorum.
yaş konusu ayrı bir strese sokuyor, geç kalmışlık hissi yüzünden. aklımda hep ne yapacağım soruları falan var. bunların yüzünden bu dönem okulda çuvalladım sayılır, uykusuzluk ve mide krampları nedeniyle derslere konsantre olamıyorum.
özgüvenim yerlerde, askerlik ayrı bir dert ve stres sağlımı elimden alacak noktada sanki.
sigaraya başladım, alkolü kullanıyordum iyice arttırdım.
tüm bunların üzerine kendimden 7 yaş küçük kız arkadaşımdan, yaş konuları yüzünden ayrıldım. çok ciddi bir mesele değildi ama kalbimi biraz acıttı, tuz biber oldu yani.
elimdeki pozitif donelere bakarsak;
orta/üst seviye ingilizce, bilgisayar kullanma hakimiyeti ve kültürel birikim.
arkamda olan ama okul konusunda sabırsızlanan ailem ve 5-6 tane lise yıllarından kalma sağlam dostlarım dışında pek olumlu yaklaşacak yanım yok.
zaman zaman intihar bile aklımdan geçiyor, sonra ailem arkada bırakacaklarım aklıma gelince silmeye çalışıyorum zihnimden.
ne yapacağım yahu ben, siz böyle durumlardan nasıl çıkış yolu buldunuz?
kendimden kısaca bahsedecek olursam; bir ilişki yüzünden istemediğim bir şehirde 5 sene geçirdim ve sınava yeniden girip, ailemin yanında üniversite eğitimine yeniden başladım. okul aslında fena gitmiyordu ve alışmıştım ancak son bir ayda işler fena karışmaya başladı.
1 ay sonra 27 yaşına giriyorum ve okulum 2 sene sonra bitecek, bittiğinde 29 yaşımda olacağım ayrıca bölümüm iş konusunda sıkıntılı ancak seviyorum.
yaş ve iş konusunda kendimi geç kalmış hatta yenik hissediyorum; iş konusunda ufak tefek şeyler dışında tecrübem yok ve iş hayatından oldukça ürkmeme rağmen çalışmak istiyorum.
yaş konusu ayrı bir strese sokuyor, geç kalmışlık hissi yüzünden. aklımda hep ne yapacağım soruları falan var. bunların yüzünden bu dönem okulda çuvalladım sayılır, uykusuzluk ve mide krampları nedeniyle derslere konsantre olamıyorum.
özgüvenim yerlerde, askerlik ayrı bir dert ve stres sağlımı elimden alacak noktada sanki.
sigaraya başladım, alkolü kullanıyordum iyice arttırdım.
tüm bunların üzerine kendimden 7 yaş küçük kız arkadaşımdan, yaş konuları yüzünden ayrıldım. çok ciddi bir mesele değildi ama kalbimi biraz acıttı, tuz biber oldu yani.
elimdeki pozitif donelere bakarsak;
orta/üst seviye ingilizce, bilgisayar kullanma hakimiyeti ve kültürel birikim.
arkamda olan ama okul konusunda sabırsızlanan ailem ve 5-6 tane lise yıllarından kalma sağlam dostlarım dışında pek olumlu yaklaşacak yanım yok.
zaman zaman intihar bile aklımdan geçiyor, sonra ailem arkada bırakacaklarım aklıma gelince silmeye çalışıyorum zihnimden.
ne yapacağım yahu ben, siz böyle durumlardan nasıl çıkış yolu buldunuz?
ne varoluşu yav? erkek adamın 3 temel sorunu vardır: para, karı, iş/okul.
sende bunlardan bir aranjman var. askerlik bitince hafiflersin. ko götüne dersin hatta. hayatını yaşa, evlenme, sigarayı bırak, içki olduğu gibi kalsın, tamam işte. hiçbirimiz bi boka benzer hayatlar yaşamıyoruz, emin olabilirsin.
sende bunlardan bir aranjman var. askerlik bitince hafiflersin. ko götüne dersin hatta. hayatını yaşa, evlenme, sigarayı bırak, içki olduğu gibi kalsın, tamam işte. hiçbirimiz bi boka benzer hayatlar yaşamıyoruz, emin olabilirsin.
