plakayı da devredeceğim.
neler yapmam gerekiyor?
kaç gün sürer?
maliyeti ne kadar tutar?
bu üçünü istiyorum.
son bir soru; kaç cc olduğu devir maliyetine etki eder mi?
neler yapmam gerekiyor?
kaç gün sürer?
maliyeti ne kadar tutar?
bu üçünü istiyorum.
son bir soru; kaç cc olduğu devir maliyetine etki eder mi?
bütün çamaşır tozlarını denedim. persil diğerlerinden daha iyi köpürüyor bence, yanlış mıyım?
ve sizce en iyi köpüren çamaşır tozu hangisi?
evet köpürsün istiyorum, takıntı yaptım.
ve sizce en iyi köpüren çamaşır tozu hangisi?
evet köpürsün istiyorum, takıntı yaptım.
şikayet edersiniz o kolay ama problem şu; askeriye işte bilirsiniz, biri hata yapıyorsa haberi olsun olmasın alakadar olan herkes yanar. bu boku yiyen astsubay kıdemli başçavuş, nöbetçi olduğu olduğu her gece hemde. kadınlar ziyaretçi ayağına giriyormuş içeriye, askerlerde ondan korktukları için izin veriyorlar buna. o kadının içeriye girmesine izin veren nizamiyedeki askerlerden bahsediyorum. yoksa içleri gidiyor tabi, 'bi karılar geliyo ki sorma abi' diyorlar. güzel bende gördüm ama konumuz bu değil işte. ziyaretçi saati yok mu olm diye sordum; 'var ama abi nasıl almayayım dedi? yarın başıma bela olursa bu adam ben ne yaparım, askerliğim uzar falan filan, çocuklar korkuyor yani. hatta bana da gözünü sevim görmedin etmedin dediler.
ben sivilim. alayın albayı köpek hastası, benimde bi kangalım var. tanıştık ettik, rica etti benim köpek 15 gündür orada kalıyor oradaki dişiyle çitleştirmek maksatlı, bende bu vesileyle her gün gidip geliyorum. bana ne olduğuna gelince? benim derdim kimin siki kimin balına girmiş değil. ben o kadınları gördükçe aklıma atatürk geliyo. üzülüyorum amk, askeriye lan orası. sen duyarsız olursan ben duyarsız olursam askeriye mi kalır ortada?
albayla da yeni tanıştık, o kadar samimi değiliz. şimdi söylerim buna, birden köpürür herkesin anasını sikerse vicdan azabı çekerim bu sefer. diğer türlüde benim vicdanım vatan millet sakarya?..
ben sivilim. alayın albayı köpek hastası, benimde bi kangalım var. tanıştık ettik, rica etti benim köpek 15 gündür orada kalıyor oradaki dişiyle çitleştirmek maksatlı, bende bu vesileyle her gün gidip geliyorum. bana ne olduğuna gelince? benim derdim kimin siki kimin balına girmiş değil. ben o kadınları gördükçe aklıma atatürk geliyo. üzülüyorum amk, askeriye lan orası. sen duyarsız olursan ben duyarsız olursam askeriye mi kalır ortada?
albayla da yeni tanıştık, o kadar samimi değiliz. şimdi söylerim buna, birden köpürür herkesin anasını sikerse vicdan azabı çekerim bu sefer. diğer türlüde benim vicdanım vatan millet sakarya?..
şekildeki gibi bi göz damlası vardı. yan yana 20 tane falan oluyordu, belkide 30 tam hatırlamıyorum. A'yı B'den ayırıp göze damlatıyordun(ilaç B tarafında tabi) tek kullanımlık falan yazıyordu üzerinde. kutusu da mavi beyazdı.
veli efendi'ye yakın olsun, fazla tuzlu olmasın? 3. sınıfta olmasın tabi, orta kalite bi şey.
bir adamın müziğine karşı ön yargıyı anlarımda, türkçeyi neden gömüyorlar? adam farkında olmadan konuştuğu dile haksızlık ediyor. konuşma o zaman türkçe, git ingilizce konuş. dikkat ettim burada da var bu zalimlerden.
yani sen kim oluyorsun da sezen aksu'ya, candan erçetin'e, edip akbayram'a haksızlık ediyorsun kardeşim? müzik bilgin onlarınkinden daha mı geniş?
yani sen kim oluyorsun da sezen aksu'ya, candan erçetin'e, edip akbayram'a haksızlık ediyorsun kardeşim? müzik bilgin onlarınkinden daha mı geniş?
iyice yalancı, dikkat meraklısı, hayalperest doldu burası. millet dikkat çekme, göz önünde olma, hava basma peşinde. kendi sorup kendi cevaplayanlar, şu özelliğimi herkes bilsin isteyenler falan bile var ve bu çok net anlaşılıyor.
mesleğimi herkes bilsin, ortamımı herkes bilsin, dur şöyle olduğumu tekrar belirteyim...
ne lan bu, hasta mısınız olm? bi dediği bi dediğini tutmayan adamlar falan. bunları yapanlara sesleniyorum, çok mu zeki sanıyorsunuz kendinizi? kabak gibi anlaşılıyor yaptığınız saçmalıklar. ne siz herkesten daha zekisiniz, ne herkes sizden daha salak. iyice mirce çevirdiniz burayı. yapmayın etmeyin.
nedir niyetiniz kız tavlamak mı? milleitn bilgi alışverişine engel oluyorsunuz belkide haberiniz yokken. kusura bakmasınlarda kişiliği oturmamış adama bakacak kızın ben.. neyse
mesleğimi herkes bilsin, ortamımı herkes bilsin, dur şöyle olduğumu tekrar belirteyim...
ne lan bu, hasta mısınız olm? bi dediği bi dediğini tutmayan adamlar falan. bunları yapanlara sesleniyorum, çok mu zeki sanıyorsunuz kendinizi? kabak gibi anlaşılıyor yaptığınız saçmalıklar. ne siz herkesten daha zekisiniz, ne herkes sizden daha salak. iyice mirce çevirdiniz burayı. yapmayın etmeyin.
nedir niyetiniz kız tavlamak mı? milleitn bilgi alışverişine engel oluyorsunuz belkide haberiniz yokken. kusura bakmasınlarda kişiliği oturmamış adama bakacak kızın ben.. neyse
bu yasa hakkındaki görüşleriniz neler? şahsen ben bu yasanın olmaması gerektiğinin düşünüyorum. cinayet işlemiş birisinin hakimin karşısında pişman mısın diye sorulduğunda evet veya hayır demesinin alacağı cezayı etkilemesi yanlış bence.
resimdeki gibi oldu. hasta mı acaba? kafasının üzeride hafiften açıldı. kuştan çok yaratığa benziyor amk.
