Ekşi Duyuru

ayak bileği çatlağında bacak alçıya alınıyor, 3 haftalık bi alçı süresi belirleniyor. her şey yolunda giderse ve alçı 3 hafta sonunda çıkarılırsa çıkar çıkmaz normal yürüyebilir mi hasta? yoksa fizik tedavi falan olsun diye alçı çıkıyor, hemen yürüyemez mi?

bir cover delisi olarak şu esere bayıldım, cover dediğin budur işte, böyle katacaksın bir şeyler şarkıya!
www.youtube.com

mümkünse yakın tempoda bildiğiniz elektronik şarkıları yazar mısınız? cover olmasına gerek yok(olsa süper olur tabii), karşı komşunun oğlunun yaptığı müzik de olur.

o değil de şarkı çıbık'a benzemiyor mu biraz, onu da severim bak.

babişimin linea'sı var, otomatiğe ön yargılıydı ama zorla ikna ettim. zaten yaşlı adam yoruluyor vites aşaa vites yukarı. öyle çok para vermem dedi, baktım linea'yı 27'ye falan rahat satabiliriz, düz hesap 40'ta anlaştık(hayır mhp'li değil).

piyasaya hakim değilim hiç, şöyle bir baktım ve bişeyler buldum ilk etapta. araba geniş olsun istiyor o yüzden geniş bi sedan bakıyorum. dizel olması da diğer bir seçenek, başka bişey istemiyor koltuk ısıtmaydı göt masajıydı falan. benzinli de bi seçenek ama lpg'li isteyecek biliyorum, o yüzden ilk tercihm değil.neye göre karar vereceğimi bilmediğim için sizlerden yönlendirme rica ediyorum. direkt marka model tavsiyesi olmasa bile "şuna dikkat et, şu arabaların şusu sıkıntılı" gibi genel geçer bilgiler de işime yarar. mesela bu fiyat aralığının en çok tercih edilen arabası nedir? cruze ve hyundai gördüm sahibinden'de dolanırken ama cruze benzinli, hyundai ise imaj açısından çok şeetmedi beni. gerçi linea kullanan adama çok fark etmez ama ne biliyim.
araçları genel fikir olsun diye koydum, illa bu ilandakiker diye düşünmeyin ama ilandaki örneklerden gidip "şusuna dikkat gibi" şeyleri duymak isterim. teşekkürler...
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com

bunların türü falan var mı? mesela yanık yarası için şu, dikiş izi için şu gibi.
bir de bunların en iyisi hangisidir, hangisini önerirsiniz? çok ucuz olmayacaklarını düşünüyorum, değiyor mu cidden o paraları vermeye? mucize yaratmayacaklar biliyorum da, kişisel yorumlarınızı almak istiyorum. teşekkürler...

yeni genel müdür endonezyalı ama çalışma izni işlemleri bitmedi, o yüzden sgk girişi yok ve resmi olarak bizde çalışıyor görünmüyor. ingiltere'ye vize başvurusu yapacak oradaki bir iş toplantısı için, "şirketimizde çalışıyordur" yazısı istedi. dedim siz daha resmi değilsiniz, danışman olarak yaz o zaman dedi. bunun oluru nedir? danışman da olsa kısmi süreliden sgk girişi olmak zorunda çünkü, öyle havadan bizde çalışıyor yazsam kabul edecekler mi?

bir resim arıyorum, ön planda meryem var. bir odada oturuyor ya da ayakta duruyor, kubbenin ya da pencerenin açıklığından bir ışık huzmesi vuruyor üzerine. dışarıda ya da içeride bir güvercin var. yamulmuyorsam rönesans döneminden kalma, boyayan kim hatırlamıyorum, muhtemelen dönemin önemlilerinden. bu resmin adını biliyor musunuz?

biz beyaz yakalıların arasında da sanattan az buçuk anlayan vardır diye şimdi sordum bak, kendimizi kanıtlama fırsatı!

not: bahşedeceğim atfın herhangi bir mecrada bahsedildiğini görmedim, tamamen orijinal fikrim ve bence bilindiğinde filme farklı açılardan bakmayı sağlayacak.

bunu okul mu der yoksa şirket mi? iş daralması nedeniyle sgk'ya personel çıkış bildirimi yapan bir şirketin yeni çalışan alması yasak, bu çerçevede zorunlu stajyer alması da sorun yaratır mı? anladığım kadarıyla eğer sigortayı okul ödüyorsa bu şirketin stajyer alması sıkıntı yaratmaz, yanılıyor muyum?

