Yurtdışına para transferi yapacağım kurum bana swift kodu gönderdi.
İnternet bankaciligindan girdiğimde kodu, resimdeki gibi birsuru secenek çıkıyor.
Para transferi yapacağım kuruma sorduğumda bankamla görüşmem gerektiğini, onların bilmediğini söylediler.
Banka da onlara sorman gerek diyor anlamadım yani.
Rastgele birini seçince de hesap numarasi ve kurum adına gonderebiliyorum (denemedim ama işlemde son basamağa gelebiliyorum).
Eğer ilgisi varsa okul başvurusu için para göndereceğim.
Bunlardan birini secmem neyi farkettiriyor?
İnternet bankaciligindan girdiğimde kodu, resimdeki gibi birsuru secenek çıkıyor.
Para transferi yapacağım kuruma sorduğumda bankamla görüşmem gerektiğini, onların bilmediğini söylediler.
Banka da onlara sorman gerek diyor anlamadım yani.
Rastgele birini seçince de hesap numarasi ve kurum adına gonderebiliyorum (denemedim ama işlemde son basamağa gelebiliyorum).
Eğer ilgisi varsa okul başvurusu için para göndereceğim.
Bunlardan birini secmem neyi farkettiriyor?
gönüllü olarak yaptırır mısınız?
ya da nasil bir tavir alırdınız?
ya da nasil bir tavir alırdınız?
Buff taksak ya da eşarp baglasak olmuyor mu?
bu ay farkettim, vadeli döviz hesabına bankanın verdiği faiz birkaç ay öncesinin yüzde 1'ine falan düşmüş.
vadesiz hesaba koysam bari onun faiz işlemesi üzerinden ayrıca birileri kazanmasin diye hırs yaptım ama iktisadi olarak öyle mi oluyor bilmiyorum.
napilabilir başka?
vadesiz hesaba koysam bari onun faiz işlemesi üzerinden ayrıca birileri kazanmasin diye hırs yaptım ama iktisadi olarak öyle mi oluyor bilmiyorum.
napilabilir başka?
demokrasi çatısındaki farklı yapılanmaları demiyorum.
nasıl bir dönem monarşi krallıklar imparatorluklar revaçta ya da belki -bu dediğim yoruma açık ama- uluslararası alanda 'şart' iken; bir dönem gelip yavaş yavaş terkedildiyse, demokrasi için de aynısı olur mu, ne düşünüyorsunuz?
net olsun diye azcik daha açmaya çalışayım:
Revaçta olmasından kastım, en azından bize aktarildigi kadarıyla halkların toplumun ve hatta düşünürlerin sanatçıların gözünde geçerliliği (ahlaki, dini, ekonomik) olması.
zaten bu geçerlilik yitimi daha eski dönemde o krallığın yikilmasina, yakın dönemde de demokrasinin ortaya çıkmasına ön ayak olmuş.
demokrasinin de sonu böyle olur mu, ne dersiniz?
nasıl bir dönem monarşi krallıklar imparatorluklar revaçta ya da belki -bu dediğim yoruma açık ama- uluslararası alanda 'şart' iken; bir dönem gelip yavaş yavaş terkedildiyse, demokrasi için de aynısı olur mu, ne düşünüyorsunuz?
net olsun diye azcik daha açmaya çalışayım:
Revaçta olmasından kastım, en azından bize aktarildigi kadarıyla halkların toplumun ve hatta düşünürlerin sanatçıların gözünde geçerliliği (ahlaki, dini, ekonomik) olması.
zaten bu geçerlilik yitimi daha eski dönemde o krallığın yikilmasina, yakın dönemde de demokrasinin ortaya çıkmasına ön ayak olmuş.
demokrasinin de sonu böyle olur mu, ne dersiniz?
Spesifik olarak o dönemle ilgili yazılmış bir kitap var mı bildiğiniz?
Dil İngilizce de olabilir
Dil İngilizce de olabilir
Alınacak bilgisayarın hangi özellikleri daha ön planda, işlemleri hızlı ve seri yapabilmek icin? İkincisi laptop ya da masaüstünde bir şey farkeder mi aynı donanımlı olan bilgisayar?