öncelikle belirteyim ki hala aşık değilim, benimki başka bir durum. onun yüzünden kadınları kalite bakımından kıyaslar oldum, şöyle ki;
geçtiğimiz yıllarda bir birlikteliğim olmuştu. 3 yaş büyüktü benden. çok güzel bir kadındı, ama konu bu değil. güzellik bir trafik kazasına bakar nihayetinde.
bu kadın hayata bakış açısıyla, düşünce tarzıyla, ilgi alanlarıyla, kadınlığıyla, zevkleriyle, korkularıyla, sokakta, yatakta, mutfakta, kısacası her yerde ve her yönüyle mükemmel bir kadındı. çok şey öğrendim ondan, inkar edemem. hala sözlükte yazdıklarını okurum ara sıra, oha derim gene döktürmüş. gerçekten sözlüğe katkısı olan yazarlardan kendisi.
allah kahretsin ki böyle bir kadın benim hayatıma girdi! neden allah kahretsin ki diyorum? çünkü ondan sonra hayatıma giren bütün kadınlarda ondaki kaliteyi arar oldum. kendisinden sonra; gerek duygusal yakınlaşma yaşadığım kadınlar olsun olsun, gerek cinsel münasebete girdiklerim olsun, ve hatta internette konuştuğum kadınlar dahi kalitesiz gelmeye başladı. her seferinde belki bu, belki bu diyorum ama kimse yanından bile geçemiyor onun. amacım sevgili olmak değil, bu kıyası ortadan kaldıracak kadını arıyorum. pek umudum kalmadı ama neyse.
tekrardan o olsun gibi en ufak bir isteğimde yok. zaten ayrıldıktan sonra bir defa gene geldi ama erkeklik gururu işte, olmaması gerekiyordu ve gereken oldu. ki ben öyle araya soğukluk girdiği zaman kimseyle eskisi gibi olamıyorum kolay kolay.
bu içinde bulunduğum durum ve her seferinde uğradığım hayal kırıklığı artık canımı sıkmaya başladı. belkide onun gibi birisiyle bir daha hiç karşılaşamayacağım, bu ihtimalide düşünüyorum. peki ömür boyu bu böyle mi sürecek? başka bir çözüm yolu yok mudur bu durumu atlatmanın?
ayrıca şunu belirteyim, bu durumu ben kendi içimde ve hiçbir kadını üzmeden, kırmadan yaşıyorum. ve yaşarken kimseyi küçük görmüyorum, ama eksik görüyorum.
geçtiğimiz yıllarda bir birlikteliğim olmuştu. 3 yaş büyüktü benden. çok güzel bir kadındı, ama konu bu değil. güzellik bir trafik kazasına bakar nihayetinde.
bu kadın hayata bakış açısıyla, düşünce tarzıyla, ilgi alanlarıyla, kadınlığıyla, zevkleriyle, korkularıyla, sokakta, yatakta, mutfakta, kısacası her yerde ve her yönüyle mükemmel bir kadındı. çok şey öğrendim ondan, inkar edemem. hala sözlükte yazdıklarını okurum ara sıra, oha derim gene döktürmüş. gerçekten sözlüğe katkısı olan yazarlardan kendisi.
allah kahretsin ki böyle bir kadın benim hayatıma girdi! neden allah kahretsin ki diyorum? çünkü ondan sonra hayatıma giren bütün kadınlarda ondaki kaliteyi arar oldum. kendisinden sonra; gerek duygusal yakınlaşma yaşadığım kadınlar olsun olsun, gerek cinsel münasebete girdiklerim olsun, ve hatta internette konuştuğum kadınlar dahi kalitesiz gelmeye başladı. her seferinde belki bu, belki bu diyorum ama kimse yanından bile geçemiyor onun. amacım sevgili olmak değil, bu kıyası ortadan kaldıracak kadını arıyorum. pek umudum kalmadı ama neyse.
tekrardan o olsun gibi en ufak bir isteğimde yok. zaten ayrıldıktan sonra bir defa gene geldi ama erkeklik gururu işte, olmaması gerekiyordu ve gereken oldu. ki ben öyle araya soğukluk girdiği zaman kimseyle eskisi gibi olamıyorum kolay kolay.
bu içinde bulunduğum durum ve her seferinde uğradığım hayal kırıklığı artık canımı sıkmaya başladı. belkide onun gibi birisiyle bir daha hiç karşılaşamayacağım, bu ihtimalide düşünüyorum. peki ömür boyu bu böyle mi sürecek? başka bir çözüm yolu yok mudur bu durumu atlatmanın?
ayrıca şunu belirteyim, bu durumu ben kendi içimde ve hiçbir kadını üzmeden, kırmadan yaşıyorum. ve yaşarken kimseyi küçük görmüyorum, ama eksik görüyorum.
var mıdır acaba? koleksiyoncularda falan. adam almış hiç kullanmamış saklıyor mesela. vosvos için pek ümidim yok ama diğerleri olabilir bence.
aynı şey motosiklet içinde geçerli. mz251, ya da japon montaj honda titan. şu an bulsam 10 bin veririm bu ikisinin sıfırına.
aynı şey motosiklet içinde geçerli. mz251, ya da japon montaj honda titan. şu an bulsam 10 bin veririm bu ikisinin sıfırına.
bu ülkelerin milli takımlarının başarısızlığının nedeni ne olabilir acaba? nihayetinde bu adamlarda profesyonel futbolcu. onlarda adidas/nike giyiyor. onlarında malzemecisi, masörü, teknik direktörü var. tamam kalite farkı illaki olur ama bütün takım mı kazma olur arkadaş? bir milli takım tarihi boyunca her maç 8-10 tane yer mi? ya da neden yer?
san marino tarihinde bir defa kazanmış ondada liechtenstein'i yenmiş. iki takımda 6 golden az yeyince seviniyorlarmış.
san marino tarihinde bir defa kazanmış ondada liechtenstein'i yenmiş. iki takımda 6 golden az yeyince seviniyorlarmış.
bir kişi başına gelen kötü bir olayı başkalarına anlatırken, giriş ve gelişme bölümlerini kendi olmasını istediği gibi değiştirip sonuca bağlıyor. giriş gelişmeye kendi hayalinde yarattığı kişileri katıyor falan. ve buna kendisini de inandırarak olayın gerçekliğini unutuyor. mitomani gibi. en nihayetinde bunu yaparak olayın yarattığı hüznü üzerinden atıyor.