şimdi bunların şifreleri var ya, program kurarken falan giriyorlar yönetici şifresi isteyince bilgisayar; girdikleri şifreyi ele geçirme şansım var mı? normalde uzak masaüstü bağlantı ile yapıyorlardı ama bi sıkıntı var sanırım, bugün fiziksel olarak klavyeden giriyorlar şifreyi ofise gelip. benim bastıkları tuşları kaydetme imkanım var mı? bunu yapan programlar vardır ama onları kurmak için de şifre gerektiği için daha farklı şeyler istiyorum. program yüklemeden ya da lite sürümlerle halledebileceğim bi teknik biliyor musunuz? çok gizliyse bana özelden söyleyin, başkasına söylersem çüküm düşsün.

"bizim okuldaki çükümsonik geliştirme kulübünün düzenlediği seminere trump gelmişti eki eki" şeklindeki cevapları kabul edemiyciim baştan söyliyim.

atıyorum; çalıştığın şirketin ceo'su olur, bağlı olunan şirketin bölge sorumlusu olur. önemli kriter maaş, yani her ay bu parayı alacak ne olursa olsun. freelance ve şu kadar insanı muayene eden doktor dahil değil. doktor özel hastaneden maaş alıyorsa olur. ve bu kişiyi gözünüzle canlı görmüş olmanız lazım, "duydum" da kurtarmıyor.

kimdi, maaşı neydi?

hı?
www.youtube.com

bu boka sardık şimdi. çikolatalı diye aldım koca poşetin içinden 8 tanesi öyle çıktı gıcık oldum, zaten doyurmadı da.

bunun tadı güzel olanı hangisi, nesfit midir her ne haltsa o güzel midir?

bi de; ben bunun 2 kasesiyle doyuyorum diyelim, günde 4 kase yedim mi ne bok anladım ben bu işten o zaman?

"Produces monthly F&B costs by outlet"
görev tanımı arasında yer alıyor, cümleyi nasıl çeviririz? by outlet kısmını yediremedim cümleye, yardımlarınızı rica ediciim; teşekkürler...

halihazırda premium kullanıyorum ben, aile paketi alsam benim ödediğim 9,99'ı düşecek mi paketten? atıyorum; ben +1 paketi 14,99. ben 9,99'umu ödedim, o paketi seçince benden 5 tl mi çekicek?

nereden, hangi markayı alayım? hiç markette satılanlardan almadım orijinal yemiştim, ev yapımı bulabilir miyim ki istanbul'da?

durumdan şikayetçi olanların sesini ve ciddiyetini duyurabilmek için yapabilecekleri en "agresif" eylem bütün entry'leri silmek midir? entry'lerini silenler hakkında ne düşünüyorsunuz? entry'ler gidiyor elden napıcaz der mi kanzuk, ya da umrunda olmaz diriltmenin bir yolunu bulur mu dersiniz?

aşağıki soruda görünce aklıma takıldı; abi bu nasıl mümkün, kanzuk'un o kadar parası yoktur ki? o kadar para derken; sözlüğün milyonlar edeceğini tahmin etmek zor değil, ne şartlarda gerçekleşti bu olay bilen veya tahmini olan var mı?

yoksa kanzuk ceo, ssg ise yönetimden elini eteğini çekmiş mal sahibi mi? ya da kanzuk sözlüğün gelirinden yüzde 30'unu sedet'e mi veriyordur? yoksa ssg nadasa yattı, dönünce kanzuk'tan devir mi alacak? ya da ya da; ssg baktı işler kötüye gidiyor, "kay öteye bakayım" diye darbe yapar mı?

duyduğunuz en güzel mash up'ları paylaşabilir misiniz? tercihim bu tarz akustiklerden yana:
www.youtube.com
şöylelerine de hayır demem tabii ki:
www.youtube.com

ara ara geliyor böyle, giydiresim var birilerine. birkaç duyuruya provokatif cevaplar verecektim, zor tuttum kendimi.
normalde böyle duyurular da açmıyorum ama belki buraya biri bişey yazar da anasından emdiği sütü burnundan getiririm o göteleğhöşsdld, öhöm evet.

soru: size oluyor mu böyle arada huysuzluk yapıp birileriyle kapışma isteği. illa bire bir kapışma olmasına da gerek yok gerçi, sağlam laf sokmak da olur. oluyor mu, hı?
(rahatlayınca silebilirim duyuruyu)

yılların laptop kullanıcısıyım, son monitörüm crt idi. oyun bilgisayarı topladım, layıkıyla bi monitör alıp hesabı kapatmak istiyordum. gel gelelim, ekran kartına parayı gömünce bütçe çok kalmadı. 400'ün üstüne çıkmadan bir monitör almak istiyorum, bu tarz bir monitör alıp memnun kalan veya konuyla ilgili herhangi bir önerisi bulunanlardan yardım rica ediyorum.