- kargn (23.01.16 14:05:00)
@kargn;
mana yaratamamak, amaçsız olmak falan. ölümün keskinliği tüm enerjimi alıyor bazen.
mana yaratamamak, amaçsız olmak falan. ölümün keskinliği tüm enerjimi alıyor bazen.
- wikus van der merwe (23.01.16 14:09:23)
herşeye rağmen yaşamak. kafka bu konuya ''beklemek''diye yaklaşıyor. yani, kötü durumdaysanız bekleyin iyi şeyler başınıza gelecektir diyor.
ben pek onun gibi düşünmüyorum, ben ne zaman saplansam ayağa kalkabilmem için cepheye çıkmam gerekti. hatta sonraları benim sahip olduğum tek şey bu lan galiba dediğim özgüvene ihtiyaç duydum. ama ne zaman saplansam. ve bunu da cephede sağladım.
ölmeyi istemek, ölmekten beter olmak, her gün ölmek ama sadece ölememek durumlarında dahil. yani ben hiç cepheye çıkmadan atlatamadım bu durumu. illa ütmek için oynamam gerekti, tekrar.
ben de çok geç bir yaşta üniversiteyi bitirdim. iş güç askerlik maddi meseleler benim de başımı ağrıttı. ama burada temel ihtiyaç duyduğun (duyduğum) şey motivasyon kaynağı. ve bence kafka da ''beklemek'' derken bundan bahsediyor, sadece ikimizin(kafka ve ben) motivasyon kaynağı algısı farklı.
küçük bir flashback atalım: aslında uzun bir hikaye ama, 2 tür insan davranış biçimi varmış. birisi enerjisini kendisi üreten(günümüz örnekleri mevcuttur) diğeri ise başka insanlara ihtiyaç duyan. yani yalnızken miskinleşen(bunun da örnekleri çoktur) ve bunların her 2sinin de zeka ile uzaktan yakından ilgisi yok. yani çok zeki bir insan tembel olacak diye bir kanı da yok, tam tersi de. bunu şu yüzden anlatıyorum, eğer sen 2. tip insana giriyorsan birilerine ihtiyacın var demek oluyor. 1.tip insan zaten sürekli birşeyleri kendine iş edinen tip oluyor, yani sürekli bir işi olan ve bunalıma girmeyen. düşünmeyen. ama 2. tip insanın beyni çok geveze olur. önce bi' ona karar vermelisin bence, hangi karakter yapısına sahipsin.
geri dönelim: keşke mesleğini yazsaydın burada. çünkü yine aptal da olsa bir ayrımsamaya göre mutluluğun 3 temel saç ayağı vardır diyorlar: yapılacak iş, sevecek birşey ve hedef. yine bir başka öğretide eğer 1 saat mutlu olmak istiyorsanız uyuyun 1 gün mutlu olmak istiyorsanız balığa çıkın 1 yıl mutlu olmak istiyorsanız evlenin 1 ömür mutlu olmak istiyorsanız sevdiğiniz bir işi yapın (bunun çeşitli varyasyonları da piyasada mevcut) der. o yüzden belki okuduğun bölüm değil ama kendine iş seçeceğin profesyonel meslek önemli bu saatten sonra. ve pek tabi, günümüzde bu biraz da eğitim aldığın disiplin dalı ve onu aldığın yerde ki sana kazandırılan bakış açısı ve organizasyon kabiliyetinle doğru orantılı oluyor.
bu nedenle ingilizce önemli, ne olursa olsun ingilizceni geliştir. spor yap(bak ben mesela bunu uzun yıllar anlamamıştım neden spor yap diye, sosyal farkındalıkta faydası çok fazla bunu) ve profesyonel ilgi alanına doğru yavaştan yönelmeye başla.