şimdiye kadar hep gölde tuttum. yarın akşam denize balığa gideceğim ve daha önce hiç deniz tecrübem yok. mekan iskenderun/karaağaç.
orada keşke dememem için tecrübeli arkadaşlardan tavsiyeler bekliyorum. şunu kesin götür, şunu giy, yedek götür, şunu unutma gibisinden. mesela dalga vurur ıslanır mıyız? ya da aşırı rüzgarın ne gibi etkisi olur? rüzgar uykunu getirecek kahve götür. ya da sigaranın yarısını rüzgar içecek fazladan paket götür gibisinden. sabahlayacağım çünkü orada.
orada keşke dememem için tecrübeli arkadaşlardan tavsiyeler bekliyorum. şunu kesin götür, şunu giy, yedek götür, şunu unutma gibisinden. mesela dalga vurur ıslanır mıyız? ya da aşırı rüzgarın ne gibi etkisi olur? rüzgar uykunu getirecek kahve götür. ya da sigaranın yarısını rüzgar içecek fazladan paket götür gibisinden. sabahlayacağım çünkü orada.
kadın prof. yalancıdır onu biliyoruz, cem yılmaz çok güzel anlatmış bunu. ama bazen ifşa oldukları halde hala aynı boku devam ettirmeye devam ediyorlar.
kadınlar yalan söylediklerini ispatlayıp yüzlerine vuran erkeklere karşı neden hala yalan söylemeye devam ederler?
kadınlar yalan söylediklerini ispatlayıp yüzlerine vuran erkeklere karşı neden hala yalan söylemeye devam ederler?
bu ikisi arasındaki fark ne? birinde patlıcan olup diğerinde olmaması mı?
edit: etli türlü diyelim o zaman.
edit: etli türlü diyelim o zaman.
dün gece ablamı yolcu etmek için otogara gittim. bugün çok önemli bir toplantısı var, sabah iner inmez direk işe geçecek hatta. neyse bunun 4 kalem eşyası vardı. otobüsün gelmesini bekliyorduk. ben tam lavaboya gittiğim sırada otobüs gelmiş, bagajları almış. döndüğümde ablam 20 lira bagaj ücreti verdiğini söyledi. o niye diye sordum, her yolcunun 2 kalem hakkı varmış, diğer 2 kalem için 10ar lira almışlar. iyi tamam dedim yapacak bir şey yok.
soru: bagaj parası olayı başınıza geldi mi hiç?
otobüsün kalkmasına 15 dakika var. başka bir yolcu geldi, 3 kalem eşyası var. ondan sonra bir diğer yolcu geldi, onunda 4 kalem eşyası var. özellikle izledim, baktım onlardan bagaj ücreti falan almadı. yavşak muavin şekle göre muamele yapıyor yani. 20 liranın amk, kazıklanmak koydu bana.
ablam boşver uğraşma falan dedi. olmaz öyle şey sen bekle dedim gittim bu piçin yanına, sen dedim bir tek bizden mi bagaj ücreti alıyorsun diye sordum. neden dedi? diğer yolculardan almadığını belirttim. ona sen karar veremezsin dedi. kim neye göre karar veriyor deyince, ben veririm dedi. ben anlamam dedim, ya diğer yolculardan da bagaj ücreti alacaksın ya da bana paramı geri vereceksin dedim. paranı veririm fazla eşyanızı indiririm dedi. hadi indirebiliyorsan indir dedim. sonra bürodaki elemanlar gelip araya girdiler. bir ara ulan dedim kendi kendime, şimdi şu piçe bi tane geçirsem, benim yüzümden kız yarın toplantısına yetişemeyecek çünkü son sefer, o yüzden kavga etmemem lazım.
kavga kötü bir şey ve tek kelimeyle cahillik. çok tecrübem oldu iyi bilirim. ve ben zaten artık kavgaya sıcak bakan birisi değilim ama böyle piçler de hep beni bulur ve böylesini de sikeceksin yani, yoksa seni sikerler bu kadar net.
sonra bir süre daha tartışmaya devam ettik. bürodaki elemanlarda dahil oldu tabi ama onlar uzlaştırmaya çalışıyorlar. yok efendim 3 parçaya göz yumuyorlarmışta, 4 parça olunca ücretlendiriliyormuş. yer miyim lan ben? o zaman o adamdan 10 lira alsın görecem dedim. şirket kurumsal olmadığı için bürodakilerin yapacak bir şeyleri de yok, ellerinden gelen uzlaştırmak sadece. sonra bürodaki görevli, muavine paranın 10 lirasını iade et dedi. şaka mısınız amk dedim içimden. sonra baktım bu piç çıkarttı 20 lira, al abi hepsini veriyorum ver paralarını benden olsun dedi. onu deyince ben sinirlendim. benden olsun ne demek lan, sen kimsin amcık! aldım parayı, senin dedim yaptığın yanlıştı, adamına göre muamele kızı yalnız buldun sigara paranı çıkarttın yalan mı lan dedim? tam cevap verecek, uzatma artık yeter diye herkesin içinde ben dedim bu parayı yememde sana da yedirtmem diye cart curt yırttım önüne attım. sonra oradakiler araya girdi tamam falan filan uzaklaştırdılar bizi birbirimizden.
özetle içimde patladı, sırf yarınki toplantı yüzünden. bazen böyle kendinizi tutmanız gereken durumlar oluyor, benim dün gece yaşadığım gibi. siz kendinizi tutabiliyor musunuz yoksa işin sonunu düşünmeden dalıyor musunuz?
soru: bagaj parası olayı başınıza geldi mi hiç?
otobüsün kalkmasına 15 dakika var. başka bir yolcu geldi, 3 kalem eşyası var. ondan sonra bir diğer yolcu geldi, onunda 4 kalem eşyası var. özellikle izledim, baktım onlardan bagaj ücreti falan almadı. yavşak muavin şekle göre muamele yapıyor yani. 20 liranın amk, kazıklanmak koydu bana.
ablam boşver uğraşma falan dedi. olmaz öyle şey sen bekle dedim gittim bu piçin yanına, sen dedim bir tek bizden mi bagaj ücreti alıyorsun diye sordum. neden dedi? diğer yolculardan almadığını belirttim. ona sen karar veremezsin dedi. kim neye göre karar veriyor deyince, ben veririm dedi. ben anlamam dedim, ya diğer yolculardan da bagaj ücreti alacaksın ya da bana paramı geri vereceksin dedim. paranı veririm fazla eşyanızı indiririm dedi. hadi indirebiliyorsan indir dedim. sonra bürodaki elemanlar gelip araya girdiler. bir ara ulan dedim kendi kendime, şimdi şu piçe bi tane geçirsem, benim yüzümden kız yarın toplantısına yetişemeyecek çünkü son sefer, o yüzden kavga etmemem lazım.
