nasıl oluyor da bu insanlar jerry seinfeld, larry david falan paranın böyle gerçekten dibine vurdular? jerry'nin yahudi olduğunu konuya karıştırayım mı bilmiyorum.
her 8-9 sezon televizyonda kalan işte everybody loves raymond, friends yıldızları bu kadar zengin oldular mı? eğer işte t-shirt'ten kupalardan kazandıysa bu jerry, neden hiç biz amerika'ya gitmeyip de amerika hakkında herşeyden haberdar olmamızı sağlayan bu american sitcom'larında hiç bahsedilmez veya alaya alınmaz "heryerde de seinfeld işte" falan gibisinden.
30 rock'ın ikinci sezonunda çıktı ortaya istersem NBC kanalını satın alırım falan diye. ne zenginlikmiş arkadaş.
her 8-9 sezon televizyonda kalan işte everybody loves raymond, friends yıldızları bu kadar zengin oldular mı? eğer işte t-shirt'ten kupalardan kazandıysa bu jerry, neden hiç biz amerika'ya gitmeyip de amerika hakkında herşeyden haberdar olmamızı sağlayan bu american sitcom'larında hiç bahsedilmez veya alaya alınmaz "heryerde de seinfeld işte" falan gibisinden.
30 rock'ın ikinci sezonunda çıktı ortaya istersem NBC kanalını satın alırım falan diye. ne zenginlikmiş arkadaş.
lisede serviste falan dinlerdik. nakaratında "şaahin" diye girdiğini hatırlıyorum. türkçe repti hatta nefret'indi feci yamulmuyorsam. neydi ki?
iki gün önce ev arkadaşım 2 tane gonzales almış getirmiş. dün vizelere çalışırken bunlara neden daha büyük bi ev yapmıyoruz dedik. şu şeffaf olanlardan bi yorgan bavulu bulup içini dayadık döşedik. iki katlı ev, kinder yumurtası, eski hoparlör falan koyduk. talaşları serpiştirdik. üşüyolar heralde dişi olduğunu sandığımız sürekli talaşların içinde kendini kaybediyor. biz de ellemiyoruz. alıştılar diyebilirim.
ama şimdi ev bunlara büyük gibi gözükmeye başladı. diyorum ki şöyle içine 3-4 tane syrian hamster varmış, dwarf hamster varmış koysak.. işbölümü yapsalar. bir tür evi temizlese diğer tür işte oynamak isteyen insanların ellerini ısırsa falan. acaba birlikte kardeşlik türküleri söylerler mi gerçekten?
ama şimdi ev bunlara büyük gibi gözükmeye başladı. diyorum ki şöyle içine 3-4 tane syrian hamster varmış, dwarf hamster varmış koysak.. işbölümü yapsalar. bir tür evi temizlese diğer tür işte oynamak isteyen insanların ellerini ısırsa falan. acaba birlikte kardeşlik türküleri söylerler mi gerçekten?
neden yeni versiyonda artık "also known as" veya "nam-ı diğer" altında bişey gözükmüyor?
Yanlışlıkla alınan tek hap vücüda ne kadar zarar verebilir? "Piyasada satılan her legal ilaç"tan bahsediyorum. Sağlam bir insan bu hapı yanlışlıkla alması durumunda (reçete fln sınırlamalar yok) ne duruma gelebilir ve bu hangi haptır?
gg olmadan sordum, cevaplar da gg gelmez umarım.
gg olmadan sordum, cevaplar da gg gelmez umarım.
Babanın iki oğlunu böyle çimlerin üzerinde takır takır dövdüğü (şakadan elbet) kafalarına tekme attığı falan bi video vardı. Sonunda çocuklar galip geliyordu babanın ayaklarına yapışarak yere deviriyorlardı. Facebook'ta rastlamıştım ama yutup ve metacafe'de bulamadım şimdi. Hatırlayan var mı?
92'deki death of superman değil elbet. 2007 2008 gibi gerçekten gitmişti. bu serinin veya o bölümün adı nedir?
böyle bi şarkı vardı. yunanca veya kuvvetle ihtimal italyancaydı. nolur buldurun.
