İyi akşamlar duyuru sakinleri.
Gördüğünüz, duyduğunuz, bildiğiniz en gore animeleri tavsiye etmenizizi rica ediyorum.
Terra formars'a başladım, çok sıkıldım gore sahneler bekleneni vermedi. Zaten Türkçe bulamadım sansürlüydü hep.
Ha bu arada Türkçe şart değil, İngilizce de izlerim. Alabildiğine gore olsun yeter.
Teşekkürler.
Gördüğünüz, duyduğunuz, bildiğiniz en gore animeleri tavsiye etmenizizi rica ediyorum.
Terra formars'a başladım, çok sıkıldım gore sahneler bekleneni vermedi. Zaten Türkçe bulamadım sansürlüydü hep.
Ha bu arada Türkçe şart değil, İngilizce de izlerim. Alabildiğine gore olsun yeter.
Teşekkürler.
İyi akşamlar duyuru sakinleri.
Bir kaç eşyamızı temin ettiğimiz spot mağazası bize fırın hediye etti.
Sağolsunlar getirdiler eve. Fişini takıp test de ettik, çalışıyor yani yandı ışıkları ve ısınmaya başladı.
Fakat çok eski olmasının yanında ısı derecesini ayarlamak için hiçbir tuşu yok. Sadece alttan ve üstten sıcaklık vermek için birer açma/kapama düğmesi var.
Google'da aramaya çalıştım fakat çok efektif kullanamamış olacağım ki bir şey bulamadım. İki adet fotoğraf ekliyorum, bakın bakalım tanıdık gelecek mi.
Sorum şu:
Şimdi bu fırın kaç derecede çalışacak ve ben bununla ne pişirebilirim?
Fikirlerinizi esirgemeyin.
Teşekkür ederim.
Bir kaç eşyamızı temin ettiğimiz spot mağazası bize fırın hediye etti.
Sağolsunlar getirdiler eve. Fişini takıp test de ettik, çalışıyor yani yandı ışıkları ve ısınmaya başladı.
Fakat çok eski olmasının yanında ısı derecesini ayarlamak için hiçbir tuşu yok. Sadece alttan ve üstten sıcaklık vermek için birer açma/kapama düğmesi var.
Google'da aramaya çalıştım fakat çok efektif kullanamamış olacağım ki bir şey bulamadım. İki adet fotoğraf ekliyorum, bakın bakalım tanıdık gelecek mi.
Sorum şu:
Şimdi bu fırın kaç derecede çalışacak ve ben bununla ne pişirebilirim?
Fikirlerinizi esirgemeyin.
Teşekkür ederim.
iyi günler duyuru sakinleri.
yaklaşık 2 saat önce laptop kablosuna ayağımın takılmasıyla bilgisayar 40-45 cm yükseklikten masada durduğu pozisyonda halıya düştü.
o dakikadan beri kablosuz ağ bağdaştırıcısı gidip gidip gelmeye başladı.
internet kesiliyor, sorunları gider diyorum, "bu bilgisayara bir ethernet kablosu takın" diyor.
aygıt yöneticisinden bakıyorum, kalosuz ağ bağdaştırıcısı orada bile değil, komple gitmiş. klavyeye elimle sertçe vuruyorum, düzeliyor. aygıt sürücüsü yeniden yükleniyor diyor, kablosuz bağlantım geliyor fakat birkaç dakika sonra geri gidiyor.
sorunun donanımsal olduğunu adım gibi biliyorum bu noktada.
mahalledeki bilgisayarcılardan birine vereceğim laptopı. fakat kaç günde geri alabilirim ve bana bana ne kadara patlar bu arıza bir tahmininiz var mı?
teşekkür ederim.
not: packard bell.
yaklaşık 2 saat önce laptop kablosuna ayağımın takılmasıyla bilgisayar 40-45 cm yükseklikten masada durduğu pozisyonda halıya düştü.
o dakikadan beri kablosuz ağ bağdaştırıcısı gidip gidip gelmeye başladı.
internet kesiliyor, sorunları gider diyorum, "bu bilgisayara bir ethernet kablosu takın" diyor.
aygıt yöneticisinden bakıyorum, kalosuz ağ bağdaştırıcısı orada bile değil, komple gitmiş. klavyeye elimle sertçe vuruyorum, düzeliyor. aygıt sürücüsü yeniden yükleniyor diyor, kablosuz bağlantım geliyor fakat birkaç dakika sonra geri gidiyor.
sorunun donanımsal olduğunu adım gibi biliyorum bu noktada.
mahalledeki bilgisayarcılardan birine vereceğim laptopı. fakat kaç günde geri alabilirim ve bana bana ne kadara patlar bu arıza bir tahmininiz var mı?
teşekkür ederim.
not: packard bell.
selamlar duyuru insanları.
aranızda sözlüğün "olay" kısmına giremeyen var mı? şuraya yani: eksisozluk.com
teşekkürler
aranızda sözlüğün "olay" kısmına giremeyen var mı? şuraya yani: eksisozluk.com
teşekkürler
Selamlar. Görev çubuğunda günde bir ya da iki kez bir simge belirip kayboluyor. Yakalayabildiğim zamanlar saatin yanına geliyor ve animasyonlu bir şekilde bir iki saniye orada durup kayboluyor.
Bildirim alanı simgelerinden ne olduğunu buldum, isminde "updater client" yazıyor.
Ne olduğu hakkında bir fikriniz var mı? Capsleri ekliyorum.
Teşekkürler.
Edit: Yardımcı olmaya çalışan arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Packard Bell'in kendi updater'ıymış. Ulaştım programa.
Konu kilit.
Bildirim alanı simgelerinden ne olduğunu buldum, isminde "updater client" yazıyor.
Ne olduğu hakkında bir fikriniz var mı? Capsleri ekliyorum.
Teşekkürler.
Edit: Yardımcı olmaya çalışan arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Packard Bell'in kendi updater'ıymış. Ulaştım programa.
Konu kilit.
iyi akşamlar sayın duyurucular.
annemle çok iyi geçiniriz. çok çok severiz birbirimizi. 22 yaşında tek çocuğum. annemin evine gittiğimde kucağına oturtur sever (100 kiloyum) o derece.
elime bir şey batsa ağlar. abartmıyorum: eksisozluk.com
kendisi çok modern bir kadın. çok güzel giyinir. iş yerinde işini iyi yapan ciddi bir devlet memuru olduğu kadar dışarıda da samimi ve esprili bi anadolu alevisi. yeniliklere açık, her şeyle barışık bi kadın.
uzunca bir süre süre yurt dışında, çok daha uzun süre de şehir dışında kaldım. 17 yaşından beri evden uzaktayım. internet yoluyla iletişiyoruz. abd dönüşünde kendisine bir adet ikinci jenerasyon nexus 7 tablet bilgisayar aldım.
çok rahat alıştı ve fazlasıyla rahat kullanıyor.
bu rahatlık son zamanlarda biraz can sıkıcı olmaya başladı. sosyal medya ağlarından sadece facebook'u kullanıyorum. onu da çok etkin kullanırım. çok fazla arkadaşım var ve cidden fazla sayıda insanla bilfiil iletişim halindeyim.
annem facebook kullanmaya başladı başlayalı biraz sıkıntı yaşıyorum.
tüm gönderilerimi kendisi için paylaşıyormuşum ve o da yorum yapmak zorundaymış gibi davranıyor.
fakirlikten yakındığım postlara "para göndermiştim, yatmamış mı yoksa?" yazıyor.
ingilizce olan postlara "anlayamadım yavrum" yazıyor.
esprili bir dil kullandığım postları yanlış anlayıp, anladığı gibi yorumlayıp saçma sapan şeyler yazıyor.
aşırı absürt durumlar olduğunda siliyorum yaptığı yorumu fakat cidden can sıkıcı olmaya başladı. kendisini kırmayı hiç istemiyorum.
off şimdi yine içim sıkıldı sildiğimi görür yanlış anlar, kızar, kırılır falan diye.
ne yapılır?
teşekkürler.
annemle çok iyi geçiniriz. çok çok severiz birbirimizi. 22 yaşında tek çocuğum. annemin evine gittiğimde kucağına oturtur sever (100 kiloyum) o derece.
elime bir şey batsa ağlar. abartmıyorum: eksisozluk.com
kendisi çok modern bir kadın. çok güzel giyinir. iş yerinde işini iyi yapan ciddi bir devlet memuru olduğu kadar dışarıda da samimi ve esprili bi anadolu alevisi. yeniliklere açık, her şeyle barışık bi kadın.
uzunca bir süre süre yurt dışında, çok daha uzun süre de şehir dışında kaldım. 17 yaşından beri evden uzaktayım. internet yoluyla iletişiyoruz. abd dönüşünde kendisine bir adet ikinci jenerasyon nexus 7 tablet bilgisayar aldım.