kavga kötü bir şey ve tek kelimeyle cahillik. çok tecrübem oldu iyi bilirim. ve ben zaten artık kavgaya sıcak bakan birisi değilim ama böyle piçler de hep beni bulur ve böylesini de sikeceksin yani, yoksa seni sikerler bu kadar net.
sonra bir süre daha tartışmaya devam ettik. bürodaki elemanlarda dahil oldu tabi ama onlar uzlaştırmaya çalışıyorlar. yok efendim 3 parçaya göz yumuyorlarmışta, 4 parça olunca ücretlendiriliyormuş. yer miyim lan ben? o zaman o adamdan 10 lira alsın görecem dedim. şirket kurumsal olmadığı için bürodakilerin yapacak bir şeyleri de yok, ellerinden gelen uzlaştırmak sadece. sonra bürodaki görevli, muavine paranın 10 lirasını iade et dedi. şaka mısınız amk dedim içimden. sonra baktım bu piç çıkarttı 20 lira, al abi hepsini veriyorum ver paralarını benden olsun dedi. onu deyince ben sinirlendim. benden olsun ne demek lan, sen kimsin amcık! aldım parayı, senin dedim yaptığın yanlıştı, adamına göre muamele kızı yalnız buldun sigara paranı çıkarttın yalan mı lan dedim? tam cevap verecek, uzatma artık yeter diye herkesin içinde ben dedim bu parayı yememde sana da yedirtmem diye cart curt yırttım önüne attım. sonra oradakiler araya girdi tamam falan filan uzaklaştırdılar bizi birbirimizden.
özetle içimde patladı, sırf yarınki toplantı yüzünden. bazen böyle kendinizi tutmanız gereken durumlar oluyor, benim dün gece yaşadığım gibi. siz kendinizi tutabiliyor musunuz yoksa işin sonunu düşünmeden dalıyor musunuz?
arkadaşımın köpeğinin 1 buçuk ay önce kırılan ayağını veteriner yamuk kaynatınca, bende tekrardan kırıp baştan sarmıştım. bugün sargıları çıkarttım, maşallahı var köpeğin orjinal gibi olmuş, eskisinden de güzel.
veteriner hanım daha meslekte yeni, bana öyle olmaz sakın yapma falan filan demişti. bende görürsün dedim. öyle böyle derken iddialaştık. bi iki gün sonra facebook'tan ekledi beni. arada bir soruyordu ne yaptın köpeği olacak mı sence diye, bende olacak evellallah sen merak etme falan demiştim.
bugün(yani dün) sargıları aldıktan sonra sahibi köpeği götürdü gösterdi, kız fazla bi şey diyememiş orada. köpek iyiyse sorun yok diye geçiştirmiş. sonra ben aradım bak dedim gördün mü olmuş mu olmamış mı? ufak tefek bi iki lafta soktum beraberinde sinirlensin diye. neyse sonra bizim iddia ne olacak dedim. ne istiyosun dedi, bende biraz düşüneyim yarın söylerim dedim.
bugünde benim doğum günüm. az önce telden mesaj atmış doğum günün kutlu olsun diye. bende saol yazdım. birazcık yazıyor gibime geldi. düşündün mü dedi, bende gerek yok ya ben şaka yapmıştım saol dedim. oda olmaz öyle şey iddia iddiadır, sen düşün dedi.
şimdi ne istesem acaba bundan? düşünüyorum da aklıma bir şey gelmiyor. kıyafet falan ihtiyacımda yok zaten ben kendim seçmem lazım öyle şeyleri. ve çok pahalı bir şeyde olsun istemiyorum. ne istenir ki?
veteriner hanım daha meslekte yeni, bana öyle olmaz sakın yapma falan filan demişti. bende görürsün dedim. öyle böyle derken iddialaştık. bi iki gün sonra facebook'tan ekledi beni. arada bir soruyordu ne yaptın köpeği olacak mı sence diye, bende olacak evellallah sen merak etme falan demiştim.
bugün(yani dün) sargıları aldıktan sonra sahibi köpeği götürdü gösterdi, kız fazla bi şey diyememiş orada. köpek iyiyse sorun yok diye geçiştirmiş. sonra ben aradım bak dedim gördün mü olmuş mu olmamış mı? ufak tefek bi iki lafta soktum beraberinde sinirlensin diye. neyse sonra bizim iddia ne olacak dedim. ne istiyosun dedi, bende biraz düşüneyim yarın söylerim dedim.
bugünde benim doğum günüm. az önce telden mesaj atmış doğum günün kutlu olsun diye. bende saol yazdım. birazcık yazıyor gibime geldi. düşündün mü dedi, bende gerek yok ya ben şaka yapmıştım saol dedim. oda olmaz öyle şey iddia iddiadır, sen düşün dedi.
şimdi ne istesem acaba bundan? düşünüyorum da aklıma bir şey gelmiyor. kıyafet falan ihtiyacımda yok zaten ben kendim seçmem lazım öyle şeyleri. ve çok pahalı bir şeyde olsun istemiyorum. ne istenir ki?
ben doğum günlerini falan sevmem aslen. son 1-2 senedir her şeyle herkesle muhabbetimi de kestim. yani biraz uzak, biraz yalnız, biraz kötüyüm. bunların farkındaydım zaten ama insan doğum gününde daha çok yüzleşiyor bunlarla. soru falan yok, sadece paylaşmak istedim...
bilhassa özel gecelerde(mezuniyet, düğün vs). bakıyorum resmen uzaylıya benzemişler. siz kadınlar o iğrenç ve aşırı makyajla gerçekten daha güzel olduğunuzu mu zannediyorsunuz, yoksa sizde sonradan fotoğraflarda kendinizi görünce uzaylıya benzediğinizi fark ediyor musunuz? hepside sanki özellikle yapıyormuş gibi aynı çizgide devam ettiriyor bu çirkinleşme çabasını.
fazla makyaj yapmayın gözünüzü seveyim, çirkin oluyorsunuz.
fazla makyaj yapmayın gözünüzü seveyim, çirkin oluyorsunuz.
yabancı uyruklu kadınlar konsomatris olarak zorla çalıştırılıyor. beraberinde escortlukta yaptırılıyor. ve bu kadınların pasaportlarına el konulmuş. haliyle ülkeden çıkamıyorlar.