çok teşekkürler
çok teşekkürler
böyle birşey arıyorum. kesin çok bilinen bi program var böyle ama ben bilmiyorum. şimdi istediğim basit. bendeki yüzlerce fotodan karşı tarafın hangilerini istediğini bilmiyorum. o yüzden bi thumbnail görüntüsünde hepsini yollayabilsem hatta o thumbnaili istediğinde büyütebilse (artık kaliteden ödün vererek olsun) ordan istediklerinin isimlerini bana söyleyebilse, bi bisikletim olsa 200-250 lira fiyatlı dağda kullanabilsem onu.
ACDSee vardı bi ara. olur mu ki o?
ACDSee vardı bi ara. olur mu ki o?
sırbistan başkonsolosluğu vizeyi kaç günde vermektedir? 1 günde (ertesi günü) verdiği olmuş mudur bilen var mı?
saçma gibi gelebilir ama nedir bunların avantajları? bu gibi bankalarda para falan değerlendiresim var. hani vardır bi müşteri kazanmak için cezbedici yanları diyerekten. tekstilbank, tekfenbank, adabank gibileri... www.tbb.org.tr
yoksa sadece sıra beklemenin olmayışı mıdır güzelliği?
yoksa sadece sıra beklemenin olmayışı mıdır güzelliği?
Radikal gazetesinde 21 mayıs'ta çıkan haberde "... konuşan Lula da Silva, 134 yıldır Brezilya’dan Türkiye’ye yönetici gelmediğini söyledi" diye bir ifade var. 86 yıldır var olan bir ülkenin adını böyle kullanmak doğru mudur?
bu kanıksanmış birşey olduğundan veya akışı anlam olarak bozmadığından gözardı edilir birşey mi yoksa kesin bir dilbilgisi yanlışı mı?
edit: akışı anlam olarak bozmamasından kastım Türkiye olarak 'bu topraklar'ın çağrıştırılması
bu kanıksanmış birşey olduğundan veya akışı anlam olarak bozmadığından gözardı edilir birşey mi yoksa kesin bir dilbilgisi yanlışı mı?
edit: akışı anlam olarak bozmamasından kastım Türkiye olarak 'bu topraklar'ın çağrıştırılması
bu tura türkiye'den katılan tek insan ben miyim?
bu isimler orijinal olarak nasıl okunur acep?
jourdain
damis
françois
dorimene
dorante
cleonte
covielle
jourdain
damis
françois
dorimene
dorante
cleonte
covielle
2 sene falan oluyor izleyeli. böyle istinye park gibi devasa avm'lerden birini gezen bi program vardı. ünlü bi kadın (çok da değil) bunun dükkanından açmıştı.
banyo küvetine atılıp bekleniyordu. iyice çay gibi demlenince içine giriyordun. o zamandan beri hep aklımda anneler günü hediyesi için. ama internette bulamıyorum. bilen duyan eden var mıdır?
not: papatya falan da atılıyor diye duydum.
banyo küvetine atılıp bekleniyordu. iyice çay gibi demlenince içine giriyordun. o zamandan beri hep aklımda anneler günü hediyesi için. ama internette bulamıyorum. bilen duyan eden var mıdır?
not: papatya falan da atılıyor diye duydum.
bükreş'e hangi uçak firmasıyla daha ucuza giderim?
içinden 6 draje çıktı. ilk olarak sabah aç karnına 3 tane yutmam gerektiğinden emin gibiyim ama doktorun verdiği reçeteyi bulamıyorum. 1 hafta arayla 3-3 yutmam doğru mudur?
tenten bu hikayede dağa tırmanırken sırt çantasındaki kazma veya başka bi alet bi şekilde garip bir biçimde parlıyordu. yükseklikle ilgili bi açıklama getiriyordu tenten bu olaya. hatırlayan var mı?
koyarken dikkat ettim ama şimdi piştiğinde tadına baktığımda baya bi küf tadı seziliyor. gecenin bi yarısı ve karnım ultra aç. mayonezle düzelebilecek bu kokuyu ve tadı ignore edip yesem ne olur? karın ağrısı? ishal? tokluk?