boyut çok önemli olmamakla birlikte biraz büyük ekran takıntım var, o yüzden 23 inç olsa çok iyi olur. en kötü 20 olsun diyor, sözü sizlere bırakıyorum.


ya da bi saniye, böyle çok armut piş ağzıma düş oluyor, biraz araştırma yaptım bişeyler buldum onların üzerinden gidelim(akakçe'deki en popülerlerden seçti).

urun.n11.com

www.bilisimport.com

anladığım kadarıyla bu fiyatlara ips yok, yukarıdakiler de dahil olmak üzere hepsi tn panel ve yine anladığım kadarıyla bu tn'in en büyük sıkıntısı açı. dandik laptop ekranı kullandığım için açı probleminden çok çekiyorum sayılır, hareketli ekran olduğu için ayarlanıyor en azından laptop olunca. yukardakiler ve çoğu tn panelde dikey görüş açısı 50 derece. peki masaüstünde 50 derecelik dikey açı direkt göz hizasından ne kadar çıkabilirsin demek oluyor? karşısına oturup kullanacağım genelde, arada da 2 metre uzaklaşıp film falan izleyeceğim; problem olur mu?

evet şu andan itibaren başlığı yalancı çıkartmış oldum, heheh. yine de tecrübe eksikliği devam ediyor tabii, o yüzden bu konuda neler biliyorsanız söyleyin lütfen. bu kadar kafa siktiğim için de kusura bakmayın, okuyanların gözlerinden öperim.

şişli'nin kuştepesi, paşası var mesela, beşiktaş'ın neresi var?

mevcut kullandığım laptop 15,6 inç. masaüstü sisteme geçme planım var, 23 inç monitör alacağım. bunlar eldeki veriler.

yatağın ucunda sırtımı yaslayıp yatar-oturur pozisyonda takılıyorum nette, laptop kucağımda sıkıntı olmuyor tabii. ama masaüstü olunca ekranı kucaklayamayacağım doğal olarak. sorun şu ki, ben yine aynı pozisyonda kalırsam o boyuttaki ekrandan örneğin sözlükteki entry'leri okuyabilecek yazı boyutunu görebilir miyim? bunun simülasyonunu yapmaya çalıştım ama beceremedim.

şöyle ki;
gözümle monitörü koyacağım mesafe 185 cm civarı. diyorum ki laptop ekranını aynı mesafeye koyayım, sonra yazıyı şu kadar büyüteyim ki 23 inç 1920x1080'lik ekranın görüneceği şekle eşit olsun. böyle bişey mümkün mü? mesela mevcut kullanımda 60cm fark var gözümle ekran arasında. ekranı %100 yakınlaştırıp mesafeyi 120cm; %200 yakınlaştırıp 180 cm'i simüle edebilicem diye düşünüyorum. ama işin içine çözünürlük girince kafam almadı çünkü laptop'ınki 1366x768. çözünürlük artınca yazıların ekrana oranı artıyor, daha küçük görünüyorlardı sanki. öyle miydi? :/

dediğimi anlatabildim mi bilmiyorum ama sizlerden fikir istiyorum. bütün söylediklerimi unutup görme problemi olmayan birinin 23 inç full hd çözünürlükteki bir monitörde sözlüğü 190 cm'den okuyabilme ihtimali üzerine yorum da yapabilirsiniz. derdimi sikmek isteyenler sıraya girsin lütfen...

bir sonraki dönemde kayıt yapabilir miyim? eğitim öğretim hayatım için ne gibi bir sıkıntı oluşturabilir? bildiğim kadarıyla öğrencilerin yararlandırdığı ayrıcalıklardan faydalanamayacağım, ki bu sorun değil. başka ne olur okulla ilgili, kaydım silinir mi mesela?

esad aynı anda hem anti-emperyalist hem de anti-şeriatçı/anti-muhafazakar nasıl oluyor? mevcut ortadoğu düzeninde ya emperyal olucaksın ya da şeriatçı, öyle değil mi?
esad ortadoğuyu muassır medeniyetler seviyesine çıkartacak lider profili midir?
bütün bunların ışığında;

a) esad'ın bazı güçler tarafından diktatör olarak lanse edilmesini yorumlayınız.
b) ortadoğu'da olup emperyal ya da şeriatçı olmanın dışında bir politika kabul edilebilir mi cevaplayınız.

istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz, her soru kendi içinde puanlanacaktır.

günlük giyim için spor ayakkabı almak istiyorum, decathlon diğer bissürü şeyde f/p konusunda aşan ürünler satıyor; ayakkabılarını da denemek istiyorum. tabii markalara dair çok bilgim olmadığı için hangisi iyidir hangisi kötüdür bilemiyorum. sizin alıp da memnun kaldığınız marka-model var mıdır? harici olarak ne önerirsiniz?

aradığım ekstra bir özellik yok, rahat olsun dandik olmasın yeter. ha bi de mümkünse cırtlak sarı-yeşil-kırmızı gibi renkler olmasın.

3 gündür boğazım ağrıyor. ilk başta grip, soğuk algınlığı vs. sandım ama değil. öyle olunca 1 gün boğaz ağrısından sonra burun akması, halsizlik, ateş gibi diğer semptomlar da kendini belli ederdi. bu sefer yorgunluk dahi yok, hasta gibi hissetmiyorum kendimi. zaten en yoğun hastalıkta bile 3 gün sürekli boğaz ağrısı yaşamamıştım, genelde 1 günden sonra geçiyordu ağrı.

ağrı devam ediyor ve normalde mentollü strepsils ve gün içinde ıhlamur ile boğazımı yumuşatırdım, sabahtan beri yapıyorum ama tık yok. tahriş olma gibi değil de yutkunurken ağrıma gibi bir durum var. ne olabilir bu, sadece boğazım ağrıyor diye doktora gitmek istemiyorum.

www.hepsiburada.com

oyun bilgisayarı alma düşüncem var ama aciliyeti yoktu, önceliklerim var onları aldıktan sonra alırım diyordum ama bu bilgisayarı bu fiyata görünce "acaba??" dedim. şurada akakçe sonuçları var:
www.akakce.com

en yakın ucuzu bundan 400 lira fazla, o da pek güvenemediğim bir site. bu indirim büyük bir indirim mi, ilk merakım o. sırf indirim olduğu için almıyorum tabii, aklımda monster abra a7 vardı, o 3.700'e daha yeni işlemcili ama ssd'sizdi(msi'da var). aha bu:
www.monsternotebook.com.tr

şimdi kendimi biraz zorlayıp msi mı alayım, yoksa biraz düze çıkınca monster'a mı bakayım. 5-6 ay sonra diye düşünüyorum ama o zamana kura göre fiyat yükselir de düşebilir de. başka model de bakabilirim o zaman illa monster diye düşünmüyorum ama genelde en ucuz monster oluyor.

bu şartlar altında msi'ı alayım mı dersiniz? bu alacağım bilgisayardan kötü olmayanını 5-6 ay sonra en fazla 300 lira daha fazla vererek alabilir miyim? yoksa bunun muadili(özellikle ssd'li olanını) 5-6 ay sonra bu fiyata bulamaz mıyım?

çok sordum biliyorum ama napıyım kararsız kaldım :/

diyelim ki izlenebilen bir ağa bağlandık, tarayıcı üzerinden girdiğimiz her sitenin kaydı tutuluyor. bi de sonra instagram'a kendi uygulaması üzerinden girdik, orada profil profil gezdik, heşteglerle aramalar yaptık. bu şekilde yine izlenebilir mi hareketlerimiz, kayıt altına alınabilir mi?

bahsettiğim izlenebilirlik nsa seviyesi değil tabii, mesela iş yerlerindeki kablosuz ağ, ya da ortak alanlardaki beleş ağlar.

günlük kullanım yapacak biri için laptop bakıyorum, en zorlayıcı işi film izlemek olacak, dayanıklı da olması lazım. bu bağlamda;
i3 5005u cpu'lu olup dahili gpu'su(hd 5500) olan bir laptop mı,
amd a6 6310 veya a8 6410 cpu'lu ve r5 m230 gpu'lu bir laptop mı iş görür? işlemcide i3 olan önde evet ama yüksek kalite film izlerken(en fazla 1080p 4-5gblık)hangisine ihtiyaç duyar mı? (m230 5500'den -çok olmasa da- daha performanslı görünüyor)

bunlardan bağımsız; sağlam bir cihaz olması gerek demiştim yukarıda. lenovo, hp ve acer arasında hangisini önerirsiniz?

