Bugün kayıt oldum, şu şu tarihte ders kaydını yap, danışman hocani seç, dersler şu günde başlıyor haberin olsun vs hiçbir şey söylemediler. Sitede de ağustos, eylül, ekim programı bomboş. Sitelerinde yayinlarlar mi? Bilen aydınlatabilir mi?
Selamlar.
Marmara Üniversitesi Istatistik tezli yüksek lisans programına yedeklerden kesin kayıt hakkı kazandım. Mezuniyet belgemin aslı kayıp, aslı gibidir lerin de fotokopisi var elimde. Kayıp ilanı verdim, diplomam henüz çıkmadı. Mezuniyet belgemin aslı elimde olmadığı için mezun olduğum üniversiteden aslı gibidir belgesi de alamıyorum. Elimde yalnızca fotokopiler var yani.
Yarın kayita gittiğimde yanımda ne götüreyim de kayıt için sıkıntı çıkmasın? Gazeteye verdiğim kayıp ilanını götüreyim mi misal? Ya da mezun olduğum üniversiteden mezun olduğuma dair bi dilekçe ve isteyeyim mi?
Marmara Üniversitesi Istatistik tezli yüksek lisans programına yedeklerden kesin kayıt hakkı kazandım. Mezuniyet belgemin aslı kayıp, aslı gibidir lerin de fotokopisi var elimde. Kayıp ilanı verdim, diplomam henüz çıkmadı. Mezuniyet belgemin aslı elimde olmadığı için mezun olduğum üniversiteden aslı gibidir belgesi de alamıyorum. Elimde yalnızca fotokopiler var yani.
Yarın kayita gittiğimde yanımda ne götüreyim de kayıt için sıkıntı çıkmasın? Gazeteye verdiğim kayıp ilanını götüreyim mi misal? Ya da mezun olduğum üniversiteden mezun olduğuma dair bi dilekçe ve isteyeyim mi?
Insanlar o kadar mutsuz ve saldırgan ki sokağa çıkmaya korkuyorum. Otobüste bile millet birbirine ters ters bakiyo, biri bi şey dese de sarlasam diye. Böyle hissetmemiz çok doğal, farkındayım ama hafiften tirsmaya başladım.
Neleri küfürden sayiyorsunuz?
Bugün bi cevabimda "Sktiret" dedim diye uyardı mod bi arkadaş. Sorun değil, silinsin cevabım, cevabinda değilim de az önce başka bi cevapta "Kimin gt altına gideceği belli olmuyor" yazacaktım. Yazmadım, sildim. Bu da mi küfür oluyor? Küfürle küfürlü söyleyiş, argo arasındaki farkı gozetecek misiniz yoksa adam olalım, akıllı olalım sktirli, gt lu konuşmayalım mi bi zahmet?
Ne diyonuz? Kendimi kisitlanmis hissettim de. Amacım laf sokmak değil. Konuşalım, anlaşalım. Yazma derseniz, çoğunluk da onaylarsa yazmiycam.
Bugün bi cevabimda "Sktiret" dedim diye uyardı mod bi arkadaş. Sorun değil, silinsin cevabım, cevabinda değilim de az önce başka bi cevapta "Kimin gt altına gideceği belli olmuyor" yazacaktım. Yazmadım, sildim. Bu da mi küfür oluyor? Küfürle küfürlü söyleyiş, argo arasındaki farkı gozetecek misiniz yoksa adam olalım, akıllı olalım sktirli, gt lu konuşmayalım mi bi zahmet?
Ne diyonuz? Kendimi kisitlanmis hissettim de. Amacım laf sokmak değil. Konuşalım, anlaşalım. Yazma derseniz, çoğunluk da onaylarsa yazmiycam.
Ailemle yaşadığım sıkıntıları az çok biliyorsunuz. Bilmeyenlere kısaca özet geçeyim: 30 yaşındayım ve ailemle yaşıyorum. Otuz senede yalnızca bir kere altı aylığına ayrı eve çıktım. Ilk üniversiteli üç sene okuyup bıraktım, diğerini bi sene uzatmali bitirdim. Mezun olduktan sonra bi sene birkaç ise girdim, çıktım, hiçbirinde tutunamadim. Son isimden bir yıl önce ayrıldım, sonra çok büyük bi yıkım yaşadım. Iki üç ay ruh gibi gezdim, kendimi öldürmek istedim. Yeniden tedaviye başladım.
Kasım 2015 gibi ücretli öğretmenliğe başladım, bi ay çalıştım. Çok iyi geldi. Dedim o zaman öğretmenlik yapayım. Bi sürü formasyon başvurusu yaptım, birine kayboldum. Bu ay bitiyor. O esnada da kpss'ye hazırlanmaya başladım. Ilk sınavların sonuçları iyi. Kpss olmazsa diye yüksek lisans başvuruları da yaptım. Çok büyük ihtimalle Marmara'ya basliycam önümüzdeki dönem. Oabt'den çok umutlu değilim ama yine de atanma şansım var.
Peki ben bu kadar şeyi niye yaptım? Ayrı bi hayatım olsun, kendi ayaklarımın üzerinde durayım diye. Yoksa sabah uyandığımda yataktan kalkacak takatim yok. Kendime inancım, gelecekten beklentim falan hiçbir şey yok. Sadece daha huzurlu bi hayat istiyorum. Bunca zaman işlerin kendiliğinden yoluna girmesini bekledim, her şey için bekledim. Hiçbir şey olmadı. Şimdi de kendimi oradan oraya atıyorum. Çok para kazanmak istemiyorum, evlenmesem, çevremde kimse olmasa da olur. Ama bu evde yaşamak istemiyorum. Yani bi sene daha böyle yaşarsam kendimi oldurecegimi biliyorum. Yetişkin dünyasına adım atmam gerek artık.
Sadede geleyim; bugün üniversiteye önlüyor dilekçesi verdim. Eve geldim, annem oraya nasıl gideceksin dedi. Evet bana karşı tutumları bu şekil: Ben hala lise son sınıfım bu evde. Bi iki geveledim sonra oralarda bi ev bulur, yerleşirim dedim. Daha önce konuştuk bu mevzuyu defalarca, onlarla birlikte yaşamak istemediğimi biliyor. Suratını asti yine. Nasıl yapıcan, kirayı nasıl odiycen, evin masrafı ikiye bölünecek bilmemne. Sonunda da olmadı biz de senle tasiniriz dedi. Ben de zaptetemedim kendimi, "Nereye geliyorsunuz benle ya, ben sizle yaşamak istemediğim için ayrı eve çıkıyorum" dedim. "Tamam kızım, sen bilirsin" dedi de bi mahzunlasti yani. Içim sıkıldı. Niye bu kadar zora sokuyorlar bu işi? Kaç yaşında insanım. Her şey üç kat zor oluyor böyle davrandiklari için. Tavrım ne olmalı?
Teşekkürler.
Kasım 2015 gibi ücretli öğretmenliğe başladım, bi ay çalıştım. Çok iyi geldi. Dedim o zaman öğretmenlik yapayım. Bi sürü formasyon başvurusu yaptım, birine kayboldum. Bu ay bitiyor. O esnada da kpss'ye hazırlanmaya başladım. Ilk sınavların sonuçları iyi. Kpss olmazsa diye yüksek lisans başvuruları da yaptım. Çok büyük ihtimalle Marmara'ya basliycam önümüzdeki dönem. Oabt'den çok umutlu değilim ama yine de atanma şansım var.
Peki ben bu kadar şeyi niye yaptım? Ayrı bi hayatım olsun, kendi ayaklarımın üzerinde durayım diye. Yoksa sabah uyandığımda yataktan kalkacak takatim yok. Kendime inancım, gelecekten beklentim falan hiçbir şey yok. Sadece daha huzurlu bi hayat istiyorum. Bunca zaman işlerin kendiliğinden yoluna girmesini bekledim, her şey için bekledim. Hiçbir şey olmadı. Şimdi de kendimi oradan oraya atıyorum. Çok para kazanmak istemiyorum, evlenmesem, çevremde kimse olmasa da olur. Ama bu evde yaşamak istemiyorum. Yani bi sene daha böyle yaşarsam kendimi oldurecegimi biliyorum. Yetişkin dünyasına adım atmam gerek artık.
