[]
Nedir bu kadinlarin evlenme arzusu?
Ya arkadas anlamiyorum. Kafam almiyor. Ozellikle 26 yas ustu olan kadinlarin hepsimi evlenmek ister. Cok duygusal oldugunu iddaa eden kadinlarimiz evlilik ugruna aski duyguyu falanda siktir ediyorlar. Isin iyise elin yuzun cok az duzgunse atlayi veriyorlar. Pisman olmuyormu bu kadinlar ileriki zamanlarda? Ask tutku duygu olmadan evlenilinir bir omur gecirilirmi yahu? Baski falan demeyin lutfen. Gayet isi gucu olan kariyer sahibi kadinlardada durum boyle.
Pisman olan da var birsuru ama yapilarinda var evlilige duskunluk. Simdi gelip "yoo benim cevremde bilmem kac yasinda hic de evlilige yanasmayan kadinlar da var" diyecekler:)
- stavro (14.10.15 21:45:43 ~ 21:46:32)
Toplum normlari, gelecek icin tek alternatifin evlilik oldugunu dusunuyorlar.
Turk kafasi iste. Adamlarin tek amaci ev almak araba almak ve evlenmek. Gelecekten baska beklentileri yok.
(Simdi birileri daha ne olsun diye soracak sozumu dogrulayacak)
Turk kafasi iste. Adamlarin tek amaci ev almak araba almak ve evlenmek. Gelecekten baska beklentileri yok.
(Simdi birileri daha ne olsun diye soracak sozumu dogrulayacak)
- Traveller (14.10.15 21:46:46)
Evlilik kafasında olan varsa yesillendirsin..
Hep kadınlar hevesli olacak değil ya.
Hep kadınlar hevesli olacak değil ya.
- redeath (14.10.15 21:50:50)
benim de nedense çevremdeki erkekler evlenme arzusunda hep.
- mesgul ve huzursuz (14.10.15 21:58:30)
türk kafası filan değil. bi yaşa gelince insan bazı şeyleri sorguluyor. Bazı şeyler istiyor. o yaştan sonra hala geleceği olmayan ilişki istemiyor. çünkü yaşlanıyor insan. bunu hissetmeye başlıyorsun. o noktada belli bi yaşa gelen ablalar vaktini boşa harcamak istemiyor. sadece ciddi düşünen ile vakit geçirmek istiyo. karşıdan o hissi alamazsa da sürekli vurgulyo. hatta evliliği şu aşamada düşünmüyorum diyen erkek arkadaşından anında ayrılıp başka birini arıyor. aşk filan da önemli değildir bu ablalar için. çünkü genelde daha erken yaşlarda aşkı filan bolca yaşarlar bi vok olmadığını aşk yerine düzenin huzurun sevginin ailenin daha önemli olduğuna kanaat getirirler. sıkıntı şu ki bu hayatı isteyen yaşıtı çoğu erkek çoktan evlenmiş oluyor ya da tabi ki de daha genç bayanlara yöneliyor. her erkek olmasa da geneli bu durumda. bi de aile heveslisi evlenmek isteyip düzenli hayat isteyen erkeklerin çoğu kadının geçmişini kurcalıyor. özgür yaşamış 30 luk ablalara da uymuyo. bunu sorun etmeyen erkek çok az ama rakip çok olunca ortaya böyle bi netice çıkıyor. olay bu benim gözlemlediğim kadarıyla.
- ergenpezeveng (14.10.15 22:03:32)
aksine tanidigim erkeklerde (+27) var bu heves.
kadinlar artik "aman evlilik mi? pff bakariz yea" modunda.
kadinlar artik "aman evlilik mi? pff bakariz yea" modunda.
- chaotic good (14.10.15 22:04:11)
Sunu bana biri soylesin, huzur eyvallah, aile eyvallah. Ama ask olmadan cok duygulu hamimlarimiz nasil bu adamla yataga giriyor, opusuyor, koklasiyor. Kulaga igrenc gelmiyormu?
- duyurumvar (14.10.15 22:25:27)
30 yaşındayım, evlilik hala korkuyla baktığım konulardan. 26 yaş üstü kadınların hepsi evlenmeyi istemiyor kısacası, hele ki önüne gelen ilk kişiyle evlenmeyi kesinlikle istemiyor. işi gücü, kariyeri olan kadına da toplum baskısı var ayrıca, yok sanmak çok safça.
- devilred (14.10.15 22:27:27 ~ 22:27:47)
nafaka sevdası, türkçe bilen kadınlardan uzak durmak en iyisi.