kafamdaki modeller ise bunlar, vatandan alınması ve 1500 liranın altında olması seçenekleri değişemiyor ne yazık ki.
www.vatanbilgisayar.com

www.vatanbilgisayar.com

www.vatanbilgisayar.com

www.vatanbilgisayar.com

teşekkür ederim...

yeni bir cep telefonu alacağım ve kriterlerimin başında kaliteli müzik dinletebilmesi geliyor. biliyorum ki iphone'lar bu konuda iyi ancak ben android kullanmaya devam edeceğim, haliyle sizlerden müzik kalitesi yüksek android telefon önerisi isteyeceğim.

kalite mevzusu subjektif, biliyorum. aranızda "bu adamın kulağı çok iyi ağbi" diyecek kadar tanıdığım biri de yok. o yüzden elinizi vicdanınıza koyun ve deyin ki: ben bu işi biliyorum kardeş, şu telefonda şu kulaklıkla şu şarkıyı flac dinledim, gitarı çalan adam davulcunun tam 149 santim önünde!

tamam, bu kadar olmasa da olur :/

araştırmalarım sonucunda ulaştığım veriler muğlak; kimi diyor lg v10'da manyak bir dac var, kimi diyor htc beats ile çalıştı en süper olcak herhalde, kimi diyor sony bu ağğbi tabii ki süper kaliteli. teknomarketlere gidip telefonlara flac yükleyip dinleme durumu pek mümkün değil takdir edersiniz ki, o yüzden sizlerin yardımına koştum. kendi tecrübeniz olur, sağdan soldan duyumunuz olur, yorumlarınız olur; hepsine açığım.


bunlardan bağımsız bir seçenek daha var ki, sansa clip+ ya da muadili bir ufaklık alıp kafamı rahat ettirmek. birden fazla cihaz taşıma fikrine alışabilirim ama kafamı kurcalayan konu bir de fellik fellik 320kbps-flac aramak; bulamamak. telefonda spotify 320 ile götürüyor şimdilik, tidal falan da geliyor zaten. bilemiyorum altan...

endonezya'lı kendisi, birleşik arap emirliklerine gitti geldi, atatürk'ten girişte ekteki harcı kesmişler kendisine, neden olduğunu açıklamamışlar. geldi sordu ne bu diye, bilmiyorum bakayım dedim, bakınıyorum sağa sola ama hiç bu meblağda bir harç bulamadım. endonezya için e-vize harcı 25 dolar diyor, arap emirlikleri için 60. acaba kur farkı mı diye baktım, doları 3,38 üzerinden hesaplamış olmaları lazım 4 gün önce için, ki o kadar yükselmedi. ki zaten bu ücret araplar için, kendisi dubai'den geldi ama endonezya'lı olduğu için 25 kesilmesi lazım diye yorumluyorum ben.

ne ücreti olabilir bu? verebileceğiniz en ufak bilgi dahi işime yarayabilir, teşekkür ederim...

i.hizliresim.com

1)başvurduğunuz firma hakkında nasıl bir intiba bırakır?
2)vazgeçmenize sebep olur mu?
3)belirtmekten hoşnutsuzluk duyar mısınız?

sorun teşkil etmiyorsa;
4)vereceğiniz cevap istediğinizden biraz yüksek mi olur yoksa ne istiyorsanız onu mu yazarsınız?

teşekkürler...

günaydın sabah şekerleri!

bi vakit duymuştum bu sözü, boş konuşmayan bir karşı cinsti, o zaman çok dikkat etmemiştim. dün aklıma geldi ama soramadan uyumuşum askljda.

nasıl değerlendirirsiniz bu sözü? bana çok olumsuz gelmedi, sorumsuz manasında değil neticede. iyi baba kötü koca diyince kafamda pek bişeyler oluşmuyor, neticede belirli bir amaçla söylenmiş, kötü bişey mi bu?

doktor demiş ki omron marka olsun. 150 liraya da var 90 liraya da, büyük fark var mı aralarında?
mesela şu: www.hepsiburada.com

ve şu: www.hepsiburada.com

tamam birinde ekran daha büyük, bilmem ne ışığı falan var ama kullanımda büyük fark yaratır mı? bana etmez gibi geldi ama emin olamadım, markaya ait kullanım tecrübelerinizi istirham ederim.

yine bir iddia sorusuyla karşınızdayım kekeler!
önce durumu anlatayım: babam ameliyat oldu hastanede yatıyor. biraz fazla sosyal bi tip, ben sabah işteydim, doktoru gelmiş hemşireye demiş fotoğrafımızı çeker misin hatıra kalsın; hemşire de çekmiş 5-6 poz. akşam gittim hastaneye, hemşire babamın tansiyon ateş vs. ölçerken "çektiğim fotoğrafları atayım isterseniz" dedi babama, babam da tamam dedi. kız gitti telefonunu aldı geldi, numaranızı verin atayım wassaptan dedi bana, ben de verdim. attı, teşekkür ettim, gitti.