çok rahat alıştı ve fazlasıyla rahat kullanıyor.
bu rahatlık son zamanlarda biraz can sıkıcı olmaya başladı. sosyal medya ağlarından sadece facebook'u kullanıyorum. onu da çok etkin kullanırım. çok fazla arkadaşım var ve cidden fazla sayıda insanla bilfiil iletişim halindeyim.
annem facebook kullanmaya başladı başlayalı biraz sıkıntı yaşıyorum.
tüm gönderilerimi kendisi için paylaşıyormuşum ve o da yorum yapmak zorundaymış gibi davranıyor.
fakirlikten yakındığım postlara "para göndermiştim, yatmamış mı yoksa?" yazıyor.
ingilizce olan postlara "anlayamadım yavrum" yazıyor.
esprili bir dil kullandığım postları yanlış anlayıp, anladığı gibi yorumlayıp saçma sapan şeyler yazıyor.
aşırı absürt durumlar olduğunda siliyorum yaptığı yorumu fakat cidden can sıkıcı olmaya başladı. kendisini kırmayı hiç istemiyorum.
off şimdi yine içim sıkıldı sildiğimi görür yanlış anlar, kızar, kırılır falan diye.
ne yapılır?
teşekkürler.
Daha önce hiç oynamadım. Eski ev arkadaşım çok oynardı, yanında durdukça kaptım bazı dinamiklerini. Kafama esti, malum ortamlardan çekip bi bakayım, deneyim dedim (vurmayın tamam).
Buldum sağlam bi tane, ayıptır söylemesi razor1911'ın.
Oyun 5.12 GB gözüküyor, iso. dosyası. Fakat bildiğim kadarıyla sırf haritası bile kocaman.
Çok kişi indirmiş, sağlam da görünüyor dosya.
Bir terslik yoktur değil mi? Sizdeki skyrim kaç gb?
Buldum sağlam bi tane, ayıptır söylemesi razor1911'ın.
Oyun 5.12 GB gözüküyor, iso. dosyası. Fakat bildiğim kadarıyla sırf haritası bile kocaman.
Çok kişi indirmiş, sağlam da görünüyor dosya.
Bir terslik yoktur değil mi? Sizdeki skyrim kaç gb?
Ablalarım abilerim, duyurunun güzel insanları;
kız arkadaşım iki günlüğüne annesine gitti ve ben pirinç pilavı yapmaya karar verdim. Rahat 1 "bir" su bardağı pilavlık pirinç var, internetten de tarif bakıyorum ama illa ki anlamadığım bir detay çıkıyor. Tek yapmak istediğim pirinç pilavı. Bana yardım edecek, Bilal'e anlatır gibi anlatacak, müdahale edecek olanınız varsa bilgilerinize, tariflerinize talibim. Bana bi yardımcı olun.
Teşekkür ederim.
kız arkadaşım iki günlüğüne annesine gitti ve ben pirinç pilavı yapmaya karar verdim. Rahat 1 "bir" su bardağı pilavlık pirinç var, internetten de tarif bakıyorum ama illa ki anlamadığım bir detay çıkıyor. Tek yapmak istediğim pirinç pilavı. Bana yardım edecek, Bilal'e anlatır gibi anlatacak, müdahale edecek olanınız varsa bilgilerinize, tariflerinize talibim. Bana bi yardımcı olun.
Teşekkür ederim.
Selamlar duyurucu arkadaşlarım.
Soru başlıkta fakat tekrar etmem gerekirse; ip atlamayı seviyorum ve gerek kondisyon için gerek (mümkünse tabi) yağ yakmak için nasıl bir program, tempo önerirsiniz? Tabata falan yapsam olur mu :))
Teşekkürler
Soru başlıkta fakat tekrar etmem gerekirse; ip atlamayı seviyorum ve gerek kondisyon için gerek (mümkünse tabi) yağ yakmak için nasıl bir program, tempo önerirsiniz? Tabata falan yapsam olur mu :))
Teşekkürler
Şurayı sık sık takip ediyorum:
laut.fm
Şarkıların ismi de yazdığından iyi tanıyorum grupları.
Var mı bildiğiniz başka radyolar ya da müzik kanalları? Nerelerden takip edeyim?
En sevdiğiniz grup ya da şarkıcı kim?
laut.fm
Şarkıların ismi de yazdığından iyi tanıyorum grupları.
Var mı bildiğiniz başka radyolar ya da müzik kanalları? Nerelerden takip edeyim?
En sevdiğiniz grup ya da şarkıcı kim?
Selamlar duyuru ahalisi.
Pasaporta kayıt hakkı sattığımı zannettiniz değil mi; yok o sonra.
Şunu merak ediyorum: nedir bu "pasaporta kayıt hakkı"? ülkeye yeni giriş yapmış bir pasaport mudur?
Pasaporta kayıt hakkı sattığımı zannettiniz değil mi; yok o sonra.
Şunu merak ediyorum: nedir bu "pasaporta kayıt hakkı"? ülkeye yeni giriş yapmış bir pasaport mudur?
Selamlar duyuru ahalisi. Şöyle bir problemim var. -Link ekliyorum-
Ne olursa olsun gitmiyor bu alttaki yazı.
Ne yapacağız onu?
Teşekkürler.
Ne olursa olsun gitmiyor bu alttaki yazı.
Ne yapacağız onu?
Teşekkürler.
Selamlar duyuru ahalisi!
Youtube videolarında ses ayarı problemi yaşıyorum.
Bi video izliyorum, videonun sesi sonuna kadar açık, ses ayarını hoparlörden yapıyorum. Buraya kadar her şey istediğim gibi. Fakat bir başka videoya geçinde bi bakıyorum ki videonun sesi (player üzerindeki ses ayarından) yarısına kadar kısılmış.
Herkeste mi böyle bu; yoksa ayarı var mıdır?
İstiyorum ki player'ın sesi hep en sonda kalsın, kısacağım zaman hoparlörden kısayım sesi.
Şimdiden teşekkürler.
Not: "Magic Actions for YouTube" kullanıyorum ama baktım ayarlarına, onunla ilgili değil gibi.
Youtube videolarında ses ayarı problemi yaşıyorum.
Bi video izliyorum, videonun sesi sonuna kadar açık, ses ayarını hoparlörden yapıyorum. Buraya kadar her şey istediğim gibi. Fakat bir başka videoya geçinde bi bakıyorum ki videonun sesi (player üzerindeki ses ayarından) yarısına kadar kısılmış.
Herkeste mi böyle bu; yoksa ayarı var mıdır?
İstiyorum ki player'ın sesi hep en sonda kalsın, kısacağım zaman hoparlörden kısayım sesi.
Şimdiden teşekkürler.
Not: "Magic Actions for YouTube" kullanıyorum ama baktım ayarlarına, onunla ilgili değil gibi.
Selamlar duyuru ahalisi.
Şu sahneyi arıyorum:
www.youtube.com
hangi diziye ya da filme ait?
Teşekkürler
Şu sahneyi arıyorum:
www.youtube.com
hangi diziye ya da filme ait?
Teşekkürler
Selamlar duyuru ahalisi!
Devlet yurdunda yaşamakta olduğum için internet imkanım devlet kısıtlaması altında. Dolayısıyla Steam'e giremiyorum.
E malum Left 4 Dead 2 de bedavaymış ya belli bi süre için; bilgilerimi versem, hesabımla Steam'e girip bana oyunu alabilir misiniz rica etsem (galiba bi kod verecek falan). Sonra ben o kodla buradan indiririm.
Mesajlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.
Devlet yurdunda yaşamakta olduğum için internet imkanım devlet kısıtlaması altında. Dolayısıyla Steam'e giremiyorum.
E malum Left 4 Dead 2 de bedavaymış ya belli bi süre için; bilgilerimi versem, hesabımla Steam'e girip bana oyunu alabilir misiniz rica etsem (galiba bi kod verecek falan). Sonra ben o kodla buradan indiririm.
Mesajlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.
Selamlar duyuru ahalisi!
Iki ogrenciyiz ve ilk defa Istanbul'da bulunuyoruz. Istiklal Caddesi'ne gidiyoruz ve bir şeyler yememiz lazım. Toplamda 20-25 lirayi gecmeyecek ne yiyebiliriz oralarda?
Teşekkürler.
Iki ogrenciyiz ve ilk defa Istanbul'da bulunuyoruz. Istiklal Caddesi'ne gidiyoruz ve bir şeyler yememiz lazım. Toplamda 20-25 lirayi gecmeyecek ne yiyebiliriz oralarda?
Teşekkürler.
Sayın ahali çok afedersiniz; performans sorunu yaşıyorum rüyamda birilerinden kaçarken ya da birilerini kovalarken. Her seferinde yakalanıyorum neredeyse.
Nedir bu işin sebebi? Neden deniz tabanında koşmaya çalışıyormuşum gibi hissediyorum?
hugelol.com
Nedir bu işin sebebi? Neden deniz tabanında koşmaya çalışıyormuşum gibi hissediyorum?
hugelol.com
Selamlar duyuru ahalisi!
ABD'nin Maine eyaletine, Bar Harbor kentine arkadaşımla çalışmaya gideceğiz.
New York ya da Boston üzerinden gitmeyi planlıyoruz. Daha önce gitmiş-görmüş arkadaşlar varsa ya da oraları biliyorsanız bize bir kaç konuda yardımcı olmanızı rica edeceğiz.
Şimdiden teşekkürler.
ABD'nin Maine eyaletine, Bar Harbor kentine arkadaşımla çalışmaya gideceğiz.
New York ya da Boston üzerinden gitmeyi planlıyoruz. Daha önce gitmiş-görmüş arkadaşlar varsa ya da oraları biliyorsanız bize bir kaç konuda yardımcı olmanızı rica edeceğiz.
