Ekşi Duyuru

S.B

Haftanın sonuna gelmişken, can sıkıntısından ölüyorken...

www.youtube.com

ps: south park içerir

müzik önerisi varsa alırım...

hakkında bilgisi olan mesaj atabilir mi?

bu şiir 2013 yılından. yazıldığında kafam çok iyiydi (alkolden değil), çıkış noktası da arkadaşımın evinde, yerdeki lambanın tavandaki gölgesini isa'nın çivili tacına benzetmiş olmamdı (işte o kadar iyiydi). yazıldıktan sonra hiç düzenlenmedi.

ah tanrım, sahip çık oğluna
bir yetim kadar yalnızım şimdi.
bileklerimden çivilendim ölüme
şimdi tutmazsan elimi
ne zaman tutacaksın?

bahşedilen nefes boyu,
yürüdün bu yolu.
sırtında dört dünya yükü.
bulamadın, sırtlanacak dölü…
kızma bana, belki de kısırdı insan.
belki de
bileklerinden çivilenmedin,
bileklerinden çivilettin!

kim getirmiş aklıma bu sözleri?
bu, şiirleri kim yazdırmış bana?
sen fısıldamadın mı kulağıma?
seçemediysem doğru kelimeleri,
sorumlusu dile getiren mi?
suçlu, dinlemeyen o beden eylediklerin.
suçlu, seçtiğin kelimelerin.
bu senin suçun baba.
beni bileklerimden sen çivilettin

madem kalbine hayat bahşeden benim.
madem sözlerin benim eserim,
böyle isyan ederken dizdiğin
şu kelimeler hangimizin?

kendin cennet izlerken,
bana cennet düşleten
ben buranın yedi kat dibinde
sen göğün yedi kat üstünde.
daha fazla gömemezsin beni derine.

fikir, elmastır oğul.
seni zanaatkar sandım.
tüm dünya gelmediyse peşinden,
hiçbir işe yaramadı
söküp, at kelimeleri kalbinden
intikam sana göre değil,
sen sessizlikle sevişirsin.

oğlunu yanına alma yolun yüzünden
diğer çocuklarını yakma.
herkes başrol değil ya
figüranlar da var masalda.
judas’ı on üçüncü yapıp,
baştan yazmıştın sonunu,
kurmuştun örümcek ağını
kötü olmak, ona kalmıştı.
kimin kaderi
kim yazmıştı?
benim babam mı?

baba ben geldim!
aç kapıyı,
dünyayı fetheden oğlun.
öldürdüler beni
onların dünyasının kahramanı
senin masalının figüranıyım.
aç kapıyı!
al beni cennetine,
baba, sana geldim,
affet oğlunu…

tür, tarz, dil fark etmez. sevdiğiniz bir ya da daha fazla şarkı istiyorum yalnızca.

www.youtube.com

"maybe i am just a road
dreaming, that i walk"

2.5 aylık tekir dişi kedi, yaşına göre şüşko. aşşşırı saldırgan, nerede el, ayak görse saldırıyor puşt. ama sorun değil bu, alıştık.

Bu at kafası annemin saksılarının canına okuyor. Topraklarını eşiyor, saksıları deviriyor, yaprakları ısırıyor bazen. Buna nasıl engel oluruz? Saksılar evin salonunun bir köşesinde 4 m2 falan bir yer kaplıyor.

Bu sizi rahatsız ediyor mu?

Yanlış anlaşılmasın, "buyrun" anlamında değil, "Evet efendim." ya da "bilmem ne bilmem ne efendim." gibi.

Biraz önce firmaya bir kurye geldi, her cümlesinin sonunda "efendim" diyordu ve çok rahatsız etti.

Kimse kimsenin efendisi değil ki :/

Cafelerde, restoranlarda ya da herhangi bir yerde, size böyle hitap edilmesi rahatsız ediyor mu? Bu durumdan keyif alan var mıdır?

Yaşamak için motivasyonunuz nedir? Var mı böyle bir şey? Yoksa sadece bunu düşünemeyecek kadar yoğun musunuz? Düştüğünüz zamanlar olmuştur, nasıl kalktınız, bunun için motivasyonunuzu nasıl buldunuz?

edit: durup dururken yine aklıma geldi bu: www.youtube.com

"Hey, did I apologize to you for... You know... I just wanted to say I'm sorry. And thank you. Oh! And one more thing, please, help me fly!"