Sadede geleyim; bugün üniversiteye önlüyor dilekçesi verdim. Eve geldim, annem oraya nasıl gideceksin dedi. Evet bana karşı tutumları bu şekil: Ben hala lise son sınıfım bu evde. Bi iki geveledim sonra oralarda bi ev bulur, yerleşirim dedim. Daha önce konuştuk bu mevzuyu defalarca, onlarla birlikte yaşamak istemediğimi biliyor. Suratını asti yine. Nasıl yapıcan, kirayı nasıl odiycen, evin masrafı ikiye bölünecek bilmemne. Sonunda da olmadı biz de senle tasiniriz dedi. Ben de zaptetemedim kendimi, "Nereye geliyorsunuz benle ya, ben sizle yaşamak istemediğim için ayrı eve çıkıyorum" dedim. "Tamam kızım, sen bilirsin" dedi de bi mahzunlasti yani. Içim sıkıldı. Niye bu kadar zora sokuyorlar bu işi? Kaç yaşında insanım. Her şey üç kat zor oluyor böyle davrandiklari için. Tavrım ne olmalı?
Teşekkürler.
Yapamiyoz mu?
Ben de bıktım kpss sorularimdan, yine de sorucam. Haftasonu oabt ye giricem. Durumum şu şekil, yerleşme şansım var mi?
- Ilk sınav sonuçları iyi. Ilk bindeyim.
- Oabt konularını yetiştiremedim. Soru çözme pratigim sıfıra yakın.
- Konsantrasyon, motivasyon yerlerde.
- Deneme çözerken süreyi yetiremiyorum.
- Deneme sonuçları tutarsız. Kırk net yaptığım da oluyor, 15-16 nete kadar düştüğüm de oluyor (50 soruda).
Moral olarak hazır değilim sınava. Bu tabloya göre atanma şansım var mi?
- Ilk sınav sonuçları iyi. Ilk bindeyim.
- Oabt konularını yetiştiremedim. Soru çözme pratigim sıfıra yakın.
- Konsantrasyon, motivasyon yerlerde.
- Deneme çözerken süreyi yetiremiyorum.
- Deneme sonuçları tutarsız. Kırk net yaptığım da oluyor, 15-16 nete kadar düştüğüm de oluyor (50 soruda).
Moral olarak hazır değilim sınava. Bu tabloya göre atanma şansım var mi?
Başvurduğum bölümde birinci yedegim. Yarın ve çarşamba günü yedek listesindekilerin onkayit için dilekçe vermesi lazım diyor. Gidip enstituye veriyoruz bu dilekceyi, değil mi? Bir de kesin kayıt hakkı kazananların tamamı kayıt yaptirdiysa dilekçe falan doldurmanız anlamı var mi? Sitelerinde herhangi bu bilgi yok, bu söylediklerime akademik takvimlerine bakarak ulaştım. Üniversiteyi arıyorum sürekli meşgul çalıyor. Aynı şeyleri yaşamış, yaşayan birileri varsa fikirlerini alayım diye buraya yazıyorum.
Benim birkaç bankada hesabım var şu an. Hepsinden toplasan beş bin lira girip çıkmıştır toplamda. Mesela x bankasindaki hesabıma iki kez 1500 den maaş yattı, y bankasindakine yine iki kez 1600 tl lik giriş çıkış oldu. Sonra ücretli öğretmenliğe başladım. Ona da 500-600 yattı falan. Bi senedir çalışmıyorum. Vize kabulü olmak için bankalardaki "Tek" Bir hesapta düzenli para giriş çıkışı olması gerekiyor, değil mi? Birkaç aylık bir ziyaret vizesi alacağım Macaristan'a, Sonra tabii geri donmiycem kalıcam da. Üç aylık vize vermeleri için benim burada düzenli bi gelirim vs olması gerekiyor değil mi? Yanına gideceğim aileden davet mektubu alacağım. Süreç nasıl işler? Daha önce arastirmadim, niyetim ciddi değildi. Bilen biri aydinlatabilir mi? Önce burada bi yıl düzenli çalışıp sonra mı bu tarz bi atraksiyona gireyim? Büyük ihtimalle devlet memuru olucam, Öyle olunca vizeyi daha mı kolay alırım?
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Ben çok sarsıldım, yorgun düştüm. Sinirlerim alt üst oldu. Çok öfkeliyim. Gezi olaylarında "Bu ülkeden sktrip gidicem" diyenleri, halka, memlekete kan kusanlari umutsuz olmakla, karamsarlikla suçlardim, ne olursa olsun umut var diye düşünmek istiyordum. Artık düşünemiyorum. Evden çıkmak istemiyorum, balkonlara, camlara asılmış bayrakları görmek istemiyorum. Küçücük çocukların bile aralarında darbe konuşmasına, TV lerde bismillah daha bu sabahtan başlayan hükümet, cumhurbaşkanı, kahraman halk guzellemelerine dayanamıyorum. Bu ülkeye, insanına, politikacisina, sözlerine, muhtirasina , bildirisine katlanamıyorum. Ölen insan sayısının en yakın önlüğü yuvarlanarak aciklanmasindan tiksiniyorum.
Daha fazla yazmak istemiyorum. Sizde durumlar nasıl? Gündelik hayata mi dönüyoruz şimdi, napıyoruz?
Daha fazla yazmak istemiyorum. Sizde durumlar nasıl? Gündelik hayata mi dönüyoruz şimdi, napıyoruz?
Şimdi ben bu dershane denen saçmasapan yerde, canım ölesiye sıkıldığı için insanları izliyorum sık sık. Dershane dediğim kpss hazırlık kursu. Aşağı yukarı bi senedir buradayım ve insanları tanıma fırsatım oldu az çok. Sigaraya çıktığımda muhabbetlerine dahil olduğum bi kız grubu var, yaşlar 25+, koca koca insanlar yani. Direkt soylemeseler de evli olmadıkları için no sex bi hayat yaşadıklarını tahmin edebiliyorsun. Ama misal konuşmalar yersiz bi şekilde cinselliğe kayıyor, İlk gece muhabbetleri falan. Bir de erkek arkadaşlarla inanılmaz samimiyet. Sürekli dokunsalar, yakın mesafeye girmeler, yanaktan makas almalar falan. Hoslaniyorlar desem benim random erkek arkadaş yani düz arkadaş oldukları tiplerle de böyleler. Ben olsam rahatsız olurum ya elin adamının koluna, yanağına falan niye dokunayım? Erkeklerde de aynı şeyi gözledim. Gereksiz bi yakınlık var aralarında. Dershanede olduğumuzu bilmesem orgy başlangıcı sanicam. Yani bin türlü yere girip çıktım, Bu gereksiz, pasif agresif dokunmatikligi bi lisede görmüştüm (onu ergenliğe veriyorum) bir de burada. Geçen çocuğun biri "A bakayım, telefon mu aldın?" diye çat elimden aldı telefonu, dibime girdi falan. Acayip sinir bozucu değil mi? Sen kimsin benim dibime giriyorsun?
Haksız mıyım?
Haksız mıyım?
Sunlarmis: m.imgur.com
Ekşi'de gördüm, millet nefret kusmus. Geçenlerde netflix yuklemistim, orada bile altyazı seceneklerinde Türkçe yanında Arapça da çıkıyor. Dünya da bizi Türk + Arap vatanı olarak görüyor demek ki doğal olarak. Benim anlamadığım, bunda bu kadar kızıp bozulacak ne var? Her otuz kişiden biri Suriyeli artık bu ülkede. Belki isteyerek, çoğunlukla mecburiyetten yeni yurtları burası bu insanların. Yok vatandaşlık hakkı verilmesin, tabelalar Arapça olmasın, kültürel mirasimiz yerle bir olacak, dejenere olacağız vs. Bunlar çok afaki hatta fasizan kaygılar değil mi ya?
Bastakine nefretlerini ülkeye aldığı multecilerden mi çıkarıyorlar? Nedir olayın aslı? Yazmış altına ingilizcesini de, arapcasini en sona yazmış. Ne var bunda? Bu insanlar olmasa, ülkeye zengin Araplar gelmese çok mu Avrupalı duruyorduk sanki?
Ne diyorsunuz?