23 yaşındayım ve hayatta keşke demekten hep uzak oldum. durum buysa kötü de olsa bundan sonrasına bakmayı bildim diyebilirim. ama şimdi, yaşadığım birkaç major olaydan sonra elimdeki fırsatları kaçırdığımı gittikçe daha da çok farkediyorum. bu (daha yeni atlattığım diyebilirim) depresyonumdan bana kalan bişey heralde. hala o civarlarda da geziyor olabilirim bilmiyorum.
major olaydan kastım elbette herzaman karşıma çıkmayacak ve başkasına anlatırken ona "ben olsaydım"la başlayacak cümleler kurdurtucak şeyler. işte biraz serinkanlıyım heralde. 'varsın olsun' gibi bişey değil bu aslında. 'daha ne fırsatlar çıkacak karşıma' gibi de değil. ince ayrıntısıyla da uğraşmıyorum. bunlar bariz önümde olan ve benim o an göremediğim, sonradan pişman olup olmayacağımdan da zerre kadar endişe duymadığım durumlar.
bunlar yavaştan beni kemirmeye başladılar. içten içe çökertmeye çalışıyorlar sanki. keşke'ler aynı durumda olabilip de seçim tekrar karşıya geldiğinde doğruyu seçerek derhal bertaraf edilebiliyor ama geri dönüşü olmayan durumlarda?
benim merak ettiğim ileride keşke'lerin pençesine düşmeyeceğimden eminim. sorum/sorunum da burda. hacim olarak değil de, özkütlesi artar mı bunların yaş ilerlemesi ile? yani sayısından endişe etmiyorum. çünkü daha bilinçli biriyim sanki bu olaylardan sonra ama geride bırakılanlar ile gece yattığında, gözünü kapattığında, benzer olay yaşadığında (kaçınılmaz olarak olacak) akla gelip de iyiden iyiye derecesi artar mı pişmanlığın?
30'lu yaşlarımda "10 sene önce neler yapabilirdim" veya "geçmişteki ben'in o durumda hayaletimsi bişey olup da kulağına yapacağı/yapması gereken şeyleri fısıldayacağım bir durum olsa ne de güzel olurdu" diye ciddi ciddi düşündüğümü düşünmek midemi bulandırıyor.
major olaydan kastım elbette herzaman karşıma çıkmayacak ve başkasına anlatırken ona "ben olsaydım"la başlayacak cümleler kurdurtucak şeyler. işte biraz serinkanlıyım heralde. 'varsın olsun' gibi bişey değil bu aslında. 'daha ne fırsatlar çıkacak karşıma' gibi de değil. ince ayrıntısıyla da uğraşmıyorum. bunlar bariz önümde olan ve benim o an göremediğim, sonradan pişman olup olmayacağımdan da zerre kadar endişe duymadığım durumlar.
bunlar yavaştan beni kemirmeye başladılar. içten içe çökertmeye çalışıyorlar sanki. keşke'ler aynı durumda olabilip de seçim tekrar karşıya geldiğinde doğruyu seçerek derhal bertaraf edilebiliyor ama geri dönüşü olmayan durumlarda?
benim merak ettiğim ileride keşke'lerin pençesine düşmeyeceğimden eminim. sorum/sorunum da burda. hacim olarak değil de, özkütlesi artar mı bunların yaş ilerlemesi ile? yani sayısından endişe etmiyorum. çünkü daha bilinçli biriyim sanki bu olaylardan sonra ama geride bırakılanlar ile gece yattığında, gözünü kapattığında, benzer olay yaşadığında (kaçınılmaz olarak olacak) akla gelip de iyiden iyiye derecesi artar mı pişmanlığın?