- cevizlikarpuz (14.10.15 23:27:27)
istersen kansere tedavi bul evlenmeyince başarısız sayılmak ve toplum tarafından kabul görmüyor olmak.
28 yaşındayım aile büyükleriyle her konuşmam torun istiyoruz üzerine dönüyor. her telefonda aynı bok diye son 2 yıldır giderek azaldı telefonlaşmalar. her günden ayda bire düştü. 3 yıldır sevgilim vs. yok zaten nasıl evleneyim dersen direk bilmem kimin subay, doktor oğlu var. hiç anlaşamacağın heriflerle baş göz edilme çabası. her bayramda konu komşudan, akrabaya herkesin sorması. eğer evlenmezsen beğenilmemiş seçilmemiş olduğunu düşünmeleri.
baskı falan deme diyorsun da bazı insanların bunlardan etkilenmesi garip değil. bir de yalnızsın bir de bu baskılar var üzülebilirsin çok ve haffiften evlilik için delirebilirsin.
28 yaşındayım aile büyükleriyle her konuşmam torun istiyoruz üzerine dönüyor. her telefonda aynı bok diye son 2 yıldır giderek azaldı telefonlaşmalar. her günden ayda bire düştü. 3 yıldır sevgilim vs. yok zaten nasıl evleneyim dersen direk bilmem kimin subay, doktor oğlu var. hiç anlaşamacağın heriflerle baş göz edilme çabası. her bayramda konu komşudan, akrabaya herkesin sorması. eğer evlenmezsen beğenilmemiş seçilmemiş olduğunu düşünmeleri.
baskı falan deme diyorsun da bazı insanların bunlardan etkilenmesi garip değil. bir de yalnızsın bir de bu baskılar var üzülebilirsin çok ve haffiften evlilik için delirebilirsin.
- fasulyek (14.10.15 23:42:47)
En büyük neden çocuk. Erkeğin bu konuda sıkıntısı yok ama kadın 30'lu yaşlara girince doğurganlık ve çocuğu yetiştirme anlamında sıkıntılı yıllara adım atmış oluyor.
26 yaş üzeri kadınlarda ve 30 yaş üzeri erkeklerde doğal olarak ciddi ilişki beklentisi var, bu da evlilik arzusu şeklinde yorumlanıyor. bu tip kadınlarda gördüğüm en büyük hatalardan biri hala ergen gibi erkeklerin peşlerinde koşup şımartmasını beklemeleri. Erkek ise bu kadar eforu yaşı ilerlemiş kadına hem yakıştıramıyor, hem de "bu kadar uğraşacak isem daha çıtırına oynarım" diye stratejik düşünebiliyor.
26 yaş üzeri kadınlarda ve 30 yaş üzeri erkeklerde doğal olarak ciddi ilişki beklentisi var, bu da evlilik arzusu şeklinde yorumlanıyor. bu tip kadınlarda gördüğüm en büyük hatalardan biri hala ergen gibi erkeklerin peşlerinde koşup şımartmasını beklemeleri. Erkek ise bu kadar eforu yaşı ilerlemiş kadına hem yakıştıramıyor, hem de "bu kadar uğraşacak isem daha çıtırına oynarım" diye stratejik düşünebiliyor.
- arandur (14.10.15 23:43:01)
duygusal olmakta tek kıstas aşk mı?
30 yaşında kadınlardan gerçekten liseli ergenler gibi; kalpler, çiçekler, böcekler, elele tutuşmalı bakışmalı mizansenler filan mı bekliyorsunuz?
kadınların evlilik meraklısı olup olmamasından bana ne (ki evlenmeyi istemekte tuhaf olan nedir silah mı dayıyor kızlar alnınıza bunu da anlamadım ama) hakketen 30 yaşında böyle bir romans beklemek de rasyonel değil- asıl böyle davranıyorsa o kadından soğuma sebebi bence. o değil de sanki erkekler ay aşık olsam da ayaklarım yerden kesilse, ay ışığında serenad yapsam diye bekliyor arkadaş, kadınlar sırf mantık/maddiyat peşinde ? "olm bi evlensem de kirli donlarımı yıkayıp katlayan olsa" diyen erkek değil mi, aşk bunun neresinde ?
duygusal olmak içinde aile sıcaklığını, anaçlığı, şefkati, yalnız uyumamayı, anne-babasının mürüvvetini görmesi tatminini filan içeriyor olamaz mı?
üstelik "evlilik" hakikaten aşktan ibaret bir şey hiç değil. kadınım, hiç düşünmedim evlenmeyi ama düşünecek olsam ben bu adam aşık mıyım diye 1 kez sorsam bu adamdan eş olur mu baba olur mu sorusunu 10 kez, biz geçinip mutlu olur muyuz sorusunu 100 kez sorarım. aşk=mutlu evlilik sanki. aşk güzel ama ilişki başka şey, evlilik daha başka şey.