Ekşi'de gördüm, millet nefret kusmus. Geçenlerde netflix yuklemistim, orada bile altyazı seceneklerinde Türkçe yanında Arapça da çıkıyor. Dünya da bizi Türk + Arap vatanı olarak görüyor demek ki doğal olarak. Benim anlamadığım, bunda bu kadar kızıp bozulacak ne var? Her otuz kişiden biri Suriyeli artık bu ülkede. Belki isteyerek, çoğunlukla mecburiyetten yeni yurtları burası bu insanların. Yok vatandaşlık hakkı verilmesin, tabelalar Arapça olmasın, kültürel mirasimiz yerle bir olacak, dejenere olacağız vs. Bunlar çok afaki hatta fasizan kaygılar değil mi ya?
Bastakine nefretlerini ülkeye aldığı multecilerden mi çıkarıyorlar? Nedir olayın aslı? Yazmış altına ingilizcesini de, arapcasini en sona yazmış. Ne var bunda? Bu insanlar olmasa, ülkeye zengin Araplar gelmese çok mu Avrupalı duruyorduk sanki?
Ne diyorsunuz?
Ya benim bu ara acayip sevgili yapasım var. Böyle de söylenmez biliyorum. Cinsel bi açlık değil de kalbim atsın istiyorum. Hayatım cidden katlanılmaz. Yani normal, standart adamı bile çileden çıkartacak bi hayati nevrotikliklr psikotiklik arasındaki çizgide bi i yana bi diğer tarafa sarkan gibi sallanan haleti ruhiyemle ha oldu ha olacak gayretiyle zor bela surukluyorum.
Bikaç haftadır tanıştığım biri var. O da ben gibi kpss ye hazırlanıyor. Bütün sene tanismamisiz, Keşke tanışsaydık. Bi de aynı okuldan mezunuz, İki alt dönemim. Bi sürü ortak arkadaş. Bugün kafam yerinde değildi pek. Ders çalışamadım doğru düzgün. Yine de bu çocukla konusabildik. Bana eti cin verdi fhhfdsg
Bi önceki duyurumda sevimsiz bi olaydan bahsettim. Şimdi yarın dershaneye gitsem saçma sapan mevzular dönebilir, gitmesem bu arkadaşla muhabbeti ilerletemem. On gün sonra herkes yoluna gidecek zaten. Ölü yatırım mi? Ama çok tatlı ya. Ehe ehe diye gülüyor sürekli. Yengeç burcu <3 ben de balığım, süper ikili olabiliriz, di mi? Facebook'tan ekledim, paylastiklarina baktım. Kafası da çalışıyor gibi az çok. Ya ben sürekli birilerinden hoşlanıyorum, öyle patetik bi sevgi açlığı içindeyim. Bi sevgilim ya da düzgün bi flirtum olsa rahatliycak gibiyim. Hayat acımasız, soğuk ve zalim, haksız ve hain bazı insanlara.... Azıcık romantizm kendime getirecek gibi beni.
Ehe ehe diye gülüyor, zararı dokunmaz bana di mi? Napayım? Yarın dershaneye gidip sağlam bi bağlama çekeyim mi? Mutlu olmak, sevmek sevilmek istiyorum. Bana şans dileyin.
İyi geceler.
Bikaç haftadır tanıştığım biri var. O da ben gibi kpss ye hazırlanıyor. Bütün sene tanismamisiz, Keşke tanışsaydık. Bi de aynı okuldan mezunuz, İki alt dönemim. Bi sürü ortak arkadaş. Bugün kafam yerinde değildi pek. Ders çalışamadım doğru düzgün. Yine de bu çocukla konusabildik. Bana eti cin verdi fhhfdsg
Bi önceki duyurumda sevimsiz bi olaydan bahsettim. Şimdi yarın dershaneye gitsem saçma sapan mevzular dönebilir, gitmesem bu arkadaşla muhabbeti ilerletemem. On gün sonra herkes yoluna gidecek zaten. Ölü yatırım mi? Ama çok tatlı ya. Ehe ehe diye gülüyor sürekli. Yengeç burcu <3 ben de balığım, süper ikili olabiliriz, di mi? Facebook'tan ekledim, paylastiklarina baktım. Kafası da çalışıyor gibi az çok. Ya ben sürekli birilerinden hoşlanıyorum, öyle patetik bi sevgi açlığı içindeyim. Bi sevgilim ya da düzgün bi flirtum olsa rahatliycak gibiyim. Hayat acımasız, soğuk ve zalim, haksız ve hain bazı insanlara.... Azıcık romantizm kendime getirecek gibi beni.
Ehe ehe diye gülüyor, zararı dokunmaz bana di mi? Napayım? Yarın dershaneye gidip sağlam bi bağlama çekeyim mi? Mutlu olmak, sevmek sevilmek istiyorum. Bana şans dileyin.
İyi geceler.
Bi kıza özel ders veriyordum. Dgs ye hazirlaniyormus. On saat ders işledik, 150 lira istedim Ankara'ya gidip gelmek için sadece. Bugün geldi, Sen anlatamıyorsun, paramı ver diyor. Dedim bende para mara yok, olsa senle işim ne? Akşamdan beri salak salak tehdit ediyo kendince. Yarın o parayı şuraya bırak bilmemne. 256753 yıldır özel ders veririm, Böyle bi vakayla ilk kez karşılaşıyorum. Diyorum nakit yok, kredi kartimda biraz var, bi şeyler alayım bari o parayla. Yok diyor yarın paramı ver. Laf da anlatamıyorsun. Attığı mesajları görseniz ağlarsınız. O derece insanlikdisi yani.
Bi de ortak arkadaşa söylemiş. O da bu tarzda Kezban bi tip. Ikisi birlikte çapraz ateşe aldılar "Parayı getir" diye.
Para falan istemiyorum sizden, Yanlış anlamayın da ne yapayım şimdi? Bi kere onun bana borcu var. Ben öğrenemedim, parayı geri ver gibi mallığı ilk defa görüyorum. Istenmez yani.
Parasını vermesem mesajla , oradan engellesem yolumu kesip sacmalayacak. Bi dünya laf. Fazla fazla verip susturayim mi? Param da yok, beklese vericez. Ne tiksinc insanlar var ya.
Sizce napayım?
Bi de ortak arkadaşa söylemiş. O da bu tarzda Kezban bi tip. Ikisi birlikte çapraz ateşe aldılar "Parayı getir" diye.
Para falan istemiyorum sizden, Yanlış anlamayın da ne yapayım şimdi? Bi kere onun bana borcu var. Ben öğrenemedim, parayı geri ver gibi mallığı ilk defa görüyorum. Istenmez yani.
Parasını vermesem mesajla , oradan engellesem yolumu kesip sacmalayacak. Bi dünya laf. Fazla fazla verip susturayim mi? Param da yok, beklese vericez. Ne tiksinc insanlar var ya.
Sizce napayım?
Çok tatlis bi abi değil mi ya? Duygusal ama tam yapış yapışlik sınırında fakat hiç de yapış yapış olmayan, böyle tuna kiremitçi çakalı gibi sevgili portfoyunu renklendirmek amaçlı kullanılmayan hafif kadınsı, sıfır erkeksi bi duygusallık. Süper adam değil mi ya? Inşallah yavşak değildir. Nazım in kadınlarla ilişkileri konusundaki yavşaklığı hala en büyük hayalkirikligi benim için. Bu adam öyle değildir di mi? Gerçi Nazım in yavşaklığı yakisiyormus kendisine de bu adama yakışmaz öylesi. Tuna Kiremitçi den beter sıçar yani. Çok tatlı bi adam değil mi?
Iki bölüm izledim, karakterler çok sevimsiz geldi. Ortada dönen olayın başlangıcı acayip gerizekalica.
---spoiler----
Metroda be bok yiyeyim diye sağa sola bakarken, tanımadığı ikisinin intiharina şahit olan ve saçını başını boyatıp onun yerine geçen 'rockci bi kaşar'.
Belli ki bunlar ikiz değil, üçüncüsü de çıktı ortaya. Onu da sniperla çat vurdular bismillah demeden. Kimse de demiyor ki lan noluyor?
---spoiler---
Devam edeyim mi? Umut vadediyor mu yine de? Ya da başka bi dizi önerin ama olur, Allah aşkına bull shit olmasın. Düz, sıradan insanı anlatsın. Kimse kahramanlık peşinde saçma salak işlere girmesin.