30'lu yaşlarımda "10 sene önce neler yapabilirdim" veya "geçmişteki ben'in o durumda hayaletimsi bişey olup da kulağına yapacağı/yapması gereken şeyleri fısıldayacağım bir durum olsa ne de güzel olurdu" diye ciddi ciddi düşündüğümü düşünmek midemi bulandırıyor.
bu rolde geriye doğru reverans yapmam gerekiyor. nasıldır bu işlem?
arada bi yapıyorlardı böyle şeyler. şimdi ihtiyacım oldu kampanyaya. türkselden ayrılıyorum da avea ile vodafone pek farketmiyor benim için. hat alana indirimli telefon veren şebeke var mı şu aralar? internete bakındım da dışarıda gözüne çarpmış olana soruyorum.
evde 3 kişi bir USB bir ethernet çıkışlı (yani 2 portlu) modeme sahibiz. artı 8 portlu bir de switch mevcut. diğer 2 kişi bu ethernetten bağladığım switch'ten alsa internetini, ben de direkt modemin USB'sinden alsam internetimi internet hızlarımız ne olur?
usb > et1 = et2 ha?
usb > et1 = et2 ha?
2004 girişli beşinci sınıfım ve hazırlık okumadım. başbakanlık bursu ve harç kredisi çıktığını bilerek başladım okula. fakat üniversitenin sayfasına yeni gelen bu tablo benim ohoo borçlar içinde yüzdüğümü söylüyor, ki kuruşu kuruşuna ödemeye çalıştım hepsini.
şimdi iki durumum var:
1) ben birinci dönem harç kredimin devam ettiğini bilmeden (ki hala emin değilim şunu gördükten sonra) 25 liranın yeterli olduğunu bilmeden 274 yatırdım. bu denyoluğu ikinci dönem kayıtlarında farkeden ben üniversitenin kredi işlerinden paramı geri isteyince "elbette öderiz 250'ni fakat o dekontu getir bize" cevabını aldım. ne olur ne olmaz diye dekontu saklamadım ne yazık ki ve bu işi bir dilekçeyle veya bankaya giderek çözmek istiyorum. mümkün müdür?
2) kafasına göre gidip gelen kredimde fazladan yatırdığım 250'yi almadan borcuma saydırma diye bi olay yaşatabilir miyim bunlara?
teşekkürler
edit: gözükmüyor sanırım orada şurdan bakabilirsiniz img7.imageshack.us
şimdi iki durumum var:
1) ben birinci dönem harç kredimin devam ettiğini bilmeden (ki hala emin değilim şunu gördükten sonra) 25 liranın yeterli olduğunu bilmeden 274 yatırdım. bu denyoluğu ikinci dönem kayıtlarında farkeden ben üniversitenin kredi işlerinden paramı geri isteyince "elbette öderiz 250'ni fakat o dekontu getir bize" cevabını aldım. ne olur ne olmaz diye dekontu saklamadım ne yazık ki ve bu işi bir dilekçeyle veya bankaya giderek çözmek istiyorum. mümkün müdür?
2) kafasına göre gidip gelen kredimde fazladan yatırdığım 250'yi almadan borcuma saydırma diye bi olay yaşatabilir miyim bunlara?
teşekkürler
edit: gözükmüyor sanırım orada şurdan bakabilirsiniz img7.imageshack.us
ileri teknoloji malzemeler dersine giren hocamız cd ile geliyor. sınıfta önceden hazır açık bekleyen laptop'a koyuyor, slaytlarını projektör aracılığıyla gösteriyor ve gidiyor.
şimdi ben hoca gelmeden önce bir program atsam o laptop'a, cd ile bağlandığında kesinlikle ortaya çıkmadan içeriği alsın laptop'a kopyalasın ve ben de ürünleri hoca ara verip sınıfı terk ettiğinde toplayayım. olur mu böyle birşey?
şimdi ben hoca gelmeden önce bir program atsam o laptop'a, cd ile bağlandığında kesinlikle ortaya çıkmadan içeriği alsın laptop'a kopyalasın ve ben de ürünleri hoca ara verip sınıfı terk ettiğinde toplayayım. olur mu böyle birşey?
Türkiye'de verilen profesörlük ünvanını en erken yaşında alan kimdir?
Oktay Sinanoğlu'nun Yale'den 26'sında aldığını biliyorum ama sonuçta Türkiye'de almamış.
