[]

Modern hayatı bilmeden izole bir şekilde yaşasaydık daha mı mutlu olurduk ?

evet günün garip sorusuyla karşınızdayım yine.

mesela polinezya adaları'ndan birinde bir kabilede doğup büyüsek ve modern hayatı bilmeden ve ondan izole bir şekilde yaşasaydık daha mı mutlu olurduk ya da daha mı az sıkılırdık?

Sıkılmayı ya da sıkılmanın daha yoğun bir duyguya dönüşmesini modern hayatla bağdaştırıyorum daha çok. Halbuki sıkılmamamızı sağlamak için olan o kadar çok şey varken.

Kişiden kişiye göre de değişir şimdi bunlar. Ne bilim...

 
mutlu olacak bir şeyler illa bulurduk. ama kendi adıma konuşmak gerekirse, en basitinden şu an uzay bilimiyle alakalı bir kitap okuyorum ve her sayfada hayrete düşüyorum. bir kabilede olsaydım muhtemelen yıldızlar gibi bilinmeyen şeyleri sikko bir tanrıya yorardım.


  • ruhen hastayim ben  (20.10.15 00:09:03) 
bence mutluluk/mutsuzluk-sıkıntı hakkında düşünmezdik. ihtiyaçlar ve bunları karşılama biçimi tümden farklı olacağından, bugünkü-buradaki bakışımızla kavrayamayabiliriz. kişisellik dediğimiz şey o ortamda bugünküne hiç benzemeyebilirdi. antropoloji severseniz, çok beğendiğim bir kitap önerebilirim, hem zevkli hem ufuk açıcı:

(edit:) link olmamış, düzelteyim:

www.kitapyurdu.com
  • tedirginlik hucresi  (20.10.15 00:12:45 ~ 01:35:29) 
Belki can sikintisi diye bir sey hissetmezdik ama cok mutlu olacagimizi hic sanmiyorum. Soguktan usumek, sicaktan yanmak, sivrisinek tarafindan isirilmak, bocekler tarafindan sokulmak, vahsi hayvanlar yuzunden surekli tetikte olmak, yemek yemek icin dunya emek sarfetmek gibi keyfimizi kaciracak bir suru sey olacakti. Sikilmak diye bir sey aklimiza gelmeyecekti ama oyle masal gibi mutlu bir hayat kesinlikle olmazdi bence.


  • stavro  (20.10.15 00:15:40) 
dünya üzerindeki en mutlu topluluk olarak anılan piraha kabilesi de aynı dediğin gibi yaşıyor zaten. kullandıkları dilde ne gelecek ne de geçmiş zaman olmamasının da etkisi var tabii.


  • soso  (20.10.15 00:30:45) 
epey bilgi birikimi ve tecrübesi olan bir doğacının sözü aklıma geldi

"doğayla iç içe yaşayan ve doğa hayatıyla bağını koparmamış hiç bir insanın ağzında sıkılıyorum kelimesini duymadım."

modern hayatın yaşamı kolaylaştırdığına inanıyorum. fakat fizikte bir kural vardır enerji dönüştürebilir fakat yoktan var edilemez. kısacası, modern hayatın getirdiği ve götürdükleri. kişisel bir şey. sakin hayattan sıkılanlarda var. tercih imkanım ve sorumluluklarım olmasaydı, para kazanmak yerine, yaşamımı idame ettirecek kadarını kazanıp daha sakin bir hayat seçerdim kendime..
  • gokhan atestepe  (20.10.15 00:41:43 ~ 00:42:50) 
Bize mutluluk değil mutsuzluk öğretildi. Mutluluk en baştan beri bildiğimiz bir şeydi.


  • clones  (20.10.15 01:15:49) 
bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişir. bellir bir sonuca ulaşamayız bence.

kimisi kabiledeyken mutlu olur kimisi modern hayatta.
  • Wilhelm  (20.10.15 03:37:02) 
hayatımda bir kez canım sıkılıyor dedim, canım annecim bozulan ayarımı hemen düzeltiverdiydi sağolsun :)
"canı sıkılan kızlar koca istermiş"

evet, haklısın bence de mutsuzluk, can sıkıntısı modern hayatın getirileri. biz eski kuşaklar can sıkıntısı nedir bilmiyoruz pek. mutluluk mutsuzluk kavramları çok da gündemimizde değil(di). ben annemden babamdan, onların anne babalarından.. mutluluk mutsuzlukla ilgili hiç bir laf söz duymadım mesela.
canı sıkılmak birinin yaptığı yanlış için olurdu. uğraş vardı hep. boş duranı Allah sevmez denirdi. günlerde, ailecek veya konu komşu yapılan akşam sohpetlerinde bile kadınlar elişi yaparlardı. sonra televizyon geldi, yine elde işler örgüler filan.
erkekler de kendine göre uğraş buluyorlardı. kahve geleneği yoktu bizde, büyükbabam ya kitap okurdu ya da torunlarla pişti filan oynardı. babam elektronik ve elektrikle ilgilenirdi yeniyeni bişeyler üretirdi. daha radyo zamanları salondan mutfağa hoparlör hattı yapmıştı. annem mutfağa geçerken elektrik düğmesinin yanındaki açma düğmesine basınca radyo mutfakta çalıyordu gibi gibi.
yani ben hiç bir eski kuşağı onların tabiriyle "el el üstünde eli göt üstünde" görmedim.

bence boş kalmayıp uğraşın olunca ne sıkılıyorsun ne de mutluğu neyi sorgulamaya/düşünmeye vaktin oluyor. kabile bulmaya gerek yok yani :)
sıkılmamayı sağlayacak çok şey var evet de, kıymetini bilen kim? yokluğunu bilmeyince varlığın pek anlamı olmuyor, nasılsa hep varlar, var olmaya devam edecekler, daha da gelişerek, yenilenerek...
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (20.10.15 07:14:16) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.