şimdi, öncelikle bunun(geç kalmışlık hissi) şöyle bir reçetesi yok, bir hap atacaksın ve herşey temizlenecek. bu çok acıklı ama evet geç kaldın, ve evet bununla yaşaman gerekiyor. basit oyunlar aslında hayatı çözmüş, orada ki davranış biçimi ile hareket etmen lazım. gelişebilmek için. yani, bu bir ''yanık'' izi gibi düşün. üzerinde oynayabiliriz, düzeltmeye çalışabiliriz ama ne olursa olsun hiç yanmamış bir görünüm sağlayamayız. geç kaldık, ancak bu günümüz modern dünyasında içine düştüğün saplantı kadar mühim değil.
askerlik mesele değil, 35'e kadar erteleme yollarını herkes biliyor 35'ten sonrasını ise yine oturulur konuşulur. ama maddiyat önemli, hangi alanda olursa olsun, ona sahip olmak için ölçülebilen adımlar atman lazım. yani okurken en yapını hazırlaman lazım(geç kalmışlığı da gözönüne alarak) keza maddiyatı çözebilecek potansiyelden sonra askerlik bedelli çakılıyor.
kadınlar meselesinde de sevgi ile saplantıyı ya da yaygın bir yanlış kullanım olan tutkuyu iyi ayırt etmek gerekiyor, bunu da yapabiliyorsan bir sıkıntı yine yok.
gelişebilmek anahtar kelime ama çözüm/ilaç bu değil. ilaç ''düşünme'' / ''düşünmemek''
(güncel sorununla bir ilgisi olmasada genel hayat yaklaşımı olarak) bak şunu unutma öncelikle -ki dünyanın en büyük sihri de buradadır.(mesela tebdil-i mekanda ferahlık vardır da buradan gelir, zaman mekan olay örgüsü) dünya kandırma mahirliğine sahiptir. eğer bataklığa çakmazsan kendini dünyanın seni kandırmasına izin vereceksin. bize verilen en büyük kabiliyet unutmak derler, yani insan unutmadan yaşayamaz. bu bazen güç olabilir orada da ertelemeyi kullanacaksın, yani unutmak mümkün olmayadığı durumlarda hatırlamamayı kullanacaksın. ve evet, bu mümkün.
çok uzun ve dağınık anlattım umarım herhangi bir konuda 1 dirhemde olsa buradan bir tutamak yakalarsın.
ben pek onun gibi düşünmüyorum, ben ne zaman saplansam ayağa kalkabilmem için cepheye çıkmam gerekti. hatta sonraları benim sahip olduğum tek şey bu lan galiba dediğim özgüvene ihtiyaç duydum. ama ne zaman saplansam. ve bunu da cephede sağladım.
ölmeyi istemek, ölmekten beter olmak, her gün ölmek ama sadece ölememek durumlarında dahil. yani ben hiç cepheye çıkmadan atlatamadım bu durumu. illa ütmek için oynamam gerekti, tekrar.
ben de çok geç bir yaşta üniversiteyi bitirdim. iş güç askerlik maddi meseleler benim de başımı ağrıttı. ama burada temel ihtiyaç duyduğun (duyduğum) şey motivasyon kaynağı. ve bence kafka da ''beklemek'' derken bundan bahsediyor, sadece ikimizin(kafka ve ben) motivasyon kaynağı algısı farklı.
küçük bir flashback atalım: aslında uzun bir hikaye ama, 2 tür insan davranış biçimi varmış. birisi enerjisini kendisi üreten(günümüz örnekleri mevcuttur) diğeri ise başka insanlara ihtiyaç duyan. yani yalnızken miskinleşen(bunun da örnekleri çoktur) ve bunların her 2sinin de zeka ile uzaktan yakından ilgisi yok. yani çok zeki bir insan tembel olacak diye bir kanı da yok, tam tersi de. bunu şu yüzden anlatıyorum, eğer sen 2. tip insana giriyorsan birilerine ihtiyacın var demek oluyor. 1.tip insan zaten sürekli birşeyleri kendine iş edinen tip oluyor, yani sürekli bir işi olan ve bunalıma girmeyen. düşünmeyen. ama 2. tip insanın beyni çok geveze olur. önce bi' ona karar vermelisin bence, hangi karakter yapısına sahipsin.