Oktay Sinanoğlu'nun Yale'den 26'sında aldığını biliyorum ama sonuçta Türkiye'de almamış.
yoga topu hediye edilir mi? bi ara yogaya gidiyordu sonra bıraktı falan. topla birlikte cd'si fln birlikte diyorum. olacak iş mi?
ev arkadaşım arkadaşıyla konuşurken kamerasını açıyor skype üzerinden sanırım. aynı modem üzerinden bağlandığımız için benim netim neredeyse sıfırlanıyor. çok gerekirse hub falan alırız diyor. şimdi, ekstra ücrete gitmeden net hızımı sekteye uğratmayacak bir çözüm yolu var mıdır? "veri download'u limitlendirici" gibisinden bişey
İnsan kendi beynine tapabilir mi? Psikolojik sorun olabilir veya ileri zeka sonucu olabilir. Beyninin "kendi tarafında" olduğuna şükretmenin bir ilerisi gibi düşünmek lazım. Mümkün müdür?
star'da sabah haber sunan Mesut Yar veya Metin Uca'nın programında çalıyordu bu.
şöyle gidiyordu: Yep pappaa parip pappoo parip pappoo dibi libilibi lip pappoo.. böyle bişeylerdi
şöyle gidiyordu: Yep pappaa parip pappoo parip pappoo dibi libilibi lip pappoo.. böyle bişeylerdi
Bu earth x serisinde uatu'nun neden kör olduğunu hatırlayan var mı?
kimsede ilgili konu hakkında belge veya resim var mıdır?
odevarsivi.com'da da bir döküman buldum ama üyelik gerekiyor. bu sitenin kullanıcısı olan yardım edebilir mi?
odevarsivi.com'da da bir döküman buldum ama üyelik gerekiyor. bu sitenin kullanıcısı olan yardım edebilir mi?
Kaldığım yerden biriktirdiğim sorularla devam ediyorum.
1) babamın bi 15-20 senelik eski bir model gemisi var. motorlu bişey. benim de artık çalışmayan uzaktan kumandalı daha ufak bir yatım var. bunları elden geçirmek (elektrik aksamı, kırılmış direkleri düzeltme, yapıştırma işlemleri gibi) için nerelere başvurabilirim?
2) şimdi öhm.. benim yediğim fast foodların fln yağ olarak bacağımda toplandığına dair somut kanıtlarım var. sadece bu dizden kasığa kadar olan bölümü eritsem 12-13 kilo kaybederim diye düşünüyorum, artı rahatsız ediyo ulan. sadece burayı eritmek için aklıma gelen yöntem o (eskiden?) sabaha karşı yayınlanan reklamlarda satılan titreştiren şeylerden kullanmak.
ama onların da kullanıldıktan sonra kasları çalışmamaya alıştırdığını (bu aletin yaptığı gibi bi dış etki olmazsa kasların kasılmadığı) duymuştum. ne önerirsiniz?
3) 7. kattaki bi eve suyun baya bi az çıkması durumunda yapılacak ne olabilir? banyodan su ip gibi akıyor rezil ediyor. motor falan zor olur heralde. başka bi yöntemi var mıdır vakum durumu yaratıcak?
4) lg'nin 102 ekran lcd'sine kulaklık takmak istiyorum ama satanlar televizyonun kulaklık desteklemediğini söylediler. audio in ve audio out girişleri olan bi televizyonda bu mümkün müdür?
5) son olarak en bi alakasız sorum; amerika'da yeni çıkmış adı yeni yeni duyulan (gelecek vaadetmese de) r&b şarkıcılarına falan nası ulaşabilirim? ya da sizin bildiğiniz var mı dinle diyebileceğiniz?
geri döneceğim..
1) babamın bi 15-20 senelik eski bir model gemisi var. motorlu bişey. benim de artık çalışmayan uzaktan kumandalı daha ufak bir yatım var. bunları elden geçirmek (elektrik aksamı, kırılmış direkleri düzeltme, yapıştırma işlemleri gibi) için nerelere başvurabilirim?
2) şimdi öhm.. benim yediğim fast foodların fln yağ olarak bacağımda toplandığına dair somut kanıtlarım var. sadece bu dizden kasığa kadar olan bölümü eritsem 12-13 kilo kaybederim diye düşünüyorum, artı rahatsız ediyo ulan. sadece burayı eritmek için aklıma gelen yöntem o (eskiden?) sabaha karşı yayınlanan reklamlarda satılan titreştiren şeylerden kullanmak.
ama onların da kullanıldıktan sonra kasları çalışmamaya alıştırdığını (bu aletin yaptığı gibi bi dış etki olmazsa kasların kasılmadığı) duymuştum. ne önerirsiniz?