---spoiler----
Metroda be bok yiyeyim diye sağa sola bakarken, tanımadığı ikisinin intiharina şahit olan ve saçını başını boyatıp onun yerine geçen 'rockci bi kaşar'.
Belli ki bunlar ikiz değil, üçüncüsü de çıktı ortaya. Onu da sniperla çat vurdular bismillah demeden. Kimse de demiyor ki lan noluyor?
---spoiler---
Devam edeyim mi? Umut vadediyor mu yine de? Ya da başka bi dizi önerin ama olur, Allah aşkına bull shit olmasın. Düz, sıradan insanı anlatsın. Kimse kahramanlık peşinde saçma salak işlere girmesin.
Dağ bayır gezip pikenin topluyoz, onları gym centerlarda dovusturuyoz, poke topu biriktiriyoz, attigimizi vuruyoz, pokemonlarin özelliklerini upgrade ediyoz, arada buraya gelip "Ben şu kadar pokemon topladım, sizde ne var?" falan diye soruyoz. Bu mu?
Utorrent in uygulaması varmış. Indireyim mi? Kullanışlı olur mu? Kullanıyor musunuz?
Şu arkadaşın söylediklerini yaptım:
eksisozluk.com
Mobil veri kullanarak ve wifi baglantisiyla denedim, olmadı. Aynı uyarıyı veriyor. Telefonu kapat aç mi yapayım?
eksisozluk.com
Mobil veri kullanarak ve wifi baglantisiyla denedim, olmadı. Aynı uyarıyı veriyor. Telefonu kapat aç mi yapayım?
Bazı insanlar bunu çok sık yapıyor? Nasılsın, bi sorun var mi? diye soruyorsun misal. Yok ne sorunu? Niye bi sorunum olsun ki? Keyfim gayet yerinde, cevabı alıyorsun. Sohbet esnasında satır aralarında sürekli olarak bazen alakalı alakasız direkt şekilde "Hayatımdan çok memnunum, her şey yolunda. Işler tikirinda. Zaten mutsuz olacak bi şey de yok. Niye mutsuz olayım ki!" vurgusu yapıyorlar. "Kendimle çok mutluyum, barışığım." mesajları yerli yersiz. "Mutsuz olanlar neden mutsuz anlamıyorum, bak bana, ben çok mutluyum" lar. Kimsenin mutlulugunda da gözüm yok da bu tipler bi bana mi itici, samimiyetsiz geliyor. Gerçekten mutludur ya da değildir, onun kararını verecek kişi ben değilim de bu kadar üstüne basa başa vurgulamak neyin nesi ya?
Telefona spotify uygulaması kurdum. Oturum açmaya çalıştığımda "Şu an başka bi ülkeden baglaniyorsunuz" uyarısı veriyor. Spotify yasaklı mi bizim memlekette? Mağaradan bildiriyorum. Yoksa başka bi olay mi var? Facebook hesabıyla da giriş yapamadım, manuel nick, şifre girdiğimde de aynı uyarıyı verdi.
Bugün evdeki bozuklukları denklestirip iki dal sigara aldım, sabahtan beri onunla duruyorum. Yarın akşama kadar sigara icemiycem gibi duruyor. Çay içsem geçer mi? Başka napilabilir?
Dert açmak da değil random bi konu hakkında konuşuyoruz, bi yerden sonra "Ohooo abi naptin?" Yüz yıldır böyle bu. "Üç kişilik düşünüyorsun, üç kişilik üzülüyorsun" falan diyorlar. Iki de değil ha, üç.
Bana göre ben normal sıklıkta düşünüyorum ama biraz (değil bayağı) obsesiflik var. Yani dönüp dolaşıp aynı yere çıkıyorum, aslında aynı şeyleri düşünüyorum. Tekrar tekrar. Ama obsesifsin demiyorlar, "Cok dusunuyorsun" diyorlar.
Bi hikaye olsun ortada ya da senaryo, herkesin bi fikri var diyelim iyi kötü. Ben "Öyle de olabilir, söyle de olabilir" falan diyerek kafa açıyorum biraz. Yeter lan bi karar ver, bi şey söyle, bi fikrin olsun, der gibi bakıyorlar. Yok işte, genel olarak bicok şey hakkında kesin bi fikrim yok, her şey olur. O da doğru, diğeri de. Sen de haklısın, sen de.
Bu biraz da yavsakliga götürüyor beni zaman zaman. X in yanındayken x gibi bakıyorum olaya, y nin yanındayken y gibi. Yani o kadar da yavşak değilim de, karşımdakinin söylediklerini destekler şeyler söylüyorum. Çünkü cidden bicok konuda katiyen kesin bi yargim, fikrim pek yok. Kafamın içinde sürekli olasılık hesabı yapıyorum, denklemlerin degiskenlerini değiştiriyorum falan ama kural, kaidelere ulaşmak yıllarımı alıyor.
Nasıl daha az düşünürüm demiycem, hödük bi insan olmak istemiyorum. Sizce sorunlu bi duruş mu bu? Niye hep aynı tepki? "Çok düşünüyorsun?" Siz düşünmüyor musunuz?
Bana göre ben normal sıklıkta düşünüyorum ama biraz (değil bayağı) obsesiflik var. Yani dönüp dolaşıp aynı yere çıkıyorum, aslında aynı şeyleri düşünüyorum. Tekrar tekrar. Ama obsesifsin demiyorlar, "Cok dusunuyorsun" diyorlar.
Bi hikaye olsun ortada ya da senaryo, herkesin bi fikri var diyelim iyi kötü. Ben "Öyle de olabilir, söyle de olabilir" falan diyerek kafa açıyorum biraz. Yeter lan bi karar ver, bi şey söyle, bi fikrin olsun, der gibi bakıyorlar. Yok işte, genel olarak bicok şey hakkında kesin bi fikrim yok, her şey olur. O da doğru, diğeri de. Sen de haklısın, sen de.
Bu biraz da yavsakliga götürüyor beni zaman zaman. X in yanındayken x gibi bakıyorum olaya, y nin yanındayken y gibi. Yani o kadar da yavşak değilim de, karşımdakinin söylediklerini destekler şeyler söylüyorum. Çünkü cidden bicok konuda katiyen kesin bi yargim, fikrim pek yok. Kafamın içinde sürekli olasılık hesabı yapıyorum, denklemlerin degiskenlerini değiştiriyorum falan ama kural, kaidelere ulaşmak yıllarımı alıyor.
Nasıl daha az düşünürüm demiycem, hödük bi insan olmak istemiyorum. Sizce sorunlu bi duruş mu bu? Niye hep aynı tepki? "Çok düşünüyorsun?" Siz düşünmüyor musunuz?
Kendimiz kesip yapsak başarı oranı yüzde kaç?
bu ara bende bi uğursuzluk var. ya ölümden dönerim, ya üst üste kötü haberler alırım. hiçbi işim yolunda gitmiyor. dün de telefonumu çaldırdım.
dershanenin kütüphanesinde şarjdaydı. adamın biri gelmiş, şarjdan çıkarıp almış gitmiş. benle birlikte başka bi arkadaşın daha telefonunu çalmış. bi ton uğraştık güvenlik kayıtşlarıydı, polisti bilmemne. polis telefonun seri numarasını getir, takibi oradan yapalım ama bi şey çıkmaz dedi. dersanedeki güvenlik görüntülerinden çalan herifin görüntüsüne ulaştık ama telefonların şarjda olduğu yer kameranın kör noktasında kalmış. çalarken görünmüyor yani, sadece kaçarken görebildik. elimizde kayıt yok yani. polis de çalarken görüntülenmemişse bi şey yapamayız, dedi.
hattı iptal ettirip aynı numarayla yeni sim kart çıkarttım. başka napabilirim?
bir de naısl kurtulucam ben bu şanssızlıktan? kurşun mu döktüreyim napayım?
teşekkürler.
dershanenin kütüphanesinde şarjdaydı. adamın biri gelmiş, şarjdan çıkarıp almış gitmiş. benle birlikte başka bi arkadaşın daha telefonunu çalmış. bi ton uğraştık güvenlik kayıtşlarıydı, polisti bilmemne. polis telefonun seri numarasını getir, takibi oradan yapalım ama bi şey çıkmaz dedi. dersanedeki güvenlik görüntülerinden çalan herifin görüntüsüne ulaştık ama telefonların şarjda olduğu yer kameranın kör noktasında kalmış. çalarken görünmüyor yani, sadece kaçarken görebildik. elimizde kayıt yok yani. polis de çalarken görüntülenmemişse bi şey yapamayız, dedi.
hattı iptal ettirip aynı numarayla yeni sim kart çıkarttım. başka napabilirim?
bir de naısl kurtulucam ben bu şanssızlıktan? kurşun mu döktüreyim napayım?
teşekkürler.