benim çılgın kuzen diyor ki bu kız sana yazdı. ben diyorum ki ne alaka amuğagoyim! çünkü hastane özel ve taşaklı bir hastane ve müşteri memnuniyetine önem veriyorlar anladığım kadarıyla. babam rica etmiş, kız da unutmamış akşama beni görünce atmak aklına gelmiş.

sizce yazmış mı?

ofiste kullanmak için kablosuz klavye alacaktım, bi umut satın almacıya söyledim "100 lirayı geçmesin alırız keke" dedi. baktım, çok düşük bir sınır değilmiş, buldum bissürü model ama neye göre karar vermem gerektiğini bilmiyorum; neye dikkat edeyim seçerken? ya da kullanıyorum ve memnunum dediğiniz bir model var mı? fareli set de olur, zaten onu da almam lazım ama klavye daha az hakim olduğum bir alet.

şunu buldum mesela, alınır mı? www.akakce.com

kablosuz olsun, çok ses yapmasın ve laptop klavyesi gibi değil de böyle basma hisli olsun yeter.

tv yayınınız var mı şu anda? aradım genel arıza diyorlar ama apartmanda mı yoksa bölgesel mi öğrenemedim, sağ olsun telesekreter abla bilgi verip kapattı.

medeni olmak insan doğasına aykırı mı?

medeniyet insanın eskiden, çok eskiden beri sahip olduğu içgüdüleri bastırabilmesidir. mesela çiftleşmek en temel içgüdülerden biridir, medeni olmak her önüne gelenle çiftleşmeyi yasaklar.
bu tartışma şunu da konuşmayı gerektiriyor: insan hayvandan farklı mıdır? eskiden hayvandık, düşündük zekalandık başka bir şey mi olduk? aramızda olamamışlar var, hatta çoğunluğumuz böyle. eğitilmedğimiz sürece hepimiz hayvan oluyoruz. mesela görgü kuralı öğrenmemiş adam yolda gördüğü ve ilgisini çeken göte dik dik bakıyor ve "hayvan" oluyor. yemek yerken ağzını şapırdatıyor, eliyle yiyor, konuşuyor; "hayvan" oluyor. demek ki "default" olarak hayvan geliyoruz bu dünya'ya, peki neden başka bir şey olmaya çalışıyoruz?

insanoğlu olarak geldiğimiz noktayı medeni olmaya çalışmaya mı borçluyuz? medeni olmaya çalışmasaydık, olduğumuz gibi kalsaydık bu kadar ileri teknolojilere sahip olur muyduk?

oyun oynamaya çok vaktim olmuyor hep, arada girip yarım saat-1 saat kafa dağıtayım diyorum, var mı önerileriniz? yarış oyunu arcade de olabilir simülasyonumsu da, dövüşte sınır yok.

banggod.com'dan kuponum var, ne alayım? sırf kuponum var diye pahalı şeyler almak istemiyorum, 20-30 doları geçmese güzel olur. burada pahalı olup orada ucuz olan neler var mesela?(telefon kabı hariç) aklınıza ne gelirse...

bir arkadaş aradı acil paraya ihtiyacı varmış. malum, mesai dışındayız; nasıl hemen onun alabileceği şekilde para yollayabilirim? ortak çalıştığımız bir banka yok, sordu etrafındakilere onlarda da yokmuş.

edit: fastpay ile halletttik, teşekkür ederim.

şimdi malum yarın bim'de star wars çılgınlığı yaşanacak. mesaim 8'de başladığı için ve izin alamayacağım için yarın bim'e giden birinden bana da bir şeyler almasını isteyecektim. bir der meister olmadığımız için açmaya korktum ilanı, kimse yardım etmez diye. neden sonra aklıma der meister geldi! (doç commie sağ olsun)

şimdi mesela ben parayı der meister reyize göndericem desem, siz ona alır mısınız bişeyler? ben parayı ona vericem, o da tabii ki size vericek; neticede adam güvenilir. yapar mısınız, hı?
(ciddili soruyorum)

şimdi havale yaptım diyelim, yarın havale yapılan hesaptan en erken kaçta para çekilebilir? banka garanti bankası, şubeleri 9'da açılıyor; 9'da hemen yatar mı dersiniz?