Şimdiden teşekkürler.
şu bekleme ekranındaki (ev ekranı) "rehber" ve "telefon" ikonlarının biçimini nasıl değiştiriyoruz?
şu an şöyle duruyor: prntscr.com
ama ben şöyle olmasını istiyorum: cdn.gsmarena.com
önceden yapabilmiştim bir kaç yıldır ikinci şekildeki gibi kullanıyorum ama dün hard format attım, ilk şekildeki gibi oldu.
Şimdiden teşekkürler.
şu an şöyle duruyor: prntscr.com
ama ben şöyle olmasını istiyorum: cdn.gsmarena.com
önceden yapabilmiştim bir kaç yıldır ikinci şekildeki gibi kullanıyorum ama dün hard format attım, ilk şekildeki gibi oldu.
Şimdiden teşekkürler.
Selamlar.
Yaklaşık 5 saattir ekran şu capsteki halde ->
Saat başı bu bitiyor ve televizyon normale dönüyor, bir dakika içinde tekrar bu ekran geliyor.
Bu durum hakkında bilgisi olan arkadaşlar yardım edebilirler mi acaba. Teşekkürler.
Not: Aleti internete de bağladım, uydu ve elektrik bağlantısı var.
Yaklaşık 5 saattir ekran şu capsteki halde ->
Saat başı bu bitiyor ve televizyon normale dönüyor, bir dakika içinde tekrar bu ekran geliyor.
Bu durum hakkında bilgisi olan arkadaşlar yardım edebilirler mi acaba. Teşekkürler.
Not: Aleti internete de bağladım, uydu ve elektrik bağlantısı var.
Selam duyurucular.
Var mı böyle hikayeleriniz? Anaya, babaya, abiye, ablaya, kardeşe yakalandınız mı hiç?
Tepkiler nasıldı?
Evet baylar bayanlar; anlatmak isteyen beri gelsin.
Var mı böyle hikayeleriniz? Anaya, babaya, abiye, ablaya, kardeşe yakalandınız mı hiç?
Tepkiler nasıldı?
Evet baylar bayanlar; anlatmak isteyen beri gelsin.
Selamlar sayın ahali.
Arkadaşımla adalet sarayına gidip ağır ceza mahkemesi falan izleyeceğiz. Bu mahkemeler halka açık mı yapılıyor? İzlemek için yapmamız gereken bir şey var mı ya da bu işlerin bir prosedürü falan?
Teşekkürler.
edit: evet düşününce duruşma izlemek daha doğru duruyor. teşekkür ediyorum.
Arkadaşımla adalet sarayına gidip ağır ceza mahkemesi falan izleyeceğiz. Bu mahkemeler halka açık mı yapılıyor? İzlemek için yapmamız gereken bir şey var mı ya da bu işlerin bir prosedürü falan?
Teşekkürler.
edit: evet düşününce duruşma izlemek daha doğru duruyor. teşekkür ediyorum.
Selamlar sayın ahali.
Humble Bundle meselesi var ya. Hayır işi gibi bir durumu var sanırım, yaklaşık on tane orjinal oyunu makul bir ücretle satıyorlar.
Bir arkadaşım bana ondan aldı. Ben de bana attığı linke tıkladım, ismimi ve e-mail adresimi girdim. mail geldi. aynen şu:
"Thanks for redeeming your gift code for the Humble Origin Bundle! To access your purchase just follow this link:
Your Humble URL: (burada url var)
Please save this email so that you can access the games again whenever you'd like in the future. We will keep your copy online at the above URL for the foreseeable future. Please make local backups though, to save bandwidth."
fakat mesele şu ki, ben şu an bu oyunları indirmek istemiyorum. iki ay sonra indirmek istiyorum.
bilgisayarı garantiye gönderip formatlayacağım.
acaba bir sorun olur mu? süre sınırlaması var mı? ya da bilgisayara format atarsam bu oyunlar üzerindeki hakkımı kaybeder miyim?
şimdiden teşekkürler.
Humble Bundle meselesi var ya. Hayır işi gibi bir durumu var sanırım, yaklaşık on tane orjinal oyunu makul bir ücretle satıyorlar.
Bir arkadaşım bana ondan aldı. Ben de bana attığı linke tıkladım, ismimi ve e-mail adresimi girdim. mail geldi. aynen şu:
"Thanks for redeeming your gift code for the Humble Origin Bundle! To access your purchase just follow this link:
Your Humble URL: (burada url var)
Please save this email so that you can access the games again whenever you'd like in the future. We will keep your copy online at the above URL for the foreseeable future. Please make local backups though, to save bandwidth."
fakat mesele şu ki, ben şu an bu oyunları indirmek istemiyorum. iki ay sonra indirmek istiyorum.
bilgisayarı garantiye gönderip formatlayacağım.
acaba bir sorun olur mu? süre sınırlaması var mı? ya da bilgisayara format atarsam bu oyunlar üzerindeki hakkımı kaybeder miyim?
şimdiden teşekkürler.
İyi geceler. Moralinizi bozacağım biraz.
Kabullenelim, her birimizin karmasının yanında "merhum" yazacak bir süre sonra. Hali hazırda bir kaç rahmetli yazar var (ışıklar içinde yatsınlar) ve şimdiden tüm kayıplarımızın toprağı bol olsun.
Peki soruma gelelim:
Sözlük nereden öğreniyor bizlerin rahmetli olduğunu da yazar hesabımıza "merhum"u yapıştırıyor?
Teşekkürler.
Kabullenelim, her birimizin karmasının yanında "merhum" yazacak bir süre sonra. Hali hazırda bir kaç rahmetli yazar var (ışıklar içinde yatsınlar) ve şimdiden tüm kayıplarımızın toprağı bol olsun.
Peki soruma gelelim:
Sözlük nereden öğreniyor bizlerin rahmetli olduğunu da yazar hesabımıza "merhum"u yapıştırıyor?
Teşekkürler.
"Şu anki siyasi partileri bir kenara bırakırsak" bana oyunuzu kafadan, içeriğine bile göz gezdirmeden direk alacak bir parti ismi söyleyin.
Yani tabi ki abartı oldu ama kafanızdaki siyasi ve sosyal düşüncelerinizi, ideolojinizi en net anlatan parti ismini rica ediyorum.
Yurt dışında var olan bir parti de olabilir ama sizin yaratıcılığınıza daha çok ihtiyacım var.
Herkes rengini belli eden bir parti ismi söylesin ama "bu isimde bir parti olsa direk okumu alır" dediğiniz bir partinin ismi olsun.
Teşekkürler.
Yani tabi ki abartı oldu ama kafanızdaki siyasi ve sosyal düşüncelerinizi, ideolojinizi en net anlatan parti ismini rica ediyorum.
Yurt dışında var olan bir parti de olabilir ama sizin yaratıcılığınıza daha çok ihtiyacım var.
Herkes rengini belli eden bir parti ismi söylesin ama "bu isimde bir parti olsa direk okumu alır" dediğiniz bir partinin ismi olsun.
Teşekkürler.
Soru başlıkta, caps burada sayın ahali.
Teşekkürler.
edit: beyler yapmayın ne nazisi nazi kartalının kanatları açık olur, kafası yana dönüktür, ayaklarıyla gamalı haç tutar.
"aztek altınına benziyor" diyen arkadaş da kaç kez aztek altını gördüğünü pm atarsa bir şey danışacağım :))
Teşekkürler.
edit: beyler yapmayın ne nazisi nazi kartalının kanatları açık olur, kafası yana dönüktür, ayaklarıyla gamalı haç tutar.
"aztek altınına benziyor" diyen arkadaş da kaç kez aztek altını gördüğünü pm atarsa bir şey danışacağım :))
İtiraf etmek isteyen varsa...
size anlatacağım şey içimdeki ikinci kişinin nasıl ortaya çıktığıdır. yaşımın çok büyük olmadığını hatırlatarak başlayım. ergenim evet. çünkü bu yaşananlar yaşı daha ileri bi vatandaşa belki bu kadar koymaz lakin beni beni öylesine etkiledi ki etrafımdaki tüm bayanlara karşı mesafeliyim, bu olaylardan sonra aklımın ucundan kimseyle birlikte olmak geçmiyor.
bir kaç kişiyle paylaştım, daha çok tanımadığım insanlar olmasına dikkat ettim bu kişilerin fakat daha büyük bi kitlenin yorumunu almak istiyorum (tabi okursanız). ilgi çeksin diye betimlemelere dikkat ederek, dramatize ederek anlatmaya çalışacağım.
polonya'ya okumaya gittim, 48 saatlik bi yolculuk. uçaklar trenler...
iki spor çantam var, bi de sırt çantam, yoruldum tabi uykusuz kaldım.o yorgunluğun üstüne bile olsa hareketli bi şeyler yapmak istiyorum tabi gitmişim oralara kadar.
bana verilen odaya çıktım. yurdun 7. katı. mutfak banyo oda harika her şey. mentorum (ela) dedi ki bak bu oda iki kişilik, bu sabah biri daha yerleşti, ama tanımıyorum. sonra siz tanışırsınız, şu an burada değil ama. çıktım odaya, bi güzel koku, çok sade bi havası var, aydınlık. dedim düzenliymiş artık kimse oda arkadaşım.
baktım ingilizce bi kitap. masanın kenarında. çok güzel düzenlenmiş, serilmiş yatağın yanında masanın ucunda. aldım elime. romandı. karıştırdım sayfaları. ingilizce notlar çıkarılmıştı. aklıma nerden estiyse dedim ki "iyi, britanyalı oda arkadaşım oldu."
yurt 11 katlı, 12. katta yani çatıda gözlemevi var. o gece hoşgeldin partisi olacak o sene yeni gelen öğrencilere.
hazırlandım erkenden, şehir merkezine yürüdüm zaten küçük bi şehir.
geri geldim, oda yine boş. parfüm kokuyor.
ben de hazırlandım çıktım çatıya. o gün tanıştığım arkadaşlar orada. selamlaştım geçtim yanlarına biramı alıp.