liseden bir arkadaşım konsomatrislik yapıyor. onun vasıtasıyla bu yabancı uyruklu kadınlardan birisiyle tanışmıştım. kadının anlattıkları gerçekten içler acısı. anne babasını görmeyeli seneler olmuş, hatta babası çok hastaymış ama gidip görmesi için izin vermiyorlarmış. kendisini türkiye'de normal bir işte çalışıyor zannediyorlarmış, arada bir para falan gönderiyormuş anne babasına. kadın zamanında çalışmak için gelmiş buraya, emlakçı'da işe girmiş, yavşak emlakçı'da pavyon müşterisi olunca, bakmışlar kızın kimi kimsesi yok, satmış pavyona almış komisyonunu.
ben pek anlamam pavyon adabından. hayatımda bir defa gittim oda ortamı görmek için. orospu çocukları aldığımız nefesten bile para alacaklardı neredeyse. gidenin aklını sikim. birde bu pavyona giden adamların oradan sevgili yapan cinsleri var ki sormayın gitsin. acıdım resmen heriflere. her neyse herkesin zevki kendine.
kadına sordum hiç kaçmayı denedin mi diye? öyle bir korkutmuşlar ki kadınları, kaçmak kelimesini beyinlerinden silmişler resmen. sigara söndürmüşler üzerinde kadının, gösterdi bak dedi kaçmayı denedim sonucu bu oldu diye. yediği dayaktan hariç tabi bu. diğer kadınlara da izlettirmişler bunları yaparken, bakın kaçarsanız sonunuz böyle olur diye. kaçan olsa bile bir şekilde buluyorlarmış. her ilde örgütlenmiş bu adamlar.
polise git dedim, güldü ne polisi dedi? pavyon polis dolu zaten, hepsi müşteri, hepsi patronun arkadaşları dedi. kaçan olduğu zaman polis tekrar getirip pavyona teslim ediyormuş kadınları. yani kadınların ne kendi çabalarıyla ne de yasal yollardan kurtulma şansları yok bu amına koduğumun türkiyesinde. tek kurtulma şansları yaşlanıp pörsümeleri, bunu da kendisi söyledi hatta. ama o saatten sonra kurtulsan ne olur kurtulmasan ne olur amk.
o siktiğimin başbakanı her boka el atıyor da şu pavyonlara ve orada zorla çalıştırılan kadınlara neden el atmıyor anlamıyorum. haberleri mi yok acaba bunlardan? ulus lan, ankaranın göbeği olmasına rağmen o kapının ardına girince başka bir dünya, adamlar kendi hükumetini kurmuş öttürüyor. ortada bir açık var ama nerede acaba? açık derken yani bu işi ancak devlet çözer arkadaş, başka türlü sikerler adamı. ben kafaya koysam garson olarak girer gene o kadının pasaportunu çalarım ama hangi birine yardım edeceksin amk? 1 değil 2 değil onlarca kadın. ama birileri bir şeyleri yukarıdan saklıyor gibi. ve en kötüsü kimsede bir bok yapmıyor.
sizin görüşleriniz?
liseden bir arkadaşım konsomatrislik yapıyor. onun vasıtasıyla bu yabancı uyruklu kadınlardan birisiyle tanışmıştım. kadının anlattıkları gerçekten içler acısı. anne babasını görmeyeli seneler olmuş, hatta babası çok hastaymış ama gidip görmesi için izin vermiyorlarmış. kendisini türkiye'de normal bir işte çalışıyor zannediyorlarmış, arada bir para falan gönderiyormuş anne babasına. kadın zamanında çalışmak için gelmiş buraya, emlakçı'da işe girmiş, yavşak emlakçı'da pavyon müşterisi olunca, bakmışlar kızın kimi kimsesi yok, satmış pavyona almış komisyonunu.
ben pek anlamam pavyon adabından. hayatımda bir defa gittim oda ortamı görmek için. orospu çocukları aldığımız nefesten bile para alacaklardı neredeyse. gidenin aklını sikim. birde bu pavyona giden adamların oradan sevgili yapan cinsleri var ki sormayın gitsin. acıdım resmen heriflere. her neyse herkesin zevki kendine.
kadına sordum hiç kaçmayı denedin mi diye? öyle bir korkutmuşlar ki kadınları, kaçmak kelimesini beyinlerinden silmişler resmen. sigara söndürmüşler üzerinde kadının, gösterdi bak dedi kaçmayı denedim sonucu bu oldu diye. yediği dayaktan hariç tabi bu. diğer kadınlara da izlettirmişler bunları yaparken, bakın kaçarsanız sonunuz böyle olur diye. kaçan olsa bile bir şekilde buluyorlarmış. her ilde örgütlenmiş bu adamlar.
polise git dedim, güldü ne polisi dedi? pavyon polis dolu zaten, hepsi müşteri, hepsi patronun arkadaşları dedi. kaçan olduğu zaman polis tekrar getirip pavyona teslim ediyormuş kadınları. yani kadınların ne kendi çabalarıyla ne de yasal yollardan kurtulma şansları yok bu amına koduğumun türkiyesinde. tek kurtulma şansları yaşlanıp pörsümeleri, bunu da kendisi söyledi hatta. ama o saatten sonra kurtulsan ne olur kurtulmasan ne olur amk.
o siktiğimin başbakanı her boka el atıyor da şu pavyonlara ve orada zorla çalıştırılan kadınlara neden el atmıyor anlamıyorum. haberleri mi yok acaba bunlardan? ulus lan, ankaranın göbeği olmasına rağmen o kapının ardına girince başka bir dünya, adamlar kendi hükumetini kurmuş öttürüyor. ortada bir açık var ama nerede acaba? açık derken yani bu işi ancak devlet çözer arkadaş, başka türlü sikerler adamı. ben kafaya koysam garson olarak girer gene o kadının pasaportunu çalarım ama hangi birine yardım edeceksin amk? 1 değil 2 değil onlarca kadın. ama birileri bir şeyleri yukarıdan saklıyor gibi. ve en kötüsü kimsede bir bok yapmıyor.
sizin görüşleriniz?
anlatılmak istenen bellide, buradaki davulcu zurnacı ne alaka? hiç davullu zurnalı düğüne gitmedim de acaba orayla mı alakalı bi şey?
sizde de oluyor mu bu durum bazen? hani ben mi yazmışım lan bunu ya da hangi kafayla yazmışım acaba dediğiniz oluyor mu?
veya şuradaki gibi erken öten horoz misali
www.uludagsozluk.com
bunun gibi bildiğiniz başka örnekler varsa makbule geçer.
veya şuradaki gibi erken öten horoz misali
www.uludagsozluk.com
bunun gibi bildiğiniz başka örnekler varsa makbule geçer.
kadınların beyaz tenli olmayı sevmemelerinin nedeni tam olarak ne acaba? ben kadında a4 severim şahsen. böyle vurdun mu elinin izi çıkacak asdsakjda
şimdi kadınlar erkeklerin peynir gibi vücut sevmediğini mi zannediyorlar? hadi tatil yerlerinde neyse, iz olmasın falan diye istemezeler tamam anlarımda, alakasız yerlerde vücudunun peynir gibi bembeyaz olmasından şikayet eden kadınlar görüyorum ve garip geliyor bana çünkü baya yakışıyor ve çekici kılıyor bazılarını beyaz ten.