"Gayet isi gucu olan kariyer sahibi kadinlar" da evlenmedikleri sürece "başarısız" görülüyor buralarda, plazalardan ibaret değil hayat.
pişmanlık kısmına gelirsek çoook aşık olarak evlenen ve mutsuz olup ayrılan oranı mantık evliliği yapandan daha az değil, bunu istatistikler söylüyor. üstelik aşık olup başka bir şeye bakmadan evlenen bir de "ne o, çok seviyordun hani", gibi bir eleştiriyi de göze almak zorunda. Sırf bu yüzden eroinman eşinden 2 sene boşanamadı benim bi arkadaşım.
benim neredeyse tüm arkadaş çevrem yabancı, ben daha sizin tabirinizle evlilik meraklısı olmayan toplum görmedim, yemişim Türk kafanızı. Burada nikah olmadan hayat çok zor, adetlerimiz kuvvetli bunlar ayrı dert ama temelde bakıldığında tüm dünyadan insanlar biriyle ciddi ilişki içinde olmayı çook da önemsiyor ve bu beklentisi bir yaştan sonra oluyor. yetişkin hayatın evrensel bir parçası bu.
30 yaşında kadınlardan gerçekten liseli ergenler gibi; kalpler, çiçekler, böcekler, elele tutuşmalı bakışmalı mizansenler filan mı bekliyorsunuz?
kadınların evlilik meraklısı olup olmamasından bana ne (ki evlenmeyi istemekte tuhaf olan nedir silah mı dayıyor kızlar alnınıza bunu da anlamadım ama) hakketen 30 yaşında böyle bir romans beklemek de rasyonel değil- asıl böyle davranıyorsa o kadından soğuma sebebi bence. o değil de sanki erkekler ay aşık olsam da ayaklarım yerden kesilse, ay ışığında serenad yapsam diye bekliyor arkadaş, kadınlar sırf mantık/maddiyat peşinde ? "olm bi evlensem de kirli donlarımı yıkayıp katlayan olsa" diyen erkek değil mi, aşk bunun neresinde ?
duygusal olmak içinde aile sıcaklığını, anaçlığı, şefkati, yalnız uyumamayı, anne-babasının mürüvvetini görmesi tatminini filan içeriyor olamaz mı?
üstelik "evlilik" hakikaten aşktan ibaret bir şey hiç değil. kadınım, hiç düşünmedim evlenmeyi ama düşünecek olsam ben bu adam aşık mıyım diye 1 kez sorsam bu adamdan eş olur mu baba olur mu sorusunu 10 kez, biz geçinip mutlu olur muyuz sorusunu 100 kez sorarım. aşk=mutlu evlilik sanki. aşk güzel ama ilişki başka şey, evlilik daha başka şey.
"Gayet isi gucu olan kariyer sahibi kadinlar" da evlenmedikleri sürece "başarısız" görülüyor buralarda, plazalardan ibaret değil hayat.
pişmanlık kısmına gelirsek çoook aşık olarak evlenen ve mutsuz olup ayrılan oranı mantık evliliği yapandan daha az değil, bunu istatistikler söylüyor. üstelik aşık olup başka bir şeye bakmadan evlenen bir de "ne o, çok seviyordun hani", gibi bir eleştiriyi de göze almak zorunda. Sırf bu yüzden eroinman eşinden 2 sene boşanamadı benim bi arkadaşım.
benim neredeyse tüm arkadaş çevrem yabancı, ben daha sizin tabirinizle evlilik meraklısı olmayan toplum görmedim, yemişim Türk kafanızı. Burada nikah olmadan hayat çok zor, adetlerimiz kuvvetli bunlar ayrı dert ama temelde bakıldığında tüm dünyadan insanlar biriyle ciddi ilişki içinde olmayı çook da önemsiyor ve bu beklentisi bir yaştan sonra oluyor. yetişkin hayatın evrensel bir parçası bu.