üç tane ispanyol bunlar bu arada. angel, andres, samuel. andres yanımda onunla konuşuyoruz. bi kız gördüm. saçları altın sarısı. altından daha sarı. güneş gibi parlıyor. hafif balık etli. yüzünde öyle bir ifade var ki... dersin ya birisi için "bu kişiden hayatta kimseye zarar gelmez" diye. öyle işte. nasıl gülüyor ama. aklım gitti. ishal olmuş gibi hissettim kalbim sıkıştı. andres var yanımda, dedim "abi who is this girl? that one, do you know her?" sikine takmadı pek o, "i dont know. go ask her" dedi.
kafamı bi kaldırdım, kız yok. kayboldu.
ama ne kayboluş. çok gizemliydi.
o partide bulunduğum her saniye o kızı aradım gözümle. sordum ela'ya tarif ettim. yok tanımıyor. nereli, nereden gelmiş, yeni mi gelmiş benim gibi, odası neresi... tanımıyorlar.parti bitecek artık kimse kalmadı, sarhoş muhabbeti başladı. ben yüzüm asık aşağı indim 8. kata kadar. ama hiç de bakmadım gerçekten 8. kata mı indim diye. zaten hafif sarhoşum...
ittim kapıyı açıldı. o ilk kapıdan sonra sol taraf banyo ve tuvalet. sağ taraf mutfak, karşısı da oda. odanın kapısının üzerinde buzlu camlı bi pencere var eski tip türk dairelerindeki gibi. oradan loş bi ışık vuruyor karanlık koridora. ben sağa döndüm mutfağa. su içtim.
banyoya girdim, yüzümü yıkadım, kafamı ıslattım. bu arada o loş ışıktan anladım ki (masa lambası o loş ışık) oda arkadaşım gelmiş.
içeri girdim.
içeri girdim ama daha girerken anladım burada bi terslik var.
çünkü fazlaca sessiz her taraf. yani odada biri olduğunu biliyorum ama sessizce oturuyor. neden sessizce otursun ki internet falan var. ama sessizce oturuyor. içeride kimsenin olmama ihtimali yok mu, tabi ki var. ama hayır ben anladım içgüdüsel olarak mı artık bi şey çekti mi beni oraya...
kapıyı yavaşça açtım, oda kare şeklinde tam karşıda sol ve karşı duvarın köşesine dayanmış bi yatak ve o yataktan başlayıp sağ duvara kadar devam eden karşı duvara yapışık uzunca bi masa ve iki adet sandalye.
sol tarafımda kapının açıldığı duvara dayalı ikinci yatak, sağ duvara yapışık kapıdan masaya kadar dolaplar.
masa lambası beni yanılttı sanki. çünkü karşıdaki yatağa uzanmış kitap okuyan birisi vardı. fakat o sarışın kıza benziyodu. kız kitaptan başını kaldırıp bana baktı. iki mavi göz vurdu beni. çivilendim kaldım durduğum yere.
sarışın kızdı. benim sarışın. ben yapılabilecek en salakça şeyi yapıp en öküzce potumu kırdım o an.
pardon yanlış odaya geldim herhalde deyip dışarı çıktım.
kız tek kelime edemedi. ben çıktım odadan. ama kalp krizi geçirecem nerdeyse.
çıktım dış kapıya kadar. doğru oda. mecbur mal gibi içeri girdim tekrar.
kız gülümsüyor bana. ben de gülümsedim de ben inanılmaz utanıyorum tabi. kız elinde o kitabı tutuyor. ingilizce notların olduğu.
tanıştık. sabaha kadar konuştuk.
kızın bi bakışı vardı, içime kızgın şişler sokup çıkarıyorlar. oradan görünmez olup hoplaya zıplaya uzaklaşmak istiyorum. bakmasın bana öyle diyorum. (kız ortak arkadaşlarımızdan kimseye de o kadar güzel gelmedi nedense) ama benim için dünyanın en güzel insanı.
o gün öyle geçti. inanılmaz iyi kalpli, şevkatli, barışçıl, yani nasıl tarif edeyim kızda dünyanın tüm güzel şeyleri toplanmış. zerre kötülük negatiflik yok. çok sevgi dolu.
ben zaten ilk gördüğüm an aşık oldum. iki hafta nasıl geçti anlamadım. her hareketime dikkat ediyorum. sabah markete koşuyorum o yorulmasın diye. daha büyük çaplı alışverişlerimize beraber çıkıyoruz, beraber yemek yapıyoruz, kahkaha muhabbet, lig maçlarını izliyoruz (hiç kaçırmam)...
iki hafta sonra yataklarımızı birleştirdik -bu esnada ne kadar mutlu olduğumu hayal bile edemezsiniz. hayallerinizdeki insanı bulduğunuzu düşünün-.
değişim öğrencisiydi hepimiz gibi (sonradan hepimiz kalmayı seçtik orada). ufak tefek bi kaç problem çıksa da inanılmaz güzel gidiyordu her şey. yanında uyurken bile eğleniyordum ya. inanılmaz mutluydum.
bisikletle göle gidiyorduk, ormana gidiyorduk, hayvanat bahçesine gidiyorduk, alışverişe gidiyorduk, buz patenine gittik, araba kiraladık almanya'ya gittik vs...
şubat ayı geldi. gidip kalma mevzusu çıktı ortaya. tabi herkes kalacaktı yani hesaplarım öyleydi. çok güzel bi arkadaşlık vardı herkesle aramızda. arkadaş grubumuz çok iyiydi.
bi gece bi konuşma yaptık. bizim için gelecek yok dedi. bi yerde bitecek mutlaka bu dedi. ne zamana kadar bekleyebilirim ki dedi. buz gibi terliyorum ben bu sırada. konuşamıyorum.
sonunda konuştum. bekletmem seni dedim. okul biter bitmez beraber iş ararız dedim. dedim de dedim. her türlü ikna etmeye çalıştım.
olmadı. dönüyorum ben dedi.
hazırlandı yavaş yavaş. ben oturup onu izledim. bavulunu topladı, ben oturdum onu izledim. banyodaki eşyalarını topladı, ben onu izledim.
akşam son kez maç izledik beraber. sabah oldu. uyandık. kahvaltı yapmadan çıktık.
konuşmadık hiç. öpüşmedik de. trene bindi. hoşçakal dedi, gitti.
ağlamadım. yani tamam dedim ya ben oldu yani kabullendim. ağlamadım. bi şişe votka aldım tesco'dan. geçtim odama. salı sabahıydı.
ertesi hafta çarşambaya kadar hayatım normaldi. ağlamadım bile. sesimi çıkarmadım. yaptığım hiçbir şey beni eğlendirmedi ama gerilmedim de.
bi sonraki hafta çarşamba günü, türklerin odasına çıktım muhabbet falan ederiz diye. kafam dopdolu.
ufak bi tartışma çıktı. küçücük bi mesele. bi patladım ben... bi ağladım... gırtlağım yırtılacaktı. elimde bardak vardı sıkarak parçaladım (baş parmağımda izi duruyor hala). kafamı duvarlara vurdum. pencereye koştum atlamak için.
beni beş kişi tuttular. (o odanın tüm sakinleri 2+3) ağlamaktan başım patladı. tir tir titredim sinirden.
o gece o türklerin yan odasındaki arkadaşlarda kaldım. geberene kadar içtim. o gece içtim, ertesi gün içtim. bi sonraki gün içtim. o hafta içtim.
derslere gitmeye çalışıyorum, anlatılanı anlamıyorum, bunalıyorum. hava inanılmaz kötü. dondurucu bir soğuk, umrumda değil. içeri geçesim gelmiyor.
türkiye'ye geldim şubatta. kendime gelemedim.
üç hafta annemin evinde kaldım. evden çıkmadım. yataktan çıkmadım. toplayamadım kendimi. bilgisayarı açamadım.
sonra geri döndüm.
manken gibi bi kız geldi o dönemin başında. ispanyol. (ilk anlatılan kız finlandiyalı) o dönem de onunla birlikteydik. o geldi odaya.
olmadı ama yine unutamadım. o daha az kaldı. sonra başka biriyle birlikte olmaya başladı.
su gibi içtim. durmadan oyun oynadım.
yaklaşık bir sene önce ekonomik sebeplerden türkiye'ye temelli dönmek zorunda kaldım.
kendimi toparladım da, aşk olayı bitti bende tamamen. etrafımdaki kızlardan rahatsızlık duymaya başladım.