şimdi kadınlar erkeklerin peynir gibi vücut sevmediğini mi zannediyorlar? hadi tatil yerlerinde neyse, iz olmasın falan diye istemezeler tamam anlarımda, alakasız yerlerde vücudunun peynir gibi bembeyaz olmasından şikayet eden kadınlar görüyorum ve garip geliyor bana çünkü baya yakışıyor ve çekici kılıyor bazılarını beyaz ten.
gece karanlıkta balık tutarken, hani mantarın batıp batmadığını görmek için üzerine koyulan ışığın ismi neydi? basit bir şeydi dilimin ucunda ama...
15 gün geride kaldı ve uyku düzenim tamemiyle bozuldu, normal mi bu?
kendimi bildim bileli böyle. dayak yesem de atsam da oluyor bu titreme. neden acaba?
bazı videoları direk indiriyor. indirmesin sadece izleyeyim istiyorum?
ben, servisteki usta, ve patron. üçgen bu
2 gün evvel mal kuzenim motosikletimi duvara çarptı. ben ellerimi bıraktığımda düz giderdim, kazadan sonra ellerimi bıraktığımda motor sağa yatıyordu hafif.
bugün servise götürdüm. servisteki usta patronun oğlu. yani babası satışa, oğlu servise bakıyor.
arkadaşlarım kaza yaptığını söyleme deyince içime sinmedi. sonradan anlarsa(ki büyük ihtimal anlar gibime geldiği için), açık açık söyledim. sonra söküp baktılar, millerin biri yamulmuş. tornacıya gönderdiler, ucu yamulduğu için yapılamadı. sonra servisteki eleman, 'sen babama kaza olduğunu söyleme, garantiden yararlanalım' dedi. bende olur dedim.
sonra büroya gittik. elaman babasına, 'baba bu arkadaşın motorunun millerinde sorun var değişmesi lazım dedi'. babası da tamam sipariş verelim gelsin dedi. sonra kaza mı var mı diye sordu, oğlu da yok dedi.
ayrıca bürodayken imza falan demişti babası garanti için, tamam dedim. sonra ben bürodan çıktım tamirhaneye motoru almaya gittim. 10 dk sonra tekrardan büroya döndüm, o sırada oğlan kapının önündeydi zaten, şu imza işini halledelim dedim, oda gerek yok imzaya ben halledicem dedi, bende iyi dedim bastım gittim. sonradan bu imza olayını sordum birisine, normal bir şey bu, onlar fabrikayla hallederler merak etme dedi.
bu pencereden bakınca oğlu benim için babasını kazıklıyor. ama neden? sonradan işçilik parasını fazla alıp, fazlasını cebe mi atacak acaba? bu işin sonunda biri birine geçirecek ama kim kime geçirecek merak ediyorum. inşallah ikisi bir olup bana geçirmezler asadhskjdhaj
2 gün evvel mal kuzenim motosikletimi duvara çarptı. ben ellerimi bıraktığımda düz giderdim, kazadan sonra ellerimi bıraktığımda motor sağa yatıyordu hafif.
bugün servise götürdüm. servisteki usta patronun oğlu. yani babası satışa, oğlu servise bakıyor.
arkadaşlarım kaza yaptığını söyleme deyince içime sinmedi. sonradan anlarsa(ki büyük ihtimal anlar gibime geldiği için), açık açık söyledim. sonra söküp baktılar, millerin biri yamulmuş. tornacıya gönderdiler, ucu yamulduğu için yapılamadı. sonra servisteki eleman, 'sen babama kaza olduğunu söyleme, garantiden yararlanalım' dedi. bende olur dedim.
sonra büroya gittik. elaman babasına, 'baba bu arkadaşın motorunun millerinde sorun var değişmesi lazım dedi'. babası da tamam sipariş verelim gelsin dedi. sonra kaza mı var mı diye sordu, oğlu da yok dedi.
ayrıca bürodayken imza falan demişti babası garanti için, tamam dedim. sonra ben bürodan çıktım tamirhaneye motoru almaya gittim. 10 dk sonra tekrardan büroya döndüm, o sırada oğlan kapının önündeydi zaten, şu imza işini halledelim dedim, oda gerek yok imzaya ben halledicem dedi, bende iyi dedim bastım gittim. sonradan bu imza olayını sordum birisine, normal bir şey bu, onlar fabrikayla hallederler merak etme dedi.
bu pencereden bakınca oğlu benim için babasını kazıklıyor. ama neden? sonradan işçilik parasını fazla alıp, fazlasını cebe mi atacak acaba? bu işin sonunda biri birine geçirecek ama kim kime geçirecek merak ediyorum. inşallah ikisi bir olup bana geçirmezler asadhskjdhaj
türkiye'de açılan ya da müze haline getirilen en son müze hangisi?
ulan siz kuzenler niye varsınız? ne sikime yararsınız? ben uyurken motosikletimi alıp duvara çarpmak ne demek lan? 1. viteste gaz köklenir mi orospunun evladı? gitti kız gibi motorum, yarın ön kaporta komple açılacak. aklımı sikim niye anahtarı ortada bıraktıysam bende.
dişi köpeklerin erkek köpekler gibi çiftleşme hareketi yapmasının nedeni ne olabilir? daha öncede görmüştüm, bugünde gördüm. pozisyon normal, hareketler normal, gidip gelmeler normal, kısaca her şey normal ama garip olan tek şey dişi köpek üstte, erkek alttaydı. ikisi de ergenlik çağını çoktan geçmiş köpeklerdi. telefon taşımadığım içinde görüntüyü çekemedim.