Game of Thrones'taki girdi Rus cazcidan çıktı. Su an Sovyet savaşı, yeni türkü, Sovyet savaşında çarpışan Türklerin mezarları falan diye devam ediyor. Yanına gidip kulağına usulca "Bi sus mk" desem nolur?
Bu kpss belası yüzünden hayatım cehenneme döndü. Çevremdeki herkes sınavı kazanıp atanmami dort gözle bekliyor ama ben inanılmaz yoğun bi baskı ve stres altındayım. Yirmi gün var önümde, çalışılacak bi ton konu. Salim kafayla çalışabilsem az da olsa bi umut ışığı var ama bi turlu odaklanamiyorum, bildiğimi de yapamiyorum. Resmen kitlendim. Neydi bunun çaresi?
Bi de sınavı kazananamasam da sırf gidiş biletini alip kacsam buradan. Gittiğim yerde bi sure tanıdıklarda kalıp iş baksam? Delirdim burada iyice.
B planı olsun diye yüksek lisans başvurularini kovaladim bi sure. Bu heyecan, panikle onlar da patladı. Nolur bi şey diyin, İstanbul'da kalırsam kesin ölucem. Yasayamiyorum, nefes alamıyorum. Nolur bi şey diyin! Biktim surekli başarısız olmaktan.
Bi de sınavı kazananamasam da sırf gidiş biletini alip kacsam buradan. Gittiğim yerde bi sure tanıdıklarda kalıp iş baksam? Delirdim burada iyice.
B planı olsun diye yüksek lisans başvurularini kovaladim bi sure. Bu heyecan, panikle onlar da patladı. Nolur bi şey diyin, İstanbul'da kalırsam kesin ölucem. Yasayamiyorum, nefes alamıyorum. Nolur bi şey diyin! Biktim surekli başarısız olmaktan.
Ücret de bayağı yüklü bi meblağ. Bana biraz saçma geldi. Eyvallah yapmışsın köprüyü, iyi de dusunmussun de köprünün parasını bi günde çıkarmak istemek nedir? Hadi bi hafta, bi ay olsun. Cebinden mi odedin masrafları? Bir de bayramda ücretsiz olabilirmiş, cb açıklama yapacakmis. Komple ücretsiz olsa kime ne zararı var? Trafiği engellemek içinse başka bi önlem dusunulemez mıydı? Ya da oraya yine gişe koyup geçen araçları tanımlayıp herkese "Ayda su kadar geçme hakkın var" falan denemez mıydı? Gerçi bu da saçma, isteyen istediği kadar geçsin de hanı rant kapısı olmasının yolu bu gibi çok da kısıtlayıcı olmayan insani bir sınır konarak önlenebilirdi. Neden yüz kusur dolar istiyorlar?
Bu duyuruyu actigim için mustakbel memuriyetime zeval gelmez umarım.
Bu duyuruyu actigim için mustakbel memuriyetime zeval gelmez umarım.
1. Bu "Falancayi tanıyor musun?" diye gelen bildirimlerdeki insanlar profilimize bakanlar ya da ismimizi facebookta aratanlar mi?
2. Biriyle daha önce arkadaş olmussam ve sonra arkadaş listesinden çıkarmışsam/ çıkarılmışsam bunu öğrenebilir miyim?
2. Biriyle daha önce arkadaş olmussam ve sonra arkadaş listesinden çıkarmışsam/ çıkarılmışsam bunu öğrenebilir miyim?
İnternette araştırdım da fiyatlar arasında uçurum var. Geçici mezuniyet belgemi kaybettim, ilanı nereye vereyim?
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Pazartesi gorusecektik, çok sinirli, gergindi. Gorusemedik. Meğer babası yoğun bakımdaymis, aynı gece kaybetmişler. Mesaj atmış dün, babamı kaybettik diye. Ben sabah gordum mesajı. Hemen cevap yazdım, arayayim, yanına geleyim falan dedim ama bi şey demedi. Farklı şehirlerdeyiz bu arada. Başka napabilirim?
Ankara'ya gittiğimde onda kalacaktım ama öyle kızıp bağırınca ben de başka bi arkadaşı arayıp onda kalmıştım. Kesinlikle kırıcı bi şey söylemedim, sadece "Hırsını benden alıyorsun" dedim çünkü bayağı azarlamisti. Durumunu da bilmiyordum zaten. Sonra da arayıp ya da mesaj atıp kötü bi şey demedim. Kendimi suçlu hissetmemi gerektirecek bi şey yok, di mi?
Napabilirim bu arkadaş için? Su an ne durumda olduğunu bilmiyorum. Ara demeden aramak saygısızlik olur sanırım.
Ankara'ya gittiğimde onda kalacaktım ama öyle kızıp bağırınca ben de başka bi arkadaşı arayıp onda kalmıştım. Kesinlikle kırıcı bi şey söylemedim, sadece "Hırsını benden alıyorsun" dedim çünkü bayağı azarlamisti. Durumunu da bilmiyordum zaten. Sonra da arayıp ya da mesaj atıp kötü bi şey demedim. Kendimi suçlu hissetmemi gerektirecek bi şey yok, di mi?
Napabilirim bu arkadaş için? Su an ne durumda olduğunu bilmiyorum. Ara demeden aramak saygısızlik olur sanırım.
Ben iki hafta içinde uç yazılı ve sözlü sınava girdim. Yazililarda bilgi eksiginden, sözlü mulakatlardan kendimi iyi ifade edemem ve aşırı heyecandan cuvalladim. İş gorusmesi mülakatlarinda bu kadar kitlenmiyordum, iyi kötü ifade ediyordum kendimi, derdimi anlatıyordum ama son aylarda çok gergin ve baskı altında hissettiğimden mıdır, çok istediğimden mıdır, bi turlu halledemiyorum su yüksek lisans mülakatı işini. Bayağı anksiyet geliştirdim bu konuda. Uykusuz, parasız kalktim Ankara'ya geldim bi hevesle, belki bu sefer olur diye. Her seferinde aynı kitlenme, tutukluk hali. Kendimi bayağı kötü hissediyorum. Zamanla alışır miyim? Kendimi daha iyi ifade etmek ve olumlu bi intiba bırakmak için neler yapabilirim. Sosyal anksiyetem çok uç boyutta seyretmedi hicbi zaman ama şu ara resmen kendi kendimi sabote ediyorum. Napabilirim?
Teşekkürler.
Teşekkürler.
bütün gün bi sürü işle uğraştım, kafam çok dolu. abuk sabuk bi şey soruyor da olabilirim ama yardımcı olursanız sevinirim.
2014'de kpss'de yalnızca genel kültür genel yetenek sınavına girmiştim. bu yıl gkgy+ eğitim bilimlerine girdim, bir ay sonra da alan sınavına gireceğim öğretmenlik için. 2014'te aldığım puanla tercih yapıp atanırsam bu sene öğretmenlik için tekrar tercih yapabilir miyim?
teşekkürler.
2014'de kpss'de yalnızca genel kültür genel yetenek sınavına girmiştim. bu yıl gkgy+ eğitim bilimlerine girdim, bir ay sonra da alan sınavına gireceğim öğretmenlik için. 2014'te aldığım puanla tercih yapıp atanırsam bu sene öğretmenlik için tekrar tercih yapabilir miyim?
teşekkürler.
selamlar. az önce yolda yürürken, yanımdan araba geçtiği için kenara kaçtım. bi an ayaklarıma bakayım dedim, kafamı bi kaldırdım bu marketlere süt vs taşıyan kamyonetin bagajı çarptı. araç hareket etmiş o ara, beni görmemiş. bağırmasam ezilecektim. nereden göreyim ben snei, dibime girmişsin dedi şoför. allahtan kulakları sağlammış da duydu yoksa şu an aranızda olmayabilirdim. çok da yaklaşmamıştım diye hatırlıyorum kamyonete. o mesafeden göremez miydi beni? sürücü hatası mı, benim dalgınlığım mı?