şimdi var bi kaç tane eskilerden falan. arada gelirler takılırız. dışarı çıkarım arkadaşlarla (6 kişilik bi grubumuz var, sürekli beraberiz). onun dışında ikili ilişki işi bitti bende.
bi insan bu kadar mutlu olur mu demiştim içimden. biteceğini aklıma getirmek istemedim o güzel günlerin. aklıma geldikçe sinirleniyorum, sağa sola saldıracak gibi oluyorum. yumruklarımı sıkıyorum yürürken.
facebook stalker'ı oldum, her gün bakıyorum, seyrediyorum. resmi monitorde açık duruyor ben kalkıp yürüyorum odanın içinde, yaşadıklarımızı düşünüyorum (bu arada bahsi geçen herkesin fotoğrafını özel mesaj aracılığıyla ulaşanlara gösterebilirim).
bu olaylardan sonra sadece bir kişiye aşık olduğumu hissettim. geçmişimde yer etmiş bi vatandaştı o da. konuşamadım cesaret edip (çok farklı sebeplerden dolayı), bir kaç gün sonra unuttum onu da.
var mı aynı duyguları paylaşan, kendini aynı durumda hisseden?
ne tavsiye edersiniz?
teşekkürler.
bir kaç kişiyle paylaştım, daha çok tanımadığım insanlar olmasına dikkat ettim bu kişilerin fakat daha büyük bi kitlenin yorumunu almak istiyorum (tabi okursanız). ilgi çeksin diye betimlemelere dikkat ederek, dramatize ederek anlatmaya çalışacağım.
polonya'ya okumaya gittim, 48 saatlik bi yolculuk. uçaklar trenler...
iki spor çantam var, bi de sırt çantam, yoruldum tabi uykusuz kaldım.o yorgunluğun üstüne bile olsa hareketli bi şeyler yapmak istiyorum tabi gitmişim oralara kadar.
bana verilen odaya çıktım. yurdun 7. katı. mutfak banyo oda harika her şey. mentorum (ela) dedi ki bak bu oda iki kişilik, bu sabah biri daha yerleşti, ama tanımıyorum. sonra siz tanışırsınız, şu an burada değil ama. çıktım odaya, bi güzel koku, çok sade bi havası var, aydınlık. dedim düzenliymiş artık kimse oda arkadaşım.
baktım ingilizce bi kitap. masanın kenarında. çok güzel düzenlenmiş, serilmiş yatağın yanında masanın ucunda. aldım elime. romandı. karıştırdım sayfaları. ingilizce notlar çıkarılmıştı. aklıma nerden estiyse dedim ki "iyi, britanyalı oda arkadaşım oldu."
yurt 11 katlı, 12. katta yani çatıda gözlemevi var. o gece hoşgeldin partisi olacak o sene yeni gelen öğrencilere.
hazırlandım erkenden, şehir merkezine yürüdüm zaten küçük bi şehir.
geri geldim, oda yine boş. parfüm kokuyor.
ben de hazırlandım çıktım çatıya. o gün tanıştığım arkadaşlar orada. selamlaştım geçtim yanlarına biramı alıp.
üç tane ispanyol bunlar bu arada. angel, andres, samuel. andres yanımda onunla konuşuyoruz. bi kız gördüm. saçları altın sarısı. altından daha sarı. güneş gibi parlıyor. hafif balık etli. yüzünde öyle bir ifade var ki... dersin ya birisi için "bu kişiden hayatta kimseye zarar gelmez" diye. öyle işte. nasıl gülüyor ama. aklım gitti. ishal olmuş gibi hissettim kalbim sıkıştı. andres var yanımda, dedim "abi who is this girl? that one, do you know her?" sikine takmadı pek o, "i dont know. go ask her" dedi.
kafamı bi kaldırdım, kız yok. kayboldu.
ama ne kayboluş. çok gizemliydi.
o partide bulunduğum her saniye o kızı aradım gözümle. sordum ela'ya tarif ettim. yok tanımıyor. nereli, nereden gelmiş, yeni mi gelmiş benim gibi, odası neresi... tanımıyorlar.parti bitecek artık kimse kalmadı, sarhoş muhabbeti başladı. ben yüzüm asık aşağı indim 8. kata kadar. ama hiç de bakmadım gerçekten 8. kata mı indim diye. zaten hafif sarhoşum...
ittim kapıyı açıldı. o ilk kapıdan sonra sol taraf banyo ve tuvalet. sağ taraf mutfak, karşısı da oda. odanın kapısının üzerinde buzlu camlı bi pencere var eski tip türk dairelerindeki gibi. oradan loş bi ışık vuruyor karanlık koridora. ben sağa döndüm mutfağa. su içtim.
banyoya girdim, yüzümü yıkadım, kafamı ıslattım. bu arada o loş ışıktan anladım ki (masa lambası o loş ışık) oda arkadaşım gelmiş.
içeri girdim.
içeri girdim ama daha girerken anladım burada bi terslik var.
çünkü fazlaca sessiz her taraf. yani odada biri olduğunu biliyorum ama sessizce oturuyor. neden sessizce otursun ki internet falan var. ama sessizce oturuyor. içeride kimsenin olmama ihtimali yok mu, tabi ki var. ama hayır ben anladım içgüdüsel olarak mı artık bi şey çekti mi beni oraya...
kapıyı yavaşça açtım, oda kare şeklinde tam karşıda sol ve karşı duvarın köşesine dayanmış bi yatak ve o yataktan başlayıp sağ duvara kadar devam eden karşı duvara yapışık uzunca bi masa ve iki adet sandalye.
sol tarafımda kapının açıldığı duvara dayalı ikinci yatak, sağ duvara yapışık kapıdan masaya kadar dolaplar.
masa lambası beni yanılttı sanki. çünkü karşıdaki yatağa uzanmış kitap okuyan birisi vardı. fakat o sarışın kıza benziyodu. kız kitaptan başını kaldırıp bana baktı. iki mavi göz vurdu beni. çivilendim kaldım durduğum yere.
sarışın kızdı. benim sarışın. ben yapılabilecek en salakça şeyi yapıp en öküzce potumu kırdım o an.
pardon yanlış odaya geldim herhalde deyip dışarı çıktım.
kız tek kelime edemedi. ben çıktım odadan. ama kalp krizi geçirecem nerdeyse.
çıktım dış kapıya kadar. doğru oda. mecbur mal gibi içeri girdim tekrar.
kız gülümsüyor bana. ben de gülümsedim de ben inanılmaz utanıyorum tabi. kız elinde o kitabı tutuyor. ingilizce notların olduğu.
tanıştık. sabaha kadar konuştuk.
kızın bi bakışı vardı, içime kızgın şişler sokup çıkarıyorlar. oradan görünmez olup hoplaya zıplaya uzaklaşmak istiyorum. bakmasın bana öyle diyorum. (kız ortak arkadaşlarımızdan kimseye de o kadar güzel gelmedi nedense) ama benim için dünyanın en güzel insanı.
o gün öyle geçti. inanılmaz iyi kalpli, şevkatli, barışçıl, yani nasıl tarif edeyim kızda dünyanın tüm güzel şeyleri toplanmış. zerre kötülük negatiflik yok. çok sevgi dolu.
ben zaten ilk gördüğüm an aşık oldum. iki hafta nasıl geçti anlamadım. her hareketime dikkat ediyorum. sabah markete koşuyorum o yorulmasın diye. daha büyük çaplı alışverişlerimize beraber çıkıyoruz, beraber yemek yapıyoruz, kahkaha muhabbet, lig maçlarını izliyoruz (hiç kaçırmam)...
iki hafta sonra yataklarımızı birleştirdik -bu esnada ne kadar mutlu olduğumu hayal bile edemezsiniz. hayallerinizdeki insanı bulduğunuzu düşünün-.
değişim öğrencisiydi hepimiz gibi (sonradan hepimiz kalmayı seçtik orada). ufak tefek bi kaç problem çıksa da inanılmaz güzel gidiyordu her şey. yanında uyurken bile eğleniyordum ya. inanılmaz mutluydum.
bisikletle göle gidiyorduk, ormana gidiyorduk, hayvanat bahçesine gidiyorduk, alışverişe gidiyorduk, buz patenine gittik, araba kiraladık almanya'ya gittik vs...