ikinci sorum, bende kangal var(erkek). devasal, saldırgan bi şey. zar zor orjinal kriterlere uygun bi dişi buldum çiftleştirmek için. benimki yabani olduğu için dişiyi bizimkinin ayağına getirmek zorunda kaldık tabi. ve dişinin beraberinde birde erkek alman kurdu geldi. askeriyenin köpekleri bunlar, komutan alman kurdunun benim kangalı görünce ne yapacağını merak ettiği için getirdi sadece. neyse benim köpek dişiyi çiftleşmesi için yanına getirince dövmeye kalktı, gitti erkek alman kurduna hallendi. zaten ben huyunu bildiğim için tetikte bekliyordum saldırınca hemen araya girip ayırdım tabi, yani hasar yok. benim kangal acayip zekidir, düşmanı önce yanına çeker sonra birden saldırır, dişiye de aynen öyle yaptı. sonra ben aynı şekilde alman kurduna da saldıracak zannettim ama baktım biraz koklaştıktan sonra altına aldı onu çiftleşmeye çalıştı.
kızı mı beğenmedi acaba? baya da güzeldi valla, tam kendisine layık. görüyonuz di mi ayağına kadar dişi götürüyoruz, o gidip elin erkek alman kurduna yavşıyo.
ikinci sorum, bende kangal var(erkek). devasal, saldırgan bi şey. zar zor orjinal kriterlere uygun bi dişi buldum çiftleştirmek için. benimki yabani olduğu için dişiyi bizimkinin ayağına getirmek zorunda kaldık tabi. ve dişinin beraberinde birde erkek alman kurdu geldi. askeriyenin köpekleri bunlar, komutan alman kurdunun benim kangalı görünce ne yapacağını merak ettiği için getirdi sadece. neyse benim köpek dişiyi çiftleşmesi için yanına getirince dövmeye kalktı, gitti erkek alman kurduna hallendi. zaten ben huyunu bildiğim için tetikte bekliyordum saldırınca hemen araya girip ayırdım tabi, yani hasar yok. benim kangal acayip zekidir, düşmanı önce yanına çeker sonra birden saldırır, dişiye de aynen öyle yaptı. sonra ben aynı şekilde alman kurduna da saldıracak zannettim ama baktım biraz koklaştıktan sonra altına aldı onu çiftleşmeye çalıştı.
kızı mı beğenmedi acaba? baya da güzeldi valla, tam kendisine layık. görüyonuz di mi ayağına kadar dişi götürüyoruz, o gidip elin erkek alman kurduna yavşıyo.
sıran geldi ve yemek istediğin son yemek soruldu?
bahçenizde ağaçlar var diyelim ya da çiçekler her neyse. susamışlar su istiyorlar. ama dibinde de karıncalar yuva yapmış. sulamazsak ağaç kuruyacak, sularsak karıncalar ölecek yuvaları telef olacak. bu durumda ne yaparsınız? nihat hatipoğlu'na giden olursa şunu bi sorsun sevabına asadhsdhka
sizinkilerde bu mevsimde yamyamlaşıyorlar mı? doymak bilmiyorlar ve artık neredeyse kedi köpek gibi elimden yiyecekler. yem kutusunu görünce deli gibi dönmeye başlıyorlar sevinçten. görende diyecek yazık aç bırakıyo hayvanları:) günde 3 defa yem veriyorum oysa.
ailede herkes kendi yolunu çiziyor nihayetinde. yalnız kalamayacak durumda olan nene/nine(ne diyorsanız artık) veya dedeniz varsa eğer kim bakıyor onlara?
şimdi benim babaannem var. yaşlı, yalnız kalacak durumda değil ve buna rağmen inatla kendi evinde kalmak istiyor. çocuklarının evinde kalmak istemiyor. rahat edemiyor galiba. haklıda aslında, insanın kendi evi gibisi yoktur derler, ne yaparsan yap kendi evin sonuçta.
diğer kuzenlerim zaten vefasız piçler, bayramda bile aramazlar. benide babaannem büyüttü zaten, ikinci annem sayılır. bende her şeyimi bıraktım onun yanına geldim. bıraktım derken üzülüyorum değil, hepsinin amk umrumda değil şikayet etmiyorum kesinlikle ama bu durumu yaşayan başkaları ne yapıyor merak ettim?
şimdi benim babaannem var. yaşlı, yalnız kalacak durumda değil ve buna rağmen inatla kendi evinde kalmak istiyor. çocuklarının evinde kalmak istemiyor. rahat edemiyor galiba. haklıda aslında, insanın kendi evi gibisi yoktur derler, ne yaparsan yap kendi evin sonuçta.
diğer kuzenlerim zaten vefasız piçler, bayramda bile aramazlar. benide babaannem büyüttü zaten, ikinci annem sayılır. bende her şeyimi bıraktım onun yanına geldim. bıraktım derken üzülüyorum değil, hepsinin amk umrumda değil şikayet etmiyorum kesinlikle ama bu durumu yaşayan başkaları ne yapıyor merak ettim?
philip kotler bile 10 liran varsa 3 lirasını sermayeye 7 lirasını reklama harca demiş. ama arkadaş mousenin gideceği yeri bile tahmin ederek oraya reklam koymak rahatsızlık vermek değil midir? asıl soru, bu ve bu tip reklamları engellemenin bir yolu var mı?
www.facebook.com
çocuk lan o daha çocuk! giyimi kuşamı ve teninin rengi, canının diğer çocuklar gibi paten yapmayı istemesine engel olamaz.
şimdi bunu gizlice videoya alıp internete atan, üzerine de sanki kendisi paten şampiyonuymuş gibi dalga geçen zihniyetin terim olarak adı ne olabilir sizce? kendisine bakmadan karşı tarafı kötüleyen insanlar yani. ve en saçması nasıl oluyorsa neye güveniyorsa bu hakkı kendisinde bulan!
mesela dalga geçerken;'sanki kuğu gölü balesi yapıyor orospu çocuğu' demiş. ulan ayı sen hayatında hiç kuğu gölü balesi gördün mü? açıp izledin mi? sağdan soldan duydun gelmiş burada çocuğa söylüyorsun derler adama. kendisini entelektüel sanan herifler amk.
küfür yakıştırması istemiyorum, tanımlandırma maksatlı entry yazacağım için bir karşılığı varsa eğer bu davranışın bilmediğimden soruyorum. ya da bilmediğimden demeyim de, en uygununu arıyorum.
çocuk lan o daha çocuk! giyimi kuşamı ve teninin rengi, canının diğer çocuklar gibi paten yapmayı istemesine engel olamaz.