geri dönelim: keşke mesleğini yazsaydın burada. çünkü yine aptal da olsa bir ayrımsamaya göre mutluluğun 3 temel saç ayağı vardır diyorlar: yapılacak iş, sevecek birşey ve hedef. yine bir başka öğretide eğer 1 saat mutlu olmak istiyorsanız uyuyun 1 gün mutlu olmak istiyorsanız balığa çıkın 1 yıl mutlu olmak istiyorsanız evlenin 1 ömür mutlu olmak istiyorsanız sevdiğiniz bir işi yapın (bunun çeşitli varyasyonları da piyasada mevcut) der. o yüzden belki okuduğun bölüm değil ama kendine iş seçeceğin profesyonel meslek önemli bu saatten sonra. ve pek tabi, günümüzde bu biraz da eğitim aldığın disiplin dalı ve onu aldığın yerde ki sana kazandırılan bakış açısı ve organizasyon kabiliyetinle doğru orantılı oluyor.
bu nedenle ingilizce önemli, ne olursa olsun ingilizceni geliştir. spor yap(bak ben mesela bunu uzun yıllar anlamamıştım neden spor yap diye, sosyal farkındalıkta faydası çok fazla bunu) ve profesyonel ilgi alanına doğru yavaştan yönelmeye başla.
şimdi, öncelikle bunun(geç kalmışlık hissi) şöyle bir reçetesi yok, bir hap atacaksın ve herşey temizlenecek. bu çok acıklı ama evet geç kaldın, ve evet bununla yaşaman gerekiyor. basit oyunlar aslında hayatı çözmüş, orada ki davranış biçimi ile hareket etmen lazım. gelişebilmek için. yani, bu bir ''yanık'' izi gibi düşün. üzerinde oynayabiliriz, düzeltmeye çalışabiliriz ama ne olursa olsun hiç yanmamış bir görünüm sağlayamayız. geç kaldık, ancak bu günümüz modern dünyasında içine düştüğün saplantı kadar mühim değil.
askerlik mesele değil, 35'e kadar erteleme yollarını herkes biliyor 35'ten sonrasını ise yine oturulur konuşulur. ama maddiyat önemli, hangi alanda olursa olsun, ona sahip olmak için ölçülebilen adımlar atman lazım. yani okurken en yapını hazırlaman lazım(geç kalmışlığı da gözönüne alarak) keza maddiyatı çözebilecek potansiyelden sonra askerlik bedelli çakılıyor.
kadınlar meselesinde de sevgi ile saplantıyı ya da yaygın bir yanlış kullanım olan tutkuyu iyi ayırt etmek gerekiyor, bunu da yapabiliyorsan bir sıkıntı yine yok.
gelişebilmek anahtar kelime ama çözüm/ilaç bu değil. ilaç ''düşünme'' / ''düşünmemek''
(güncel sorununla bir ilgisi olmasada genel hayat yaklaşımı olarak) bak şunu unutma öncelikle -ki dünyanın en büyük sihri de buradadır.(mesela tebdil-i mekanda ferahlık vardır da buradan gelir, zaman mekan olay örgüsü) dünya kandırma mahirliğine sahiptir. eğer bataklığa çakmazsan kendini dünyanın seni kandırmasına izin vereceksin. bize verilen en büyük kabiliyet unutmak derler, yani insan unutmadan yaşayamaz. bu bazen güç olabilir orada da ertelemeyi kullanacaksın, yani unutmak mümkün olmayadığı durumlarda hatırlamamayı kullanacaksın. ve evet, bu mümkün.
çok uzun ve dağınık anlattım umarım herhangi bir konuda 1 dirhemde olsa buradan bir tutamak yakalarsın.
- mete kudur (23.01.16 14:21:05 ~ 14:22:14)
varoluş anlamsızlığı görmek istiyorsan, kakapo diye bir kuş var, onun videosunu izle. anlamsızlıkta yanına bile yaklaşamayacağın bir kreasyon. beteri misal verip kötüyü katlanılabilir göstermek konusunda kakapo kadar iyi malzeme bulunmaz.
- kargn (23.01.16 14:21:56 ~ 14:22:47)
bu yas konusu acayip sorun ediliyor bizim ulkede. gelismis ulkelerde age discrimination olarak gecerken bizim ulkemizde 25 yasindaki adama bitmis, yasli gozuyle bakiyorlar ki en iyi ihtimalle askerligini yapan fakulte mezunu bir insan zaten 23 yasinda oluyor.
- baldur2 (23.01.16 14:40:05)
1