SB.

Ve en önemlisi? ikisi aynı şey olmak zorunda değil.

Hayatınızı değiştiren karar da olabilir.

Tanrının telesekreterine ne mesaj birakirdiniz? Ya da öldünüz ve tanrı karşınızda. Ne derdiniz ona?

sorunun kaynağı için: www.youtube.com

edit: hangi tanrı? fark etmez, yerin ve göğün yaratıcısı, her şeye hakim olan, bilen gören, her şeye gücü yeten vs.vs. bir tanrı var ve onunla iletişime geçme şansına sahipsin.

"allah kahretsin, ölsün de kurtulsun artık, ne çekti be!" gibi türk dizisi kıvamında bir şey aramıyorum. oslo 31 august gibi olabilir, kanser olayım izlerken. blue valentine gibi de olabilir.

aslında lafı uzatmanın anlamı yok, dediğim gibi, izlerken kanser olayım. varoluşsal problemler olur, trajediler olur...

oslo 31 august'u izledim diye reprise'ı önerenler çıkabilir, onu da izledim.

şimdiden teşekkür ederim.

edit: aaand it's gone!

burada bir şey denemiştim:

edit: aaand it's gone!

we're all mad here!

edit: aaand it's gone!

ps: ölene kadar başka ifşa yok artık. hepsini tükettim bu gece.

daha yakin tarihli

edit: aaand it's gone!

HIT ME!



not: eski fotograflar. simdi daha korkunc gorunuyorum.


aaand it's gone!

Protest gruplar / şarkılar önerebilir misiniz? Politik olmak zorunda değil.

Pain of salvation, rage against the machine, tool, Pink Floyd gibi gibi gibi

Ayrıca progressive albumler de cok makbule geçer, pain of salvation's be ya da dream theater'in metropolis pt. II scenes from a memory gibi konsept albümler tercih sebebidir. Konuyu anlamak için kafa yormayi gerektirecek sözler de muhteşem olur.

Lise 1'den beri hiç kavga etmedim. Lise 1'e kadar da çok çok çok nadir. Zaten kaçınılmaz olana kadar (karşı taraf saldırana kadar) hep kaçınmaya çalıştım kavgadan. Hiç dayak yemedim. Bir defa çok yaklaşmıştım dayak yemeye ama çocuğun boynunda atkı vardı, iki ucundan birini çektim, şansıma doğru olandı, boğuluyordu az kalsın, bıraktım öyle kaldı.

Yarebbim sanırım hayatımda sorduğum en salakça soru ama cidden merak ediyorum.

Aslında gerekçem şu, somut bir sorun istiyorum. Somut bir acı istiyorum. Böylece kendi soyut acılarımın önünü kesebilirim belki diye düşünüyorum.

Sorum şu, insanının gururunun incinmediğini varsayarsak, dayak yemek rahatlatır mı?

Gururu nasıl incinmeyecek derseniz de, sebepsiz bir kavga olabilir, yani kavga etmek için başlatılan bir şey. Fight Club'taki (Allah affetsin) Tyler Durden ve anlatıcı arasındaki (aslında anlatıcının kendi kendini dövdüğü) sahnedeki gibi ama iki kişi...

edit: iki örnekle geldim.

25th Hour: www.youtube.com

Fighht Club: www.youtube.com


edit2: soruyu şöyle düzenleyeyim isterseniz, fiziksel bir acı soyut bir acının önüne geçebilir mi?

edit3: rastgele biriyle kavga etmekten bahsetmiyorum. örnek de verdim, neden anlamadınız ki... :/

Make your choice Neo.

Hangisi?

Buster: www.youtube.com (Altyazıyı açabilirsiniz)

Ps: Chaplin'i herkes biliyor diye link ekleme ihtiyacı duymadım.

Bir işten kurtulmak için, azar yememek için vs. herhangi bir sebepten dolayı söylediğiniz en büyük / çirkin yalan nedir?

Olduysa ne hissettiniz, eğer tanıklık ettiyseniz yakınları ne hissetti?