şubat ayı geldi. gidip kalma mevzusu çıktı ortaya. tabi herkes kalacaktı yani hesaplarım öyleydi. çok güzel bi arkadaşlık vardı herkesle aramızda. arkadaş grubumuz çok iyiydi.
bi gece bi konuşma yaptık. bizim için gelecek yok dedi. bi yerde bitecek mutlaka bu dedi. ne zamana kadar bekleyebilirim ki dedi. buz gibi terliyorum ben bu sırada. konuşamıyorum.
sonunda konuştum. bekletmem seni dedim. okul biter bitmez beraber iş ararız dedim. dedim de dedim. her türlü ikna etmeye çalıştım.
olmadı. dönüyorum ben dedi.
hazırlandı yavaş yavaş. ben oturup onu izledim. bavulunu topladı, ben oturdum onu izledim. banyodaki eşyalarını topladı, ben onu izledim.
akşam son kez maç izledik beraber. sabah oldu. uyandık. kahvaltı yapmadan çıktık.
konuşmadık hiç. öpüşmedik de. trene bindi. hoşçakal dedi, gitti.
ağlamadım. yani tamam dedim ya ben oldu yani kabullendim. ağlamadım. bi şişe votka aldım tesco'dan. geçtim odama. salı sabahıydı.
ertesi hafta çarşambaya kadar hayatım normaldi. ağlamadım bile. sesimi çıkarmadım. yaptığım hiçbir şey beni eğlendirmedi ama gerilmedim de.
bi sonraki hafta çarşamba günü, türklerin odasına çıktım muhabbet falan ederiz diye. kafam dopdolu.
ufak bi tartışma çıktı. küçücük bi mesele. bi patladım ben... bi ağladım... gırtlağım yırtılacaktı. elimde bardak vardı sıkarak parçaladım (baş parmağımda izi duruyor hala). kafamı duvarlara vurdum. pencereye koştum atlamak için.
beni beş kişi tuttular. (o odanın tüm sakinleri 2+3) ağlamaktan başım patladı. tir tir titredim sinirden.
o gece o türklerin yan odasındaki arkadaşlarda kaldım. geberene kadar içtim. o gece içtim, ertesi gün içtim. bi sonraki gün içtim. o hafta içtim.
derslere gitmeye çalışıyorum, anlatılanı anlamıyorum, bunalıyorum. hava inanılmaz kötü. dondurucu bir soğuk, umrumda değil. içeri geçesim gelmiyor.
türkiye'ye geldim şubatta. kendime gelemedim.
üç hafta annemin evinde kaldım. evden çıkmadım. yataktan çıkmadım. toplayamadım kendimi. bilgisayarı açamadım.
sonra geri döndüm.
manken gibi bi kız geldi o dönemin başında. ispanyol. (ilk anlatılan kız finlandiyalı) o dönem de onunla birlikteydik. o geldi odaya.
olmadı ama yine unutamadım. o daha az kaldı. sonra başka biriyle birlikte olmaya başladı.
su gibi içtim. durmadan oyun oynadım.
yaklaşık bir sene önce ekonomik sebeplerden türkiye'ye temelli dönmek zorunda kaldım.
kendimi toparladım da, aşk olayı bitti bende tamamen. etrafımdaki kızlardan rahatsızlık duymaya başladım.
şimdi var bi kaç tane eskilerden falan. arada gelirler takılırız. dışarı çıkarım arkadaşlarla (6 kişilik bi grubumuz var, sürekli beraberiz). onun dışında ikili ilişki işi bitti bende.
bi insan bu kadar mutlu olur mu demiştim içimden. biteceğini aklıma getirmek istemedim o güzel günlerin. aklıma geldikçe sinirleniyorum, sağa sola saldıracak gibi oluyorum. yumruklarımı sıkıyorum yürürken.
facebook stalker'ı oldum, her gün bakıyorum, seyrediyorum. resmi monitorde açık duruyor ben kalkıp yürüyorum odanın içinde, yaşadıklarımızı düşünüyorum (bu arada bahsi geçen herkesin fotoğrafını özel mesaj aracılığıyla ulaşanlara gösterebilirim).
bu olaylardan sonra sadece bir kişiye aşık olduğumu hissettim. geçmişimde yer etmiş bi vatandaştı o da. konuşamadım cesaret edip (çok farklı sebeplerden dolayı), bir kaç gün sonra unuttum onu da.
var mı aynı duyguları paylaşan, kendini aynı durumda hisseden?
ne tavsiye edersiniz?
teşekkürler.
tavsiyesi isteyeceğim. İzlediklerinizi, bildiklerinizi yazarsanız bir sıra oluştururum.
Teşekkürler.
edit: izlediklerimi de yazayım, tavsiye vermesi kolay olsun
terminatör serisi
blade runner
ai
irobot
resident evil
space odyssey
matrix
eagle eye
Teşekkürler.
edit: izlediklerimi de yazayım, tavsiye vermesi kolay olsun
terminatör serisi
blade runner
ai
irobot
resident evil
space odyssey
matrix
eagle eye
Beni gammaz falan yapsa. Bi el atın da halledelim duyuru ahalisi olmaz mı.
Yıllardır yazıyorum, artık görev alma sıram geldi gibi.
Yıllardır yazıyorum, artık görev alma sıram geldi gibi.
Hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yetersiz olduğu bir nokta var mı ya da ne kadar iyi?
Başka bir virüs programı olmadan kullansam ne kadar korunmuş olurum? Sonuçta ücretsiz bir program yani eğer yeterince iyiyse içim rahat olacak.
Teşekkürler.
Edit: Tabi ki önerilere de açığım yani deyin ki "o program bunu bunu yapamıyor, şunu kullan".
Yetersiz olduğu bir nokta var mı ya da ne kadar iyi?
Başka bir virüs programı olmadan kullansam ne kadar korunmuş olurum? Sonuçta ücretsiz bir program yani eğer yeterince iyiyse içim rahat olacak.
Teşekkürler.
Edit: Tabi ki önerilere de açığım yani deyin ki "o program bunu bunu yapamıyor, şunu kullan".
Az önce bi arakadaşımız şöyle bir soru sormuş da (www.eksiduyuru.com) aklıma geldi benim de;
acaba gayrı müslim olunması durumu hariç cenaze namazının kılınmadığı bir durum var mı? Varsa nelerdir bu durumlar?
Teşekkürler.
acaba gayrı müslim olunması durumu hariç cenaze namazının kılınmadığı bir durum var mı? Varsa nelerdir bu durumlar?
Teşekkürler.
Bizdeki kantolara benzeyen bir şarkı vardı. Biraz orta yaşlı bir kadın İbranice söylüyordu. Bulabilir miyiz onu acaba. Tahminlerinizi iletirseniz memnun olurum.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Bir kaç siparişimiz olacak ABD'de bulunan bir arkadaştan ve ona para göndermek istiyoruz.
Nasıl yapabiliriz acaba?
Buradaki herhangi bir ATM'den arkadaşımızın Türkiye'de kullandığı hesaba yatırsak arkadaşımız Amerika'dan o parayı çekebilir mi? Ne kadar komisyon kesilir? Komisyon kesilmemesinin bir yolu var mı acaba?
Teşekkürler.
Nasıl yapabiliriz acaba?
Buradaki herhangi bir ATM'den arkadaşımızın Türkiye'de kullandığı hesaba yatırsak arkadaşımız Amerika'dan o parayı çekebilir mi? Ne kadar komisyon kesilir? Komisyon kesilmemesinin bir yolu var mı acaba?
Teşekkürler.
Yanlış mı sizce? Yanlışsa neden yanlış?
Sebebinizi yazdıktan sonra bunun sebebini de yazarsanız sevinirim.
Örneğin: Yanlış çünkü midem bulanır. (Midenizin neden bulanacağını da belirtin lütfen).
Teşekkürler.
Sebebinizi yazdıktan sonra bunun sebebini de yazarsanız sevinirim.
Örneğin: Yanlış çünkü midem bulanır. (Midenizin neden bulanacağını da belirtin lütfen).
Teşekkürler.
selamlar.
25 sayfa adamla mesajlaşmışım sözlükte.
bir entry gördüm ve yazarı da örneğin "xxx" olsun. ben bu xxx adlı yazarlar daha önce mesajlaşmış mıyım, neler konuşmuşum diye nereye bakacağım?
sayfaları tek tek geçerken adamın adını mı arayacağım mesajlar ekranında?
antik sözlükteki mesaj sayfası tek sayfa olduğu için oraya gidip ctrl + f yaparak yazarı arıyorum. fakat yeni sözlükte böyle bir kolaylığı bana sağlayacak bir yöntem var mı acaba?
teşekkürler
25 sayfa adamla mesajlaşmışım sözlükte.
bir entry gördüm ve yazarı da örneğin "xxx" olsun. ben bu xxx adlı yazarlar daha önce mesajlaşmış mıyım, neler konuşmuşum diye nereye bakacağım?
sayfaları tek tek geçerken adamın adını mı arayacağım mesajlar ekranında?
antik sözlükteki mesaj sayfası tek sayfa olduğu için oraya gidip ctrl + f yaparak yazarı arıyorum. fakat yeni sözlükte böyle bir kolaylığı bana sağlayacak bir yöntem var mı acaba?
teşekkürler
Bildiğiniz gibi bu gece saat 02:00 itibariyle artık yok.
Benim gibi hemen hemen her akşam içen, yalnız yaşayan bir adam için ürkütücü oluyor düşünmesi. Alışmıştım işte dinlemeye sürekli.
Şimdi alternatif isteyeceğim sizden. Bana diyin ki hatta "bak şu daha güzel".
Var mı alternatifi?
Benim gibi hemen hemen her akşam içen, yalnız yaşayan bir adam için ürkütücü oluyor düşünmesi. Alışmıştım işte dinlemeye sürekli.
Şimdi alternatif isteyeceğim sizden. Bana diyin ki hatta "bak şu daha güzel".
Var mı alternatifi?
Güldünüz mü? Kendinizi nasıl hissettiniz?
Sizce gülünebilir mi? Gülünmesi doğru mu yoksa yanlış mı? Neden?
Teşekkürler.
Sizce gülünebilir mi? Gülünmesi doğru mu yoksa yanlış mı? Neden?
Teşekkürler.
yok mu hiç aranızda?
Neden çok yalnız hissediyorum sanki Türkiye'de sadece ben varmışım gibi?