- niye ama (14.10.15 23:45:48)
nerde o kariyer sahibi olanlar ? bi tane kekte ben varım evlenmeye hazır erKEK :) kadın = şeytan 26 27 sine kadar bütün erkekleri parmaklarında oynatıp yoruluyor bakıyorlar hepsi aynı bok :) tuttuğunla evleniyor tatmadığı duygu oda çoluk çocuk malum 26 ya kadar kırmış fındığı o saatten sonra yesin ayvayı kalk ayşe çocuğa bak kalk ayşe yemek yap ütü yap temizlik yap çocuğa bak emzir uyut ayşenin uykusu gelir soyun ayşe ufaklık uyandı onu uyut :) ayşeler saracak birazdan beni küfürler le ama kezban demeye dilim varmadı bi umut işte:p
- Dönmezer (15.10.15 02:02:54)
Tüm kadınları aynı kefeye koyamayız, evet bir kısmı cidden daha çocuk yaşlarından itibaren evlilik odaklı yaşamaya başlıyorlar, okul, iş, kariyer tüm hayatları evliliğe endekslenmiş oluyor. Ama içlerinde evlenmek zorunda kaldığı için evlenenler de var, zorunluluk neden doğuyor. En birinci ve yeri doldurulamayacak sebep bence çocuk, çocuk sahibi olmayı istemek, henüz yaşamadan hissetmeye başladığı annelik duygusu evliliği mecbur hale getiriyor. İkinci sebep duygusal eksiklik, belli bir zamandan sonra insan yormadan, incitmeden beraber yürüyebileceği birisini arıyor, maddi olarak beklenti yok, etrafta baskı da yok, ama işte yerini dolduramadığın başka bir eksiklik var.
Sırf evlenmiş olmak için evlenenleri, aile baskısı ile evlenenleri, maddi kaygılarla evlenenleri bu saydığım maddelerin dışında tutuyorum.
Pişmanlık olayı da bizim toplumuzda çok geçerli değil, o pişman olan kadınların büyük çoğunluğu çocuk sahibi olduğu için, diğer bir kısmı da daha iyi bir alternatif yaşam şekli olmadığı için hayatlarına, evliliklerine devam ediyorlar. Bir yerden sonra evliliğe çok büyük anlamlar yüklemeyi bırakıyorlar. Olmuş olması gerektiği için oluyor. Bu yüzden bir çok kadının en yakın arkadaşı eşi değil, hatta eşi arkadaşı bile değil. Aynı evde yaşayan ama birbirinden uzak insanlar haline gelebiliyorlar. Ha günümüzde görücü usulüyle evlenmiş evliliklerinde 30-40 seneyi devirmiş, hala birbirlerine sevgi dolu bakan, 2 gün ayrı kalamayan bir sürü çift de var. Sevgi önemli evet, ama bazı şeylerle anlam kazanıyor. Tek bir şeye endekslememek lazım evliliği...
Sırf evlenmiş olmak için evlenenleri, aile baskısı ile evlenenleri, maddi kaygılarla evlenenleri bu saydığım maddelerin dışında tutuyorum.
Pişmanlık olayı da bizim toplumuzda çok geçerli değil, o pişman olan kadınların büyük çoğunluğu çocuk sahibi olduğu için, diğer bir kısmı da daha iyi bir alternatif yaşam şekli olmadığı için hayatlarına, evliliklerine devam ediyorlar. Bir yerden sonra evliliğe çok büyük anlamlar yüklemeyi bırakıyorlar. Olmuş olması gerektiği için oluyor. Bu yüzden bir çok kadının en yakın arkadaşı eşi değil, hatta eşi arkadaşı bile değil. Aynı evde yaşayan ama birbirinden uzak insanlar haline gelebiliyorlar. Ha günümüzde görücü usulüyle evlenmiş evliliklerinde 30-40 seneyi devirmiş, hala birbirlerine sevgi dolu bakan, 2 gün ayrı kalamayan bir sürü çift de var. Sevgi önemli evet, ama bazı şeylerle anlam kazanıyor. Tek bir şeye endekslememek lazım evliliği...
- elikası (15.10.15 11:11:00)
26 yaş üstü oturup stabil bir hayat istiyorlar sevdikleri kişi ile.
sen diyorsun ki takılalım birkaç sene ama seninle uzun dönemli düşünmüyorum. Kezban mantalitesinden nefret ederim, ama erkeğin bu düşüncesinin altında çok da beyaz sebepler yok. hayattan beklentisi evlilik, stabil bir hayat olan kişiyi bu beklentisi nedeni ile yaftalayamazsın.
beklentiler uyuşmuyorsa yolları ayıracaksın.
sen diyorsun ki takılalım birkaç sene ama seninle uzun dönemli düşünmüyorum. Kezban mantalitesinden nefret ederim, ama erkeğin bu düşüncesinin altında çok da beyaz sebepler yok. hayattan beklentisi evlilik, stabil bir hayat olan kişiyi bu beklentisi nedeni ile yaftalayamazsın.
beklentiler uyuşmuyorsa yolları ayıracaksın.
- Lorik Cana (15.10.15 15:21:44)
1