Herhangi bir şekilde hayatını yitirmiş birine verilen tepkilerden farklı mıydı?

BABA OLDUM!

dün sokakta buldum. kutuda durmadı hiç. kucağımda oturdu bütün akşam. normalde sert seyler dinlerim ama korkmasın ssakinleşsin diye yol boyu camel dinledik. ishal olmuş. veteriner temizledi biraz. kum falan aldık. bir gözü biraz kapalı. ilaç verdi onun için.

ilk kakasını tişörtüme yaptı :( yatağıma çıkıyor devamlı. ben yanındaysam muhakkak göğsüme yatıyor, hatta boynumla omzum arasına kıvrılıyor. ikinci kakasını kumuna yaptı. üçüncüsünÜ de bu sabah yatağıma yaptı :( çıkabiliyor ama inemiyor :(

neyse, üç-dört haftalık dişi, camel ve andy timmons seviyor. isim önerisi alayım.

not: fotoğrafta biraz bakımsız ve çirkin farkındayım ama çok güzel olacak :B

i.hizliresim.com

bacilar! gardaşlar! geliyor gönlümün efendisi!

23 mayıs'ta zorlu psm'de.

ehm. konsere gidecek olan var mı?

ps: eğer konserden hemen sonra ölürsem bildiğin zirvede bırakmış olucam yau!

edit: canlı performans için: www.youtube.com

Efenim, yemek yapmayı bilmeyen fakat meraklı bir erkek bireyim. Ailemle yaşıyorum, çalışıyorum. Dün ilk defa köfte yoğurdum ve lezzetli olduğunu söylediler (tuzu azmış sadece). Hatta babam bile beğendi -ki beğense bile pislik olsun diye beğenmediğini söyleyebilecek potansiyele sahip. Açıkçası bana da iyi geldi, rahatlattı biraz. Çok da kolaydı zaten yapması, bir numarası yoktu yani.

Bu akşam da başka bir şey yapmak istiyorum fekat hiçbir fikrim yok. Lezzetli önerilerinizi alabilir miyim?

Neden deneylerde çoğunlukla fareleri kullanıyorlar?

Daha fazla kullanılan bir canlı var mı? Yoksa fareleri aslında o kadar kullanmıyorlar da gözümüze o şekilde mi sokuluyor tvlerde vs?

edit: sözlükte şunu buldum:

farelerin deney hayvanı olarak tercih edilip kullanılmalarının sebepleri $unlardır:

* küçük olup çok yer kaplamamaları,

* bir seferde çok sayıda* yavru doğurdukları için çok dü$ükn maliyetlerle ihtiyaca cevap verebiliyor olmaları,

* farelerden alınan sonuçların insanlara uygulanabilme ihtimalinin yüksek olması.

18.08.2009 00:48 robinbook

Hiç var mı çevrenizde böyle biri? Hayatının bir döneminde inançsızken sonradan müslüman, hıristiyan ya da deist vs. olan ya da din değiştiren? Nasıl oldu?

edit: kobuzchu kiz'in cevabı sonrası soruyu düzenledim.

Anksiyete atağı geçirdiğinizde (özellikle iş yerinde) ne yapıyorsunuz? Ne yapmak lazım? Oturamıyorum. Hiçbir şey yapamıyorum.

and it's gone.

Putların Alacakaranlığında'yı okuyorum şimdi. Şöyle bir yer var:

"Eğer hayatın "niçinine" sahip olursak, "nasılını" hiçbir zaman öğrenemeyiz. İnsan yalnızca mutluluğun peşinden koşuşturup durmaz. Bunu bir İngiliz yapabilir yalnızca."