Neden Türkiye'de hemen hemen tüm ateistler sol görüşlü?
Not: Dayandığım temellerin daha çok ekonomik ve eşitlikçilik olduğunu da belirtmek isterim. Milliyetçilikle de vatanseverlikle de uzaktan yakından alakam yok.
Neden çok yalnız hissediyorum sanki Türkiye'de sadece ben varmışım gibi?
Neden Türkiye'de hemen hemen tüm ateistler sol görüşlü?
Not: Dayandığım temellerin daha çok ekonomik ve eşitlikçilik olduğunu da belirtmek isterim. Milliyetçilikle de vatanseverlikle de uzaktan yakından alakam yok.
En yakın arkadaşımı (Serhat diyelim ismine) deliler gibi seven bir kız var (ona da Tuğçe diyelim). Benim için de çok özel bir arkadaş bu kız. Sırdaşım. Hayatıma dair yaşayan hiç kimsenin bilmediği şeyler biliyor. Ben de onun için öyleyim. Aramızda çok farklı bir iletişim var. Ama asla birbirimizle yakınlaşmayı düşünmedik Tuğçe ile.
Serhat ve bu kız normal iki arkadaşlar, Serhat kızın kendisine aşık olduğunu bilmiyor. Ağzını aradığımda ise "kesinlikle olmaz" diyor. Fakat Tuğçe fena halde kafayı takmış, geceleri ağlıyor falan. Tabi yanında oluyorum, destek oluyorum, konuşuyorum onunla. Aramızdaki iletişim de çok farklı olduğundan biraz yanlış anlaşılmaya açık.
İki gündür Facebook'ta slow şarkı paylaşıp beni etiketliyordu. Ben bunun yanlış anlaşılmaya açık bir durum olduğunu hiç düşünmedim.
Ayrıca benim bir de arada bir takıldığım bir kız var (ismi Gül olsun).
Bu sabah uyandığımda Gül'den dört cevapsız arama gördüm, beşincide yakalayıp açtım telefonu. Kendisi, Tuğçe'nin bu videolara beni etiketleme işine pek bozulmuş. "Madem arkadaşın, mesajla atsın, ne diye duvarına gönderiyor şarkıları?" demiş ve "Noluyo ya?" diye yorum bırakmış. Ben de o an müsait durumda olmadığımdan Serhat'ı arayıp "Gül, Tuğçe'nın duvarında olay çıkaracak, müdahale et" dedim.
Sonra apar topar Gül'ün yanına koştum. Bu sırada Gül de hızını alamayıp benim Facebook hesabıma girerek Tuğçe ile birbirimize attığımız mesajları gördü. Kriz büyüdü.
Gül önce Tuğçe'yi arayarak "sen nasıl bir kızsın da sevgilisi olan adama bunları bunları diyorsun" dedi. Bu arada Tuğçe de Serhat'ı seviyordu ya, onu Serhat'ın öğreneceğini düşünerek panik oldu. Biraz tartışmadan sonra Gül insafa geldi ve "tamam Serhat bu durumu öğrenmeyecek" dedi. Fakat Tuğçe bundan önce Serhat'ı arayarak "böyle böyle bir durum oldu, Norek ve benim yakın olduğumuzu düşünen Gül kıskançlık krizine girdi ve bana telefonda saydırdı" demişti.
Şimdi dostlar;
Gül ile benim aram düzeldi gibi.
Serhat şunu düşünüyor: "Gül ayıp etti, Tuğçe iyi bir kız aslında. Norek'le de aralarında bir şey yok, Gül sadece slow şarkılara Tuğçe'nin Norek'i etiketlemesiyle kıskançlık krizine girdi."
Gül şunu düşünüyor: "Norek şerefsiz bir adam, hem arada ben varken hem de en yakın arkadaşını sevdiği halde Tuğçe'ye yakınlaşıyor. Tuğçe de Serhat'ı sevdiği halde Norek'e yakınlaşıyor."
Tuğçe kendini yollara vurdu. "Serhat'ı bulup her şeyi anlatmam lazım" diyor. Çünkü zannediyor ki Serhat şunu düşünecek "Tuğçe cidden Norek ile yakın oldu ve Tuğçe böyle bir insanmış". Fakat bugün görüşmeleri imkansız, çünkü Serhat kişisel durumlardan ötürü bugün kimseyle görüşemez.
Ben istiyorum ki Serhat beni yanlış anlamasın. Aramızda Tuğçe ile bir yakınlaşma olmadığını, bu salak durumun sadece Gül'ün kıskançlığından ve özel hayata müdahalesinden ötürü meydana geldiğini bilsin.
Şimdi sayın ahali;
Ben ne yapmalıyım? Kime ne demeliyim? Tek istediğim, Serhat ile aramın bozulmaması. Tuğçe ile yakınlaşmadığıma inanması.
Benim yerimde olsanız ne yaparsınız?
Olayları her karakterin bakış açısından değerlendirip ortaya bi çözüm çıkarır mısınız benim için.
Çok teşekkürler.
Serhat ve bu kız normal iki arkadaşlar, Serhat kızın kendisine aşık olduğunu bilmiyor. Ağzını aradığımda ise "kesinlikle olmaz" diyor. Fakat Tuğçe fena halde kafayı takmış, geceleri ağlıyor falan. Tabi yanında oluyorum, destek oluyorum, konuşuyorum onunla. Aramızdaki iletişim de çok farklı olduğundan biraz yanlış anlaşılmaya açık.
İki gündür Facebook'ta slow şarkı paylaşıp beni etiketliyordu. Ben bunun yanlış anlaşılmaya açık bir durum olduğunu hiç düşünmedim.
Ayrıca benim bir de arada bir takıldığım bir kız var (ismi Gül olsun).
Bu sabah uyandığımda Gül'den dört cevapsız arama gördüm, beşincide yakalayıp açtım telefonu. Kendisi, Tuğçe'nin bu videolara beni etiketleme işine pek bozulmuş. "Madem arkadaşın, mesajla atsın, ne diye duvarına gönderiyor şarkıları?" demiş ve "Noluyo ya?" diye yorum bırakmış. Ben de o an müsait durumda olmadığımdan Serhat'ı arayıp "Gül, Tuğçe'nın duvarında olay çıkaracak, müdahale et" dedim.
Sonra apar topar Gül'ün yanına koştum. Bu sırada Gül de hızını alamayıp benim Facebook hesabıma girerek Tuğçe ile birbirimize attığımız mesajları gördü. Kriz büyüdü.
Gül önce Tuğçe'yi arayarak "sen nasıl bir kızsın da sevgilisi olan adama bunları bunları diyorsun" dedi. Bu arada Tuğçe de Serhat'ı seviyordu ya, onu Serhat'ın öğreneceğini düşünerek panik oldu. Biraz tartışmadan sonra Gül insafa geldi ve "tamam Serhat bu durumu öğrenmeyecek" dedi. Fakat Tuğçe bundan önce Serhat'ı arayarak "böyle böyle bir durum oldu, Norek ve benim yakın olduğumuzu düşünen Gül kıskançlık krizine girdi ve bana telefonda saydırdı" demişti.
Şimdi dostlar;
Gül ile benim aram düzeldi gibi.
Serhat şunu düşünüyor: "Gül ayıp etti, Tuğçe iyi bir kız aslında. Norek'le de aralarında bir şey yok, Gül sadece slow şarkılara Tuğçe'nin Norek'i etiketlemesiyle kıskançlık krizine girdi."
Gül şunu düşünüyor: "Norek şerefsiz bir adam, hem arada ben varken hem de en yakın arkadaşını sevdiği halde Tuğçe'ye yakınlaşıyor. Tuğçe de Serhat'ı sevdiği halde Norek'e yakınlaşıyor."
Tuğçe kendini yollara vurdu. "Serhat'ı bulup her şeyi anlatmam lazım" diyor. Çünkü zannediyor ki Serhat şunu düşünecek "Tuğçe cidden Norek ile yakın oldu ve Tuğçe böyle bir insanmış". Fakat bugün görüşmeleri imkansız, çünkü Serhat kişisel durumlardan ötürü bugün kimseyle görüşemez.
Ben istiyorum ki Serhat beni yanlış anlamasın. Aramızda Tuğçe ile bir yakınlaşma olmadığını, bu salak durumun sadece Gül'ün kıskançlığından ve özel hayata müdahalesinden ötürü meydana geldiğini bilsin.
Şimdi sayın ahali;
Ben ne yapmalıyım? Kime ne demeliyim? Tek istediğim, Serhat ile aramın bozulmaması. Tuğçe ile yakınlaşmadığıma inanması.
Benim yerimde olsanız ne yaparsınız?
Olayları her karakterin bakış açısından değerlendirip ortaya bi çözüm çıkarır mısınız benim için.
Çok teşekkürler.
Kendisi böyle şeyleri zerre önemsemeyen biri olmasına rağmen anneme "aramadı beni" demiş. 2 gün önceydi. Aklıma bile gelmedi. Bozulmuş belli ki.
Ne yapacağım şimdi ben?
10 dakika sonra iş yerine gitmek üzere evden çıkacağım. Ne yapayım?
Ne yapacağım şimdi ben?
10 dakika sonra iş yerine gitmek üzere evden çıkacağım. Ne yapayım?