şimdi bunu gizlice videoya alıp internete atan, üzerine de sanki kendisi paten şampiyonuymuş gibi dalga geçen zihniyetin terim olarak adı ne olabilir sizce? kendisine bakmadan karşı tarafı kötüleyen insanlar yani. ve en saçması nasıl oluyorsa neye güveniyorsa bu hakkı kendisinde bulan!
mesela dalga geçerken;'sanki kuğu gölü balesi yapıyor orospu çocuğu' demiş. ulan ayı sen hayatında hiç kuğu gölü balesi gördün mü? açıp izledin mi? sağdan soldan duydun gelmiş burada çocuğa söylüyorsun derler adama. kendisini entelektüel sanan herifler amk.
küfür yakıştırması istemiyorum, tanımlandırma maksatlı entry yazacağım için bir karşılığı varsa eğer bu davranışın bilmediğimden soruyorum. ya da bilmediğimden demeyim de, en uygununu arıyorum.
ne yapsam beslesem mi ki? çokta sevimli bi şey. küçük memelilerle besleniyormuş(kurbağa, kemirgenler vs.), her gün her gün nereden bulucam lan ben buna küçük memeli?
sadece türkçe filmler vardı içinde. lukuu muydu, lokuu muydu neydi öyle bi ismi vardı?
1) kullanılan yağın kalitesinin vites geçişlerine etkisi var mı? yani şu marka yağ kullanınca vites zor değişir ama bir başka marka yağ kullanınca daha kolay değişir gibi şeyler doğru mu?
2) 3. viteste durduk diyelim, vitesi boşa alırken bazen arada takılı kalıyor ve hafif gaz verince düşüyor, aynı şey yükseltirken de oluyor tabi(sıralı vites olduğu için bence), bu normal mi yani sizde de oluyor mu bu can sıkıcı şey?
marka: kanuni / yarı otomatik
edit: ve son olarak hangi marka yağ kullanmalı?
2) 3. viteste durduk diyelim, vitesi boşa alırken bazen arada takılı kalıyor ve hafif gaz verince düşüyor, aynı şey yükseltirken de oluyor tabi(sıralı vites olduğu için bence), bu normal mi yani sizde de oluyor mu bu can sıkıcı şey?
marka: kanuni / yarı otomatik
edit: ve son olarak hangi marka yağ kullanmalı?
aslında kötü değilde eksik diyelim. bugün birisiyle konuşurken konu tecavüz, haksız cinayet gibi ağır suçlardan dolayı ceza almış kişilerin, almaları gereken cezayı almadıkları, üstelik daha sonra af falan derken kısa sayılabilecek sürede serbest kalmalarına geldi. daha sonra bu insanların tekrardan topluma karışmalarının hata olduğunu, idam edilmeleri gerektiklerini, bazı arap ülkelerini bu konudaki taviz vermez tavırlarından dolayı beğendiğini falan söyledi. haklı yönleri var mı sizce?
insanlar et parçası gibi gelmeye başladı artık. saçma saçma şeyler yapıyorlar, hepsi yalancı, çoğu kendisini kandırıyo, yüzüne söyleyince bile anlamıyo, kimsede düzeltme çabası yok aynen devam mallığa, duygu denen bir şey zaten yok o konulara hiç girmiyorum. tabiki normal olanları da var ama çoğunluk böyle geliyor bana.
sistem mi böyle lan acaba? ellerinde olmadan mı böyle oluyorlar? ve biz kurcalayarak sisteme aykırılık etmiş oluyoruz gibi geliyor bana.
sistem mi böyle lan acaba? ellerinde olmadan mı böyle oluyorlar? ve biz kurcalayarak sisteme aykırılık etmiş oluyoruz gibi geliyor bana.
etrafınızda mitomani hastası olan tanıdıklarınız var mı? benim bi arkadaşım var ve bi zamandan sonra çok rahatsız ediyor onunla muhabbet etmek. yaşı da benden büyük olduğu için yüzüne vuramıyorum, akranım olsa sallama lan diye yüzüne vururum direk ama olmuyor işte. bu hastalığın ne kadar yaygın olduğunu merak ettim, acaba herkesin böyle bir tanıdığı var mı yoksa bizim alnımızda mal mı yazıyor amk?
edit: seni saf bulmuş vs. demeyin adam topluluk içinde saydırıyor çünkü. bildiğin hasta yani, artisliğine yalan atmıyor, aynen yaşamış gibi anlatıyor yalanlarını.
edit: seni saf bulmuş vs. demeyin adam topluluk içinde saydırıyor çünkü. bildiğin hasta yani, artisliğine yalan atmıyor, aynen yaşamış gibi anlatıyor yalanlarını.
bende o özellik yok. kimseye yok diyemiyorum. yoldan geçen tanımadığım adam bile sıkıntısını söylese uğraş veririm yani. her neyse bunun nedeni artık, böyle olanınız var mı?
profesyonel bir futbolcu altı pastan topu ay'a uçurur mu lan? ya da düzgün bir orta açamaz mı? isabetli pas atamaz mı? rakip defansın arkasına kaçan oyuncuya ara pası veremez mi?
uefa elemelerinden bahsediyorum, öyle 2. lig falanda değil. kazanması gereken takım yapıyor üstelik bütün bu mallıkları, neden acaba?
bu işte ya şike var, ya da; torres, villa, agüero, rooney, silva, iniesta, benzema, mesut gibi adamlar gerçekten diğerlerinden farklı. tamam illaki farklıdır ama bu kadar büyük fark mantıksız geliyor bana. sonuçta bu mallıkları yapan adamlarda profesyonel, diğer saydığım yıldızlarda.
bence büyük şike var, ve yetkili makamlara da yediriyorlar.
sizin fikirleriniz?
uefa elemelerinden bahsediyorum, öyle 2. lig falanda değil. kazanması gereken takım yapıyor üstelik bütün bu mallıkları, neden acaba?
bu işte ya şike var, ya da; torres, villa, agüero, rooney, silva, iniesta, benzema, mesut gibi adamlar gerçekten diğerlerinden farklı. tamam illaki farklıdır ama bu kadar büyük fark mantıksız geliyor bana. sonuçta bu mallıkları yapan adamlarda profesyonel, diğer saydığım yıldızlarda.
bence büyük şike var, ve yetkili makamlara da yediriyorlar.
sizin fikirleriniz?
kafa mı buluyo lan bu adam milletle? ya da tayyibin ajanı mıydı sokaklarda? dün eylemlerde başı çekiyordu, bugün tayyibin dizlerine çökmüş af diliyo. sözlükte de pek üstünde durulmamış. neden olabilir bu döneklik?
yeşil bir bornozla beraber evdeki havluları yıkadım 70 derecede. çamaşır tozu renkliler için olanlarındandı ama. neyse, la bi baktım bütün beyaz havlular açık yeşil olmuş. bunların tekrardan beyaz olma ihtimalleri var mı, varsa nasıl?