3) 7. kattaki bi eve suyun baya bi az çıkması durumunda yapılacak ne olabilir? banyodan su ip gibi akıyor rezil ediyor. motor falan zor olur heralde. başka bi yöntemi var mıdır vakum durumu yaratıcak?
4) lg'nin 102 ekran lcd'sine kulaklık takmak istiyorum ama satanlar televizyonun kulaklık desteklemediğini söylediler. audio in ve audio out girişleri olan bi televizyonda bu mümkün müdür?
5) son olarak en bi alakasız sorum; amerika'da yeni çıkmış adı yeni yeni duyulan (gelecek vaadetmese de) r&b şarkıcılarına falan nası ulaşabilirim? ya da sizin bildiğiniz var mı dinle diyebileceğiniz?
geri döneceğim..
nakaratı 'night goes on and on..' diye giden bi şarkıydı ve söyleyen kadındı. ünlü bi parça olması lazım. tekno/poptu yanılmıyorsam. haber kanallarının birinde (cnn-türk?) italya'daki boat show üzerine yapılan bi programda duydum. kimseye tanıdık geliyor mu?
eczaneye gidip burnumun kaşındığını ve ağzımın normalden fazla salya ürettiğini söylediğimde verdiği ilaç bu andazol. 2 kutu kullanmam gerekiyormuş. bir kutu içinde 6 hap var. şimdi olayım şu. sözlükteki andazol hakkındaki tek entry'i okudum. zaten bu 12 hapı anlamış değilim. yakınlardan duyduğum hep tek hapla bu tenya denen zararlının fışkırmasıymış. bırakılması yani. çıkartılması mı deseydim. ağzımdaki salya üretimi gerçekten aşırı. hatta şu ağza atıldığında fışırdayan şekerlerden attığımda ses çıkarmaları 1-2saniye sürüyüor sonra boğuluyorlar salyalardan. neyse yanlışlarda mıyım yoksa doktora gitmeden (hangi bölüm allaşkına) eczacıya güvenmek yerinde mi?
bi de çıktıktan sonra yaşayabiliyorlar mı bunlar? çünkü gerçekten çok büyük bi öfkem var bu hayvanata karşı. ve o hala nefes alırken yapacağım işkenceleri şu an kestiremyiorum. gözüm falan seğiriyor düşünürken. o derece.
bi de çıktıktan sonra yaşayabiliyorlar mı bunlar? çünkü gerçekten çok büyük bi öfkem var bu hayvanata karşı. ve o hala nefes alırken yapacağım işkenceleri şu an kestiremyiorum. gözüm falan seğiriyor düşünürken. o derece.
elimde bir anahtarlık içinde biriktirilmiş halde üzerinde selçuk erdem karikatürleri olan 50'den fazla türksel kontör kartı var. bunların üzerindeki şifrelerin tekrar yürürlüğe girip de benim bunu çakma ve kullanma olasılığım nedir?
edit: elbette şifreler 14 haneli..
edit 2: latif demirci ve yiğit özgür karikatürleri de gözüme çarpmadı değil
edit: elbette şifreler 14 haneli..
edit 2: latif demirci ve yiğit özgür karikatürleri de gözüme çarpmadı değil
(git: #44983)'de bahsettiğim ağıt hakkında bi yerlerden bilgi geçti elime.
herhangi bir şekilde şu şarkılarla karşılaşmış olan var mıdır?
‘Shomeir Yisrael’
‘Shema Koleinu’
‘El Molei Rachamim’
herhangi bir şekilde şu şarkılarla karşılaşmış olan var mıdır?