Soruda poisson dağılımına normal yaklaşımı kullanmış sanırım. Fakat p yı neden 0,03 aldığını anlamadım.
hizliresim.com
hizliresim.com
Bunu çok sık goruyorum. Yani öyle aniden gelen "Meğer gorunmezmisim" bilinci değil de, rüyada olduğumu az çok farkedip "Tamam o zaman, şimdi buradaki kimse göremesin beni " diyorum, goruyorlar gibi de geliyor ama kimse caktirmiyor. Ben de böyle istediğim yere girip çıkıyorum. Bunu neredeyse her gece yaptığım için yorumlanabilir mi merak ettim. Google'da arattim, iyi bi haber alacağıma isaretmis. Tatmin olmadım, buraya soruyorum.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Aynı program için farklı universitelerin yaptığı bilim sınavlarındaki sorular birbirine benzer mi içerik bakımından? İstatistik yüksek lisansı için başvurdum bi suru üniversiteye. Bugun mimar sinanin yaptığı bilim sınavına girdim. Bölümüm matematik, lisansta gordugumuz şeyleri sormuşlar. Has istatistik değil yani, sanki başka bölümlerden başvuranlar da yapabilsin diye sorulmuş. Genel olarak bu minvalde mi oluyor bu sınavlar.
Not: İlk kez bi bilim sınavına girdim, ondan soruyorum.
Teşekkürler.
Edit: Bir de öğlen mülakat var. Boş kağıt veren mülakata girmesin dediler. Ben bi soru yaptım çalışmadığım için ama onbeş kişi alacaklar, sınava yirmi kişi girdi. Ales puanim iyi, diploma notum fena değil, bir de aynı üniversitenin farklı bir bölümünden mezunum. Sizce mülakata gireyim mi yine de? Yoksa hiç zorlamayayim mi?
Not: İlk kez bi bilim sınavına girdim, ondan soruyorum.
Teşekkürler.
Edit: Bir de öğlen mülakat var. Boş kağıt veren mülakata girmesin dediler. Ben bi soru yaptım çalışmadığım için ama onbeş kişi alacaklar, sınava yirmi kişi girdi. Ales puanim iyi, diploma notum fena değil, bir de aynı üniversitenin farklı bir bölümünden mezunum. Sizce mülakata gireyim mi yine de? Yoksa hiç zorlamayayim mi?
Bunları alıp sisteme işliyorlar ve gorusmede doktor bilgisayardan erisiyor bu bilgilere aynı hastanenin içinde. Peki farklı bi devlet hastanesine gitsek oradaki doktor da bu bilgilere erişebilir mi? Ortak bir havuza falan mı dusuyor bu bilgiler yani? Ameliyat olacağım, anestezi polikliniğinden onay gerekiyor ama tetkikleri yaptırdığım hastaneden gelecek aya kadar randevu alamıyorum. Bekleyebilecek durumda değilim, çok agrim var, yürümekte, oturmakta zorlanıyorum. Başka bi hastanenin anestezi polikliniğinden randevu alsam kan testi sonuçlarıma ulaşabilirler mi?
Teşekkürler.
Teşekkürler.
www.youtube.com
bu videoyu izlediğinizde ne hissettiniz? beni pırıl pırıl yaptı resmen, azıcık da ağladım. böyle güzel şeyleri görmeye hasret kalmışım. biri sözlükte bu videonun başlığına "cenneti uzakta aramayın" gibi bir şey yazmış. çok hoş değil mi ya?
böyle hayat dolu, insanı mutlu eden, modunu aniden yükselten başka videolar da paylaşabilir misiniz?
bu videoyu izlediğinizde ne hissettiniz? beni pırıl pırıl yaptı resmen, azıcık da ağladım. böyle güzel şeyleri görmeye hasret kalmışım. biri sözlükte bu videonun başlığına "cenneti uzakta aramayın" gibi bir şey yazmış. çok hoş değil mi ya?
böyle hayat dolu, insanı mutlu eden, modunu aniden yükselten başka videolar da paylaşabilir misiniz?
TARİH: 18.06.2016
MEKAN: Zeytin Kafe&Bar
ADRES: Caferağa Mahallesi, Moda Caddesi, No 30/A, Kadıköy, İstanbul
www.google.com.tr
Başlangıç saatine 16.00 diyorum. Gidebildiği yere kadar gider. Kesin olarak katılacağını söyleyen arkadaşlara numaranız mesajla yollayacağım şimdi. Eş geçtiklerim kendilerini hatırlatsinlar lütfen. Arzu ederlerse buradan haberleşmeye de devam edebiliriz.
Mekan kararı konusunda yaptığım ankete dokuz kişi katılmış . Buradan mesaj atanlar da oldu. Artık şu işi kesinlestirelim, diyorum. Mekan konusunda en çok oyu Zeytin Cafe almış, telefonla aradığımda da yardımcı olacaklarını söylemişlerdi. Mekana Zeytin Cafe diyoruz.
Saati değiştirelim mi, diye de sordum, çoğunluk 16.00 iyidir demiş. Buluşma saatini de 16.00 olarak belirledik.
Anket sonuçları:
hizliresim.com
hizliresim.com
Kesin olarak katılacakların listesini buradan paylaşalım mı diye de sordum ama kimseden ses çıkmadı. Paylasmayayi uygun gordum, sürpriz olsun.
***
Selamlar. Önerilen mekanlarla gorustum. Sayıyı şimdilik on kişi olarak söyledim, daha kalabalık olursak mesuliyeti üzerime alıyorum ve gelen kimsenin ayakta kalmayacağı garantisini veriyorum.
Arkaoda: Rezervasyon yapmadıklarını ve öğlen uç dort gibi açık olmayabileceklerini, cumartesi mekanın kalabalık olduğunu dolayısıyla yer bulmak konusunda sıkıntı yaşayabileceğimizi söylediler.
İsis: Rezervasyon yapmadıklarını ve akşam saatlerinde kalabalık olduklarini ve önceden gelip masa ayiramayacagimizi söylediler.
Thales: Rezervasyon yapılıyor fakat yalnızca kosk içine bi masada oturabilicez. Bahçeye rezervasyon yapmıyorlarmis.
Zeytin: Rezervasyon da yaparız ama bi iki saat önceden gelip masa da ayarlayabilirsiniz kendinize, arkadaşlar yardımcı olur dendi.
Şimdi siz bu durumda ne diyorsunuz? Nereye gidelim. Su an dışarı dayım, anket hazirlayamadim. Eve geçince yaparim onu da.
Bir de geleceklerin listesini buraya yazalım mi? Ne diyorsunuz?
Anket şurada: www.surveymonkey.com
Organizasyon değişikliği oldu malumunuz. Zirveyi yapmak konusunda hala hevesliysek kolları siviycam.
Şuraya ufak bi anket birakiyorum: www.surveymonkey.com
Bunun dışında katılmak isteyenler bu başlık altında katılacaklarıni teyit ederlerse bi sayı belirleyip ona gore rezervasyon yaptırayım.
Mekan olarak Zeytin Cafe'yi dusundum: www.zomato.com
Mekan konusunda önerilere açığım.
Edit: Organizasyonu @yirmisantim le birlikte yapicaz. Ona da ulaşabilirsiniz.
Edit 2: Diğer zirve iptal olmadı. Yer, tarih, saat her şey aynı. Surdan devam ediyoruz: www.eksiduyuru.com
Edit3: Başlık altında zirveyle alakasız gereksiz tartışmalar döndüğü ve kimsenin de eğlencesi olmak istemediğimden başlığı duyuru formatına ceviriyorum. Ben sabaha kadar tartisirim ama konuyla ilgili ilgisiz herkesin gelip üslup, gorgu dersi vermesi hoş değil.
Bu arada, zirve mekanı bugün akşam saatlerinde belli olacak. Yeni bir editle paylaşacağım.
MEKAN: Zeytin Kafe&Bar
ADRES: Caferağa Mahallesi, Moda Caddesi, No 30/A, Kadıköy, İstanbul
www.google.com.tr
Başlangıç saatine 16.00 diyorum. Gidebildiği yere kadar gider. Kesin olarak katılacağını söyleyen arkadaşlara numaranız mesajla yollayacağım şimdi. Eş geçtiklerim kendilerini hatırlatsinlar lütfen. Arzu ederlerse buradan haberleşmeye de devam edebiliriz.