Yapmak istediklerime kabataslak örnekler:
Aynı anda iki render işlemi yapmak
Render yaparken başka bir videoyu izlemek
Photoshop'ta çalışırken arka planda render yapmak
Hafıza kartı/USB den bilgisayara veri aktarirken ikinci-ucuncu işlemler yapmak
Yapmak istediklerime kabataslak örnekler:
Aynı anda iki render işlemi yapmak
Render yaparken başka bir videoyu izlemek
Photoshop'ta çalışırken arka planda render yapmak
Hafıza kartı/USB den bilgisayara veri aktarirken ikinci-ucuncu işlemler yapmak
Ve neden o?
Ne bileyim bir filmindrn bir sahne... ya da başka bir örnek verebilir misiniz?
Ne bileyim bir filmindrn bir sahne... ya da başka bir örnek verebilir misiniz?
Kedilerimi goturdugum veteriner hekime bırakmış birisi sahiplensin diye, kaç aylık bilmiyorum daha çocuk işte.
Ne bulursa kemiriyor, üzerindeki kıyafet, parmak, hali kenarı kablo yani ağzına sigan ne aklınıza geliyorsa. Bir sürü kedi büyüttüm hiç böylesini görmemiştim.
Lastik top sactim bir sürü eve hem oynasın hem kemirsin diye de, başka şeylerden bir aşamaya kadar uzak tutuyor.
Neyse, soru şu, elektrik kablosu da kemiriyor, vereceği zarar neyse de ölmesin bu, çünkü sürekli de oradan oraya koşturuyor sürekli gozetemiyorum.
Nasıl engelleyebilirim ya da azaltabilirim bu kemirme açlığını?
Ne bulursa kemiriyor, üzerindeki kıyafet, parmak, hali kenarı kablo yani ağzına sigan ne aklınıza geliyorsa. Bir sürü kedi büyüttüm hiç böylesini görmemiştim.
Lastik top sactim bir sürü eve hem oynasın hem kemirsin diye de, başka şeylerden bir aşamaya kadar uzak tutuyor.
Neyse, soru şu, elektrik kablosu da kemiriyor, vereceği zarar neyse de ölmesin bu, çünkü sürekli de oradan oraya koşturuyor sürekli gozetemiyorum.
Nasıl engelleyebilirim ya da azaltabilirim bu kemirme açlığını?
var mı böyle bir şey piyasada, elle sarılan sigara için?
yani standart sigaranın 2 - 2,5 katı olacak şekilde sarmayı ve görünmesini sağlayacak kalınlıkta.
yani standart sigaranın 2 - 2,5 katı olacak şekilde sarmayı ve görünmesini sağlayacak kalınlıkta.
Fotoğraftaki adamın taktığı.
İki olgu/şey/varlık... var, etkileşime giriyorlar ve bundan ortaya yeni bir şey çıkıyor/doğuyor; ancak doğum/oluşum sona erdikten sonra evvelki iki olgu tamamıyla yok oluyor, ancak yeni şey önceki şeylerin özelliklerini de taşıyor.
Bu olayın ve sonuçta ortaya çıkan şeyin, soyut/genel/kapsayıcı olarak, Türkçe veya başka bir dilde, tek kelimelik bir ismi var mı?
Bir iki ornek:
Bakır+kalay -> Tunç
Aslan+keçi+yılan-> Kimera
Ama mesela sodyum + klor = tuz bu değil.
Bu olayın ve sonuçta ortaya çıkan şeyin, soyut/genel/kapsayıcı olarak, Türkçe veya başka bir dilde, tek kelimelik bir ismi var mı?
Bir iki ornek:
Bakır+kalay -> Tunç
Aslan+keçi+yılan-> Kimera
Ama mesela sodyum + klor = tuz bu değil.
Mesela kolumda hayati olmayan damarlarımdan birindeki kan hareketini elektriğe dönüştürecek bir düzenek kurdum, ona da bir ampul bağladım, el feneri gerektiğinde kullanıyorum. Ya da powerbank olarak vs.
Mümkün mü teorik olarak böyle bir şey?
Mümkün mü teorik olarak böyle bir şey?
Var mı?
Bu karantina sürecinin başladığı ikinci haftada homeoffice çalışmaya geçtim.
O zamandan beri, balkonu evimin karşı balkonunda olan yaşlıca bir kadın var, ilk birkaç gün önce ortaya, sonra doğrudan bana sovmeye başladı işte p*ç pz**vnk vb., neymiş saygılı olucakmisim, o varken balkonda arkamı donucekmisim vs. ben de o kadar rahatsizsan ya balkona çıkmazsin ya da sen arkanı dönersin dedim. karmakarışık bir konuşması var da anlayabildigim kadarıyla onu gozetledigimi falan düşünüyor. seni annene soylucem gelince falan dedi bir de, annem de ara sıra gelir bana balkonda da otururuz, bildiğin gozetlemis kadın yani.