‘Shomeir Yisrael’
‘Shema Koleinu’
‘El Molei Rachamim’
3 hikayeliydi veya 2 hikayeliydi. birden fazla olduğuna eminim. birbirinden bağımsız olmaları lazım bu hikayelerin. sadece filmin son sahnesini hatırlıyorum. ordan biraz da çıkarım yapabiliyorum. (son hikayede işte) kadın sevgilisinden ped istiyordu. adam evden çıkıyordu olaylar da başına orda gelmeye başlıyordu. zombileşmiş insanlar vardı falan. filmin son sahnesi adam en sonunda bitmiş bihalde veriyordu pedi. kadın da pede bakıp yanlış pedi satın almışsın ulan diye canavara dönüşüyordu. ööle bitiyordu. hayır bu sefer de rüyamda görmedim diğer sorduğum filmdeki gibi bi cevap gelmesin diye şimdiden söyliyim dedim. teşekkürler..
bu işlerden bişey anlamadan çekilen bi formattan sonra ses kartım kendini bana göstermiyor. aygıt yöneticisi'nde
- Çoklu Ortam Denetliyicisi
- Ethernet Denetleyicisi
- PCI Device sarı soru işaretli gözüküyor. Bi kaç ufak araştırmayla ses kartını tanıtmam halinde 1le 3'ün eski haline gelebileceğinin öğrendim. anakart driver cd'si başka şehirde. sorun; benim ses kartım anakartla onboard'muş. hayatımda ilk defa pc kasasını açarak baktım. üzerinde Intel FW82801FB SL7AG yazıyor. şu linkteki bi driver bana yardımcı olacak gibi.
www.soundcard-drivers.com
hiçbiri 82801 olması haricinde tam tutmuyor. hangisini kullansam acaba?
- Çoklu Ortam Denetliyicisi
- Ethernet Denetleyicisi
- PCI Device sarı soru işaretli gözüküyor. Bi kaç ufak araştırmayla ses kartını tanıtmam halinde 1le 3'ün eski haline gelebileceğinin öğrendim. anakart driver cd'si başka şehirde. sorun; benim ses kartım anakartla onboard'muş. hayatımda ilk defa pc kasasını açarak baktım. üzerinde Intel FW82801FB SL7AG yazıyor. şu linkteki bi driver bana yardımcı olacak gibi.
www.soundcard-drivers.com
hiçbiri 82801 olması haricinde tam tutmuyor. hangisini kullansam acaba?
bay-bayan isimlerini hatırlamıyorum, yarışmayı eurosport'tan mı yoksa trt2'den mi izlemiştim onu da hatırlamıyorum ama nette ulaşamadım buna. süper kaymışlardı. 1 hafta oluyor sanırım. direkt birinciliğe yerleşmişlerdi ama yarışmanın sonucu ne oldu bilmiyorum. bulabilecek var mı?
rapidshare.com
2 haftadır deli gibi dinliyorum. auschwitz'de ilk dinlerken de gözlerim sulanmıştı. bi grup yahudi öğrenci hocaları eşliğinde söylüyordu bunu. ses kötü ama bilen varsa anlar sanırım. google yok öyle bişey dese de benim tek çıkartabildiğim kelime "beramu". lütfen yardım edin.
edit: ibranice olduğuna emin gibiyim. placebo'nun holocaust şarkısı ingilizce ve benim aradığımın cover'ı değil.
edit 2: ne yazık ki avinu malkeinu da değil.
2 haftadır deli gibi dinliyorum. auschwitz'de ilk dinlerken de gözlerim sulanmıştı. bi grup yahudi öğrenci hocaları eşliğinde söylüyordu bunu. ses kötü ama bilen varsa anlar sanırım. google yok öyle bişey dese de benim tek çıkartabildiğim kelime "beramu". lütfen yardım edin.
edit: ibranice olduğuna emin gibiyim. placebo'nun holocaust şarkısı ingilizce ve benim aradığımın cover'ı değil.
edit 2: ne yazık ki avinu malkeinu da değil.
o evde yapılan dışarıda bilinmiyosa anca göze çarpan yerlerde duran kadınların falan getirdiği türden tarhana istiyorum. kışa erzak misali yığıcam. sadece pazarlarda mı olur yoksa ananemin dediği gibi "kermese fln denk gelirsen bulursun yoksa bu saatten sonra zor" mu?