bazı konular hakkında çok şey bilmek ve bunu iyi sunmak halk arasında bilmişlik olarak geçiyor. ukalalıktan farkı bilgiyi karşı tarafı rencide etmeden sunmak, çok şey biliyorum imasında bulunmamak; dimi? (son paragrafa kadarı kişisel dert siktirmelik bir durum, oraya atlasanız da olur)

iş yerinde bir kız var, en baştan takık bana. onun götünün zoruyla geldiği yere ben şıp diye geldim, onun işe girdiğinden beri öğrenemediği her şeyi 4 ayda öğrendim; müdür onun işlerini de bana verdi ondan daha iyi yaptığım için. takık olmakta haklı anlayacağınız, ben olsam ben de takardım.

bu kız bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak klişesinin canlı kanlı örneği. sağdan soldan duyduğu şeyleri kendi fikri ve adı gibi eminmişçesine anlatıyor. benim de bu tarz tiplere gıcık olma durumum var, günlük hayatta karşılaştım mı hatasını yüzüne vurmadan duramam. profesyonel hayat ve aynı odada çalıştığım kişi olması sebepleriyle kendisine bu kadar sert girişmedim. artık daha samimiyiz ve ben götünden uydurduğu şeylerin öyle olmadığını sakin bir tavırla aktarıyorum kendisine. daha doğrusu kendisini direkt düzeltmiyorum ama "ya ben şu şu sitede şöyle görmüştüm aslında öyle değilmiş o, şundan şundanmış" diye, hani çok da artislik yapmadan açıklıyorum. bu iddia etmeye devam ediyordu, ben ilk başlarda kanıt olayına girmiyordum. zaman geçtikçe nasıl olsa daha samimi olduk diye kanıt da sunmaya başladım, bu sefer bu "ben de şurada şurada gördüm valla, oranın yalancısıyım" diye çark etmelere başladı. ama asla kesmiyor, sürekli sıkıyor sağa sola.

bugün konu soğuktan açıldı, bu sürekli üşüyorum üşüyorum diyor. haftaya 6 derece düşecekmiş sıcaklık, onu dedi. ortamdaki diğer arkadaş "kar gelsin de en azından hava daha yumuşar" dedi. bu da başladı "yok efendim kar gelince o kadar soğuk olmuyormuş, yavaş olmuyor. saçma bi eski kafalı yorumu o, mikrop ölüyor diye diyorlar yoksa daha soğuk oluyor uydurmayın" diye yüksek perdeden cırladı. ben de liseden kalan coğrafya bilgimle "ya o muhabbet şundan olmuş olabilir; hani yağışlar alçak basınçla gelir ya, yüksek basınca ayaz deriz daha soğuk olur. alçak basınçta hava ılınır, yağmur da hava soğuk olduğu için kar oluyor; kuru soğuktansa kar yağarken o kadar soğuk olmamasının mantığı bu olabilir" dedim. bak allahsızın tekiyim, yine de yemin ederim üslubumun böyle naif ve ironiden uzak olduğuna. bu resmen kompleks yaptı, "biz sanki bilmiyoz coğrafya, kime ne öğretiyon sen, git bilmeyenlere caka sat" diye çıkıştı bana yine yüksek perdeden cırlayarak. benim şalter attı; bu kadar bilmeyen üstüne alınmadı da sen niye alınıp kompleks yaptın lan o zaman demeye getirdim. kompleksi özellikle kullandım bak, ehe. bu cevab veremedi, sonra ortam gerilince arkadaşlar konu değiştirdi falan. lan ben orada kendi fikrimi söyledim, kaç sene geçmiş üzerinden belki külliyen yanlış bir şey diyorum; madem çok biliyorsun söylesene doğrusunu.

bu tartışmadan hemen önce konu ateşti, ben yine kendi bildiğim şekliyle ateş düşürme konusunda compadrito reyizden öğrendiklerimi anlattım bilenden öğrendim diye. 2 dakika konuşmuşumdur ama rahat, tek tek anlattım hangi ateş yükselmesi durumunda neler yapılır falan. kısaca şey dedim, ateş vücudun bağışıklık sisteminin savaştığının göstergesidir; vücuda hasar verme seviyesine gelene kadar vücudu sıcak tutarsak sisteme yardımcı oluruz. eskilerin terletmeye çalışma sebebi de budur, anca sıcaklık tehlikeli boyuta gelirse ya da güneş çarpmalarında soğuk duş vs. iyi gelir dedim. bu yediremedi bu dediklerimi, yok efendim koca karı taktikleriyle sağlık hafife alınmazmış, ciddi şeymiş, bırakın bu işleri demeye getirdi. ben de yine ekledim kendi fikrim değil valla, yetkili abilerden duydum diye ama onun dediğinin üstüne zıt bişey demedim.