Mekan kararı konusunda yaptığım ankete dokuz kişi katılmış . Buradan mesaj atanlar da oldu. Artık şu işi kesinlestirelim, diyorum. Mekan konusunda en çok oyu Zeytin Cafe almış, telefonla aradığımda da yardımcı olacaklarını söylemişlerdi. Mekana Zeytin Cafe diyoruz.
Saati değiştirelim mi, diye de sordum, çoğunluk 16.00 iyidir demiş. Buluşma saatini de 16.00 olarak belirledik.
Anket sonuçları:
hizliresim.com
hizliresim.com
Kesin olarak katılacakların listesini buradan paylaşalım mı diye de sordum ama kimseden ses çıkmadı. Paylasmayayi uygun gordum, sürpriz olsun.
***
Selamlar. Önerilen mekanlarla gorustum. Sayıyı şimdilik on kişi olarak söyledim, daha kalabalık olursak mesuliyeti üzerime alıyorum ve gelen kimsenin ayakta kalmayacağı garantisini veriyorum.
Arkaoda: Rezervasyon yapmadıklarını ve öğlen uç dort gibi açık olmayabileceklerini, cumartesi mekanın kalabalık olduğunu dolayısıyla yer bulmak konusunda sıkıntı yaşayabileceğimizi söylediler.
İsis: Rezervasyon yapmadıklarını ve akşam saatlerinde kalabalık olduklarini ve önceden gelip masa ayiramayacagimizi söylediler.
Thales: Rezervasyon yapılıyor fakat yalnızca kosk içine bi masada oturabilicez. Bahçeye rezervasyon yapmıyorlarmis.
Zeytin: Rezervasyon da yaparız ama bi iki saat önceden gelip masa da ayarlayabilirsiniz kendinize, arkadaşlar yardımcı olur dendi.
Şimdi siz bu durumda ne diyorsunuz? Nereye gidelim. Su an dışarı dayım, anket hazirlayamadim. Eve geçince yaparim onu da.
Bir de geleceklerin listesini buraya yazalım mi? Ne diyorsunuz?
Anket şurada: www.surveymonkey.com
Organizasyon değişikliği oldu malumunuz. Zirveyi yapmak konusunda hala hevesliysek kolları siviycam.
Şuraya ufak bi anket birakiyorum: www.surveymonkey.com
Bunun dışında katılmak isteyenler bu başlık altında katılacaklarıni teyit ederlerse bi sayı belirleyip ona gore rezervasyon yaptırayım.
Mekan olarak Zeytin Cafe'yi dusundum: www.zomato.com
Mekan konusunda önerilere açığım.
Edit: Organizasyonu @yirmisantim le birlikte yapicaz. Ona da ulaşabilirsiniz.
Edit 2: Diğer zirve iptal olmadı. Yer, tarih, saat her şey aynı. Surdan devam ediyoruz: www.eksiduyuru.com
Edit3: Başlık altında zirveyle alakasız gereksiz tartışmalar döndüğü ve kimsenin de eğlencesi olmak istemediğimden başlığı duyuru formatına ceviriyorum. Ben sabaha kadar tartisirim ama konuyla ilgili ilgisiz herkesin gelip üslup, gorgu dersi vermesi hoş değil.
Bu arada, zirve mekanı bugün akşam saatlerinde belli olacak. Yeni bir editle paylaşacağım.
Benim önümüzdeki kırk gün surekli olarak matematik çalışmam gerekiyor. Yani böyle bi soru soracagim da aklıma gelmezdi, sonuçta yirmi yıldır zaten surekli matematik çalışıyorum. Ama bu kadar yoğun çalışmak zorunda kaldığım bi dönem olmamıştı. Final zamanlarında en fazla iki hafta ayirirdim max yedi ders için.
Sorun şu; derse başlıyorum. Ama bir buçuk iki saat içinde zihin olarak inanılmaz yoruluyorum. Final zamanları napiyordum diye dusundum; genellikle sınavdan bi gece önce çalıştığım için çay, kahveyle ve sınav korkusuyla bir oturuşta uç dort saat çalıştığım oluyordu ama inanılmaz yoruluyorum ya. "Bildiğim her şey yalanmis!" malligi geliyor insana, etrafa boş boş bakıyorsun. Matematikçiler ne demek istediğimi iyi anlar. Ambale oluyorum kısaca.
Müzik mi dinlemeyeyim, pomodore mu kullanayim? Daha az tukenerek nasıl daha verimli çalışirim?
Teşekkürler.
Sorun şu; derse başlıyorum. Ama bir buçuk iki saat içinde zihin olarak inanılmaz yoruluyorum. Final zamanları napiyordum diye dusundum; genellikle sınavdan bi gece önce çalıştığım için çay, kahveyle ve sınav korkusuyla bir oturuşta uç dort saat çalıştığım oluyordu ama inanılmaz yoruluyorum ya. "Bildiğim her şey yalanmis!" malligi geliyor insana, etrafa boş boş bakıyorsun. Matematikçiler ne demek istediğimi iyi anlar. Ambale oluyorum kısaca.
Müzik mi dinlemeyeyim, pomodore mu kullanayim? Daha az tukenerek nasıl daha verimli çalışirim?
Teşekkürler.
İğnesi, ilacı falan pahalı mı? Günlerdir ufak bi problem için oradan oraya koşturduğumu biliyorsunuz. Bugün de bakırköy Sadi konuta gittim. Yine birkaç poliklinik dolastirikdiktan sonra drenaja karar verdiler. Fakat lokal anestezi uygulamiyorlarmis. Neden uygulamiyorlar? Ameliyathane şartları dışında bu tarz bi mudahale yapmak yasak mı yoksa masrafli olduğu için mi yapılmıyor? Ben de anestesisiz yaptirmadim tabii. Baya neşter degiyor çünkü. Çok acayip değil mi ya? Hastaları bagirta bagirta tedavi etmeleri falan?
Benimkine 6/10. Daha surprizli bi son beklerdim.
Arkadaşlar, öncelikle yıldım. Ben çalışmiyorum bi senedir, kpss ye hazırlandım, sağlığım yerinde değildi, calisamadim. Sigortam yok, gss borcum var. Bi haftadır bartholin bezim apse yaptı, antibiyotik kullandım, geçmedi. Çok acı cekiyorum, kafayı yemek üzereyim. Bir suru iş var, azıcık ayaklansam ağrıdan aklım çıkıyor. İşler biriktirmeye. Evdekilere zor bela anlattım durumu, paramız yok diyorlar. Ya bi de anlatamıyorum çektiğim eziyeti. Anneme en son internetten fotoğraflarını gösterdim, haa diyor. Ama gr hassasiyet göstermek yok. Ağlayıp sizlayayim mi illa? Biktim yemin ederim.
Ya yarın bi devlet hastanesi aciline gitsem, babamın sigortasiyla bu şeyiyle drenaj yapmazlar mi? Cidden sinir krizi geçiricem. Cinnet geçirdi, ailesini doğradı olacak. Yuruyemiyorum bile, kimsenin umrunda değil ya. Dalga geçer gibi "Soğan koy" diyor. Bazen cidden nefret ediyorum bu kadından da. Her gün başka yeri agrir, inlemelerini dinleriz. Bugün nolur beni bi doktora goturun diye aradim, pikniklerini bölüp gelmediler. Sınırım çok bozuk, lütfen abuk sabuk bi şey yazmayın. Canım çok acıyor.
Yarın bulduğum ilk acile gideyim mi? Bakarlar mi?
Ya yarın bi devlet hastanesi aciline gitsem, babamın sigortasiyla bu şeyiyle drenaj yapmazlar mi? Cidden sinir krizi geçiricem. Cinnet geçirdi, ailesini doğradı olacak. Yuruyemiyorum bile, kimsenin umrunda değil ya. Dalga geçer gibi "Soğan koy" diyor. Bazen cidden nefret ediyorum bu kadından da. Her gün başka yeri agrir, inlemelerini dinleriz. Bugün nolur beni bi doktora goturun diye aradim, pikniklerini bölüp gelmediler. Sınırım çok bozuk, lütfen abuk sabuk bi şey yazmayın. Canım çok acıyor.