vücudu iyice yorduğumda ve yatıp dinlenme gereği duyduğumda farkediyorum bunu. elimi doğallıkla göbeğimin üzerine koyduğumda orda da atan bir nabız hissediyorum. bayağı da güçlü. bir yumru şeklinde atıyor sanki. çoğunlukla kalbimle aynı periyotta gitse de, bazenleri birbirine yakın arabaların sinyallerinin birbirini geçmesi gibi değişebiliyor atımı. böyle birşey vaki midir? ayrıca alakası var mı bilmiyorum ama kalbim böyle güçlü bir şekilde can havliyle atarken eğer sağ yada sol kolumun üzerinde yatıyorsam baya baya vücudumu sallıyor kalp atışım. nedir bu olay?
birbirinden alakasız sorularla doluyum.
1) Kendi cüzdanım gibisini görmedim ve o, miâdını hakkıyla doldurdu. gerçekten kaliteli cüzdan bulabileceğim yer nerdedir? istanbul ankara hiç farketmez gidip alıcam. 70-80lirayı gözden çıkardım.
2) kemer tokasının yukarıda kalmaması için ne yapabilirim? şort aşşağı inip toka yukarıda kalınca kimse modern charlie chaplin bu demiyor insana.
3) nevriye budak'ın şovlarından birinde kocasına kızıp saydırırken darkness, imprisoning me, all that i see.. diye gittiği skeç gerçekten var mı?
4) zamanında babamın nerden aldığını bilmediğim cosmos tv'den bizden başka kimsede olmadığından artık emin gibiyim, ama olur da bişekilde düşmüştür kendinden 5 oyunlu bi televizyondu bu ve birinci oyununun müziğini deli gibi arıyorum. nası yaparım ederim? bilen varmıdır?
5) son olarak geleceği gösteren bu saçma görüntüler nasıl kesilir yada nasıl kontrol altına alınır? cordelia'nınki gibi prophetic vision değil bunlar ve nasıl olacağı, özellikle de ne zaman olacağı belli olmayan kafasına göre gözüken görüntüler. lisedeyken fln eğlenceliydi de şimdi sinir bozuyorlar. precognition fln da değil kahretsin ki.. nasıl olur?
1) Kendi cüzdanım gibisini görmedim ve o, miâdını hakkıyla doldurdu. gerçekten kaliteli cüzdan bulabileceğim yer nerdedir? istanbul ankara hiç farketmez gidip alıcam. 70-80lirayı gözden çıkardım.
2) kemer tokasının yukarıda kalmaması için ne yapabilirim? şort aşşağı inip toka yukarıda kalınca kimse modern charlie chaplin bu demiyor insana.
3) nevriye budak'ın şovlarından birinde kocasına kızıp saydırırken darkness, imprisoning me, all that i see.. diye gittiği skeç gerçekten var mı?
4) zamanında babamın nerden aldığını bilmediğim cosmos tv'den bizden başka kimsede olmadığından artık emin gibiyim, ama olur da bişekilde düşmüştür kendinden 5 oyunlu bi televizyondu bu ve birinci oyununun müziğini deli gibi arıyorum. nası yaparım ederim? bilen varmıdır?
5) son olarak geleceği gösteren bu saçma görüntüler nasıl kesilir yada nasıl kontrol altına alınır? cordelia'nınki gibi prophetic vision değil bunlar ve nasıl olacağı, özellikle de ne zaman olacağı belli olmayan kafasına göre gözüken görüntüler. lisedeyken fln eğlenceliydi de şimdi sinir bozuyorlar. precognition fln da değil kahretsin ki.. nasıl olur?
Smart Media (veya SmartMedia) kartı bulabileceğim biyer var mıdır?
var mıdır özel bi nedeni? yoksa elleri yorulmasın diye otomatik yaptıkları bişey midir?
izmit'e yeni yapılan adalet köprüsünü mimari açıdan doğruluğunu, estetiğini veya büyüklüğünü inceleyebilecek kimse var mı? çünkü bana aşırı derecede çirkin ve yanlış yapılmış bir yapı gibi gözüküyor.
önceleri homer temasını kullanıyordum ama sıkıldım. tıkladığım başlıkların koyu renk olmasına da baya alıştım. aynı özelliğe sahip başka bir tema bilen var mı?