Okuyunca güldürdü son cümleyle ama neden böyle bir şey demiş ki?

www.youtube.com

var mı bunun gibi ya da epitaph gibi parçalar.

aşağıdaki görseldekiler sevdiğim gruplar, sanatçılar. onların türlerinden pek bilinmeyen şeyler çok iyi olur. ya da fark etmez, ne istiyorsanız...

i.hizliresim.com

i.hizliresim.com

"Komşusu açken tok yatan bizden değildir"

Muhammed

bir de:

"İlk taşı günahsız olanınız atsın"

Jesus M'fukin Christ

kafası kesilesi bir kafir olarak bu iki cümle benim çok hoşuma gidiyor. tam olarak "hayat felsefesi yapılası" değil de, insanı iyiliğe ya da kendini sorgulamaya sevk eden cümle, söylem önerisi olan var mıdır?

edit: üzerime aforizma atın

edit 2: din adamları ya da benzeri şeylerden olmak zorunda değil.

dün gece bunu www.youtube.com

loopa alıp uyumuştum. bu gece başka bir şey istiyorum, şöyle sakin, patlamaları olmayan kısa - uzun fark etmez video var mı? türkçe olmasın. konuşma olsun sadece. müzik içermesine de gerek yok.

İşyerinde biri var kuru fasulyenin yanında bulgur pilavı, nohutun yanında da pirinç pilavı gider diyor. ben de tam tersini iddia ediyorum. siz ne diyorsunuz?

ps: elbette ikisi de ikisinin yanında gidebilir ama en uygununu soruyorum.

ps2: elbette kişiden kişiye göre değişir ama ben şahsi görüşlerinizi soruyorum ve çevrenizde yaygın olarak nasıl yapılıyor, onu öğrenmek istiyorum.

www.youtube.com

birkaç yıl önce keşfetmiştim, azam ali'nin söylediği dahil, birkaç farklı versiyonu var ama en sevdiğim bu.

yanlış hatırlamıyorsam kadın bir ozan, bir başka erkek ozana aşıktı fakat başka biriyle evleniyordu. sevdiği adam öldükten sonra bu eseri yazıyor diye biliyorum.

sakin ya da ilginç konulu parçalar varsa alabilirim buradan.

Çok acımasız olmayın...

edit: resim gitti.

ölümden sonra bir yaşama inanıyor musunuz? yoksa fiş çekildikten sonra bilincin kapanıp, mutlak hiçliğe gömüleceğinizi mi düşünüyorsunuz? ya da başka bir inancınız var mı?

bir soru daha, tanrının sevgisinin ve merhametinin sonsuz olduğu söyleniyor, öyle bir yaratıcı kendisine inanmayanları bile affetmez miydi?

"eternal suffering awaits for anyone who questions god's infinite love."

"tanrının sonsuz sevgisini sorgulayanları ebedi ızdırap bekliyor."

b. hicks

4:40 itibariyle başlayan arabesk melodinin geçtiği orijinal bir şarkı var mı? bilen var mı başka nerede geçtiğini?

www.youtube.com

ps: şarkının tarzını (arabesk değil) sevmeyenler de bir baksa ne iyi olur. belki bir bilen çıkar. fena takıldım.

Başka bir şeye bağımlı olmadan, bir insana olan bağımlılığımızı nasıl yeneriz?

devamlı düşünme, iletişime geçme isteği, iletişime geçemeyince öfkelenme, hayal kırıklığına uğrama

ps: spor harici

edit: sorunun içeriğini daha özele indirdim.

ediy 2: sorunun içeriği değişince soru tipi de değişti.

eğer bu şekilde sıralayabildiyseniz en sevdiğiniz şarkıyı, öyle bir şey yoksa da bu aralar takıldığınız şarkıyı atar mısınız üzerime?

ilk taşı da ben atayım, bu aralar yine fena takıldım

pain of salvation - disco queen (progressive pop?)

www.youtube.com

s.b.

ilki de benden gelsin

cok var ama bu aralar takıldıgım:

andy timmons - cry for you www.youtube.com

çıplak ellerini vücuduna daldırıp ciğerlerini söküyor sanki.

edit: eheh hadi enstrümantal sart olmasın.

Ben bu adamları çok seviyorum. Müziklerini, sözlerini vs.

Bu ayarda başka grup var mı bildiğiniz? Anarşik?

Örnek için bir video (1.03'teki pankarta dikkat): www.youtube.com

not: prophets of rage'i biliyorum.

spotify'da önerilen benzer grupların da içerik olarak ratm ile alakası yok.