Girip bahis oynuyorduk. Mesela "İzmir'e bu akşam yağmur yağacak" gibi bahisler oluyordu ve biz de farklı oranları olan evet ve hayır şıklarını kullanarak tahmin yapıp kupon oluşturuyorduk.
Uzun bir süre oldu girmeyeli, görmeyeli. Bir anda aklıma geldi, fark ettim ki unutmuşum ismini de. Hala faal mi?
Teşekkürler.
Uzun bir süre oldu girmeyeli, görmeyeli. Bir anda aklıma geldi, fark ettim ki unutmuşum ismini de. Hala faal mi?
Teşekkürler.
Selamlar duyuru ahalisi.
The Crow filmi, biliyorsunuz Bruce Lee'nin oğlu Brandon Lee'nin çekimler sırasında ölmesi açısından trajik bir üne sahip, bunun yanında harika bir film olarak da ün yapmış bir yapım.
İzleyeceğim kısa zamanda fakat ondan önce bir şey sormak istiyorum.
Başrol oyuncusu film setinde, çekimler devam ederken öldü ya, film nasıl sonlandı başrol olmadan? Çünkü biliyorum ki film gösterildi ve gayet de başarılı bulundu. Çekimler sırasında başrol oyuncusu hayatını kaybedince nasıl oldu da film tamamlandı?
Şimdiden teşekkürler.
The Crow filmi, biliyorsunuz Bruce Lee'nin oğlu Brandon Lee'nin çekimler sırasında ölmesi açısından trajik bir üne sahip, bunun yanında harika bir film olarak da ün yapmış bir yapım.
İzleyeceğim kısa zamanda fakat ondan önce bir şey sormak istiyorum.
Başrol oyuncusu film setinde, çekimler devam ederken öldü ya, film nasıl sonlandı başrol olmadan? Çünkü biliyorum ki film gösterildi ve gayet de başarılı bulundu. Çekimler sırasında başrol oyuncusu hayatını kaybedince nasıl oldu da film tamamlandı?
Şimdiden teşekkürler.
Selamlar.
Gezi olayları sırasında İstanbul'da çekilen bir fotoğraf arıyoruz.
Fotoğrafta gaz maskeli 3-4 kişi gözüküyor ve önlerinden de bir bayan şemsiyeyle geçiyor. Arkada da yazılarla dolu bir duvar var.
Gören, duyan, bulan haber verirse çok seviniriz.
Şimdiden teşekkürler.
Gezi olayları sırasında İstanbul'da çekilen bir fotoğraf arıyoruz.
Fotoğrafta gaz maskeli 3-4 kişi gözüküyor ve önlerinden de bir bayan şemsiyeyle geçiyor. Arkada da yazılarla dolu bir duvar var.
Gören, duyan, bulan haber verirse çok seviniriz.
Şimdiden teşekkürler.
Selamlar. Burada bir yerde bir duyuru vardı, bir yazar en epik reddedilişimizi soruyordu. Şu şekilde cevaplamıştım:
Lisedeyiz.
Okul takımının maçı, bizim okulun (ki aynı zamanda tüm ilçedeki en iyi hentbol stadıdır. duşları, sporcu ve hakem soyunma odaları, tribünleri ile) spor salonundaydı. Takımın en sempatik, en sevilen aynı zamanda en ateşli oyuncusu olan ben, tüm hazırlıklarımı yapmışım, takımın sahaya çıkmasını beklerken tribünde oturan takım arkadaşımın annesiyle konuşuyorum. Derken tribünün yukarıdaki kapısından içeri 3 adet kız giriyor.
Biri yaklaşık bir aydır peşinden koştuğum, yan sınıftaki müthiş zeki ve başarılı fakat bir türlü "evet" dedirtemediğim, aynı zamanda güzel kız. İsminden tutun da yürüyüşüne, gözlerine, saçlarına her şeyine hayranım. Bir tanecik bile kusuru yok kızın benim gözümde.
İki arkadaşıyla tribün girişinden geçtiler. Beni gördüler, birisi eliyle "yanımıza gel" manasında bir işaret yaptı ve geri çıktılar. Hemen koştum peşlerinden. Çıkınca ne göreyim! Benim hayranı olduğum o mükemmel insan ağlıyor. Yanında da bana dik dik bakan iki arkadaşı.
Kızlardan birisi:
"A*** seninle bir daha konuşmak istemiyor. Peşini bırak artık kızın. Zorla güzellik olmaz!" diyor.
Mal gibi kalıyorum. --south park sessizliği--
Üçünün de yüzüne ayrı ayrı bakıyorum. Hayır üçü de aynı şekilde bakıyor bana.
Bir müddet şu şekilde: o.O baktıktan sonra daha ben ağzımı açamadan üçü de arkasını dönüp uzaklaşıyor.
Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Ne yapmış olabilirim?
Sonradan öğreniyorum ki, önceden de problemlerimiz olan İngilizce hocası... Namussuz herif ahlak bekçiliğine soyunmuş, tüm sınıfın önünde kızı tehdit etmiş. Tabi bu şekilde rezil olan kız da bi daha yüzüme bakmadı.
Yıllar sonra gördüm alakasız bi yerde. Yolda yürürken... Gülümsedi, selam verdi ben de gülümsedim, aldım selamını. Gitti. Bakakaldım arkasından. Kendi kendime "güzelliğinden, kibarlığından hiç bir şey kaybetmemiş" dedim.
Ben çok şey kaybetmiştim, o ayrı.
Şu günlerden bir gün, ben bu kızı rüyalarımda görmeye başladım. Bir şekilde Facebook'da buldum (aramaya kapalıydı, ortak arkadaş bulmak zorunda kaldım) şimdi de stalker oldum, profiline bakıp duruyorum öylece. Seyrediyorum.
Sanırım aşık olmak üzereyim ya da çoktan oldum.
Unutmayım mı şimdi ben bu kızı? Ne yapayım unutmak için? Yoksa ekleyeyim mi arkadaş olarak? Ne konuşacağım peki? Ne diyeceğim? "Beni tanıdın mı hani benimle çıkmak istememiştin ya. Ben sana yeniden aşık oldum. Msn var mı?" mı diyeceğim?
Lisedeyiz.
Okul takımının maçı, bizim okulun (ki aynı zamanda tüm ilçedeki en iyi hentbol stadıdır. duşları, sporcu ve hakem soyunma odaları, tribünleri ile) spor salonundaydı. Takımın en sempatik, en sevilen aynı zamanda en ateşli oyuncusu olan ben, tüm hazırlıklarımı yapmışım, takımın sahaya çıkmasını beklerken tribünde oturan takım arkadaşımın annesiyle konuşuyorum. Derken tribünün yukarıdaki kapısından içeri 3 adet kız giriyor.
Biri yaklaşık bir aydır peşinden koştuğum, yan sınıftaki müthiş zeki ve başarılı fakat bir türlü "evet" dedirtemediğim, aynı zamanda güzel kız. İsminden tutun da yürüyüşüne, gözlerine, saçlarına her şeyine hayranım. Bir tanecik bile kusuru yok kızın benim gözümde.
İki arkadaşıyla tribün girişinden geçtiler. Beni gördüler, birisi eliyle "yanımıza gel" manasında bir işaret yaptı ve geri çıktılar. Hemen koştum peşlerinden. Çıkınca ne göreyim! Benim hayranı olduğum o mükemmel insan ağlıyor. Yanında da bana dik dik bakan iki arkadaşı.
Kızlardan birisi:
"A*** seninle bir daha konuşmak istemiyor. Peşini bırak artık kızın. Zorla güzellik olmaz!" diyor.
Mal gibi kalıyorum. --south park sessizliği--
Üçünün de yüzüne ayrı ayrı bakıyorum. Hayır üçü de aynı şekilde bakıyor bana.
Bir müddet şu şekilde: o.O baktıktan sonra daha ben ağzımı açamadan üçü de arkasını dönüp uzaklaşıyor.
Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Ne yapmış olabilirim?
Sonradan öğreniyorum ki, önceden de problemlerimiz olan İngilizce hocası... Namussuz herif ahlak bekçiliğine soyunmuş, tüm sınıfın önünde kızı tehdit etmiş. Tabi bu şekilde rezil olan kız da bi daha yüzüme bakmadı.
Yıllar sonra gördüm alakasız bi yerde. Yolda yürürken... Gülümsedi, selam verdi ben de gülümsedim, aldım selamını. Gitti. Bakakaldım arkasından. Kendi kendime "güzelliğinden, kibarlığından hiç bir şey kaybetmemiş" dedim.
Ben çok şey kaybetmiştim, o ayrı.
Şu günlerden bir gün, ben bu kızı rüyalarımda görmeye başladım. Bir şekilde Facebook'da buldum (aramaya kapalıydı, ortak arkadaş bulmak zorunda kaldım) şimdi de stalker oldum, profiline bakıp duruyorum öylece. Seyrediyorum.
Sanırım aşık olmak üzereyim ya da çoktan oldum.
Unutmayım mı şimdi ben bu kızı? Ne yapayım unutmak için? Yoksa ekleyeyim mi arkadaş olarak? Ne konuşacağım peki? Ne diyeceğim? "Beni tanıdın mı hani benimle çıkmak istememiştin ya. Ben sana yeniden aşık oldum. Msn var mı?" mı diyeceğim?