Neyse, konu böyle kaldı, bir daha da sayma sövme olmadi.
Birkaç gün sonra da tahminimce oğlu olan gencce biri var, işte abi iyi akşamlar falan dedi, cevap vermedim, sonra da selfie pozisyonu alıp "fotoğraf çekilebilir miyiz" dedi, ben de "olmaz, çekemezsin" dedim kaldı öyle yine.
Bu fotoğraf olayı kadının kuruntulu konuşmalarıyla birlesince kafamda, polisi aradım. "Şu ara çok oluyor böyle şeyler, arkadaşlara iletiriz bir ikaz ederler" dediler.
Herhalde gelen giden olmadı. Bu sövme olayı da devam ediyor, doğrudan bana değil ama soyle ki, ben balkona çıkınca kadın da balkona çıkıyor, balkona çıktım mi sürekli kufurlu bagirti dinliyorum.
Kanıt falan da olmadığı için pek bir şey yok herhalde polisin falan da yapabileceği de, napayım başka ne dersiniz? Herhalde ruhsal sıkıntıları var deyip umursamıyordum da canımı sıkmaya başladı iyice.
Karakola gidip şikayet etsem bir şey değişir mi sizce?
Ya da başka napabilirim?
O zamandan beri, balkonu evimin karşı balkonunda olan yaşlıca bir kadın var, ilk birkaç gün önce ortaya, sonra doğrudan bana sovmeye başladı işte p*ç pz**vnk vb., neymiş saygılı olucakmisim, o varken balkonda arkamı donucekmisim vs. ben de o kadar rahatsizsan ya balkona çıkmazsin ya da sen arkanı dönersin dedim. karmakarışık bir konuşması var da anlayabildigim kadarıyla onu gozetledigimi falan düşünüyor. seni annene soylucem gelince falan dedi bir de, annem de ara sıra gelir bana balkonda da otururuz, bildiğin gozetlemis kadın yani.
Neyse, konu böyle kaldı, bir daha da sayma sövme olmadi.
Birkaç gün sonra da tahminimce oğlu olan gencce biri var, işte abi iyi akşamlar falan dedi, cevap vermedim, sonra da selfie pozisyonu alıp "fotoğraf çekilebilir miyiz" dedi, ben de "olmaz, çekemezsin" dedim kaldı öyle yine.
Bu fotoğraf olayı kadının kuruntulu konuşmalarıyla birlesince kafamda, polisi aradım. "Şu ara çok oluyor böyle şeyler, arkadaşlara iletiriz bir ikaz ederler" dediler.
Herhalde gelen giden olmadı. Bu sövme olayı da devam ediyor, doğrudan bana değil ama soyle ki, ben balkona çıkınca kadın da balkona çıkıyor, balkona çıktım mi sürekli kufurlu bagirti dinliyorum.
Kanıt falan da olmadığı için pek bir şey yok herhalde polisin falan da yapabileceği de, napayım başka ne dersiniz? Herhalde ruhsal sıkıntıları var deyip umursamıyordum da canımı sıkmaya başladı iyice.
Karakola gidip şikayet etsem bir şey değişir mi sizce?
Ya da başka napabilirim?
tuhaf derken, işte absürd şeyler, ve absürdlüğü açısından özgün; klişeleşmiş şeylerden oluşan bir parodi gibi de değil. ne bileyim farklı bir dünya kurmuş olabilir filmi yapan, ya da halihazırda bir sinema konsept/janr'ını özelleştirmiştir, o tarz.
örnek:
warm hearts
dellamorte dellamore
dark city
örnek:
warm hearts
dellamorte dellamore
dark city
Soruyu sözlük ve duyuru özelinde soruyorum.
10 seneden fazladır sözlük(ler) ile haşır neşirim. kimse yazdığım bir şeye binaen mesaj atmıyor neredeyse, harıl harıl aktif de değilim de insan bir karşılık bekliyor bazen. iletisimi benim baslattiklarimdan yüzyüze tanistiklarim oldu, ara sıra sohbet etmeyi surdurduklerim de var.
Kendi yaşantımda birileri gelir konuşmayı başlatır yeni bir ortama girdiğimde, ben de yaparım, sayısal olarak denktir yani yaklaşık.
Ama sözlük, duyuru, yani kimligimin gizli neyim kimim belli olmayan bu mecralarda...