biliyorum amk çok uzun oldu ama içimi dökmem lazımdı :/ isteyen bundan sonraki soruyu direkt cevaplayabilir.
şimdi benim bu yaptıklarım bilmişlik mi ukalalık mı? bilmişlik olsa bile tepkiyi hak edecek bir durum mu? durum ne: bildiğim şeyleri kimseye saldırmadan anlattım. hitabet konusunda iyiyim, güzel güzel anlatırım bazı şeyleri; bu açıdan sürekli bilmişlikle suçlanmaya alıştım. üslup olarak çok tepeden anlatmam ama teknik olarak lafı gevelemeden, sağlam kanıtlar kullanarak anlattığım için insanlar şaka yollu da olsa artise bak diye takılırlar. fikrine güvendiğim insanlara özellikle sordum, acaba rahatsız edici bir şey var mı diye ama o tarz bir şey demediler.

olayda bahsi geçen arkadaşın genel hazımsızlığı ve kompleksli oluşu bu tepkiyi vermesinde etkili olsa da genel olarak bu tarz bir yaklaşımla karşılaştığım için sormak istedim. bilmiş olmak, bişeyleri bilmek ve güzel güzel anlatmak suç mu? istesem çok güzel ukala olabiliyorum bak, bilerek ukala davrandığım kişiler de var. aradaki farkı kasıtlı olarak ayarlayabildiğimi düşünüyorum yani, ondan sordum.
okuyanlara özellikle teşekkür ederim.

tr.aliexpress.com

içi gözüken saat hevesim var, über kaliteli bir şey olmasına gerek yok; bir süre sonra takmaktan vazgeçebileceğim şeye tonla para harcamak istemiyorum. 200-300 arası fossil'ler var ama hiç birine aşık olmadım o yüzden almadım. buna da olmadım gerçi ama 60 lira çok bişey değil sanki. ne diyonuz, sizce o kadar eder mi, alayım mı?

kuzenim milyoner mülakatına çağrılmış, ben işteyim yardım edemiycem. esenler'de inip metroya binip yenibosna'da inicek, sonra dolmuşa binicekmiş, binanın önünden geçiyormuş dolmuşlar, öyle okudum internette; doğru mu? metronun hangi çıkışından çıkıp dolmuşları tam nerede bulucak? ya da başka bir yol var mı?

sırf lezzetine bayıldığınız bir yiyecek için maaşınızın yüzde kaçını harcıyorsunuz 1 ayda? bahsettiğim şey hamburger de olabilir, balık da olabilir, kuru fasulye de olabilir, baklava da olabilir.

merak ettiğim şey damak tadınız için bütçenizi ne kadar zorladığınız. ben sırf sevdiğim şeyleri yemek için maaşımın 4.5-5'te 1'ini harcıyorum mesela, çok mu bilemedim. özellikle bir yere gidip yediğiniz şeylerden bahsediyorum yani, lahmacun seven birinin karnını lahmacunla doyurması gibi değil de, "yarın şunu yemeye şuraya gidiyoruz" gibi.

kim döver, hangi sırayla döver; neden?

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
youtu.be
www.youtube.com

herkes galibinden canlı bir performans koysun şölen olsun.

urun.n11.com

şöyle bir şey lazım bana ama direkt atlamak istemedim buna. kullandığınız bir ürün var mı, nelere dikkat etmem lazım mesela bakarken. mümkünse gidip elden kontrol etmek istiyorum, nerelerde bulurum fiyat uçmadan? soğutucu olmasına gerek yok ama olursa güzel olur.

birazcık steam özürlüsüyüm de, acaba mevcut oyunlara ek olucak mı 1 aralık'a kadar devam eden süreçte? alacaklarımı aldım, hala kovalamaya gerek var mı onu merak ediyorum.

isteyen de "bu fiyata kaçmaz" önerilerini yazsın hadi, çok boş oldu soru.

facebook akışıma yabancı geyik sayfalarından çok caps düşüyor şu uçak muhabbetinden beri. normalde bu kadar yankı uyandırmazdı sanki bizim kritik politik gelişmelerimiz, işin içinde rusya olduğu için mi böyle oluyor sizce?

www.facebook.com
www.facebook.com

yurtdışında yaşayanlardan duyduğunuz yorumları paylaşabilirsiniz, merak ettim.