Ambulanslar hastayı yetiştirirken ya da hastayı almaya giderken trafik kurallarından münezzeh oluyorlar sanırım. Kırmızı ışıkta vs. geçebiliyorlar ya da geçiyorlar diyelim. Böyle bir durumda, ambulans kırmızı ışıkta geçti ve o sırada yeşilde geçen bir araçla çarpıştılar. Suçlu ambulans, iş o noktadan sonra nasıl yürüyor ya da yürüyordur?

Ambulansın bağlı olduğu hastane mi karşılıyor masrafları?

Bir de diğer araç hatasız da olsa, kazaya karıştığı için sigorta ya da kasko bedeli artıyor mu yine?

Bir de diğer araca tamamen hatasız diyebilir miyiz? Sonuçta ambulansın sireni ve uyarı lambaları çalışıyor.

edit: su videoda görünce aklıma geldi: www.youtube.com

1:38'den itibaren

11 gün oldu işe gireli. İlk işim diyebilirim. Dış ticaret sorumlusu olarak girdim. Firma 20'sinde avansları, 5'inde mayışları yatırıyor.

Beş parasızım. Dün avanslar dağıtılmış, kimse beni çağırmadı :(

mayışa var daha 15 gün.


Should I Stay or Should I go?




bilgilendirme icin edit: (kimin umrundaysa?):

ahohohoy

iyi ki istemisim. normalde bana avans verilmeyecekmis, maasın tamamı ayın 5'inde bankaya yatacakmıs.

ama simdi cok fakir oldugum icin 500 lira verdiler.

artık o kadar fakir degilim...

Çorlu'yu bilen var mı? Arada bir takılabileceğim düzgün rock bar ya da benzeri mekanlar var mıdır?

cok sapıkca degil mi?

Sb

ne kadar doğru? ne kadar mantıklı?

yok efendim çevresindekileri hiç mi düşünmemiş, yok hiç mi sevmiyormuş. peki yaşamak istemeyen bir insanı sırf üzülmemek için acı çekmeye devam etmesini istemek nedir?

insanlar intiharı neden anlamıyorlar? neden zerre kadar hak vermiyorlar?

edit: bunun çok geniş bir konu olduğunun farkındayım. bir - iki şey eklemek istiyorum:

ölüm / ölmek bana korkutucu gelmiyor. aksine bir tür kurtuluş olarak görüyorum. cennet / cehennem sorun değil, ille de bir şeyi varsayacaksam asıl istediğim ve varsaydığım şey "mutlak hiçlik." her şeyin son bulması, bir daha hiçbir şeyin olmaması.

ölüm belki de olabilecek en kişisel şey. toplu bir intihar girişiminde bile herkes tek başına ölür. kişinin tepeden tırnağa kendini düşünerek gerçekleştirdiği bir eylem, bu yüzden elbette bencilliği yadsınamaz.

insanların buna sadece "bencillik" deyip geçmesi basite indirgemek oluyor. yani, "ölüm" yahu? bir daha değiştirmek şansı olmaksızın her şeyi değiştiriyorsun, bu kolay bir şey mi?

çok uzadı. özetle bu kadar büyük bir şeyin "bencilliğe" indirgenmesine kızıyorum ben. sanki keyfi bir eylemmişcesine.

Eskişehire gidiyorum. Şunu yapmadan dönme diyeceğiniz neler var?

veya yapıldığına tanık olduğunuz en aptalca şey nedir?

sonra ses kaydı aldım, şimdi de burada paylaşıyorum. metinle ilgili ne düşündüğünüzü merak ediyorum. bir de tabii bunalıyorum ve böyle bir çılgınlık yapmak istedim. sonuc olarak, ne diyorsunuz?

youtu.be

mutsuzken etrafımdaki herkesi çok fazla kırıyorum. üzüyorum. bağırıyorum, çağırıyorum. aptalca şeyler söylüyorum. sanki mutsuzluğumun sebebi onlarmış gibi; bilinçsizce kırıcı konuşuyorum. sonra deli gibi pişman oluyorum. nasıl düzeltilebilir bu? ne yapılabilir?

yanınızdaki kişinin kabus gördüğünü görürseniz uyandırır mısınız? uyandırmak gereklilik mdidir?

edit: gereklilikten kastım, kabus görürken uyandırmak iyi mi olur onun için?