Niye ilk mesajı kimse atmıyor bana?
Akıl yurutmeme yardım eder misiniz?
10 seneden fazladır sözlük(ler) ile haşır neşirim. kimse yazdığım bir şeye binaen mesaj atmıyor neredeyse, harıl harıl aktif de değilim de insan bir karşılık bekliyor bazen. iletisimi benim baslattiklarimdan yüzyüze tanistiklarim oldu, ara sıra sohbet etmeyi surdurduklerim de var.
Kendi yaşantımda birileri gelir konuşmayı başlatır yeni bir ortama girdiğimde, ben de yaparım, sayısal olarak denktir yani yaklaşık.
Ama sözlük, duyuru, yani kimligimin gizli neyim kimim belli olmayan bu mecralarda...
Niye ilk mesajı kimse atmıyor bana?
Akıl yurutmeme yardım eder misiniz?
var mıdır böyle bir program.
elimde birkaç belgesel serisi var, ama 2'şer 3'er bölümü tek dosyada toplanmış, ben böleceğim.
işlemin ingilizcesi "trim"di yanlış hatırlamıyorsam.
var mıdır böyle bir program?
elimde birkaç belgesel serisi var, ama 2'şer 3'er bölümü tek dosyada toplanmış, ben böleceğim.
işlemin ingilizcesi "trim"di yanlış hatırlamıyorsam.
var mıdır böyle bir program?
merhaba,
şu bmi'ye göre hesaplanan ideal kilomdan az bir kiloda olmama rağmen, bir türlü göbeği eritemiyorum. yağlı bir bedenim de yok, göbek hariç. bir gif görmüştüm, bulamadım da tarif etmeye çalışayım onun üzerinden kendi görüntümü:
adam karnını serbest bırakmış gif'te, bildiğimiz yusyuvarlak enişte göbeği. sonra karnını çekiyor, six-pack çıkıyor. benimki de böyle işte.
neyse, geçenlerde, şimdi tekrar bulamadığım bir yazı okudum. "kahve tüketimi kortizol salgılanmasını artırıyor" diye. ben de günde 8-10 bardak kahve içerim, nescafe, filtre kahve ya da türk kahvesi.
acaba ilgili olabilir mi bu göbekle, ne dersiniz, kahveyi azaltmaya çalışayım mı?
cevapta etkili olur diye diğer bilgileri:
ekmek sadece akşam yemeğinde bir dilim ya yerim, bazen yemem.
kahvaltıda istisna olsa da bazen iki yumurta, gram olarak bilemiyeceğim de 3-4 kibrit kutusu kadar peynir.
birkaç günde bir fındık fıstık ya da meyve, ya da ikisi de (meyve sevmiyorum).
alkol ve meyve dışında şekerli gıda tüketimi yok, sadece nadiren kahveye koyduğum oluyor.
her gün en az 15 dk. mountain climber, plank, şınav, mekik çeşitleri içeren egzersiz.
şu bmi'ye göre hesaplanan ideal kilomdan az bir kiloda olmama rağmen, bir türlü göbeği eritemiyorum. yağlı bir bedenim de yok, göbek hariç. bir gif görmüştüm, bulamadım da tarif etmeye çalışayım onun üzerinden kendi görüntümü:
adam karnını serbest bırakmış gif'te, bildiğimiz yusyuvarlak enişte göbeği. sonra karnını çekiyor, six-pack çıkıyor. benimki de böyle işte.
neyse, geçenlerde, şimdi tekrar bulamadığım bir yazı okudum. "kahve tüketimi kortizol salgılanmasını artırıyor" diye. ben de günde 8-10 bardak kahve içerim, nescafe, filtre kahve ya da türk kahvesi.
acaba ilgili olabilir mi bu göbekle, ne dersiniz, kahveyi azaltmaya çalışayım mı?
cevapta etkili olur diye diğer bilgileri:
ekmek sadece akşam yemeğinde bir dilim ya yerim, bazen yemem.
kahvaltıda istisna olsa da bazen iki yumurta, gram olarak bilemiyeceğim de 3-4 kibrit kutusu kadar peynir.
birkaç günde bir fındık fıstık ya da meyve, ya da ikisi de (meyve sevmiyorum).
alkol ve meyve dışında şekerli gıda tüketimi yok, sadece nadiren kahveye koyduğum oluyor.
her gün en az 15 dk. mountain climber, plank, şınav, mekik çeşitleri içeren egzersiz.
Böyle bir şey mümkün mü?