Yarın bulduğum ilk acile gideyim mi? Bakarlar mi?
Nasıl bi film olurdu? Nasıl bi filmin içindesiniz? Bana çok sıkıcı bi doğu Avrupa sanat filminin icindeymisim gibi geliyor (özellikle pazar geceleri). Hicbi şey olduğu yok ama karakter dramasi var, abuk sabuk, bağlantısız olaylar, kopuk bi senaryo kurgusu. Arada bir söylenen anlamlı sözler. Ama kimse de "Noluyor mk? Bu nasıl iş? Nerdeyiz biz?" demiyor. Hatta direkt kieskowski falan ceksin benim filmimi, aşağısı kurtarmaz. (bkz: kibir en sevdiğim günahtır) Zeki ama tutuk insanlar, soğuktan kızarmış bir burun ucu, karli yollar, isli pencereler. Neyse işte
Sizinki nasıl bi şey?
Sizinki nasıl bi şey?
Selamlar.
Garip gelebilir ama ben severdim hastalık halini. Yani ilaçların verdiği uyusuklukla, hafif ağrı siziyla butun gün yan gelip yatmak, kimsenin de niye yatiyorsun kalk bi işin ucundan tut diyememesi, gündeminin yalnızca o hastalık olması, kendince gerçek bi yaşama savaşı veriyor olman, soyut dertlerden azade "Neyin var?" diye sorulduğunda açıp gösterebiliyor olman. Garip bi şekilde hoşuma gidiyordu işte. En sevdiğim savunma mekanizması da organlastirma bu arada.
Ama artık katlanamiyorum. Azıcık bi yerim agrisa aklım çıkıyor . Gerçi su an azıcık da agrimiyor da aklım çıkacak gibi sancidan. İlaçların etkilerinden nefret etmeye başladım. Verdiği halsizlikten, uyusukluktan. Başka hicbi şey dusunememekten. İleride kanser falan olsam o acıya nasıl katlanırim bilemiyorum. Bosuna paranoya yapıyorsun demeyin hiç, çoğumuzda yüksek kanser riski var. Surekli yatar vaziyette olmak da canımı sıkıyor ama hiç halim yok.
Neyse, sizin hastalıklarla araniz nasıl?
Garip gelebilir ama ben severdim hastalık halini. Yani ilaçların verdiği uyusuklukla, hafif ağrı siziyla butun gün yan gelip yatmak, kimsenin de niye yatiyorsun kalk bi işin ucundan tut diyememesi, gündeminin yalnızca o hastalık olması, kendince gerçek bi yaşama savaşı veriyor olman, soyut dertlerden azade "Neyin var?" diye sorulduğunda açıp gösterebiliyor olman. Garip bi şekilde hoşuma gidiyordu işte. En sevdiğim savunma mekanizması da organlastirma bu arada.
Ama artık katlanamiyorum. Azıcık bi yerim agrisa aklım çıkıyor . Gerçi su an azıcık da agrimiyor da aklım çıkacak gibi sancidan. İlaçların etkilerinden nefret etmeye başladım. Verdiği halsizlikten, uyusukluktan. Başka hicbi şey dusunememekten. İleride kanser falan olsam o acıya nasıl katlanırim bilemiyorum. Bosuna paranoya yapıyorsun demeyin hiç, çoğumuzda yüksek kanser riski var. Surekli yatar vaziyette olmak da canımı sıkıyor ama hiç halim yok.
Neyse, sizin hastalıklarla araniz nasıl?
Günlerdir düzenli antibiyotik kullanıyorum, merhem sürüyorum, fayda etmiyor. Sehirdisindayim su an ama yuruyemeyecek haldeyim. Antibiyotikler de hafiften kafa yaptı, ayakta duramiyorum. Takriben bi mandalina büyüklüğüne ulaşmış durumda, feci sizliyor, ağrı yapıyor. Ne yapayım da akşama kadar ayakta durabileyim? Patlatmak sağlıklı mı? Nasıl patlaticaz?
Selam gönül dostları, arabesk sevdalıları.
Eski duyurularimda bahsettiğim biri vardı, kpss için aynı dershaneye gidiyorduk. Olayı baştan almayayim. Konuşmuyoruz, iki aydır da gormuyordum
Bugün ders çalışmaya dershaneye gittim. Kimseler yoktu, iyi dedim kafam rahat. Görürsem de çok şey olmam gibi geliyordu. Sigaraya inecektim, asansör bekliyordum. Asansör aşağı kattan geliyordu. Bir kızin "Ay ilahi x (x benim crush!) ehihi!" diye güldüğünü duydum asansörün içinden. Dedim vaziyet al, x geliyor. Asansör kapısından biraz uzaklaştırmaya burun buruna gelmeyelim diye, bakışlarımi ayaklarıma sabitleri. Kapı açıldı. Bi koku geldi böyle, arkadan benim x, onun arkasından da tanımasam da hakkında hiç iyi şeyler dusunmedigim bi kız. Böyle "durdu zaman, durdu dünya" oldu. Hicbi şey geçmemiş.
Soru da yok gibi de hoşlanmanin bi tik ustu mu oluyor bu simdi? İçip içip aglayasim var. Sonra derse çıktım, playlist sıradan çalıyordu. Çalan ilk şarkının ilk sözü: "Í know that you dont care about me!" gibi bi şeydi. Durup bi de ona üzüldüm. Kalbim atıyor da böyle her attığında paramparça oluyor gibi. Size de oluyor mu? Ya böyle babası belli olmayan evlat gibi kaldım ortada. Biraz guzellestim tabii hislerimi ama bence anladiniz. Birkaç gün görmeyince geçiyor bir de.
Neydi bu?
Eski duyurularimda bahsettiğim biri vardı, kpss için aynı dershaneye gidiyorduk. Olayı baştan almayayim. Konuşmuyoruz, iki aydır da gormuyordum
Bugün ders çalışmaya dershaneye gittim. Kimseler yoktu, iyi dedim kafam rahat. Görürsem de çok şey olmam gibi geliyordu. Sigaraya inecektim, asansör bekliyordum. Asansör aşağı kattan geliyordu. Bir kızin "Ay ilahi x (x benim crush!) ehihi!" diye güldüğünü duydum asansörün içinden. Dedim vaziyet al, x geliyor. Asansör kapısından biraz uzaklaştırmaya burun buruna gelmeyelim diye, bakışlarımi ayaklarıma sabitleri. Kapı açıldı. Bi koku geldi böyle, arkadan benim x, onun arkasından da tanımasam da hakkında hiç iyi şeyler dusunmedigim bi kız. Böyle "durdu zaman, durdu dünya" oldu. Hicbi şey geçmemiş.
Soru da yok gibi de hoşlanmanin bi tik ustu mu oluyor bu simdi? İçip içip aglayasim var. Sonra derse çıktım, playlist sıradan çalıyordu. Çalan ilk şarkının ilk sözü: "Í know that you dont care about me!" gibi bi şeydi. Durup bi de ona üzüldüm. Kalbim atıyor da böyle her attığında paramparça oluyor gibi. Size de oluyor mu? Ya böyle babası belli olmayan evlat gibi kaldım ortada. Biraz guzellestim tabii hislerimi ama bence anladiniz. Birkaç gün görmeyince geçiyor bir de.
Neydi bu?
Selamlar. Şöyle bi durumda naparsınız?
Uç ay surekli, her gün biriyle gorustunuz. İs arkadaşı gibi dusunun. Sonra iki ay gorusmediniz, arasmadiniz. İki ayın sonunda tekrar gordugunuzde eskisi kadar sıcak, samimi bi sohbet edemeseniz de oturup laflar misiniz? Görmezden mi gelirsiniz? Arada kavga, husumet yok. Ve iki ay sonra çok büyük ihtimalle gorusemeyeceginiz bir insan.
Teşekkürler.
Uç ay surekli, her gün biriyle gorustunuz. İs arkadaşı gibi dusunun. Sonra iki ay gorusmediniz, arasmadiniz. İki ayın sonunda tekrar gordugunuzde eskisi kadar sıcak, samimi bi sohbet edemeseniz de oturup laflar misiniz? Görmezden mi gelirsiniz? Arada kavga, husumet yok. Ve iki ay sonra çok büyük ihtimalle gorusemeyeceginiz bir insan.
Teşekkürler.